hasanalicelenn
Öğrenci
- Katılım
- 16 Şubat 2018
- Mesajlar
- 40
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 8
- Yaş
- 43
Kardeşim kader ilim nevindendir ilim ise maluma tabidir. Yani Allah zamana tabi olmadığı için olmuş, olacak, olan yani geçmiş gelecek ve hazır zaman nazarında hazırdır. Yani ezeli ilmi ile herşeyi bilmesidir. Kudreti ile müdahale etmesi demek değil. Burada konuşulan herşeyin cevapları var ve çok basit izah edilebilir. Ama ben biraz buradaki arkadaşları peşin hükümlü gördüm. Kendisi kafasında zaten bir hüküm vermiş. Ama verdiği hükümde ispat edilebilir değil. Mesela birisi demişki bir yaratıcı yok o zaman olmadığını ispat etsin. Çok bilimsel düşünüyor ya! Neyse bu hamur çok su götürür. Ben samimi olanlara bu meseleleri mantıklı olarak izah etmeye hazırım. Mesaj üzerinden biraz zor fakat meşgul olmaya değer. Konuşarak daha iyi olur. Biraz uzun oldu. Kusura bakılmasınYa madem kaderimizi allah biliyor neden buradayız onu anlamadığını söylüyor arkadaş. Sorgulamak nekadar doğru bilemem ama tek diyeceğim şey şu. Tanrı artık her ne derseniz yaratıcı Allah vb. Kesinlikle bizi buraya bir ödev bir sınav için göndermiş. Ve bizim bu sınavdan geçerde olsa not almamız lazım cennete gidebilmemiz için. Doğrumudur?
---- Mesajlar birleştirildi ----
Mesela bir arkadaş Allah’ın adil olmadığından bahsetmiş. Allah’ın adil olduğuna dair kainattan o kadar deliller var ki hadd-ü hesaba gelmez. Bu konuyu şöyle izah edelim. Evvela: Adalet iki kısımdır. Biri müsbet biri menfi.
Müsbet adalet: Hak sahiplerine hakkını vermektir. Bu kısım bu dünyada çok aşikar görülüyor. Mesela bütün mahlukata hakkı hayatını vermek. Yani yaşamasına lazım bütün levazımatı (vücuduna takılan cihazlar yeme içme vs.) tastamam vermek nihayetsiz bir adalet eli ile iş görüldüğünü gösterir.
İkinci kısım adalet ise Menfi Adalet: Bu ise haksızlık yapanlara hakkını vermek. Yani haksızları cezalandırmak. Bu ise bu dünyada kısmen görünüyor. Asi ve mütemerrid kavimlere gelen cezalar insanın her vakit celal ve gayret sillesine maruz kaldığını gösterir. Depremler, seller, harpler vs. gibi afetler bu kısma dahildir. Bu kısım adaletin burada bi tamamiha görünmemesi başka bir yere bırkıldığını gösterir. Yoksa cezasız kalması mümkün değil. Yani bu dünyada görünen zulümler cezasız kalması mümkün değil. Zalim izzetinde mazlum zilletinde kalıp gitmesine böyle adil olan bir zat asla müsaade etmeyecek. Bir mahkeme-i kübra olacak. Orada herkes yaptıklarının karşılığını görecek.
---- Mesajlar birleştirildi ----
Mesela bu kainatta hikmetsiz birşey görmüşmüsünüz ki Allah’ın bu dünyayı neticesi belli olan ve bizim elimiz kolumuz bağlı gibi adeta önceden sonucu belli olan bir senaryoyu oynadığımızı düşünürsünüz. Etrafımıza dikkat ile baktığımızda her bir mahluka çok hikmetler takılmış. Her biri ayrı ayrı çok vazifeler görüyorlar. Adeta her biri bir bütünün parçası gibi işin bir ucundan tutmuşlar. Birbirinin eksiğini tamamlıyorlar. Sadece kendi vücudumuza baksak her bir azamıza ne kadar hikmetler, meyveler, neticeler takılmış. Göz,kulak, burun, dil ta parmak boğumlarına ta damarlara ta hücrelere al yuvar ve akyuvarlara varıncaya kadar hikmetler takılmış. Bu hikmetleri anlatmak için koca koca tıp kitapları mevcut. Şimdi her işinde böyle nihayetsiz hikmetler gösteren bir zat hiç mümkünmü bu dünyayı yaratıp insanı içine koyup insana hiçbir seçme şansı tanımayıp bu şekilde bir imtihan meclisi açsın ne kadar hikmetten uzak olmaz mı?
Son düzenleme: