Bu sadece bir fıkra mı?

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Selamlar arkadaşlar.

Konuya girip de "ee hani nerede fıkra" diyecek arkadaşlardan şimdiden özür diliyorum; çünkü fıkra yazmak için açmıyorum bu konuyu.

Ne zaman dini ve ahlaki değerlerle alay eden bir "fıkra" anlatılsa, ya basiretsizliğinden ya da iyi niyetinden ama yetersiz bilgisinden, bazı duyarlı vatandaşların olaya atlayıp "cıks cıks cıks bu çok yanlış" demeleri sonucu aldıkları cevap hep aynı olmuştur:

Ya bu sadece fıkra, siz de ne adamlarsınız yaaa, olayı nerelere getirdiniz!

Olağan Şüpheliler (The Usual Suspects) isimli bir film vardı, bir organize suçluyu anlatıyordu. Film boyunca saf rolünü oynayan bir adam, hem polisi hem de arkadaşlarını fena halde kandırıyor, ama film boyunca kendisini gizlemeyi başarıyordu. Hatta kendisine takma bir isim bile bulmuş "Kaiser Soze" diye bir karakter yaratmış, herkese bu gerçekte olmayan adamın efsanevi öykülerini anlatıyordu. Böylece de gerçekte suçlunun kendisi olduğunu kimse anlamıyordu, çünkü kendisini Kaiser Soze isimli, olmayan bir şahsın arkasına gizlemişti. Kaiser Soze'yi öyle ballandırarak anlatıyordu ki, herkes "gerçekte Kaiser Soze diye birisi yok, bunlar sadece hikaye, sadece efsanevi öyküler" diye düşünmeye başlamıştı. Filmin sonunda ise gerçek şahsiyeti ortaya çıkmadan evvel şu "efsanevi" sözü söyledi:

Şeytanın en büyük silahı, insanları onun aslında yaşamadığına inandırmaktır.

Hayatı ciddiye alıyor musunuz? Eğer "bu sadece bir fıkra" olsaydı, bugün dilimiz bu halde olmazdı, bu sadece bir fıkra olsaydı, dinde bu kadar yozlaşma olmazdı, bu sadece bir fıkra olsaydı, ahlakımız ve kültürümüz bu denli bozulmazdı.

Bu sadece bir fıkra değil, bu sizin hayatınız. Sadece kendinizi değil, çocuklarınızı, kardeşlerinizi düşünün, onlar bunun sadece bir fıkra olduğunu idrak edemeyebilirler, hayatlarına tatbik edebilirler bu "fıkra"yı; o halde hayatı ona göre ciddiye alın.

Pikachu'yu seçip damdan atlayan çocuğu hatırlayın. Size göre sadece bir çizgi film, ama çocuğa göre öyle değil. Yetişkin insanlardan değil, çocuklardan bahsediyoruz; Manhunt oyununu hayata döküp 16 yaşında katil olan çocuğu hatırlayın, size göre sadece bir oyun olabilir, ama çocuğa göre öyle değil. En azından yeterli ahlak ve akıl düzeyine yetişmemiş çocuklar için..

Din ve ahlak konularıyla alay eden fıkraların en büyük silahı, sadece fıkra oluşudur, bu silahla vurulmayın.

Sevgiler.
 

emubaltaci

Rektör
Emektar
Katılım
21 Kasım 2005
Mesajlar
18,862
Reaksiyon puanı
129
Puanları
63
ne güzel konuştun
ama ben mod. olarak o başlıkları bu içeriklerinden dolayı kitleyemem. tabi mod. ekibi olarak böyle bir karar alırsa başka ...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Konuların kilitlenmesi çözüm değil Emucum; ben bir ahlak olayını yazıya döktüm. Bunda bir değişiklik olmadıktan sonra, konulara kilit vurmak sadece ateşi daha çok alevlendirir..
 

Niste10

Öğrenci
Katılım
28 Ağustos 2007
Mesajlar
19
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Gerçekten çok güzel yazmışsın, eline emeğine sağlık kardeşim! Özellikle o filmdeki söze bittim resmen...Ve sana sonuna kadar katılıyorum!
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Bir de kendimden bir örnek vereyim; benim de 10 yaşında bir kardeşim var. Geçenlerde birisi, bütün çocuklara ömründe en az bir defa sorulan meşhur soruyu sordu: Ne olmak istiyorsun..

Çocuk ne desin? "Gizli ajan olmak istiyorum, böyle pat pat vuracam kötü adamlara (o arada koltuktan aşağı uçar tekme hareketi yapmaktadır)".. Haliyle şaşırdım tabi, ben sürekli mesaide olduğum için bu kadar televizyon başında olduğunu bilmiyordum. Uygun bir dille gerçekte böyle şeylerin olmadığını onların sadece bir film olduğunu anlatmaya çalıştım. Ben anlattıkça o da şaşkınlıkla "yani gerçekten James Bond'un o silahı yok mu, yani öyle bir araba yok mu"..
 

savruk

Asistan
Katılım
1 Ekim 2007
Mesajlar
156
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
öncelikle şunu belirteyim, ben fıkraya "sadece fıkra" diyenlerdenim. kimse alınmasın ama kendimi yazmakla yükümlü hissettim. kesinlikle hergangi bir kişiye kasıtlı olarak yazılmadı bu yazı ancak bazı arkadaşlarımızdan alıntı yapacağım.

arkadaşlar evet sizin dediğiniz şekilde haklısınız. kardeşlerimiz, yakınlarımız etkilenebilir böyle şeylerden. ama bu demek olmuyor ki suç fıkra yazanlarda. benim şuan, benden yaşça küçük kardeşim olsa, ona bildiklerimi öğretmekle yükümlü olurdum demi? peki neden yapmıyoruz. neden çizgifilmlerin yahut, o acayip aksiyonlu filmlerin birer palavra olduğunu anlatmıyoruz. sadece göze hoş gözüksün diye yapıldığını, gerçekte ise böyle şeylerin olmadığını. peki dini ve ahlaki değerleri onlara vermek bize düşmüyor mu? düşüyor. peki söyleyin bana, kaç kişi evde herhangi bir küçüğüne buna benzer eğitimler veriyor?

bende çok çizgifilm izledim ama hiçbir zaman transformerslar gibi şekil değiştirdiğimi sanıp bir binanın tepesinden uçmak niyetiyle atlamadım. demek ki ben eğitimimi almışım, inanmamışım. biz gerçekleri biliyorsak neden anlatmıyoruz? demek ki suç bizde. hiç bir zaman bir güldürü ürününe suç bulmak gerekmiyor.her zaman sorumluluğu başkasına atmak kolay iştir. ama asıl marifet sorumluluğu üstlenebilmektedir. "suç böyle fıkra yazanlarda. din üzerinden oyun oynuyolar" demekle olmaz ki. onlar sana saçma gelen bir şekilde bu işi yapıyor olabilirler. ancak senin görevin var. hatırladın mı? yukarda bahsetmiştim. aramızda acaba kaç kişi kardeşine veya çocuğuna oturup gece bazı önemli konular hakkında bilgi veriyor? ilerde öğrenir nasıl olsa diyerek tepeliyormuyuz yoksa bu görevi?

neyin gerçek neyin sahte olduğu idrakedebilen bireyler olarak, bu bilgilerimizi küçüklerle paylaşmamız lazım. ancak böylece bir fıkranın "sadece bir fıkra" olduğunu bilen, ama özünden, ahlaki yapısından hiçbir şey kaybetmeyen ve bu özü diğer nesillere aktaran bireyler yetiştirebiliriz. zaten asıl görevimiz bu değil mi?

sürçi lisan ettimse affola
iyi günler
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
savruk dedi ki:
bende çok çizgifilm izledim ama hiçbir zaman transformerslar gibi şekil değiştirdiğimi sanıp bir binanın tepesinden uçmak niyetiyle atlamadım. demek ki ben eğitimimi almışım

Hayır hocam, sadece eğitim meselesi değil. Kişilikle de ilgili. Zaten pokemon izleyen her çocuk damdan atlamıyor, ayda yılda bir oluyor böyle vakalar; yani bunun eğitimle ilgisi yok. Zaten ben Pikachu örneğini uç bir olay olduğu için verdim, yoksa amacımız damdan atlayan çocuklar yüzünden çizgifilimleri eleştirmek değil; ahlaki yapıyı masaya yatırmak. Yani bizim meselemiz somut değil, soyut alanda.

savruk dedi ki:
neyin gerçek neyin sahte olduğu idrakedebilen bireyler olarak..

Zaten yazımda söylemiştim, biz idrak edebiliriz bunları, ama herkes etmeyebilir. Tek sosyal yapı bizim ailemiz de değil. Çünkü bazı büyükler bile idrak edemiyorlar bazı şeyleri. Bu ne demek? Bunların sadece fıkra olduğunu idrak edemeyen bireyler yetişmesi demek. Sonra onların da kendileri gibi çocuklar yetiştirmesi demek; böylece de tüm toplumun yavaş yavaş "transforma" uğraması demek.

Kanıt istersen şu anki toplum yapımıza bak; kaç tane aile, çocuğunu bunların gerçekten sadece "fıkra" olduğuna inandırabiliyor? Veya hatta kaç tanesi bunu umursuyor? Üstelik bunu idarak edebilecek çocuk sayısı çok azdır; sonuçta çocuk bu. Ondan felsefe yapmasını bekleyemezsin. Yani sen ona bunların gerçekte olmadığını anlatabilirsin, ama çoğu zaman inanmak istemeyecektir çocuk. Ya da sen ne kadar iyi anlatırsan anlat, idrak edemeyebilir, çünkü henüz akli olgunluğa sahip değil. İşte bu olgunluğa sahip olmadan edindiği tüm ahlaki izlenimler onun gelecekteki kişiliğini oluşturacak.

Bunun çözümü basit, "bak oğlum cennete giren üç kızdan biri çok oynakmış, ehehehe ama bu sadece fıkra" demek, çocuğun aklında karmaşaya sebep olacağından, bırak büyüyünce böyle şeyleri istiyorsa kendi okusun yazsın. Çünkü çocuğa saçma fıkraları anlatıyoruz, saçma filimleri izletiyoruz, ondan sonra da "ya bunlar gerçek değil" diyerek çocuğu bir çelişkiler yumağına sokuyoruz, böylece de kişiliğinde yara açıyoruz. Hele çocuk biraz da akıllıysa ve "madem gerçek değil ne diye anlatıyorsun" diye soracak olursa o zaman istediğin kadar yetişkin ol, o çocuğa verebilecek sağlıklı bir cevap yoktur.

Sevgiler..
 

marcher

Öğrenci
Katılım
6 Eylül 2008
Mesajlar
10
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
Güzel yazmışsınız teşekkürler.
Dipnot: Yalnız "Kaiser Soze" karakteri Devlet Düşmanı filminde değil; Olağan Şüpheliler (The Usual Suspects) filminde olması gerekiyor.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Evet, teşekkür ederim, The Usual Suspects'te izlemiştim, haklısın, sen söyleyince hatırladım. :)

Şunu da belirtmek isterim, konu sadece çocuklara doğru yöneliyormuş gibi göründü, aslında yetişkinlerle de bir parça ilgili. Çünkü bu tür "fıkra"lar, insanların bazı şeylere olan saygısının azalmasına neden oluyor. Böylece bir süre sonra artık olanlara inanmamaya başlıyor.

Örneğin geçenlerde Çin'de adamın birini yıldırım çarpmış. Hani "yalan söylüyorsam tanrı çarpsın" demiş de yıldırım düşmüş üstüne. Olay belki gerçektir belki de yalandır bilemiyorum, ama çoğunluk "muahaha ya olur mu öyle şey, saçmalamayın" diye yorumlar yaptı. Yahu siz müslüman mısınız? Elhamdulillah.. O halde Allah'ın kudretiyle nasıl böyle alay ediyorsunuz? Ben cevaplayayım, çünkü mantık aynı:

Ya bu sadece klimatik bir olay, olayı nerelere getirdiniz..

Yani aynen, "bu sadece bir fıkra" demek gibi.. Evet, bu sadece basit bir yıldırım ve bulutların bir takım hareketleriyle elektrik enerjisinin ortaya çıkmasından ibaret. Ama bu, o yıldırımdan Allah'ın habersiz olduğu anlamına gelmiyor ki! Ya da o yıldırımn ortaya çıkması için gereken sebeplerin şartı olan dinamikleri Allah'ın yaratmadığı anlamına gelmiyor ki.

Nedir? "Sadece bir fıkra" dediğimiz şeyleri anlata-dinleye insanlar bunları benimsemiş; artık Allah'ı sadece bir masal kahramanı sanıyor insanlar. (Çok önemle rica ediyorum, densizin birisi çıkıp "zaten öyle eheheh" deyip bizleri kendine güldürmesin.)
 

Panculli

Profesör
Katılım
31 Mart 2007
Mesajlar
1,234
Reaksiyon puanı
2
Puanları
38
Yaş
40
Güzel bir konu benimde bu tip şeyler canımı bayağı sıkıyordu sonuna kadar haklısın Elmacık
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
6 yaşımda annem jaws izlerken bağırdığında anne bunlar sadece film o gerçek köpek balığı değil dediğimi hatırlarım :D

İnternet hem iyi hem kötü çözüm kaldırmak değil, belli yaşta tanıştırmak.
Fıkra hem iyi hem kötü çözüm kötü amaçlı olandan çocukları korumak.
Hangi yaştakilere hangi içerikli fıkra anlatacağını bilmeyen maydonozlar yüzünden fıkaralara yüklenmek bence gereksiz...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Zaten "kaldıralım" demedik. Hatta moderatörümüz ben kilitleyemem dediğinde "zaten çözüm kilitlemek değil" de dedik. ;) Şu var ki, belli yaşta da tanıştırsan, bir ölçüsü olmalı, mizahta sınır yoktur anlayışı çok yanlış. Mizahın insani ölçülere sığması lazım.
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Ölçüler kişisel olduğu için yani seni irrite eden beni etmeyebilir ve seni irrite etmeyen beni irrite edebilir, ordan kes burdan kes elimizde hırpalanmış bir sanat kalır ki bence hiç iyi olmaz. Seçim hakkı kullan uyar ve git depene gelirse döv :D
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Çok güzel, peki ölçüleri nasıl genelleştirebiliriz? Acaba şu anki sosyal bozukluklarımızın sebebini ölçülerin bu kişiselliğine borçlu değil miyiz? Size göre bırakalım herşey serbest olsun; ama herşey..
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
bana uyar, sonuçta hukuki kurallar zaten var ama psikolojik kurallar koymaya kalksan işimiz var engizisyonculuk olur bu. Zihnen özgür olmak serbest, hukuku çiğnemeden özgürlük serbest. Ya zaten insan insansa ne doğru ne yanlış bilir, beni etkilediler, yoldan çıkardılar masallarını bırakmak lazım, bişey yaptıysan sen yapmışsındır, kimse yaptırmamıştır...
 

gezegen

Profesör
Katılım
23 Haziran 2008
Mesajlar
1,750
Reaksiyon puanı
37
Puanları
0
şu sıralar yayınnanan dizilere bakınca fıkralar masum kalıyor
hele çocuk dizileri periler bebekler yıldızlar neler neler bi ALLAH diyen yokki
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
atacalipso dedi ki:
sonuçta hukuki kurallar zaten var

Hani nasıl diyorsun:
ERROR ERROR ERROR! :)
Hukuki kurallar da aynen senin söylediğin gibi kişisel ölçülere dayanır. ;) O halde onları baz alırsan kendinle çelişkiye düşmüş olursun. Nitekim bir gün ben de milletvekili olursam (Allah korusun), ben de kafama göre hukuk düzenlemesi yapma işine girişebilirim değil mi. ;)

Bu insanları anlamıyorum, bir şeye inanırsın "o kaka, neye göre buna inanıyorsun" derler, "peki sen demokrasinin kurallarını neye göre koyuyorsun" dediğinde böyle afallayıp kalırlar. Hele ki olaya bilimsel olarak yaklaşırsak ahlak filan kalmaması lazım, hatta evliliklere bile gerek olmaması lazım. Ya da ne bileyim kaynanayı kazanda kaynatıp yiyebilmemiz lazım. Ne dersin? Doğa kanunlarına gayet uygun..
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Sen vekil olma yoksa ben kaçarım yurtdışına :D
Ve bana aşkımı ver isterse evlenirim isterse birlikte yaşarım isterse ölürüm :D
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Açıklama olmayınca böyle alakasız yerlere dalınıyor galiba, boy versene derinlik iyi mi? :)
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Baktım ciddisin, inatçısın profesyonelce kaçayım dedim ama nasıl kaçtım :D
 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
38
şu sıralar yayınnanan dizilere bakınca fıkralar masum kalıyor
hele çocuk dizileri periler bebekler yıldızlar neler neler bi ALLAH diyen yokki


Benimde aklıma pokemon örneğinden sonra kuzenlerim geldi. Bu sene 2. sınıfa gidecek olan dayımın kızını evde sihir yapmaya çalışırken gördüm :) Sonrada neden bende yapamıyorum diye sitemde bulunuyordu bizlere. Elmacik'in yazısına içtenlikle katılıyorum. Herşeyi basit'e indirgediğimiz için zaten yozlaşıyoruz. Bazen gençlerin ve ya küçüklerin yaptığı hataları " Daha küçük o, -Gençtir, karışmayın onlara yapsın v.s " diyerek bile bile onları yanlışlar içerisinde bırakıyoruz. Bir Söz vardır " Ağaç yaş iken eğilir. " Bu yüzden Küçük yaşlarda ki bireylere nasıl davranılacağını, onu hangi ortamlarda yalnız bıraktığımızı çok iyi belirlememiz gerekiyor.
 

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Kuralları siz koyamazsınız. İnsanoğlunun koyduğu kurallar sadece düşünebileceği yere kadar olan kurallardır.
 

oguzkahn

Asistan
Katılım
2 Şubat 2007
Mesajlar
233
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
sen bu forumda harcanıyon zaman'ın forumu var mı oraya moderatör ol
 

nur29

Doçent
Katılım
3 Ağustos 2008
Mesajlar
612
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
elmacık yazısında noktasından virgülüne kadar haklı teşekkürler kardeşim
 

yuureii

Profesör
Katılım
13 Aralık 2007
Mesajlar
2,239
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Allah razı olsun Elmacik kardeşim. Harika konu, harika yorumun için teşekkürler.
 

tudRoY

Profesör
Katılım
2 Temmuz 2008
Mesajlar
1,592
Reaksiyon puanı
1
Puanları
38
sen bu forumda harcanıyon zaman'ın forumu var mı oraya moderatör ol

Kimin gidip kimin kalcağına sen mi karar veriyorsun? Ayrıca moderatör olmak üstünlük müdür? pehh :D

Elmacık abi eline sağlık mümkün olduğunca çevremdeki bu tür yanlışları düzeltmek için uğraşıyorum. Bunları gençlerin beyinlerine sokanlar bizden güçlü değiller. Bir gün düzelecek inş. hepsi ;)
 

Revahak

Asistan
Katılım
16 Ekim 2007
Mesajlar
248
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
çok güzel yazmışsın eline sağlık.
okulda öğretmenler fıkralar toplumu eğitir diyodu da o zamanlar hadi ordan diyodum. komiklikle eğitim mi olur filan diyodum. ama şimdi ki aklıma gerçekten de öyle olduğunu görebiliyorum.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Bunlara gözü kapalı itiraz eden arkadaşlar Sosyoloji'den de habersiz. Davranış bilimlerinde, incelemeye değer en önemli etkendir. Yani "davranış bilimlerinin" tek ilgilendiği şey çevredir ve bazı arkdaşlar bunun önemsiz olduğunu söylüyor. Bilim ise, bunun davranışın temelini oluşturacağını söylüyor.
 

atacalipso

Doçent
Katılım
8 Şubat 2008
Mesajlar
587
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
sinan sağıroğlu gibi dalacam şimdi muhabbete şahan misali :D
 
Üst