PatavatsiZ
Doçent
- Katılım
- 15 Mart 2013
- Mesajlar
- 719
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 16
[h=2]KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlü: "Grip aşısı, eylül kasım ayları arasında yapılırsa salgınların başladığı kış aylarında bağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır" "Grip çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar"[/h]
MELTEM YILMAZ - Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, zamanında yapılmayan grip aşısının çok faydalı olmayacağına işaret ederek, "Grip aşısı, eylül-kasım ayları arasında yapılırsa salgınların başladığı kış aylarında bağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle kış aylarında etkisini gösteren gribin benzer yakınmalarla kendini belli eden ancak hastalığın daha hafif seyrettiği ve genellikle ayakta atlatılan nezle ve soğuk algınlığından farklı olarak dünya çapında büyük salgınlara, toplu ölümlere, iş gücü kayıplarına yol açabilen ağır bir hastalık olduğunu söyledi.
Genellikle kuşlar, atlar, domuzlarda görülen gribin hayvanlardan insanlara bulaştırabildiğini belirten Özlü, "Grip çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar" ifadelerini kullandı.
Özlü, salgınlardan korunmanın toplumda aktif yaşayanlar için zor olduğunu ifade ederek, "Salgınlarda genellikle arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları da hastalanmaktadır. Bunu izleyen ikinci süreç ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Sigara, alkol alımı, düzensiz yaşam ile soğuk maruziyeti hastalığa yakalanma riskini artırmaktadır. Grip bilhassa bebekler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlarda ağır seyretmekte ve ölümlere neden olmaktadır" diye konuştu.
Grip hastalarında sıklıkla kullanılan ilaçların, hastalığı tedavi etmek amacıyla değil hastanın yakınmalarını düzeltip onu rahatlatmak amacıyla kullanıldığını vurgulayan Özlü, şöyle devam etti:
"Doğrudan grip virüsüne karşı etkili bazı ilaçlar da vardır. Yarar ve zarar hesabı yapıldığında bunların her grip geçiren kişiye uygulanması yerine, gribe bağlı komplikasyonların görülme ihtimali fazla olan risk grubu hastalara verilmesi daha doğrudur. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmemizi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığımızı sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarımızın bakım ve tedavisini usulüne göre yapmak gerekir"
Grip aşısı hastalığı yüzde 80 oranında önleyebiliyor
Prof. Dr. Özlü, gripten korunmak amacıyla aşılar da geliştirildiğine dikkati çekerek, "Aşının koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısının koruyuculuk oranı, uygulanan kişilerin direncine göre yüzde 80'lere kadar çıkabilmektedir. Aşının, direnç nedeniyle bazı kişilerde grip olmayı önlemese bile hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürre ve ölüm gibi ağır komplikasyonların sıklığını azalttığı bildirilmektedir. Bazı çalışmalarda grip sonrası görülen zatürreleri önlemede aşının yüzde 50-60, ölümleri önlemede yüzde 80 etkin olduğu bildirilmiştir " ifadelerini kullandı.
Virüsün yapısının sık değiştiğini anlatan Özlü, "Her yıl için izole edilen virüslerden yeni olarak hazırlanmakta olan grip aşılarının eylül-kasım ayları arasında tek doz olarak yapılması önerilmektedir. Çünkü aşılamayı takiben yeterli bağışıklığın oluşması için 1-2 aylık bir süreye ihtiyaç vardır. Grip aşısı, eylül-kasım ayları arasında yapılırsa salgınların başladığı kış aylarındabağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır. Çünkü aşıyı takiben 2-8 haftada yeterli koruma gelişmektedir. Oysa salgın zaten bu kadarlık bir sürede kendiliğinden durmaktadır. Üstelik salgın yapan virüsle aşı için kullanılan virüs benzer olmayabilir. Bu durumda koruyuculuğu yoktur" şeklinde konuştu.
Özlü, toplumdaki herkesin aşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, "Aşı, hekim, hemşire, ebe, hasta bakıcı gibi sağlık personeli, evinde yaşlı, kronik hastası olanlar, toplum hizmeti görenler, insanlarla sıkı teması olup hastalık bulaştırıcısı olabilecek çalışanlar ve grip mevsimine isabet eden son ikinci veya üçüncü evredeki gebelere de aşı önerilmektedir. Aşıyı ayrıca, gribin ağır seyrettiği kişilere, 65 yaşından daha büyük kişilere, astım, kronik bronşit, kalp yetmezliği gibi kalp, akciğer hastalığı bulunanlara, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, AIDS ve bazı kan hastalıkları gibi hastalıkları olanlar ile sürekli aspirin kullanmak zorunda olan 6-18 ay arası çocuklara öneriyoruz" dedi.
http://www.haberler.com/grip-asisini-ihmal-etmeyin-2-5036910-haberi/
MELTEM YILMAZ - Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, zamanında yapılmayan grip aşısının çok faydalı olmayacağına işaret ederek, "Grip aşısı, eylül-kasım ayları arasında yapılırsa salgınların başladığı kış aylarında bağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle kış aylarında etkisini gösteren gribin benzer yakınmalarla kendini belli eden ancak hastalığın daha hafif seyrettiği ve genellikle ayakta atlatılan nezle ve soğuk algınlığından farklı olarak dünya çapında büyük salgınlara, toplu ölümlere, iş gücü kayıplarına yol açabilen ağır bir hastalık olduğunu söyledi.
Genellikle kuşlar, atlar, domuzlarda görülen gribin hayvanlardan insanlara bulaştırabildiğini belirten Özlü, "Grip çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar" ifadelerini kullandı.
Özlü, salgınlardan korunmanın toplumda aktif yaşayanlar için zor olduğunu ifade ederek, "Salgınlarda genellikle arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları da hastalanmaktadır. Bunu izleyen ikinci süreç ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Sigara, alkol alımı, düzensiz yaşam ile soğuk maruziyeti hastalığa yakalanma riskini artırmaktadır. Grip bilhassa bebekler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlarda ağır seyretmekte ve ölümlere neden olmaktadır" diye konuştu.
Grip hastalarında sıklıkla kullanılan ilaçların, hastalığı tedavi etmek amacıyla değil hastanın yakınmalarını düzeltip onu rahatlatmak amacıyla kullanıldığını vurgulayan Özlü, şöyle devam etti:
"Doğrudan grip virüsüne karşı etkili bazı ilaçlar da vardır. Yarar ve zarar hesabı yapıldığında bunların her grip geçiren kişiye uygulanması yerine, gribe bağlı komplikasyonların görülme ihtimali fazla olan risk grubu hastalara verilmesi daha doğrudur. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmemizi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığımızı sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarımızın bakım ve tedavisini usulüne göre yapmak gerekir"
Grip aşısı hastalığı yüzde 80 oranında önleyebiliyor
Prof. Dr. Özlü, gripten korunmak amacıyla aşılar da geliştirildiğine dikkati çekerek, "Aşının koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısının koruyuculuk oranı, uygulanan kişilerin direncine göre yüzde 80'lere kadar çıkabilmektedir. Aşının, direnç nedeniyle bazı kişilerde grip olmayı önlemese bile hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürre ve ölüm gibi ağır komplikasyonların sıklığını azalttığı bildirilmektedir. Bazı çalışmalarda grip sonrası görülen zatürreleri önlemede aşının yüzde 50-60, ölümleri önlemede yüzde 80 etkin olduğu bildirilmiştir " ifadelerini kullandı.
Virüsün yapısının sık değiştiğini anlatan Özlü, "Her yıl için izole edilen virüslerden yeni olarak hazırlanmakta olan grip aşılarının eylül-kasım ayları arasında tek doz olarak yapılması önerilmektedir. Çünkü aşılamayı takiben yeterli bağışıklığın oluşması için 1-2 aylık bir süreye ihtiyaç vardır. Grip aşısı, eylül-kasım ayları arasında yapılırsa salgınların başladığı kış aylarındabağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır. Çünkü aşıyı takiben 2-8 haftada yeterli koruma gelişmektedir. Oysa salgın zaten bu kadarlık bir sürede kendiliğinden durmaktadır. Üstelik salgın yapan virüsle aşı için kullanılan virüs benzer olmayabilir. Bu durumda koruyuculuğu yoktur" şeklinde konuştu.
Özlü, toplumdaki herkesin aşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, "Aşı, hekim, hemşire, ebe, hasta bakıcı gibi sağlık personeli, evinde yaşlı, kronik hastası olanlar, toplum hizmeti görenler, insanlarla sıkı teması olup hastalık bulaştırıcısı olabilecek çalışanlar ve grip mevsimine isabet eden son ikinci veya üçüncü evredeki gebelere de aşı önerilmektedir. Aşıyı ayrıca, gribin ağır seyrettiği kişilere, 65 yaşından daha büyük kişilere, astım, kronik bronşit, kalp yetmezliği gibi kalp, akciğer hastalığı bulunanlara, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, AIDS ve bazı kan hastalıkları gibi hastalıkları olanlar ile sürekli aspirin kullanmak zorunda olan 6-18 ay arası çocuklara öneriyoruz" dedi.
http://www.haberler.com/grip-asisini-ihmal-etmeyin-2-5036910-haberi/