İnanmak... Ateist

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili Hacıcavcav ve Orcagada,
benim yazdıklarıma itiraz etmediniz, demek kabul ediyorsunuz.Belki de, itiraz edemiyorsunuzdur; Çünkü söylediklerim Kur'anın gerçekleridir...Bütün insanlığın düşünceleri toplansa; karşısında hiç olmaya mahkumdur...Çünkü Kur'an bütün zamanları gören ve bilen bir zatın konuşmasıdır....Dünyanın en kuvvetliği ışığı , güneşe karşı sönük kaldığı gibi beşerinde en ileri düşüncesi Kur'ana yetişemez..
Hepinize Selamlar
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili Ersen64,

Size özellikle itiraz etmemin sizce bir kıymeti olmalı ki hafif bir yakınma seziyorum yazınızdan.

Biz burada güreş tutmuyoruz farkındaysanız.Bize doğru-yanlış gelenleri,inanırlara doğru-yanlış gelenlerle kibarca tartışıyoruz.Ama egonuzu tatmin açısından yapabileceğimiz birşey varsa belirtin yeter.Kusursuz tanrınızı,dininizi,kitabınızı ve peygamberinizi her zaman tartışabiliriz.

Ayrıca kurana yetişemeyeceğimiz noktalardan bize birkaç örnek verirseniz daha reel olacağından cevap alma şansınız artacaktır.Çünkü ben okuduğumda kusursuz ve eksiksiz bir kitap göremedim.Kaldı ki Hacıcavcav'da ayetlerin numaralarıyla beraber örneklerini verdi.Onları tekrar okuyunuz eğer söylenenden başka bir anlamı olduğunu düşünüyorsanız tekrar tartışırız.

Tartışmada kaynak değil sadece ses olarak kalmışsınız.Size daha önce tavsiye ettiğim "daha araştırmacı olunuz" tavsiyesini tekrar ediyorum.

Saygılar ve sevgiler arkadaşım...
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu arada ben birşey sorayım,

Bana ve arkadaşıma tek geçmiş olsun diyenin vicdanı tanrıdan değil de insani güzelliğinden olduğunu düşündüğüm bir dinsiz olması size de ilginç gelmedi mi?

Beni sevmeniz elbette gerekmez fakat mağdur olmuş bir insana iyi dileklerinizi sunamayacak kadar mı?

Şimdi siz bana "vicdan tanrıdan içimize katılmış soyut bir bileşendir" dediğinizde,"din olmayınca vicdan ne kadar olabilir ki?" dediğinizde "bana maval okumayın" deme hakkı vermediniz mi?

Kimsenin böyle bir zorunluluğu yok tabi ki ama en azından Elmacık ve Mehmet canlarım sizden bir "geçmiş olsun" beklerdim.Üzüldüm.

Tekrar sağol Hacıcavcav,

Saygılar...
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli arkadaşlarım,
Kur'anı Kerimin 1400 senesi cam gibi parlak bir delildir.İşte bütün insanlığa meydan okuyor....
Eğer deseniz: "Nasıl biliyoruz ki, kimse-Kur'ana taklide- muârazaya teşebbüs etmedi, kimse kendine güvenemedi mi ki meydana çıksın, birbirinin yardımı da mı fayda etmedi?"

Elcevap: Eğer muâraza-taklit- mümkün olsaydı, alâküllihâl katî teşebbüs edilecekti. Çünkü, izzet ve nâmus meselesi, can ve mal tehlikesi vardı. Eğer teşebbüs edilseydi, alâküllihâl katî taraftar pekçok bulunacaktı. Çünkü, hakka muârız ve muannid dâimâ kesretli idi. Eğer taraftar bulsaydı, alâküllihâl iştihar-bilinecekti- bulacaktı. Çünkü, küçük bir mücâdele, beşerin nazar-ı istiğrâbını-dikkatini- celb edip destanlarda iştihar-meşhur- eder. Şöyle acîb bir mücâdele ve vukuât ise gizli kalamaz. İslâmiyet aleyhinde tâ en çirkin ve en şenî şeylere kadar nakledilir, meşhur olur. Halbuki muârazaya dâir Müseylime-i Kezzâbın bir iki fıkrasından başka nakledilmemiş. O Müseylime'de, çendan belâgat varmış; fakat hadsiz bir hüsn-ü cemâle mâlik olan beyân-ı Kur'ân'a nisbet edildiği için onun sözleri hezeyan sûretinde tarihlere geçmiştir. İşte Kur'ân'ın belâgatındaki i'câz, katiyen iki kere iki dört eder gibi mevcuddur ki, iş böyle oluyor.
İşte, eğer muâraza mümkün olsaydı, acaba hiç mümkün mü idi ki, bir iki satırla muâraza edip dâvâsını iptal etmek gibi rahat bir çare varken, en tehlikeli, en müşkülâtlı muharebe-savaş yolunu- tarîkı ihtiyar edilsin. Evet o zekî kavim, o siyâsî millet ki, bir zaman âlemi siyâsetle idare ettiği halde, en kısa ve rahat ve hafif bir yolu terk etsin, en tehlikeli ve bütün mal ve canını belâya atacak uzun bir yolu ihtiyar etsin; hiç kâbil midir? Çünkü, edibleri birkaç hurufâtla muâraza edebilseydi, Kur'ân dâvâsından vazgeçerdi. Onlar da maddî ve mânevî helâketten kurtulurlardı. Halbuki, muharebe-savaş- gibi dehşetli, uzun bir yolu ihtiyar ettiler. Demek, muâraza-i bilhuruf-taklit- mümkün değildi, muhâldi; onun için muharebe-i bissüyûfa-kılıçla savaşa mecbur oldular. İşte elimizde 1400 senelik, bütün insanlığa mucizeliğini kabul ettiren bir senet mevcuttur. Böylece evet birtek kitap çıksaydı Kur'an davasından vazgeçerdi. Ama çıkmadı ve çıkamıyacakta, ÇÜNKÜ MUCİZEDİR.Tartışılması gereken bişey varsa oda bu konudur...Devam var....

Selamlar
 

svksy

Asistan
Katılım
16 Şubat 2008
Mesajlar
154
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Dayanılmaz:
Arkadaşlar yolda yürüyorsunuz; yolu kimin yaptığını, yol kenarındaki inşaatın nasıl yapıldığını veya daha kompleks şeyleri sorgulamıyorsunuz da ,iki tuğlanın neden üstüste geldiğini sorguluyorsunuz.İki tuğlanın üst üste gelmesinden tanrının varlığını çıkarmaya Aristo mantığı denir.Yani idealist felsefe olgusudur.Bu felsefe biçimi 18. yüzyılda yerini Kant ın modern felsefe biçimine bırakmıştır.(Adamın biri bir televizyon yarışmasında "düz mantık" adlı bir kitap kazanmış.Spikere düz mantık nedir?diye sormuş.Spiker demş ki:Senin akvaryumun var mı .Var demiş adam.O zaman balıkları seviyorsun demiş spiker.adam evet deyince o zaman hayvanları da seviyorsun.Evet.O zaman insanları da seviyorsun.Evet. O zaman karını da seviyorsun.Evet.O zaman sen homoseksüel değilsin.Adam anladım demiş.Eve giderken bir ahbabıyla karşılaşmış.Ahbabı "düz mantık" adlı kitabı görünce sormuş.Nedir düz mantık .Adam bak şimdi demiş,senin akvaryumun var mı?Ahbabı yoo demiş.Adam o zaman sen homoseksüelsin ddemiş.)İşte bua Aristo mantığı deniyor.
Gelelim tuğlalara.Peki yolun kenarında tuğla değilde insanın yapamayacağı bir şey görürsem -örneğin kocaman bir dağ- o zaman tanrı yok mudur?Yani tanrı bazen var bazen yok öyle mi?

Arkadaşlar var olmak yaratılmış olmanın kanıtı değildir.O tuğlaları koyan insan da diğer varlıklar gibi tabiatın bir parçasıdır.Tabiattaki bütün varlıkların toplam enerjisi tabiatın ta kendisidir.Bu enerjinin sabit olduğu ,artmadığı ve azalmadığı kesin olarak kanıtlanmıştır.Ama hareket halinde oldukları için enerji türleri birbirine dönüşebilir.Bu da bazı yaşam formlarının yok olup diğerlerinin ortaya çıkmasını, yani dönüşümü sağlar.Uzun lafın kısası tabiat hep vardı hiç yaratılmadı ve asla yok olmayacak.ama yaşam formları hep yok olup yerine yenileri oluşacak.Yani tabiat varsa yaratılmıştır .O zaman tanrı, kontrol eden güç, cennet cehennem, kurallar, cezalar, ödüller...çıkarsamak düz mantıktır.

Bir arkadaşım vicdan tanrının hediyesidir diyor.Öyle değildir.Bir düşkün görürseniz ilk aklınıza gelen şey tanrının size verdiği acıma emri değil tamamen egonuzdur.Yani kendinizi acıdığınız varlığın yerine koyar o durumu yaşama ihtimalinizi düşünürsünüz.Başkasına yardımı da bir gün ben de yardıma ihtiyaç duyarsam diye yaparsınız.Vicdan ile tanrı inancı olan insanlarda değil empati yeteneği yüksek olan insanlarda daha çok karşılaşılır(psikoloji bilimi hiç bir önermesinde tanrı inancını esas almaz).

Bir arkadaşım her canlının çifti var diyor.Tabiatta eşeysiz üreyen türlerin sayısı, eşeyli üreyen türlerin sayısından binlerce kat fazladır.Çok az miktarda tür eşeyli ürer.

Bir arkadaşım dünya insanların yaşaması için mükemmel bir şekilde yaratılmıştır diyor.Öyle değildir.Oysa şu anda karıncalar bakteriler ve virüsler için daha uygun bir yaşam alanı.İnsan şu şartlarda yaşayabildiği için öyle sanılıyor.Şartlar rodyasyon, küresel ısınma ve aşırı nüfus artışı (kaynak tükenimi)ile elverişsiz oldu zaman insanlık tarih sahnesinden çekilecektir.Tıpkı dinazorların uzun dişli kaplanların ve tazmanya canavarının olduğu gibi.Yani değişen doğal şartlara uyum sağlayanlar hayatta kalır.Diğerleri yok olur.
İnsan türü bu dünyanın yaşının yanında daha dün doğmuş sayılır.Evrende ise insanın etki alanı o kadar küçüktür ki:Siz nasıl dünyanın ve koca evrenin insana ait olduğunu söylersiniz.

Bir arkadaşım mutluluğu göremiyorum; mutluluk olduğu halde tanrı da vardı diyor.Arkadaşlar gene düz mantık.Duygular bütün hayvanlarda olduğu bibi enzim ve hormonların sonucudur.Mutlulk da endorfin ve serotonin hormonlarının reaktif olmasıdır.Bu hormonların çıkışının engelendiği veya dışarıdan verildiği mutluluğu konrol eden başarılı deneyler var.

Lösemili çocuklar gördüm,Bosna da zevkle öldürülen insanlar, tecavüz edilen çocuklar gördüm, tek tek nesli tükenen çok güzel hayvanlar gördüm,açlıktan ölürken başında akbabalar bekleyen bebekler gördüm.Dünya mükemmel değil arkadaşlar.Biz buna inanmıyoruz.
(Amacım kimseyi kırmak değil.Bir daha bu konuda yazmayacağım.Çünkü tartışma olmuyor. Tez ortaya koyan iki arkadaşa antitez yerine epik şiirlerle cevap veriliyor.Amacımı aşmış isem şimdiden özür dilerim.Ayrıca elimdeki mum tabii gökteki yıldızdan daha yararlıdır.)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Kusura bakma Orcagada. Beni zaman kaybı konusunda endişelendiren şeylerden dolayı fark etmemişim. Geçmiş olsun. Bilmeni isterim bunun seninle ilgisi yok.
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın Svksy Arkadaşım,
Zihniniz felsefede ne kadar boğulmuş, soru soruyorsunuz, cevabını değerlendirmeden yeni sorular çıkartıyorsun..Bütün sorular cevabının var olduğunu ama sırayla değerlendirmek gerektiğini bilmeniz gerekir....Önce mevcutadın var olduğunu ve yeniden yaratıldığını görmek lazım..Bakın şu an bahar geldi etraf rengarenk çiçeklerle doluyor...Dikkatlice bakın, üç ay öncesinde o çiçekler yerinde varmıydı? Yeniden yartılmadı mı?..Kaç yaşındasınız bilmiyorum.Ama 60 yıl önce olmadığınızı ve 60 yıl sonra olmayacağınzı biliyorum....Sİzi anneniz yada babanız mı yarattı..Onlar yarattı ise hastalıklı organınızı değiştirsin, daha sağlam bişey taksınlar olmaz mı?...Tabiat dediğiniz şeyin bir insan aklı olmadığı halde, hangi mantık bu mükemmel işleri akılsız şuursuz tabiata havale eder....Belki sizin bir eviniz yada arbanız vardır..Ona sahip çıkıyorsunuzdur benimdir diyorsunuzdur.Aynı şeye başkası sahip çıkmazssa ve elinizde senet varsa sizindir bu sabit olmuştur....Yahu şu dünyaya, insana, sisteme Allah tan başka kim sahip çıkıyor söylermisiniz?...Tabiat mı, Sepepler mi,Yoksa insan mı?.Hala kafanızda, tabiat deyip aklı şuuru olmayan bir şeye yaratmak mı? isnat ediyorsunuz....Halbuki siz-bütün insanlar- Allah a çok muhtaçsınız, havayı, suyu kendi fabrikanızda mı imal ediyorsunuz ....Bir de ölüme inanmıyorsunuz..YAni siz ölmeyeceksiniz öyle mi?...Neden çünkü, doğan ölür.Nasıl siz ölümden kurtulamıyacaksınız, dünyada ölümden kurtulamıyacak,siz akıllısınız ölümden kurtulamıyorsunuz...Dünya akılsız, ölmeyecek öylemi?...Bir şeyin gelişmesi varsa ölümüde vardır.Dünyada ölümden kurtulamaz.Ölecek ve sonra sonsuz bir hayat başlayacaktır....İlk yaratılış nasıl oldu, ikinci yaratılış bundan daha da kolay olacaktır.....
Selamlar..
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
hayırlı sabahlar arkadaşlar;
Haklısınız,bu tuğla meselesi baya bir kafaları karıştırdı gibi.

svksy arkadaşım sormuş daha kompleks şeyleri sorgulamıyorsunuz diye;
Aslında doğru diyor.
Meseleye bu yönden bakalım.

Şimdi (maalesef yine tuğla meselesine döneceğim) tuğlaları üst üste koyanı geçelimde tuğlanın meydana gelmesi ile üzümün meydana gelmesini kıyaslıyalım.

Bir salkım üzüm,bir adet tuğla ikisi yan yana duruyor.

Şimdi benim sorum şu

Tuğlayı kim yaptı?
Üzümü kim yaptı?

Saygılarımla

Not:orcagada arkadaşım;
Geçmiş olsun dileklerimi geçde olsa lütfen kabul edin.
Sizlerden gecikmemden dolayı özür dileyerek hakkınızı helal etmenizi istirham edeceğim.
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
Bir labaratuar deneyi ve bir soru, elinize kuvvetli bir büyüteç aldınız..Amacınız elinizdeki kağıdı, bu büyüteçle yakmak, tutuşturmak olmalıdır...Nasıl bir yöntemle yakabilirsiniz?
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
sayın mehmet;
Şimdi benim sorum şu

Tuğlayı kim yaptı?
Üzümü kim yaptı?

bu soruya bir cevap bulmuş gibisin.Bunu bizimle paylaşır mısınız?
Acaba bunları kim yaptı?Acaba kim...kim...kim...

 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
hacicavcav dedi ki:
bu soruya bir cevap bulmuş gibisin.Bunu bizimle paylaşır mısınız?
Acaba bunları kim yaptı?Acaba kim...kim...kim...

Onun değil, senin cevabın nedir hacıcavcav.
Konuşma boyunca tavrın hep böyle oldu.

Sanırım bir yazı kopyalayabilmek için önce bir şeyler yazılmasını istiyorsun..  :L

Saygılar.
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Onun değil, senin cevabın nedir hacıcavcav.
Konuşma boyunca tavrın hep böyle oldu.

Sanırım bir yazı kopyalayabilmek için önce bir şeyler yazılmasını istiyorsun..

Bir cevabım olsa yazardım.Ama Mehmet beyin de mantıklı bir cevabı olduğunu sanmam.Zira cevabı bilse yazardı.
sevgiler...
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
hayırlı günler arkadaşlar

Biz burda evet-hayır,doğru-yanlış oynamıyoruz ki;

Ben size birşeyi ispat etmeye çalışıyorum(delilleriyle).
Ama bu mesele için bana bazı kriterler gerekiyor.

Sizin verecek olduğunuz cevap benim için bir kriter olacak.
Bilmem anlatabildim mi?

Saygılar
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
hayırlı günler arkadaşlar

Biz burda evet-hayır,doğru-yanlış oynamıyoruz ki;

Ben size birşeyi ispat etmeye çalışıyorum(delilleriyle).
Ama bu mesele için bana bazı kriterler gerekiyor.

Sizin verecek olduğunuz cevap benim için bir kriter olacak.
Bilmem anlatabildim mi?

Saygılar

Tuğlayı ve üzümü oraya sen koydun Mehmet kardeş.Verebileceğim yegane cevap budur.

Ama senin bir iddian varsa(Ki ben göremedim.)Öncelikle o iddianı ortaya koy.İkinci olarak o iddianı destekleyen delilleri ortaya koy,İddianı bize ispat et.Bizde sana hak verelim.
Ortada bir iddia,onu destekleyen deliller olmadan ben neye cevap vereyim.
Hukukta bile temel bir kavram vardır.Aha aşağıya büyükçe yazıyorum.
''İSPAT KÜLFETİ,İDDİA EDENE DÜŞER.''
Tekrar soruyorum,Bir idianız mı var ? Mehmet bey.

Sevgiler...
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Sorumu anlamadınız hacicavcav arkadaşım;

Ben oraya kim koydu demiyorum.
Bunları kim meydana getirdi? diyorum.

Ve şu mantığı kullanarak bir yaratıcının varlığını ispat ediyorum.

Bir adet tuğla bile bahsettiğiniz mükemmel enerji tarafından yapılamıyorsa,ondan belki 1000 kat daha mükemmel yaratılmış olan üzüm salkımını nasıl o enerjiye bağlayabiliyorsunuz?

Saygılarımla
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bir adet tuğla bile bahsettiğiniz mükemmel enerji tarafından yapılamıyorsa

Bu ön koşulun ispat edilmesi gerekir.Doğru olmayan bir ön kuşuldan,yanlış bir sonuca ulaşmışsın...
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Doğru
Buyurun ispat hacicavcav arkadaşım.

Var mı öyle enerji tarafından meydana getirilen bir tuğla numunesi;

 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Yani siz o tuğlayı bahsedilmiş olan enerji mi meydana getirdi diyorsunuz?
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Madde ve enerji birbirine dönüşür.Madde ezeli ve ebedidir.Yok olmaz.Ama değişir ve dönüşür.elimizde bir madde varsa bu sonsuzdur.Öncesi yoktur.Yani gelecekte hep var olacağı gibi,geçmişte de hep vardı.Sandığınız gibi zamanda geriye gittiğimizde hiç bir şeyin olmadığı bir ''hiçlik'' yada ''Yokluk ''anı olmadı.O yüzden maddenin bir yaratıcıya ihtiyacı yoktur.
Evreni kim yarattı şeklindeki sorunuz,ön yargılı bir bakış açısına sahip olduğunuzu gösterir.(Evren kendi kendine olamaz)
Belkide soruyu şöyle sormanız daha doğru olabilir.
Evrende madde neden vardır?
Bu sorunun cevabını bilimde araştırmaktadır.
sevgiler.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Değerli arkadaşım.

Ben sorumun cevabını tam alamadım.

Yani tuğlanın veya üzümün meydana gelmesi veya yaratılması için bir yaratıcıya veya üreticiye ihtiyaç yok mu diyorsunuz?

Kusura bakmayın
Sizin yazılarınız ağır olduğu için tam anlıyamıyorum.
Açık ve net yazabilir misiniz?

Saygılar
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Bu cevabınız sadece kendi görüşünüz mü hacıcavcav? Bilimsel olarak ıspatı yok çünkü.
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
bazı insanlar var ki Allah dememek için, kendi varlıklarına bile inanmazlar, insanın annesini inkar etmesi gibi bişey bu, halbuki annesi ona bakmış beslemiş büyütmüş, şefkatini esirgememiş. İnsan ise büyüyünce ben seni tanımam deyiveriyor.. Zaten akıllarına ve gözlerine de inanmıyorlar....Ama inan buna vicdanları Allah'ı bilir,biz bundan eminiz...Cennet adam istediği gibi, cehennemde adam ister.İster inansınlar, ister inanmasınlar kendi kararları, son pişmanlık fayda vermeyecek tabii ki......
Selamlar.
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili Ersen64,

Bizim tanrıyla bir alıp veremediğimiz olamaz ki.Neden ısrarla varlığı ispat etmiş ama bize yaramamış gibi bir tavırdasınız.

Aklıma ve gözlerime inanmayı seçtiğim için tanrısız ve dinsizim.

Cehenneme de adam lazım demişsiniz.Bunla korkacak olmadığımı(zı) artık anlamalısınız.

Kendi varlığımı inkar etmiyorum.Annemi de babamı da inkar etmem.Keşke konuşturabilseydim sizle de nasıl bir evlat olduğumu birde onlardan dinleyebilseydiniz.Onlar benim güllerimdir.

Dinsiziz ya anayı babayı umursamayız,zaten biz adam da değiliz değil mi gözünüzde.Siz bizi bu kadar küçük mü sanıyorsunuz?

Lütfen önce gözünüzde bizim için kurguladığınız bu imajdan kurtulun.Bizim antenlerimiz ya da üçüncü bir kulağımız yok herkez gibiyiz.

Ayrıca dininiz, islam dininden olmayan anne ve babanız için hayır duası etmenizi bile yasaklamıştır bunu biliyormuydunuz?

Adını hatırlayamadım şuan ama muhammedin ondan taraf olup onla savaşmasına rağmen islamı seçmeden ölen amcasına hayır duası etmediğine dair hadisler okudum.Araştırın bakalım ne diyeceksiniz.

Saygılar...
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın Orcagada,
yanlış anlaşılmaktan korkarım.Ayrıca inatlaşmak niyetinde zaten değilim....Tanrıyla alıp veremediğiniz yok tabi,sadece inkar ediyorsunuz....Ve bu yüzden bütün canlılar sizden nefret etmekteler;Çünkü onlara yalancı demektesiniz ama farkında değilsiniz...Bir söz var herşeyi maddede arayanların, akılları gözlerine inmiştir,göz ise maneviyatta kördür diye.Eğer aklınıza inanmış olsanız, Sanatlı bir eserin, sanatkarsız olacağını düşünemezdiniz.Bu 2*2=5 demek gibi birşeydir....İnsanın annesini inkar etmesi nasıl şaşılacak birşeyse, Allah'ı inkar etmek daha da şaşılacak bişeydir demektir.....Sizin İslamiyet hakkında bildiklerinizle, bizim bildiklerimiz çok farklıymış..Yazınızın sonunda peygamberimizin(A.S.M), amcası ile arasınadaki dua meselesi de sizin dediğiniz gibi değil,sırası gelirse konuşuruz...Eğer bilseniz ki, İslamiyet hayal edemeyeceğiniz kadar mükemmel bir saraydır.İçine girmek için canatardınız...Nedense hep kapalı kapıları çalmışsınız...Bu sarayın binlerce kapıları var....Birkaç kapıyı kapalı görene, şeytan hemen, belki sarayda değildir der kandırır...Ben sizin iyiliğinize dua ediyorum ve bunun için uğraşmaktayım...Bir soruyla bitireyim...Elinizde harika bir sanat eseri olsa, antikacılar çarşısında mı satarsınız, yoksa hurdacılarda mı?.Karar sizin....
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın ERsen64,

Muhammet kendisine babalık eden, kendisini ölümlerden koruyan Ebu Talib'i, İslamdan başka bir inançta öldü diye, cehennemlik bilmiştir. Ve Müslüman kişilerin de kendisi gibi yapmaları için, yani Müslüman imanında ölmeyen ana, babaları ve yakınları hakkında mağfiret dilememeleri için şöyle demiştir:

"Kafir olarak ölen Cehennemliktir, ona şefaatin ve Tanrı'ya en yakın olanların akrabası olmanın faydası yoktur. " (Bkz. Müslim, e's-Sahih, "İman" bölümü).

Lokman/33. ". .. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun.."

Yani Muhammed'in söylemesine göre Allah bildirmiştir ki Müslüman kişi, kafir olan çocuklarına ahirette şefaatte bulunamayacağı gibi, Müslüman imanında bulunan çocuklar da, kafir olarak ölmüş babalarına (ya da analarına) şefaatte bulunamayacaklardır.

Tevbe/113. "(Kafir olarak ölüp) Cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de insanlara."

Islam kaynaklarının açıklamalarına göre, bu ayetler, Muhammed'in anası-babası ve amcası Ebu Talib için inmişti.

Ebu Talib, ölüm döşeğinde iken, peygamber yanına gelip "İman et" diye buyurdu. Ebu Talib "Ben şimdiye kadar inanmamışken Kureyş'in kadınlarına ' Korkusundan iman etti" dedirtmem" diye cevap verdi. Öleceği zaman bir şey söyledi. Fakat hâlsiz olup sesi yavaş çıktığından herkes işitemedi. Yakınında bulunan Abbas Kardeşim iman etti dediyse de Peygamber "Ben işitmedim" buyurdu.

Kur'an'a göre inanmayanlar ebedi cehennemlik. İnananların dünyada yaptıkları iyi ve kötü işlerin değerlendirileceği belirtilirken, inanmayanların yaptıkları tüm iyi işlerin boşa gittiği ve değerlendirilmeyeceği belirtiliyor. Bu durumda hayatı boyunca Muhammed'e bakan, büyüten ve onu koruyan Ebu Talib de ebedi cehennemlik.

Peygamberin düşünmediği amcasını başkaları düşünüyor ve kimisi ölürken iman ettiğini, kimisi de onun cezasını hafifleten hadisleri uyduruyor.

Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]

Ebu Talib'in diriltilerek iman ettirildiğini dahi uyduran hadisler mevcuttur. Yukarıdaki hadisin aşağıdaki hadisle neshedildiği iddia edilir:

"Amcam Ebu Talib, diriltildi ve iman etti."
(Kurtubi’den naklen İbni Hacer-i Mekki'nin Nimet-ül-kübra kitabından)

Bu hadis Şifa-i şerif şerhinde de vardır. İmam-ı Süyuti, Ebu Talib’in imanlı olduğunu iddia eden bir kitap yazıp, 12 hadis âliminin ismini vererek uydurmasını ispatlamaya kalkışmıştır. (Mirat-ül harameyn s.1096-1112)

Kaynağım: http://pante.blogcu.com/1970984/

Bu mesele nasıl benim dediğim gibi değil bir de siz açıklar mısınız?Merakla bekliyorum.

Saygılar...
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili Orcagada,
böyle her dakika konu değiştirirsek,hiçbir yere varılmaz.Onun için bu konuyu ileriki bir zaman havale ederek, gündemde konuştuğumuz konu hakkında söyleyeceğiniz birşey varsa onları alabilirim...Zaten sizlerin islamiyeti yanlış tanımanıza bu tür davranışlar neden olmuş...Hem bu tarz ciddiiyetimize de zarar veriyor...Şuna benziyor, ilköğretim seviyesindeyken, üniversite bilgileri harmanlamak gibi, sonuçtada fikir dünyamızda dengesizlikler oluyor...Halbuki İslamiyette en büyük esaslarda birisi Adalettir yani dengedir....
İyi Geceler
 

svksy

Asistan
Katılım
16 Şubat 2008
Mesajlar
154
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Kuşlara mı sordunuz?
Bütün canlıların bizden nefret ettiğini nasıl anladınınız?Binlerce türden sayılamayacak kadar çok canlı adına nasıl konuşuyorsunuz?Biraz ağır olmuyor mu?Dargın olduğum bir insan bile yok.Mahallenin bütün kedileri beni görünce yanıma koşar.Bir tane sokak kedisi yatağımın üstünde altı yavru yaptı.Hepsini banyomda büyüttü.Belki o nefret etmiyordur.

Bir arkadaş felsefeye boğulduğumu söylüyor.Yaptığım şeye felsefe değil fen deniyor.Sizin eksikliğiniz fen bilmemeniz.Halbuki okula giden herkese temel fen bilimlerini öğretiyoruz ama...

Örneğin: Bir arkadaş insanların ses renklerinin birbirine benzememesine hayret ediyor.Ses renklerini hertz dediğimiz frekans büyüklüklri ile ölçüyoruz.İnsanların çıkarabileceği frekans aralığı trilyon kere trilyondan fazladır.Oysa sadece altı milyar insan var.İki insanın aynı sese sahip olma ihtimali sayısal loto da aynı rakamlara ikramiye çıkmasından daha azdır.Üstelik bu olsa bile aynı yerde yaşamaları gerekiyor ki bu farkedilsin.Asıl aynı sesli insanlar olursa şaşırmak lazım.

Bir arkadaş atom ile güneş sisteminin aynı tanrısal kanuna sahip olduğunu söylüyor.Öyle değildir.Atomun merkezi güneş gibi tek merkezli değil (proton, nötron ve bir sürü atom altı parçacık)çok parçalıdır.Bütün gezegenlerin yörüngeleri belirlidir.Ama bir elektronun ya yerini ya da hızını bilebilirsiniz.İkisini birden bilemezsiniz.Eğer yörüngesi gezegenler gibi olsaydı,elektronlar radyasyon yayarak çekirdeğe düşerdi.Güneş sistemi elektrona benzeseydi ömrü birkaç salise bile olmazdı.Aralarında dağlar kadar fark var.

Bir arkadaş canlıların ölmediğini söylediğimi yazmış.Öyle birşey demedim.Tam tersine canlı formlar sona erer ve başka canlı formlara dönüşür dedim.Bir canlı öldüğünde yapısındaki hidrokarbonlar (hidrokarbonlar parçalandıysa karbon) toprağa veya havaya karışır.Fotosentez veya beslenme yoluyla başka canlıların bünyesine katılır.Bu sonsuz bir döngüdür.Yani tanrı her bahar yeni atomlar yaratmaz.Çiçeğin bünyesine katılan karbonlar daha önce başka bir canlıdan gelen karbondur zaten.Ben öldüğümde (atmış yıl sonra) vucudumdaki karbon toprağa, oradan bir ota sonra bir ineğe ve tekrar başka bir insana geçebilir.Asla yok olmaz.Kimse yeni bir karbon da yaratmaz.Hiç bir canlı baştan yaratılmıyor.Sahi koca tanrı küçücük bir karbonu neden yok edemiyor?Ya da baştan yaratamıyor?

Bir arkadaş tabiatın tapusu tanrıdadır demiş.Arkadaşlar tanrı insan mı kendine tapu edinsin.Tabiatın sahibi ve bir tapusu olur mu?İslam inancını antik yunan dinlerine çeviriyorsunuz.Tanrıya insansı özellikler veriyorsunuz.

Bir arkadaş seni annen ve baban yarattıysa neden bozulan organlarının yerine yenisini vermiyor demiş.Tanrı ölen organların yerine yenisini mi veriyor.Öyleyse niye organ kaybından ölüyoruz.

Tabiatın mükemmel olduğunu kabul edip ;Hadi bakalım bunu kim yarattı? diye soru soruyorsunuz.Bu soru parametresi baştan koyulmuş cevabı da kendinden mütevellit bir soru.Tabiat yaratılmamış zaten vardı diyen birine, "Peki o zaman kim yarattı" diye sorulur mu ?

Var olmak yaratılmış olmayı gerektirmiyor.Öyle olsaydı tanrının var olması için de yaratılmış olması gerekirdi(Bu sonsuza kadar gider...).Yani tabiat vardır öyleyse yaratılmıştır.Tanrı vardır ama yaratılmamıştır öyle mi?

not:Lütfen edebi metinler yerine somut şeylerle tartışalım.
"İslamiyet hayal edemeyeceğiniz kadar mükemmel bir saraydır, cehennem adam ister,beşerin en ileri düşüncesi Kur'ana yetişmez,bütün insanlığın düşüncesi toplansa karşısında hiç olmaya mahkumdur." Bunlar güzel iltifatlar.


 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
@svksy, eğer bu düşünceler sana aitse, gerçekten düşüncesiz birine benzemiyorsun demektir. O yüzden acizane tavsiyem kendini burada heder etmemen. Çok samimi söylüyorum, bunları burada tartışmak bir süre sonra sana eziyet edecektir. Düşünme yeteneğin varsa, bunun hakkını vermelisin. Senin yerinde olsam, bilmediğini düşündüğüm insanlarla vakit kaybetmem. Onun yerine, bilginin saklı olduğu kitapları okurum. Tabi kitaplardan bilgiyi çıkarabilmek için çaba gerekir o ayrı bir konu.

Bu şekilde düşünebilen insanlarla sohbet etmeyi isterdim. Yalnız sonunun hacıcavcav arkadaşımız gibi olmasından endişe ediyorum. Nitekim onunla da böyle başlamıştık ama kendisi düşünce üretmek yerine başka yerlerden ilgisiz yazıları buraya kopyalamakla sonuçlandırdı münazaramızı.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst