Alemci_Dayı
Profesör
- Katılım
- 25 Mayıs 2008
- Mesajlar
- 1,532
- Reaksiyon puanı
- 18
- Puanları
- 0

Bu cesur çıkışın devamı gelir mi?
Geçtiğimiz hafta çarşaflı, örtülü kadınların CHP Eyüp ilçe teşkilatına üye olmalarından sonra bu hafta da, eşi ve yakınları başörtülü olan Ercan Karabayır'ın, Sultangazi Belediye başkanlığına CHP adayı olarak gösterilmesi bir hayli tartışmalara neden oldu.
Gerek parti içinde gerekse parti dışındaki tartışmalarda kimisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı irticaya prim vermekle suçlayıp eleştirirken kimisi de takiyye yaptığını, birkaç başörtülüyü partiye alarak din karşıtı imajından kurtulmak istediğini savunuyordu. Bence ikisi de doğru değil. Deniz Baykal aslında 1992 ve 2001 yılında böylesine bir girişimde bulunmuş ancak sonraki süreçlerde, yapılan eleştirilere yeterince göğüs gerememiş, gerginleşen ülke, Baykal'ın bu açılımları devam ettirememesine neden olmuştu.
1992'de ve 2001'deki açılımlardan hemen sonra çok farklı yerlere yöneldiğinden dolayı bazıları onu yalancı çoban gibi görebilir. Hani çoban, feryat figan ederek köye gelir koyunları kurt kaptı diye ağlaşır, köy halkı ellerinde tüfeklerle kurtları öldürmek için yola koyulurlar, çok geçmeden bunun bir şaka olduğu anlaşılır. Çoban çok çok eğlendiği bu şakayı bir kez daha yapar köylülere. Günlerden bir gün gerçekten kurtlar sürüye saldırır, çoban canhıraş bir şekilde köye koşar yardım için ama kimseye bunun gerçekliğini anlatamaz. Herkes bunun yine bir aldatmaca olduğunu düşünür. Ve köyün bütün sürüsü kurtların elinde telef olur.
Baykal aslında hâlâ bu ülkede birçok simgesel kavgayı önleyebilecek çok önemli bir lider. Dindar halkı anlayabilecek, en çok eleştirilen dinin siyasete alet edilmesini engellemek için atılımlar yapabilecek bir lider durumda. Toplum ile devlet arasında on yıllardır süre gelen kavganın bitmesinde de kilit roller oynayabilecek, var olan bu itiş kakışı sonlandıracak bir isim. Başörtüsü dâhil Türkiye'de kangren olmuş birçok meselenin uzlaşma ile çözülmesini sağlayacak en önemli isimlerden biri Deniz Baykal. Ama o yeterince cesur davranmıyor, gerginleşen ortamları yumuşatacak atraksiyonları yapamıyor.
Tabiî ki ondan hiç kimse AKP gibi olmasını, bu partiye yakın politikalar izlemesini beklemiyor. Ama partisinin toplumla bu kadar kavga etmesini de anlamlı bulmuyor. En azından ülkeyi bu kadar hırpalamasının önüne geçebilecekken, iki tarafın birbirini anlamasında çok önemli görevler ifâ edecekken, gerginleşmede bir figür olmayı neden tercih ettiğini anlayamıyor. Devlet içinde ülkeyi kana boğan şebekelerin temizlenmesinde yeterli desteği neden vermediğini anlayamıyor. Bu ülkeyi korku pompalayarak daha ne kadar yönetebiliriz? Kamplaştırarak, başkasından korkarak, her an hayatımıza müdahale edileceği endişesi oluşturarak nasıl yaşayabiliriz? Bir bünye kaç ameliyat kaldırabilir?
Bunun için CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı Sultangazi'den gösterdiği aday nedeniyle alkışlıyorum. Bu cesaretten asla vazgeçmemesini, fırtınalı günlerde de kaptanlık köşkünde dümeni akl-ı selimle tutmasını bekliyoruz. Bu ülkede yaşayan dindar ya da dindar olmayan, Kürt, Türk, Çerkes, Alevi, Sünni herkes bizim insanımız.
m.kamis@zaman.com.tr
19 Kasım 2008, Çarşamba
19 Kasım 2008, Çarşamba
KaynaK