Ayşe Arman'ın,Tesetüre Saldırışının İç yüzü!!!

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

korsan12

Doçent
Katılım
15 Ocak 2008
Mesajlar
506
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
tesettür ayşeme çok yakışmış tessettürlü kalırsa ayşayı alırım
 

croft

Doçent
Katılım
4 Mayıs 2009
Mesajlar
520
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu ülkede müslüman olmayan insanlarinda oldugunu düsünürsek seriat yonetiminin ne kadar yanlis oldugunu anlamamiza yeter sanirim. Sen seriat yonetimini bana ovebilecek kadar sig dusunceli bir insansin. Adam müslümanlıga inanmiyorsa sen onu seriat kurallarina gore yargiliyorsan senin zihniyetinde bir bozukluk vardir zaten.

Bunlar safsata degildir. Benim nargile icmemi engelleyen bir hükümetin İranda ickiyi engelleyen bir hükümetten bir farki yoktur.

Tuborg konusuna da yazdim seriati cok fazla istiyorsan ve illa ben din kurallarina gore yasayacam diyorsan ban yan tarafta komsumuz var orada yasayabilirsin. Ama ben Cumhuriyet yonetiminden memnunum diyorsan bosa seriati ovme.


@Elmacik tek sey soyleyecegim arkadasim Devletin dini olmamalidir. Bak yukaridaki düsüncedeki kisiyi gor ve ne demek istedigimi anla. İste bu yüzden devlet kurumlarinda dini ogelere karsiyim (Türban degil sadece dikkatinizi cekerim hactan tut ne varsa hepsine karsiyim)

Adamin düsüncesinin seriat yanlisi oldugunu anlamak zor degil. Bu gibi insanlar yüzünden ülke rejimi tehlikeye girebilecegi icin ben devlet kurumlarina dini ogeler ile girilmesin diyorum.
bi başörütüsyle rejim tehlikeye giriyosa zzten rejim diye bşy yokturdur ortada islamda kimse kimsenin dininden dolayı öldürmez öldürmeyi men eder sen bunu bile bilmiyosun
sizin içkiniz yasaklanınca bi taraflarınız yanıyo ama dininin gereğini yapmak isteyen birinin başörütüsü yasaklamaya gelince sonuna kadar haklı diyosunuz
devletin dini olmayabilir ama sokaktaki insanın dini vardır ya herhan gibi bidine inanır yada atese inanır yada güneşe yada inaçslıktır inancı bunada devlet karısamaz
ozaman senin mantığınla din dersleride kaldırırsın ömrünün yarısını okullarda geciren bi kişi hiç bişy öğrenmeden saylan düşüncesile yetişsin inansızca
heryer kamusal alan ozaman başnı örten sokagada çıkmasın sizin özgürük anlayısınız bukadar ,işte
:hammer:saçmalıyounuz gercekten çok sacmalıyosunuz kendi değiklerinizle bi bagdaşmıyosunuz
benim istediklerim olursa eyvallah olmazsa hadi yallah
alın size demokrasi :glare:
 

NikeSteeL

Müdavim
Katılım
13 Mart 2009
Mesajlar
8,420
Reaksiyon puanı
131
Puanları
63
Başı Örtmek Sadece Semboldur Sayın Ayşe Arman . Başörtülü biri Reinaya Girmek istemez içkili kokteylden haz Almaz . Yani Senin düşündüğün gibi düşünmez

Yüreğini Kapatman gerek
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
bi başörütüsyle rejim tehlikeye giriyosa zzten rejim diye bşy yokturdur ortada islamda kimse kimsenin dininden dolayı öldürmez öldürmeyi men eder sen bunu bile bilmiyosun
sizin içkiniz yasaklanınca bi taraflarınız yanıyo ama dininin gereğini yapmak isteyen birinin başörütüsü yasaklamaya gelince sonuna kadar haklı diyosunuz
devletin dini olmayabilir ama sokaktaki insanın dini vardır ya herhan gibi bidine inanır yada atese inanır yada güneşe yada inaçslıktır inancı bunada devlet karısamaz
ozaman senin mantığınla din dersleride kaldırırsın ömrünün yarısını okullarda geciren bi kişi hiç bişy öğrenmeden saylan düşüncesile yetişsin inansızca
heryer kamusal alan ozaman başnı örten sokagada çıkmasın sizin özgürük anlayısınız bukadar ,işte
:hammer:saçmalıyounuz gercekten çok sacmalıyosunuz kendi değiklerinizle bi bagdaşmıyosunuz
benim istediklerim olursa eyvallah olmazsa hadi yallah
alın size demokrasi :glare:

Din dersinin zorunlu olmamasi gerektigini yine Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersiyle ilgil baslikta yazmistim. Neden zorunlu olmamasi gerektigide o baslikta mevcut girip okuyabilirsin :)

Yine de ben bakmaya üsenirim diyorsan soyleyeyim. Babasi Türk Annesi Alman olan hristiyan bir arkadasim. Din kültürü dersinde hocanın zoruyla müslümanlıkla ilgili sureler dualer ogrenmek zorunda kalmisti. Hicbirsey zorunlu olmamali. Bu nedenle din kültürü dersi zorunlu olmasun diyenler degil sen sacmaliyorsun.

Ayrica farkettiysen türban takilmasin demiyorum diyorum ki devlet dairelerinde dini simgeler bulunan hicbirsey kullanilmasin. Dini simgeler diyorum dikkatini cekiyorum hertür dine mensup insanlar diyorum.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Selamlar.

@Twilight kardeşim, önceki mesajımda değindiğim konulara cevap vermeni ümit ediyordum.

Devletin dini olmamalıdır noktasında ben de aynı şeyi söyleyip duruyorum zaten. Birinin başını örtmesinden dolayı onu devlet dairesine almak devletin dini olduğu anlamına gelmiyor ki; devlet memuru devletin malı mıdır ki? Eğer öyle düşünüyorsan, o halde sadece başını örtenlerin değil, müslüman olan hiç kimsenin devlet memuru olmaması gerekiyor. Kaldı ki zaten bir dine inanan kişinin kendisi dini bir unsurdur zaten, çünkü o dine mensuptur, din onun hayatının bir parçasıdır. Hatta bu anlayışla, sadece ateistlerin devlet memuru olabilmesi ve okuyabilmesi gerekir. Ki bu da laikliğe oldukça terstir. Müslüman bir adam okula gidiyor diye okulun dini vardır diyemeyiz; o nedenle devlet bir an önce insanların dinine karışmayı bırakmalıdır.

Şeriat konusuna gelince; ıstılahi anlamda şeriat Allah'ın kanunları demektir ve müslümanlar açısından bir "zarar"ı da yoktur; bilakis toplum refahını gözeten bir anlayış olduğu için müslüman olsun olmasın herkesin adil bir anlayışla yaşayabilmesi için en ideal çözümdür. Tabi sen şu anda komşu ülkelerden bazılarında gördüğün şeyleri bazen onların yanlış uygulaması, bazen medyanın yanlış sunması nedeniyle şeriatı "kaka" bir şey zannedebilirsin; halbuki senin benim gibi insanların benim hakkımda tasarrufta bulunması, Allah'ın tasarrufta bulunmasından daha evla değildir. Beni yaratan Allah'ın, herşeyi ilmiyle kuşatmış ve insanları tanıyan Allah'ın belirlediği hayat felsefesi yerine, neden senin benim gibi insanların koyduğu kuralları tercih edeyim? Ki o kural ve kanunlar genellikle onların kendi çıkarları doğrultusunda değiştirilip duruluyor. Sadece iktidara bağlı bir olay da değildir bu. Cumhuriyet tarihinden bu yana halkın refah içinde olduğunu söyleyen olmuş mudur acaba? Herkes sürekli şikayetçi değil mi ekonomiden vs? Bunu sadece "komşu ülkelerde şeriat var onların durumu kötü" önermesine karşılık söylüyorum; yoksa Türkiye şeriat uygularsa daha iyi anlamında da söylemiyorum.

Neden? Çünkü Türkiye asla şeriatı, yani komşu bazı ülkelerdeki gibi yanlış uygulananı değil, Allah'ın gerçek şeriatını kaldıramaz. Çünkü binlerce kişinin bazı çıkarlarına ters düşer. Bunların başında belki de iktidar partisi gelir; yani TÜrkiye'ye şeriat gelse, belki de ilk AKP karşı çıkar; çünkü dediğim gibi çıkarlara ters geliyor. Halk istese bile Türkiye'ye şeriat gelemez, zaten gelmemeli de. Çünkü dediğim gibi yapısı buna müsait değil, müslümanlık sadece kimliklerde yazıyor; herkes dini kullanıyor. Özellikle CHP gibi sol eğilimli ggruplar dini siyasette çok kullanıyorlar. Bu cümle sizi şaşırtabilir ama CHP'nin onlarca yıldır tek gündemi "din", onlar kadar dini siyasi gündem yapan bir başka grup daha yok. Ayrıca konuyla ilgili olarak laik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir grubun ne işi var diye sormuştum ona da bir cevap gelmesini ümit ediyordum.

Hem de öyle bir kurum ki, sadece İslam'a müdahale ediyor, diğer hiçbir dine müdahale etmiyor. Bu da Türkiye'de laikliğin bir yalan olduğu, asıl olayın İslam düşmanlığı olduğunu ıspatlıyor.

Dini simgeler konusuna gelince; o zaman sakal bırakmak tüm ülkede yasaklansın, çünkü peygamber sakal bırakıyordu, yüzük takanlar da okullara giremesin, çünkü peygamber yüzük takıyordu. Ya da ne bileyim, haç takanları neden okullara alıyor devlet, memur da yapıyor, o da dini simge değil mi? (Ki sen kendin de belirtmişsin.) Bunun ölçüsünü kim belirliyor? Sonuçta herşey su-i istimal edilebilir ve "dini simge" denilerek kafasına eseni yasaklayabilirler.. Yeşil İslam'ın simgesidir o yüzden bütün kıyafetlerdeki yeşil renkleri de yasaklamalı devlet..

Laiklik simgelerle ilgilenmez, laiklik, kanunların dine bağlı olmayacağını, herkesin kendi inancında serbest olduğunu söyler. Halbuki devlet müslümanların inancına olabildiğince çok karışıyor ve hatta din odaklı kanunlar/yönetmelikler çıkarıyor. Bu nasıl bir laiklik anlayışı ki dini yasaklar uyguluyor?

Üstelik bu durum sadece laikliğe değil, sosyal hukuk devleti anlayışına da ters. Çünkü sözde dini başka amaçlara alet eden bir kaç kişiyi elimine etmek için milyonlarca müslümana birden ceza kesiliyor. (Referans: Doktor örneği, buna da cevap vermeni isterim.)

Kısacası kardeşim, devlet din işleriyle ilgilenmeyi bırakmalıdır, laikliğin gereği budur.
 

firaxis

Öğrenci
Katılım
15 Temmuz 2009
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Arkadaşlar, Ülkemiz için çok hassas bir konu ve hararetli taraftarları olmasına rağmen oldukça seviyeli bir tartışma olmuş bu başlık altında. TV'lerdeki yorumculara, gazetecilere hatta siyasetçilere örnek teşkil edecek bir üslupla yazmışsınız ki foruma üye olup bende birşeyler karalama ihtiyacı hissettim :)

Her ne kadar köşe yazılarını okumayı pek sevmesemde arada sırada okuduğum nadir yazarlardan biridir Ayşe Arman. Üslubu sürükleyici ve samimi olduğu için konu ne olursa olsun kendinizi kolaylıkla kaptırabilir ve son noktayı bitirdikten sonra o konu hakkında Ayşe Arman gibi düşünüyor bulabilirsiniz kendinizi :)

Mesajımın başında da söylediğim gibi başörtüsü ciddi ve hassas bir konu olduğu için Ayşe Arman tarzı bu konuyu kotaramamış olabilir diye düşündüm ilk rastladığımda. Nitekim yazıyı okuduktan sonra kapıldığım histe bu yöndeydi... Bayan olmadığım için bilemiyorum ancak duyduğum gördüğüm kadarıyla herhangi bir tacizin söz konusu olmadığı durumlarda
çoğu kadın beğenilmekten mutlu olur. Kimisi bu dikkati elde etmek için vücudunu sergilerken, kimisi sadece bakışlarıyla etkiler etrafındakileri. Bu tamamen kadınların genleriyle alakalı doğuştan edilgen bir huy diye düşünüyorum. Ancak elbette her kadın bunu ister, en büyük dertlerinden biri ilgi çekmek, beğenilmektir diyemeyiz. Dünya malı dünyada kalır sözünden yola çıkarak bedenimizin de doğumdan itibaren hızla eskiyeceği, bir nevi emanet olarak kullandığımız bir giysi olduğunu, esas olanın maneviyat olduğunu ve bu olgunluğa sahip maneviyatı dünyevi zevklerden daha önde tutan insanlar olduğunu asla inkar edemeyiz. Din konusu her türlü süistimale açıktır ve tarih boyunca bu yüzden neredeyse tüm dinlerin insan öldürmeyi günah saymasına rağmen milyonlarca insan bu savaşlarda hayatlarını yitirmiştir...

Ayşe Arman'ın iki adet örneği var. Okuyucunun zihninde yarattığı ilk düşünce "Fatih'te yaşayan dindar insanlar tutucu ve hoşgörüden uzak, Nişantaşı'ndakiler ise tam tersi kılık kıyafete bakmaksızın her türlü görüşe saygılı, modern insanlar". Sadece bir Reina'ya girememe problemi var ki (artık ne kadar problemdir bilinmez :)) orada söz konusu olan özel bir işletme olduğu için her mekanın kendine has bir müşteri kitlesi olabilir ve nasıl işletileceği konusunda insiyatif işletme sahibine aittir diye düşünüyorum. Ancak öbür tarafta konusu edilen mahalle, cadde,
semtlerde bu tür ayrılıklar yaşanması gerçekten endişe verici. İstanbul sınırları içerisinde hasbelkader yolunuzu kaybedip bir semtten geçmeniz görünüşünüz nedeniyle sizin taciz edilmenize neden olamaz, olmamalı.

Yazıda sözü edilen mahallenin ismi kökten dincilik dendiğinde ismi ilk ortaya atılan semtlerden biri. Ve çok uç bir örnek. Orada yaşayan insanlara bakıp ta tüm dindar insanlar böyledir demek mümkün değildir, tamamen saçmalıktır. Bu zaten dinsel bir yaşayış şeklinden çok ahlaksızlık ve eğitimsizlikle yorumlanabilir. İslam dini hoşgörüyü, güzel ahlakı öğütler. Dolayısıyla Fatih semtinin bu yazıda geçtiği gibi başı örtülü kadınlarımızın, dindar insanlarımızın kalesiymiş gibi yorumlanması çok yanlıştır ve tehlikelidir. Keza Nişantaşı örneğinde de oradaki insanların kıyafetlerinden bağımsız rahatça dolaşabilmeleri de oradaki insanların dini
inançlarının olmadığı anlamına gelmeyecektir...

Dolayısıyla yazıda karşılıklı sözde örneklerle ortaya çıkarılmaya çalışılan "başıörtülü insanlar ve onların ikamet ettiği semtler gerici, hoşgörüsüz ve cahil, buna karşın toplumda daha zengin ve buna mukabil zevkine, görünüşüne düşkün insanların yaşadığı semtler ise her türlü görüşe açık ve moder insanlardır" mesajı tamamen hayal mahsulü olup, Ayşe Arman'ın çok konuşulan ve tartışılan bir gazeteci olma yolunda hızla ilerleyişine hizmet eden zekice bir fikirdir sadece... Bağlı olduğu medya grubunun hükümeti yıpratma politikaları gereğince her iki tarafa da hizmet etmektedir bu fikirler. Halkı da aptal yerine koymaya çalışmak geçmiş dönemlerde hep hüsranla sonuçlanmıştır, aynı şeyin tekrar olacağına inanıyorum...

Sevgiyle kalın
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Selamlar.

@Twilight kardeşim, önceki mesajımda değindiğim konulara cevap vermeni ümit ediyordum.

Devletin dini olmamalıdır noktasında ben de aynı şeyi söyleyip duruyorum zaten. Birinin başını örtmesinden dolayı onu devlet dairesine almak devletin dini olduğu anlamına gelmiyor ki; devlet memuru devletin malı mıdır ki? Eğer öyle düşünüyorsan, o halde sadece başını örtenlerin değil, müslüman olan hiç kimsenin devlet memuru olmaması gerekiyor. Kaldı ki zaten bir dine inanan kişinin kendisi dini bir unsurdur zaten, çünkü o dine mensuptur, din onun hayatının bir parçasıdır. Hatta bu anlayışla, sadece ateistlerin devlet memuru olabilmesi ve okuyabilmesi gerekir. Ki bu da laikliğe oldukça terstir. Müslüman bir adam okula gidiyor diye okulun dini vardır diyemeyiz; o nedenle devlet bir an önce insanların dinine karışmayı bırakmalıdır.

Şeriat konusuna gelince; ıstılahi anlamda şeriat Allah'ın kanunları demektir ve müslümanlar açısından bir "zarar"ı da yoktur; bilakis toplum refahını gözeten bir anlayış olduğu için müslüman olsun olmasın herkesin adil bir anlayışla yaşayabilmesi için en ideal çözümdür. Tabi sen şu anda komşu ülkelerden bazılarında gördüğün şeyleri bazen onların yanlış uygulaması, bazen medyanın yanlış sunması nedeniyle şeriatı "kaka" bir şey zannedebilirsin; halbuki senin benim gibi insanların benim hakkımda tasarrufta bulunması, Allah'ın tasarrufta bulunmasından daha evla değildir. Beni yaratan Allah'ın, herşeyi ilmiyle kuşatmış ve insanları tanıyan Allah'ın belirlediği hayat felsefesi yerine, neden senin benim gibi insanların koyduğu kuralları tercih edeyim? Ki o kural ve kanunlar genellikle onların kendi çıkarları doğrultusunda değiştirilip duruluyor. Sadece iktidara bağlı bir olay da değildir bu. Cumhuriyet tarihinden bu yana halkın refah içinde olduğunu söyleyen olmuş mudur acaba? Herkes sürekli şikayetçi değil mi ekonomiden vs? Bunu sadece "komşu ülkelerde şeriat var onların durumu kötü" önermesine karşılık söylüyorum; yoksa Türkiye şeriat uygularsa daha iyi anlamında da söylemiyorum.

Neden? Çünkü Türkiye asla şeriatı, yani komşu bazı ülkelerdeki gibi yanlış uygulananı değil, Allah'ın gerçek şeriatını kaldıramaz. Çünkü binlerce kişinin bazı çıkarlarına ters düşer. Bunların başında belki de iktidar partisi gelir; yani TÜrkiye'ye şeriat gelse, belki de ilk AKP karşı çıkar; çünkü dediğim gibi çıkarlara ters geliyor. Halk istese bile Türkiye'ye şeriat gelemez, zaten gelmemeli de. Çünkü dediğim gibi yapısı buna müsait değil, müslümanlık sadece kimliklerde yazıyor; herkes dini kullanıyor. Özellikle CHP gibi sol eğilimli ggruplar dini siyasette çok kullanıyorlar. Bu cümle sizi şaşırtabilir ama CHP'nin onlarca yıldır tek gündemi "din", onlar kadar dini siyasi gündem yapan bir başka grup daha yok. Ayrıca konuyla ilgili olarak laik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir grubun ne işi var diye sormuştum ona da bir cevap gelmesini ümit ediyordum.

Hem de öyle bir kurum ki, sadece İslam'a müdahale ediyor, diğer hiçbir dine müdahale etmiyor. Bu da Türkiye'de laikliğin bir yalan olduğu, asıl olayın İslam düşmanlığı olduğunu ıspatlıyor.

Dini simgeler konusuna gelince; o zaman sakal bırakmak tüm ülkede yasaklansın, çünkü peygamber sakal bırakıyordu, yüzük takanlar da okullara giremesin, çünkü peygamber yüzük takıyordu. Ya da ne bileyim, haç takanları neden okullara alıyor devlet, memur da yapıyor, o da dini simge değil mi? (Ki sen kendin de belirtmişsin.) Bunun ölçüsünü kim belirliyor? Sonuçta herşey su-i istimal edilebilir ve "dini simge" denilerek kafasına eseni yasaklayabilirler.. Yeşil İslam'ın simgesidir o yüzden bütün kıyafetlerdeki yeşil renkleri de yasaklamalı devlet..

Laiklik simgelerle ilgilenmez, laiklik, kanunların dine bağlı olmayacağını, herkesin kendi inancında serbest olduğunu söyler. Halbuki devlet müslümanların inancına olabildiğince çok karışıyor ve hatta din odaklı kanunlar/yönetmelikler çıkarıyor. Bu nasıl bir laiklik anlayışı ki dini yasaklar uyguluyor?

Üstelik bu durum sadece laikliğe değil, sosyal hukuk devleti anlayışına da ters. Çünkü sözde dini başka amaçlara alet eden bir kaç kişiyi elimine etmek için milyonlarca müslümana birden ceza kesiliyor. (Referans: Doktor örneği, buna da cevap vermeni isterim.)

Kısacası kardeşim, devlet din işleriyle ilgilenmeyi bırakmalıdır, laikliğin gereği budur.

Dilim dondugunce cevaplayayim arkadasim atladigim birsey olursa simdiden ozur dilerim.

Oncelikle son cümlene katiliyorum. Ama sunu da düsünüyorum. Mesela Diyanet İsleri Baskanligi neden var diye bir soru sormussunuz. Diyanet İsleri Baskanligi zamaninda halki dini acidan somurulmemesi, din konusunda dogru bilgi verilmesi ve illegal olan cemaat topluluklarinin birilerinin arkasindan giderek yanlis seyler yapmasini engellemesi icin var. Ancak dedigin gibi alaninin genisletilmesi gerekiyor. Her dinden insanlarin gorev yaptigi bir kurum olursa daha iyi olur. Sayet zamaninda kiliselerin nasil bir gorev oynayip halki kiskirttigini gorebiliyoruz.

İkincisi olarak müslüman ya da hristiyan olan kisiler devlet kurumlarina girmesin veya calismasin demiyorum. Ancak sembolleri olan seylerin kullanilmamasi gerektigini düsünüyorum. Tabiki her insan calisabilir bu bir ozgurluktur ancak tam anlamiyla insanin gozune sokulacak bir sembole cok hos bakmiyorum acik konusmak gerekirse.

Seriat konusuna gelince tekrar ediyorum suanda seriat hicbir ülkede dogru yasanamaz neden oldugunuda soyleyeyim sana gore dogru olan bana gore yanlis olabilir. Yani danisabilecegimiz kimse yok. Peygamber Efendimiz zamaninda halk Peygamber Efendimize sorarak rahatlikla bilgi alabiliyordu ancak simdi bu olasiligimiz ne yazik ki yok. Zaten suanda müslüman olan bizler bile (Herkesi katmiyorum diger insanlari tenzih ederim) sirf din diyerek kendi cikarlarimiza bazi seyleri gerceklestirmek istiyoruz. Mesela bir cogumuz İslamiyet'teki hosgoruyu kullanmiyoruz kullanmaya calismiyoruz. Birde oz elestiri yapayim buna bende dahilimdir belki. Sebebini de soyleyeyim diger insanlarin hosgorulu davranmamasi ve dini kendi cikarlarina kullanmasindan kaynaklaniyor.

Yani soyle soyleyeyim üstteki paragrafimi arkadasim ben milletin dini kendi cikarlarina cekmesine gorunce acik soylemek gerekirse dinden soguyacak duruma geliyorum. İnsanlara insan olarak bakmayi biraktik. Mesela bir konu aciliyor din kardeslerimize saldirilar diye. Tamam gercekte din kardesiyiz ama diger insanlara din kardesi degiliz diye yapilan saldirilari hosgoruyle karsiliyormusuz gibi bir goruntu ortaya cikiyor ben bundan rahatsizim. Ne yani din kardesin degilse olsun mu?

Su andaki düsüncelerimizi asmis olsak zaten banane yani adam istedigini giysin ister mini giysin ister türbanli. Ama karsilikli olarak türbani savunan arkadaslarinda basini ortmeyen kisilere bakis acisinin degismesi gerekiyor. Bazı durumlarda bu saldiri durumuna kadar geliyor ( yanlis anlasilmasin Kisiliklerine gore saldiri olarak ). Aynı olay dedigim gibi diger taraf icinde gecerli yani kisinin türban takmasiyla asilip kesilmemesi gerekiyor. Hosgoru gostermesi gerekiyor. Ama forumda bilmem farkettin mi ama bir cok konuda sürekli tesettür sürekli tesettüre saldiri varmis gibi bir olay var tamam tesettüre de saldiri var ama ayni yerde bu konuyu acan arkadaslarin bir cogu acik olan insanlarada saldiri yapmaktalar. Onlarinda biraz oz elestiri yapmasi gerekiyor.

Hatta olaya biraz daha genis bakayim artik millet takim tutar gibi parti tutmaya basladi. Yanlıs anlamazsani bir hocamin sozunu yazmak isterim "Hicbir partinin karisi durumuna dusmeyin" Umarim yanlis anlasilmaz yani partilerin hatalarini da gorun anlaminda yaziyorum. Ama burada gordugum bazi arkadaslar tamam bir partiyi destekliyor olabilirler ben desteklemiyorum hicbir partiyi sevmiyorum cunku. Ancak bu partilerlin yanlislarini gormemezlikten gelmemeliler.

Neyse konu sapmasin.

Son olarak birsey soylemek isterim en büyük rahatsizliklarimdan biride bu illegal orgutlenmelerdir. Cemaatlerdir. Bakin iyi ya da kotu demiyorum ama illegal seylere karsiyim. Diyelim ki orgutun basindaki kisi egolari ugruna o kadar müridini halka karsi saldi o zaman durum vahim olacaktir. O nedenle illegal olaylara karsi cikmaktayim.
 

firaxis

Öğrenci
Katılım
15 Temmuz 2009
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Din dersinin zorunlu olmamasi gerektigini yine Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersiyle ilgil baslikta yazmistim. Neden zorunlu olmamasi gerektigide o baslikta mevcut girip okuyabilirsin :)

Yine de ben bakmaya üsenirim diyorsan soyleyeyim. Babasi Türk Annesi Alman olan hristiyan bir arkadasim. Din kültürü dersinde hocanın zoruyla müslümanlıkla ilgili sureler dualer ogrenmek zorunda kalmisti. Hicbirsey zorunlu olmamali. Bu nedenle din kültürü dersi zorunlu olmasun diyenler degil sen sacmaliyorsun.

Ayrica farkettiysen türban takilmasin demiyorum diyorum ki devlet dairelerinde dini simgeler bulunan hicbirsey kullanilmasin. Dini simgeler diyorum dikkatini cekiyorum hertür dine mensup insanlar diyorum.

Ben öğretim hayatım boyunca Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinden sınıfta kalan hiçkimseyi görmedim. En basitinden kendim dahil 2-3 sureden başka sureyi ezberleyememiştim ancak notlarımın ortalama 4-5 olduğunu hatırlarım. Bu dersler sadece sure ezberleme dersi değildi ve her zaman "AHLAK BİLGİSİ EĞİTİMİ" ön planda tutulmuştur. Toplumumuzda artık ahlak bilgisi Amerikan dizilerinden öğrenilir hale geldiği için tabii gerek yok böyle bir derse artık...
 

croft

Doçent
Katılım
4 Mayıs 2009
Mesajlar
520
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
başörtüsüne sadece sembol gözüyle baktığınız sürece bu tartışmalar devam edicek
o sembol değildir allahın kadınlara örütünün emrine sembol olarak bakmayın
örtünmek için kullanılıyo
ünvsitede ben şapka taksam boğazlı kazak giysem sacım dahil boynum falan görünmese derste şapka takmaya kimse bişy demiyo
ama nedense başörtüsü semboldür atın diyosunuz ne farkı varki oda örtüyo oda
ha diyiceksinizki ozaman needen başörütüsü
ozaman bende size sorarım neden bukadar tepki bırakın neyle nasıl istiyolarsa örtünsin herkes
bukadar baskızı olmayın
siz din başkaları sekillerindirince hoşuma gitmiyo diyosunuz ama benim yaşam tarzımı şeklimi değiştirilmeye çalışılıncada ben tepkili oluyorum
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Ben öğretim hayatım boyunca Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinden sınıfta kalan hiçkimseyi görmedim. En basitinden kendim dahil 2-3 sureden başka sureyi ezberleyememiştim ancak notlarımın ortalama 4-5 olduğunu hatırlarım. Bu dersler sadece sure ezberleme dersi değildi ve her zaman "AHLAK BİLGİSİ EĞİTİMİ" ön planda tutulmuştur. Toplumumuzda artık ahlak bilgisi Amerikan dizilerinden öğrenilir hale geldiği için tabii gerek yok böyle bir derse artık...


Arkadasim oncelikle foruma hosgeldin :) BEnim orada soylemek istedigim dersten kalmasi olayi degil. Hocanin yaptigi yanlistir. Din Kültürü deniyor yani İslam dinini enine boyuna inceleme degil dinler konusunda bilgiler verilir ve dedigin gibi Ahlak bilgisi egitimi ile daha cok onem tasir. Ancak hocanin zorlamasi olayi yanlistir. Demek istedigim konu hristiyan bir ogrenciyi zorlayarak bazi seyler yaptirmak yanlistir demek istedigim o yani. Tabiki bu yanlisi tüm Din Kültürü hocalarina mal etmiyorum ama bu zamana kadarki gordugum butun hocalar bu sekildeydi.
 

Pesimistyle!

Müdavim
Katılım
13 Temmuz 2009
Mesajlar
2,115
Reaksiyon puanı
50
Puanları
0
Allah ıslah etsin demekten başka birşey deği türbana uzanan eller kırılsın.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Selamlar.

Firaxis, çok güzel birkaç tespitin olmuş, okurken keyif aldım ve faydalandım, teşekkür ederim.

@Twilight kardeşim, ben de müsade edersen senin mesajına konu başlıkları altında değineyim:

Diyanet İşleri Başkanlığı

Evet, kuruluş amacı olarak "halkın dini açıdan sömürülmemesi" deniliyor; halbuki kim neye inanırsa inansın, devletin görevi sadece su-i istimal edenleri ayıklamaktır. Yani laik bir devletin dini eğitim vermesi, devletin koyduğu dini kurallara uyulmasını istemesi imkansızdır ki zaten bunu da bir tek Türkiye Cumhuriyeti yapıyor. Avrupa ülkelerinde, Amerika'da insanlar başları örtülü olarak her şeyi yapabiliyorlar, o ülkelerde de onlarca cemaat var; ama o devletler tutup da "sizin dininizin kurallarını şöyle değiştirdim" demiyorlar; bunu bir tek Türkiye Cumhuriyeti söylüyor. Bu cemaatlerin aynısı dışarıdakiler; onlarca yıldır neden o Avrupa ülkelerine veya Amerika'ya şeriat gitmedi? Çünkü kimse oralara şeriat götürmeyi düşünmedi şu anda Türkiye'de düşünülmediği gibi. Sadece dinlerini yaşamak istiyorlar hepsi bu. Dediğim gibi, istisnalar olsa, devletin sadece onları ayıklaması gerekir. Sırf bir istisna var diye tüm inançlı insanları cezalandırmak ne laiklikle bağdaşır, ne sosyal hukuk devleti anlayışıyla.

Sonra Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli görevi fetva vermektir. Nasıl olur da laik bir devlet dini fetva verebilir? Nasıl olur da laik bir devlet insanların din kurallarını kendi kafasından belirleyebilir? Bu durum gösteriyor ki Diyanet İşleri Başkanlığı, halkın dinini kontrol etmek ve devletin istediği şekilde yönlendirmek için vardır; içindeki bir kaç iyi niyetli insandan başka tamamen zararlı bir amaçla çalışmakta ve insanları bilgisizliğe sevk etmektedir. Camilerde okunacak hutbeleri bile devlet yazıp göndermektedir. Bu ne laiklikle ne de İslam ile bağdaşır. Başörtüsü konusunda diyanet çıkıp da Allah'ın gerçek emrini açıklayamamaktadır; çünkü diyanet bir devlet organıdır ve devletin dine yön vermeye çalışan kanunları vardır. Bütün bunlar dikkate alındığında, diyanette diğer dinlerden de insanların çalışması şöyle dursun, bu kurumun tamamen kapatılması ve devletin din işlerinden elini çekmesi gerekir.

Ayrıca, halkın içindeki milyonlara güvensizlik duyuyoruz da, nasıl diyanetteki bir kaç kişiye güveneceğiz? Yani halkın dinini ya onlar sömürürse? Ki yapıyor bunu devlet..

İnançlı kişilerin devlette çalışması, okuması vb.

Yukarıda söylediğim gibi, bir müslüman sırf bir kamu kurumunda çalışıyor diye sanki o kamu kurumu kaybedilmiş gibi tepki vermek devletin büyük bir paranoyasıdır, "halkın iradesi" ile yönetilen cumhuriyet olan devletimizin halkından korkması ve halka kötü gözle bakması demektir. Başını örtmek de İslam dininin bir gereğidir; dolayısıyla buna ister sembol diyelim, ister başka bir şey, bunun kime nasıl bir zararı vardır? Elbette bir sembol olacak, çünkü bu Allah'ın emri, yani İslam'ın bir sembolu olması gayet normal. Kaldı ki devlet yukarıda belirttiğim gibi, bu düşmanca politikayı sadece İslam'a karşı uyguluyor. Başka hiçbir dinin sembolü yasak değil okul ve kamur kurumlarında. Başka hiçbir dinin ibadethanelerine müdahale etmiyor devlet; hatta misyonerlik yapanlara bile. Hatta kılık kıyafet yönetmeliğine göre mini etek giymek de uygun değil ama mini etekli bayanlar okullarda da kamu kurumlarında da rahatlıkla çalışabiliyorlar. Sanırım bu durum amirlerinin de hoşuna gidiyor olmalı ki hiç uyarı almıyor bu bayanlar veya hiç gündem olmuyor. Dikkat edersen kendi fikrimi bile söylemiyorum; yine devletin koymuş olduğu kılık kıyafet kurallarını baz alıyorum adaletsizliği göstermek için.

Laiklik eğer herkes din konusunda kendi vicdanına bırakılmıştır diyorsa, başkasına zarar vermediği müddetçe herkes kendi dini uygulamalarını istediği gibi yapmakta özgürdür; devletin nasıl dua edileceğini, nasıl giyinileceğini, nasıl namaz kılınacağını söylemesi oldukça yanlıştır. Ne anayasamızdaki vatandaşlık haklarında, ne de ülkemizin kabul ettiği insan hakları evrensel bildirgesinde insanların sırf kıyafetinden dolayı eğitim ve çalışma hakkının elinden alınması yazılıdır. Dolayısıyla devletin tecavüz etmiş olduğu bu hakları hemen iade etmesi gerekmektedir.

Şeriat

Çok güzel bir noktaya değinmişsin, peygamber döneminde yönetici olarak peygamber vardı, şimdi ise yok. Peki peygamberle birlikte İslam ölüp gitti mi? Halbuki Allah kitabın koruyucusu olduğunu ve yeryüzünü hüccetsiz bırakmadığını söylüyor; peygamber de vefat edeceği zaman insanlara hutbeler okuyor ve "benden sonra kur'an ve ehl-i beytime sarılın, böylece asla delalete düşmezsiniz" diyor. Demek ki peygamber (aasm) ahirete irtihal ederken, kendisi gittikten sonra ne yapmamız gerektiğini, peygamberin yerine kime soru sormamız gerektiğini zaten açıklamış bize. Halbuki bizler Kur'ana gereken önemi veriyor ve peygamberin kendisinden sonra lider olarak tayin ettiği bu ehl-i beyti tanıyor muyuz? Peygamberin yokluğundan istifade etmek isteyenler, tabi ki peygamber öldü deyip İslam'ın hükümlerini birer birer kaldırmaya kalkışıyorlar ve ehl-i beyti de unutturuyorlar; böylece herkes işte bu kanıya varıyor; "artık peygamber yok ne yapalım, biz de kafan uydururuz hükümleri". İşte olay bu noktaya vardığı için şu anda şeriat öcü gibi görülüyor. Aslında böyle bile olsa, devletin şeri hüküm vermesi ne kadar doğru olabilir? Yani sırf peygamber yok diye devletin peygamberliğe soyunup fetvalar vermesi ne kadar doğru bir uygulamadır? Yani hem şeriat olmamalı diyorsun, hem de devlet şeriat hükümleri vermeli diyorsun. :)

Din kardeşliği

Evet, dindaş olmadığımız kimselere karşı da hoşgörülü ve adil olmalıyız. (Tabi hoşgörü demek ne yaparlarsa yapsınlar görmezden gelmek demek değildir.) ancak zaten onların buna ihtiyacı yok ki? Ülkemizde azınlık gibi görülen ve sürekli baskı altında tutulmaya çalışılanlar müslümanlardır diğer dinlerin mensupları değil ki? Kimse haç takanlara "hoop okula giremezsin" demiyor, "burada çalışamazsın dışarı" demiyor ki. Hiçbir papaz veya hahama devlet "bugünkü ayini böyle yöneteceksin, şu duayı okuyacaksın" demiyor ki? Bu konu oldukça uzar gider ama yeterli olduğunu düşünüyorum.

Karşılıklı bakış açısı

Dediğim gibi kardeşim, müslümanlar nasıl kimseye karışmıyor ve inanmayanları inanmaya zorlamıyorsa, onların da müslümanları bırakıp, hoşgörülü olmaları gerekir. Tek tük istisnalar elbette olabilir, dediğim gibi, sırf bir istisna var diye devletin tüm müslümanları yakması değil, o istisnaları ayıklaması gerekir. Ki zamanında sözde dini bazı örgütleri devlet oluşturdu ve besledi (Türkiye'deki Hizbullah gibi. Bu konuda bire bir yaşayan bazı kişilerden dinledim, Hizbullah Türkiye'de devlet kurumlarında hep torpilli işlem görmüş.) Ki zaten başını örtmeyen kişilere karşı devletin herhangi bir yaptırımı da yok, vatandaşın da herhangi bir yaptırımı yok, olamaz da.

Tesettüre saldırı var diyen arkadaşların sırf böyle söylemeleri başı açık olan vatandaşlarımıza, kardeşlerimize nasıl bir "saldırı" olabilir ki? Tesettür konusunda insanlar kendilerine yapılan haksızlıkla mücadele ediyor diye onların başı açıklara saldırdığını nasıl söyleyebiliriz? Tabi ki haklarını arayacaklar, devletin adaletsizliğine karşı duracaklar.

Diğer konular

Parti olayının konumuzla zaten hiç ilgisi yok; çünkü burada tamamen bir din ve o dine inanan kimselerden bahsediyoruz. Siyaset ve partiler şu anda bizim için konu dışı. :) Aynı şekilde illegal örgütlenmelerin de şu anki konumuzla bir ilgisi yok. Devlet eğer kesin delillere ulaşırsa bir örgütlenme hakkında, buna el atar; ancak sırf zamanında bir örgüt çıkmış diye (onu da devlet çıkarmış zaten) tutup tüm örgütlenmelere kötü gözle bakmak ve hepsini birden durduk yerde cezalandırmak da adaletli değildir.

Bir de "iyi ya da kötü demiyorum, illegal şeylere karşıyım" demişsin; unutmayalım ki bu cumhuriyetin kurulması da illegaldi. :) Sonuçta Atatürk bir örgüt kurdu ve o zamanın şartlarına göre bu "illegal" bir örgüttü, hatta devlet Atatürk hakkında takibat yaptı tutuklanması için. Dolayısıyla her zaman legal olan iyidir, illegal olan kötüdür diye düşünmek doğru bir mantık değildir. Üstelik böyle düşüneceksek, o halde şu anda hiçbir kanundan ve ülkenin mevcut durumundan da şikayet etmememiz gerekir.

Hayırlı akşamlar diliyorum herkese.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
Selamlar.

Firaxis, çok güzel birkaç tespitin olmuş, okurken keyif aldım ve faydalandım, teşekkür ederim.

@Twilight kardeşim, ben de müsade edersen senin mesajına konu başlıkları altında değineyim:

Diyanet İşleri Başkanlığı

Evet, kuruluş amacı olarak "halkın dini açıdan sömürülmemesi" deniliyor; halbuki kim neye inanırsa inansın, devletin görevi sadece su-i istimal edenleri ayıklamaktır. Yani laik bir devletin dini eğitim vermesi, devletin koyduğu dini kurallara uyulmasını istemesi imkansızdır ki zaten bunu da bir tek Türkiye Cumhuriyeti yapıyor. Avrupa ülkelerinde, Amerika'da insanlar başları örtülü olarak her şeyi yapabiliyorlar, o ülkelerde de onlarca cemaat var; ama o devletler tutup da "sizin dininizin kurallarını şöyle değiştirdim" demiyorlar; bunu bir tek Türkiye Cumhuriyeti söylüyor. Bu cemaatlerin aynısı dışarıdakiler; onlarca yıldır neden o Avrupa ülkelerine veya Amerika'ya şeriat gitmedi? Çünkü kimse oralara şeriat götürmeyi düşünmedi şu anda Türkiye'de düşünülmediği gibi. Sadece dinlerini yaşamak istiyorlar hepsi bu. Dediğim gibi, istisnalar olsa, devletin sadece onları ayıklaması gerekir. Sırf bir istisna var diye tüm inançlı insanları cezalandırmak ne laiklikle bağdaşır, ne sosyal hukuk devleti anlayışıyla.

Sonra Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli görevi fetva vermektir. Nasıl olur da laik bir devlet dini fetva verebilir? Nasıl olur da laik bir devlet insanların din kurallarını kendi kafasından belirleyebilir? Bu durum gösteriyor ki Diyanet İşleri Başkanlığı, halkın dinini kontrol etmek ve devletin istediği şekilde yönlendirmek için vardır; içindeki bir kaç iyi niyetli insandan başka tamamen zararlı bir amaçla çalışmakta ve insanları bilgisizliğe sevk etmektedir. Camilerde okunacak hutbeleri bile devlet yazıp göndermektedir. Bu ne laiklikle ne de İslam ile bağdaşır. Başörtüsü konusunda diyanet çıkıp da Allah'ın gerçek emrini açıklayamamaktadır; çünkü diyanet bir devlet organıdır ve devletin dine yön vermeye çalışan kanunları vardır. Bütün bunlar dikkate alındığında, diyanette diğer dinlerden de insanların çalışması şöyle dursun, bu kurumun tamamen kapatılması ve devletin din işlerinden elini çekmesi gerekir.

Ayrıca, halkın içindeki milyonlara güvensizlik duyuyoruz da, nasıl diyanetteki bir kaç kişiye güveneceğiz? Yani halkın dinini ya onlar sömürürse? Ki yapıyor bunu devlet..

İnançlı kişilerin devlette çalışması, okuması vb.

Yukarıda söylediğim gibi, bir müslüman sırf bir kamu kurumunda çalışıyor diye sanki o kamu kurumu kaybedilmiş gibi tepki vermek devletin büyük bir paranoyasıdır, "halkın iradesi" ile yönetilen cumhuriyet olan devletimizin halkından korkması ve halka kötü gözle bakması demektir. Başını örtmek de İslam dininin bir gereğidir; dolayısıyla buna ister sembol diyelim, ister başka bir şey, bunun kime nasıl bir zararı vardır? Elbette bir sembol olacak, çünkü bu Allah'ın emri, yani İslam'ın bir sembolu olması gayet normal. Kaldı ki devlet yukarıda belirttiğim gibi, bu düşmanca politikayı sadece İslam'a karşı uyguluyor. Başka hiçbir dinin sembolü yasak değil okul ve kamur kurumlarında. Başka hiçbir dinin ibadethanelerine müdahale etmiyor devlet; hatta misyonerlik yapanlara bile. Hatta kılık kıyafet yönetmeliğine göre mini etek giymek de uygun değil ama mini etekli bayanlar okullarda da kamu kurumlarında da rahatlıkla çalışabiliyorlar. Sanırım bu durum amirlerinin de hoşuna gidiyor olmalı ki hiç uyarı almıyor bu bayanlar veya hiç gündem olmuyor. Dikkat edersen kendi fikrimi bile söylemiyorum; yine devletin koymuş olduğu kılık kıyafet kurallarını baz alıyorum adaletsizliği göstermek için.

Laiklik eğer herkes din konusunda kendi vicdanına bırakılmıştır diyorsa, başkasına zarar vermediği müddetçe herkes kendi dini uygulamalarını istediği gibi yapmakta özgürdür; devletin nasıl dua edileceğini, nasıl giyinileceğini, nasıl namaz kılınacağını söylemesi oldukça yanlıştır. Ne anayasamızdaki vatandaşlık haklarında, ne de ülkemizin kabul ettiği insan hakları evrensel bildirgesinde insanların sırf kıyafetinden dolayı eğitim ve çalışma hakkının elinden alınması yazılıdır. Dolayısıyla devletin tecavüz etmiş olduğu bu hakları hemen iade etmesi gerekmektedir.

Şeriat

Çok güzel bir noktaya değinmişsin, peygamber döneminde yönetici olarak peygamber vardı, şimdi ise yok. Peki peygamberle birlikte İslam ölüp gitti mi? Halbuki Allah kitabın koruyucusu olduğunu ve yeryüzünü hüccetsiz bırakmadığını söylüyor; peygamber de vefat edeceği zaman insanlara hutbeler okuyor ve "benden sonra kur'an ve ehl-i beytime sarılın, böylece asla delalete düşmezsiniz" diyor. Demek ki peygamber (aasm) ahirete irtihal ederken, kendisi gittikten sonra ne yapmamız gerektiğini, peygamberin yerine kime soru sormamız gerektiğini zaten açıklamış bize. Halbuki bizler Kur'ana gereken önemi veriyor ve peygamberin kendisinden sonra lider olarak tayin ettiği bu ehl-i beyti tanıyor muyuz? Peygamberin yokluğundan istifade etmek isteyenler, tabi ki peygamber öldü deyip İslam'ın hükümlerini birer birer kaldırmaya kalkışıyorlar ve ehl-i beyti de unutturuyorlar; böylece herkes işte bu kanıya varıyor; "artık peygamber yok ne yapalım, biz de kafan uydururuz hükümleri". İşte olay bu noktaya vardığı için şu anda şeriat öcü gibi görülüyor. Aslında böyle bile olsa, devletin şeri hüküm vermesi ne kadar doğru olabilir? Yani sırf peygamber yok diye devletin peygamberliğe soyunup fetvalar vermesi ne kadar doğru bir uygulamadır? Yani hem şeriat olmamalı diyorsun, hem de devlet şeriat hükümleri vermeli diyorsun. :)

Din kardeşliği

Evet, dindaş olmadığımız kimselere karşı da hoşgörülü ve adil olmalıyız. (Tabi hoşgörü demek ne yaparlarsa yapsınlar görmezden gelmek demek değildir.) ancak zaten onların buna ihtiyacı yok ki? Ülkemizde azınlık gibi görülen ve sürekli baskı altında tutulmaya çalışılanlar müslümanlardır diğer dinlerin mensupları değil ki? Kimse haç takanlara "hoop okula giremezsin" demiyor, "burada çalışamazsın dışarı" demiyor ki. Hiçbir papaz veya hahama devlet "bugünkü ayini böyle yöneteceksin, şu duayı okuyacaksın" demiyor ki? Bu konu oldukça uzar gider ama yeterli olduğunu düşünüyorum.

Karşılıklı bakış açısı

Dediğim gibi kardeşim, müslümanlar nasıl kimseye karışmıyor ve inanmayanları inanmaya zorlamıyorsa, onların da müslümanları bırakıp, hoşgörülü olmaları gerekir. Tek tük istisnalar elbette olabilir, dediğim gibi, sırf bir istisna var diye devletin tüm müslümanları yakması değil, o istisnaları ayıklaması gerekir. Ki zamanında sözde dini bazı örgütleri devlet oluşturdu ve besledi (Türkiye'deki Hizbullah gibi. Bu konuda bire bir yaşayan bazı kişilerden dinledim, Hizbullah Türkiye'de devlet kurumlarında hep torpilli işlem görmüş.) Ki zaten başını örtmeyen kişilere karşı devletin herhangi bir yaptırımı da yok, vatandaşın da herhangi bir yaptırımı yok, olamaz da.

Tesettüre saldırı var diyen arkadaşların sırf böyle söylemeleri başı açık olan vatandaşlarımıza, kardeşlerimize nasıl bir "saldırı" olabilir ki? Tesettür konusunda insanlar kendilerine yapılan haksızlıkla mücadele ediyor diye onların başı açıklara saldırdığını nasıl söyleyebiliriz? Tabi ki haklarını arayacaklar, devletin adaletsizliğine karşı duracaklar.

Diğer konular

Parti olayının konumuzla zaten hiç ilgisi yok; çünkü burada tamamen bir din ve o dine inanan kimselerden bahsediyoruz. Siyaset ve partiler şu anda bizim için konu dışı. :) Aynı şekilde illegal örgütlenmelerin de şu anki konumuzla bir ilgisi yok. Devlet eğer kesin delillere ulaşırsa bir örgütlenme hakkında, buna el atar; ancak sırf zamanında bir örgüt çıkmış diye (onu da devlet çıkarmış zaten) tutup tüm örgütlenmelere kötü gözle bakmak ve hepsini birden durduk yerde cezalandırmak da adaletli değildir.

Bir de "iyi ya da kötü demiyorum, illegal şeylere karşıyım" demişsin; unutmayalım ki bu cumhuriyetin kurulması da illegaldi. :) Sonuçta Atatürk bir örgüt kurdu ve o zamanın şartlarına göre bu "illegal" bir örgüttü, hatta devlet Atatürk hakkında takibat yaptı tutuklanması için. Dolayısıyla her zaman legal olan iyidir, illegal olan kötüdür diye düşünmek doğru bir mantık değildir. Üstelik böyle düşüneceksek, o halde şu anda hiçbir kanundan ve ülkenin mevcut durumundan da şikayet etmememiz gerekir.

Hayırlı akşamlar diliyorum herkese.

Mesajini tek tek okudum arkadasim bana gore olmasi gerekenleri yazayim.

Kardesim Diyanet isleri baskanliginin tam olarak gorevini yaptigini iddia edemem cünkü bana gore de yapmiyorlar. Bircok yerde devlet denetimsizligine rastlamak mümkün. Ama mesela kılık kıyafete gore mini etek ile gelmeleri yasak demissin. Ben hicbirsekilde okulda mini etek giyen ogretmen gormedim. Okulda oldugum icin soyluyorum yani en yakinimda ve gormedim.

Ayrica devletin bazi seylere karismasi taraftariyim ama kendine gore cekerek degil. Dogru bilgiler vererek. Mesela simdiki hükümet kacak Kur'an kurslarina verilen cezayi hafifletti. Yani sonuc itibariyle ben hocalar kadar bilgili bir insan degilim ancak suan ben bile kacak olarak Kur'an kursu acip milletin beynini yikayabilirim bunlari kontrol etmeleri gerekir. Ama ne yazik ki yapamamaktalar.

Basimizdaki insanlarin kendileri zaten dini oyuncak gibi kullanan insanlar o nedenle buna sasmamak gerekiyor yani.

Din kardesligi kismina soylemek istediklerim yanlis anlasilmis. Din kardeslerimiz denilerek din üzerinden bakiliyor olaylara onu demek istiyorum. Senin cevreni bilemeyecegim ancak benim cevremdeki ve gordugum kisilerdeki olay su (Türk mü ölenler Türk müslüman mı degil o zaman bosver her Türk müslüman olmalı) yani diyorumki birinin müslümanlıgına bakarak is yapilmaz. Yaradilani sev yaradandan oturu lafina uyalim diyorum yani. (Zaten uyuluyor tarzinda bir cevaba cok gülerim :) Buna uymayan yüzlerce kisi taniyorum)


Karsilikli bakis acisi kisminda birsey dikkatimi cekti basini ortmeyen kisiler hakkinda devletin bir yaptirimi yok. Vatandasinda herhangi bir yaptirimi yok olamazda demissin arkadasim. Buna inanabiliyorsan ne mutlu sana. Cunku yine cevremde gordugum kisilerden gorulene gore basi aciga ne gozle bakiliyor yazmak istemiyorum ama sen anlamissindir.

Kimse hac takanlara hoop giremezsin demiyor demissin üniversiteyi bilemeyecegim ama sunu soyleyebilirim ki liselerde kesinlikle boyle bir olay yasanmaz. Cunku liselerde kolyeler bile yasaktir ve benim gordugum bircok okulda uygulaniyor bu dedigin gibi istisnalar haric.

Son olarak soyledigim gibi beynimi kullanmayi seven biriyim ne bir seyhin arkasindan giderim. Ne de bana birsey soyleyen kisiye direk inanirim. Ama sunu soyleyeyim bir konuda merak ettigim birsey olursada seyh yerine Diyanet isleri baskanligini tercih ederim. Seyhler kitleleri (mürid kitlelerini) keyfi cikarlarda da kullanabilecek kisilerdir. Bu nedenle suna inanirim bir hacidan bir hocadan korkacaksin. Neden diyenler olursa ikiside halkin encok güvendigi kisilerdendir. Dini kullanarak üzerine bir salarlarsa yandin bittin demektir.

Son olarak soylemek istedigim birsey var ne yazikki müslümanlar olarak bizde gerekli saygiyi gosteremiyoruz bir ornek vereyim diyecem ama yine istisna diyebilirsin tabiki.

En son Alperenler konser basmisti ickili diye. Sen bu konuda da kesinlikle istisna dersen arkadasim bende sana mini giyen hocalara karisilmamasi da istisna diger olaylarda istisna diyecem :D Tamam bazi seyler istisna olabilir onlar yüzünen tüm toplum suclanmamali ama 2-3 olay yüzünden sen tüm olaylarda oluyor tarzina bahsediyorsun :) Onlarda istisna olabilir onlar ayiklanmali ve sirf onlar yüzünen digerleri suclanmamalidir.
 

beyazad

Müdavim
Katılım
6 Temmuz 2008
Mesajlar
1,115
Reaksiyon puanı
22
Puanları
0
Milleti AYŞEARMANİA yapmaya çalışıyor bu ....tak
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
@Twilight kardeşim, müsade edersen bir kaç cümleyle kendi adıma fikir verişini noktalamak istiyorum; bundan sonra yazacaklarından fikir alır faydalanırsak ne ala, severek okuruz.

Okulda hiç görmedim mini etekli demişsin; ben gördüm. Devlet kurumunda da gördüm. Zaten mesele mini etek de değil, bayanlar için bazı şartlar var sadece mini olmaktan başka; o şartların gözetildiğini hiç görmedim.

Devletin dini olmaz diyorsun, ama dini denetlemeli diyorsun. Nasıl olacak bu iş? Devlet bilmediği şeyi nasıl denetleyecek? Dini olmayan devlet nasıl din fetvası veriyor? Büyük bir çelişki.. Devletin dini olmadığı için dini kurallar devlet denetime de tabi olamaz. Devlet sadece fiilen zarar veren ve zarar vermeyi planlayanlara engel olabilir; bunun dışında hiç kimseye müdahale edemez. Yok eğer devlet bunun için din adamı görevlendirmeli dersen, laiklik ile çelişir (ki şu anda Diyanet böyle bir şeydir). O zaman da zaten devletteki din görevlisini kim denetleyecek? Devletin dini dayatma yapmasına kim engel olacak?

Liselerde kolyelerin yasaklığının dinden dolayı olmadığını biliyorsun, onu da anti parantez belirtelim, o nedenle bizim için konu dışı. (Zaten o yüzden üniversitelerde yasak değildir. Dini bir olay olsaydı sadece liselerde değil tüm okullarda yasak olurdu.) Zaten miyoner okullarına değinmiyorum bile, onlara her türlü serbestlik var çünkü.

Diyanet işleri başkanlığına bu kadar güvenirsen de hata edersin derim. Çünkü diyanet işleri başkanlığı devletin bir parçasıdır, dolayısıyla devletin görüşünü sunar, Allah'ın istediğini değil. Kısacası diyanetin amiri Allah değil devlettir.

Alperenler sanırım ülkücü bir grup, yani içinde ırkçılık var. Onlar İslam'ın ölçütü değiller; üstelik böyle bir baskın yapılmışsa mutlaka cezalandırılmaları gerekir. O nedenle bunlarla mini etekli görevlileri kıyaslaman çok yanlış. Çünkü başıörtülü olanların okullara girememesi "istisna" değildir; doğrudan doğruya herkese uygulanan bir yaptırımdır. Hani desen ki başıörtülü bir kaç kişi yaşamış bu sorunu, bu istisnadır, o zaman kıyaslama doğru olurdu. Halbuki "2-3" olay değildir bu, milyonlarca vatandaşın eğitim, çalışma vb haklarının elinden alınmasıdır.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
@Twilight kardeşim, müsade edersen bir kaç cümleyle kendi adıma fikir verişini noktalamak istiyorum; bundan sonra yazacaklarından fikir alır faydalanırsak ne ala, severek okuruz.

Okulda hiç görmedim mini etekli demişsin; ben gördüm. Devlet kurumunda da gördüm. Zaten mesele mini etek de değil, bayanlar için bazı şartlar var sadece mini olmaktan başka; o şartların gözetildiğini hiç görmedim.

Devletin dini olmaz diyorsun, ama dini denetlemeli diyorsun. Nasıl olacak bu iş? Devlet bilmediği şeyi nasıl denetleyecek? Dini olmayan devlet nasıl din fetvası veriyor? Büyük bir çelişki.. Devletin dini olmadığı için dini kurallar devlet denetime de tabi olamaz. Devlet sadece fiilen zarar veren ve zarar vermeyi planlayanlara engel olabilir; bunun dışında hiç kimseye müdahale edemez. Yok eğer devlet bunun için din adamı görevlendirmeli dersen, laiklik ile çelişir (ki şu anda Diyanet böyle bir şeydir). O zaman da zaten devletteki din görevlisini kim denetleyecek? Devletin dini dayatma yapmasına kim engel olacak?

Liselerde kolyelerin yasaklığının dinden dolayı olmadığını biliyorsun, onu da anti parantez belirtelim, o nedenle bizim için konu dışı. (Zaten o yüzden üniversitelerde yasak değildir. Dini bir olay olsaydı sadece liselerde değil tüm okullarda yasak olurdu.) Zaten miyoner okullarına değinmiyorum bile, onlara her türlü serbestlik var çünkü.

Diyanet işleri başkanlığına bu kadar güvenirsen de hata edersin derim. Çünkü diyanet işleri başkanlığı devletin bir parçasıdır, dolayısıyla devletin görüşünü sunar, Allah'ın istediğini değil. Kısacası diyanetin amiri Allah değil devlettir.

Alperenler sanırım ülkücü bir grup, yani içinde ırkçılık var. Onlar İslam'ın ölçütü değiller; üstelik böyle bir baskın yapılmışsa mutlaka cezalandırılmaları gerekir. O nedenle bunlarla mini etekli görevlileri kıyaslaman çok yanlış. Çünkü başıörtülü olanların okullara girememesi "istisna" değildir; doğrudan doğruya herkese uygulanan bir yaptırımdır. Hani desen ki başıörtülü bir kaç kişi yaşamış bu sorunu, bu istisnadır, o zaman kıyaslama doğru olurdu. Halbuki "2-3" olay değildir bu, milyonlarca vatandaşın eğitim, çalışma vb haklarının elinden alınmasıdır.

Dostum peki Diyanete güvenmeyelim ne yapalim birseyhin pesine mi sarilalim? O mu dogru? O daha da yanlis cüppeli ahmet hoca gibi birinin pesine sarilmakla ayse armanin pesinden gitmek arasinda bir fark goremiyorum ikiside yanlis yola gidiyor cünkü :)

Ayrica

@atmaca53 bence yaptigin yanlis. Tamam kadini sevmeyebilirsin ama burada müslümanligida katarak bir olay yapmaya calisiyorsun. Ayse arman düzgün biri degil ancak senin yaptiginda dogru degil. Bu sekilde seyler yapmak serbest ise bende sevmedigim kisiler hakkinda konu acmak isterim acikcasi. Mesela parti liderleri hakkinda bunu sevmeyen milyonlarca gercek müslüman ve koyun olmayan halk tarzinda. Benim yapacagim ne kadar hos olmazsa senin yaptiginda hos degil. Tamam bir cemiyete mensup olabilirsin. Bir parti yandasi olabilirsin ama bu sekilde kisiyi müslüman veya degil seklinde siralamak ne senin ne benim haddime.
 

goki

Asistan
Katılım
15 Eylül 2007
Mesajlar
235
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
biri şu Ayşe Arman a mini etek giyemezsin dese veya mini etek giyindi diye dalga geçse hemen savunmaya geçerler başlarlar demokrasi insan hakları giyinme özgürlüğü felan diye zıravalayıp dururlar ama aynısını onlar başkalarına yapıyorlar ve kimse onlara ne insan haklarından ne giyinme özgürlüğünden nede demokrasiden bahsetmiyor bu gibi zihinsel problemi olan insnların medeniyetten anladıkları açıllıp saçılmak işte olayı bu kadar basite indirgiyolar önyargılılar.

ayrıca Ayşe Arman ın şu haşema denemesini bir alman kadın gazeteci yapmıştı belliki ondan görmüş hemen kopyasını yapayım demiş bu kadar basit bir insan işte bu Ayşe Arman denilen kadın bence entellektüel görünmeye çalışan cahilin teki kendisi.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
@Twilight kardeşim, diyanete güvenme demiş olmam, "cüppeli hocaya güvenmeliyiz" demek değildir. :)
 

-Hewal-

Müdavim
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Hadis: “Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar.” (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.)

birincisi örtü boyun arkasından bağlanmamalı ve omuzlara bırakılmalı,boynun ve kafanın şekli belli edilmemeli

saçlar üstten değil alttan bağlanmalı,kafanın arkası kabartılmamalı,hatta saçlar örülerek dış kıyafetin içine sarkıtılmalı.

eşarp yerine şal ve kullanabiliyorsa büyük örtü,çarşaf gibi daha sadeleri tercih edilmeli.

21 . yy insanlar özgürlük diye müslümanların yaşam tarzına hakarette bulunuyorlar ve bunu yapan kafirlerler değil kendi topraklarımızda yaşayan kafirlere kul köle olmuş batı destekli ,başta ingiliz ve amerikan köpekleri dir.
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
@Twilight kardeşim, diyanete güvenme demiş olmam, "cüppeli hocaya güvenmeliyiz" demek değildir. :)

Dostum o nedenle bende kendi okuduklarima güveniyorum :). O nedenle tarikata karsiyimdir zaten. Tarikat seyhi olupta sapıtan biri el bombasindan daha tehlikelidir cunku. sonucta insanogluyuz ve nefsimize yenilebiliyoruz. O nedenle kendim haricinde hickimseye güvenmem.
 

seciL

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,117
Reaksiyon puanı
102
Puanları
48
Bence ortaya koymaya çalıştığı şey türbanın iyiliği kötülüğü değil, meşhur mahalle baskısı olayı.:closedeyes:
 

bodof

Asistan
Katılım
2 Haziran 2009
Mesajlar
141
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Öncelikle özür diliyorum, işlerim nedeniyle 2-3 gün vaktim olmadı foruma bakacak ancak yeni gelebildim :)

@Elmacik;
Elmacik arkadaşım bana yazdığın cevabı gördüm ve sana şöyle söylemek isterim;

""Evet bunlar bir yargı ama tecrübe sonucu edinilmiş yargılar" diyorsun; halbuki daha önceki mesajında empati yapmadığını, sadece kendi hislerini yazdığını söylemiştin. Bunlar çelişik ifadeler. Çünkü sadece kendi hislerini aktarmak isteyen birisi, başkaları açısından "yargı"lara varamaz."
Şimdi dostum empati yapmadığını söylemiştim ve zaten yazar kişi empati yapmıyorda.(TDK-empati = Kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilmesi becerisi. ) Empati demek iki kişi için konuşursak bir kişinin karşısındaki kişinin yerine koyabilmesi ve duygularını, isteklerini paylaşabilmesidir. Benim demek istediğimde bu zaten yazar kişi empati yapmıyor. Empati yapmadan sadece çevre koşullarını araştırmak adına "mahalle baskısı"nı araştırmak adına araştırma yapıyor. Burada bir çelişki olduğunu şimdi sende farketmişsindir. Nedenini bilemeyeceğim ama belki de birçok kişi gibi empati terimini yanlış biliyordun..

"Eğer yargıya varmak istiyorsa, yukarıda söylediğim gibi, bunları bir kaç saat kıyafet değiştirerek yapamayacağı gibi, gerçekten başörtüsünün gereklerine yerine getirerek empati yapabilmeli ve baskı yok diyebilmek için de asıl baskının olduğu söylenen yerlere gidip baskının olduğu söylenen işleri yapmalıdır."
Şunu bir yazayım gerekecek. ( TDK-yargı = ...2.İnsanın kesin bilgi edinme olanağı bulunmayan bir durumda davranışını üzerine dayandırdığı bir kanı. ) Bu bilgiyle birlikte yazarın yargısına vardığı unsurların çevre koşulları olmasından dolayı yargılama yapabilmek için herhangi bir empati yapmaya gerek olmadığını sende farketmişsindir umarım :) Başı örtülü giyim tarzını benimsemiş insanların "sadece kıyafeti yüzünden" yaşadığı zorluklar hakkında yargıya varabilmek için felsefesini anlamasına gerek yoktur.

"...bunun felsefesini hissederek yaşamakla, bir kaç saat sırf ne hissedeceğim diye düşünerek bunu giyinmek çok çok farklı şeylerdir."
Doğru demişsin tabii ki ikisi apayrı olay 2 saat giymeyle hayatı boyunca giyen kişinin ne hissettiğini anlayamaz bir kişi ancak tekrar yazıyorum buradaki amaç başı örtülü olduğunda yaşadığı içsel, hıssi duygu karmaşaları değil aksine dışarıdan görülen tepki ve yaşadığı fiziksel zorluklar..(terleme vs..)

"Aynı şekilde daha önceki mesajında bunun sadece onun kişisel hissiyatı olduğunu dile getirmişken şimdi bir "araştırma" olduğunu söylemişsin; bu ikisi birbirinden oldukça farklı. Çünkü ben bunun bir araştırma, analiz gibi yazıldığını söyleyince sen itiraz etmiştin; şimdi ise kendin söylüyorsun aynı şeyi."

Şimdi araştırma(TDK-araştırma = 1. Araştırmak işi, araştırı, taharri.) ile kişisel hıssiyat tabii ki farklı ancak bir olayı araştırdıktan sonra bir insanın o olay hakkında hıssiyatı olur kanımca eğer olmasaydı zaten araştırma başarısız olurdu :) Yazar kişi, iki ayrı giyim tarzının çevre tarafından gördüğü baskıyı/tepkiyi araştırmış ve bazı fiziksel zorluklarıda(hıssiyatlarınıda(terlemeye hissederiz misal)) dile getirmiş. Bu 2si tabii ki farklı ancak ben zaten ikisininde aynı olduğunu savunmuyorum.

"Çünkü bunu hissetmesinin tek sebebi "bakılan" yerlerini örtmüş olması-ki o da bacaktır. (İnsanlar saçlara hiç mi bakmaz diyerek tartışmayı anlamsızlaştırılmamalıdır, çünkü yan fikirleri değil, ana fikri tartışıyoruz.)"
"Bakılan yerleri" olarak sadece bacaktır demek sencede biraz saçma olmamış mı? Bu kişi kışındamı bacakları açık dolaşıyordu da "herkes bana bakardı" gibi genellemeyi yapıyor. Aksi takdirde "yazları herkes bana bakardı" demesi gerekmez miydi? Belkide saçları sarı olduğu için dikkat çektiğinden insanlar ona bakıyorlardı bunu bilemezsin ki ama sen bunu direkt olarak "bacak" a odaklıyorsun. Cidden bir insanın dikkat çekmesini sadece bacağa odaklamak sana doğru geliyorsa bilmiyorum bence normal olan bu değil.

"ancak biliyorsun ki yolda erkekler bayanların saçlarına değil bacaklarına bakıyorlar. Ve sözümü yineliyorum; sadece kıyafet değiştirmekle hayat enerjisinin tükendi zannetmek, hayatı vücuttan ibaret görmektir."
Tabii ki yolda erkeklerin bacaklarına bakıyor olması ayrı bir konu ancak senin şu "
sadece kıyafet değiştirmekle hayat enerjisinin tükendi zannetmek, hayatı vücuttan ibaret görmektir." biraz karşıyım, biraz saçma, mantıksız geliyor bana. Şöyle ki "kıyafetini değişenin hayat enerjisinin tükendiğini" söyleyene hayat vücuttan ibaretse, "spor yapıp eve geldiğinde hayat enerjisinin tükendiğini" söyleyen için hayat spordan mı ibarettir?

"Kendisi zaten "eskiden bana bakıyorlardı, şimdi bakmıyorlar ... hayat enerjim bitmiş gibi hissediyorum" demiş. Yani bütün olayın " açık yerlerine bakılmak" olduğunu kendisi söylemiş zaten."
Dikkat et, bütün olayın "açık yerlerine bakılmak" olduğunu söylemiyor bunu o cümleden çıkartan sensin. Halbuki o diyor ki "bana bakıyorlardı, şimdi bakmıyorlar" bende ilk okuduğumda ve hala tekrar okuduğumda çıkarttığım, gözlerin üstünde olması yani dikkat çekmek yani eskiden insanlar beni farkederlerdi artık farketmiyorlar demek istiyor. Gerçi sen oraya çekiyorsun cümleyi ben buraya..Keşke daha kesin bir cümle kursaymışta ne sen çekebilseymişsin ne ben :)

"..Başörtüsü, şöyle veya böyle, ilgili veya ilgisiz olarak Türkiye'nin gündemine yerleşiyor ve yıllardır bu konuda vatandaşa haksızlık edilerek sırf kıyafetinden dolayı insan hakları ve anayasada belirtilmiş olan vatandaşlık haklarından insanlar mahrum bırakılıyor..."
Şimdi vatandaşa haksızlık ediliyor diyorsun ancak iktidarı yine bu vatandaş seçiyor. Madem bunu bir sorun olarak gören kişiler var kendisini almayan üniversiteyi mahkemeye versin yada isteyene buyrun AİHM var. Ne bilim yani yargı,yasalar zaten toplumdaki insanların haklarını korumak için vardır eğer bir kişi hakkının yenildiğini düşünüyorsa buyursun mahkemelerin yerleri belli. Yargıda yanlış var diye düşünüyorsanız bu sorunu düzelteceğini düşündüğünüz kişiye oy atacaksınız ancak oda olmuyorsane diyebilirim ki? Siyasi iradenin bile değiştiremediği bir yasal güç böyle birşeyi doğru buluyorsa bence bir bildikleri vardır. (Üniversitelerde başörtüsü konusuna girip konuyu saptırma amacında değilim ancak bu konuyu başka bir başlık altındada tartışabiliriz)

Saygısızlık konusunda benim fikrim hiçbir yazarın ne yazarsa yazsın hakarete uğramaması yönündedir. Çok beğenmiyorsanız yazısını okumazsınız bu ona en büyük cezadır. Bir yazar kişinin yazılarının okunmamasından daha büyük bir ceza olabilir mi? Zaten yazıları beğenilmeyen yazarlar tutunamazlar o yüzden hakaret etmek yerine bu yönde tepki gösterilmeli bence. Sonuçta burada hakaret edince kimsenin eline birşey geçmiyor. Madem hakaret edeceksin yazara mail at kendisi duysunda bir işe yarasın :)

"Yazarın başka insanlar hakkında bağlayıcı bazı hükümler vermek istemesi, örneğin "en büyük yalan şudur" demesi veya örtünen kadınlarının tümü kendi kişilikleri yokmuş da sadece erkekler zorluyor diye böyle giyiniyormuş gibi konuşması yapılabilecek en büyük saygısızlıklardandır"
Bir söz duymuş yazar "Türban göze vurgu yapıyor, gözün güzelliğini ortaya çıkarıyor..." dikkatini çekeyim göze vurgu yapıldığından bahsediyor yani yine fiziki bir iddia. Türbanı giydikten sonra gözlerinin daha geride kalmasını farkedip bunun bir yalan olduğuna inanması başkalarının adına hüküm giymesini ifade etmezki. Erkeklerin zorlamaları hakkında bir cümle yok. Yazar diyor ki "...ekiyor, bir bildikleri var ki kadınların kapanmasını istiyorlar, çü..." dikkatini çekeyim "istiyorlar" zorlamak yok bu cümleden "örtünen kadınlarının tümü kendi kişilikleri yokmuş da" sonucunu çıkartmak çok saçma gelmiyor mu?(bkz. istemek, bkz. zorlamak)

"Dolayısıyla ben örtünmek isteyen eşim ve onun örtünmesinden hoşnut olan benim adıma konuşmaya çalışan birisine elbette müdahale edeceğim."

Elbette müdahale et ancak yazar ne senin adına ne başı örtülü kişiler nede mini etekli kişiler adına konuşuyor. Sadece kendi ağzından yaşadığı zorlukları ve çevre koşullarının değişiminden bahsediyor. Şahsen bir üstteki paragrafımı yazarken "istemek" fiilini "zorlamak" gibi algıladığını görünce tekrar daha yüzeysel daha önyargılardan okuman gerektiğinin farkına vardım. Tabii ki bu sadece bir tavsiyedir.

-------

@NikeSteel;
"Başı Örtmek Sadece Semboldur Sayın Ayşe Arman . Başörtülü biri Reinaya Girmek istemez içkili kokteylden haz Almaz . Yani Senin düşündüğün gibi düşünmez
Yüreğini Kapatman gerek
"
Dostum yazar kişi empati yapmıyor olayın felsefesini anlamaya ihtiyacı yok. Ayrıca başı örtülü kişi neden Reina'da eşi ile denize karşı bir yemek yemek istemesin ki? Alkolsüz içecek istedinizde getirmediler mi? yada başı örtülü kişiler alkollü içecek bulunan yerlere girmiyorlar mı?

-------

@goki;
"biri şu Ayşe Arman a mini etek giyemezsin dese veya mini etek giyindi diye dalga geçse hemen savunmaya geçerler başlarlar demokrasi insan hakları giyinme özgürlüğü felan diye zıravalayıp dururlar..."
Bu yazısında dikkatli okursan mini etek giydiğinde sokakta atılan bir laftan bahsediyor. Peki kendisini hemen savunmaya geçmiş mi? Yoksa sen mi önyargılısın?


Dipnot: Umarım küçük olarak aldığım alıntılar okunurlar, yetkili arkadaşım okunmazlarsa lütfen biraz büyütürsen sevinirim.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
@bodof kardeşim, yazına daha önce olduğu gibi uzunca cevaplar verip ortamı boğmak istemiyorum; sadece bütün yazın boyunca gördüğüm tek şeyi dile getirmek istiyorum o nedenle; günümüz siyasi ve fikri çekişmelerine çok iyimser yaklaşıyorsun. (Aslında bundan başka bir ihtimal daha var, olanı olmamış gibi gösteren, yani çağdaşlık masalıyla kitleleri uyutanların iğrenç politikası; senin için buna ihtimal vermediğimden "iyimser" dedim.)

İşte bazı cahil müslümanların tavırları nasıl İslam'a saldırmak için kullanılıyorsa, herşeye "toz pembe" ve iyimser bakan "çağdaş" vatandaşlarımızın o iyimserliği de aynen bunun için ve her türlü çirkefliği meşrulaştırmak için kullanılıyor.

Başarılı olmalarından ötürü insanlık için hiçbir üzüntü yok değil; ama bu bir tercih meselesi, vesselam.
 

Ecdad25

Öğrenci
Katılım
25 Aralık 2008
Mesajlar
90
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Birader zihniet degistmedigi sürece boyle olmak zorunda. Sen bir basortuluyu ülke yonetimini degistirmeye giristigi amaciyla cezayi birak mahkemeye versen dava acsan ülkeyi birbirine kirdirmaya calisacak zihniyeti bozuklar var.

Suanda masallah sivil toplum orgütlerinden cok cemaat orgutleri var ve bu cemaatlerin %90'ı Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapisini degistirmek istemekte. Böyle bir ortamda dini ogelerin devlet kurumlarina girmesi bence yanlis.

Ha kisinin dini ozgurlugu icine yasamasini bende isterim ancak bir cok bozuk zihniyetin seriat istedigini bildigim icin buna karsi cikarim.

Tabi bide mahalle baskisi olayi var. Millet ne kadar mahalle baskisi tesettürlülere yapiliyor desede bana gore onlara yapildigi kadar mini etekle dolasan yada basini kapatmayan insanlara daha cok yapiliyor.

Mesela forumda kadinin biri bikinili program sundugu icin neler neler soylendi. Sen o kadinin bikini giymesine saygi gostermez kanali degistirmezsen bende senin tesetturune saygi gostermem. O programda bikini giyen kadinin amaci ne olursa olsun ona hakaret tarzi mesajlar yazmak yerine kanali degistirmen daha mantiklidir.

Ayse Arman tesettüre laf soyleyince seytan oluyorda sen melek mi oluyorsun hosgoru gostermedigin icin?

Ayrica Türk milletinin gelenek goreneklerinde tesettür yoktur. Eşarp dedigimiz olay vardir. (Bunun konuyla ilgisi yok ama soyleyeyim dedim)
özgürlük diyoruz ama insanlar ki cemaat örgütleri çok demişsin dolayısıyla nüfusun çoğunluğu devlet sistemini değiştirmek istiyor demişsin sorarım sana insan istemediği bir şekilde yönetirse özgür olabilir mi zoraki dayatmayla mı özgür olunur bunu bir tarafa bırakalım türk geleneğinde eşarp falan demişsin bu tamamen uydurma ve saçmalık insanlar bunu gelenek için değilk din emri için yapıyorlar yani inandıkları din bunu gerektiriyor ismini türban eşarp falan koymaya gerek yok bu şekil isimleri koyarak bir yerlere varmaya çalışmayın eşarp takıyoruz ama dinen yasak olan saç görünüyo eşarp dediysem sizin demek istediğiniz eşarp
 

twilight_flame

Doçent
Katılım
14 Mayıs 2008
Mesajlar
618
Reaksiyon puanı
20
Puanları
18
özgürlük diyoruz ama insanlar ki cemaat örgütleri çok demişsin dolayısıyla nüfusun çoğunluğu devlet sistemini değiştirmek istiyor demişsin sorarım sana insan istemediği bir şekilde yönetirse özgür olabilir mi zoraki dayatmayla mı özgür olunur bunu bir tarafa bırakalım türk geleneğinde eşarp falan demişsin bu tamamen uydurma ve saçmalık insanlar bunu gelenek için değilk din emri için yapıyorlar yani inandıkları din bunu gerektiriyor ismini türban eşarp falan koymaya gerek yok bu şekil isimleri koyarak bir yerlere varmaya çalışmayın eşarp takıyoruz ama dinen yasak olan saç görünüyo eşarp dediysem sizin demek istediğiniz eşarp

Hala anlayamiyorsun degil mi :) Bu ülkede müslüman insanlarin yaninda diger dinlere inanan insanlarda var. Sadece İslami usullere gore yonetilmek yanlis olacaktir bu nedenle. (Tabiki İslami usuller iyidir ancak bu donemde kim karar verecek? Din ile ilgili bir profesor diyor ramazanda orucunuzu kariniz ile acabilirsiniz. Buna sen mi karar verecen ben mi? ) Cumhuriyet su anda en iyi yonetim bicimidir ama nedense bazilarinin zoruna gidiyor.
 

croft

Doçent
Katılım
4 Mayıs 2009
Mesajlar
520
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
çok dinli bi toplum olabiliriz ama türkiyenin dini islamdır
şimdi başka dinlerdeki insanlarda yaşıyo diiye lkede islam inancıyla yasanamzmı
yani başka dinlere mensup insanlar var size özgülük verirsen onlarda ister ozaman olmaz en iyisimi hiç birinize vermeyelim mantığı nekadar doğru
ki bence bu mantıka haraket ettiklerinide hiç sanmıyorum
baş örtmek günümüzde gericilik şeriat anlamına getiriyolar bu yüzden istemiyolar kim nederse desin olay budur
ayrıca avrupada kanada abd ingiltere gibi çok gelişmiş ülkelerdede diğer dinlere mensup insanlar yaşadığı gibi müslümanlarda yaşıyo ve orda kusura bakmayın diğer dünlerdeki insanlarda özgürlük ister size de veremeyiz bu özgürlüğü diyip kendi dinlerine ambargo koyan varmı yok
burda neden olmuyoki bunu anlamıyorum ben
örtünmeye gelenek olarak bakmak bu nasıl bi anlayıs bunuda anlamıyorum bu bir gelenek değil bu bukadar basit değilki bu bi dinimizin gereğidir aslında bunu tartışmak bile doğru değil
allahın emrini biz kim olarak ne olarak tartışıyoruz ki örtünen insan bugüne kadar kime ne zararı dokumuşki ben bilmiyorum
çok basit bi istek aslına sadece dinimin gereklerindende vaz gecmek istemiyorum okumaktanda vaz gecmek istemiyorum
ama benim devletim ya soyunup açılıp sacılıp geliceksin ancak böyle okursun yok dediğmi yapmazsan örtünürsen okuyamazsın diyo bu hakkı elinden alırım
laiklik masalıyla diyo
bunun adınada özgürlük diyo
ülkede dinime saldırı yapılırken mmisyonerler cirit atarken kimse bişy demiyo özgürlükler ksıtlanamz diyo ama bana gelince yok kardeşim sen bizim düzenin adamı değilsin diyip her hakkımı elimden alıyo
okuyamıyorum kendi oğlmun törenine katılamıyorum devlet dairesinde çalışamıyorum
yok kardeşim özgürlük yok bu ülkede hiç bişy insanlar alıp başınıı dışarı kaçıncada beyin göçü oluyo dışarda okumana izin verilsin rahat rahat oku ama gelip ülkeme hizmet edim diyousn adam sana soyunmadan olmaz diyo gelde gitme şimdi dışarıya
 

zuhalcevik

Öğrenci
Katılım
12 Mayıs 2011
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Gönülden yapmayınca yakışmamış tabii. Herkesin inancına saygı göstermek lazım. Eşarp takmak neden milletin gözüne batıyor anlamıyorum...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst