ramboberk
Profesör
- Katılım
- 12 Eylül 2009
- Mesajlar
- 4,418
- Reaksiyon puanı
- 74
- Puanları
- 0
Kaynak : Polat büyükarslan
Ekli dosyayı görüntüle 1999
Daha önce sizler için “Linux VS Windows” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazımda da eski bilgilere yenilerini ekleyerek Linux’un neden Windows’tan daha iyi olduğunu anlatmaya devam edeceğim. Sitede yazdığım bu yazı şu ana kadar yazdığım en uzun yazı. 5 sayfa uzunluğunda. Şu soğuk havalarda parmaklarım dona dona yazdım bu yazıyı. Şimdi arkanıza yaslanın. Eline sıcak çay veya neskafenizi alın. Dünyayı yeniden yaratmıyoruz. Sadece bilinen şeyleri size toplu halde dilim döndüğünce ve parmaklarım çalıştıkça anlatmaya çalıştım. Umarım sıkılmadan okursunuz.
Öncelikle size bazı terimlerden bahsetmek istiyorum.
GNU/Linux Nedir?
Linux aslında bir işletim sistemi değil. Sadece sistemin çekirdeği, beynidir. Bu yazı boyunca Linux diye hitap ederek bütün sistemi kastediyorum. Çünkü Linux tek başına çalışamaz. Bunun için bir ortam olması gerekir. Aslında GNU/Linux diye tabir etmek daha doğrudur. Örneğin ben Ubuntu Linux kullanıyorum. Hangi dağıtımı kullanıyorsanız Linux kelimesinden önce o dağıtımın ismini söylersiniz. Çok fazla linux dağıtımı var ve her dağıtımın kendine özgü özelliği ve güzelliği var. İleride çok daha fazla bilginiz olduğunda siz kendinize en uygun dağıtımı seçersiniz. Ben size başlangıç olarak Ubuntu Linux’u öneriyorum. En bilinen Linux dağıtımı Ubuntu’dur. Yazılım seçeneği çok fazladır ve teknik destek alma, sorunları kısa süre çözme imkanınız var. İşin içine girdiğinizde çok daha fazlasını öğreneceksiniz.
Windows’un Klasik Problemleri;
Windows kullananların bir çoğu ömründe en azından bir kez Mavi Ekranla karşılaşmıştır. Bildiğiniz gibi Windows’ta ciddi bir problem olduğunda veya sistem çöktüğünde bilgisayar açılmaz ve mavi bir ekranda beyaz yazılarla problemin ne olduğunu size bildirir. Bu aşamadan sonra genelde yapılacak çok fazla bir şey yoktur. Windows sizlere ömürdür. Geriye dosyalarınızın yedeğini bir şekilde hard diskten kurtararak format atmak kalır. Bu kurtarma işleminin nasıl yapıldığına burada şimdilik değinmiyorum. Zaten Linux kullanan kişiler bu işlemlerin neler olduğunu biliyordur.
Windowstaki diğer bir problem de yüklediğiniz her program sistemde yük oluşturur. Bunu biraz açıklayalım. Zamanla kayıt defterindeki, kurup sildiğiniz programların artıkları veya silerken arkalarında bıraktıkları dosyalar, bilgisayarınızın hantallaşmasına ve yavaşlamasına neden olur. Bir çok bilgisayar dergisinde, bilgisayarı hızlandırmak için kullanılacak yöntemlerde şu cümleyi okumuşsunuzdur. “Kullanmadığınız programları bilgisayarınızdan kaldırın”. Bunu yaparak bilgisayarınızın hızlanacağını hiç zannetmiyorum. Burada hızlanma denilen şey gözle görülemeyecek düzeyde bir hızlanma. Bu yöntem hiçbir zaman ilk format attığınız zamanki hızlı haline getirmez. Bana göre tek faydası bilgisayarınızda yer açmış olursunuz. Zaten insanlar kullanmayacakları programları neden bilgisayarlarına kursunlar ki ?
Gelelim format olayına. Windows kullanıp da format atmamış veya başkasına attırtmamış insan yoktur. İnsanların ağzına sakız olmuş bir kelimedir. Bilgisayar kullanmayı bilmeyen insanlar bile bu kelimeyi çok iyi bilirler. Bilgisayar’da problem oluştuğunda yaptıkları ilk şey format atmasını bilen birini bulup “Bilgisayar’a format atarmısın” diye sormaktır. Her problemde format atmanın çözüm olduğunu zannederler. Uzun süre önce okuduğum dergilerden birinde şuna benzer bir şey görmüştüm. “Eğer bir kişi size bilgisayarınızdaki problem için format atmayı önerirse bu kişi bilgisayardan anlamıyordur”. Buna kısmen de olsa katılıyorum. Format atmak işin kolay yoludur. Öncelikli yapılacak işlem eğer size hata mesajı veriyorsa bu hata mesajını internette araştırmak olmalıdır. Hata vermiyorsa da uygun anahtar kelimeler kullanılarak google’da arama yaparak çözüme ulaşılabilir. Sistem çökmüşse (mavi ekran) zaten format atmaktan başka çare yoktur. Çözüme bir şekilde formatsız ulaşılabilirse de bunu yapmak size ekstradan zaman kaybettirecektir. Ayrıca probleminizi çözmeye çalışırken sistemi daha da kötü hale getirme riski de vardır. İnsanlar bu yüzden format atmayı yeğler. ( donanım ile ilgili bir problem olmadığını varsayarak konuşuyorum ). Çevremden ve internetteki bazı kişilerden duyduğum bir başka şey de 3-5 ayda bir format attıklarıdır. Format işlemi ortalama 30-40 dakika sürer. Bu işlemden sonra da gerekli programlar bilgisayara kurulur. Gerisini siz hesap edin…
Linux’u Windows’tan Ayıran Farklar Nelerdir?
* Ücretsizdir. İnternet üzerinden indirilebilir veya http://shipit.ubuntu.com, http://shipit.kubuntu.com sitelerinden sipariş verip evinize ücretsiz göndertebilirsiniz.
* Ücretsiz ve GPL (General Public Licence) lisanslı olduğu için istediğiniz şekilde dağıtabilir, arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
* Güvenlidir. Hacker’ların hedefinde değildir. Hatta hackerların linux dağıtımlarını kullandıkları söylenir.
* Kernelde (sistemin çekirdeği, beyni) bir çok yazılımın sürücüsü bulunur. Yani kurulum yaptıktan sonra sürücü yükleme ile uğraşmazsınız. Bilgisayarınızın bütün donanımları otomatik olarak tanınır. En kötü ihtimalle AMD ekran kartlarında sorun yaşayabilirsiniz. Ama muhtemelen çözümünü de araştırırsanız bulabilirsiniz.
* Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde en kısa sürede bu açık kapatılır.
* Virüslerle uğraşmazsınız. Çünkü virüslerin büyük çoğunluğu Windows’ta çalışacak şekilde hazırlanır. Dolayısıyla virüslerden etkilenmezsiniz. Windows için yazılan virüsler Linux üzerinde çalışmaz.
* Virüs olmadığı için Anti-virüs kurmanıza da gerek yoktur. Linux’te çalışan anti-virüs programları vardır. Bunların amacı Linux’e bulaşan virüsü silmek değildir. Örneğin birbirine bağlı bilgisayarlardan bazıları Windows bazıları Linux yüklü ise ve eğer Windows’a virüs bulaşmışsa bu virüsü temizlemek için Linux’teki anti-virüs programı size yardımcı olur. Yani daha çok şirketlerin işine yarayabilecek bir şey.
* Sisteme virüs bulaşma ihtimali olmamasına rağmen Linux için yazılan virüsler de vardır. Ama bunlar Windows’a oranla çok azdır. Bilgisayarınızda hem sizin hem de kardeşinizin kullandığı iki tane kullanıcı hesabı olduğunu varsayalım. Eğer olaki kardeşiniz bilgisayar kullanırken virüs bulaşırsa (gerçi ben linuxte böyle bir şey duymadım açıkçası) virüs sadece kardeşinizin hesabına bulaşır. Sizin hesabınız bundan etkilenmez.
* Ben çok fazla paranoyak bir insanım, benim için güvenlik önemli diyorsanız SELinux kurabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla bu bir çeşit yazılım ve bilgisayarınızı deyim yerindeyse bir kale haline getiriyor. Bir çok işlemi yaparken sizden şifre girmenizi isteyecektir.
* Defrag (Disk Birleştiricisi) olayıyla uğraşmazsınız. İstediğiniz programı kurup kaldırabilirsiniz. Bilgisayarınız ilk kurulduğu günkü gibi çalışır.
* Bazı yazılımlar kurulum ile birlikte otomatik olarak gelir. Siz ayrıca kurulum yapmayla uğraşmazsınız. (Örnek; Ofis Programları, Resim düzenleme programı olan Gimp gibi)
* Bilgisayarınıza Compiz kurarak çeşitli efekler elde edebilirsiniz. Bu efektleri arkadaşlarınız gördüğünde eminim imreneceklerdir. Youtube’da Compiz veya Compiz Fusion diye aratırsanız ne tarz efektler yapabileceğinizi görebilirsiniz. (4 tane masaüstünü aynı anda kullanmak, küp şekline getirmek, ekrana alevli yazılar yazmak gibi). Linux kullanın. Diğer insanlardan bir farkınız olsun değil mi
* Sistemde sık sık güncelleme olur. Bu yüzden hem açıkları kapatılmış hemde kullandığınız programların daima en yeni versiyonlarını kullandığınız bir bilgisayarınız olur. İnterneti kotalı(limitli) kullanıcıların buna dikkat etmesi gerekir. Eğer internetiniz kotalı ise ve laptop kullanıyorsanız benim size tavsiyem 1 veya 2 haftada bir interneti limitsiz olan ve aranızın iyi olduğu bir arkadaşınıza gidip güncellemeleri orada yapın. Arkadaşınıza da Linux’un ne olduğunu öğretirseniz veya bu yazıyı referans olarak gösterirseniz en azından Linux’un yayılmasına ve daha çok kişi tarafından kullanılmasına vesile olmuş olursunuz.
* Linux için yazılan programlar ücretsizdir. Bunları kullanmak için ücret ödemezsiniz. Crack ve Serial aramayla vaktinizi boşa harcamazsınız.
* Eğer kullandığınız bir program kitlenirse veya takılırsa bundan sistemin tamamı etkilenmez. Yani hangi program takılıyorsa sadece o program takılır.
* Her programı kurduğunuzda bilgisayarınızı yeniden başlatma derdiniz olmaz. Sadece kernel (sistemin çekirdeği, beyni) güncellemelerinde bilgisayarınızı yeniden başlatırsınız.
* Hızlıdır.
* Eski bilgisayarlarda bile çalışır. Eğer eski bir bilgisayarınız varsa kesinlikle kurmanızı tavsiye ederim. Bilgisayarınız Windows’ta çalıştığından çok daha hızlı çalışacaktır.
Windows’u Linux’ten Ayıran Farklar Nelerdir?
* Parayla satılır.
* Parayla satıldığı için alan kişiye aittir. Herhangi bir şekilde dağıtımını yapamaz, arkadaşlarınızla paylaşamazsınız.
* Güvenli değildir. Güvenliği sağlamak için ekstra çaba sarfetmeniz gerekir. Hacker’ların saldırı için en çok tercih ettiği işletim sistemidir.
* Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde bu açık kısa sürede kapatılmaz. Açıklar birkaç ay içinde veya Servis Paketi (Service Pack) şeklinde uzun vadeli aralıklarla toplu halde kapatılır. Çok önemli bir açık ise kısa sürede kapatılır.
* Bilgisayarınızın sürücülerine kurulumdan sonra daima ihtiyaç duyarsınız. Sadece Windows 7′de sürücü yükleme derdi yok.
* Virüs, spyware, trojan gibi tehlikelerle uğraşıp durursunuz.
* Anti-virüs programı kullanmak zorundasınız. Ayrıca firewall (güvenlik duvarı) da kurmanız sisteminizin güvenliği için gereklidir.
* Sistemi belirli aralıklarla Defrag (Disk Birleştiricisi) yapmanız gerekir. Defrag işleminde bilgisayardaki dosyalar belirli bir düzene sokulur ve siz bir dosyaya ulaşmak istediğinizde bilgisayarınız daha hızlı bir şekilde istenen dosyaya ulaşır. Bu yüzden en azından haftada 1 kez Disk Birleştirici yapmayı ihmal etmeyin.
* Bazı temel yazılımlar kurulumla birlikte gelmez. Siz kurulumdan sonra tek tek her yazılımı yüklemek zorundasınız.
* Yazılımların kurulum dosyaları tek parça halindedir. Exe dosyasını çalıştırıp kurarsınız.
* Güncelleme olayı sık sık olmaz.
* Windows için yazılan programların bazıları ücretsizdir bazıları ücretlidir. Genelde türkiyede insanlar ücretli programları korsan olarak kullandıkları için crack ve serial aramayla uğraşıp durursunuz.
* Eğer kullandığınız bir program kitlenirse veya takılırsa bundan sistemin tamamı etkilenir. Fare donarsa, ve Alt+Ctrl+Delete (Görev Yöneticisi) bile çalışmıyorsa o zaman size reset(bilgisayarı yeniden başlatma) yolu görünür.
* Birçok programı kurduğunuzda bilgisayarınızı yeniden başlatmanız istenir. Bu özellikle boyutları büyük olan programlarda daha fazladır.
* Hızlı bir bilgisayarınız varsa daha rahat edersiniz. Takılma veya kasma olayı nispeten daha az olur. Bilgisayarınız yavaş ise çoğu zaman takılmalardan veya kasma olayından dolayı Bill Gates amcanın kulağını çınlatırsınız
* Her bilgisayara kurulmaz. Daha doğrusu kullandığınız Windows’a bağlı olarak sistemi seçmeniz gerekir. Örneğin Eski bir bilgisayarda Windows 7 ile istediğiniz verimi alamazsınız.
Türkiye’de Linux’un Durumu;
Ubuntu-tr.org sitesinde okuduğum kadarıyla Türkiye’de 40 Bin kişi Linux dağıtımlarını kullanıyor. En azından o siteye giriş yapanların sayısı bu yönde. Yanlışım varsa site yetkilileri gerekli bilgiyi yorum olarak bu yazının altına yazarlarsa sevinirim. Gerekli düzeltmeyi yaparım.
Peki neden Türkiye’de Linux kullanımı bu kadar az?
* Herkes tarafından bilinen bir işletim sistemi değil.
* İnsanların kafalarında “Linux’u sadece bilgisayardan anlayan bilgili insanlar veya sistem yöneticileri kullanabilir” gibi bir ön yargı var.
* Her işlemin komut yazarak yapılacağını düşünmeleri.
* Windows’un kullanımına göre Linux’un kullanımının daha zor olduğunu düşünmeleri.
* Tembellik. Yeni bir işletim sistemini öğrenmeyle zaman kaybetmenin gereksiz olduğunu düşünmeleri.
Bu maddeler uzatılabilir. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Bu Yazı ile İlgili Sorulabilecek Sorular ve Yanıtları
Neden Windows’tan vazgeçip Linux’e geçeyim?
Bilgisayarınız eski ise Linux sizin için daha uygundur. Ayrıntıları zaten yukarıda belirttim.
Bilgisayarınız hızlı ise ve yukarıda anlattığım nedenler size, Linux’e geçmek için yeterli gelmiyorsa yapılacak bir şey yok. Windows kullanmaya devam edebilirsiniz.
Bilgisayarım hızlı ise o zaman Linux’e geçmeme gerek var mı?
Windows için üretilen yazılımlar genelde sistemi çok hor kullanırlar. Bilgisayarınız ne kadar hızlı olursa olsun bana göre Windows’un çökme veya hatalarla karşılaşma ihtimali Linux’e göre oldukça fazla. Linux’te bir çok problemi format atmaya gerek kalmadan çözebilirsiniz. Ama bu Windows için her zaman geçerli değil. Windows kulllanarak sistem kaynaklarınızı fazlasıyla meşkul etmek yerine Linux kullanabilirsiniz.
Linux Dağıtımlarından Hangisini Kullanmalıyım?
Eğer daha önce hiçbir Linux dağıtımı kullanmadıysanız, yani yeni başlıyorsanız benim size tavsiyem Ubuntu olacaktır. Eğer benim için görüntü önemli diyorsanız Kubuntu’yu deneyin derim. Bazı arkadaşlar size Pardus’u önerecektir. Pardus Türk’lerin yaptığı bir işletim sistemidir. KDE tabanlıdır. Görünümü hoşunuza gidecektir. Yazılım desteği Ubuntu ile kıyaslanmayacak düzeyde. Yani istediğiniz yazılımı bulamayabilirsiniz. Pardus kullananların donanım ile ilgili problem yaşayan kişilerin olduğunu biliyorum. Eğer Pardus kullanmaya karar verirseniz ve bu problemlerle karşılaşırsanız unutmayın ki bir çok Pardus kullanıcısı size seve seve yardımcı olmaya hazır.
Herşey iyi hoş da bir sistem bu kadar mükemmel olabilir mi? Bu mümkün mü?
Tabi ki Hayır. Linux’un de elbette bazı dezavantajları var.
Örneğin yazılım kurmak için internete bağlı olmak zorundasınız. Yazılımları internet üzerinden kuruyorsunuz. Yazılımları bilgisayara indirip gerektiğinde kurmayı isteyebilirsiniz. Fakat Windows’taki gibi sadece tek bir exe dosyası kurulum için yeterli değil. Ben Ubuntu Linux kullandığım için yazılımlar .deb uzantılı. Tek bir dosya çoğu zaman kurulum için yeterli olmuyor. İndirdiğiniz o tek dosyanın bağımlı olduğu bazı paketler var. Onların da kurulması gerekiyor. Yani internete bağlanmadan bir program kurmak istiyorsanız bağımlı olduğu paketleri de indirmeniz gerekir. Bu da tek bir program için kimi zaman 4-5 adet ufak parçayı da kurmanız gerekir. Eğer internet bağlantınız var ise böyle bir sorununuz yok. Gerekli paketleri sizin için kuruyor zaten.
Windows’ta oynadığınız her oyun Linux üzerinde çalışmaz. Linux üzerinde Windows oyunlarını oynamak veya Windows programlarını kurmak istiyorsanız bunun için Wine isimli bir program var. Onu kullanabilirsiniz. Ama her oyunda işe yaramıyor. Kurulsa bile yavaş çalışabiliyor. Bazı oyunlarsa tıpkı Windowstaki gibi çok iyi çalışıyor. Bunu kendiniz deneyerek görmeniz lazım. Ben oyun olarak Counter Strike 1.5 kurmuştum. Botları da kurarak sorunsuz bir şekilde oynamıştım.
Bilgisayar bilgim çok fazla değil. Ben de Linux kullanabilir miyim? Linux kullanmak zor mu?
Dileyen, isteyen herkes Linux kullanabilir. Bunun için öyle ahım şahım bir bilgiye ihtiyaç yok. En önemli şey sabırdır. Linux kullanırken hiçbir zaman Windows ile kıyaslamayın. İkisi farklı işletim sistemidir. Bazı işler Windows’ta çok kolay bir şekilde yapılırken Linux’te yapmak zaman alabilir. Ama öğrenince size çocuk oyuncağı gibi gelir.
Linux kullanmak zor değil. Dediğim gibi sadece biraz sabır ve gerekli ilgiyi göstermeniz gerekir. Ayrıca araştırmaya açık bir insan olmalısınız. Öyle herşey armut piş ağzıma düş değil yani. Bizim türk insanı biraz sabırsızdır. Herşey çabucak olsun bitsin ister. O yüzden belki de Linux kullananlar Türkiye’de bu kadar az. Tabiki alışkanlıklarınızı da geride bırakmanız gerekir.
Yazılım konusunda herhangi bir zorluk yaşar mıyım? Windows’ta kullandığım yazılımları Linux’te kullanamaz mıyım?
Herhangi bir zorlukla karşılaşacağınızı düşünmüyorum. Windows’ta kullandığınız yazılımları Wine isimli bir program ile kurup kullanabilirsiniz. Ama ben şahsen tavsiye etmiyorum. İnsanların alışkanlıkları değişebilir. Linux’te Windows’taki programlara alternatif çok iyi programlar var. Bazı programların hem Windows, hem de Linux versiyonları var. Örneğin Firefox, Opera, VLC, Limewire, Thunderbird gibi programların Linux versiyonları da var. Windows’taki CD/DVD yazma programı olan Nero’ya alternatif olarak Linux’te K3B programını kullanabilirsiniz. Nero’nun Linux versiyonu da var ama ücretli.
Bunların dışında bana sormak istediğiniz bir soru varsa bu yazının altına yorum yazarak veya email yoluyla bana sorabilirsiniz.
Yazımın başında Linux’un Windows’tan daha iyi olduğunu söylemiştim. Bu yazıyı okuyan Windows taraftarları hemen saldırı pozisyonunu almışlardır muhakkak. Bunu söylememin nedeni benim böyle olduğunu düşünmemdir ve bu kişiden kişiye de değişir. Siz Windows kullanıp da memnunsanız kullanmaya devam edebilirsiniz. Kimse size niye kullanıyorsun diye sorgulamaz/sorgulayamaz. Ben burada fikirlerimi dile getiriyorum. Linux’un güzel yanlarını size anlatmaya çalışıyorum. Benim size önerim iki işletim sistemini de bir arada kullanmak olacaktır. O zaman kendiniz iyi ve kötü yönlerini daha iyi görürsünüz.
Ayrıca şunu da belirteyim. Yukarıda yazdığım yazıyı okuduğunuzda Linux’un Windows’tan üstün özellerini görmüş olacaksınız. Ama bazı arkadaşlar şunu söyleyebilirler. “Benim bilgisayarımda Windows hiç kasmıyor veya takılmıyor”. Bunu Firefox için de söylüyorlar. O arkadaşların bilgisayarlarının özelliklerini sorduğumuzda verilen yanıtlar şu şekilde;
* Pentium 4, 3 Ghz İşlemci
* 3-4 veya 6 GB Ram
* Ekran kartları da üst düzeyde. Bir çok oyunu oynatabilecek kapasitede.
Bu ve buna benzer bir bilgisayarda sizce hangi işletim sistemi kasma, donma veya takılma sorunu meydana getirir?. Bu yazıyı o tarz bilgisayarlara sahip kişiler için yazmadım. Böyle bir sistemi almaya herkesin gücü yetmez.
Ekli dosyayı görüntüle 1999
Daha önce sizler için “Linux VS Windows” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazımda da eski bilgilere yenilerini ekleyerek Linux’un neden Windows’tan daha iyi olduğunu anlatmaya devam edeceğim. Sitede yazdığım bu yazı şu ana kadar yazdığım en uzun yazı. 5 sayfa uzunluğunda. Şu soğuk havalarda parmaklarım dona dona yazdım bu yazıyı. Şimdi arkanıza yaslanın. Eline sıcak çay veya neskafenizi alın. Dünyayı yeniden yaratmıyoruz. Sadece bilinen şeyleri size toplu halde dilim döndüğünce ve parmaklarım çalıştıkça anlatmaya çalıştım. Umarım sıkılmadan okursunuz.
Öncelikle size bazı terimlerden bahsetmek istiyorum.
GNU/Linux Nedir?
Linux aslında bir işletim sistemi değil. Sadece sistemin çekirdeği, beynidir. Bu yazı boyunca Linux diye hitap ederek bütün sistemi kastediyorum. Çünkü Linux tek başına çalışamaz. Bunun için bir ortam olması gerekir. Aslında GNU/Linux diye tabir etmek daha doğrudur. Örneğin ben Ubuntu Linux kullanıyorum. Hangi dağıtımı kullanıyorsanız Linux kelimesinden önce o dağıtımın ismini söylersiniz. Çok fazla linux dağıtımı var ve her dağıtımın kendine özgü özelliği ve güzelliği var. İleride çok daha fazla bilginiz olduğunda siz kendinize en uygun dağıtımı seçersiniz. Ben size başlangıç olarak Ubuntu Linux’u öneriyorum. En bilinen Linux dağıtımı Ubuntu’dur. Yazılım seçeneği çok fazladır ve teknik destek alma, sorunları kısa süre çözme imkanınız var. İşin içine girdiğinizde çok daha fazlasını öğreneceksiniz.
Windows’un Klasik Problemleri;
Windows kullananların bir çoğu ömründe en azından bir kez Mavi Ekranla karşılaşmıştır. Bildiğiniz gibi Windows’ta ciddi bir problem olduğunda veya sistem çöktüğünde bilgisayar açılmaz ve mavi bir ekranda beyaz yazılarla problemin ne olduğunu size bildirir. Bu aşamadan sonra genelde yapılacak çok fazla bir şey yoktur. Windows sizlere ömürdür. Geriye dosyalarınızın yedeğini bir şekilde hard diskten kurtararak format atmak kalır. Bu kurtarma işleminin nasıl yapıldığına burada şimdilik değinmiyorum. Zaten Linux kullanan kişiler bu işlemlerin neler olduğunu biliyordur.
Windowstaki diğer bir problem de yüklediğiniz her program sistemde yük oluşturur. Bunu biraz açıklayalım. Zamanla kayıt defterindeki, kurup sildiğiniz programların artıkları veya silerken arkalarında bıraktıkları dosyalar, bilgisayarınızın hantallaşmasına ve yavaşlamasına neden olur. Bir çok bilgisayar dergisinde, bilgisayarı hızlandırmak için kullanılacak yöntemlerde şu cümleyi okumuşsunuzdur. “Kullanmadığınız programları bilgisayarınızdan kaldırın”. Bunu yaparak bilgisayarınızın hızlanacağını hiç zannetmiyorum. Burada hızlanma denilen şey gözle görülemeyecek düzeyde bir hızlanma. Bu yöntem hiçbir zaman ilk format attığınız zamanki hızlı haline getirmez. Bana göre tek faydası bilgisayarınızda yer açmış olursunuz. Zaten insanlar kullanmayacakları programları neden bilgisayarlarına kursunlar ki ?
Gelelim format olayına. Windows kullanıp da format atmamış veya başkasına attırtmamış insan yoktur. İnsanların ağzına sakız olmuş bir kelimedir. Bilgisayar kullanmayı bilmeyen insanlar bile bu kelimeyi çok iyi bilirler. Bilgisayar’da problem oluştuğunda yaptıkları ilk şey format atmasını bilen birini bulup “Bilgisayar’a format atarmısın” diye sormaktır. Her problemde format atmanın çözüm olduğunu zannederler. Uzun süre önce okuduğum dergilerden birinde şuna benzer bir şey görmüştüm. “Eğer bir kişi size bilgisayarınızdaki problem için format atmayı önerirse bu kişi bilgisayardan anlamıyordur”. Buna kısmen de olsa katılıyorum. Format atmak işin kolay yoludur. Öncelikli yapılacak işlem eğer size hata mesajı veriyorsa bu hata mesajını internette araştırmak olmalıdır. Hata vermiyorsa da uygun anahtar kelimeler kullanılarak google’da arama yaparak çözüme ulaşılabilir. Sistem çökmüşse (mavi ekran) zaten format atmaktan başka çare yoktur. Çözüme bir şekilde formatsız ulaşılabilirse de bunu yapmak size ekstradan zaman kaybettirecektir. Ayrıca probleminizi çözmeye çalışırken sistemi daha da kötü hale getirme riski de vardır. İnsanlar bu yüzden format atmayı yeğler. ( donanım ile ilgili bir problem olmadığını varsayarak konuşuyorum ). Çevremden ve internetteki bazı kişilerden duyduğum bir başka şey de 3-5 ayda bir format attıklarıdır. Format işlemi ortalama 30-40 dakika sürer. Bu işlemden sonra da gerekli programlar bilgisayara kurulur. Gerisini siz hesap edin…
Linux’u Windows’tan Ayıran Farklar Nelerdir?
* Ücretsizdir. İnternet üzerinden indirilebilir veya http://shipit.ubuntu.com, http://shipit.kubuntu.com sitelerinden sipariş verip evinize ücretsiz göndertebilirsiniz.
* Ücretsiz ve GPL (General Public Licence) lisanslı olduğu için istediğiniz şekilde dağıtabilir, arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
* Güvenlidir. Hacker’ların hedefinde değildir. Hatta hackerların linux dağıtımlarını kullandıkları söylenir.
* Kernelde (sistemin çekirdeği, beyni) bir çok yazılımın sürücüsü bulunur. Yani kurulum yaptıktan sonra sürücü yükleme ile uğraşmazsınız. Bilgisayarınızın bütün donanımları otomatik olarak tanınır. En kötü ihtimalle AMD ekran kartlarında sorun yaşayabilirsiniz. Ama muhtemelen çözümünü de araştırırsanız bulabilirsiniz.
* Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde en kısa sürede bu açık kapatılır.
* Virüslerle uğraşmazsınız. Çünkü virüslerin büyük çoğunluğu Windows’ta çalışacak şekilde hazırlanır. Dolayısıyla virüslerden etkilenmezsiniz. Windows için yazılan virüsler Linux üzerinde çalışmaz.
* Virüs olmadığı için Anti-virüs kurmanıza da gerek yoktur. Linux’te çalışan anti-virüs programları vardır. Bunların amacı Linux’e bulaşan virüsü silmek değildir. Örneğin birbirine bağlı bilgisayarlardan bazıları Windows bazıları Linux yüklü ise ve eğer Windows’a virüs bulaşmışsa bu virüsü temizlemek için Linux’teki anti-virüs programı size yardımcı olur. Yani daha çok şirketlerin işine yarayabilecek bir şey.
* Sisteme virüs bulaşma ihtimali olmamasına rağmen Linux için yazılan virüsler de vardır. Ama bunlar Windows’a oranla çok azdır. Bilgisayarınızda hem sizin hem de kardeşinizin kullandığı iki tane kullanıcı hesabı olduğunu varsayalım. Eğer olaki kardeşiniz bilgisayar kullanırken virüs bulaşırsa (gerçi ben linuxte böyle bir şey duymadım açıkçası) virüs sadece kardeşinizin hesabına bulaşır. Sizin hesabınız bundan etkilenmez.
* Ben çok fazla paranoyak bir insanım, benim için güvenlik önemli diyorsanız SELinux kurabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla bu bir çeşit yazılım ve bilgisayarınızı deyim yerindeyse bir kale haline getiriyor. Bir çok işlemi yaparken sizden şifre girmenizi isteyecektir.
* Defrag (Disk Birleştiricisi) olayıyla uğraşmazsınız. İstediğiniz programı kurup kaldırabilirsiniz. Bilgisayarınız ilk kurulduğu günkü gibi çalışır.
* Bazı yazılımlar kurulum ile birlikte otomatik olarak gelir. Siz ayrıca kurulum yapmayla uğraşmazsınız. (Örnek; Ofis Programları, Resim düzenleme programı olan Gimp gibi)
* Bilgisayarınıza Compiz kurarak çeşitli efekler elde edebilirsiniz. Bu efektleri arkadaşlarınız gördüğünde eminim imreneceklerdir. Youtube’da Compiz veya Compiz Fusion diye aratırsanız ne tarz efektler yapabileceğinizi görebilirsiniz. (4 tane masaüstünü aynı anda kullanmak, küp şekline getirmek, ekrana alevli yazılar yazmak gibi). Linux kullanın. Diğer insanlardan bir farkınız olsun değil mi
* Sistemde sık sık güncelleme olur. Bu yüzden hem açıkları kapatılmış hemde kullandığınız programların daima en yeni versiyonlarını kullandığınız bir bilgisayarınız olur. İnterneti kotalı(limitli) kullanıcıların buna dikkat etmesi gerekir. Eğer internetiniz kotalı ise ve laptop kullanıyorsanız benim size tavsiyem 1 veya 2 haftada bir interneti limitsiz olan ve aranızın iyi olduğu bir arkadaşınıza gidip güncellemeleri orada yapın. Arkadaşınıza da Linux’un ne olduğunu öğretirseniz veya bu yazıyı referans olarak gösterirseniz en azından Linux’un yayılmasına ve daha çok kişi tarafından kullanılmasına vesile olmuş olursunuz.
* Linux için yazılan programlar ücretsizdir. Bunları kullanmak için ücret ödemezsiniz. Crack ve Serial aramayla vaktinizi boşa harcamazsınız.
* Eğer kullandığınız bir program kitlenirse veya takılırsa bundan sistemin tamamı etkilenmez. Yani hangi program takılıyorsa sadece o program takılır.
* Her programı kurduğunuzda bilgisayarınızı yeniden başlatma derdiniz olmaz. Sadece kernel (sistemin çekirdeği, beyni) güncellemelerinde bilgisayarınızı yeniden başlatırsınız.
* Hızlıdır.
* Eski bilgisayarlarda bile çalışır. Eğer eski bir bilgisayarınız varsa kesinlikle kurmanızı tavsiye ederim. Bilgisayarınız Windows’ta çalıştığından çok daha hızlı çalışacaktır.
Windows’u Linux’ten Ayıran Farklar Nelerdir?
* Parayla satılır.
* Parayla satıldığı için alan kişiye aittir. Herhangi bir şekilde dağıtımını yapamaz, arkadaşlarınızla paylaşamazsınız.
* Güvenli değildir. Güvenliği sağlamak için ekstra çaba sarfetmeniz gerekir. Hacker’ların saldırı için en çok tercih ettiği işletim sistemidir.
* Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde bu açık kısa sürede kapatılmaz. Açıklar birkaç ay içinde veya Servis Paketi (Service Pack) şeklinde uzun vadeli aralıklarla toplu halde kapatılır. Çok önemli bir açık ise kısa sürede kapatılır.
* Bilgisayarınızın sürücülerine kurulumdan sonra daima ihtiyaç duyarsınız. Sadece Windows 7′de sürücü yükleme derdi yok.
* Virüs, spyware, trojan gibi tehlikelerle uğraşıp durursunuz.
* Anti-virüs programı kullanmak zorundasınız. Ayrıca firewall (güvenlik duvarı) da kurmanız sisteminizin güvenliği için gereklidir.
* Sistemi belirli aralıklarla Defrag (Disk Birleştiricisi) yapmanız gerekir. Defrag işleminde bilgisayardaki dosyalar belirli bir düzene sokulur ve siz bir dosyaya ulaşmak istediğinizde bilgisayarınız daha hızlı bir şekilde istenen dosyaya ulaşır. Bu yüzden en azından haftada 1 kez Disk Birleştirici yapmayı ihmal etmeyin.
* Bazı temel yazılımlar kurulumla birlikte gelmez. Siz kurulumdan sonra tek tek her yazılımı yüklemek zorundasınız.
* Yazılımların kurulum dosyaları tek parça halindedir. Exe dosyasını çalıştırıp kurarsınız.
* Güncelleme olayı sık sık olmaz.
* Windows için yazılan programların bazıları ücretsizdir bazıları ücretlidir. Genelde türkiyede insanlar ücretli programları korsan olarak kullandıkları için crack ve serial aramayla uğraşıp durursunuz.
* Eğer kullandığınız bir program kitlenirse veya takılırsa bundan sistemin tamamı etkilenir. Fare donarsa, ve Alt+Ctrl+Delete (Görev Yöneticisi) bile çalışmıyorsa o zaman size reset(bilgisayarı yeniden başlatma) yolu görünür.
* Birçok programı kurduğunuzda bilgisayarınızı yeniden başlatmanız istenir. Bu özellikle boyutları büyük olan programlarda daha fazladır.
* Hızlı bir bilgisayarınız varsa daha rahat edersiniz. Takılma veya kasma olayı nispeten daha az olur. Bilgisayarınız yavaş ise çoğu zaman takılmalardan veya kasma olayından dolayı Bill Gates amcanın kulağını çınlatırsınız
* Her bilgisayara kurulmaz. Daha doğrusu kullandığınız Windows’a bağlı olarak sistemi seçmeniz gerekir. Örneğin Eski bir bilgisayarda Windows 7 ile istediğiniz verimi alamazsınız.
Türkiye’de Linux’un Durumu;
Ubuntu-tr.org sitesinde okuduğum kadarıyla Türkiye’de 40 Bin kişi Linux dağıtımlarını kullanıyor. En azından o siteye giriş yapanların sayısı bu yönde. Yanlışım varsa site yetkilileri gerekli bilgiyi yorum olarak bu yazının altına yazarlarsa sevinirim. Gerekli düzeltmeyi yaparım.
Peki neden Türkiye’de Linux kullanımı bu kadar az?
* Herkes tarafından bilinen bir işletim sistemi değil.
* İnsanların kafalarında “Linux’u sadece bilgisayardan anlayan bilgili insanlar veya sistem yöneticileri kullanabilir” gibi bir ön yargı var.
* Her işlemin komut yazarak yapılacağını düşünmeleri.
* Windows’un kullanımına göre Linux’un kullanımının daha zor olduğunu düşünmeleri.
* Tembellik. Yeni bir işletim sistemini öğrenmeyle zaman kaybetmenin gereksiz olduğunu düşünmeleri.
Bu maddeler uzatılabilir. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Bu Yazı ile İlgili Sorulabilecek Sorular ve Yanıtları
Neden Windows’tan vazgeçip Linux’e geçeyim?
Bilgisayarınız eski ise Linux sizin için daha uygundur. Ayrıntıları zaten yukarıda belirttim.
Bilgisayarınız hızlı ise ve yukarıda anlattığım nedenler size, Linux’e geçmek için yeterli gelmiyorsa yapılacak bir şey yok. Windows kullanmaya devam edebilirsiniz.
Bilgisayarım hızlı ise o zaman Linux’e geçmeme gerek var mı?
Windows için üretilen yazılımlar genelde sistemi çok hor kullanırlar. Bilgisayarınız ne kadar hızlı olursa olsun bana göre Windows’un çökme veya hatalarla karşılaşma ihtimali Linux’e göre oldukça fazla. Linux’te bir çok problemi format atmaya gerek kalmadan çözebilirsiniz. Ama bu Windows için her zaman geçerli değil. Windows kulllanarak sistem kaynaklarınızı fazlasıyla meşkul etmek yerine Linux kullanabilirsiniz.
Linux Dağıtımlarından Hangisini Kullanmalıyım?
Eğer daha önce hiçbir Linux dağıtımı kullanmadıysanız, yani yeni başlıyorsanız benim size tavsiyem Ubuntu olacaktır. Eğer benim için görüntü önemli diyorsanız Kubuntu’yu deneyin derim. Bazı arkadaşlar size Pardus’u önerecektir. Pardus Türk’lerin yaptığı bir işletim sistemidir. KDE tabanlıdır. Görünümü hoşunuza gidecektir. Yazılım desteği Ubuntu ile kıyaslanmayacak düzeyde. Yani istediğiniz yazılımı bulamayabilirsiniz. Pardus kullananların donanım ile ilgili problem yaşayan kişilerin olduğunu biliyorum. Eğer Pardus kullanmaya karar verirseniz ve bu problemlerle karşılaşırsanız unutmayın ki bir çok Pardus kullanıcısı size seve seve yardımcı olmaya hazır.
Herşey iyi hoş da bir sistem bu kadar mükemmel olabilir mi? Bu mümkün mü?
Tabi ki Hayır. Linux’un de elbette bazı dezavantajları var.
Örneğin yazılım kurmak için internete bağlı olmak zorundasınız. Yazılımları internet üzerinden kuruyorsunuz. Yazılımları bilgisayara indirip gerektiğinde kurmayı isteyebilirsiniz. Fakat Windows’taki gibi sadece tek bir exe dosyası kurulum için yeterli değil. Ben Ubuntu Linux kullandığım için yazılımlar .deb uzantılı. Tek bir dosya çoğu zaman kurulum için yeterli olmuyor. İndirdiğiniz o tek dosyanın bağımlı olduğu bazı paketler var. Onların da kurulması gerekiyor. Yani internete bağlanmadan bir program kurmak istiyorsanız bağımlı olduğu paketleri de indirmeniz gerekir. Bu da tek bir program için kimi zaman 4-5 adet ufak parçayı da kurmanız gerekir. Eğer internet bağlantınız var ise böyle bir sorununuz yok. Gerekli paketleri sizin için kuruyor zaten.
Windows’ta oynadığınız her oyun Linux üzerinde çalışmaz. Linux üzerinde Windows oyunlarını oynamak veya Windows programlarını kurmak istiyorsanız bunun için Wine isimli bir program var. Onu kullanabilirsiniz. Ama her oyunda işe yaramıyor. Kurulsa bile yavaş çalışabiliyor. Bazı oyunlarsa tıpkı Windowstaki gibi çok iyi çalışıyor. Bunu kendiniz deneyerek görmeniz lazım. Ben oyun olarak Counter Strike 1.5 kurmuştum. Botları da kurarak sorunsuz bir şekilde oynamıştım.
Bilgisayar bilgim çok fazla değil. Ben de Linux kullanabilir miyim? Linux kullanmak zor mu?
Dileyen, isteyen herkes Linux kullanabilir. Bunun için öyle ahım şahım bir bilgiye ihtiyaç yok. En önemli şey sabırdır. Linux kullanırken hiçbir zaman Windows ile kıyaslamayın. İkisi farklı işletim sistemidir. Bazı işler Windows’ta çok kolay bir şekilde yapılırken Linux’te yapmak zaman alabilir. Ama öğrenince size çocuk oyuncağı gibi gelir.
Linux kullanmak zor değil. Dediğim gibi sadece biraz sabır ve gerekli ilgiyi göstermeniz gerekir. Ayrıca araştırmaya açık bir insan olmalısınız. Öyle herşey armut piş ağzıma düş değil yani. Bizim türk insanı biraz sabırsızdır. Herşey çabucak olsun bitsin ister. O yüzden belki de Linux kullananlar Türkiye’de bu kadar az. Tabiki alışkanlıklarınızı da geride bırakmanız gerekir.
Yazılım konusunda herhangi bir zorluk yaşar mıyım? Windows’ta kullandığım yazılımları Linux’te kullanamaz mıyım?
Herhangi bir zorlukla karşılaşacağınızı düşünmüyorum. Windows’ta kullandığınız yazılımları Wine isimli bir program ile kurup kullanabilirsiniz. Ama ben şahsen tavsiye etmiyorum. İnsanların alışkanlıkları değişebilir. Linux’te Windows’taki programlara alternatif çok iyi programlar var. Bazı programların hem Windows, hem de Linux versiyonları var. Örneğin Firefox, Opera, VLC, Limewire, Thunderbird gibi programların Linux versiyonları da var. Windows’taki CD/DVD yazma programı olan Nero’ya alternatif olarak Linux’te K3B programını kullanabilirsiniz. Nero’nun Linux versiyonu da var ama ücretli.
Bunların dışında bana sormak istediğiniz bir soru varsa bu yazının altına yorum yazarak veya email yoluyla bana sorabilirsiniz.
Yazımın başında Linux’un Windows’tan daha iyi olduğunu söylemiştim. Bu yazıyı okuyan Windows taraftarları hemen saldırı pozisyonunu almışlardır muhakkak. Bunu söylememin nedeni benim böyle olduğunu düşünmemdir ve bu kişiden kişiye de değişir. Siz Windows kullanıp da memnunsanız kullanmaya devam edebilirsiniz. Kimse size niye kullanıyorsun diye sorgulamaz/sorgulayamaz. Ben burada fikirlerimi dile getiriyorum. Linux’un güzel yanlarını size anlatmaya çalışıyorum. Benim size önerim iki işletim sistemini de bir arada kullanmak olacaktır. O zaman kendiniz iyi ve kötü yönlerini daha iyi görürsünüz.
Ayrıca şunu da belirteyim. Yukarıda yazdığım yazıyı okuduğunuzda Linux’un Windows’tan üstün özellerini görmüş olacaksınız. Ama bazı arkadaşlar şunu söyleyebilirler. “Benim bilgisayarımda Windows hiç kasmıyor veya takılmıyor”. Bunu Firefox için de söylüyorlar. O arkadaşların bilgisayarlarının özelliklerini sorduğumuzda verilen yanıtlar şu şekilde;
* Pentium 4, 3 Ghz İşlemci
* 3-4 veya 6 GB Ram
* Ekran kartları da üst düzeyde. Bir çok oyunu oynatabilecek kapasitede.
Bu ve buna benzer bir bilgisayarda sizce hangi işletim sistemi kasma, donma veya takılma sorunu meydana getirir?. Bu yazıyı o tarz bilgisayarlara sahip kişiler için yazmadım. Böyle bir sistemi almaya herkesin gücü yetmez.
Şimdilik benden bu kadar. Olumlu, olumsuz her türlü yorumunuzu bekliyorum. Eğer herhangi bir yerde hatam olduysa lütfen söyleyin. Yanlışları birlikte düzeltelim…:thumbup1: