[_FUSI_]
Öğrenci
- Katılım
- 10 Nisan 2009
- Mesajlar
- 27
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 1
KAFİR VE MÜŞRİKLERİ DOST EDİNMEK VE ONLARA YARDIM ETMENİN HÜKMÜ- İLE İLGİLİ BAZI DELİLLER
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhari, Müslim)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edildi:
"Mü'minlerden başkasını dost edinme! Allah'tan korkanlardan başkasına da yemeğini yedirme!" (İbni Hibban, sahih senedle)
Ali radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Kişi kimi severse onunla beraber haşrolunur." (Taberani, sahih senedle)
Aişe radiyallahu anh'dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Din; Allah için sevmek, Allah için buğzetmekten ibarettir" (Ahmet, Hakim, sahih senedle)
İbn-i Abbas radiyallahu anh diyor ki:
"Sevdiğini Allah için seven, darıldığına Allah için darılan, dostunâ Allah için dost olan, düşmanına Allah için düşman olan kimse işte ancak bu tutumuyladır ki Allah'ın sevgisine ve himayesine erişir.
Kişi böyle yapmadıkça namazı ve orucu çok olsa bile imanın tadına varamaz.
İnsanların dostlukları genellikle dünya ile ilgili konulara dayanır oldu. Bu da onlara bir şey kazandırmayacaktır." (İbn-i Cerir,Taberi)
Bera b. Azib radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"İmanın kopmak bilmeyen düğümü Allah için sevmek Allah için buğzetmektir." (Ahmed, sahih senedle)
Bureyde radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Münafıklara "efendi" demeyin. Eğer o "efendi" değilse Allah'ı kızdırmış olursunuz." (Ebu Davud, Nesei, sahih senedle)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kişi münafığa: "Ey efendim!" derse Allah'ı kızdırmış olur." (Hakim, sahih senedle)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah-u teala bir nebiye:
"Falan abide (ibadet eden kişiye) söyle, dünyalıklarla uğraşmaman nefsini rahat ettirmen içindir. Başka hiçbir şeyle meşgul olmadan bana ibadet etmen sana izzet kazandırdı. Benim senin üzerindeki hakkımı yerine getirdin mi?" Adam dedi ki:
"Ey Rabbim! Üzerimde olan hakkın nedir?"
Allah şöyle buyurdu:
"Benim dostumu dost edindin mi? Benim düşmanımı düşman edindin mi? İşte bu, benim senin üzerindeki hakkımdır." (Ebu Nail, sahih senedle)
İbn-i Cerir radiyallahu anh şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Kuhafe (Ebu Bekir radiyallahu anh'ın babası) müslüman olmadan önce Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e sövdü.
Ebu Bekir radiyallahu anh bunu duyar duymaz hemen babasına öyle bir tokat attı ki babası yere düştü.
Bu olay Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bildirilince Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Bekir radiyallahu anh'e
"Gerçekten böyle yaptın mı?" diye sordu.
Ebu Bekir radiyallahu anh ise şöyle cevab verdi:
"Allah'a yemin ederim ki o anda kılıcım yanımda olsaydı onunla vururdum."
Bu olay üzerine:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin..." (Mücadele: 22) ayeti nazil oldu." (İbn-i El Münzir)
Ebu Hureyre radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sizden biri kiminle dostluk bağı kurduğuna dikkat etsin. Zira kişi dostunun dini üzerindedir." (Ebu Davud)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim müşriklerin topluluğuna girer ve orada yerleşirse o da onlar gibidir." (Ebu Davud)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh Ömer b. Hattab'a olan borcunu verdi. Ömer radiyallahu anh onun dikkatli ve ince hesabını beğenerek şöyle dedi:
"Muhasebecini çağır da nasıl hesap yaptığını insanlara söylesin."
Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh.
"Mescide girmiyor" dedi.
Ömer b. el-Hattab:
"Niçin? Cünüp mü?" diye sorunca; Ebu Musa el-Eşari:
"Hayır. O hristiyandır" dedi.
Ömer b. el-Hattab bunu duyunca Ebu Musa el-Eşari'yi azarladı ve ona şöyle dedi:
"Onları Allah uzaklaştırmışken sen yaklaştırma. Allah onları alçaltmışken sen onların değerlerini yükseltme. Allah onların güvenilir olmadıklarını bildirdikten sonra onlara güvenme!" (Ebu Davud)
Kur'an ve sünnette bu konuyla ilgili daha nice deliller mevcuttur. Ve zikrettiğimiz deliller hakkı ve Allah'ın hidayetini isteyen kimseler için yeterlidir. Fakat hakkı ve hidayeti istemeyen kimseler için ne kadar çok delil getirilse de onlar asla iman etmezler.
Allah-u teala bu kimseler hakkında şöyle buyuruyor:
"Üzerlerine Rabbinin hükmü hak olanlar iman etmezler. Onlara her türlü delil gelse de can yakıcı azabı görmedikçe iman etmezler." (Yunus: 96-97)
Cenabı Allah'tan müslüman olarak yaşamamızı, müslüman olarak ölmemizi ve salihlerle haşrolunmamızı dileriz.
Allah kime hidayet ederse onu saptıracak, kimi de İslam'dan başka bir yola saptırırsa ona hidayet edecek yoktur.
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Bütün işlerin sonu O'na döndürülür.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhari, Müslim)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edildi:
"Mü'minlerden başkasını dost edinme! Allah'tan korkanlardan başkasına da yemeğini yedirme!" (İbni Hibban, sahih senedle)
Ali radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Kişi kimi severse onunla beraber haşrolunur." (Taberani, sahih senedle)
Aişe radiyallahu anh'dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Din; Allah için sevmek, Allah için buğzetmekten ibarettir" (Ahmet, Hakim, sahih senedle)
İbn-i Abbas radiyallahu anh diyor ki:
"Sevdiğini Allah için seven, darıldığına Allah için darılan, dostunâ Allah için dost olan, düşmanına Allah için düşman olan kimse işte ancak bu tutumuyladır ki Allah'ın sevgisine ve himayesine erişir.
Kişi böyle yapmadıkça namazı ve orucu çok olsa bile imanın tadına varamaz.
İnsanların dostlukları genellikle dünya ile ilgili konulara dayanır oldu. Bu da onlara bir şey kazandırmayacaktır." (İbn-i Cerir,Taberi)
Bera b. Azib radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"İmanın kopmak bilmeyen düğümü Allah için sevmek Allah için buğzetmektir." (Ahmed, sahih senedle)
Bureyde radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Münafıklara "efendi" demeyin. Eğer o "efendi" değilse Allah'ı kızdırmış olursunuz." (Ebu Davud, Nesei, sahih senedle)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kişi münafığa: "Ey efendim!" derse Allah'ı kızdırmış olur." (Hakim, sahih senedle)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah-u teala bir nebiye:
"Falan abide (ibadet eden kişiye) söyle, dünyalıklarla uğraşmaman nefsini rahat ettirmen içindir. Başka hiçbir şeyle meşgul olmadan bana ibadet etmen sana izzet kazandırdı. Benim senin üzerindeki hakkımı yerine getirdin mi?" Adam dedi ki:
"Ey Rabbim! Üzerimde olan hakkın nedir?"
Allah şöyle buyurdu:
"Benim dostumu dost edindin mi? Benim düşmanımı düşman edindin mi? İşte bu, benim senin üzerindeki hakkımdır." (Ebu Nail, sahih senedle)
İbn-i Cerir radiyallahu anh şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Kuhafe (Ebu Bekir radiyallahu anh'ın babası) müslüman olmadan önce Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e sövdü.
Ebu Bekir radiyallahu anh bunu duyar duymaz hemen babasına öyle bir tokat attı ki babası yere düştü.
Bu olay Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bildirilince Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Bekir radiyallahu anh'e
"Gerçekten böyle yaptın mı?" diye sordu.
Ebu Bekir radiyallahu anh ise şöyle cevab verdi:
"Allah'a yemin ederim ki o anda kılıcım yanımda olsaydı onunla vururdum."
Bu olay üzerine:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin..." (Mücadele: 22) ayeti nazil oldu." (İbn-i El Münzir)
Ebu Hureyre radiyallahu anh'den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sizden biri kiminle dostluk bağı kurduğuna dikkat etsin. Zira kişi dostunun dini üzerindedir." (Ebu Davud)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim müşriklerin topluluğuna girer ve orada yerleşirse o da onlar gibidir." (Ebu Davud)
İbn-i Mes'ud radiyallahu anh şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh Ömer b. Hattab'a olan borcunu verdi. Ömer radiyallahu anh onun dikkatli ve ince hesabını beğenerek şöyle dedi:
"Muhasebecini çağır da nasıl hesap yaptığını insanlara söylesin."
Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh.
"Mescide girmiyor" dedi.
Ömer b. el-Hattab:
"Niçin? Cünüp mü?" diye sorunca; Ebu Musa el-Eşari:
"Hayır. O hristiyandır" dedi.
Ömer b. el-Hattab bunu duyunca Ebu Musa el-Eşari'yi azarladı ve ona şöyle dedi:
"Onları Allah uzaklaştırmışken sen yaklaştırma. Allah onları alçaltmışken sen onların değerlerini yükseltme. Allah onların güvenilir olmadıklarını bildirdikten sonra onlara güvenme!" (Ebu Davud)
Kur'an ve sünnette bu konuyla ilgili daha nice deliller mevcuttur. Ve zikrettiğimiz deliller hakkı ve Allah'ın hidayetini isteyen kimseler için yeterlidir. Fakat hakkı ve hidayeti istemeyen kimseler için ne kadar çok delil getirilse de onlar asla iman etmezler.
Allah-u teala bu kimseler hakkında şöyle buyuruyor:
"Üzerlerine Rabbinin hükmü hak olanlar iman etmezler. Onlara her türlü delil gelse de can yakıcı azabı görmedikçe iman etmezler." (Yunus: 96-97)
Cenabı Allah'tan müslüman olarak yaşamamızı, müslüman olarak ölmemizi ve salihlerle haşrolunmamızı dileriz.
Allah kime hidayet ederse onu saptıracak, kimi de İslam'dan başka bir yola saptırırsa ona hidayet edecek yoktur.
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Bütün işlerin sonu O'na döndürülür.