CHP yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’a çok asılacak, belli oluyor..
İzmir’de zaten ağırlık CHP’de. Gaziantep’te ise Devlet eski Bakanı Mustafa Yılmaz şimdiden aday olarak ilan edildi. Tıpkı Ankara adayı Murat Karayalçın gibi.
Buna karşın Melih Gökçek ne yapıyor? Kömür dağıtıyor.
İyi güzel de, “Kömür karın doyurmuyor ki!” diyeceksiniz.
Karın doyuruyor mu, doyurmuyor mu? Sandıklar açıldıktan sonra göreceğiz!
Adana’da dağıtılan bedava kömür, daha evlere taşınmadan müşterilere peşin parayla devrediliyor. Bu da bir geçim yolu(!)
İnternetten gelen mesajların çoğu yerel seçime dönük olmaya başladı.
Haber-ver adlı sitenin dünkü mesajı şöyle başlıyordu:
“Belediyeler oy için kömür dağıtımına, krizin vurduğu firmalar da işçi kıyımına hız verdi. İşte son rakamlar…”
İşçi çıkarılan firmalar ve yeni işsiz kalanların sayıları şöyle:
1- Hunday Üretimi Durdurdu: Kocaeli’ndeki Hundy Assan firması üretime üç hafta ara verdi ve 600 işçiyi izne gönderdi.
2- Goodyear’dan Stok İzni: Goodyear firması stokları artınca Kurban Bayramı ve Yılbaşı tatillerini beşer gün uzattı.
3- Toprak’tan Üç Bin Kişi: Toprak Holding Eskişehir’deki üç bin işçisinin bir kısmını çıkardı, çoğunu da izne çıkardı.
4- Adnan Polat’tan Acı Karar: Adnan Polat’a ait Ege Seramik 800 işçisini 1 Aralık itibariyle ücretsiz izne çıkarma kararı verdi.
5- Seramik Devinden 1000 işçi: Çanakkale Seramik Fabrikası 1000 işçisini çıkardı ve üretimini de yarı yarıya düşürdü.
6 Ege’de Yaprak Dökümü: İzmir Atatürk Organize Sanayi’nde 17 firma kapandı. 3 bin çalışan işsiz kaldı.
Bunlar işsiz kalanların bir bölümü.
Bursa, İstanbul, Trakya’nın Çerkezköy, Çorum ve Lüleburgaz ilçelerindeki fabrikaları da işin içine katarsanız, ardından Çorum, Denizli, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi bazı belli merkezlere uğrarsanız, vahametin boyutlarını daha net görebilirsiniz!
Yerel seçimler böyle bir ortamda yaklaşıyor..
Küresel kriz nedeniyle ekonomik tedbirlerin artırılması gerekiyor. Ama bizde bunun tam aksi yaşanacak. Bütçe şişirilecek, siyasi amaçlı harcamalar çığ gibi büyüyecek.
Rahmetli Prof. Turhan Güneş, böyle karmaşık ortamlarda şöyle derdi:
“Böyledir bu dandik işler, Millet bizden çok şey bekler!”
Haber-Ver sitesinden gelen ikinci mesaj ise Yaklaşan Yerel Seçimlerle ilgili olarak Özcan Pehlivanoğlu’nun çarpıcı bir analizi idi. Uluslar arası mücadelelerde psikolojik savaşın önemine değinilerek, buna örnekler veriliyor. Pehlivanoğlu, Türkiye’ye doluşan çok sayıda yerli ve yabancı psikolojik savaş uzmanına dikkat çektikten sonra, medyanın bu alandaki önemini özellikle vurguluyor:
“Yaklaşan yerel seçimlerde de bir kısım medya elinden gelen her şeyi yine milletimiz aleyhine yapmaya çalışmaktadır. Gazete manşetleri ve televizyon görüntüleri milletimizi iki partiden birine yönlendiriyor. Oysa başka partilerde de çok değerli başka adaylar da vardır. O nedenle medya yayınları objektif olmalıdır.”
Bu tespite imzamı atarım..
Hatırlayın lütfen.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül nasıl seçildi? Daha doğrusu, nasıl seçtirildi? Medya kanalıyla halka, “Müslüman bir Cumhurbaşkanı seçtirilmedi” önyargısı aşılanmadı mı? Yani, daha önce bu makama seçilen Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Celal Bayar ve hatta Nakşi Tarikatı temsilcisi Turgut Özal Müslüman değiller miydi?
Pehlivanoğlu yazısını şöyle tamamlıyor:
“Yine aynı oyunlar, yine çarşaf, türban.. yine siyasi transferler, anketler.. yine bedava kömürler, erzaklar ve daha nice şeylerle gündem belirleniyor. Aman dikkat, diyoruz! Düşünün.. araştırın.. Ülkenizin, Devletimizin, milletimizin geleceği için en doğrusunu yapın. Bu bizi dünyanın geleceğinde daha iyi yerlere taşıyacaktır.”
Eğer düşünmezsek, Almanya’daki Deniz Feneri davasında verilen kararın gerekçesini asla anlayamayız. Bakın o gerekçede ne deniyor?
“Bu dernek (Deniz Feneri) başından itibarın hayırseverleri dolandırmak için kuruldu ve asıl sorumlular Türkiye’de…”
Türkiye’de olan asıl sorumluları tanıyor musunuz? Biri (Kanal 7) TV sahibi, öteki RTÜK Başkanı.. Oy verirken öncelikle, temiz Müslümanları, hayırseverleri istismar eden dolandırıcılara artık kanmayın. Önce hakikati öğreneceksiniz, sonra da kendi vicdanınıza başvuracaksınız. Bu örnekleri kolaylıkla artırabilirsiniz.
İnsanları yoksullaştırarak kendilerine şükrettirenlerin izinden mi gideceksiniz?
Kendi göbeğinizi kendiniz mi keseceksiniz?
Mesele burada.. İyi düşünün ve gerçeğe mutlaka ulaşın. Gerisi kolay!
kaynak
İzmir’de zaten ağırlık CHP’de. Gaziantep’te ise Devlet eski Bakanı Mustafa Yılmaz şimdiden aday olarak ilan edildi. Tıpkı Ankara adayı Murat Karayalçın gibi.
Buna karşın Melih Gökçek ne yapıyor? Kömür dağıtıyor.
İyi güzel de, “Kömür karın doyurmuyor ki!” diyeceksiniz.
Karın doyuruyor mu, doyurmuyor mu? Sandıklar açıldıktan sonra göreceğiz!
Adana’da dağıtılan bedava kömür, daha evlere taşınmadan müşterilere peşin parayla devrediliyor. Bu da bir geçim yolu(!)
İnternetten gelen mesajların çoğu yerel seçime dönük olmaya başladı.
Haber-ver adlı sitenin dünkü mesajı şöyle başlıyordu:
“Belediyeler oy için kömür dağıtımına, krizin vurduğu firmalar da işçi kıyımına hız verdi. İşte son rakamlar…”
İşçi çıkarılan firmalar ve yeni işsiz kalanların sayıları şöyle:
1- Hunday Üretimi Durdurdu: Kocaeli’ndeki Hundy Assan firması üretime üç hafta ara verdi ve 600 işçiyi izne gönderdi.
2- Goodyear’dan Stok İzni: Goodyear firması stokları artınca Kurban Bayramı ve Yılbaşı tatillerini beşer gün uzattı.
3- Toprak’tan Üç Bin Kişi: Toprak Holding Eskişehir’deki üç bin işçisinin bir kısmını çıkardı, çoğunu da izne çıkardı.
4- Adnan Polat’tan Acı Karar: Adnan Polat’a ait Ege Seramik 800 işçisini 1 Aralık itibariyle ücretsiz izne çıkarma kararı verdi.
5- Seramik Devinden 1000 işçi: Çanakkale Seramik Fabrikası 1000 işçisini çıkardı ve üretimini de yarı yarıya düşürdü.
6 Ege’de Yaprak Dökümü: İzmir Atatürk Organize Sanayi’nde 17 firma kapandı. 3 bin çalışan işsiz kaldı.
Bunlar işsiz kalanların bir bölümü.
Bursa, İstanbul, Trakya’nın Çerkezköy, Çorum ve Lüleburgaz ilçelerindeki fabrikaları da işin içine katarsanız, ardından Çorum, Denizli, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi bazı belli merkezlere uğrarsanız, vahametin boyutlarını daha net görebilirsiniz!
Yerel seçimler böyle bir ortamda yaklaşıyor..
Küresel kriz nedeniyle ekonomik tedbirlerin artırılması gerekiyor. Ama bizde bunun tam aksi yaşanacak. Bütçe şişirilecek, siyasi amaçlı harcamalar çığ gibi büyüyecek.
Rahmetli Prof. Turhan Güneş, böyle karmaşık ortamlarda şöyle derdi:
“Böyledir bu dandik işler, Millet bizden çok şey bekler!”
Haber-Ver sitesinden gelen ikinci mesaj ise Yaklaşan Yerel Seçimlerle ilgili olarak Özcan Pehlivanoğlu’nun çarpıcı bir analizi idi. Uluslar arası mücadelelerde psikolojik savaşın önemine değinilerek, buna örnekler veriliyor. Pehlivanoğlu, Türkiye’ye doluşan çok sayıda yerli ve yabancı psikolojik savaş uzmanına dikkat çektikten sonra, medyanın bu alandaki önemini özellikle vurguluyor:
“Yaklaşan yerel seçimlerde de bir kısım medya elinden gelen her şeyi yine milletimiz aleyhine yapmaya çalışmaktadır. Gazete manşetleri ve televizyon görüntüleri milletimizi iki partiden birine yönlendiriyor. Oysa başka partilerde de çok değerli başka adaylar da vardır. O nedenle medya yayınları objektif olmalıdır.”
Bu tespite imzamı atarım..
Hatırlayın lütfen.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül nasıl seçildi? Daha doğrusu, nasıl seçtirildi? Medya kanalıyla halka, “Müslüman bir Cumhurbaşkanı seçtirilmedi” önyargısı aşılanmadı mı? Yani, daha önce bu makama seçilen Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Celal Bayar ve hatta Nakşi Tarikatı temsilcisi Turgut Özal Müslüman değiller miydi?
Pehlivanoğlu yazısını şöyle tamamlıyor:
“Yine aynı oyunlar, yine çarşaf, türban.. yine siyasi transferler, anketler.. yine bedava kömürler, erzaklar ve daha nice şeylerle gündem belirleniyor. Aman dikkat, diyoruz! Düşünün.. araştırın.. Ülkenizin, Devletimizin, milletimizin geleceği için en doğrusunu yapın. Bu bizi dünyanın geleceğinde daha iyi yerlere taşıyacaktır.”
Eğer düşünmezsek, Almanya’daki Deniz Feneri davasında verilen kararın gerekçesini asla anlayamayız. Bakın o gerekçede ne deniyor?
“Bu dernek (Deniz Feneri) başından itibarın hayırseverleri dolandırmak için kuruldu ve asıl sorumlular Türkiye’de…”
Türkiye’de olan asıl sorumluları tanıyor musunuz? Biri (Kanal 7) TV sahibi, öteki RTÜK Başkanı.. Oy verirken öncelikle, temiz Müslümanları, hayırseverleri istismar eden dolandırıcılara artık kanmayın. Önce hakikati öğreneceksiniz, sonra da kendi vicdanınıza başvuracaksınız. Bu örnekleri kolaylıkla artırabilirsiniz.
İnsanları yoksullaştırarak kendilerine şükrettirenlerin izinden mi gideceksiniz?
Kendi göbeğinizi kendiniz mi keseceksiniz?
Mesele burada.. İyi düşünün ve gerçeğe mutlaka ulaşın. Gerisi kolay!
kaynak