En eski eskimez din hanif islam

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Ve men yergabu an milleti ibrâhîme illâ men sefihe nefseh(nefsehu), ve lekadistafeynâhufîd dunyâ, ve innehu fîlâhireti le mines sâlihîn(sâlihîne).
Ali Bulaç
130- Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in (HANİF) dininden kim yüz çevirir? Andolsun, biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir.

Diyanet Vakfı
130. İbrahim'in (HANİF) dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.

Edip Yüksel
2:130 Kendini kandırandan başkası İbrahim'in (HANİF) dininden yüz çevirmez. Onu bu dünyada seçtik, ahirette de erdemli kişilerden olacak.

Elmalılı Hamdi Yazır
130-İbrahim'in milletinden, kendine kıyandan başka kim yüz çevirir? Gerçek şu ki, Biz onu dünyada seçkin birisi yaptık, ahirette de hiç şüphe yok ki o iyiler arasındadır.

Süleyman Ateş
130. Nefsini aşağılık yapan (beyinsiz)den başka, kim İbrahim HANİF dininden yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada beğenip seçmiştik, ahirette de, o iyilerdendir.

Yaşar Nuri Öztürk
130 Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhirette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette...


Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
135- Dediler ki: 'Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz.' De ki: 'Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dini(dir); O müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
135. (Yahudiler ve hıristiyanlar müslümanlara Yahudi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.

Edip Yüksel
2:135 "Yahudi veya Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız," dediler. De ki: "Hayır, biz İbrahim'in tektanrıcı dinine uyarız. O, ortak koşanlardan olmadı."28

Elmalılı Hamdi Yazır
135-Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz bir tek Allah'a inanan İbrahim'in dinindeyiz ki, o hiç bir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı."

Süleyman Ateş
135. Yahudi veya hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız. dediler. De ki: "Hayır, biz dosdoğru İbrahim dinine (uyarız). O, (Allah'a) ortak koşanlardan değildi."

Yaşar Nuri Öztürk
135 "Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi."

3 / AL-İ İMRAN - 67
Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ(muslimen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).


Ali Bulaç
67- İbrahim, ne yahudi idi, ne hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

Diyanet Vakfı
67. İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.

Edip Yüksel
3:67 İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan; tektanrıcı bir müslümandı. Hiçbir zaman ortak koşanlardan olmadı.

Elmalılı Hamdi Yazır
67-İbrahim, ne yahudi ne de hıristiyandı; ancak o, lekesiz bir müslümandı ve Allah'a ortak koşanlardan da olmamıştı.

Süleyman Ateş
67. İbrahim ne yahudi, ne de hıristiyandı; dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.

Yaşar Nuri Öztürk
67 İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi.


Kul sadakallâhu fettebiû millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)


Ali Bulaç
3:95- De ki: 'Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
95. De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.

Edip Yüksel
3:95 De ki: "ALLAH doğruyu söyler; İbrahim'in tektanrıcı dinine uyun. O puta tapanlardan olmadı."

Elmalılı Hamdi Yazır
95-De ki: "Allah doğru söylemiştir. O halde Hakka tapan bir hanif olarak İbrahim'in dinine uyun; o hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı.

Süleyman Ateş
95. De ki: "Allah doğru söyledi, öyle ise dosdoğru, Allah'ı birleyici olarak İbrahim dinine uyun. O, ortak koşanlardan değildi."

Yaşar Nuri Öztürk
95 De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o."

Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen).


Ali Bulaç
4:125- İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir.

Diyanet Vakfı
125. İşlerinde doğru olarak kendini Allah'a veren ve İbrahim'in, Allah'ı bir tanıyan dinine tâbi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i dost edinmiştir.

Edip Yüksel
4:125 ALLAH'a teslim olarak iyilik yapan ve İbrahim'in tektanrıcı dinine uyandan daha güzel bir dine kim sahip olabilir? ALLAH İbrahim’i arkadaş edindi.

Elmalılı Hamdi Yazır
125-Din bakımından o kimseden daha iyi kimdir ki, özü iyi olarak yüzünü İslam ve Allah'a tutmuş ve muvahhid olarak İbrahim'in dinine uymuştur. Allah ki, İbrahim'i dost edinmişti.

Süleyman Ateş
125. Hangi insan, din yönünden, iyilik edici olarak yüzünü Allah'a teslim edip dosdoğru İbrahim dinine tabi olandan daha güzel olabilir? Allah, İbrahim'i dost edinmişti.

Yaşar Nuri Öztürk
125 Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
6 / EN'AM - 79
İnnî veccehtu vechiye lillezî fatares semâvâti vel arda hanîfen ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
79- 'Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim.'

Diyanet Vakfı
79. Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.

Edip Yüksel
6:79 Ben yüzümü tümüyle, gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben ortak koşanlardan değilim.

Elmalılı Hamdi Yazır
79-Ben, her dinden geçip yalnız hakka eğilerek yüzümü o gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben, Allah'a ortak koşanlardan değilim." dedi.

Süleyman Ateş
79. Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben O(na) ortak koşanlardan değilim!

Yaşar Nuri Öztürk
79 "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben."


Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
6:161- De ki: 'Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim'in hanif (muvahhid) dinine… O, müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
161. De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.

Edip Yüksel
6:161 De ki: "Rabbim beni dosdoğru olan yola iletmiş bulunuyor: monoteist olan İbrahim'in mükemmel dinine... O, ortak koşanlardan olmadı."

Elmalılı Hamdi Yazır
161-De ki: "Beni Rabbim, şüphesiz dosdoğru bir yola, gerçek ve daima ayakta olan bir dine, başka dinlerden sıyrılıp yalnız hakka yönelen İbrahim'in tertemiz dinine iletti. O, hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı.

Süleyman Ateş
161. De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi."

Yaşar Nuri Öztürk
161 De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."

10 / YUNUS - 105
Ve en ekim vecheke lid dîni hanîfâ, ve lâ tekûnenne minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
10:105- Ve: “Bir muvahhid (hanif) olarak yüzünü dine doğru yönelt ve sakın müşriklerden olma,”

Diyanet Vakfı
1O5. "Ve (bana) hanîf (Allah'ın birliğini tanıyıcı) olarak yüzünü dine çevir; sakın müşriklerden olma, diye (emredildi)."

Edip Yüksel
10:105 Ve: "Tektanrıcı olarak dine yönel; ortak koşanlardan olma."

Elmalılı Hamdi Yazır
105-Bir de tevhid inancı içinde hak dine yönel ve sakın müşriklerden olma!

Süleyman Ateş
105. Ve: "Yüzünü hanif (Allah'ı birleyici) olarak dine çevir; sakın (Allah'a) ortak koşanlardan olma!"

Yaşar Nuri Öztürk
105 Şu da emredildi: "Yüzünü, bir hanîf olarak dine çevir. Sakın müşriklerden olma!"

16 / NAHL - 120
İnne ibrâhîme kâne ummeten kâniten lillâhi hanîfâ(hanîfen) ve lem yeku minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
120- Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.

Diyanet Vakfı
120. İbrahim, gerçekten Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi; Allah'a ortak koşanlardan değildi.

Edip Yüksel
120. İbrahim, ALLAH'a boyun eğen, monoteist bir öncü idi. Hiç bir vakit ortak koşmadı.

Elmalılı Hamdi Yazır
120-Muhakkak ki, İbrahim başlı basma bir ümmet idi, tevhid inancına sahip olarak Allah'a itaat için kıyam etmişti ve asla Allah'a ortak koşanlardan olmadı.

Süleyman Ateş
120. İbrahim Allah'ı birleyerek O'na ita'at eden bir ümmet (her iyiliği kendinde toplayan bir önder) idi, ortak koşanlardan değildi.

Yaşar Nuri Öztürk
120 Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi.

Summe evhaynâ ileyke enittebi’ millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
16:123- Sonra sana vahyettik: 'Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
123. Sonra da sana: "Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden değildi" diye vahyettik.

Edip Yüksel
123. Nitekim, İbrahim'in dinini bir monoteist olarak izlemen için sana vahyettik; o asla putperestlerden olmadı.

Elmalılı Hamdi Yazır
123-Sonra da sana: "Hakperest (hanif) olarak İbrahim'in dinine tabi ol! O, hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı." diye vahyettik.

Süleyman Ateş
123. Sonra sana: "Allah'ı birleyerek İbrahim'in yoluna uy; o, ortak koşanlardan değildi" diye vahyettik.

Yaşar Nuri Öztürk
123 Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi.

30 / RUM - 30
Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Ali Bulaç
30- Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.

Diyanet Vakfı
30. (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.

Edip Yüksel
30. Bir tek Tanrıcı olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, ALLAH insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışında değişiklik olmaz. Bu, tam yetkin bir dindir, fakat insanların çoğu bilmez.

Elmalılı Hamdi Yazır
30-O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah' ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah'ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Süleyman Ateş
30. Sen yüzünü, Allah'ı birleyici olarak doğruca dine çevir: Allah'ın yaratma yasasına (uygun olan dine dön) ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Yaşar Nuri Öztürk
30 O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.

98 / BEYYİNE - 5
Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).

Ali Bulaç
5- Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başka şeyle emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

Diyanet Vakfı
5. Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

Edip Yüksel
5. Oysa onlardan, dini sadece ALLAH'a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O'na kulluk etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur.

Elmalılı Hamdi Yazır
5-Oysa onlar, hakka tapan, Allah'ı birleyiciler olarak dini yalnızca Allah'a tahsis edip Allah'a ibadet etsinler, namazı dosdoğru kılsınlar ve zekatı versinler diye emrolunmuşlardı ancak. İşte odur dosdoğru din!

Süleyman Ateş
5. Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu.

Yaşar Nuri Öztürk
5 Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Hanif islam eskimeyen en eski dindir
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Hanif islam eskimeyen en eski dindir

Sayın HanifTürk,

Gerçi ben en eski din olarak putperst dinleri biliyorum ama sanırım sizin kastınız bu değil.

Ancak hanif islam bilinen ve uygulanmakta olan çoğu islam ritüellerini devre dışı bırakmaz mı?

Bana göre hava hoş zaten de,

Mesela mezheplerin tamamını bitirmişsiniz tek kalemde.

Brawo.

Bakalım neler diyecek "mezhepliler"

Ben de bir iki bulgumu takdim edeyim müsadenizle;

İslam haricinde bir de ismi hanif olan İbrahim'e özgü bir din mi var?

Böyle bir izlenim vermiş örnekleriniz.

Hatalıysam düzeltin.

Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

Ali Bulaç
135- Dediler ki: 'Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz.' De ki: 'Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dini(dir); O müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
135. (Yahudiler ve hıristiyanlar müslümanlara Yahudi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.

Edip Yüksel
2:135 "Yahudi veya Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız," dediler. De ki: "Hayır, biz İbrahim'in tektanrıcı dinine uyarız. O, ortak koşanlardan olmadı."28

Elmalılı Hamdi Yazır
135-Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz bir tek Allah'a inanan İbrahim'in dinindeyiz ki, o hiç bir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı."

Süleyman Ateş
135. Yahudi veya hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız. dediler. De ki: "Hayır, biz dosdoğru İbrahim dinine (uyarız). O, (Allah'a) ortak koşanlardan değildi."

Yaşar Nuri Öztürk
135 "Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi."

Burada bir meal sorunu var.Kırmızıyla işaretlediğim yerde "İbrahimin dinine" değil "milletine" yazıyor.

Bu anlamı çok değiştirmez mi?

Kul sadakallâhu fettebiû millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)


Ali Bulaç
3:95- De ki: 'Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
95. De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.

Edip Yüksel
3:95 De ki: "ALLAH doğruyu söyler; İbrahim'in tektanrıcı dinine uyun. O puta tapanlardan olmadı."

Elmalılı Hamdi Yazır
95-De ki: "Allah doğru söylemiştir. O halde Hakka tapan bir hanif olarak İbrahim'in dinine uyun; o hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı.

Süleyman Ateş
95. De ki: "Allah doğru söyledi, öyle ise dosdoğru, Allah'ı birleyici olarak İbrahim dinine uyun. O, ortak koşanlardan değildi."

Yaşar Nuri Öztürk
95 De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o."

Burada da aynı sorun var.

Birtek Y.Nuri düzgün çevirmiş görünüyor.

"İbrahimin dini" diye bir ibare yok."Milleti" var.

Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen).

Burada da "hanif İbrahimin milletine" yazıyor."İbrahimin dini" değil.

Yine Y.Nuri doğruya en yakın çevirmiş.

Yaşar Nuri Öztürk
125 Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.

Ama görüldüğü gibi Y.Nuri "Hanif" i eklememiş.

10 / YUNUS - 105
Ve en ekim vecheke lid dîni hanîfâ, ve lâ tekûnenne minel muşrikîn(muşrikîne).

Evet nihayet burada "hanif dini" tabirini görebiliyoruz.

Fakat;Görüldüğü üzere bu da "İbrahimin dini" anlamı çıkarılabilecek bir ayet değil.Haniflik bir vasıf olarak kullanılmış.

Çok uzattım diğer örnekleri yazmak lazım ama yorgunum.

Böyle devam ediyor işte nihayetinde.

Demek istediğim meallerde İbrahimin dini deniyorsa o zaman "millete ibrahime" yanlış çevrilmiş demektir.

İbrahimin özel bir dini yoktur.

İslam hep aynı islam mı değil mi noktasında sizin görüşleriniz ve şuanda uygulanan şekli arasında farklar olduğunu gösteren bir yazı asacağınızı umuyorum.(Bu kısmı lütfen doğru anlayın."İslam tabi ki aynı islam" gibi basma kalıp bir cevaba zaten gerek yok.Uygulanan ve uygulanması gereken bazında soruyorum)

Kolay gelsin.

Saygılar...
 

Arslan_Azrail

Öğrenci
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
77
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
1.hanif dini Peygamberimizin dedesine gönderilen dindir hanifa din dediği hanif dini illa ibrahimin dini denmesine gerek yok mesela islama illa Muhammed'in dini denmez haşa summa haşa Hz. koymak gerekirde sen böle sölersinddie:@ millet dediği o ehil yani ibrahimin yanında olduğu kişiler hanif dininden olduğu için böyle bir tabir kullanılmıştır
vede hanif dinide ve bütün diğer hak dinlerde hepsi Allah bir der aklını başına al saçma sapan yorumlar yazma
 

berckai

Profesör
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
hanif din değildir bir dini öğretidir Allah israil oğullarına verdiği hakları daha sonra geri çekeceği yani dinleri bozulacağı için ibrahimoğulları aracılığıyla araplara geçirdi bu bakımdan hanif dini öğretisi gereklilik arz eder ve müslümanlığa yakındır
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Ancak hanif islam bilinen ve uygulanmakta olan çoğu islam ritüellerini devre dışı bırakmaz mı?

Orcagada Kardeşim Hanif islam senin anladığın manada Başka başka İslamlardan biri değildir çünkü Tek bir Din vardır oda İslam Hanif İslam ise Bu Tek ve Hakiki dini başka başka anlama yolları vardır bu yollardan Birisi ve Tek Hakikisi İse İSlam dinine Hanif olarak bakmak olandır bu bakımdan sizin İslam ritüeli dediğiniz ve Kur"an da yazmayan herşey esasında arap adetidir ve dinleştirilmiştir Hanif İSlam anlayışı kesinlik le Hiçbir ritülei dışlamaz Sadece İslam dışı olanları dışlar

Mesela mezheplerin tamamını bitirmişsiniz tek kalemde.

Vallahi onları ben bitirmedim çünkü başlamayan şey bitmez Hiçbir zaman Mezhepler İslam"ın içinde olmadılarki Mezhep varsa İslam yoktur. gerekirse bu konudaki ayetleri de ekleriz

Bakalım neler diyecek "mezhepliler"

Vallahi kardeşim beni kimsenin ne diyeceği ilgilendirmez benim için ALLAH"ın ban hükmü yeter.

İslam haricinde bir de ismi hanif olan İbrahim'e özgü bir din mi var?Böyle bir izlenim vermiş örnekleriniz.

Yukarıda yazdıklarımı bu iddianıza da cevaptırlar böyle değerlendirirsniz sevinirim.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Burada bir meal sorunu var.Kırmızıyla işaretlediğim yerde "İbrahimin dinine" değil "milletine" yazıyor.

Bu anlamı çok değiştirmez mi?

İslamda millet demek ne demek önce ona bir bakalım.

MİLLET
Sözlük anlamında gidilen yol. Bu anlam yolun niteligini belirtmez, hem doğru, hem de yanlış yolu içine alır. İslam literatüründe ise din ve şeriat anlamlarını dile getirir. Günümüzde yaygın biçimde kullanıldığı gibi "aynı topraklar üzerinde yasayan, aynı kökten gelen, tarih, töre ve dil ortaklığı bulunan insanların tümü" biçiminde tanımlanan ulus ya da nation kavramlarıyla hiçbir anlam benzerliği taşımaz.

Millet kelimesinin İslam literatüründeki anlamını Kur'an belirler.Kelimenin Kur'an'daki kullanılışından yola çıkan İslam bilginlerine göre millet, din ve şeriat aynı anlamı dile getirir.


Millet Kavramıyla alakalı Ayetler

Sen onların öz milletlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar.De ki: "Allah'ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir."İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katında ne bir Veli'n olur ne de bir yardımcın. (Bakara 120)

Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir?Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik.Ve o, ahirette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette (Bakara 130)

"Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." Dediler.De ki: "Hayır, öyle değil.Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım.O, şirke bulaşanlardan değildi." (Bakara 135)

Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. (Nisa 125)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." (En am 161)

Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: "Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahutta seni ve seninle birlikte inananları kentimizden çıkarırız." Dedi ki: "Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı? (Araf 88)

"Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice herşeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın." (Araf 89)

Yûsuf dedi ki: "Rızıklanacağınız herhangi bir yemek size gelmeden önce onun yorumunu ikinize mutlaka bildiririm." Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah'a inanmayan ve âhireti de tamamen inkâr eden bir toplumun milletini terk ettim. (Yusuf 37)

"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." (Yusuf 38)

Küfre sapanlar kendi resullerine şöyle dediler: "Ya tam bir biçimde bizim milletimize dönersiniz yahut da sizi yurdumuzdan mutlaka çıkarırız." Rableri de onlara şunu vahyetti: "Zalimleri muhakkak helâk edeceğiz. (İbrahim 13)

Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi. (Nahl 123)

"Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler yahut da sizi kendilerinin milletine döndürürler. O takdirde bir daha asla kurtulamazsınız. (Kehf 20)

Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O. (Hacc 78)

"Öteki millette işitmedik böyle bir şey. Bu bir uydurmadan başka şey değildir." (Sad Suresi 7)


Hanif Dostlar Ana Sayfa: Kur’anda Millet Kavramı
 

zelenga

Profesör
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
wayy benim süper müfessirlerim... hanif dini nedir yaa...Hz. Adem (a.s)dan beri gelen din İslam'dır...Ancak İslam dini Resulullah(s.a.v) efendimizle birlikte tamamlanmış ve mükemmeliyete kavuşturulmuştur. Ondan önceki İslam dini başka isimlerle anılsa da özünde İslamdır.
Yani "hanif dininde buluşalım" türünde tartışmalar din dışıdır. İslam'a uymaz ama diğerlerine uyar mı bilmem...

ek not: hanifdostlar!!! sadece gülüyorum ^_^
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
hanif dini nedir yaa...Hz. Adem (a.s)dan beri gelen din İslam'dır...Ancak İslam dini Resulullah(s.a.v) efendimizle birlikte tamamlanmış ve mükemmeliyete kavuşturulmuştur. Ondan önceki İslam dini başka isimlerle anılsa da özünde İslamdır.
Yani "hanif dininde buluşalım" türünde tartışmalar din dışıdır. İslam'a uymaz ama diğerlerine uyar mı bilmem...

ek not: hanifdostlar!!! sadece gülüyorum ^_^

hanif dini nedir yaa
Hanif dini Dini İslama Hanif anlayışla bakmak demektir Din evrensel sistemin adıdır.

Ancak İslam dini Resulullah(s.a.v) efendimizle birlikte tamamlanmış ve mükemmeliyete kavuşturulmuştur.
İslam dini her dönemde mükemmelde sonradan mükemmelleştirilmiş olması demek zaten eksilebilirde demektir. o yüzden İSlam dini yaratılıştlan beri en mükemmel dindir.

Yani "hanif dininde buluşalım" türünde tartışmalar din dışıdır. İslam'a uymaz

Zalenga kardeşim gözden kaçırdığın bir konu şu ALLAH kur"anda Hz.Muhammed"e bile Hanifliğe uymasını emrediyor ve Hanifliğin eskimez ve dimdik ayakta durduğunu belirtiyor ken sen nasıl din dışı dersin Haniflik Bugün dahi dimdik ayakta duruyor. bu yüzden eski bir anlayış değil ve Hz.Muhammed ve ümmetine emredilen bir anlayış 100 % İslam

2:130- Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in (HANİF) dininden kim yüz çevirir? Andolsun, biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir.

3:95- De ki: 'Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.'

Diyanet Vakfı
4:125. İşlerinde doğru olarak kendini Allah'a veren ve İbrahim'in, Allah'ı bir tanıyan dinine tâbi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i dost edinmiştir.

Ali Bulaç
6:161- De ki: 'Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim'in hanif (muvahhid) dinine… O, müşriklerden değildi.'

16:123- Sonra sana vahyettik:(Hz.Muhammed"e söylüyr tabi bizede) 'Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi.'

30:30. (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.

98:5- Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başka şeyle emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Müslüman olmak gönülden bir Kelime-i Tevhid getirmek kadar kolay; ama gönülden getirememek kadar da çok, çok, çok, çok, çok zordur. Unutma ki, ne Hazreti Resulullah, Sünni(İslam Ortodoksluğu ki kurucusu Resulullah'ın can düşmanı Mekke Başkanı Ebu Süfyan, onun oğlu Muaviye ve onun torunu Yezid, dolayısıyla Süfyanilik-Yezidilik adıyla da bilinir); ne Hazreti Ali, Şii (İslam katolizmi, ki Alevilik, yani Ali yanlısı adıyla da tanınır); ne Hazreti Ebubekir, Hanbeli; ne Hazreti Ömer Şafi; ne de Hazreti Osman, Nurcudeğildi; tümü yüzyıllar sonra türetilmiştir.

Bu yüzden, Al-i İmran Suresi'nin 102'den başlayarak 104'e kadar olan ayetlerini şöyle bir okursan, topluca Allah'ın İpine (Hablillahi ki Allah bundan Şahdamarı, yani Hablilverid olarak söz eder ve bunun şahdamarından da yakın olduğunu açıklar) tutunmanın gereğine, mezheblere bölünmenin yanlış olduğuna inanırsın.

102- Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.​
103- Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.​
104- İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.​


Ayetlerin içinde Allah'ın naim nimetlerinin simgeleri şöyle: "Hani siz birbirinizin can düşmanı olarak bir cehennem uçurumunun tam yanıbaşındaydınız da, sizi İslam (anlamı barış) ile birleştirdi; ortak payda olarak aranıza sevgiyi koydu ve bu sayede kardeş oldunuz. O halde, sakın dağılıp ayrılmayın. O ayrılığı yapanların (İhtilafta, yani takışmakta rahmet vardır diyenlerin) yüzleri kararacaktır ve ebedi ateş azabında kalacaklardır. Bunun tersine, birleştirici olanların ise yüzlerinin ebedi olarak ağaracak ve Allah konuğu olacaklardır." Ayrıca, ileride mezheblerin de çıkacağı önceden bildiriliyor ki, bu da bir Kur'an mucizesidir.


104. ayette ise, yukarıda sayılanların tersine, mezhep taassubuyla dini bölenlere uyan o atalardan doğsanız bile içinizden bir grubun ayrılması gerektiği bildiriliyor. Bu nedenle, sizlerin de, Bakara Suresi 170. ayette olduğu gibi, atalarınızın nakli ve taklidi dini yerine, akli ve tahkiki (Hazreti İbrahim gibi soruşturucu ve protest) olmanız gerekiyor.

Bunun bir öteki kutbu olarak da, ataları gayrımüslim olanların da 113,114 ve 115.ayetlerde olduğu gibi



3:113- Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.​
114- Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.​
115- Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.

ayrılması gerekiyor. Böylece Doğu'da 104 ve Batı'da 114 sayılı ayetler ile Dünya'nın iki kulpundan tutulması gerekiyor. Bu iki kulp aslında bir çift terazi kefesidir ve terazinin tutunduğu, ya da el ile tuttuğumuz yer ise Al-i İmran 110. ayettir ki, çoktan vefat eden o Asr-ı Saadet, yani Kutlu Yüzyıl boyunca yaşanılan temel dinin, henüz bozulmamış Müslümanlığın gerçek uygulayıcılarının yolundan gitmektir.



3:110- Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.

Ama bunların, size din adına uydurulmuş hadislerin zerresiyle bile ilgisi yoktur.

Pek iyi, hangi dine ayrılacağız? Bu sorunun yanıtı ise şu:



1. Hazreti İbrahim ile ilgili ayetleri şöyle bir ön incelemeye alınız.


2. Haniflik kelimesinin geçtiği (Bakara 84, 144, 140, 150, 173, 191, 194, 198, 217, 275, Al-i İmran 50, 93, Nisa 125, Enam 70, 161, Yunus 105, Hacc 31, Nahl 120,123, Rum 30, Beyyine 5.ayetleri ön alıştırma olarak bir inceleyiniz.


Hanif kelimesinin tam anlamı, "protesto eden, protest olan, koparıp alan, darbeci; yani, atalarının dininden olmayan, dini kendi başına ALLAH"ın bir lütfu ve hidayeti olara Kur"anı Araştırarak bulan ve Allah'ı bulup alan" anlamındadır. Üstelik lütfen sevgideğer okurlar, iyi inceleyiniz, göreceksiniz ki Allah'ımız zaten Müslüman olan Resulullah'a "Sen de atan İbrahim gibi Hanif ol, kupkuru Müslümanlıkla yetinme" buyurmaktadır.


İşte Al-i İmran 104. ayetteki, size "ayrılın" ve 114. ayetteki, bize "ayrılın" emrinin hedefi Haniflik'tir. Sadece Müslüman olmak yetmiyor; Hanif Müslüman olmak da gerekiyor. Bir başka ayette, "Ey iman edenler! Yeniden ve bir daha iman ediniz" emri var. Bir düşününüz bu ne demek olabilir?


Bir diğer ayette, "Allah onlardan razı oldu, onlar da ALLAH'tan razı oldu" buyuruluyor. Bizim ne haddimize ki biz Allah'tan razı olacağız? Ama bunun yanıtı da Vakıa Suresi'nde yazılı:


Vakıa Suresi'ni, baştan şöyle bir kat edin ve göreceksiniz ki 7, 8, 9. ayetlerde Allah bizi üç sınıfa ayırmıştır.

1. İlki, Ashabı Meşeme (Meşum,şom, cehennemlikler, yani eksi Müslümanlar). Bunlar 41-55. ayetlerde yer alırlar.



2. Ashabı Meymene (Meymenetliler,Cennetlikler). Bunlar her çağın Müslümanlarıdır. Adem'den başlayarak, her bir elçi ve kitabı salt Müslümanlık üzerine kuruludur. Mekanları 7 kat olan bir Cennet'tir. Bu Cennet ise Vakıa Suresinin 27 ile 41.ayetleri arasında yer alır.


3. Hanif-Naim Cennet üstü Cennet, ya da Sabıkun-Mukarrebun, ya da kısa adıyla, Hanif M mekanı olup, bildiğimiz Cennet'in yani Sidretül Münteha'nın üzerinde ve Arş'a en yakın konumda yer alan pek az kişinin gideceği bir yerdir. İşte bu üçüncü ve en üstteki sınıf ise 10 ila 27.ayetler arasında yer alır ki Kur'an'ı verdiğim sırayla okuyunuz.


Ben sadece Müslüman değilim, Hanif Müslüman' Çünkü, Vakıa Suresi'nde, Allah, biz kullarını üç gruba ayırmış; Al-i İmran 104 -110 ve 114. surelerde, ata dininden ayrılmamız, yani üçüncü Hanif grup, Müslümanlık emredilmiştir. Haniflik denen o yüce din atadan gelmez, siz akıl eder, araştırır, kopararak alır, kalbinizi mutmain etmesi (doyuma ulaştırması) için Yaratan ile özel kontakt kurabilirsiniz. Haniflik'in, Hanefi mezhebi ile hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü 6000 yıl öncesine, Hazreti İbrahim'e dayalıdır;



Allah'a emanet olun.
Rabbim ilmimizi arttırsın.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Kur'an-ı Kerim'in Vakıa Suresi 25. ayet: "İlla kıylen Selamen Selama", yani "Selama, selamdan başka bir şey eklemek boş sözdür" buyurmaktadır. "Selamına selam" demektir. "Senin selamına benden de selam" demektir ki, gereksiz bir sürü Arapça cümlenin yerine, hatta, "Merhaba, nasılsın, çoluk-çocuk sıhhat ve afiyette mi? Daha daha nasılsın" vb. yerine geçer.

Sevgideğer arkadaşlarım! Bizim anadilimiz Arapça'ymış gibi, taklidi Müslümanlık gereği, Allah'ın kısalttığı o mübarek söz yerine uzun uzadıya takılar kullanıyoruz.

"Selam", Dünya uygarlıklarının en eski kelimesidir diyebilirim. İnsan yaratıldığında yalnızdı. Kendisinden başka biri yoktu. Bu asıl insandan üç cins çıkarıldı: Erkek (Adem=XY), Kadın (Havva=XX) ve Huri (YY). Bu sonuncu insan türü, Cennet'ten yeryüzüne sürgüne gönderilmedi ve orada kaldılar).

Bir insandan üç insan cinsi çıktığında, birbirlerini ilk gördüklerinde, ilk kelimeleri "Selam" ve karşılığında yine "Selam" idi sevgideğer kalemdaşlarım.

Bu kelime Ademce'dir; hiç bir dile ait değildir ve ilk nezaket görgü kuralı, ilk sevgi sözcüğüdür. Anlamı ise muhteşem: Barış!. Barışa barış... Kur'an nasıl ki "Oku!" emriyle başladıysa, bundan milyonlarca yıl önce de İslam dini barış adıyla başlamıştır. İslam, Müslüman, teslim, selim, selam ve daha türevleri hep bu SLM üç harfi üzerine kuruludur Örneğin: iSLaM, müSLiM, SeLaM, teSLiM...

Barış hissedilmelidir. Yani, anlamı sulh olan barış kelimesi İslam kelimesinden çok farklıdır. İki can düşmanı geçici olarak sulh yaparlar. Örneğin, cesetlerini toplamak için ara veren iki ordu, daha sonra yeniden savaşırlar. Oysa, Selam = İslam kelimesinde zoraki sulh yoktur, içinizden gelir. Sulh kelimesinin tersi savaş tır. Ama selam kelimesinin bir tersi yoktur, selam ve İslam''ın tersi savaş demek değildir. Onun tersi, ikinci kez selamdır: Selam ve Selam...

Bizler İslam dininin mensuplarıyız. Artık bu kavramları da aşalım ve ağzımızı alıştıralım: Bizler Barış dininin mensuplarıyız. Haydi barışın, barışmakta yarışın... Önce kendiniz ile barışın. Sonra doğa ile barışın, unutmayın ki Cennet yemyeşil ve tertemizdir.

Doğaya borcunuzu ödemek için lütfen yılda en az bir kez ağaç dikin. Unutmayın ki, diktiğiniz o ağaç görünürde buradadır, ama, aslında sizin için bir gezegen büyüklüğünde bir orman olacaktır. Rabbimiz, ateştopu halindeki doğaya ağaç dikmedi mi?.. Haydi barışçıllarım, Allah'ımızın ahlakıyla ahlaklanalım, doğayla barışalım.

Artık musluklardan akan o dupduru leziz su yok! Onbeş yıl geçmeden, o sular pet şişelerde satılıyor. Artık o tertemiz hava yok, Dünya'yı duhan kapladı ve daha da beteri gelecek...

Hayvanların da soyunu kuruttuk. Bize, kentlere, yani insana sığınan kedi ve köpekleri aldık, zehirledik, Belediye'lerce katlettik. Ah o hayvan hakkı var ya, o hiç ödenmeyecek, Kul hakkı gibi "Al gülüm ver gülüm" ödeşmeyecek... Onlar masumdur, günahı ve sevabı yoktur ki, nasıl ödeşeceğiz?

Kurban denen bir katliam yapıyoruz. O hayvancıklara neler çektiriyoruz. 2001 yılında, Balıkesir'in göbeğinde, satın aldığı süt danasının "Kaçmasın" diye dört ayağını keserek üç gün besleyen ve o zavallıyı kestikten sonra kendisini Cennetlik görmekte bir an tereddüdü olmayan Üniversite mezunu bir insanı tanıdım. O insan olduğu için, ben insan değilim artık; onunla aynı kefede olamam. İstifa ediyorum ve ben insan değilim diyorum, hem de tüm içtenliğimle...

Din adına bu katliam neden? Biz atalarımızın dinini mi yapıyoruz yoksa Kur'an emrini mi? Atalarımızın dinine göre, "Hacc, yani Kurban bayramı 4 gündür" ve orada 4 milyon kurban (deve, sığır, koyun, keçi vb.) kesilir. Suudiler'in soğuk hava depoları 150 bin kurban içindir. Yani 4 stadyum dolusudur. Ya geriye kalan 3 milyon 850 baş hayvan nereye gidiyor dersiniz? Toprağa gömülüyor, ceset tarlaları oluşturuluyor. Mekke'nin limanı Cidde'nin hemen karşısında bir feribot mesafesi uzakta duran Sudan, Somali ve Eritre gibi açlıktan kitle halinde ölen Müslüman ülkelere bile gönderilmiyor. Kurbanların çoğu da hacıların talebini karşılamak üzere hamile hayvanlardan da tedarik ediliyor; bunların nüfusu azalırken Dünya çapında et fiyatları her yıl yukarı
tırmanıyor. Acaba benim Rabb'im kurbana ve kana bu kadar aç olabilir mi?

Şimdi, barış adına lütfen şu ayetleri araştırın:

9 / 36: Haram aylar dört tanedir. Bu aylara saygısızlık etmek haramdır.

9 / 37: Haram aylar ard arda değil, dört ay halinde dağıtılmıştır ve yerlerini keyfi olarak değiştirmek büyük günahtır.

5 / 97: Haram aylar insanların barış dayanağıdır. Haram aylarda sadece Hacc yapılır ve savaşılmaz.

2 / 217: Haram aylarda savaşmak büyük günahtır.

Haram aylar, yıl içindeki 4 aydır ve birbirini izlemez; kimi kış içinde, kimi yaz içindedir. Toplam 120 gündür ve yılın üçte-biri tutarındadır. Haram ayların amacı Hacc'a gitmektir. Bunun için, haram aylar 120 gündür ve Hacc edilmesi içindir; insanlar hacı olurlar. Kalan 240 gün ise, Umre'dir, yani Hacc dışı nafile ziyarettir.

Pek iyi, Allah'ın emri böyle de, 4 aylık bir Hacc farizasını neden tepiş-tıkış dört milyon kişi olarak dört günde yapıyoruz? Hem de adam başı birer kurban keserek ve sanki koca ineği orada yiyecekmişiz gibi cinayet işleyerek...

Allah'ımız 4 ay Hacc diyor, biz bunu 4 güne, birbirini çiğneyip öldüren tepiş-tıkış 4 güne indirgiyoruz. Koşun şehit olmak için o milyonluk kuru kalabalıkta birbirinizi öldürün!.

Rabbimiz, bize, 120 gün içinde değişik günlerde kurban kesilmesini ve bunların peryodik olarak diğer yoksul ülkelere düzenli sevkini ve özellikle yetimlere ve çocuklara gönderilmesini istiyor. Ayet, isteyene de istemeyene de, "Kurbandan armağan ediniz" buyuruyor. Bunun içinde Dünya çocukları var. Onlar sabi, masum, yani akil-baliğ / ergin olana dek Müslüman değiller mi? Onların anne-babaları gayrımüslim diye göndermeyelim mi?

Evet, hep birlikte Müslüman'ız; ama ben bunlarla aynı dinden değilim (Zaten, Hanif'im).

Bir türlü anlayamadık şu mübarek Kur'an'ı. Kur'an kurumsaldır. Müessesseleşmemizi istiyor. Nasıl ki Zekat, vergi çıkışlı mali bir kurumsal unsur ise, Kurban da çoluk-çocuk önünde vahşet tablosu yaratmak değildir. Onun da, mezbaha denilen gezgin bir kurum içinde (bu bir seyyar TIR da olabilir) ve gözardında olması gerekir.

Tevrat'a dayalı Musevilik intikamcı ve savaşçı bir dindir. Her milletin bir Tanrı'sı vardır ve Yahudi'erin özel ilahı olan Yahowa başka ırkların can düşmanıdır. Başka milletlerin katledilmesini, bu yapılamıyorsa, burunlarının kesilmesini, ellerinin ve kemiklerinin kırılmasını emreder. Oysa, onlar da Müslüman'lardı ve barışa (selama) dayalılardı. (Şalom, İbranice Selam = Barış demektir ve Museviler kendilerinden başkasına bu selamı kullanmazlar).

İkinci olarak da, İncil'e dayalı din gelmişti. O da çok barışçıydı ve selama (salut) dayalıydı. Öyle ki, asla ve asla savaşmak yoktu. "Birisi yanağınıza tokat atarsa, öteki yanağınızı uzatın. Buna da tokat atarsa yeniden ilk yanağınızı uzatın." felsefesi vardı.

İslamiyet ise, Selam (Barış) ile geldi ve hatta Cihat'a, yani özsavunmaya , nefsi müdafaanıza bile yıllarca izin çıkmadı. Daha sonra da, gerçekten mücahede emri geldi. Bu haliyle, Kur'an, "Hem yanağımızı uzatmamızı; fakat tokat yersek, ötekini uzatmak yerine, kendimizi savunmamızı" istemektedir (Yahudi'lerin intikamcı ve insan düşmanı Tanrı'sı ile Hıristiyanlar'ın çok hoşgörülü Tanrı'sının ortalaması sanki).

İslam (Barış) kelimesi, Kur'an'da, örneğin Al-i İmran Suresi 102 -103. ayetlerde yer alır:

"Ey inananlar! Allah'tan korkun (aşık olmaya kalkmayın) ve son nefesinizde barış içinde can verin. Topluca Allah'ın ipine tutunun (şeyhlerin ipine değil), sakın dağılmayın; ayrılıp (mezheplere) bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetlerini anın. Hani siz, birbirinizin can düşmanı kalleşler iken, O (Allah) gönüllerinizi sevgi ile birleştirdi de, barış sayesinde birbirinizin kardeşi oldunuz."

Maide Suresi 3. ayet içindeyer alan (ki Kur'an'ın son ayetidir; bundan sonra ayet gelmemiştir) pasajda şöyle buyuruluyor:

"Bugün, üzerinize olan nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam'ı (barışçıllığı) seçtim ve bundan razı oldum."

Selamı, İslam'ı, müslimi ve teslimi, hep dinimizin adı sandık. Oysa, hiç barışı, barışıklığı, barışçıllığı, barışmayı dinimizin ismi olarak özümseyemedik. Keşişler gibi, hep İslam'ı (Barış'ı) bir kavga aracı olarak, cihad, silah, Hizbullah cinayetleri, insanları taşlayıp öldüren Mollacılık, kılıçla kafa kesen arabesklik, diğer din gruplarını da kitle halinde kesip biçen Taleban zıpırlığı diye düşündük. Bunun barış neresinde? Kan ve vahşetin adı ne zamandan beri barış oldu?

Bu bakımdan, ben nasıl ki insan olmaktan istifa ettimse, Müslümanlık'tan da bir bakıma istifa etmeyi düşündüm. Daha doğrusu Müslümanlığı aşmayı, yani Hanif olmayı seçtim. Barış, yani İslam, bir amaç değil, araçtır. Amaç olan, Hanif olmaktır.

Dikkat ettiniz mi sevgideğerler, İslam, Müslümanlık'tan çok, Kur'an, Hanif diye Müslümanlık üstü bir dini emrediyor. Hem de Resulullah'a emrediyor ve İslam kalmakla yetinmeyip, yüzünü Hanif dinine çevirmeye emrolunuyor (10 /105). Bunu aklından çıkardığı anda, "Yüzünü yeniden Hanif dinine çevir." (30/ 30) demiş ve 13 ayet sonra, "Yüzünü dosdoğru Hanif dinine çevir" diye uyarılmıştır (30 / 43).

Bilmem anlatabildim mi Hanif dostlarım, (Allah İbrahim'i Hanif olduğu için dost edinmiştir). Bilmem anlaşabildik mi sevgdeğerlerim. Müslümanlık = Sevgi + Barış'tır.
 

Arslan_Azrail

Öğrenci
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
77
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
yav bir şey anladığınız yok :D
bakın Peygamberimizin atasının dini Hanif tabi ondan öncede bunun gibi dinler vardı hepsinin kuralları aynıdır yakındır sonradan diğer dinler böle böle daha kolaylaşıyordu :D:D şimdi ondada oruç namaz gibi şeyler vardı lakin birde kötü davranışlarıda yasaklıyordu lakin cezalar farklı :D anlatabiliyormuyum Peygamberimiz peygamberlikten önce bu dindendi çünkü diğer hak dinler bozulmuştu hristiyanlık musevilik hanif dinide bozulmadı lakin çok az kişi inanıyordu Peygamberimizde dahil!!!tabi sonra hak dinlerin sonuncusu tüm peygamberlere gelen din yani şeriatların sonuncusu İslamı gönderdi vede O mübarek Kitap Kur'an-ı Kerimide anlasana orcagadamısın nesin :censored::censored:
 

zelenga

Profesör
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
Hanif dini Dini İslama Hanif anlayışla bakmak demektir Din evrensel sistemin adıdır.
İslam dini zaten evrenseldir ve tüm insanlığa rahmet olarak gönderilmiştir.Diğer peygamberler bir kavme(çoğunlukla yahudiler sanırım) veya topluluğa tebliğ yaparken Muhammed Mustafa (s.a.s) efendimiz tüm insanlara ve cinlere tebliğ yapmak üzere gönderilmiştir. Bu yüzden başka bir gözlük:ninja: takma lüksümüz yoktur.
"Doğrusu Allah katında din, İslam'dır.... "Ali İmran (19)

İslam dini her dönemde mükemmelde sonradan mükemmelleştirilmiş olması demek zaten eksilebilirde demektir. o yüzden İSlam dini yaratılıştlan beri en mükemmel dindir.

" ... Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim...."
Maide 3
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın HanifTürk,

12ve 13 no'lu iletilerinizdeki "müslümanlık üstü haniflik" tarifi doğrultusundaki iletilerinizin kimse tarafından yorumlanmadığını fark ettim.

Bu mesaj sadece okuyan (aslında okumayan)arkadaşların dikkatlerini o tanımlara çekmek için yazıldı.

Müslümanların bu konuda ne düşündükleri önemli ama nedense hiç yorum yazılmamış.

Sanırım hepsi hanif...:)

Saygılarımla...
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,653
Reaksiyon puanı
4
Puanları
216
offf yaa daha neler çıkacak bakalım. şimdi nerden çıktı bu durduk yere; hanif islam ayrımı. bırakın bu işleri karıştırmayın insanların kafasını bu boş şeylerle.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
İslam dini zaten evrenseldir ve tüm insanlığa rahmet olarak gönderilmiştir.Diğer peygamberler bir kavme(çoğunlukla yahudiler sanırım) veya topluluğa tebliğ yaparken Muhammed Mustafa (s.a.s) efendimiz tüm insanlara ve cinlere tebliğ yapmak üzere gönderilmiştir. Bu yüzden başka bir gözlük:ninja: takma lüksümüz yoktur.
"Doğrusu Allah katında din, İslam'dır.... "Ali İmran (19)



" ... Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim...."
Maide 3




Hanif dini Dini İslama Hanif anlayışla bakmak demektir Din evrensel sistemin adıdır.

İslam dini zaten evrenseldir ve tüm insanlığa rahmet olarak gönderilmiştir.Diğer peygamberler bir kavme(çoğunlukla yahudiler sanırım) veya topluluğa tebliğ yaparken Muhammed Mustafa (s.a.s) efendimiz tüm insanlara ve cinlere tebliğ yapmak üzere gönderilmiştir. Bu yüzden başka bir gözlük takma lüksümüz yoktur.

Bak kardeşim İslam senin anladığın manada İbadetleri anlatan Hristiyanlık gibi bir din değil hatta din senin bildiğin manada din değil din ALLAH"ın evreni yönetme sisteminin ismi mesela yer çekimi kanunu Din-i İslam"ın bir kanunudur bu yüzdende Kur"an-a göre hiçbir şey İslam dışı değildir örnek Bush Bushluğunu yaparak İslam dininin şartlarını yerine getirirken Şeytan şeytanlığını melek melekliğini dünya dünyalığını güneş güneşliğini yaparak islamdinini yerine getirir işte bu yüzdende ALLAH
"Doğrusu Allah katında din, İslam'dır.... "Ali İmran (19) Doğrusu ALLAH indinde Tek sistem İSLAM"dır der İşte Haniflik te burada çıkar DEĞİŞMEZ Mükemmel olan EVRENSEL din olan Evrenin yönetim sistemine Hanif bakışı ile bakmaktır asıl olan ya Hanifçe Bakarsın ya Müşrikçe AMA HANİFÇEDE
BAKSAN MÜŞRİKÇEDE BAKSAN İSLAMCA bakarısn
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Sayın HanifTürk,

12ve 13 no'lu iletilerinizdeki "müslümanlık üstü haniflik" tarifi doğrultusundaki iletilerinizin kimse tarafından yorumlanmadığını fark ettim.

Bu mesaj sadece okuyan (aslında okumayan)arkadaşların dikkatlerini o tanımlara çekmek için yazıldı.

Müslümanların bu konuda ne düşündükleri önemli ama nedense hiç yorum yazılmamış.

Sanırım hepsi hanif...:)

Saygılarımla...

Orcagada Kardeş Biz fikirlerimizle çarpışalım sende orada durup keyiflice seyret aradabirde arayı alevlendir

Ben senden bunu değil çarpışmanın içerisinde olmanı bekliyorum

Sonunu düşünen kahraman olmazmış
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Anarşist Kardeş su bulanmazsa durulmaz insanların kafası karışacak ki araştıma yapsınlar yok öyle 3 kuruşa 5 köfte
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Orcagada Kardeş Biz fikirlerimizle çarpışalım sende orada durup keyiflice seyret aradabirde arayı alevlendir

Ben senden bunu değil çarpışmanın içerisinde olmanı bekliyorum

Sonunu düşünen kahraman olmazmış

Sayın HanifTürk,

Size de iyilik yaramıyor.

Yorum yapılmasın ya da okunmasın diye mi yazıyorsunuz?

Ben biliyorum ki forumumuzdaki çoğu arkadaş uzun yazıları es geçiyorlar.

Yönlendirme yaptım ki beklediğiniz yorumları alabilesiniz.

Kahramanlıkla falan işim olmaz.

Fukara avuntularına karnım toktur.

Saygılar...
 

bayrama

Öğrenci
Katılım
13 Mart 2008
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
HanifTürk,

gözüm bırak bu işleri, islamın şartları belli, imanın şartları belli. şimdi kalkıp bize yeni şeyler çıkartma. Hanif dini Hz. İbrahimin dini idi, taa peygamberimize kadar geldi. peygamberimizin peder ve validesi de bu dine mensup olduğu söyleniyor.
Kabirde sen hanif dinini araştırdınmı diye kimse sana sormayacak. sana iman hakikatlerini soracaklar, ibadetlerini yaptın mı diye soracaklar, haramlardan kaçtınmı diye soracaklar vs....
çıkıp şimdi bilmem bin kaçıncı dereceden sonra sırası anca gelecek şeyleri milletin önüne sürüp millletin kafasını karıştırma.
konu açacaksan örneğin meleklere imanın delillerini tartışmaya açabilirsin, malum imani bir mesele... veya kitaplara imanı, veya ahirete imanı.... artırabilirsin.
yada önce düşün kendin bu meseleleri halletmişmisin :) "hazmolmayan ilim telkin edilmemeli" diye bir söz vardır...
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Sayın HanifTürk,

Size de iyilik yaramıyor.

Yorum yapılmasın ya da okunmasın diye mi yazıyorsunuz?

Ben biliyorum ki forumumuzdaki çoğu arkadaş uzun yazıları es geçiyorlar.

Yönlendirme yaptım ki beklediğiniz yorumları alabilesiniz.

Kahramanlıkla falan işim olmaz.

Fukara avuntularına karnım toktur.

Saygılar...

Orcagada Kardeş sizi kızdırmak değildi amacım bir latife yada espri yada nükte yapayım dedim ama yüzüme gözüme bulaştırdım .

Benim yazılarımı kimse okusun okumasın ben tarihe not düşeyimde okunsun okunmasın
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
HanifTürk,

gözüm bırak bu işleri, islamın şartları belli, imanın şartları belli. şimdi kalkıp bize yeni şeyler çıkartma. Hanif dini Hz. İbrahimin dini idi, taa peygamberimize kadar geldi. peygamberimizin peder ve validesi de bu dine mensup olduğu söyleniyor.
Kabirde sen hanif dinini araştırdınmı diye kimse sana sormayacak. sana iman hakikatlerini soracaklar, ibadetlerini yaptın mı diye soracaklar, haramlardan kaçtınmı diye soracaklar vs....
çıkıp şimdi bilmem bin kaçıncı dereceden sonra sırası anca gelecek şeyleri milletin önüne sürüp millletin kafasını karıştırma.
konu açacaksan örneğin meleklere imanın delillerini tartışmaya açabilirsin, malum imani bir mesele... veya kitaplara imanı, veya ahirete imanı.... artırabilirsin.
yada önce düşün kendin bu meseleleri halletmişmisin :) "hazmolmayan ilim telkin edilmemeli" diye bir söz vardır...

Kardeş yeni bir şey çıkartmıyorum aksine En eski eskimeyen İSlama bakış açımızı anlatıyorum
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
slm&slm,
Hanifler

Evren bir HOLOGRAMdır. Latince Holo(Arapça Hülya), Halo (Halau, Arapça Hayal) kökenlidir. Evren HAYAL ve HÜLYA'dır. Bu rüyadan uyanışı, sadece karakabir yani Karadelikler hazırlar. Balon olan evrenimizin iki boyutlu (x ve y) yüzeyinde yaşarız. İçinde yaşamadığımız için orada görmediğimiz bir iç uzay vardır. (Kartezyan Z koordinatı) Büyük bir yıldız evrenin yüzeyine eğrilerek yerleşir. Son nefesini verince (Süpernova) bir karadelik olarak, artık görünen yüzeyde değil, buna dik olan balonun içine bir uçurum gibi düşer ve bu tekboyutta karadelik yani yıldızın cesedi saklanır. Uzay-zamanın bu eğrilmesine Tekillik diyoruz. Uzayın eğrilmesini bizler balıkçı ağı gibi gösteririz. Hani Ankebut-41,42,43. ayetlerde Örümcek Ağı misali eğrilmelerden söz ediyorum. Bir de bunun Yıldız değil, atom boyutunda karanoktaları var. (Aynı ayetlerin aynı misallerinden uzayın açılan dört boyut dışında "7 Mesani= 7 gizli, açılmamış, kıvrılı kalmış 7 boyutu olduğunu da anlıyoruz. Bunlara süper iplikler deniyor. Dokuma biçimi aynen örümcek yuvası gibidir. Bu da mikro düzeyde quantum tünel sürecidir."

Karadeliklerle ilgili ayetlere bakarsak, "Deve'nin iğne DELİĞİNDEN İPLİK gibi çekildiğini" göreceksin. Karanoktalara bakarsan kuantum düzeyinde 11 boyutlu iplikçiklerle örülmüş bu evrenin bir Ankebut=Örümcek yuvası" olduğunu da anlayacaksın. Evren Kıyametle ölümlü olduğu için, "Yuvaların en zayıfıdır" Sağlam olan iplik (quantum tünel süreci, Hablillah=Allah'ın ipi, Ali İmran suresi 102-103) dir. Daha bitmedi: Bu iplikçiklerin içi boştur yani bir Tünel sürecidir. Bu tünel ya da damarlara Kur'an'ı Kerim "Allah size Şahdamarınızdan da yakındır" ifadesiyle Hablilverid=Şahdamarı ya da aort damarı demektedir ki, Rabbimiz bize bundan da YAKIN'dır, ipliklerin iç dünyasında tecelli etmiştir. Orada "Ruhlar alemi" benzeri bir TÜNEL süreci vardır. Bunların görevi gizli değişkenler aracılığıyla ödemek ve dengelemektir. (Bazıları Einstein-Rosen-Podolsky köprüsü bazıları Compansating HOLEgram (Ödeme delik_hologramı demekte, en yaygın adı ise Worm Hole=Kurtçuk deliği, solucan deliği"dir.

Her karadeliğin yuttuğu her şey bir anda bu tünelden geçer karşı taraftaki bir evrene (elsewhere) çıkış ucundaki akdelik aracılığıyla kusulur. Bu anında iletim ile Evrenin en uzak her noktası bir adımda birleşir. "Worm Hole" kurtçuk deliklerinin dokusu da tıpkı "Ankebut suresindeki üç ayette olduğu gibi tıpatıp "Örümcek yuvasına" benzer. Bu dokuya Ankebut-43. ayetteki misal adıyla, "Aşağı misal alemi" de diyebilirsiniz ki, bunu Wheeler matematik olarak kanıtlamış, Sarfatti de bir üstündeki "Yukarı Misal Alemi"ni göstermiştir. İşte orada (Tüm Worm Hole'ların skaler vektörü) CORN HOLE vardır. (Nasıl ki Holo=hülya-hayal demekse, Corn=Karn Arapça Boynuz demektir. Tüm boynuzlar çift çifttir. İki boynuz ya da Karneyn) Bunlar "Sidre denen tüm mekanların bileşkesi bir yerde" birleşip biterler ve tek bir boynuz haline gelirler. (Sarfatti-Aiberg uzayı)

Bu üst uzayda tüm CORN HOLE'ların toplandığı tek boynuza HORN HOLE=SUR BORUSU ya da Kur'an'daki adıyla İsrafil as.ın üfleyeceği Nefhi Sur denmektedir. (Hyper Space=Wheeler-Sarfatti-Aiberg-Hilbert-Feinberg matematik uzayı) denmektedir.

Bunun üstünde de WHOOLE-HOLE (ĞAYBATIN alemi=Tüm Hologromlar. "Ne zamanki baksanız, Allah'ı bir yaratım üzerinde görürsünüz ve Allah Nurunu tamamlayacaktır."ayetlerini araştırınız.) ARŞ sistemi üstünde de WHO (Hu) yani bütün bu hologramların yaratıcısı olan HU0Hüve0O vardır. Böylece Arz'dan Arş'a bir bilimsel Mirac yapıp, İsrafil as.ın ağzındaki Sur borusuna ve bunun içi olan ruhlar alemine kadar uzanabiliyoruz.

Bunu bize sağlayan Ankebut Suresi 41-43. ayetler sağlıyor. 41. Ayet bir MİSAL ile Allah'ın Esmaül Hüsna=Güzel adlarından biri olan EL VELİ'nin kendinden başkasına yakıştıralamayacağını, başkalarına isim olarak verilemeyeceğini bildiriyor. Örneğin "İlah" kelimesinin çoğulu "Uluh"tur. Oysa zaten tekil olan ve çoğulu olmayan ALLAH adının çoğulu (Haşa ALLAH'lar Haşa) olsaydı, buna İLAHE denirdi. La İlahe=ALLAH'lar yoktur" anlamındadır, "İLLA ALLAH" illa bir tek Allah vardır anlamındadır. Bu yüzden Yahudiler lanetlenmiştir. Çünkü Aloh adıyla bir tek "Allah" var olduğu Tevrat'ta bildirilmişken, onlar İsrailoğulları ve diğer milletler için ayrı ayrı Aloh'lar=ALOİM oluşturup, üstelikÜzeyir=Ezra için, Allah'ın oğlu dediklerinden kafir ve lain damgası yemişlerdir. Allah'ın adları kendine mahsustur ve çoğulu yoktur. (Örneğin Rahmanlar, Rahimler, Rezzaklar, Azizler, Cebbarlar, Vahidler, Evveller, Muahharlar, Vahidler vb. denmiyorsa Allah'ın 114 adından biri olan EL VELİ de "EVLİYA" diye çoğul yapılamaz. O zaman Allah'ın çoğulu olan İlahe ile kafirlikte hiç bir farkı yoktur.

Sözkonusu ayeti şöyle tercüme ederek sizleri kandırdılar: "Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu kendine yuva ören örümceğin MİSALİ gibidir. Oysa evlerin en çürüğü kuşkusuz örümcek yuvası misalidir." Bu ayette şunu yazıyor. "Allah'tan başkasına EVLİYA'lık yakıştıranların misali..." yani LA İLAHE İLLALALAH gibi LA EVLİYA İLL EL VELİYY dememiz gerekiyor.

Şimdi buyurun bakalım, ne oldu bizim 1200 yıldan beri süregelen Evliyalarımıza, velilerimize, kutuplarımıza?... Nerede o yüzyılda bir gelen evliyalar, beşyüzyılda ve bin yılda bir gelen evliyalar? Nerede o evliya menkıbeleri ve istidrac kerametleri?

Allah, bir adını sadece Hz. Yahya'ya üç adını Resulullah'a Alim adını da İdris as. ve onun yolundan gelen alimlerine vermiştir.. Bunun dışında hiç kimseye adını vermemiştir. Eğer EL VELİ ismini verseydi, en başta, Hz. İbrahim'e verir ve ona Veliullah derdi. Ama vermemiştir, bunun yerine Halil=dost (Halilullah, HalilürRahman) demiştir. Hz. İbrahim bile Veliyullah değilken biz nasıl önümüze geleni veliler=Evliya yaptık? Gerçekten kafirlikle karşısındaki Hanifliğin aynı din adı altında olması ağırıma gidiyor.

Her şey baştan yanlış. Örneğin Allah'ın adı, Kur'an öncesi Nebat alfabesiyle A_L_L_A_Hüwe diye yazılıyordu. Ama Zalim Haccac diye birisi tuttu ve bu ismi A-L_LA-Hü diye yazdı. L(Lam) yanına 29. harf olan LA (Lamelif) eklerseniz bu makuldur. Ama zaten orada bulunan iki tane LL üzerine "Şedde denen ve bir harfi iki kez okutan" işareti korsanız, bunun okunuşu ALLAH değil ALLLLAH olur.

Bu ayıplarının farkına vardılar ve bunu şöyle kurtarmaya kalktılar: AL harfi tariftir, bu yüzden üstüne şedde alabilir" Oysa kaş yaparken göz çıkarmışlardı. Çünkü AL+Lah'ın ilk hecesi harfi tarifse o kullanılmayabilir, örneğin EL Kuddüs yerine Kuddüs ve Ya Kuddüs denebilir. Ama ALLAH'tan AL'ı atıp kalanı LAH diye ya da Ya Lahü diye okuyamazsınız, çünkü bu imlanın çoğulu olur. Yahudilerin Eloh=Tek Allah adını aynı hatayla Eloim=Allahlar" yapması gibi şedde koymak yerine ya Lamelifsiz LL biçiminde ya da Lamelif ile yazılacaksa üzerinde şedde işareti olmaması gerekmektedir.

Daha Allah'ımızın adını bile en baştan doğru dürüst yazamışız, harekeleyen de (İsmini yiyeyim Haccac'ı Zalim ya da ZALİM Haccac, yani sahabe dümeniyle Ebu Süfyan'ın adamı. Böyle olunca da Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye ve torunu Yezid bu Zalimane herşeyi günümüze kadar getirmişlerdir. Zaten evliya masallarını da çıkaranlar onlardı. Kendilerinden önce niçin "Evliya diye bir tek kişi bile yoktu?"

Unutmayalım ALLAH'ın adını alamazsınız, onunla adaş olamazsınız. İnanmayan Meryem-65. ayeti bir incelesin, anladığını da bana yazsın. Var mı diyeceğiniz, Kur'an'da Evliyalık gibi (bunun yanında şıhlık,mürşidlik, şeyhlik=Şuara 221. ayetten sure sonuna kadar okuyunuz) misyonerlik ve Ruhbanlık (Din grupları oluşturup birbirine yaymak ve PARALI imamlık, maaşla namaz kıldırmak) HARAMDIR! . , para ya da maaş karşılığında hele bir de üstüne üstlük lojmanlar ve avantalarla atanmış kişilerin arkasında kılınan namaz kabul edilmez. Ona Maun namazı denir ve yüze geri çarpılır. Nisa 102. ayette resulullah ve onu izleyecek olan tüm imam konumundakilere "Sen içlerinde bulunup da namaz kıldırdığında" diye başlayan ayetten de anlayabilirsiniz ki, Resulullah asla kendini sürekli imam tutmamış ve asla para karşılığında namaz kıldırmamıştır.

Namazın farzlarından biri "Kur'an'dan okumaktır. Eğer sen Kur'an'da ayet olmayan bir şeyi söylersen namaz o saatte bozulur. Örneğin Maliki mezhebinde (Bir ayet değil ŞİİR ve İLAHİ ) olan Sübhaneke okunmaz, İmam malik, namazın bozulacağına karar vermiştir. Ama kim dinler ki? Muaviye namaza "Semiallahü Limen Hamideh'i oğlu ise babasını tasdik etmek için "Rabbena lekel Hamd"ı eklemiştir. Sonra da sırayı kaydırıp (Hadis uydurtup) birinciyi Resulullah, ikinciyi Muaviye söyledi, Resulullah ise bundan çok hoşnut kaldı ve namazın içine aldı" diye yalan uydurdular.

Abese suresinde görme özürlü olan İbni Maktum Resulullah'ın yanına girdiği sırada yanında Mekke Emiri Ebu Süfyan vardı. Saltanat onun oğlu Muaviye'ye geçince, büyük bir ustalıkla babası Ebu Süfyan'ı oradan yok edip yerine başka bir ismi koydu ve bunu SİYERİ NEBİ'ye böyle yazdırttı.

Oysa, Elçim yüzünü abuslaştırdı, bir görmeyen yanına girdiği için. Sen ne biliyorsun (Maktum) arınacaktı yararlı öğütler alacaktı. Ama kendisini sana muhtaç bulmayan o adama gelince, işte sen onu karşına alıyorsun, halbuki onun arınmamasından sana ne? Oysa sana koşarak gelen O allah'tan korktuğu halde sen ondan yüz çevirip, başkasıyla abesle iştigal ediyorsun. Dikkat et bu Kur'an bir öğüttür. Dileyen onu öğüt kabul eder."

"Kalatün Arabün Amenna= Araplar inandık dediler, siz iman etmeksizin "Teslim olduk" dediniz. İman kalplerinize yerleşemedi. Eğer Allah'a ve elçisine muti olursanız, Allah kazançlarınızdan hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah çok esirgeyen çok bağışlayandır.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Allah biz kullarını unutmuş olmalı ki Hans Aiberg isimli bir şahıs biz aciz kulların adına Allah ile iletişime geçmeye karar vermiş.

Hz. Muhammed bile böyle üstün bir makama sahip değildi! (Estağfirullah!)

Siteden alıntı:
HANS AİBERG İSLAM TARİNDE BİLİNMİYEN KUR'AN MİSALLERİNİ AÇIKLIYOR

Hanif kardeş, sen Kur'an bilinen bir kitaptır diyorsun ama Hans öyle demiyor? :) Şimdi çıktı işin aslı ortaya, demek ki bir ufoist çıkıp Kur'anı hikaye kitabı gibi anlatmaya, İslam'ın altını oymaya kalkışıyor.. Hey gidi.. Hanif kardeşimiz de ya çok saf bu ufoculara inanıyor, ya da bu gizli planın bir parçası olarak İslam'ı yok etmeye yönelik çalışıyor.
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Allah biz kullarını unutmuş olmalı ki Hans Aiberg isimli bir şahıs biz aciz kulların adına Allah ile iletişime geçmeye karar vermiş.

Hz. Muhammed bile böyle üstün bir makama sahip değildi! (Estağfirullah!)

Siteden alıntı:

Hanif kardeşimiz ya da bu gizli planın bir parçası olarak İslam'ı yok etmeye yönelik çalışıyor.

HANS AİBERG İSLAM TARİNDE BİLİNMİYEN KUR'AN MİSALLERİNİ AÇIKLIYOR

Kardeşim ben dediğimin arkasındayım ne yazmıştım Kur"an-ın misalli yani müteşabih olan ayetleri zamana göre farklı farklı ama kendi anlamı içinde anlaşılabilir mesela 1950 yıllarında aya çıkılamayacağı çünkü ayın nur olduğu maddi bir görünümünün olmadığı ayetlere göre yorumlanarak iddia ediliyordu ama bugün tam tersi oldu bu bakımdan misallli ayetler devrine göre farklılıklar arz eder ama sadece gerçek anlamını ALLAH bilir

Kardeş Senin İSlamdan anladığın ne benim yazdığım konuların hangisi kur"an harici ifadeler taşıyor ki tekrardan Kur"an-a dönelim demek islamı yok etmek mi Yoksa ALLAH Yetersiz bir kur"an mı gönderdi de din Kur"anla anlaşılamıyor.
 
Üst