Başbakan Erdoğan'ın tehlikeli oyunu!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

HAKAN34

Asistan
Katılım
5 Ekim 2008
Mesajlar
193
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
fft6_mf1313.Jpeg

Hasan Cemal

h.cemal@milliyet.com.tr

Seçim zamanı ekonomide 'eskiler gibi' bir Erdoğan mı?

Başbakan Erdoğan'ın tehlikeli oyunu!



11 Kasım Salı 2008

Seçim ateşine tutulmayan siyasetçi yoktur. Çaresiz her siyasetçi, ama özellikle iktidarda olanlar seçim zamanı farklılaşır, hatta bazen başkalaşırlar.
Ama bunun bir ölçüsü vardır.
Hükümette de olsa, iyi bir siyasetçi, 'doğru'ya seçim zamanı da sahip çıkar, ilkeli davranır, oy uğruna dengeleri altüst etmeye kalkışmaz.
Bu açıdan, seçim dönemlerinde siyasetçilerin, başbakanların özellikle ekonomiye bakışları önem kazanır.
Çünkü ekonomiyi büyüterek seçime girmek isterler.
Para musluklarını açarlar.
Sıkıntıya gelemezler.
Mali disipline boş verirler.
Bugün Türkiye seçime gidiyor.
Mart sonu yerel seçimler var.
Başbakan Erdoğan, genel seçimlerdeki yüzde 47'sini, -tabii yerel seçimlerin daha çok iktidar partisine yaradığını da göz önünde tutarak- yüzde 50'lilere taşımak, hatta belki yüzde 60'ı yakalamak istiyor.
Bir başka hedefi de Güneydoğu.
Genel seçimlerde 'Kürt oyları'nın yüzde 55'ini almıştı. Bu kez hem bunu artırmak, hem de bir Diyarbakır'da, bir Batman'da büyükşehir belediyelerini kazanmak istiyor.
Kolay hedefler değil.
Özellikle Güneydoğu için...
Ancak Erdoğan bu hedefleri vurmak için özellikle ekonomi alanında elinin tutulmasına karşı çıkıyor. Bu nedenle IMF ile anlaşmaya da taraftar değil.
Çünkü sıkıya gelmek istemiyor.
Muslukları açmaktan yana.
Kamu harcamalarında gaza basmak, belediyeleri daha çok beslemek istiyor.
Bir başka deyişle:
Ekonomiyi büyütmek istiyor.
"Büyüme hedefi yüzde 5'den yüzde 4'e, o kadar" diyor.
İyi güzel!
İlke olarak büyümeye kimse karşı değil. Bu ülkede aş ve iş sorunu çözüm yoluna girecekse, ekonomiyi büyütmekten başka çare yok.
Ama 'kriz'deyiz.
Dünyadaki kriz bizi de vuruyor.
Daha da çok vurabilecek.
Böylesi dönemlerde ekonomiler yavaşlıyor, küçülüyor. Ticaret daralıyor, ihracat olumsuz etkileniyor. Krediler kıtlaşırken maliyetleri artıyor. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları düşüyor. Dış kaynak, sıcak para azalıyor.
Mesele çok özetlenirse:
Ekonomiler küçülüyor, işsizlik büyüyor! Bütçeler tırpanlanıyor, işyerleri frene basıyor. İnsanlar işlerini kaybetmeye başlıyor.
Bu süreç Türkiye'de de hissedilmeye başladı.
Daha da hissedilecek.
Başbakan Erdoğan'ın canı sıkkın.
Çünkü seçime gidiyor.
Giderken de bu süreci tersine çevirmek, yani ekonomiyi büyüme rayında tutmak istiyor.
İyi güzel ama nasıl?
Klasik soru:
Değirmenin suyu nereden gelecek?
Bu soruyu sorunca, akla ister istemez IMF takılıyor.
IMF ile yeni bir anlaşma yapılırsa, hem bir yandan sınırlı da olsa IMF kaynakları devreye girebilir, hem de "IMF'nin yeşil ışığı" dış kaynak akışı konusunda olumlu etki yapabilir.
Doğru olan da bu.
Ama Erdoğan yanaşmıyor.
IMF'nin mali disiplin konusunda seçim zamanı elini kolunu tutacağını düşünüyor.
O zaman?..
IMF'ye boş verip, seçim zamanı 'eskiler gibi' davranmak, yani muslukları açıp kamu harcamaları için gaza basmak için yanıp tutuşuyor. Bu yolun tüketim harcamaları yoluyla ekonomiyi canlandıracağını da düşünüyor galiba...
Tehlikeli bir yol bu!
Zamanla tüm dengeler altüst olabilir ekonomide. Ercan Kumcu geçen hafta bir yazısında uyarıyordu:
"Dış kaynak kısıdı gözönüne alınarak ekonomi politikaları oluşturulmalıdır. Yurtiçinde devlet harcamalarını arttırarak ya da özel sektöre verilen teşviklerin arttırılması yoluyla toplam talebin şişirilmeye çalışılması 1970'lerde uygulanmaya çalışıldı.
Sonuç hüsrandı.
O dönemlerde '70 sente muhtaç' hale gelinmişti. Artık '70 sente muhtaç olma dönemi' bitti. Altından kalkılamayacak kur artışları dönemindeyiz. Dış kaynak yokluğunda, iç talebi genişletici politikalar ekonomiyi 'miktar' değil, 'fiyat' yoluyla vurur. Eski hataları tekrarlamamalıyız."(Hürriyet, 6.11.08)
Erdoğan tehlikenin farkında mı?..
'Eskiler'in hataları mı yine?..

milliyet
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst