Madalyonun Öteki Yüzü "SAYLAN"

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Nnetmaniaa

Doçent
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
901
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
"Madalyon"un diğer yüzü: Türkan Saylan


Biri ruh çağırma ritüellerinde kendinden geçip üç peygamberden birinden uhrevi mesajlar alarak geldiği makamdan mitinglere davet ediyor bizleri, biri de bilim ve ilimsel bakış terazisini çoktan şaşırmış, resmi misyonerlik iddiaları, yabancı firmaların büyük para destekleriyle ve “bizden” olup olmadığı bile meçhul bir aidiyetle “namaz yerine bale” diyor. iyibilgi biyografi




8768.jpg
Alternatif bile olsa biyografiye “doğum tarihi” ile başlamak esastır! Ancak bu seferki istisnai bir durum… Zira Türkan Saylan’ın hayatına etki eden olaylar zinciri “doğum” ile başlamıyor.
Annesinin hamile olduğunu anlamasıyla başlıyor! Saylan hayatını anlattığı “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” kitabında annesinin Müslüman oluşunun ani öyküsünü şöyle anlatıyor: “Annem bana hamile kalınca Müslüman oluyor. İngilizcesinden Kur’an’ı okuyor. İyi bir Türk gelini olabilmenin tüm koşullarını yaratmaya çalışıyor. Örneğin oruç tutardı. Biz hiçbirimiz evde oruç tutmazken o tutardı.”
Anlaşılıyor ki Saylan’ın annesi gayr-ı müslim. Bu bir şey demek değil. Ancak kendisi ne henüz belli değil.
Zaten resmi bilgiler de bu “tenakuzu” yansıtıyor. Saylan’ın doğum tarihi 1935 İstanbul. Ve fakat annenin Müslüman ismi aldığı “kesin” tarih 1936. Yani Saylan’ın hayatına ilişkin anlattıklarını “kılpayı” teyit ediyor.
Muhtemelen valide hanım, hamile kaldığını anlıyor, ama “doğurana kadar bekleyeyim” diyor ve sanırız Soyadı Kanunu’na da denk düştüğünden isim o zaman değişiyor. Yine de bu tarihlerde gariplik olduğunu not düşmek lazım. Düşününce anlarsınız!
Ama 1936 yılının kesin olduğunu tekraren söylemek lazım. Zira kaynak sadece Nüfus İdaresi değil! Milli İstihbarat Teşkilatı da aynı kanaatte. Bilmeyenler “ne alaka” diyebilir, geleceğiz.
Bir kişinin etnik veya din kimliğinin önemi var mı derseniz… Bir kişinin yok. Ama bu kişinin var. Ona da geleceğiz.
Efendim tam kayıt şu… Profesör Türkan Saylan’ın annesi hanımefendinin künyesi, Raber Ragman ve Mina Verlig kızı, 1324 (1908) Bermingen İngiltere doğumlu ve Katolik Hıristiyan “Lili Mina Raiman” olduğunu gösteriyor. Ancak kendi beyanlarına göre annesi Lilly “İsviçreli”. Burada kesin bir bilgi yok.
Dediğimiz gibi 1936 yılında ismini Leyla olarak değiştiriyor. Prof. Saylan'ın mesleği -malum- hekimlik. Hevesine erken başlıyor. 12 yaşında.
Daha ortaokuldayken köy hekimi olmaya karar veriyor. Yıllar boyunca Türkiye'yi karış karış gezerek cüzam hastalığını yok etmeye çalışırken hayatı öğreniyor ve gördüğü gerçeklere asla sırtını çeviremeyeceğini de anlıyor.
Beş çocuklu bir ailenin en büyüğü olarak büyüyen ve kardeşlerine hem annelik hem de ablalık yapan Saylan'ın sorumluluk bilinci belli ki yıllardan yadigâr. İki evlilik yapıyor… Kişiliğine ilişkin ilk karinelere buradan ulaşmak mümkün… “İlkinde dokuz yıl evli kaldım. Eşim belli bir düzeyde kalmak isteyen biriydi, öyle kaldı. Benimse kendimi geliştirme hırsım vardı. Onun beklentisi ev hanımı olmamdı. Anne de oldum, iş kadını da, ev kadını da. Bir tek o tablonun içinde eş bulunduramadım. İkinci eşimden de boşandım. Bir erkeğin her dakika yanımda olup beni sevmesini seçmedim. Bu bir tercih meselesiydi...” Tabii kocaları da dinlemek lazım ama bu alternatif biyografi Saylan’a ait!
Doktorluk vesilesiyle Türkiye’yi karış karış gezerken, bir sivil toplum hareketi başlatması gerektiğini fark ediyor. Biz burada bir satır yazıp geçiyoruz ama bu içsel evrim öyle kolay olmuyor. Binbir eziyet var öyküde.
Kendi dilinden anlatmak en iyisi; “Tıp fakültesi öğrencisiyken evlendim, 23 yaşında ilk çocuğumu doğurdum, tüberküloz geçirdim, ameliyatlar oldum, çocuklarımı büyüttüm. İki yıl çelik korse takarak okula gittim. Yani tıp fakültesini girdiğimden 10 sene sonra bitirdim. Uzmanlığımı kimsenin sevmediği deri ve zührevi hastalıklar konusunda yaptım. Bu konuda ihtisas yapan Türkiye'nin yedinci kadınıydım. İşçi Sigortaları Nişantaşı Hastanesi'nde çalıştım. Orada hiç tanımadığım işçi kesimiyle tanıştım. Aslında orada bir üniversite daha bitirdim diyebilirim. Bir günde 100 hasta bakardık.”
Anlaşılıyor ki sadece ruhi bir olgunluk serüveni değil, bir sınıf bilince edinerek de büyüyor Türkan Saylan. Esasen anlı şanlı akademik kariyeri “Prof” unvanını taşımasına rağmen akademik hayattan pek haz etmiyor.
“Akademik kariyeri hiç sevmiyorum. Hâlâ bir cübbem yoktur. Oradaki o küçük çatışmalar hoşuma gitmiyor.”
Saylan küçük çatışmaları sevmiyor. Büyükleri sevip sevmediğini ilerleyen zaman gösterecek. Fakat daha önce Saylan’ın mesleki hayatında çektiği sıkıntılara değinmek gerekiyor.
Saylan çok çalışıyor, erinmiyor, iğrenmiyor, hastanenin tozundan kirine, hastanın yatağından yarasına kadar hepsini kontrol ediyor. Yara sarmayı çok seviyor. Hastalarına iğnelerini bile kendisi yapıyor.
Fakat bu sıralarda kafasını cüzama takıyor. Bir yurtdışı burs buluyor ve “ana” vatanı İngiltere'ye gidiyor… 1976'da dönüyor. Ve cüzam işini üstlenmek istiyor.
İstanbul Lepra Hastanesi'ni kuruluyor. O zaman Türkiye'de kayıtlı 10 bin cüzamlı kişi var. Ve hastalıkla mücadelesine başlıyor. Dünyadan ve Türkiye'den cüzamı silme konusunda büyük başarı sağlıyor ve Gandhi Ödülü'nü kazanıyor. Böylece hekimlik akıp geçiyor. Nihayet 21 yıllık başhekimlik hizmetinden sonra 2002 yılında emekli oluyor “Türkan hoca”.
O şimdi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı. Arnavutköy'de 25 yıldır oturduğu iki katlı ahşap evde yaşamını sürdürüyor.
Tabii bu yaşama hallice rahatsızlıklar da eşlik ediyor. Göğüs kanserinden kurtulduktan sonra karaciğerindeki rahatsızlık nedeniyle de tedavi görüyor. En son gündeme gelme vesilesi ise 14 Nisan’da Ankara’da yapılan Cumhuriyet Mitingi’nin benzerini 29 Nisan’da İstanbul’da düzenleyecek olması. Yani ulusalcı bir çizginin toplumsal önderliği yapacak.
Madalyon döner…
Buraya kadar bir “Cumhuriyet Kadını”nın “no-profile” biyografisini okudunuz… Karşınızda hayatını hastalara adamış başarılı bir hekim, sosyal konulara duyarlı bir insan, hayatı çetin dalgalarla yoğrulmuş, evliliklerinde bile huzuru bulamamış, keskin hastalıklarla yiğitçe mücadele etmiş bir dava kadını…
“Başkanlığını Profesör Türkan Saylan’ın yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkında, Atatürk İlke ve İnkılâplarını kalkan olarak kullanıp, birçok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından yardım aldığı, hiç bir yasal dayanağı olmadan kamuoyuna kendisini sivil toplum kuruluşları birliği olarak tanıtan çeşitli dernek ve vakıflarla işbirliği içerisinde oldukları yönünde yapılan ihbarlar sonucu denetime tabi tutulmuş ve Dernekler Kanunu 62 ve 85/2 maddesine muhalefetten 5 Şubat 2001 tarihinde Maltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapılmıştır.”
Bu sert ithamlarla dolu satırlar Milli İstihbarat Teşkilatı, İstihbarat Başkanı Cemal Uzgören imzasıyla 24 Nisan 2001 tarihinde Başbakanlığa gönderilen iki sayfalık yazıdan alınmıştır… Yani devletin istihbarat kurumunun resmi belgesidir.
Profesör Türkan Saylan’ın bu metin hakkındaki görüşü de -o zamanlar- şudur; “Bahsedilen olay adaletin önünde bir konu. Bir görüş vermiyorum. İleride kitaplarımda bu konuyu anlatacağım”.
29 Nisan 2001 tarihli yorumsuz bir gazete metni daha… “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) yöneticileri hakkında bölücülük yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı. İl Emniyet Müdürlüğü, Defterdarlık ve Vergi Dairesi yetkilileri, İstanbul Valisi Erol Çakır'ın izni ile bir soruşturma yaptı. Soruşturma sonucunda 18 ayrı nedenden dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu, yöneticilerle ilgili dava açıldı. Beyoğlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, ÇYDD yöneticilerine yönelik en büyük suçlama ise 'bölücülük' suçlaması. Bölücülük dışında ÇYDD hakkında, eksik mal bildirimi, depremden toplanan paraları borsaya ve repoya yatırmak, yurtdışından izinsiz para transferi ve gayrimenkul bildiriminde usulsüzlük suçlamaları var.”
İlginç değil mi? Aslında bu iddiaların doğru olup olmadığı çok önemli değil. Bunlar devletle Saylan arasındaki konular. Aklanmış ya da bu iddialarla yaşamak zorunda kalmış olması bu metnin konusu kesinlikle değil.
Önemli olan Saylan’da bir gariplik olduğu… Şöyle ki.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Yerleşkesi'nde 'Türkiye'mizin çağdaşlaşma sürecinde laiklik' konulu toplantıda konuşan Saylan’ın entelektüel kalitesine ilişkin notlar, konuşmayı haberleştiren metinden izlenebiliyor.
"Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık. Biz yakıp yıkmak için var değiliz. Biz yaratmak, geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız."
"Türkiye'nin bölünmesine, ırkçılığa yönelmesine, binlerce yıl öncesinin Arap ve İran âdetlerinin gelmesine karşıyız. Çocuklarımızın sıra üstünde namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz. "
Konuşmasında Gençlik Korosu'nu yöneten müzisyenin isminin Muhammed olmasından yakınan Saylan, "Gençlik Orkestrası'nı yaratan ve yöneten arkadaşımızın ismi Muhammed. Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?" yorumunu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler nedeniyle Türkiye'yi zor günlerin beklediğini savunan Saylan, seçime katılacak partilerin sembolleri ile dalga geçti. Saylan şunları söyledi: "İnsanlar okuma yazma bilmesin ki parmak bassınlar. Seçim kâğıtları at, eşek, arı ve kuşlarla dolu. Bilinir ki okuma yazma bilmeyen çoğunluktadır ve onlar ancak parmak basarak oy verirler. Onların ağaları, tarikat reisleri çağırır ve biz ata, eşeğe, arıya ya da kuşa oy vereceğiz derler. Böyle bir topluluk nasıl kalkınır? Böyle bir topluluk cahil bırakılmıştır. Bizi yönlendirmek isteyenlere, bizi koyun sananlara karşı dikkatli olalım. Bu ülkedeki insanları siyah-beyaz diye ayırmak, vatansever veya vatan sevmeyen hain diye ayırmak kimin haddine'"
Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta metnin içeriği değil. Üslubu. Saylan açık bir nefretle konuşuyor. Oysa Türkiye’de sözü dinlenir onlarca aydın aynı düşünceleri, sadece ülkedeki farklılıkları lezzet saymak, farklılıklardan nefret üretmemek adına çok daha medeni bil dille savunuyor.
Aslında sadece bu “dil” insanları siyah-beyaz olarak ikiye ayırıyor!
Ancak ikiye ayrılan sadece bu değil. Kamuoyu Saylan’ı “iki yüzüyle” tanıyor. Birincisi ilk başka anlattığı Saylan ikincisi ise bu iddia ve üslubun sahibi Saylan. Peki ama gerçek Saylan kim veya hangisi?
O zaman Saylan’ın yaptığı “işe” bakalım… Ayinesi iştir kişinin cümlesinden hareketle.
Saylan’ın başkanı olduğu ÇYDD, bütün faaliyetlerini Türkiye’nin hallice firmalarının bağışlarıyla yürütür. Bunda bir beis yok. Esasen dernekler böyle çalışır.
Peki bu firmalar hangileri? Danone, Metro Grosmarket, Turkcell, TNT Ekspres, Ericsson, Finansbank, İş Bankası, Mercedes-Benz vs… Fark etmiş olmalısınız. Çoğu yabancı sermayeli.
Ve yine hepsi biliyor olmalı ki Türkan Saylan ve dernek, “Atatürkçü gençler yetiştirme” misyonu taşıyor. Boynumuzun borcudur… Soru şu… Bu yabancı şirketler, kendilerine en çok karşı çıkan kesimlerin sözcülüğünü yapan bir derneğe niçin yardım yapar?
Veya tersten bakarsak… Yabancı sermayeyi “işgal güçlerinin sermaye ordusu” olarak gören bir ÇYDD, bunlardan nasıl destek ister? Bu da ayrı bir konu…
Patoloji…
Saylan hakkında daha birçok yazılmış ama dillendirilmemiş hakikaten inanılmaz iddia manzumeleri mevcut. Bunların hiçbirini yansıtmıyoruz.
Dediğimiz gibi bizi Saylan’ın alternatif biyografisi, yani aynaya baktığında kendi yüzünü nasıl gördüğü daha çok ilgilendiriyor.
Saylan, bu ülke insanlarının ezelden beri önem atfettiği manevi değerleri, kutsal saydıkları sözkonusu olduğunda saldırganlaşıyor. Zerafetten yoksunlaşıyor. Kibirli bir nefrete dönüşüyor. Bilim adamına ve bir bayana yakışmayacak şekilde kabalaşıyor.
“'Din'i, 'dogma' olarak kodlayan ve bilimsel bulmadığı için reddeden Saylan, Muhammet isminden rahatsızlık duyduğunu uluorta söyleyebiliyor.” Bu benzeşmenin bilim insanının ağzından çıkmasını garipsemiyor.
'Bu ülkede başörtüsü sorunu yoktur' diyerek, (dikkat; ‘başörtüsüne karşıyım’ değil!) gayet despot bir bakış açısıyla bir fikri değil, yaşayan kanlı canlı insanları yok sayıyor.
Bale ile namazı karşılaştırıyor ve bundan bale lehine bir çağdaşlık ölçütü çıkarıyor! (Dikkat ‘namaza karşıyım’ değil!) Bilim, biri sanat biri ibadet konusu iki eylemi kıyaslayabilir mi?
O halde apriori bir benzeşme de biz yapalım… Biri Ankara’da biri İstanbul’da “garaip” iki kadın, Serter ve Saylan, yalın biçimde “Cumhuriyet ilkelerine bağlı biz”lerin dili olabilir mi?
Biri ruh çağırma ritüellerinde kendin geçip üç peygamberden birinden uhrevi mesajlar alarak geldiği makamdan mitinglere davet ediyor bizleri, biri de, bilim ve ilimsel bakış terazisini çoktan şaşırmış, misyonerlik iddiaları, yabancı firmaların büyük paralarla desteklediği kimliğini ayakta tutmaya çalışarak, “bizden” olup olmadığı bile meçhul bir aidiyetle “namaz yerine bale” diyor…

Kaynak belirtilmiştir
Açılan diğer başlık la bu konunun içeriği farklıdır
 

joker10

Asistan
Katılım
20 Nisan 2009
Mesajlar
331
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil
 

Nnetmaniaa

Doçent
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
901
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil


Ben hiç bi kesime ait değilim

Başbakan asan İlerici geçinen darbeci zihniyetten de olmak istemem.

objektif bir atatürkçü insanım (gercek atatürkçü)
 

yusufsan21

Dekan
Katılım
27 Eylül 2008
Mesajlar
6,978
Reaksiyon puanı
35
Puanları
228
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil

Ne alakası var bunun kirlilikle? Hangi yazı kimin hesabına gelmezse burdan gidin mi diyeceksiniz.

One minute olmaz!
 

ufox

Öğrenci
Katılım
13 Mayıs 2009
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu yazıyı ve içinde anlatmak istenileni iyi anlamak lazım. Aslında yapmak istedikleri şey yukardaki arkadaşın bu yazıyı yazan kişiyi FETULLAHÇI olarak görmesinden ibaret. Arkadaşlar kimse unutmasın kurtuluş savaşında M.Kemal Atatürk ün arkasından koşan atalarımız canlarını bu vatan uğruna feda ederken ALLAH ALLAH diye bağırarak gidiyordu düşman üstüne. Şehitlerimize silah mermi top yemek taşıyan ninelerimizin kafasında BAŞÖRTÜSÜ vardı. Düşmanı Çanakkaleye gömen şehitlerimizin dedelerimizin ninelerimizin ellerinde KURAN vardı. Başörtüsü ne zaman yobazlık cahillik oldu. Namaz ne zaman kötü örnek oldu. Ezan ne zaman insanları rahatsız eder oldu. Arkadaşlar zamanında 4-5 devlet bir araya geldi ama bizi yıkamadı dağıtamadı. İşte o zaman anladılar TÜRK insanını bu kadar güçlü ayakta ve bir arada tutanın ne olduğunu ve o zaman yaptılar bu planları. Bir taraftan SAHTE şeyhler hocalar tarikatlar ürettiler bir taraftan da SAHTE cumhuriyetçiler. Şimdi ellerinde tespih sırtlarında cüppe kafalarında takke ile millete fetva verip kendileri gibi olmayanları kafir ilan edip gençlerin beyinlerini yıkamaya ve güzel dinimizi islam ı bir öcü gibi göstermeye çalışanlar ne kadar MÜSLÜMANSA, ellerinde Türk Bayrağı arkalarında MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün resimleri ile bu millete "ezan sesi duymak istemiyoruz" baş örtülü görmek istemiyoruz" "namaz istemiyoruz" "MUHAMMED" istemiyoruz u öğretenler o kadar CUMHURİYETÇİDİR.
Umarım biz ne olduğunu anlayana kadar iş işten geçmiş olmaz. Daha çok LİLİ ler KATTY ler İNGİLTERE den AMERİKA dan buraya gelir LEYLA olur TÜRKAN olur, DAVİD ler JOHN lar gelir bilmemne HOCA bilmemne ŞEYH olur bu milleti koyun gibi arkalarından koşturur. Sonra bir gün derlerki giidin birbirinizi öldürün. Zamanında sağ-sol, sonra türk-kürt, şimdi dinli - dinsiz. Kanmayın kardeşim bu oyunlara kanmayın perdenin arkasındakileri görmeye anlamaya çalışın. AÇIN GÖZÜNÜZÜ biraz yoksa onlar uyanın artık dediğinde bakacak bir ülkeniz olmayacak.
 

SiyahBuzul

Doçent
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
608
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Ama hakikaten yukardaki arkadaşın dediği şey iğne gibi battı !

Bu ülke başbakan asmış ülke ya, yazık bize :(

Kayıtlarda geçen bir durum;

"Sabah ülkücüleri tarayan silah, akşam solu tarıyordu."

Birbirimize düşmeyelim, sürü psikolojisiyle oraya buraya çekilmeyelim.
Her şeyin başı objektilik...
 

doesluck

Profesör
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
1,196
Reaksiyon puanı
1
Puanları
218
bu kadının öğrencilere öğrenci evlerinde incil okuttuğuna da şahidim.
 

ademaktekin

Profesör
Katılım
2 Aralık 2007
Mesajlar
1,471
Reaksiyon puanı
1
Puanları
218
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil

buradakilere göre dış kapının dış mandalı bile değilsin emin ol ;)
kimse sana sorcak değil nerde durması gerektiğini; ne yapması gerektiğini.
 

MuratSelim

Doçent
Katılım
21 Aralık 2008
Mesajlar
571
Reaksiyon puanı
15
Puanları
18
Saylan ın din hakkında ki düşüncelerini bilen biliyor Dine hakaret etmese Müslümanda olmasa yine saygı duyarım eğitim hizmetlerinden dolayı ama hakaret ediyor ve bence burs verdiği gençleride bu yöne itiyor lütfen burda şu cu bu cu davası yapmayın kişilerin sizinle aynı görüşte diye yaptığı yanlışları örf bas etmeyin.
 

BeyaZayeB

Profesör
Katılım
11 Kasım 2008
Mesajlar
2,184
Reaksiyon puanı
19
Puanları
218
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil

Sen kimsin!! Senin burdaki görevin nedir? O bahsettiğin sitelere uğrada aklın başına gelsin..
Cesaretin varsa yukarıda yazanlara adam gibi cevap ver
 

ZorhaK

Rektör
Katılım
24 Kasım 2008
Mesajlar
10,757
Reaksiyon puanı
259
Puanları
243
Yine Kilitlenmeye doğru yol alan bir konu:)

Burada birbirinize cevap vermeniz gerek yok seçimlerde gereken cevabı veriyoruz zaten millet olarak.Sandıkta görüşmek üzere.
 

SiyahBuzul

Doçent
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
608
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0


Konuyla ilgisi yok ama hakkaten bu durumlar komikti.
:D:icon_:
Yine alakasız ama haber 7 .com da Saylanla ilgili haber yok.
İşte böyle şeyler hoşuma gtimiyor!
Sen haber sitesisin ya, haber değeri taşımıyo rmu yani bu şimdi.
Objektifliiiiik, bu ülkenin tek çıkar yolu !
 

respector

Asistan
Katılım
15 Mart 2009
Mesajlar
475
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Gel ve gör peygamberim,

Ölenin ardından sallamak saydırmak için ellerini ovuşturan müslümanlar!!!

Yazık yazık, utanırsınız bir gün inşaAllah.
 

Nnetmaniaa

Doçent
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
901
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0

DogukanDogu

Profesör
Katılım
9 Mart 2009
Mesajlar
1,529
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
Konum
Ankara
derhal bu konu kapatılsın, sizin hiç ölene saygınız yok mu? bu kadar mıu ruhunuz satılık? Hükümet yandaşlığı bu kadar mı kanınıza, ruhunuza girdi? O güzel insanın tek yapmak istediği herkesin iyi eğitimli birer BİREY olması... Hasta insanlara yardım etmek, fakirlere yardım ve bir çok iyi iş... En büyük ibadet bu değil mi? Siz çıkmış hala sövüyorsunuz....

Okuduğunuz gazeteler de belli Vakit paçavrası ve bilumum AKPli gazete....
 

Nnetmaniaa

Doçent
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
901
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Gel ve gör peygamberim,

Ölenin ardından sallamak saydırmak için ellerini ovuşturan müslümanlar!!!

Yazık yazık, utanırsınız bir gün inşaAllah.


İşte burada belki ortak noktada birleşiyoruz

Yaptığımız (aşırı yorumlar için) tabiki yanlış

ama böyle yapılmasa kimse gercekleri görmüyor

Demekki aydınlarda Müslümanlığı işine gelince kullanıyomuş

(ölenin ardından konuşulmaz )


Bu cümlede gericilik olmasın kullanmayın bence
 

SiyahBuzul

Doçent
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
608
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0

since1453

Doçent
Katılım
12 Mayıs 2009
Mesajlar
523
Reaksiyon puanı
16
Puanları
18
Gel ve gör peygamberim,

Ölenin ardından sallamak saydırmak için ellerini ovuşturan müslümanlar!!!

Yazık yazık, utanırsınız bir gün inşaAllah.

Atatürk seni bir görse çok sağlam azarlardı gibi geliyor bana!

Takkiye yapma ;)

Saylanın yaptıkları belli,sizin gibiler bu zatı bu kadar yüceltirse,haklı olarak da millet görüşünü belli eder. Ne yalan söyleyeyim Kendisini Tv de gördüğümde şeytan görmüşe dönüyordum.:angry:
Sen Atatürk'e milleti azarlatıyorsun ya ona ne demeli.
 

SiyahBuzul

Doçent
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
608
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
:) derhal kapatılsın diyen arkadaşlar da objektif değil bence

burda aksi yönde biri ölmüş olsa ne atardınız of of sonu gelmezdi
 

BeyaZayeB

Profesör
Katılım
11 Kasım 2008
Mesajlar
2,184
Reaksiyon puanı
19
Puanları
218
derhal bu konu kapatılsın, sizin hiç ölene saygınız yok mu? bu kadar mıu ruhunuz satılık? Hükümet yandaşlığı bu kadar mı kanınıza, ruhunuza girdi? O güzel insanın tek yapmak istediği herkesin iyi eğitimli birer BİREY olması... Hasta insanlara yardım etmek, fakirlere yardım ve bir çok iyi iş... En büyük ibadet bu değil mi? Siz çıkmış hala sövüyorsunuz....

Okuduğunuz gazeteler de belli Vakit paçavrası ve bilumum AKPli gazete....

Mod olunca istediğin konuyu kapatırsın..
Ölene saygımız elbette var ama bu onun hakkında eleştiri yapmayacağız anlamına gelmiyor ..
Bizim ruhumuz satılık değil satılık ilanını kendi ruhunda ara..
Hükümet yandaşı olduğumuzu nereden çıkardın...Velevki öyleyiz sanane. avatarına bakta neyin yandaşı olduğunu gör..
O insanın güzel olduğuna kendini eğitime adadığına hasta insanlara yardım etmek istediğine inandığımızı nerden çıkardınki bunlari birde ibadet olarak görelim.. Namazla baleyi karşılaştıran bir insan hakkında ne ibadetinden bahsediyorsun..

Hemen hemen bütün gezeteleri okuyorum.. (Gazetem ZaMaN)
Emek verilmiş ve okunması için insalara sunulmuş bir yayını paçavra olarak görmek senin kaliteni ve tahammülsüzlüğünü ortaya koyuyor..
İsteyen istediği gazeteyi okur senden izin alacak değil ya..
 

Nnetmaniaa

Doçent
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
901
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Son olarak bu tartışmanın burada kalmasını rica ediyorum
Sadece bilinmesi için bazı gercekler o yazı oraya konulmuştur.

Bizlere ölenin arkasından konuşmak yakışmaz

Bu Yazıyı herkes okusun kendisi yorumlasın herkes özgürdür.

Görmek istemeyenlere bişey anlatamazsınız
 

SECURİTY-1

Öğrenci
Katılım
18 Mayıs 2009
Mesajlar
10
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ya şimdi fethullah'çı kardaşlarım forumu kirletmeyi bırakın yüzlerce siteniz var hadi dağılın orada görevinizi yapın ama burda değil
BU İşin fethullah ile ahmet ile hoca ile alakası yok kardeşim, konuyu saptırma hemen.Ön yargıdan uzaklaş ve çevreye at gözlüğüyle değil, insani geniş bir perspektiften bak.Ayrımcılık yapmakta pek hoş değil.Cevaplayamayacağın soru olunca hemen suçlamaya geçme(itham etme )lütfeeeen....Ben ATATÜTKÇÜ değilim fethullahçıda değilim ben; ''TÜRK'' ÜM VE İNSANIM.......
 

coreeye

Öğrenci
Katılım
31 Ağustos 2008
Mesajlar
24
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
din min diye insanlara çamur atmak bişey sanıyorsunuz ya
asıl siz öbür tarafta anyayı konyayı göreceksiniz
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
harbiden anne ben manyak oldum.
al sana kutup..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst