İhanetin küçüğü büyüğü olur mu?

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Yani her şeyin küçüğünü büyüğünü duydum da...

Aldatmanın...

Hiç duymamıştım...

Böyle laflar vardır ya...

Sanki çok önemli, şimdi duymuş oldun işte!

Ayrıca duydun da ne

oldu?

Hani Nilgün Belgün, “Küçük aldatmaların evlilikleri yıkmayacağına inandığını” söylemiş ya, ben de buna takıldım...

Küçük derken?

Yani ne küçük olursa?

Düşünsene adam yakalamış:

“Aşkım allesen bi bakar mısın? Bunu mu, bunu mu aldatmadan sayacaksın sen şimdi? Şu küçücük şeyi...”

“Bakiiim... Haa... Haklıymışsın hayatım, bu sayılmaz.”

Kaç santime kadar sayılmaz acaba?

Şaka bir tarafa...

İhanet, ne olursa küçük olur ne olursa büyük?

Kriter nedir yani...

Nasıl küçülür, nasıl büyür?

Kötü geçmişse mesela...

Hiç uyum sağlayamamışsın, hiç zevk almamışsın, umduğun gibi çıkmamış adam veya kadın...

Yani ihanet ettiğine değmemiş.

Ama etmedim de

diyemezsin.

O zaman bunun adı ne olacak?

Küçük ihanet!

Başka?

Kısa sürerse...

Dakka bir, gol bir...

Sen daha, “İhanet etsem mi, etmesem mi?” diye düşünürken öteki çoktaan ihanet etmiş bile...

Erken

ihanet!

Ya aslında bunu aldatmadan bile saymamak lazım ya...

Spontan olunca bir de...

Onlar da küçük ihanetlere girsin.

E, ne de olsa önceden planlanmamış, o sırada ağır tahrikten falan bir ceza indirimini hak ediyor...

Candır, ister durumu...

Küçük ihanetleri saydık, ya büyükler...

Büyük ihanet nasıl olur?

Nerede olur?

Halının üzerinde...

Hem de bizim yatağımızda...

İkisi de büyük ihanete girer, söyleyeyim.

Hele bir de, o da

büyükse...

Artık hiç kaçarı yok!

Veya...

Tekrarlarsa...

Aynı kişiyle bir kereden fazla olursa...

O da büyük ihanete girer.

Girsin yani...

Daha ne olacak?

Olsa olsa ancak

böyle olur..

Ama bana sorarsanız...

Bazı şeylerin küçüğü büyüğü olmaz.

Azı-çoğu da olmaz...

Bazı duyguların farklı tarifleri de

olmaz.

Aşkın mesela...

Özlemin...

Kıskançlığın...

Bunları ayarlayamazsın...

“Biraz âşığım.”

“Biraz

kıskandım.”

“Biraz özledim” diye bir şey olmaz.

Arası olmaz

bunların yani...

Ya öyledir ya

böyle...

Ha, bir ilişkinin başı, sonu vardır ama arada yaşananların ölçüsü yoktur.

Evet, başı sonu bellidir

tabii...

Mesela öpüşünce sevgili olunur. Ondan öncesi sayılmaz...

Öpüşünceye kadar başkalarıyla yapılanlar ihanetten

sayılmaz...

Ama ondan sonrakiler...

Artık ufak mufak her neyse, o artık ihanete girer.

Bana göre o iş oldu mu, ihanet başlamıştır.

Sigarayı yaktığın andan itibaren sen artık bir ihanistsindir...

Ha, sevgilin bunu aldatmadan sayar-saymaz, onun meselesi...

Küçültür mü, büyütür mü bilemem...

Kafasına takmaz, küçülür.

Takarsa, büyür.

Ama ihanet her zaman ihanettir.

Ayrıca

“İhanet kadar hızlı bir şey yoktur.” (Cicero)

Dilek ÖNDER
 

Berkin Bozdoğan

Profesör
Katılım
18 Mayıs 2005
Mesajlar
4,926
Reaksiyon puanı
38
Puanları
0
Merhaba,

Yeni yetme yazarlar neticelerinden yeni sözcükler türetmese daha güzel olacak. Türkçe adına kaygıyla okuduğum bir yazı oldu. TDK'nın başında olsam kellesine ödül koyardım.

- Yargı bildiren cümlelerin sonuna sadece nokta koyulur. Soru ve ünlem işaretlerinin farklı kullanım alanları vardır.
- İhanist ne? Bu sözcük nereden çıktı? Google'a yazınca o bile "ihanet" mi demek istediniz, diyor.

Başınıza Hakkı Devrim heykelleri yağsın!

Güzel günler dilerim.
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
Başınıza Hakkı Devrim heykelleri yağsın!
güzel bir beddua.
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Berkin yaa sabah sabah çok iyi di gerçekten Hakkı DEVRİM heykeli :D :D

Konuya farklı bir boyut kazandırdın tebrik ediyorum.
 

emubaltaci

Rektör
Emektar
Katılım
21 Kasım 2005
Mesajlar
18,862
Reaksiyon puanı
129
Puanları
63
başlıktan bi kadnın yazdıgını anlamıstım :D
 

Tartarus

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
1,243
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu bir şiirse ki yanlış anlamadıysam öyle, belirtmeliyim; çok da hoşuma gitti, bir şiirde yazım kuralı aranmaz. Resim yapmak gibidir; isterseniz tuvale tek bir nokta koyun o resimdir, tek bir insanın bile hoşuna gisiyorsa o sanattır. Sanat felsefesi böyle tanımlar sanatı.

Şiir, şiirdir. Anlamsız kelimeler de koyulur, şairin kendi türettiği kelimeler de... Bir sınırı yoktur. İstenirse hiç noktalama işareti kullanılmaz, istenirse her harfi küçük ya da büyük yazılır. Dörtlük olması gerekmez, kafiye barındırması da... Şair eğer çok kapalı bir anlam yakalamak isterse olabilecek en devrik cümleyi de kurar anlatım bozukluğu da yapar.

Unutmayın, Türkçe de bir dildir, her dil bir araçtır. Amacına ulaşmak zorundadır ama bu amacına bağlıdır. Amacı hiç bir şey anlatmamak sadece yazılmaksa da dildir, makale yazılacaksa da...

Dil, sanat yaparken bozulmaz. Dil amacı anlaşılmak olan bir yazıda yanlış kullanılırsa, kimsenin bilmediği kelimeler kullanılırsa yıpranır. Konuşurken yabancı kelimeler kullanılırsa özünü kaybedebilir(Yine de bazı anlar vardır ki yabancı kelime kullanmak zorundasınızdır, örneğin 'skandal' kelimesi, dahaTürkçe görünen 'rezalet' kelimesiyle, aynı anlamdadır ama her ikisi de yabancıdır. Kendinizi zorlamayınız, dil gelişecekse, önceden benimsenen kelimeler kullanılabilir. 'mücadele' kelimesini ele alalım, Türkçesi 'savaşım''dır. Ancak 'savaşım' kelimesi benimsenmemiştir.)

Her neyse, umarım anlaşılmışımdır. Türkçe endişelendiğiniz kadar da tehlike altında değildir.

Ben de iyi günler dilerim.
 
Üst