DarkLady
Dekan
- Katılım
- 18 Ağustos 2007
- Mesajlar
- 6,597
- Reaksiyon puanı
- 12
- Puanları
- 0
0 yaşında
Baba: Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı? Gözleri de bana ne kadar çok benziyor.
Kızı: Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.
5 yaşında
Baba: Prensesim benim, güzel kızım. Söyle bakalım baban sana ne alsın?
Kızı: En çok babamı seviyorum. Babam, niye annemle uyuyor? Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin.
10 yaşında
Baba: Gittikce yaramaz oluyor, kime çekti bu kız?
Kızı: Ben babama asığım. Büyüyünce babam gibi erkekle evleneceğim.
Babam bu ay harçlığımı arttırır mı?
15 yaşında
Baba: Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya başladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek. Sanırım daha sert konuşmalıyım.
Kızı: Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum. Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum. Ne zaman özgür olacağım?
20 yaşında
Baba: Artik sözümü dinlemiyor. Benden giderek uzaklaşıyor. Kendi parasını da kazanmaya başladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten. Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor.
Kızı: Her dediğime alınıyor, beni bir turlu anlamıyor. Hele gecen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli? Evden ayrılıp, kendi hayatimi kurmalıyım. Çocuk muamelesi görmekten bıktım artik!
25 yaşında
Baba: Bir gün bunun olacağını biliyordum. İste evleniyor. Zaten aramız eskisi gibi değildi. Simdi bir de kocası var. Prensesim beni terk ediyor.
Kızı: Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki? Biliyorum, onu bir turlu içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor. Kendi hayalindeki damat değil ya!
Sanki birlikte yasayacak olan o.
30 yaşında
Baba: çok az görüşüyoruz. Daha sık bir araya gelsek ne iyi olur. Hem torunlarımı
Da özlüyorum. Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki...
Kızı: Babamları da çok ihmal ediyorum galiba. Yine telefonda çok üzgün geldi sesi.
Hafta sonu onlara sürpriz yapmak en iyisi.
40 yaşında
Baba: Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor. Ona Gore çağın gerisinde
Düşünüyormuşum. Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim. Anlayamadığı
Bütün problemleri bana sorardı. Simdi beni beğenmiyor. Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyeceğim.
Kızı: Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama. Ya ona bir şey olursa? Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım.
45 yaşında
Baba: Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel. Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi
Kendi başardı. Onunla gurur duyuyorum.
Kızı: Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim. İlaçlarını da hep
İhmal ediyor zaten. Allah’ım onu benden alma!
50 yaşında
Baba: Dünyada mutlu kal kızım!
Kızı: Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Simdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana? Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol. Ve hep yanımda olduğunu hissettir, ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela. Ah babacığım! Sensiz nasıl yasayacağım?
55 yaşında
Kadın: Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım. Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, çünkü "keske"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum.
Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu?
alıntı
Baba: Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı? Gözleri de bana ne kadar çok benziyor.
Kızı: Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.
5 yaşında
Baba: Prensesim benim, güzel kızım. Söyle bakalım baban sana ne alsın?
Kızı: En çok babamı seviyorum. Babam, niye annemle uyuyor? Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin.
10 yaşında
Baba: Gittikce yaramaz oluyor, kime çekti bu kız?
Kızı: Ben babama asığım. Büyüyünce babam gibi erkekle evleneceğim.
Babam bu ay harçlığımı arttırır mı?
15 yaşında
Baba: Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya başladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek. Sanırım daha sert konuşmalıyım.
Kızı: Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum. Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum. Ne zaman özgür olacağım?
20 yaşında
Baba: Artik sözümü dinlemiyor. Benden giderek uzaklaşıyor. Kendi parasını da kazanmaya başladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten. Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor.
Kızı: Her dediğime alınıyor, beni bir turlu anlamıyor. Hele gecen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli? Evden ayrılıp, kendi hayatimi kurmalıyım. Çocuk muamelesi görmekten bıktım artik!
25 yaşında
Baba: Bir gün bunun olacağını biliyordum. İste evleniyor. Zaten aramız eskisi gibi değildi. Simdi bir de kocası var. Prensesim beni terk ediyor.
Kızı: Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki? Biliyorum, onu bir turlu içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor. Kendi hayalindeki damat değil ya!
Sanki birlikte yasayacak olan o.
30 yaşında
Baba: çok az görüşüyoruz. Daha sık bir araya gelsek ne iyi olur. Hem torunlarımı
Da özlüyorum. Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki...
Kızı: Babamları da çok ihmal ediyorum galiba. Yine telefonda çok üzgün geldi sesi.
Hafta sonu onlara sürpriz yapmak en iyisi.
40 yaşında
Baba: Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor. Ona Gore çağın gerisinde
Düşünüyormuşum. Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim. Anlayamadığı
Bütün problemleri bana sorardı. Simdi beni beğenmiyor. Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyeceğim.
Kızı: Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama. Ya ona bir şey olursa? Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım.
45 yaşında
Baba: Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel. Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi
Kendi başardı. Onunla gurur duyuyorum.
Kızı: Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim. İlaçlarını da hep
İhmal ediyor zaten. Allah’ım onu benden alma!
50 yaşında
Baba: Dünyada mutlu kal kızım!
Kızı: Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Simdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana? Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol. Ve hep yanımda olduğunu hissettir, ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela. Ah babacığım! Sensiz nasıl yasayacağım?
55 yaşında
Kadın: Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım. Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, çünkü "keske"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum.
Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu?
alıntı