Pesimistyle!
Profesör
- Katılım
- 13 Temmuz 2009
- Mesajlar
- 2,115
- Reaksiyon puanı
- 50
- Puanları
- 0
Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli,
Bir kaptanım çünkü,
Kağıt gemilerden emekli…
Gülemedim ki hiç hasta yatağının başucunda
Haberi bu yüzden yoktur annemin
Sol yanağımdaki gamzeden…
Komidinin üstündeki ilaçların sayısı arttıkça
Kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına seviniyorum,
Ve bilmezdim,
Annemin yaşantısındaki renkliliğin
Yalnızca raflara dizili kavanozların içindeki reçeller olduğunu.
Bilerek mi yanına almadın giderken
Başının yastıkta bıraktığı çukuru
Güveniyordum oysa sevgimize ben
Vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar..
Beni senin gibi birde annem terk etmişti
Ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur..
Sıralanmış saksılar vardı limana bakan pencerimizin önünde
Ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen martı yüzlü bir anne…
Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
Dedikodusunu yapmayı unuturlardı,
Tam o saatlerde sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın…
Annesinin dizlerinin dibinde hiç ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir limandaki deniz,
Ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden…
Hiçbir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
Bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içerek çaylarınızı..
İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
Kendi başıma zor sığıyorum bugün.
Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?
Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Ne de iyileştirebildim bir yarayı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
Bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna…
Büyüklerle ben yapamıyorum
Çocuklar da almıyor beni oyunlarına,
Bir devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim,
Açılamıyorum sana…
Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
Sen nasıl sevmezsin eşitliği?
Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için
Annen değil miydi önünde diz çöken?
Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım,
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım...
Erkek öğrencilerin vazgecilmezi:
Öğrenci Dostu Suluk:
Vazgeçilmez Arı Maya Silgisi:
İğrenç Pastel Boya:
Helvacıoğlu Flüt(Ayrıca bunların tükürük temizlemek için olan anlamsız bir aparatı daha vardı)
Düz
Ayakkabı:
Sulugöz:
Parmak Futbolu:
Sanal Bebek( Bunu Bulan Parayı Kırdı):
Dakikalarca Çevirip Bakılan Kalem:
Her Kalınlıkta Çeşit Çeşit Uç:
Önce Hüplet Sonra Gümlet:
Tadı Unutulur mu:
Diş Sızlatan Meybuz:
Çokomel (Hala Var Mı Bilmiyorum):
Altın Çikolatalar( O Zamandan Paranın Önemi Kişiliklere Yerleştiriliyor)
YumiYum:
TipiTip:
Hep Almak İsteyip Alamadığım BP Oyuncağı:
Zamanın Suç Aletlerinden Biri (Üfürerek Baloncuk Yapma)
Boncuk Atıp Kör Eden Tabanca:
GameBoy:
Bundan Zevk Alırdık:
Surata Surata Atılan Tüf Tüf:
Afilli Çanta:
Hala Bünyede Stres Yaptırabilme Gücü olan Kitap:
Kağıttan Kıyafetleri Kesip Giydirilen Her Ortama Ayak Uydurabilen Kızlar/Adamlar:
Parlement Sineması Kuşağı:
Bir Dönemin Gothic Yetişmesine Sebep Olan Böyle Mi Olacaktı :
Eğer Evde Bir Anne ve Abla Varsa İzlememek Gibi Bir Şansın Olmadığı Yalan Rüzgarı:
O Sevimli Bir Uzaylı:
Söze Gerek Yok:
O Bir Fenomen:
Oynamayan Yoktur:
Şıp Sevdi(Aşkın sakızı)
Arkadaş Aralarında Genellikle Kavga İle Bitmesine Neden Olan Oyun (TASOLAR)
Susam Sokağı:
Ninja Kaplumbağalar :
Vazgeçilmezlerimizden (Topaç);
İşte bir vazgeçilmez daha (Oyun kartları);
Legolar:
Peki sizin aklınıza gelenler hangileri
Bir kaptanım çünkü,
Kağıt gemilerden emekli…
Gülemedim ki hiç hasta yatağının başucunda
Haberi bu yüzden yoktur annemin
Sol yanağımdaki gamzeden…
Komidinin üstündeki ilaçların sayısı arttıkça
Kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına seviniyorum,
Ve bilmezdim,
Annemin yaşantısındaki renkliliğin
Yalnızca raflara dizili kavanozların içindeki reçeller olduğunu.
Bilerek mi yanına almadın giderken
Başının yastıkta bıraktığı çukuru
Güveniyordum oysa sevgimize ben
Vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar..
Beni senin gibi birde annem terk etmişti
Ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur..
Sıralanmış saksılar vardı limana bakan pencerimizin önünde
Ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen martı yüzlü bir anne…
Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
Dedikodusunu yapmayı unuturlardı,
Tam o saatlerde sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın…
Annesinin dizlerinin dibinde hiç ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir limandaki deniz,
Ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden…
Hiçbir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
Bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içerek çaylarınızı..
İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
Kendi başıma zor sığıyorum bugün.
Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?
Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Ne de iyileştirebildim bir yarayı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
Bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna…
Büyüklerle ben yapamıyorum
Çocuklar da almıyor beni oyunlarına,
Bir devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim,
Açılamıyorum sana…
Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
Sen nasıl sevmezsin eşitliği?
Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için
Annen değil miydi önünde diz çöken?
Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım,
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım...
Erkek öğrencilerin vazgecilmezi:

Öğrenci Dostu Suluk:

Vazgeçilmez Arı Maya Silgisi:

İğrenç Pastel Boya:

Helvacıoğlu Flüt(Ayrıca bunların tükürük temizlemek için olan anlamsız bir aparatı daha vardı)

Düz
Ayakkabı:

Sulugöz:

Parmak Futbolu:

Sanal Bebek( Bunu Bulan Parayı Kırdı):

Dakikalarca Çevirip Bakılan Kalem:

Her Kalınlıkta Çeşit Çeşit Uç:
Önce Hüplet Sonra Gümlet:

Tadı Unutulur mu:

Diş Sızlatan Meybuz:

Çokomel (Hala Var Mı Bilmiyorum):

Altın Çikolatalar( O Zamandan Paranın Önemi Kişiliklere Yerleştiriliyor)
YumiYum:

TipiTip:

Hep Almak İsteyip Alamadığım BP Oyuncağı:

Zamanın Suç Aletlerinden Biri (Üfürerek Baloncuk Yapma)

Boncuk Atıp Kör Eden Tabanca:

GameBoy:

Bundan Zevk Alırdık:

Surata Surata Atılan Tüf Tüf:

Afilli Çanta:

Hala Bünyede Stres Yaptırabilme Gücü olan Kitap:

Kağıttan Kıyafetleri Kesip Giydirilen Her Ortama Ayak Uydurabilen Kızlar/Adamlar:

Parlement Sineması Kuşağı:

Bir Dönemin Gothic Yetişmesine Sebep Olan Böyle Mi Olacaktı :

Eğer Evde Bir Anne ve Abla Varsa İzlememek Gibi Bir Şansın Olmadığı Yalan Rüzgarı:

O Sevimli Bir Uzaylı:

Söze Gerek Yok:

O Bir Fenomen:

Oynamayan Yoktur:

Şıp Sevdi(Aşkın sakızı)

Arkadaş Aralarında Genellikle Kavga İle Bitmesine Neden Olan Oyun (TASOLAR)

Susam Sokağı:

Ninja Kaplumbağalar :

Vazgeçilmezlerimizden (Topaç);
İşte bir vazgeçilmez daha (Oyun kartları);

Legolar:

Peki sizin aklınıza gelenler hangileri
