annttiigs
Profesör
- Katılım
- 7 Şubat 2007
- Mesajlar
- 2,589
- Reaksiyon puanı
- 24
- Puanları
- 218
Hazırlayanların aklına bereket, şahane bir kampanya sürüyor…
Bir takım ünlü isim ekranlara geliyorlar, ya da gazetelerin tam sayfalarına oturup halka-pardon- tüketiciye sesleniyorlar:
-Alın verin, ekonomiye can verin!
Acaba alış veriş öğütlenenlerin alacak verecek canı kaldı mı?
Bunun için afakî konuşmaya gerek yok. Konunu uzmanlarına bakalım yeterlidir. Mesela ekonomik göstergeleri en iyi okuyabilen Güngör Uras şöyle bir sıralama yapıyor:
-1 milyon 200 bin sigortalı işini kaybetti.
-Son bir yılda 950 bin kişinin evine, işyerine ya da maaşına icra geldi.
-Kapanan çeşitli büyüklükteki işyeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Günde 270 işyerinin kapısına kilit vuruluyor.
-İmalat sanayinde üretim yüzde 24.5 oranında geriledi.
-45 bin araç haczedildi.
-Protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine ulaştı.
Acaba başka veriler gerekiyor mu?
Çünkü var…
-İç borç stoku 30 milyar arttı, 320 milyar liraya dayandı.
-Dünyada ekonomik krizi en ağır yaşayan üçüncü ülkeyiz.
Ameliyatla midesi alınan insana soruyorlar:
-Yemeğe gelsene, harika yemekler var!
Sanki insanların cebinde para kaldı da canları istemediği ya da akıllarına getiremediklerinden alış-veriş yapmıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Bizim imalat sanayinde faaliyet gösteren sanayicilerimiz yıllarca bir tek şeyle iftihar ettiler:
-Ucuz işgücümüz var, ihracatta rekorlar kırıyoruz!
-İç pazar?
-Salla-yolla… Ülkemize döviz kazandırıyoruz.
Düşük ücretle sağlıklı bir tüketici oluşmasına imkan tanımadılar. Zaten ihtiyaçları da yoktu. Biz para kazanalım, gerisinden bize ne!
Oysa Avrupa’nın köklü şirketlerinin başarılarını anlatırlarken her zaman izah ederler ki:
-İç pazarı yüzde 50’nin altına indiremeyiz!
Neden böyle yapıyorlar?
Dışarıdakiler bir gün “almıyoruz” diyebilirler… O zaman şirketlerini kendi oluşturdukları müşterinin alım gücüyle koruyabilirler.
Bizimkilerin ise hiçbir zaman öyle bir dertleri olmadı. Çalışanların gelir düzeylerini sürekli olarak minimumda tutmayı başarı saydılar.
Şimdi ihracat karaya oturdu…
-İhracat geliri son bir yılda yüzde 30 geriledi.
Pişkin yüzlü ekrana gelip alay edercesine konuşuyorlar:
-Oyuncak alın, ekonomiye can verin!
Gerçeklerden o kadar kopmuşlar ki, piyasada satılan oyuncakların tamamının Çin malı olduğu akıllarına bile gelmiyor!
Tıpkı ücret artışını akıllarına getirmedikleri gibi…
Akılsız papağan taklidi yapıyorlar:
-Alın verin, ekonomiye can verin!
Kaynak
Bir takım ünlü isim ekranlara geliyorlar, ya da gazetelerin tam sayfalarına oturup halka-pardon- tüketiciye sesleniyorlar:
-Alın verin, ekonomiye can verin!
Acaba alış veriş öğütlenenlerin alacak verecek canı kaldı mı?
Bunun için afakî konuşmaya gerek yok. Konunu uzmanlarına bakalım yeterlidir. Mesela ekonomik göstergeleri en iyi okuyabilen Güngör Uras şöyle bir sıralama yapıyor:
-1 milyon 200 bin sigortalı işini kaybetti.
-Son bir yılda 950 bin kişinin evine, işyerine ya da maaşına icra geldi.
-Kapanan çeşitli büyüklükteki işyeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Günde 270 işyerinin kapısına kilit vuruluyor.
-İmalat sanayinde üretim yüzde 24.5 oranında geriledi.
-45 bin araç haczedildi.
-Protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine ulaştı.
Acaba başka veriler gerekiyor mu?
Çünkü var…
-İç borç stoku 30 milyar arttı, 320 milyar liraya dayandı.
-Dünyada ekonomik krizi en ağır yaşayan üçüncü ülkeyiz.
Ameliyatla midesi alınan insana soruyorlar:
-Yemeğe gelsene, harika yemekler var!
Sanki insanların cebinde para kaldı da canları istemediği ya da akıllarına getiremediklerinden alış-veriş yapmıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Bizim imalat sanayinde faaliyet gösteren sanayicilerimiz yıllarca bir tek şeyle iftihar ettiler:
-Ucuz işgücümüz var, ihracatta rekorlar kırıyoruz!
-İç pazar?
-Salla-yolla… Ülkemize döviz kazandırıyoruz.
Düşük ücretle sağlıklı bir tüketici oluşmasına imkan tanımadılar. Zaten ihtiyaçları da yoktu. Biz para kazanalım, gerisinden bize ne!
Oysa Avrupa’nın köklü şirketlerinin başarılarını anlatırlarken her zaman izah ederler ki:
-İç pazarı yüzde 50’nin altına indiremeyiz!
Neden böyle yapıyorlar?
Dışarıdakiler bir gün “almıyoruz” diyebilirler… O zaman şirketlerini kendi oluşturdukları müşterinin alım gücüyle koruyabilirler.
Bizimkilerin ise hiçbir zaman öyle bir dertleri olmadı. Çalışanların gelir düzeylerini sürekli olarak minimumda tutmayı başarı saydılar.
Şimdi ihracat karaya oturdu…
-İhracat geliri son bir yılda yüzde 30 geriledi.
Pişkin yüzlü ekrana gelip alay edercesine konuşuyorlar:
-Oyuncak alın, ekonomiye can verin!
Gerçeklerden o kadar kopmuşlar ki, piyasada satılan oyuncakların tamamının Çin malı olduğu akıllarına bile gelmiyor!
Tıpkı ücret artışını akıllarına getirmedikleri gibi…
Akılsız papağan taklidi yapıyorlar:
-Alın verin, ekonomiye can verin!
Kaynak