- Katılım
- 24 Aralık 2011
- Mesajlar
- 946
- Çözümler
- 1
- Reaksiyon puanı
- 885
- Puanları
- 93
Kemal Kılıçdaroğlu 'Selahattin Demirtaş'ın göğsüne şeref madalyası takacağım' dedi mi demedi mi? CHP yandaşı yazar çizer takımı dün bütün gün 'iftira bu' deyip durdu.
Şaka gibi!
Oysa o afişlerde mesela 'İHA ve SİHA üretimi duracak, Türkiye maalesef Azerbaycan'a yardım ediyor' gibi sözler de vardı. Altında da kimin söylediği yazıyordu.
Ama Kemal Bey o kadar afiş içerisinden sadece birini seçti sonra da önüne geçip atar yaptı!
Ya diğerleri ne olacak? Niçin ısrarla 'Selahattin Demirtaş' yazan afişin önünde?
Bu sorunun cevabını birazdan verelim ama önce biz asıl konumuza dönelim.
Kemal Bey böyle bir laf etti mi etmedi mi?
Ben cevap vereyim; etti!
Tamı tamına, noktasına virgülüne şöyle dedi:
'Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş Bey alacak göğsüne şeref madalyası olarak takacak'.
Şimdi diyeceksiniz ki dememiş!
Beterini demiş de haberiniz yok.
Canlı yayında spikerin Kemal Bey'e sorduğu soru şuydu:
'Selahattin Demirtaş'a iddianame düzenlemelerine bir tepkiniz olacak mı'?
Bu!
Kemal Bey de bu soru üzerine o yayında yekten Demirtaş'ın boynuna o madalyayı bu sözleriyle takıverdi. Öyle ya kendisine iddianame soruldu. Konu 'şeref madalyasına' ne ara geldi. Demem o ki Kemal Bey'in o sözlerine biraz daha yakından bakarsanız şunu göreceksiniz. Demirtaş'ın yargılanmasını Kemal Bey 'şeref madalyalık' bir iş olarak görüyor. Şimdi siz karar verin demiş mi dememiş mi diye!
Altmışa yakın Kürt vatandaşımızın katledilmesine sebep olan çağrıyı Selahattin Demirtaş yaptı. Hendek olaylarının da. Yedi yüzden fazla güvenlik görevlisi fidanımız şehit düştü. Demirtaş'ın iddianameleri bunlar Kemal Bey!
Siz şimdi bunlar için mi Demirtaş'a şeref madalyasını layık gördünüz. Kaldı ki bu çağrıları Demirtaş'ın kendisi bile savunamıyor.
O vakit soralım şimdi Kemal Bey'e; 'Demirtaş o şeref madalyasını hak ediyor mu etmiyor mu'?
Hadi! Versin cevabını. Buyursun 'ediyor' desin!
Hadi!
Diyebilir mi sizce? İddia ediyorum diyemez.
Bitmedi.
Kemal Bey bir de gidip Yasin Börü'nün annesinin yüzüne bakarak söylesin bunu. Yahut Diyarbakır annelerinin yüzüne. Yahut yedi yüz şehidimizin, diğer şehitlerimizin, Eren Bülbül'ün annesinin yüzüne bakarak söylesin.
Şeref sözü! Gitsin söylesin seçimde oyumu ona vereceğim.
Hadi!
Elazığ'daki söz konusu o afiş moralini hayli bozmuş olacak ki tepki olarak şunları söyledi:
'Bu ucuz provokasyonlar yapılırken yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor'!
Kusura bakmayın ama Kemal Bey yurttaşların kalbi siz Selahattin Demirtaş'a 'şeref madalyasını' layık gördüğünüz için kırıldı.
PKK'nın siyasi uzantısı HDP'yle iş tuttuğunuz için kırıldı. 'HDP'ye bakanlık vereceğiz' dediğiniz için kırıldı. Tezkereye 'hayır' oyu verdiğiniz için kırıldı.
Ve siz hâlâ PKK'nın siyasi uzantısı HDP'ye 'birlikteyiz' mesajı verebilmek için hiçbir fırsatı kaza etmiyorsunuz. Bu yüzden sadece o afişin önünde durdunuz. Diğerlerini hiç umursamadınız.
Şaka gibi!
Oysa o afişlerde mesela 'İHA ve SİHA üretimi duracak, Türkiye maalesef Azerbaycan'a yardım ediyor' gibi sözler de vardı. Altında da kimin söylediği yazıyordu.
Ama Kemal Bey o kadar afiş içerisinden sadece birini seçti sonra da önüne geçip atar yaptı!
Ya diğerleri ne olacak? Niçin ısrarla 'Selahattin Demirtaş' yazan afişin önünde?
Bu sorunun cevabını birazdan verelim ama önce biz asıl konumuza dönelim.
Kemal Bey böyle bir laf etti mi etmedi mi?
Ben cevap vereyim; etti!
Tamı tamına, noktasına virgülüne şöyle dedi:
'Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş Bey alacak göğsüne şeref madalyası olarak takacak'.
Şimdi diyeceksiniz ki dememiş!
Beterini demiş de haberiniz yok.
Canlı yayında spikerin Kemal Bey'e sorduğu soru şuydu:
'Selahattin Demirtaş'a iddianame düzenlemelerine bir tepkiniz olacak mı'?
Bu!
Kemal Bey de bu soru üzerine o yayında yekten Demirtaş'ın boynuna o madalyayı bu sözleriyle takıverdi. Öyle ya kendisine iddianame soruldu. Konu 'şeref madalyasına' ne ara geldi. Demem o ki Kemal Bey'in o sözlerine biraz daha yakından bakarsanız şunu göreceksiniz. Demirtaş'ın yargılanmasını Kemal Bey 'şeref madalyalık' bir iş olarak görüyor. Şimdi siz karar verin demiş mi dememiş mi diye!
Altmışa yakın Kürt vatandaşımızın katledilmesine sebep olan çağrıyı Selahattin Demirtaş yaptı. Hendek olaylarının da. Yedi yüzden fazla güvenlik görevlisi fidanımız şehit düştü. Demirtaş'ın iddianameleri bunlar Kemal Bey!
Siz şimdi bunlar için mi Demirtaş'a şeref madalyasını layık gördünüz. Kaldı ki bu çağrıları Demirtaş'ın kendisi bile savunamıyor.
O vakit soralım şimdi Kemal Bey'e; 'Demirtaş o şeref madalyasını hak ediyor mu etmiyor mu'?
Hadi! Versin cevabını. Buyursun 'ediyor' desin!
Hadi!
Diyebilir mi sizce? İddia ediyorum diyemez.
Bitmedi.
Kemal Bey bir de gidip Yasin Börü'nün annesinin yüzüne bakarak söylesin bunu. Yahut Diyarbakır annelerinin yüzüne. Yahut yedi yüz şehidimizin, diğer şehitlerimizin, Eren Bülbül'ün annesinin yüzüne bakarak söylesin.
Şeref sözü! Gitsin söylesin seçimde oyumu ona vereceğim.
Hadi!
Elazığ'daki söz konusu o afiş moralini hayli bozmuş olacak ki tepki olarak şunları söyledi:
'Bu ucuz provokasyonlar yapılırken yurttaşlarımızın kırılan kalplerinin ne olacağını kimse düşünmüyor'!
Kusura bakmayın ama Kemal Bey yurttaşların kalbi siz Selahattin Demirtaş'a 'şeref madalyasını' layık gördüğünüz için kırıldı.
PKK'nın siyasi uzantısı HDP'yle iş tuttuğunuz için kırıldı. 'HDP'ye bakanlık vereceğiz' dediğiniz için kırıldı. Tezkereye 'hayır' oyu verdiğiniz için kırıldı.
Ve siz hâlâ PKK'nın siyasi uzantısı HDP'ye 'birlikteyiz' mesajı verebilmek için hiçbir fırsatı kaza etmiyorsunuz. Bu yüzden sadece o afişin önünde durdunuz. Diğerlerini hiç umursamadınız.
Turgay GÜLER
Dediniz Kemal Bey dediniz
Dediniz Kemal Bey dediniz
Yazdıklarının hepsi yanlış.
