Tayyip Erdoğan-Aydın Doğan savaşı bakın neleri gölgeliyor.
Farkında mısınız Ergenekon Terör Örgütü davası gündemden düştü. Hatta Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcılar, kendileri yargılanmanın eşiğinden döndüler.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde çığır açan, Erivan ziyareti güme gitti.
Öyle anlaşılıyor ki taraflar, yanlışlıkların hesabının sorulması yerine seninki benden kara yaklaşımı ile karşı sipere ateş ederek, karşı tarafı teslim olmaya veya anlaşma masasına oturtmaya çalışıyor.
Türkiye bu kısır kavgadan bir en evvel kurtulmalı. Aydın Doğan artık aç gözlülüğü bırakmalı. Hakkını ve haddini bilmeli. İşlerini yürütmek için daha meşru yolları tercih etmeli. Başbakan Erdoğan ise Aydın Doğan’ın bir gayr-i meşru işi veya talebi varsa ona bağırarak çağırarak değil, başka yol veya yöntemlerle cevap vermeli. Ayrıca Başbakan, “kendi taraftarlarının yolsuzluğunu örtmeye çalışıyor” görüntüsünden kurtulmak için iddialara muhatap olan Ak Parti mensuplarının aklanmaları adına da gereğini yapmalı.
Yoksa bu savaşın kazananı olmaz. Hani hatırlıyor musunuz, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül 2005 kurultayında CHP genel başkanlığına aday olduğunda Doğan grubu ona büyük destek vermişti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise Doğan Grubu için şöyle diyordu. “Onların (Doğan Grubu’nun) desteklediği iktidarlar döneminde, Türkiye 80 milyar Dolarlık banka hortumlamasının kurbanı oldu. …CHP yönetimine karşı bir Haçlı Seferi başlatılmıştır.” Deniz bey, kendisine karşı yapılan Aydın Doğan kampanyanın ardında gizli bir Amerikan desteğini de ima ediyordu, 1 Mart tezkeresine de atıfta bulunarak. Baykal, Doğan grubuna o zaman ateş püskürüyordu. Şimdi ise Aydın Doğan’la Deniz Baykal aynı siperdeler. Aydın Doğan ise kurultayda Sarıgül’e verdiği desteğin karşılığını Hilton arazisinin emsalini 0,7’den 2,7’ye çıkartarak almış. Halkçı Sarıgül, vefa borcunu ödemiş.
22 Temmuz seçimleri sonrasında Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığını bırakması için Aydın Doğan’ın gazeteleri “Gül feragat etmeli” türünden haberler yayınlamış, Ertuğrul Özkök ise “Abdullah Gül'e sessiz dilekçe” başlıklı köşesinde “AKP’yi birlikte kurduğu arkadaşları da ondan bu fedakárlığı bekliyor” diye yazmıştı. Sahi geçen yıl bu haberleri ve yazıları, Doğan Grubuna kimler yazdırtmıştı acaba?
Neyse…
Kimin ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. O sebeple de bu kayıkçı kavgaları milleti tatmin etmiyor.
Artık gerçek gündeme dönmeliyiz. Daha fazla zaman kaybetmeden..
Alper TAN
Kaynak
Farkında mısınız Ergenekon Terör Örgütü davası gündemden düştü. Hatta Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcılar, kendileri yargılanmanın eşiğinden döndüler.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde çığır açan, Erivan ziyareti güme gitti.
Öyle anlaşılıyor ki taraflar, yanlışlıkların hesabının sorulması yerine seninki benden kara yaklaşımı ile karşı sipere ateş ederek, karşı tarafı teslim olmaya veya anlaşma masasına oturtmaya çalışıyor.
Türkiye bu kısır kavgadan bir en evvel kurtulmalı. Aydın Doğan artık aç gözlülüğü bırakmalı. Hakkını ve haddini bilmeli. İşlerini yürütmek için daha meşru yolları tercih etmeli. Başbakan Erdoğan ise Aydın Doğan’ın bir gayr-i meşru işi veya talebi varsa ona bağırarak çağırarak değil, başka yol veya yöntemlerle cevap vermeli. Ayrıca Başbakan, “kendi taraftarlarının yolsuzluğunu örtmeye çalışıyor” görüntüsünden kurtulmak için iddialara muhatap olan Ak Parti mensuplarının aklanmaları adına da gereğini yapmalı.
Yoksa bu savaşın kazananı olmaz. Hani hatırlıyor musunuz, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül 2005 kurultayında CHP genel başkanlığına aday olduğunda Doğan grubu ona büyük destek vermişti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise Doğan Grubu için şöyle diyordu. “Onların (Doğan Grubu’nun) desteklediği iktidarlar döneminde, Türkiye 80 milyar Dolarlık banka hortumlamasının kurbanı oldu. …CHP yönetimine karşı bir Haçlı Seferi başlatılmıştır.” Deniz bey, kendisine karşı yapılan Aydın Doğan kampanyanın ardında gizli bir Amerikan desteğini de ima ediyordu, 1 Mart tezkeresine de atıfta bulunarak. Baykal, Doğan grubuna o zaman ateş püskürüyordu. Şimdi ise Aydın Doğan’la Deniz Baykal aynı siperdeler. Aydın Doğan ise kurultayda Sarıgül’e verdiği desteğin karşılığını Hilton arazisinin emsalini 0,7’den 2,7’ye çıkartarak almış. Halkçı Sarıgül, vefa borcunu ödemiş.
22 Temmuz seçimleri sonrasında Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığını bırakması için Aydın Doğan’ın gazeteleri “Gül feragat etmeli” türünden haberler yayınlamış, Ertuğrul Özkök ise “Abdullah Gül'e sessiz dilekçe” başlıklı köşesinde “AKP’yi birlikte kurduğu arkadaşları da ondan bu fedakárlığı bekliyor” diye yazmıştı. Sahi geçen yıl bu haberleri ve yazıları, Doğan Grubuna kimler yazdırtmıştı acaba?
Neyse…
Kimin ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. O sebeple de bu kayıkçı kavgaları milleti tatmin etmiyor.
Artık gerçek gündeme dönmeliyiz. Daha fazla zaman kaybetmeden..
Alper TAN
Kaynak