Yaşanmış komik olaylar..

MuratSelim

Doçent
Katılım
21 Aralık 2008
Mesajlar
571
Reaksiyon puanı
15
Puanları
18
Birgün marketin birinde meyve reyonunda meyvelerden tadiyordum. Iste kirazseftali vs vs... Görevli de bana bakiyor ama ben hiç aldırmadan yemeye devam ediyorum. Sonunda görevli yavaşca yaklaştı ve : Abi Karpuz da keselim mi ?
--------------------------------------------------------------

Bankada staj yaparken kredi karti basvurularini inceliyordum. Hepsi iyi hos güzeldi ama bir formu okumaya basladiktan kisa bir süre sonra gülmekten koptum. Hatunun biri cinsiyet bölümünde bulunan kadin erkek seçeneklerine bir de kiz seçenegini eklemis ve onu isaretlemis. Bunuyapan kizimiz da bu arada 43 yasinda...
--------------------------------------------------------------

Bu olay Trabzon Farabi tip fakültesinde aynen
yasanmis bir olaydir.Acil kapisinin önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. Içinden insanlar firlayarak klasik "doktorlar nerde sedye getirin" seklinde bagirmalar oluyor. Öndeki arabadan çikan bir kisi arkadaki arabaya hastayi arabadan çikarmasini söylüyor. Ve
arkadakinin yaniti: "SIZIN ARABADA DEGIL MIYDI?" Yani vatandaslar hastayi Rizede birakip diger arabada oldugunu sanarak Rize'den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmisler...

--------------------------------------------------------------

2 sene önce Sevgililer gününde dolmusla Kadiköy'e gidiyordum.
Önkoltukta oturuyorum çalan radyoda dj söyle bi anons yapti:
"bu güzel sevgililer gününde simdi yaninizdaki o güzel insana dönüp elini tutun ve seni seviyorum deyin" Arkadakilere bi göz attim oturan çiftler birbirlerinin elini tutup "seni seviyorum" dediler. Önüme dönerken soföre gözüm takildi ve soför bana aynen sunu dedi: - "Sakin aklina bile getirme"

--------------------------------------------------------------

Arkadas evde bangir bangir müzik dinliyormus. Annesi de çikarmis
elektrik süpürgesini bütün evi süpürüyomus. Tabi gürültüden
aletin sesini duymuyo... Müzigi kapatinca farketmisler ki kadin çalismayan süpürgeyle bütün evi dolasiyomus yarim saattir...



Kumkapı'da bir balıkçı bağırıyor:
- "Canlı balık,canlı balık..."
Yaşlı bir teyze yaklaşıp soruyor:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Canlı balık, canlı balık..."
Yaşlı Teyze:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Teyze, canlı diyoruz ya işte!.."
Yaşlı Teyze:
- "A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?"

************************************************** *****************
- Meraba ben Serkan nasıl yardımcı olabilirim?
- Benim telefonda bi problem var bankomatta işlem yapamadım
- Peki ilk önce telefonunuzun ''menü" tuşuna sonra da ''5'' tuşuna basın...
- Evet... Tamam...
- Ekranda ne var şimdi?
- Show tv... - ???

-İyi günler kredi kartı başvurunuz için aramıştım sizi...
- Tabi buyrun..
- Mesleğiniz nedir acaba?
- Hayat kadını...
- ... Özel sektör yazıyorum ben...
- O da olur!...

Kadın : Merhaba ben kredi kartınızla köpek almıştım...
Yetkili: Evet efendim?...
Kadın : Bu köpeğin kulakları duymuyor. Acaba sigorta kapsamına giriyor mü?
Yetkili: Ben bi üstüme danışayım !!!?!!...

İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
- Para çekemiyorum ben...
- Şifrenizi yanlış giriyormuşsunuz Ahmet bey!...
- Şifre mi? Benim şifrem hep aynıdır, İstanbul'un kurtuluşu...
- Lütfen, bana şifreyi söylemeyin efendim.
- Hah, tamam hatırladım, 1956!!!
- Efendim o İstanbul'un kurtuluşu değil ama...
- Yaaaa!... Kaçtı İstanbul'un kurtuluşu?
- Efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
- Niye sen de mi bilmiyosun?...
- Biliyorum, ama güvenlik açısından benim şifreyi bilmemem gerekiyor.
- Ben sana şifreyi sormuyorum ki!... İstanbul'un kurtuluşunu soruyorum.
- Evet, ama... ???!!!

- Alo ben Konya, Ya benim bu printer çalışmıyor!...
-Windows'ta mı çalışıyor?
- Evet
- Bilgisayar printerı görüyor mu Konya?
- Evet, karşı karşıyalar!...

- Şu an bankanızın ATM'sinden maaşımı çekemiyorum.
- Üzgünüz efendim geçici bir hatadan ötürü şu an tüm sistemlerimiz off'tadır.
(Bir saat kadar sonra yine arar)
- Ben şu an Of'dayım ve hala paramı çekemiyorum...

-Güvenliğiniz için bir kaç soru sormam gerekiyor.
-Doğum yeriniz?
- Erzurum...
- Doğum tarihiniz?
- 23 Ocak 1957
- Annenizin evlenmeden önceki soyadı?
- Anamı karıştırma bu işe
************************************************** ************
Malum servis söförümüz sikisan
trafikte haraket
edemez halde beklerken (gayetde
hakliydi çünkü önündeki
arabalar kuyruk olmustu) arkadan
kornaya abanan araç
sahibine camdan sarkarak;
-"Pokemon'muyum lan ben arabalarin
üzerinden
uçayim?"
diye bagirarak tüm servisi yere
yikmisti.
************************************************** **
Ben... ben... ben...
Haftasonu ÜSTÜ AÇIK SAHIN gördüm
ben...
Artik hiç bir sey beni sasirtamaz
************************************************** ***
küçük bir
lokantanin caminda
"23 saat açigiz" yaziyodu )
Hizmet hizmet biR yere kadar di mi,
biraz da
kendimize zaman ayiralim.
************************************************** ***
Dolmuşa binmiştim.Aracin
ön konsoluna harfli sticker'larla
sunlar yazilmisti:
TÜRK SOFÖRÜ EN IÇTEN DUYGULARIN
INSANIDIR
E, ne var ki bunda, demeyin; devamini
okuyun:
KEMAL ATATÜRK !!
************************************************** ****
Lisedeyiz...Geometri dersi... Ders
kaynasin diye
yapmadigimiz karaktersizlik yok. Hoca
tahtaya sekil
çizerken, okulun bayagi yakinindan bir
savas uçagi
geçti. Bizden biri:
- Aaa hocam uçak geçiyo!
Hocamizdan cevap:
- Elleme geçsin!!!
Sinif komple kisadevre...
**************************************************
coğrafya dersindeyiz.arkadaşın kalemi düşüyo eğilip alıyo.arkadan birinin defteri düşüyo o da alıyo.sonra birinin de defterinin arasından cd düşüyo.hoca dönüyo ve
aferin çocuklar.sınıfça yerçekimini kanıtladınız.şimdi derse geçebilirmiyiz artık.biz kopuyoruz tabii

garson; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 23; Ülke: İngiltere
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
"Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!

muhendisbasketci; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul
Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay, sınıfın güzel kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay
rütbelerini küçükten büyüğe doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum: "Teğmen,üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."

sonbahargüneşi; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: İstanbul
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen şöyle dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."

atillatheturk; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: Eskişehir Bugün radyoda duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu doldurmaya başladım. Soruların biri
"Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye girdiniz mi?" şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında karizmayı çizdirmek istemediğim için
"evet" cevabını işaretledim. Fakat testi hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış okumuşum. Meğer
"Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye soruyormuş. Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için saatlerce lobide oturdum.
Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de rezil oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git işte!

audrey hepburn; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 33; Ülke: ABD
Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis arabasındaki megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi, lütfen hareket ediniz.
" Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis arabasının megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa." Yurdum polisi yaaaa.

şirinmaggie; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 31; İl: Muğla
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız.´
diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu değilmiş.Tamam.´

uyurdagezerim; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 18; İl: İstanbul
Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den Beşiktaş´a doğru yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir polis arabası vardı.
Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu bir polis yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.

pıtırkurt; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: İstanbul
Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış. Nedenini sorduğumda "Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi.
Yanıtı öyle hoşuma gitti ki kızamadım...

gabrielversus; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; Ülke: Almanya
Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi ve sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini içtik."

içısıtan; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 39; İl: Ankara
Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla ödeme yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama bindiğini gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken kadın hızla istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan
tekrar geri döndü. Özür dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız benziyor muydu diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri beyaz, diğeri siyahtı

deremede; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl: İstanbul
Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´

skyonlife; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbulPolis anonslarına bir ek de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında, karşılıklı
iki şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden duyulan cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide alıyoruz.
" Gelen cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar ediyorum, komiserinkinde susam olmasın"

bir gün izmir'de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. bizim arkadaş
boş yer buldu ve oturdu. sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bir amca
geldi. arkadaş da kıllığına adama yer vermedi. adam o arkadaşın oturduğu
koltuğun yanına geldi ve ayakta arkadaşın yer vermesini bekliyor. fakat
arkadaş yerini vermedi. neyse adamcağızın da yazık bastonu otobüs hareket
ettikçe bir o tarafa bir bu tarafa kayıyor. arkadaş dayanamadı ve yaşlı
amcaya 'amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz' dedi. adam söyle baktı
sonra 'o lastiği zamanında baban taksaydı simdi sen olmazdın, ben de orda
oturuyor olurdum' deyince bütün otobüs koptu. arkadaş o gün bu gündür
belediye otobüsüne binmez...

motorla seyir halinde olan arkadasimiz, usutmemek amaciyla paltosunu sirti gogsune gelcek sekilde ters giymistir ve
kaskinin siyah camini kapatmistir. motorla dengesini kaybeden sahis, dusup bayginlik gecirmis ve onu baygin halde gorup
yardim etmeye calisan vatandaslar: "aman allahim bu adamin kafasi ters donmus" diyerek duzeltmeye calismak suretiyle
adamcagizin boynunu kirmislardir. haliyle adam olmustur.

üç gün önce servisin hareket etmesini beklerken hemen yanımda fena komedi bir olay oldu:
servise yeni binen bi eleman koltuga oturdu uyuklamaya başladı şoför abi telefonuyla servislerden sorumlu adamı aramayı çalıstı ama aradığı biraz önce servise yeni binen ögrenci elemandı.aralarında sadece iki oklavalık bir mesafe olmasına ragmen gerzekler birbirleriyle konustuklarını anlamadı tabi ben o sırada gülmekten yarılıyordum:
söfor:aloo ramazan abi!??
ögrenci(gerzek uyku sersemi bide):alo!? he!
söfor:abi ben kalkıyorum.
ögrenci:höö!? yanlış aradınız galiba ben ögrenciyim
söfor:hee...kusura bakma
ögrenci:önemli degil.
son iki diyalog yasanırken bi anda sessizlk oldu orda da ben gülmekten yarılarak bunu bozdum.

• Vize isteyen ülkelerin son bir senedir uygulamaları "arkası beyaz fon"lu resim. Müşteri göndermiş ama fon kırmızı. Açtık telefonu,
- (Biz) Beyefendi bu resmin arka fonu kırmızı...
- (Müşteri) Yok canım.. Bi dakka ben de çıkarayım cepten bir tane... (çıkarır) Eee arkası beyaz bunun kardeşim.!
- ( B ) Kırmızı..
- (M) Çevir kardeşim, beyaz bak.... (Resmin arkasına bakıyor)
- ( B ) !!!

• Vize için bir resim yeterli beyefendi (Mısır için) - Ertesi gün kuryeden "tek bir resim" gelir. Ama pasaport yok... Sorduk. Müşteri Haklı.. "Pasaport istemediniz ki kardeşim!".

• Uzakdoğu'da müşteri; "Benim küvetim delikli. Değiştirin".. (Jakuzi den bahsediyor)

• Kapadokya'da Alman müşterimiz; "Kapı açılmıyor" - (anahtarı sadece sola çevirmiş!) - Bir başkası; "Sıcak su akmıyor" - (Sadece kırmızı vanayı açmış!) - Unutmuşlar, Burası Türkiye!..

• Sochi, Yalta, Moskova, Minsk "eğitim!" turlarımız arttı. Rusça bilen eleman lazım. Filolojiyi yeni bitirmiş bir kızcağızı işe aldık. Ama ikide bir geliyor ;
"Bu grupla ben gidebilir miyim?
- Yok kızım, Olmaz!..

2 Gün sonra tekrar...

- "N'olur bu gruba ben rehber çıkabilir miyim?
Hayır.. Tekrar-Tekrar ve Tekrar..
"Ya N'olur yaaa-Ben gidiiim N'olur"
- Kızım N'apcan sen orda?
- Dilimi kullanacağım.
- !!!

• Olay aynen dış hatlar uçaklarından birinde yaşanmıştır.
Cep telefonlarının, göreceli olarak yeni çıktığı dönemde, uçak havada yolcu cep telefonu ile konuşmaya başlar. Hostes derhal, konuşma yapmaması konusunda uyarır yolcuyu...
Yolcu cevap verir:
- Hostes hanım Merak etmeyin, dışarı ile konuşmuyorum, Uçağın içinde, Ön taraftaki arkadaşımla konuşuyorum...

• Yolcu:
— Semiha Yankı Havalimanı'nın telefonunu alabilir miyim? (Sabiha Gökçen denilmek isteniyor.)

• Yolcu:
— Diyarbakır'a yer var mı acaba?
— Maalesef yok efendim?
— O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız?

• Yolcu:
— İyi günler iç hatlar.
— Bant kaydı mısınız, yoksa gerçek mi?
— Gerçeğim hanımefendi
— İyi o zaman, iyi günler.

• Yolcu:
— İstanbul'a son uçak kaçta?
— Nereden?
— Buradan.
— Nereden arıyorsunuz?
— Şehir içinden.
— Nereden?
— Erzurum'dan.

• (Adana uçağında yolcu karşılayan hostes koltuğunu bulamayan yolcuya sorar)
— Hangi numarada oturuyorsunuz beyefendi?
— Sanayi Mahallesi No: 14.

• Yolcu:
— Trabzon'dan İstanbul'a kaç saat acaba?
— Beklemeye alan görevli 'Bir Dakka efendim...'
— Sağolun iyi akşamlar.

• Acente:
- Fiyatlarımız iki kişilik odada tek kişi icin.
- Iki kisilik odada iki kisi icin fiyat rica edebilir miyiz?

• Müşteri : Ben otele kendi aracımla gidicem ama sizin otobüsleri mi takip etmem gerekiyor.

• Yıl 1999 Yer Kapadokya, Göreme Açık hava Müzesi : Rehber Kiliseler hakkında bilgi verirken yolcu sorar, Bu kiliseler İsa'dan önce mi sonra mı yapıldı… ( Rehber işi bırakır )

• Balayına gidecek bir adam otobüs kalkış saatlerini sorar, satış elemanı cevaplar efendim 23:30, Yolcu atılır "o saatte olmaz, gerdeğe giricem yetişemem…"

• Müşteri İstanbul'dan Fethiye'ye gidecek. Yoldan arkadaşlarımı alabilir miyiz diye soruyor. Tabi diyor görevli Arkadaşlarınız nerde oturuyor ?
Müşteri : Gaziantep'te

• Yıl 2003: Acente Gökova'da bir otele rezervasyon yapar. Eylül'ün sonudur. Müşteri otele gider. Otelin müdürü acenteyi arar : "Abi burada bi kadın var otelde kalacakmış,
Acente: Garip olan ne ki…
Otel : İyi de abi biz oteli kapadık,
Acente: Yapma yaaa ..

Kartal/Yalova hattı (deniz otobüsü)

Yanımda oturan kadının seyir halindeyken telefonu çalıyor..
-evt canım geliyorum
-tamam ben seni ararım
.....
-hanımefendi cep telefonuyla seyir halinde konuşmanız yasak
-aaa bilmiyordum özür dilerim
- ermm.gif
kadın cepten birini arıyor..
-canım ya cep telefonuyla konuşmak yasakmış denizotobüsünde ben telefonu kapatıyorum
-içimden(yuhhh) blink.gif

-Ön koltukta oturan adamın telefonu çalıyor
-alooo
-hallettik bastık imzayı abi
konuşması biterken..
-ya abi ceptelefonuyla konuşmak yasak biliyosun kapatıyorum...
- huh.gif

Yenikapı/Yalova hattı
Karşılıklı koltuklar karşımızda oturan bir çift kendi aralarında konuşurlarken duyuyoruzki adam mimarsinanda öğretim görevlisi..telefonu çalıyor konuşması bitiyor..yanındaki bayan
-canım sen telefonunu kapatmadınmı unsure.gif
adama bakıyoruz tuaf tuaf
adam bize bakıyor
-niye? ne olacak frenlerimi tutmaz
biz


dün Finike - Antalya - Ankara otobusundeyim.. yanıma da bi hacı amca denkgelmiş ne hikmetse.. acayip de uykum var amcamın da canı sıkılıyor muhabbet acmak istiyor e amcam edelim de söyle bi muhabbet ne kadar devam edebilir ki.. ?

a : amca
b : ben
d: yok böle bi şık tongue.gif

a-Evladım yolculuk nereye ?
b-Hakkariya amcacım.. ama ben manyagım Ankara otobüsüne bindim..
a-efendim ?
b-efendini yiyim amca böle muhabbet mi olur etme gözünü sevim..
a-Yok yok gençlerde hiç edep kalmamış..mır mır mır..

b-ee amca senin yaş kaç ?
a-ben sana küstüm ?
b-niye ya ?
a-nereye gidiceni sölemedin..
b-(içimden) Allahım bende mi yaşlanınca böle olucam ? crying.gif (dışımdan) Amca Ankara otobusundeyiz ankaraya gidicem..
a- ne baştan sölemiyon da lafı geveliyon o zaman keraneci..
b- peki amca sana hayırlı yolculuklar.. (koltugu arkaya yatırıp gözler kapatılır..)

he bide Otogara gitmek icin bindiğim minibüste gidiyoruz. yoldan iki tane nine yanlarında bi de amca bindi..amca sofore 1 ytl uzattı söför de sordu ne alıyoz amca burdan ? 3 kişi.. mellow.gif ama bi kisi bi milyon olmaz 2 milyon daha vercen deyince yaslı amca mır mır mır bisiler söledi anlamadım orayı.. tanısıylar sanırım önceden söförle

sofor : amca ne o almadın mı sen daha maası ?
amca : maasını skiyim..

diyince dolmus iptal haliylen

Sivasa giden arkadaşım başına gelmiş.

Yolculuğun yarısında otobüs arıza yapar.vakit gece olduğundan yolcuların hemen hepsi
uyumaktadır haliyle.Şöför otobüsü kenara çeker.diğer şöförü ve host'uda alıp
aşağıya inerler.

Biraz sonra host içeri girer.Arkadaşın yan tarafında oturan 21 , 22 deki yolcuları
uyandırır,yolcular şaşkın şaşkın kalkarlar yerlerinden ve beraber aşağı inerler.5 dk
sonra gecenin yarısında uyandırılan iki yolcu sinirli sinirli geri gelir.aşağıdanda kahkahalar
gelmektedir.
Sonradan anlaşılır ki şöför hosta '21 22 yi getiriver.' demiş.Hostta kalmış
21 22 de oturan yolcuları getirmiş.. blink.gif

21-22 anahtardan haberi yoksa napsın garibim!(lavuk herif)

ehliyet sınavı direksiyon testidir..
Hoca: Hadi bakalım kaldır arabayı
Kız:ıııı.. peki
Hoca: Ama öyle olmaz vitesi kawramalısın.."kawramadan kaldıramazsın"

Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek
meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde
Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı
alimli-çalımlı bir
bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak >başlamış dil dökmeye
"-Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin >inceliğine
bakın
Ya saçların omuzlara dökülüşü
Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını
çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey
kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
"-Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de> > hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..."
Ve daha>neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm!
Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunuyumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?

Hrant Dink cinayetinin ardından, insanların meydanlara dökülüp "hepimiz ermeniyiz, hapimiz Hrant Dink" sloganları attığı ve pek çok insanın buna tepki duyduğu günün ertesinde çok "iyiniyetli" bir hanım arkadaşıma yakın bir arkadaşından bir cep telefonu mesajı geliyor. Hanım arkadaşım gelen mesaja "nasıl olur böyle iş, ben hayatta öyle slogan atmam" diyerek çok sinirlenmiş, küplere binmiş ve olayı eşiyle paylaşmış. Eşinin mesajı okur okumaz gülmekten yerlere yatması ile hanım arkadaşım da şakaya kurban gittiğini anlamış tabii. Mesaj şöyle : "Sisi'ye yapılan elim bir saldırı sonucu, Sisi hayatını kaybetmiştir. Olayı protesto etmek için yarın saat 13.00'te Konak meydanında toplanıp 'hepimiz Sisi'yiz hepimiz eşcinseliz' (burada eşcinselin kaba tabirle ifadesi yazılmış) şeklinde slogan atıp, bu elim saldırıyı kınayacağız. Katılımınızı bekliyoruz"






Standart Cevap: Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li

>>>Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim
duyurularını
anons eden kişi şöyle dedi: "Pantolonları indirdik, orta reyonda
sizleri
bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!


>>>Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay,
sınıfın güzel
kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay rütbelerini
küçükten büyüğe
doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum:
"Teğmen,üsteğmen,
yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."
>>>

>>>Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden
şahıs aynen şöyle
dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."



>>>duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek
isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu
doldurmaya
başladım. Soruların biri "Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye
girdiniz
mi?"
şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında
karizmayı
çizdirmek istemediğim için "evet" cevabını işaretledim. Fakat
testi
hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış
okumuşum. Meğer
Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye
soruyormuş..
>>>Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için
saatlerce lobide
oturdum. Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu /komik-seyler/224548-yasanmis-komik-olaylar-turkce-nin-azizligi-02li.html
rezil
oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git
işte!
>>>

>>>Geçtiğimiz ramazanın Kadir Gecesi'nde teravih namazını kılmak
için camiye
gittim. Erkekler alt bölümde, kadınlar ise perdeyle ayrılmış
üst bölmede
hepbirlikte namaza durduk. Kadınlar her defasında secdeye 3-4
saniye geç
vardıklarından, üstten gelen ses ile bizim hareketlerimiz
arasında bir
uyumsuzluk başgösterdi. Bu keyfe keder "senkronizasyon sorunu"
mahalle
>>>imamımızın, akıllara ziyan bir şekilde duruma müdahale ederek
üst kata
seslenmesi ile son buldu: "Bayanlar! Geç kalmayın, erkeklerle
yatıp,
>>>erkeklerle kalkın!"
>>>

>>>Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis
arabasındaki
megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi,
lütfen hareket
ediniz." Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis
arabasının
megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa."
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li
Yurdum
polisi yaaaa.
>>>

>>>Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet
ederlerken
'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir
telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize
sarılıp
telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın
deyin biz
anlarız.´ diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz
anonsu ikisini
de
kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu
değilmiş.Tamam.´
>>>

>>>Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den
Beşiktaş´a doğru
yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir
polis
arabası vardı. Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu
bir polis
yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.
>>>

>>>Altı yaşındaki kızım, babaannesine anne karnındaki bebeğin
nasıl
geliştiğini sonrasında da doğumun nasıl gerçekleştiğini
ayrıntılarıyla
>>>anlattıktan sonra "Yalnız, o bebek oraya nasıl giriyor bak işte
bir tek
>>>onu bilmiyorum." demiş
>>>

>>>Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış.
Nedenini sorduğumda
Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi. Yanıtı
öyle hoşuma
gitti ki kızamadım...
>>>

>>>Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi
ve
sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini
içtik."
>>>

>>>Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla
ödeme
>>>yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama
bindiğini
gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken
kadın hızla
istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan tekrar geri döndü.
Özür
dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız
benziyor muydu
diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri
beyaz, diğeri siyahtı
>>>

>>>Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın
içinde yüzüp
çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da
cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´
>>>
>>>Okulumuza yeni atanan Gaziantepli stajyer Türkçe öğretmeninden
çıkma
teklifi aldım. Halini arz ediş cümlesini aynen aktarıyorum size:
"Bacım,
vaktiniz varsa özel bir konuda görüşebilir miyiz?" Birlikte
olalım mı
istiyorsun, "dünya ahiret bacımsın" mesajı mı veriyorsun be
adam, ne
acayip hitapmış o öyle...
>>>

anonslarına bir ek
>>>de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında,
karşılıklı iki
şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden
duyulan
cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide
alıyoruz." Gelen
cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar
ediyorum,
komiserinkinde susam olmasın."
>>>

>>>Cumartesi akşamı evimizin otoparkından arabamız çalındı.
Pazar sabahı
durumu fark edince hemen bölgemizde bulunan karakola gittik.
Müracaat
ettiğimiz karakolun amiri tarafından içinde bulunduğumuz durumu
tek
cümleyle açıklayan akıllara fikirlere zarar teşhisi aynen
aktarıyorum
Şimdi çalınan arabanız Mercedes; eğer bu çalışırak helal
parayla kazılan
bi arabasaysa üzülmeyin geri gelir yok, eğer helal parayla
alınmamış bi
arabaysa yapacak bi şey yok. Haydan gelen huya gider.´ Bu
cümlenin
üzerine
>>>ne mi yaptık? İşimizi Allah'a havale edip karakoldan çıktık

1) İzmit'te yaşıyoruz. Bir akşam, iş çıkışında eşim ile buluşup, minibüs ile eve doğru gitmeye başladık. Duraklardan birinde, elinde kocaman bir çuval olan bir adam, minibüse yönelip çuvalı basamağa bırakarak şoföre seslendi: "Otogara gidiyo mu abi?", hayır cevabını alınca bir an duraladı. "Eeee, önünde kocaman gidiyo yazmışsınız" dedi, şoför biraz sinirle: "Nerde yazıyo hemşerim!" diye çıkıştı. Adamcağız çuvalı bırakıp, minibüsün önüne yönelip o kocaman yazıyı, yani minibüsün markasını gösterdi: "OTOKAR". Eşim ve ben başta olmak üzere, yolcuların hemen hepsi kopmuştu... -Hüseyin KAHRAMAN-

2) Apartmanın kapıcısı bahçedeki dut ağacına çıkan çocukların önünü kesmek için ağaca elektrik döşemek gibi bir yol seçmiş ama Allah'ı var bi' de uyarı yazısı asmış,aynen aktarıyorum: ´´Duda çıhma.. Ceyran kapar,sona garışmam...´´
-Fatih Malcı-

3) Eczanemi ilk açtığım günlerdi, ögrencilik dönemimde bir eczanede staj yapmadığım için doktor reçetelerini okumakta epey zorlanıyordum, bana eczacılıkta hiç bilgisi olmayan erkek kardeşim yardım ediyordu. Birgün bir bayan gebelik testi için geldi o zaman gebelik testleride şimdiki kadar kolay yapılmıyordu. Biz kardeşimle arka tarafta idrarı çözetinin içine damlattık eğer çökelme olursa hamile , olmazsa hamile olmuyor idi fakat biz bir türlü çökelmenin olup olmadığına karar veremiyorduk ne çökelmiş nede değildi , birden kardeşim ön tarafa gidip '' siz biraz hamilesiniz '' demezmi...!!!! -A.Ayan-

4) Bir kaç yıl evvel sarılık olmuş bir arkadaşı ziyaret etmek için kütahya ssk hastanesine gittik.girişte görevli bize ayağımıza takmamız için onun tabiri poşet almamızı söyledi. bizde tabiki dedik ''ne kadar'' diye sordum ''500 000 tl'' dedi. parayı uzattım aldı ''tamam'' dedi. ben bekliyorum bana ne bekliyorsun dedi galoşu ver dedim adam bana döndü başhekim yok takmasanda olur geç dedi ve gitti.ben şoklar şokunda kalakaldım. -Ahmet Duman-

5) Enistem Rize den tasınalı bir sene olmus izmir'e..ilk defa izmirden rizeye otobusle gidecekmis,otobuse binmis gecenin yarisinda,cay servisi yapilmis..hani biliriz ya otobuslerde sallama cay olur.enistemde ne bilsin rizeliya:)uyku sersemi poset caya soyle bi bakmis allah allah demis,demesiyle birlikte poseti yırtıp icindeki cayi suya bosaltmis.az sonra hostes gelip "pardon efendim posetiniz delik galiba değiştireyim "deyince enistem sinirlenmis ve soylenmiş "kizim ben rizeliyim, cay icmesini bana mi ogretiyosun "demez mi !!! -Hakan Erişken-

6) Ben kastamonu da ogrencıyım zaten olay burda kopuyor kendılıgındengecen gun bır duragın onunden gecıyordum heryerdekı durakların durumunu bılırsınız ask ılanları,kinler,nefretler hep oralara dökülür gelelim sadede herneyse yürüyorduk duragın önünden geçerken bir baktık çok güzel bir sekilde durak boyanmıs ama gel gelelım bu boyamanın uzerıne duragı boyayan elemanımız GENÇLE DURAGIMIZI LÜTFEN TÖMÜZ DUTALIM! diye devasa harflerle dipnot bırakmıs eee soyleyın sımdı dumur kim? -Deniz Deniz-

Yine bir gün Canakkale'ye merkez kampüse gitmistik arkadaslarla.Vapurla karsiye geçtikten sonra vapurdan iner inmez iskelede bir kokoreççi dikkatimi çekti.Amcam aynen sunlari yazmis kokoreç arabasının üzerine; "No mac donald Yez kokareç.isxir W.W.W.KOKAREÇÇİ.COM.tr. "

9) Yine ayni gün Canakkale'de dolasirken bir pasaja girdik arkadaslarla.O sirada tuvalete gitmem gerekti.Tuvaleti buldum ve bir anda tuvaletin kapisindaki yaziyla karsi karsiya geldim : "Bu is bedava olmaz!"

10) Bizim siniftan bir arkadas geçenlerde kiz arkadasiyla beraber minibüse biniyor.Gelibolu'daki minübüslerde elli bin lira ögrenci indirimi vardir.Elemanin kiz arkadasi ögrenci degil.Arkaya geçip oturuyorlar ve parayi uzatiyorlar; "Bir ögrenci,bir tam".Soför arkaya söyle bir dönüyor ve; "Her saçini uzatan,küpe takan ögrenci oluyor kardesim!,hani senin kravatin ceketin?" Arkadas yanitliyor ,"Iyi de abi ben üniversite ögrencisiyim". Adam sinirleniyor, "En azindan bi kravat tak bari".Neyse mevzu kapaniyor.Soför elli bin lira daha istiyor elemandan.Daha sonra yol boyunca soför sinirinden kendi kendine söyleniyor.Biraz ileride bastonlu yasli bir amca minübüse biniyor ve soför lafi patlatiyor; "Ne o amca yoksa sen de mi ögrencisin?" -Emre Durmaz/ Gelibolu-

BU OLAYLAR GERÇEK
Aynı turizm şirketine ait iki otobüs, yolda karşılastı şoförler ellerini bırakıp birbirini selamladı 52 kişi öldü.
Bitlis

Asabi çoban ot yemeyen koyununu tüfeğin dipçiğiyle dövmeye başladı,tüfek ateş aldı çoban öldü.
Bitlis

Odun kesmek için ağaca çıkan çiftçi , Nasreddin hoca fıkrasındaki gibi bindiği dalı kesmeye başladı. Farkettiğinde iş işten geçmişti dalla birlikte yere çakıldı hastanede öldü.
Antalya

ıki odayı yıkıp tek oda yapmak isteyen bir evsahibi , işi abarttı.Tek duvar için kazma yerine dinamit kullandı.Mahalleyi havaya uçurdu .yaralandı
Trabzon

şaşkın köylü üç katlı evinin terasındaki kömürlükte buzağı beslemeye basladı.buzağı büyüdü ,250 kiloluk dev bir inek oldu.bulunduğu odaya sığmayan inek,3 katlı evden vinçle indirildi.
Izmir

Karadenizli iki kardeş , çatıdaki hurdaları satmak istedi.Ağabey çatıya çıktı,demir yığınlarını asağıdaki kardeşine atmaya basladı.kardeşi ise hepsini tuttu biri hariç: Buzdolabı...onun da altında kalıp ağır yaralandı. Hastanede,"hızlı attı tutamadım" dedi.
Izmir

Askerden yeni dönen genç dünya evine girdi.gerdek gecesi eşine askerlik anılarını anlatmaya başladı.bir ara kendini kaptırdı yanında getirdiği el bombasını gösterdi.bak "bunu çekince patlıyo dedi" ve pimi çekmiş oldu.yeni evli çift öldü.(Askerden onu nasıl kaçırdı tamam kaçırdı peki gerdek te bunları birimi dinliyormuş)
Edirne

CD SÜRÜCÜSÜ VE KAHVE TUTACAĞI



Su hadiseleri hepiniz duymuşsunuzdur: CD sürücüler Japonya`da üretilip Amerikan piyasasına ilk girdiğinde Amerikalılar`in ”Su Japonlar ne pratik insanlar, kolaylık olsun diye bilgisayarlara 'mug holder' (seramikten yapılan büyük bardaklar ki Amerikalılar kahve ve çorba içmek için çok kullanırlar) ilave etmişler” diyerek bir çok CD sürücünün 'tray' (CD sürücünün CD-ROM koymak için dışarıya çıkan kısmı, CD tepsisi) kısmını içi dolu ağır bardakları koymak suretiyle kırdıklarını;



Bilgisayarda ”Press any key to continue” yazısı çıkınca fellik fellik klavyede 'any' yazılı tuşu aradıklarını duymayan yoktur.
:durdur un


MCDONALDS'İN TUVALETİ



Bir arkadaş anlattı. Geçenlerde Taksim'de yürürken sıkısınca

McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya

sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri arkasından seslenmiş:

"Bir gün yemeğe de bekleriz..."
:durdur un


YAŞLI TEYZE VE KENT KART UYGULAMASI



İzmirliler bilir, toplu taşımada Kent kart uygulaması vardır.



Karta para yüklersiniz,otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi



Kent kart uygulamasının ilk yılı idi.Yaslı ama çok tonton bir teyze elinde Kent kartla otobüse bindi. Nedense kartı şoförün suratına doğru tuttu (Herhalde paso gibi gösterilecek zannetti).



Şoför iki-uç saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan sonra, "Biiiiip!" dedi.



Teyze biç şey olmamış gibi geçip şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki herkes kahkahalarla gülerken bense şoförün zekasına hayran olmuştum.


Fıkra Gibi Adı..:Babaanne

Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- Babaannesi aradı dersiniz.

Fıkra Gibi Adı..Düzen

Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor:
-Bu düzen değişecektir.
Bir vatandaş bağırmış:
-Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?

Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?

Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp kasaya yanaşıyor.Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira.'
Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...

Fıkra Gibi Adı..:Sınav Soruları

Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:
-Soru Mide ne iş yapar?
-Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.
-Soru 'Akciğer ne iş yapar?'
-Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır.
-Soru Kalp ne iş yapar?
-Cevap Dolaşım yapar.
-Soru Beyin ne iş yapar?
-Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.

Fıkra Gibi Adı..:Ne Doktormuş be!

Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da :
'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, dötümdekini gördü.'

gercek 1- ktü farabi hastanesinden gerçek bir olay rahatsızlıgı yuzunden hasataneye gelen rizeli arkadaş (not rizeliler alınmasın ) basur sorunu vardır ve muane odasına girer doktor elindeki evraklarla uraşırken hasta derdini anlatır ve doktor secde pozisyonu almasını söler ve evraklara bakmaya devam eder o sırada hastaya bakar ve hastanın hiç bir şey yapmadıgını görür ve tekrar secde pozizyonu almasını söyler 10-15 sn sonra bakar ve yıne hasta ayakta doktora bakmaktadır ve doktor neden secde pozuzyonu almıyorsun der ve işte korkunç cevap doktor bey kıble ne tarafta

aziranın başlarında gittiğimiz bi yerde yemek yiyeceğiz. açık büfe... aldık alacağımızı daha sonra bana ekmek alsana dediler. ben de haliyle tamam dedim. o sırada da uykudan yeni kalkmış olmam evlere şenlik bir durum yarattı...

gittim ekmeklerin olduğu yere ama kesmemişler. kesmeye çalıştım olmadı. sonra da dilimli kepek ekmeklerden almaya karar verdim. kepek ekmek istemiyorum diye geri bıraktım ve somun ekmeklere geri döndüm. yalnız bildiğimiz somun ekmek elimde bi avuç haline geldi. uykuluyum haliyle sinirliyim ve ekmek kesilmiyo. bıçakla ekmek arasında ateşi bulmak üzereyim derkeennnn arkadan biri geldi;
- ablacım ben keseyim istersen?
- çok iyi olur valla
- yarım saattir seni izliyorum dayanamadım geldim valla
- bence çok iyi ettiniz ( ki tam bu sırada kocasının gülerek bizi izlediğini farkettim )
- evde hiç ekmek kesmedin galiba?
- yok ya keserdim ama noldu anlamadım :s
- bak böyle keseceksin...

bakmamla kıpkırmızı olmam bir oldu; kadın bıçağı diğer tarafına çevirdi ve gayet rahat bi şekilde kesti...
:D:D :( :D:D


pazartesi günü dersaneye gittiğimde sınıfta kimse yoktu. sınıfa girdim tam dışarıya bakarken müdür geldi;
- ee nasıl gidiyo dersane
- şu ana kadar iyi
- bi şikayetin yok yani
- ııımmmm' yok
- açık ol ya söyle
- tamam o zaman; biyolojici! kimse anlaşamıyo ayrıca anlatamıyo ayrıca sorularımın hiçbirine cevap alamıyorum ayrıca ne dediği de belli olmuyo ve şakalarına da kimse bi mantık veremiyo...
- yapma ya ali bey fakülteyi 3.lükle bitirdi
- maşallah amaaaa bilgisi kendine demek ki sadece sınıf değil dersane şikayetçi zaten herkes tahir beye şikayet etti ama siz sordunuz diye söylüyorum ağustosta yeni biyolojici gelecekmiş zaten onun için sorun yapmıyo kimse
- hmmm ağustosta gelecek evet.. hayırlısı iyi dersler...

neden bu kadar bozularak çıktığını anlamamıştım. ta ki 2. derse kadar. 2. derste öğrendim ki bahsettiğim ve yerden yere vurduğum ali bey bu müdür beyin kardeşiymiş... :( :D:D:D

geçen hafta arkadaş sewgilisini askere uğurluyodu nese bunlar wedalaşıo falan bende bunlardan ilerde arkadaşı bekliorum çocuk otobüse bindi arkadaş ağlayarak yanıma geldi bi baktık sewgilisi otobüsten indi koşarak bize doğru geliyo arkadaşım ayyy aşkımmmmm dedii we çocuk yanımıza gelip dediki ya selin sigaramı senin çantada unuttum wersene

geçen gün öğle arası okulda servis bekliyodum servis kaza yapmış gelemiyomuş. doğal olarak okulda kaldım vee büyük bi olay kaçırdım :)
bizim apartmanda 3 numarada bi mafya vardı herkes biliyodu ama klasik mafya işte polis götüremiyodu :)
derken evin az ilerisinde biri vurulmuş
bu vuran salak da bu mafyanın adamı ve mafyanın evine kaçmış doğal olarak da görenler hemen söylemişler buraya girdi deri ceketi vardı diye :D
polisler de 4 nummaraya girmişler ve şansılarına da kapıyı 4 numaranın oğlu açmış ve o da dışarı çıkacakmış veeee üstünde deri ceket varmış :D
polis de bunu almış götürmüş :D
tabi sonra 3 numarayı iyice arayıp taramışlar ama
vuran mal da arka balkondan kaçmış :D:D:D

pamuğum annem odama gelip bakar napıyo bu çoocuk pc başında diye
annem = o acayip şekiller ne
ben = smile (sımayl) =P
annem = aa ismail kim
ben = :S hönk nerden çıktı ya
annem = sen dedin
ben = yoo ben demedim ( dank etti )
ben = canım o şekillere deniyo ismail değil sımayl deniyo :)
annem = şunu baştan desene yavrum
ben = dedim ya :S


Bimeks e gidip 60 gb lık ipod görüp ve fiyatını 17 dolar olarak görüp çıldıran ve kasaya doğru ilerleyen ve ardından onun ipod kılıfı olduğunu öğrenmesi ile dumur olan insan kim acaba? :D

ufaklık, matarasının kapağını sıkı kapatamamış ve okula gelene kadar tüm suyu çantasına döklmüş, tümmm defterleri sırılsıklam olmuş....
birden sınıfta bi kıyamet kopmuş:
- öğretmeniiiiiiimmmm, suyum dökülmüş!
- üzülme canım, kurur defterlerin, bak ben sana veririm kuru defter bi şey olmaz....
- ben ondan ağlamıyorum ki, öğlene kadar susuz napıcaaam şimdiiiiiiiii ?

Mutfağa girip önce su içmek için raftan bardak alıp,sürahiden suyu koyup içen ve ardından bardağı sürahinin yerine koyup,sürahiyide bardağın yeri olan rafa koyup,ardından sürahinin düşmesi ile kafası sırılsıklam olan insan benim...

Genel Başkanımız sizleri Esparkta kucaklayacak diye bas bas bagıran seçim otobüsünde küfrederken, pek muhterem bi partimizin saygın genel başkanıyla esparkın dönen kapısında sıkışıp kalmamız, adamın mecburiyetten nasılsınız gençler diye sorup gülümsemeye çalışması, saniyeler geçtikçe gerilimin artması, dısardaki sivillerin ve korumaların çıldırmış vaziyette ordan oraya koşuşturması, tüm kameraların bizi çekmesi, flashların patlaması...
kapı tekrar hareket ettiginde, alkış kıyamet kopması...
Atiyle en önde olmamız, mala bağlamamız...pek muhtemel, yerel gazetelere çıkmamız...

evet fazla komik değil aslında daha çok hazin bir olaydı benim için..lisenin ikinci yılıydı...arkadaşlarımla lisemizin hemen karşısındaki cafeye oturmaya gitmiştik..tam masaya oturdum ,aynı sayılabilecek bir anda başka bir adam da benim oturduğum masaya oturdu...(arkadaşlarım hala ayakta)dialog aynen şöyle..
-hayırdır?
-önce ben geldim..
-hayır önce ben oturdum.
-bakın yan masa da boş.
-oraya gidin o zaman.
-ben gitmem bana ne isterseniz beraber otururuz.
-düdük müsünüz beyefendi?

bu cümle üzerine benim ve onun arkadaşları gülmeye başlar.okula döndüğümde matematik hocasının değiştiği haberini alır ve sevinirim matematekçiyle aramız iyi değildir çünkü...ertesi gün yeni matematikçimiz sınıfa girer...kimdir peki?

düdüktür...

3-5 sene önceydi sıcak bi yaz akşamı evin altında bulunmak suretiyle sinek avlayan bakkal amcanın yanında oturuyoruz muhabbet güzel gençliğin verdiği ve yazın getridiği sıcaklık kanımızı kaynatmış durumda arkadaşlardan biri bakkaldan vileda sopasını almış parmağı üserinde dengede tutarak akrobasi yapmaya çalışıo :D ordan diğer bi arkadaş elinden vilade sopasını kaptı oda serçe parmağında oynatarak daha yetenekli olduğunu ispatlamaya çalışıo :D bendeniz durur mu bende onun elinden kaptım orta parmağamın üzerinde durdurucam hemde onlara işaret çekecem derken birden parmağım sopanın içine kaçtı :) aksilik bu ya bide çıkmıyo tam bi çizgi film sahnesi gibi herkes yarılıyo gülmekten :) benim arkadaşları ciddiyete davet etmem üzerine herkes bi toparlandı 35 dakkaya yakın uğraştık ama çıkmadı öle elimde kaldı :) derken içerden çıkan bakkal amca hayatım boyunca unutamıyağım o sözü söledi ki hala aklıma geldiğinde.....

- Serhat korkma giren herşey bir gün geri çıkar :)

sozlusabotaj

sanırım lise 2 ye gidiyodum rehberlik dersi öğretmen tutturdu biyografi yazıcaz neyse ben yazdım o gün D.G isimli arkadaşım okula gelmemişti bizde 2-3 kafadar paçavra gibi bir kağıda D.G nin ağzından biyografi yazmaya başladık ..

Ben D.G çok mutsuzum annem alkolik babam ise bir kumarbaz sürekli annemi dövüyo babam beni maça götürmek için sürekli söz veriyo ama hiç götürmüyo :)
artık yaşamak istemiyorum kapansın gözlerim bitsin bu hayat hakkını helal et helal et usta :)

yukarıdaki gibi bi saçmalığı paçavra bir kağır eşliğinde hocaya verdik neyse güldük eğlendik üzerinden 2 aylık bi zaman dilimi geçti o gün herzamanki gibi arkadaşlar kaynatıyoruz sınıfa bir kadın girdi sonra dışarı çıktı sınıf kapısının önünde oğlum oğlum diye ağlamaya başladı sonra hocalar felan bende sanki bilir kişi gibi yanına gittim ne yapacaksam :P

- Hayırdır teyze ne oldu ?
- D. nerde okulda mı ?
- yok teyze okulu astı kesin hep yapıyo :p (maksat gıcıklık olsun )

sonra diyalog uzadıkça öğretmenin biyografiyi okuduğunu öğrendim annesi çocuğu arıyomuş fakat ulaşamıyormuş telefonu kapalı tabi nası bi mantık kurdu yazdıklarımız gerçek miydi asla öğrenemedik ama annesi intihar ettiğini düşünmüş sonra yüreğimiz el vermedi de gerçeği söledik sonuç dürüslüğümüz karşısında müdür ve rehberlik servisi yanında 1 ay sahte belge düzenlemekten yazılı uyarı :)


geçen okulda arkadaşımla konuşuyoduk. arkamızda da iki kız vardı. dönüp onlarla konuşmaya başladık. böööyyyle devam ederken. laf azıcık (artı) 18 konulara geldi :D :P :D
ama bu kızlardan biri kapalı. :D ve fem e gidiyo :D
ben de
=>;aaaaa bu kız fem li onun yanında olmaz
=>;(diğer kız) niye ki onların yaşamaya hakkı yok mu ...


sozlusabotaj
birgün arkadaşın dükkanında oturuyorum (internet kafe kırması bi teknik servis) arkadaş beş dakikalığına içeri gitti 1 dakika geçmeden içeri bi kız girdi bi hayli güzel elinde bilgisayar kasası var halinden anladığım kadarıyla bi hayli sıkıntılı
yanıma doğru geldi:
-pardon burayla sizmi ilgileniyorsunuz ?
-hayır :)
-???

sonra gitti dedim tüh geyik yapıcam diye müşteriden ettik adamı diye üzülüyorum :) arkadaşımla 1 saat felan oturdum derken mekanı bana emanet etti işi varmış gitti biraz vakit geçmeden aynı kız geri geldi

-pardon burayla siz mi ilgileniyorsunuz ?
-evet
-ya benim bilgisayarımla bir sorunum var
-ne gibi ?
-windowsum çöktü galiba format atarmısınız?
-tabiki bırakın ben bi bakıyım
-ama msn listem silinmesin
-:S :S :S

bir gün kapı önünde oturuyorum 15-16 yaşlarından bi çocuk başka bir çocuğu kovalıyo arkasından küfür kıyamet onların arkasındanda topal yaşar lakaplı bi şahsiyet var elinde satırla bu 2 sini kovalıyo derken önüme doğru geldiler 2 çocukta durdu yaşarda durdu kovalayan çocuğa sordu :
-nie kovalıon la bunu
-anama küfür o.çucuğu
elindeki satırı çocuğa uzatarak
-al yigenim bunla kovala daha iyi döversin :)



BİZİM BURADA İNTERNET ÇEKMİYOR!!!



Az önce iş icabı Isparta'da bir müşterimizi aradım. Telefonu

açan kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanımefendi

gayet kibarca "Bizim burada internet çekmiyor!!!" dedi.


KESKİN ZEKA


Geçenlerde Mc Donalds`ta 3. 01$ tutan borcumu ödemek için 5$ verdim, 1cent daha verdim. Herif, önce 5$`dan ne kadar para ustu vermesi gerektiğini hesap makinesi ile hesapladı, önce hesap makinesinin gösterdiği 1. 99$`i bana bir suru bozukluk olarak geri verdi, sonra 1 cent daha verdi.


MİKRODALGA FIRIN, KADIN VE KEDİSİ



Su olayı da bir arkadaştan duydum, gerçek olduğunu söyledi:



Kadının, biri evine yeni bir mikrodalga fırın almış. Kadının, bir de çok sevdiği bir kedisi varmış. Bir gün kadının, kediyi yıkaması gerekmiş. Tabi kediyi yıkadıktan sonra bir de kurutmak lazım. Aklına bu isi çabucak halledebileceği parlak(!) bir fikir gelmiş. Islak kediyi alıp, mikrodalganın içine koymuş. Tabi zavallı kedi, mikrodalganın kapağı tekrar açıldığında ölü bir şekilde fırının içinde boyluca yatıyormuş. Bu durum karsısında kadın, sevgili kedisini kaybetmenin intikamını almak için mikrodalga üreticisi firmanın aleyhinde yüklü bir tazminat davası açmış.


Mahkemenin kararı ise su: Üretici firma, fırının kullanma kılavuzunda ”İçinde kedinizi kurutmayınız” yazmadığı için suçludur ve istenen tazminatı ödemekle yükümlüdür.


TAKSİCİ



Cuma aksamı gecenin bir yarısı Arnavutkoy'de taksi arıyordum. Fakat

etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir taksi

şoförü gördüm. Adama yaklaşıp, "Abi müsait misin?" dedim. O da,

"Ehliyetin var mı?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben kullandım, o
basa basa yemeğini yedi.

TİNERCİ ÇOCUĞUN EVİ



İstiklal'in oralarda, 9-10 yaşlarında , büyük olasılıkla tinerci, iki

çocukla konuşuyor polis. Birisine sordu, "Nerede

oturuyorsun sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,orada burada
uyuyorum". Polis öbürüne dondu: "Peki sen?". İkinci çocuk:"Komşuyuz!":)


12 eylül darbesinde yaşanmış komik olaylar

Yıl 1980. Güvenlik güçlerinin ev baskınları had safhada. O günlerde polis bir ihbar üzerine solcu olarak bilinen birinin evini basmış. Tabii ilk iş olarak evdeki kitapları karıştırmaya başlamışlar. Polislerden biri kütüphanede Lenin'in kitaplarından birini bulmuş. Artık hangisiyse kitabın üzerinde Vladimir İlyiç Lenin'in kısaltılmış hali olarak VI Lenin yazıyormuş. Eleman heyecana kapılıp başlarındaki amirine gidip "Amirim" demiş, "Biz bunun birincisiyle başa çıkamadık, bakın herifler altıncısını çıkarmışlar!"

Yine aynı dönem. Bu kez başka bir eve baskın düzenlenmiş. Bu baskında güvenlik güçlerinin amiri bastıkları evin sahibini karşısına almış azarlıyormuş: "Ulan vatan haini, ulan Moskof uşağı, hadi anandan babandan utanmadın, bari şu duvarına resmini astığın ak sakallı dedenden utan!" Duvardaki ak sakallı dede ise, Karl Marx'ın o çok bilinen resmiymiş.

1980 öncesi Ankara - Keçiören'de bir marketin camında "Nefis Rus salatası geldi" yazıyormuş. Bu yazıyı gören ülkücüler marketi basmışlar ve sahibini "Bu yazı yarın ordan inecek" diye tehdit etmişler. Ertesi gün marketin vitrininde yeni bir yazı varmış: "Nefis Amerikan salatası geldi!"

Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne *** ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu

Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor dama. "Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: " Katı, Sıvı, Gaz." Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:
- Katır, Sığır, Kaz

Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz "Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. CocaCola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Bizde bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. Maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi. Davadan haberdar olan CocaCola yönetimi adına açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına " Başka şişede inşallah " yazmayı düşündüklerini söyledi

Bir firmaya bilgisayar kurmak için Adana'ya gitmiştik. Arkadaşımla sigara almak için büfeye girdik.
Arkadasim: "bi kısa Camel verir misiniz" dedi.
Gelen cevapla dumurun doruklarındaydık:
-Ne yalvarıyon lan adam gibi istesene.

sultanbeyliye tiyatro gelmis. islamci oyun oynuyorlar elemanlar. Neyse oyunun
bir yerinde rol icabi israil askeri kiligina girmis elemanlar filistin genci
rolündeki gencin kolunu kiriyoRlar. oyunun basindan beri
gaza gelen haci amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayip
"tekbiiiir allahu ekbeeer " diye bagirarak firliyor ve ayakkabisini
cikarip israil askerlerinden birine firlatiyor. asker rolundeki herifin
surati kan icinde kaliyor. oyun iptal ediliyor ama isin komigi ayakkabiyi
firlatan haci amcaya anlatamiyorlar bunun bir oyun oldugunu. o hala
"munafiklar birakmadiniz digerlerini de devireyim" falan
diyormus.


en yazılısının birinde "hacim nedir?" diye sormuştum...bir öğrencimin verdiği cevap beni bayağı güldürmüştü...

cevap: "haca gidenlere hacım denir" -i- nin üstündeki noktayı görmedi sanırım

Öğrenci değil ama öğretmenlerin sorduğu komik sorular oluyor.

Örnek Hocam benim bilgisayarda internet bağlantısı kesildi. Ağınızı yöneten kişiye başvurun diyor. Benim bilgisayarı siz kurmuştunuz ya kusura bakmayın geç vakit ama nolcak şimdi?
Pc Teknik Destek Forumu


Soru: Anakart nedir

Cevap: Başkarttır.


Öğretmen: Word belgelerinizi disketlerinize kaydettiniz mi?

Öğrenci: Hocam bu kaydetmiyo

Öğretmen: Disketi yerleştirdin mi?

Öğrenci: Hayırrr. Yerleştirmemiz mi gerekiyo hocamm. Böyle olmaz mı?

Bir ingilizce öğretmenimiz anlattı dün ,aynen aktarıyorum;

Öğretmen :

-Zeynep,kaç sattir bakıyorsun arka sıraya ,yeter artık!

-Hocam,bakıyorumda sanki anlıyor muyum ,hepsi de ingilizce yazdıkalrının...

Nece olacaksa artık...

Biyoloji (Lise 1)

Soru: Omurgalı hayvanların "sıcak kanlılar" ve "soğuk kanlılar" olarak ikiye ayrılmasını nasıl açıklarsınız?

Cevap: Çok güzel açıklarım. Şöyle oluyor bazı insanlar herkesi sever kimseyi üzmezler bunlara sıcak kanlı denir bazılarıda hiç gülmez herkesi üzerler bunlarda soğuk kanlı oluyor. Öğretmenlerimizde böyledir sıcak kanlı olanda var soğuk kanlı olanda.

İlköğretim 1. sınıf öğrencileri:

1-Atatürk'ün mezarı nerededir?

Cevap:Anıtka 1'de.

2-Atatürk'ün babasının adı nedir?

Cevap:Ali Rıza Beyefendi

3-Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a niçin gitmiştir?

Cevap:Gezmek için


İlköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin İngilizce sınav sorusu mesleklerle ilgiliydi.Mesleklerin adlarını resimlerin karşısına yazmaları gerekiyordu.Yazmışlar da...

polisman

hemşireman

doktorman

mühendisman....


öğrencim sınavda hiç bir sora
Uya dokunmadan kağıdın en altına şunu yazmıştı

sorular sorduğunuz gibi

cevaplar da bildiğiniz gibi




Okulların açıldığı gün...

6. sınıflarla ilk dersimiz ve tanışıyoruz...

En önde oturan kızdan başladık...

"Hadi bakalım, kendini tanıt"

"Örtmenim, gerçekten mi, şakadan mı?"

"O ne demek şimdi kızım"

"Öğretmenim siz beni zaten tanıyorsunuz ya"

(Evet,doğru abilerini de ben okuttum. Mahallemizde oturur. Neyse bozuntuya vermemek lazım...)

"Tamam tanıyorum ama kural böyle, hadi bakalım"

" Örtmenim, ne diyeceğimi unuttum. Yarına hazırlanıp gelsem olur mu?"


Ünlülerle İlgili Yaşanmış Komik Olaylar

'Seda SAYAN' yine bi sabah elleri belinde, programını sunuyor. O sırada bi canlı bağlantı olur
ve...
Seda SAYAN:
- AAloooğğğ kiminle görüşüyoruz ?
- Ben Mustafa
- Naber lan Mustafa ?
- Nerden arıyosun bizi Mustafa ?
- Şişli'den.
- Ne iş yapıyon lan Mustafa?
- Belediye başkanıyım... (Mustafa SARIGÜL)



Esra Ceyhan'ın programında da böle anlardan çok yaşanmıştır şöyle ki,
yeni piyasaya çıkmış birini konuk etmiştir Esra hanım, sohbet ederler,
Esra hanım her zamanki gibi başlar yalakalıklarına, kasetiniz çok güzel olmuş geçen hafta aldım evde
arabada her yerde dinliyorum demesi
üzerine yeni yetme ? kasetim daha çıkmadı haftaya çıkacak? demesi



Müslüm Gürses filminden bir sahne; Müslüm Gürses kadını kollarından
tutmuş sarsa sarsa sormaktadır;
Müslüm: Seviyor musun?
Kadın: Hayır!!
Müslüm: Seviyor musun?!!!!
Kadın: Hayırrr!!!!!!
Müslüm: Seviyor muusuunnnnn!!!!!!!!
Kadın: Eveett!!
Müslüm: Yalannnnn!!! (deyip kadına bir tokat atmıştır)



Sokakta kurban kesen insanlarla röportaj yapan NTV muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-Burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-Yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.



Jean Claude Van Damme'ın BBG evine girmesi. Akabinde oradaki bir yarışmacıyla diyalogu:
Jean Claude Van Damme: Do you speak english?
03 hede: maybe



Reha Muhtar'ın tavanda yürüyen sirk cambazı ile konuşurken ekranda kendi görüntüsünü ters çevirtmesi
ve röportajı 2-3 dakika boyunca baş aşağı yapması



Mustafa Denizli'nin ATV de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan Erman Toroğlu'nu
anons ederken "tartışmasız Türkiye'nin en büyük düdüğü" demesi Erman Toroğlu'nun afallaması.



Bir Cevizkabuğu programı, konuk Zekeriya Beyaz
ZB: Şimdi, sayın cevizkabuğu...
HC: Cevizoğlu efendim.



Reha muhtar telefondaki adama fırça atıyor.
-Bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
-Bakın efendim şöyle izah edeyim...
-Sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun.. cevap versene??!
-......??



Arena'da Uğur Dündar'ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok
buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki
temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz
Uğur Bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilk kez Afrika'dan muzun içinde geldi" diye
cevap verdiği an.



Acun firarda programında, Acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen
kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip, "görüyorsunuz sayın
seyirciler magandalık sadece Türklere özgü değil, Avrupa'da da
magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? Ben de türküm" demesi.

Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli… Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı… Ama tek canın var…"


Kayıp aranıyor
Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize sokmaya yetti: "Bu kadar insan hala bulamadınız mı?"

Giyim kuşam
Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar gibi olmuşsun!"

Cadaloz kaynana
Okul arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler kesiliyor. Biz hep beraber "Aaaa!" diye tepki gösterirken, damadın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor. "Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı."


Sütün faydaları
Sabah erken okula gidecek yeğenimi uyandırmadan önce, kalkar kalkmaz içsin diye hazırladığım sütün bardak ebadını o kadar abartmışım ki, henüz uyanmaya çalışan, tek gözü açık oğlumdan gelen cümle: "İneğin kendisini getirseydin bari."

Emniyet kemeri
Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet kemerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."

Arabam çalındı
2 gece önce okul dönüşünde arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: "Gördün mü bizim müşterileri… Hey maşallah!" dedi.

Ne münasebet !
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"

Yanlış telefon
İşe giderken cep telefonumu evde unutmuşum, ama televizyon kumandasını almayı ihmal etmemişim.


(Gerçek Olay) Amcam ile mahkeme arasındaki gerçek diyalog'tan: Muhtar olan amcam,bir gurup köylüler tarafından "rüşvet alıyor!"diye şikayet edilir.Dava açılır ve amcama duruşma için celp gelir.Duruşma günü bütün şikayetçiler ve amcam kasabaya giderler.Duruşma başlar ve Hakim amcama iddianameyi okuduktan sonra-şikayetçileri eliyle göstererek-"Bak,Muhtar rüşvet aldı diyorlar ne diyeceksin..!"der.Söz alan amcam "Hakim bey bana da hep zaman zaman Hakimler rüşvet alıyor derler amma ben inanmam..!" der. Bunu duyan Hakim öfkeyle ve hiddetle müştekilere döner ve "çıkın dışarı BERAAT" der.


Bir hukuk talebesinin en sıkkın anı ve sitayişi: *ÖFF BE NE ZOR ŞEY ŞU DERSLER.HAYATIM MUTLAK BUTLAN OLDU BEE!İŞBU SAİKTEN HARBİ KAFAYI KIRMAYA EKSİK TEŞEBBÜS KALMAK ÜZEREYİM..NE YAPMALIYIM ACABA?NERDEN GİRDİM ŞU OKULA?TAAMÜDEN HOCALARIN KAMPÜSTE GEÇECEĞİ YERLERE DERİN ÇUKURLAR MI KAZSAK YOKSA BİLİNÇLİ TAKSİR YOLUYLA OKULU BASIP VİZE KAĞITLARINI MI DEĞİŞTİRSEK!YOK YOK BU DA YETERSİZ.EE NE YAPAYIM YAA??İNEKLEMEKLE GEÇİYOR ÖMRÜM YAA!GENÇLİĞİMİ YEDİ BU OKUL RE'SEN YANİ.HAH BULDUM 5-6 YILLIK ARKADAŞLARDAN "YALVARMA KOMİTESİ" VE AF'TAN YARARLANMIŞ BİKAÇ ARKADAŞTAN DA "İNTİHARA TEŞEBBÜS KOMİTESİ" KURSAK TA OLUR.İNTİHAR KOMİTESİNDEKİ ARKADAŞLARA BİRER "GAZ BİDONU" VERİRİZ.BELKİ HOCALAR "MERHAMET KARİNESİ" NE GİRİP BİZE YETERLİ NOTLARI VERİRLER DE KURTULURUZ ŞU "HUKUK FAKÜLTESİ NEZARETHANESİ"NDEN NE DERSİNİZ.not:ben 8 yıllık bir hukuk fakültesi talebesi olarak geçen sene yalvar yakar malülen okuldan mezun olmanın haala sarhoşluğunu yaşayan stajı bitmek üzere olan gariban bir awukatın tekiyim.Bu siteyi ve yayınlananları tam teşebbüs halinde zevkle ve kasten okumaktayım.Umarım bu metnim de olduğu gibi yayımlanır. (M.Erkam Tatoğlu)


Karadenizli olan mübaşir, bir gün hakim beyin evine giderek hanımına "Hakim pey evdemidırlar ?" diye sorar. Hakimin hanımı sinirli bir şekilde "Ne münasebet, o sadece mahkemede dırlar" diye cevap verir. (Av.Zühtü Kazancı)


(Gerçek Olay) Herkesçe tanınan ve sevilen bir ses sanatçısı yaralamaya azmettirme suçundan yargılanıyordu. Olayın tanıkları, sanığın diğer sanıklara VURUN diye bağırdığını ifade ettiler. Bu arada ses sanatkarının Avukatı söz alarak, "Efendim, tanıklar yanlış ifade ediyorlar, müvekkilim, VURUN demememiştir, DURUN demiştir. Fakat bu VURUN şeklinde anlaşılmıştır". (Av.Nusret Kadri Soycan)


(Gerçek Olay) İpsala Adleyesi'nde Savcı zorla kız kaçırma davasının soruşturmasını yapıyordu. Ben, ortağım Av.Murat'la beraber sanık vekiliydik. Mağdure de kendisini bir Avukatla temsil ettiriyordu. İfadeler alınırken birtakım müdahalelerde bulunup, olayın manevi unsurunun gerçekleşmediğini ispatlamaya çalışıyorduk. Nihayet üç sanığın ifadesi alındı, ancak Savcı, mağdurenin kaçıranların dört kişi olduğunu söylediğini, dördüncü kişinin ortaya çıkarılmasının gerektiğini ifade ediyordu. Müvekkillerimiz özellikle bu dördüncü kişiyi ifşa etmeye yanaşmıyorlardı. Bu ise delillerin toplanmamış olması demekti ki, tutuklanma için yeterli bir neden olarak karşımızda duruyordu. Savcıdan izin isteyerek müvekkillerimizle konuştuk ve dördüncü kişinin Hakkı isminde biri olduğunu bildirdik. Bu arada soruşturmaya ara verilmişti. Savcı, hepimize çay söyledi ve aramızda tatlı bir sohbet başladı. Ben, "Efendim eğer sanıklardan birinin adı Rıza olsaydı, kız rızayla kaçırılmış olacaktı, değil mi?" diyerek kendimce bir espri savurdum. Geçen zaman içinde Jandarmalar dördüncü sanığı getirdiler. Kendisiyle hiç konuşmamıştık ve üç kişinin ne ifade verdiklerini bilmiyordu. Ancak, özel bir görüşme yaparsak sanığa kendisinden öncekilerin ne ifade verdiklerini söyleyebilirdik. Ancak sanık, Avukat istemediğini, savunmasını kendisinin yapacağını ifade etti. Savcı da büyük bir nüktedamlıkla "Avukat Beyler, Hakkı da geldiğine göre lütfen odayı terkedin de ifade alalım, rızayla kız kaçırılırsa, hakkıyla da ifade alınır".


(Gerçek Olay) Bursa'da Ağır Ceza Mahkemesinde stjajımı yaparken Reis bey sanığa sordu: 'oğlum adamı kaçırmışsınız, dövmüşsünüz, parasını almışsınız, hakkında iddialar var, ne diyorsun bu iddialara' diye sorunca sanığın verdiği cevap : 'Valla hakim bey benim böyle bir iddiam yoktur, tahliyemi isterim'


(Gerçek Olay) Bursa'da asliye hukuk mahkemesinde stajımı yaparken bir boşanma davası sırasında davalı söz aldı ve: 'Efendim ben karımı deliler gibi, çılgınlar gibi seviyorum' dedi. Davacı hanımın vekili de : 'Efendim işte sorun burada davalı eşini deliler gibi, çılgınlar gibi seviyor. Normal değil bu, normal sevemiyor' diye cevap verince salonda herkesi bir gülme tuttu.


Avukat, cezaevinde sanıkla görüşmektedir. Sanık: "-Aman abi, ne olursun beni kurtar, beni savun". Avukat, "-Seni savunacağım ama, bana ödeyecek paran var mı?". Sanık, "-Ne demek abi, iki milyarlık çeki hemen yazayım, daha sonra da bi beş milyarlık çek daha keseyim, sen onu merak etme." Avukat, "-E o zaman davanı alabilirim, söyle bakalım, seni neyle suçluyorlar?" Sanık, "-Karşılıksız çek kesmek..


(Gerçek Olay) "Askerliği bitirip İpsala'da hazine Avukatı olarak göreve başlamıştım. Heyecanlıydım. İlk duruşmama girecektim. Vatani görevim sırasında stajda edindiğim yarum yurum bilgiler de kafamdan gitmişti. Duruşmaya girdim, Hakim, nezaketle oturmamı işaret etti. Daha sonra "keşif yapacağız ne diyorsun" diye sordu, ben de oturduğum yerden "ben keşif istemiyorum" siz taleple bağlısınız, bu dosyaya derhal karar verin diyerek hakime karşılık verdim. Hakim bu cevabım karşısında epeyce hiddetlenmişti, babacan tavırları bırakıp hiddetle bir iç çektikten sonra, sert bir sesle "gereği düşünüldü" dedi, ben oturduğum yerde istifimi hiç bozmadan duruyordum. Hakim, aynı şiddetti bir defa daha "gereği düşünüldü" diyerek tekrar etti, ben de "düşünün hakim bey, ben de düşünüyorum" diyerek istifimi hiç bozmadan karşılık verdim. Hakim, patlayacak vaziyete gelmişti, "Avukat bey, Avukat bey, karar veriyorum, gereği düşünüldü dendiği zaman ayağa kalkılır" diye şiddetle bağırdı. Ben de askerden alıştığım bir çeviklikle esas duruşta ayağa kalkıp "emredersiniz komutanım" diyerek bağırdım. Diğer Avukatlar ve hakim gülüşmeye başlamışlardı. Bu benim için iyi bir ders oldu. (Av.K.Soycan)


(Gerçek Olay) "K.Çekmece 3.As.Huk. Mahkemesindeki duruşmamı beklerken, hakim başka bir davaya geçti.Dava BOŞANMA davasıydı .Davacı vekili hakime dönerek "-efendim şimdi dinleteceğimiz tanık, TARAFLARIN MÜŞTEREK ÇOCUKLARIDIR" açıklamasını yaptı, hakim "-tamam anladım" dedi. Tanık çağrıldı,hakim sordu :"- TARAFLARI TANIR MISIN? AKRABALIK VAR MI?" (Ben kendimi dışarıya zor attım)." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "Fatih Adliyesinde, bir Asliye Ceza Davası için sıramı bekliyordum. Hakim, başka bir davanın duruşmasına geçti. Bu davada "Müşteki" olduğunu söyleyen bir vatandaş geldi ve hakim kendisine sordu. - Şikayetçi misin? - Evet şikayetçiyim Hakim Bey. - Tanığın var mı? - (Kendinden son derece emin bir şekilde) VARDIR Hakim Bey .- İsmini söyle de çağırıp dinleyelim.- CENABI ALLAH'TIR Hakim Bey." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "4650 sayılı kamulaştırma kanununda değişiklik yapan kanunun 14. maddesinin son cümlesi: "Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez."
Alıntıdır..


Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşandı. Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile
çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici.
Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan politikayla
uğraşmış ve halen Kayseri'de yasayan işadamı
22 Şubat 2001 tarihinde Bünyan sınırında Kayseri Malatya kara yolu üzerinde bir benzin istasyonuna girer.
Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için
lokantadan çıkar.
Ancak dışarısı hem zifiri
karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık
300 metre mesafedeki Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır.
Oradan gecen bir arabaya binip Bünyan'a ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir.
Adam bir-kaç adim ötesini bile görememektedir. Gelip-gecen bir araba da yoktur.
Nihayet karanlıklar içerisinde hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder.
Arabanın tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır araba yeniden
hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi direksiyonda da kimse yok.
Birden paniğe kapılır. Korkuyla hemen arabadan atlayıp oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem
araba hızlanmış hem de korku ile dizleri bağlanmış hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır.
Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır. Tam bu esnada pencereden
bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştıkça Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni..." deyip kapıyı açmasıyla birlikte
kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir
Elham okuyarak Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve sok haldedir. Kendisini
tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir cay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip sesi titreyerek
başına gelen doğaüstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de anlatan kişinin akli başında
ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden herkeste derin bir sessizlik oluşur. yaklaşık
yarım saat sonra ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak cay söylerler.
Bu arada gelenlerden birisi diğerine şunları söyler:

-Ahmet baksana şu sobanın başında oturan geri zekalı bizim araba yolda kalınca biz arabayı iterken
arabaya binip-inen kişi değil mi?-


Bir gun yolda giderken kaset satan bir dukkanin caminda aynen soyle bir yazi gormustum: "Arabalar icin cistakli muzik gelmistir"
Boylesine asiri guzelliklerle dolu bir ulkeyi ve insanlari sevmemek mumkun mu ?


--EN ÖZEL ÖSS...(YENİ)--

Üniversite sınavlarının en komik olayı Alanya'da yaşandı.. Koca okulda tek başına sınava giren bir genci 12 görevli bekledi. Büyük sınavın yapıldığı saatlerde ÖSYM'nin hataları yüzünden ilginç olaylar yaşandı. Günün en komik olayının yaşandığı yer Alanya'ydı. Toplam 550 öğrencinin eğitim gördüğü Şükrü Mülazımoğlu İlköğretim Okulu'na sadece bir adayın ismi yazılmıştı. Okula gittiğinde kimseyi göremeyen Gökhan Gök isimli genç, önce geç kaldığını sandı. Ancak kısa süre sonra gerçek anlaşıldı. Gök, koca okulda tek başına sınava girecekti. Gök için sınav boyunca 6 polis, 2 öğretmen, 2 gözetmen ve iki hizmetli görev yaptı. Türkiye'nin en özel ÖSS'sini yaşayan talihli genç için görevlilere, 280 milyon lira ödendi. Kaynak:havadis.net
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

--Film Gibi(YENİ)--

Baba Zula’nın Duble Oryantal adlı albümündeki 5 şarkı, TRT denetimine takıldı. Denetime takılan şarkılar, adeta birer porno yayını gibi.. Geleneksel Türk müzik aletlerini elektronik öğelerle birleştirip değişik bir tını yaratarak Halk Müziği’ne yepyeni bir soluk getiren Baba Zula grubunun beş şarkısı, TRT denetiminden geçemedi. İşte geçmeyen şarkı sözlerinden biri... EYVAH DAYIM GELDİ... Eyvah dayım geldi dayım Senin saklanman lazım Kalk çabuk üzerimden Atla git pencereden Vallahi görür seni Hemen giyinmen lazım Al çabuk eteğini Tut bari sutyenini Boşver şimdi giyinmeyi Dayım geliyor dayım Çabuk saklan şu dolaba Sesini hiç çıkarma


--Doğuştan Fanatik--

Denizli'de oturan fanatik Beşiktaşlı Hasan Kiriş, doğan çocuğuna 'Beşiktaş Deniz Murat' ismini verdi, nüfus cüzdanını da aldı...

--Telekomdan Özel Tarife istedi--

Zonguldak'ta bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışan Hasan Basar'ın başı yüklü telefon faturalarıyla dertte! Kekeme olduğu için uzun süren görüşmelerinin kabarık faturalarından sıkılan Basar, Türk Telekom'dan özel bir indirim istemiş, ancak kabul görmemiş. O da Telekom aleyhine 50 bin YTL'lik yeni bir dava açmış. Sonucu merakla bekliyoruz...

--Yürüyorum,Yürüyorum!!--

Yeşilçam filmlerinde sık sık gördüğünüz, 'Araba çarpması sonucunda gözlerin açılması' klişesi bu kez gerçek oldu. 15 yıl önce geçirdiği trafik kazasından ötürü koltuk değneklerine mahkum olan 70 yaşındaki Memiş Yalçın, sandalyeden düştü ve eskisi gibi yürümeye başladı

--Colarado'da Vahşet--

Colorado'daki bir polis merkezinde vahşet... Yaşlı bir kadını öldürmek suçundan ifade veren ABD'li psikopat, 7 polisi katlettikten sonra kaçtı. (inanması garip ama gerçek!)

--Donunu Unuttu--

Otobüste uyuyakalan Gönül adindaki kadin, bacaklarinda bir serinlik hissedince külotunun çalindigini farketti. Durumu soföre bildiren Gönül,"Külot giydigime eminim. Iyi ki baska seyimi çalmamislar" dedi.

--Deprem Hattına Sapık Dayandı--

Saglik Bakanligi'nin Deprem Hatti olarak kullandigi telefon hatti cinsi sapiklar yüzünden kilitlendi. Sapiklar, uzmanlara "Cinsel iliski nasil oluyor","Benimle sicak saatler geçirmek ister misin"seklinde garip sorular soruyorlardi

--69 Yüzünden Boguldu--
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

Sevgilisi Deniz'in fantezilerine ayak uydurmaya çalisan manav Nihat,canindan oldu.Silivri'deki yazligin bahçesinde seks yaparken"illede suyun altinda 69'u yapalim "diyen Deniz'e uyan Nihat, yüzme bilmediði için boguldu.

--Takmadı diye kaçtı--

Takilara çok meraklı olan Selma Aknur, kocasi takmayinca evden kaçti. Polise başvuran dertli koca Ali Aktur, "Ben ona fazla takamadim,param yoktu. O zengin birine taktiracak galiba. Ama onu seviyorum,onu bana bulun" dedi.

--Boruda Sabahladilar--
Karisi ile geç vakte kadar eglenen Nedim Mimar, anahtarlarini bulamayinca kapida kaldi.Evin önündeki dev su borularinin içinde sabahlamaya kalkan Mimar ailesi sabaha karsi polis, uygunsuz vaziyette yakaladi.

--Boga Kadina saldirdi--

Kirmizi bir elbise çarsiya alisverise giden Dürdane Tokmak, birden karsisýna kara bir boga çikinca çok korktu. Burnundan dumanlar çikan azgýn boga Tokmak a saldirdi. Yaralanan kadin hasteneye kaldirildi.

--Otobüste İçki Servisi--

V.... Turizm'in İstanbul - Ankara hattında hizmet veren bistro otobüslerindeki alkollü içecek servisi, geçen ay kaldırıldı. İçki servisi için, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alınması şartı kondu. Bistro otobüslerinde 1994 yılından beri devam eden alkollü içecek servisi, geçen ay bir şikâyet üzerine kaldırıldı. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu, şikâyet üzerine Varan Turizm'e, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alındığı takdirde içki servisi yapabileceğini bildirdi.

--Karı-koca Çıktılar--

Ürdün'de internet aracılıyla tanışıp birbirini seven çiftin sanal aşkı, ilk buluşmanın ardından, karı-koca olduklarını anlamalarıyla son buldu. Petra haber ajansı, Bekir Melhim ve eşinin fikir ayrılığı nedeniyle aylardır ayrı olduklarını, ancak sıkıntı ve şansın çifti internetteki bir sohbet ortamında yeniden buluşturduğunu duyurdu. İnternette kendini bekar, kültürlü, dindar ve okumayı seven biri olarak tanıtan, Adnan takma adını kullanan Bekir, Cemile takma adıyla sohbet ettiği eşi Sana'ya aşık oldu. Giderek büyüyen sanal aşkın ardından çift, evlilik planları yapmaya başladı. Ancak evlenmeden önce yüz yüze görüşmek gerekiyordu ve çift buluşmaya karar verdi. Çift, daha ilk buluşmasında büyük sürprizle karşılaştı. Bekir, Sana'yı gördüğünde 3 kez ''boş ol'' diye bağırırken, Sana bayılmadan önce ''Sen sadece bir yalancısın'' diyebildi.

--Cem Yılmaz Giyindi!--

Okul yıllarından beri ilk kez kravat takan ünlü şovmen, ''K.çım büyük ondan 501 bile giyemedim'' dedi Cem Yılmaz erkek dergisi Boxer'e kapak oldu. Ünlü komedyen okul yıllarından sonra ilk kez kravat bağladı, siyahtan vazgeçti. "Bana hiç bi b.k yakışmıyor. Moda olan hiçbir şey giyemedik biz ya. Hayatımda bir kere 501 giyemedim. Deli gibi moda olduğunda bile." diyen Cem Yılmaz 'Neden?' sorusunada şu şekilde cevap verdi: K.çım büyük. Sadece bu giydiklerim yakışıyor galiba. Giydirdiniz gördük. Aslında ben sizin yerinizde olsam o resimlerin altına şöyle yazarım: "Niye hep siyah giydiğini anladınız mı şimdi?"

--Türüt Yargıtay'dan Kovuldu--

Sahne aldığı programda espri yapmaya çalışan İsmail Türüt’ün “Lamba Kafa” şeklinde seslendiği kişi başsavcı çıktı. Yargıtay’a kadar giderek özür dileyen türkücü, özrü kabahatinden büyük olduğu için kendini affettiremedi. Türüt’ün “Bizim oralarda saygın kişilere lamba kafa denir” açıklaması hemşehrisi olduğunu bilmediği başsavcıyı daha da kızdırdı. Memleketi Rize’de özel bir gecede sahne alan İsmail Türüt, protokol masasını horon tepmeye davet etti. Tanıdığı isimleri “Sayın valim, sayın milletvekilim” şeklinde saygılı bir üslupla sahneye çağıran Türüt, aynı masada oturan başsavcıyı tanıyamadı ve kelliğine gönderme yaparak “Uy, lamba kafa sen de gel” dedi. Ankara ziyaretinde Yargıtay’a giderek “Lamba kafa” dediği savcıdan özür dilemek istedi ama işleri daha da karıştırdı. Başsavcı, eğilip bükülerek “Efendim, siz benim sözlerimi anlamadınız. Bizim memlekette önde gelen saygın isimlere ‘lamba kafa’ denir diyen Türüt’ü “Ben de Hopa’lıyım. Kimi kandırıyorsun? Özrün kabahatinden büyük. Asabımı bozmadan çık git” sözleriyle odasından kovdu.

u olay gerçekten yaşanmış...

Kral TV'nin sarışın, albenili sunucularından biri programında
"Bana ne kadar değer biçersiniz yani benimle evlenmek için ne kadar başlık
parası
verirsiniz?" diye soruyor, ağzını yayarak...
Telefona bağlananlar,"milyarlarımı, evimi, arabamı, varımı, yoğumu, her
şeyimi"
diye sayıp döküyor...
Orta yaş civarında bir bey arıyor; ?
150-160 milyon lira veririm" diyor.
Sarışın sunucu şaşkın, önerilen bu düşük değerin nedenini soruyor, bey de
cevaplıyor;
-"Sen aşağı yukarı 50-55 kilo çekersin değil mi??
-"Eeeee..?"
-"Eeeee'si... Kaşarın kilosu da üç milyon lira civarında...!!!?

Değişik kişilerin başından geçen komik olaylar

1
Bi gün anatomi pratigindeyiz. Ilk defa kadavra
diseksiyonu yapicaz.Hocamiz nasil yapicagimizi
anlatiyo, deriden bahsediyor filan.Ingilizce
tiptayiz
ama herkes Türkçe Ingilizce karisik konusuyor. O
sirada arkalarda duran yabanci bir arkadas, 'How
thick
is the skin?' (derinin kalınlığı nedir) diye
sordu. Hoca da
'Duyamadim çocuklar,
arkadasiniz ne sordu?' dedi. Yanindaki arkadas da
gayet
sakin 'Skin`in kalinligini soruyo.' dedi hocaya.
O da ne dedigini,hoca dahil, herkes kopunca
anladi.

2
Bilirsiniz, bi ara gençlerde cüzdana zincir takip
sarkitma modasi vardi. Istiklal'de yürürken,
yanimdan
bu model bi tip geçiyodu ki adamin teki bombayi
patlatti: "Ne o lan? Köpegin giccina mi kaçti?"
3
Bir gün, belediye otobüsünde giderken, belediye
otobüslerinde pek sik raslayamayacaginiz türden,
çok
güzel ve bakimli bir bayan,oturan bir adamin
ayagina
basti. Kadin gayet üzgün, adama "Kusura bakmayin
beyfendi! Çok özür dilerim!" dedi. Adam, bir
yandan
basilan ayakkabisina bakarken, kadina: "Tamam da
bacim,ayakkabinin a...na koydun!" dediginde biz
zaten olay
yerinde yerde sürünüyorduk.
6
Devlet Tiyatrosundan bi arkadas, bi oyun için mi
ne,
Akçaabat'a gitmis.Ekip olarak sehir merkezine
gelmisler. Kafalarini kaldirinca, koca bir bez
afis
görmüsler.. Söyle yaziyo: "Ben de sporcunun zeki,
çevik
ve ahlakli olanini severim. Akçaabat Belediye
Baskani"
7
Kisa anlatacam; üzerine düsünmeye vaktiniz kalsin.
Bi turist kiralik jipini parketmeye çalisiyor, bir
abimiz de yardim ediyo: "Come with the ball, come
with
the ball". Ne diyim?
8
Ya olmaz böyle bir firlamalik, dinleyin:
Istiklal'in
oralarda, 9-10 yaslarinda, büyük olasilikla
tinerci,
iki çocukla konusuyor polis. Birisine sordu,
"Nerede oturuyorsun
sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,
orada burada uyuyorum".
Polis öbürüne döndü: "Peki, sen?". Ikinci çocuk:
"Komsuyuz!"
9
Hisarüstü-Eminönü otobüsü. Orta yasli bir adam
bindi. Özel halk otobüsü degil. Adam, soföre:
"Biletim
yok, binebilir miyim?". Söför: "Yolculara sor".
Adam
bize döndü: "Binebilir miyim?"

Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma !
- Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.)
- Ha evet.
- Baban kızmıyor mu ?
- yok kızmıyor.
- Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi..
- Hmm ben sağda iniyim.


Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: "Bu düzen değisecektir" Bir vatandaş bağırmış: "Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?"


Hastanenin "Tıbbı Atık" bölümünde görevli; turuncu tulumlu, sırtında
kocaman tıbbi atık yazan ve oldukça çirkin olan yaşlı adama asansör
beklerken: "Ayyy tipe bak valla tam bir tıbbi atık." diyerek laf atan
yapay zekalı kişi benim ablam olur. Bunun üzerine ablamın şişman olduğunu
görüp, "Yük asansörü öbür tarafta, burada boşuna bekleme." diyerek cevap
veren eli öpülesice kişilik ise tıbbi atıktır.


2,5 yaşındaki yeğenimin sütyen görünce verdiği tepki: "Aaaa, meme külodu!"


e münasebet
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"


Çocuklar kimden?
Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.



Toplamda
Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor. Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda gülüşerek konuyu kapatıyoruz.


Köpük köpük
8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...


*Araba sevdası
Annem arabasını torpidosu için dantel örecek kadar çok seviyor. Geçenlerde arabayı çarpmış ve farı kırılmış. Babamın anlattığına göre trafik polisinin önünde "Yavrumun gözü çıktııııı!" diye ağladığı için polisler heyecanlanıp ambulans çağırmışlar.


Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama tek canın var..."


Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: ''Gördün mü bizim müşterileri... Hey maşallah!'' dedi.



M : Ben para çekecektim.
B : Hangi hesaptan
M : Benimkinden.
B : Tamam beyefendi de sizin hesap nosu kaç?
M : Bilmiyorum.
B : İsim neydi?
M :Benim gendimin mi?
B : YOK Ebenin ki... (demiyolar tabii böyle şeyler.. : ) )

********

Banka Memuru : Günaydın. sizin işlem neydi?
(bir arkada bekleyen bayan ) : Sohbet etmeyi bırak da işini yap be kardeşim. !

********

MÜŞTERİ : Ben Aycell faturasını bankadan yatırdım. ama hattım borcundan dolayı kapandı.
- nasıl olur? biz aycell tahsilatı yapmıyoruz ki?
- ben oyak'dan yatırdım zaten.
- ?
- ona bi baksak. olmuyo mu? oyak çok kalabalık da...
- olurmu kardeşim. ben nasıl görürüm oyağın hesaplarını?
- şundan baksan?(bilgisayarı gösteriyor.) hani onlar da oradan bakıyo da. olmuyo mu öyle?
- oluyo canım. hatta elim değmişken tapu da, muhtarda falan işin de varsa onu da aradan çıkaralım.

************
- doğum tarihiniz?
- 57
-tam tarih alıyım?
- 1957

***********
(kredi kartları için call center genelde anne kızlık soyismini ve mezun olunan ilk okulu güvenlik şifresi olarak kullanıyor)
- mezun olduğunuz ilk okul?
- ben lise mezunuyum.
- tamam da bana ilkokul adı lazım.
- iyi de ben liseyi bitirdim!
- ?

********
- anne kızlık soyismi?
- bilmiyorum.
- (pratiğiz ya!) dayınız soyismi ne?
- ya bi kart vereceniz taa dayımı karıştırıyonuz. istemem kart mart. (hışımla şubeyi terk eder.)


Nur topu
İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"


Helallik
Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem, veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."

Un merakı Komşumuzun kızı ilk fırıncıya kaçtı. Geri geldi, 5 ay sonra un fabrikasının sahibine kaçtı. Bunlara annesinin yorumu; "Ben bu gızı una doyaramadım!"

Arabam çalındı
2 gece önce arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Direksiyon eğitimi
Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı öğretiyorum. İzmir'in o zamanki halini bilenler bilir. Üçkuyular-Narlıdere yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın, panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi direğe?"

Kan ve gözyaşının eksik olmadığı 2005 yılında bir nebze de olsa tebessüm ettiren, bazen acaba dedirten bazen de başımıza daha neler gelecek diye düşündüren olaylar meydana geldi.

Tarih boyunca trajedi ve komediyi birarada yaşayan insanoğlu 2005'te de bunlara tanık oldu. İşte duyup da kulaklarımıza inanamayacağımız, görüp de ayık olduğumuzdan şüpheleneceğimiz olaylardan bir demet:

- Almanya'da bir mucit, tabuta cep telefonu monte edilerek geride kalanların gidenlerle hasret gidermesi fikrini ortaya attı.

- Japonya'da trafik kazası sonrası yolun tıkanması üzerine bir öğrencinin çok önemli bir sınava geç kaldığını öğrenen polis, öğrenciye eskortluk ederek 10 dakika içinde sınava yetişmesini sağladı.

- Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesic'e hediye edilen tablonun yerel bir sergiden çalındığı ortaya çıktı.

- İsrail'de eşiyle para konusunda tartışan adam, evdeki kasadan 680 bin doları alıp bahçede yaktı.

- Japonya'da bir bayan, evli olan sevgilisinin hamile olan eşini öldürtmek için 136 bin dolar karşılığında kiralık katil tuttu. Ancak kiralık katil, üstlendiği işte başarılı olamadı. Bunun üzerine bayan, polise giderek kiralık katil hakkında şikayetçi oldu.

- Ay'da arsa satan ABD merkezli Ay Elçiliği adlı sözde emlak şirketi, başarılı uzay çalışmaları yapan Çin'de 8. bürosunu açtı. Ay'daki arsanın dönümünü yaklaşık 10 dolara satışa sunuldu.

- ABD'de taksicilik yapan Afganistanlı bir kişi, yolcunun takside unuttuğu 350 bin doları polise teslim etti.

- Danimarka'da, hapishane görevlilerini atlatarak mahkumların arasına karışan ve gönüllü olarak 1 geceyi içeride geçiren 43 yaşındaki Per Thorbjoern Lonka, ertesi gün yakayı ele verince 2 ay hapse mahkum edildi. Mahkemede, eşek şakası yaptığını söylemesine rağmen ceza almaktan kurtulamayan Per Thorbjoern Lonka bu sefer zorunlu olarak, hem de 2 ay içeride kalacak.

- İsviçre'de Zürih Mahkemesi, küçük arabası olanların indirimli park cezası ödemesine karar verdi. Kararın gerekçesinde 2 küçük otomobilin ancak 1 büyük otomobil kadar yer kapladığı belirtildi.

- Almanya'nın batısında bulunan Monheim şehrinde sarhoş halde araba sürerken lastiği patlayan 31 yaşındaki bir adam telefon edip tamirci yerine polis çağırınca yakayı ele verdi. Sarhoş memur, yanlışlıkla karşısına çıkan polise, "Aracım arızalandı, gelip tamir edin. Elinizi çabuk tutsanız iyi olur; çünkü şu anda oldukça alkollüyüm ve ehliyetim de yok. Her an bir polis otomobili geçebilir" dedi.

EŞEKLERE TATİL

- İngiltere'nin Bournemouth şehrinde görevli polisler araçlarına çarpan otomobilin içinde sadece 3 yaşında bir erkek çocuk görünce oldukça şaşırdı. Daily Telegraph Gazetesi'nin haberine göre 3 yaşındaki Oliver Willment-Coster'ın babası Jeffrey oğlunu yanındaki koltuğa oturttuktan sonra emniyet kemerini bağlayıp kendisine çikolata almak için mağazaya gitti. Bu esnada boş durmayarak el frenini indiren meraklı afacan, vites koluna ve direksiyona yapışarak aracın yokuş aşağı hareket etmesine sebep oldu. Proton marka beyaz araba, 100 metre ötedeki devriye gezen polis aracına çarparak durdu.

- İskoçya'da farklı suçlardan aynı hapishanede yatan ikiz kardeşlerden biri yanlışlıkla diğerinin yerine tahliye edildi. Hapishane idaresi, cezası dolan ve tahliyesini isteyen asıl kişiyi de serbest bırakmak zorunda kaldı.

- İngiltere'de 11 yaşındaki David Dyas adlı öğrenci, yediği elmanın artığını yere attığı gerekçesiyle 50 sterlin (117 YTL) para cezasına çarptırıldı. Doncaster şehrinde okul çıkışı hızlı adımlarla evine gitmekte olan David Dyas, cebinden yanlışlıkla yere düşürdüğü elma artığını ikaz edildikten sonra almasına rağmen evine gelen 50 sterlin ceza makbuzunu görünce gözyaşlarına boğuldu. David Dyas 35 sterlini annesinden geri kalanı da yılbaşında toplayacağı harçlıktan biriktirerek cezasını ödeyecek.

- Çek Cumhuriyeti'nde taksicilerin taksimetrenin ayarıyla oynayarak müşterilerden çok fazla para aldığı şikayetlerinin artması üzerine, Prag Belediye Başkanı, İtalyan turist kılığına girerek bindiği takside taksimetrenin 6 kat daha fazla para yazdığını görünce neye uğradığına şaşırdı. Belediye Başkanı, "Taksimetrenin fazla yazmasını bekliyordum; ama bu kadarına da pes doğrusu" dedi.

- İngiltere'de turistik kasaba olan Blackpool'da belediye meclis üyeleri, eşeklerin çalışma sürelerini belirledi. Buna göre, sahil boyunca turistleri taşıyan eşekler, mesai saatleri dışında çalıştırılamayacak ve haftada 1 gün izin kullanabilecek.

- Almanya'da yanlışlıkla öldü diye kaydedilen bir kadına, yerel idare gerçekten yaşadığını belgelerle ispatlamasını istedi.

- Tayland'da askere giriş sınavında ayakkabılarına gizledikleri cep telefonlarıyla kopya çekmeye çalışan 46 öğrenci, ömür boyu askerlik görevinden men edildi.

- Almanya'da genç bir kadın, eski sevgilisiyle birlikte olan yakın arkadaşının şampuanına tüy dökücü epilasyon kremi koyduğu için 'yaralamaya kast' suçundan 6 ay hafif hapis cezasına çarptırıldı.

- Güney Asya ülkelerinden Myanmar'ın başkenti Yangon'da bir kadın kaplan yavrularını emzirince küçük yavruların ikisi de canlarından oldu.

- Kenya'da bir köpek, terk edilmiş bir bebeği bularak kendi yavrularının yanına götürdü. Daha sonra bulunan bebek hastanede tedavi altına alındı.

- İngiltere'de seyir halindeyken rayda aniden karşısına çıkan keçiyi ezen bir makinist, olayın etkisiyle sürekli kabus gördüğünü belirterek sorumlular hakkında tazminat davası açtı. Davayı kazanan makiniste 66 bin dolar tazminat ödendi.

- İngiltere'de bir postacı çantasına koyduğu zarflardan birinin hareket ettiğini fark edince zarfı açmaya karar verir. Zarfı açan postacı hamster diye bilinen canlı bir tür fareyle karşılaştı.



Sınıf gürültü yapmakta,sınıfta kimse kimsenin dediğini anlamamaktadır…hoca bağırır…
Grup Hepsi Fan Club - yaşanmış komik olaylar *Coğrafyacı: Arkadaşlar aranızda Ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı?
*Sınıf:Espri mi şimdi bu?ııııyykkk..al sustuk hadi…


Yine coğrafya dersi ve yine espri yapma çabası içinde öğretmenimiz…
*Hoca:Bazı ormanlar vardır.Her çeşit ağaç bulunur.Bunlara karma ya da karışık ormanlar denir.Yani karmakarışık orman diye geçmez de karma ve ya karışıktır…
*Sınıf:Peki hocam öyle olsun.Devam edelim…


Coğrafya dersi,hoca dersi anlatıyor her zamanki çabalar içerisinde…iğne yapraklı bitkilere örnek vermekte…
*Hoca:Kızılçam,karaçam,sarıçam,yeşilçam vb..Yeşilçam’da genelde film çekiliyor ama neyse…heheheh..
*Sınıf:Aaaa hoca yine espri yaptı bak bak...yazın bunu da


Merdivenlerden çıkarken,bu arada hocalar derse giriyorlar…Geç kaldık derse..Coğrafyacı (yine coğrafyacı,hep coğrafyacı)arkadan derse yetişmeye çalışan telaşlı öğrencilere seslenir…
*Hoca:Hadi hadi uçak gidiyo,çufff çuff…
*Öğrenciler:…!? Uçak ve çuf çuf artık nasıl bi bağlantı kurduysa aralarında…


Coğrafya dersi.Hoca Garig türü bitkilere örnek vermektedir…örnekler ilk dörtle sınırlı kalmalı aslında…
*Hoca:Lavanta çiçeği,kekik otu,yasemin,funda,emine,ayşe …hehehehe emineyle ayşeyi yazmayın sakın…
*X:Hocaaam az kalsın yazıyorduk.ne şakacısınız öyle…(cenabül rabbül alemin)…
*Y:Sabır sabır az kaldı zile…






Dil ve anlatım dersi yine…hoca öğrenciye ödevi yapıp yapmadığını sorar ve devamı işte…
*Hoca:Ödevi niye yapmadın evladım?
*X:Hocam unutmuşum…
*Hoca:Sen dün akşam ne yediğini de unutmuşsundur şimdi…
*X:Yok hocam o kadar da değil onu hatırlıyorum…
*Hoca:Ne yedin bakalım?...
*X:Tavukla pilav yedim hocam…
*Hoca:Tavuk karşında mı oturuyodu yoksa tavuklu pilav mı yedin?..



*X:Hocam günaydın…Nasılsınız?
*Ahmet hoca:Sanane!...
*X:Peki…




Coğrafya dersindeyiz.Bildiğiniz üzere her ülkenin nüfusuna göre ayrı yarı nüfus piramitleri var..işte hoca bunu anlatıyor..
*Coğrafyacıemek ki sadece Mısır’ın piramitleri yokmuş.Her ülkenin piramidi varmış…
*Sınıf:!?ııııykkk yani …bunu da yazın!
(bunları yazmak için düzenli bi defter tutuyoruz da…

Olay ODTÜ´de geçiyor...
Dişarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan anca 15-20 kişi var içerde onlar da kâat falan oynuyolar. Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo. Aklina bişey takiliyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye... Hoca eyvallah diyo dönüyo başliyo bütün konuyu yeniden ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyo kiza dönüyosimdi anladin mi diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bi Türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi." Hoca dumur amfi yerlerde...

Helikopterdeki Adam
Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. Kalabaliktan uzak bir fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaşti. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. Biz biraz şaşirdik nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş.

Kampanya

izmir konakta bi köfteci gördüm adam aaagahini açmiş çiğ köfte satiyor. Kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdiği... Aynen iletiyorum: Kampanya ...
TANE: 125 bin
2 TANE 300 bin

Çaycinin prensibi
Abi çaycinin prensibi olur mu demeyin. Bizim çaycinin cama yazdiği yazilar bunlar: 1. Sicak çay 150.000.TL. 2. Saat beşten sonra çay yoktur israrci olmayiniz. 3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin.
 

TazzzY

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
12 Kasım 2008
Mesajlar
7,353
Reaksiyon puanı
275
Puanları
263
Hepsini okumadım Bazılarını okudum Süperler :D:D
 

grandprix

Asistan
Katılım
5 Haziran 2009
Mesajlar
304
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
2 sene önce sevgililer gününde dolmusla kadiköy'e gidiyordum.
önkoltukta oturuyorum çalan radyoda dj söyle bi anons yapti:
"bu güzel sevgililer gününde simdi yaninizdaki o güzel insana dönüp elini tutun ve seni seviyorum deyin" arkadakilere bi göz attim oturan çiftler birbirlerinin elini tutup "seni seviyorum" dediler. önüme dönerken soföre gözüm takildi ve soför bana aynen sunu dedi: - "sakin aklina bile getirme"
:d:d:d
 

onursevim

Profesör
Katılım
1 Ocak 2007
Mesajlar
4,082
Reaksiyon puanı
62
Puanları
0
Kimya dersindeyiz. İki arkdaşımız telefondan zenci pornosu izliyolar.Pornoyada bi isim verilmiş soba borusu diye :D Malum zenci arkadaşlar cinsel huzuvlarıyla ünlüdür:D neyse arkadaşlar onu izlerken hoca yakalıyor. Sonra telefonu incelemeye alıyor. O arada arkadaşlar hocam saate bakıyoduk diyolar. Hocada pis pis gülüp : " olum saatin soba borusunun üstüne ne işi var ! " demesiyle sınıfın krize girmesi bir olmuşken. Krizi çabuk atlatan başka muzip bi arkadaş ; Hocam ben böyle yelkovan görmedim demesi sınıftakilerin gözünden yaş gelmesine sebeb olmuştu :D
 

byramic

Öğrenci
Katılım
20 Nisan 2009
Mesajlar
12
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yukarıdaki komik olaylara başımdan geçen (1-2 aylık mevzu) bir mevzuyu anlatmak istedim.Saat sabahın 7 si,Taştepe-Y.Bosna minübüsü,şöför kardeşimiz sabah sabah İbo'dan Şenvave çalıyor,yüksek volümde.Arbaya binen orta yaş bi abimiz herhalde tam uyanamamış,yanında kulıkla müzik dinleyen delikanlıya"bu ne lan disko mu burası "diye bağırdı.Tabii şöför de duydu."Genç kardeşim şaşkın ne diyon ya manyak mısın anlamında birşeyler derken esas kopuş Kürt olan şöförün "Şemvave"nin volümünü sona vurdurmasından sonra oldu.
 

mperk

Profesör
Katılım
25 Nisan 2010
Mesajlar
1,941
Reaksiyon puanı
55
Puanları
0
Çok çoook uzun ama çook çok komik :D :Dteşekkürler :)
 

sinner..

Öğrenci
Katılım
20 Haziran 2010
Mesajlar
19
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
hepsini okuyamadım ama çok komikler yahu...:D..teşekkürler..
 

ByPsychooo

Doçent
Katılım
10 Aralık 2008
Mesajlar
792
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Şu anda yarısına kadar okuyabildim çok uykum var :D sabah devam edeceğim. Teşekkürler canım sıkılıyordu sayende güldüm :) +Bonus
 

0mrdr5

Profesör
Katılım
30 Haziran 2009
Mesajlar
1,464
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
Kral TV'nin sarışın, albenili sunucularından biri programında
"Bana ne kadar değer biçersiniz yani benimle evlenmek için ne kadar başlık
parası
verirsiniz?" diye soruyor, ağzını yayarak...
Telefona bağlananlar,"milyarlarımı, evimi, arabamı, varımı, yoğumu, her
şeyimi"
diye sayıp döküyor...
Orta yaş civarında bir bey arıyor; ?
150-160 milyon lira veririm" diyor.
Sarışın sunucu şaşkın, önerilen bu düşük değerin nedenini soruyor, bey de
cevaplıyor;
-"Sen aşağı yukarı 50-55 kilo çekersin değil mi??
-"Eeeee..?"
-"Eeeee'si... Kaşarın kilosu da üç milyon lira civarında...!!!?

Buna koptum:D
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
bugün bi arabanın etrafında saklanırken bi anda arabadan adam çıktı ve bizi sanırım özürlü sandı :)
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
6 yaşındayken ilkkez tren gördüm ve treni görünce ilk söylediğim şey ' bu nebüyük otobüs :)
 

mfunlu

Öğrenci
Katılım
4 Mart 2015
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Çok uzun olmuş birazını okudum ama tamammını okucam :D
 

Gökçe Asena

Profesör
Katılım
10 Aralık 2017
Mesajlar
1,462
Reaksiyon puanı
2,127
Puanları
293
Daha lisedeyken en sevdiğim ders Osmanlı tarihinden sınav oluyorduk o esnada en arkadaki arkadaşım benden kopya istedi ama veremedim takıldığı soruda şu; vakayi Hayriye olayını açıklayınız? Doğru cevap ise II. Mahmut tarafından yeniçeri ocağının kaldırılmasıdır. Arkadaşımın yazdığı cevap ise beni güldürmekten öldürdü " vakayi Hayriye , Hayriye denen bütün kadınların asılmasıdır." :D
 

serj

Müdavim
Müdavim
Katılım
27 Ağustos 2019
Mesajlar
1,762
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
2,961
Puanları
358
Yaş
25
Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis arabasındaki megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi, lütfen hareket ediniz.
" Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis arabasının megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa." Yurdum polisi yaaaa.
2021 yılında bile güldüren olaylar. :)
 

Tom Hardy

Profesör
Katılım
30 Ocak 2021
Mesajlar
1,216
Reaksiyon puanı
3,376
Puanları
293
Yaş
18
Birgün marketin birinde meyve reyonunda meyvelerden tadiyordum. Iste kirazseftali vs vs... Görevli de bana bakiyor ama ben hiç aldırmadan yemeye devam ediyorum. Sonunda görevli yavaşca yaklaştı ve : Abi Karpuz da keselim mi ?
--------------------------------------------------------------

Bankada staj yaparken kredi karti basvurularini inceliyordum. Hepsi iyi hos güzeldi ama bir formu okumaya basladiktan kisa bir süre sonra gülmekten koptum. Hatunun biri cinsiyet bölümünde bulunan kadin erkek seçeneklerine bir de kiz seçenegini eklemis ve onu isaretlemis. Bunuyapan kizimiz da bu arada 43 yasinda...
--------------------------------------------------------------

Bu olay Trabzon Farabi tip fakültesinde aynen
yasanmis bir olaydir.Acil kapisinin önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. Içinden insanlar firlayarak klasik "doktorlar nerde sedye getirin" seklinde bagirmalar oluyor. Öndeki arabadan çikan bir kisi arkadaki arabaya hastayi arabadan çikarmasini söylüyor. Ve
arkadakinin yaniti: "SIZIN ARABADA DEGIL MIYDI?" Yani vatandaslar hastayi Rizede birakip diger arabada oldugunu sanarak Rize'den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmisler...

--------------------------------------------------------------

2 sene önce Sevgililer gününde dolmusla Kadiköy'e gidiyordum.
Önkoltukta oturuyorum çalan radyoda dj söyle bi anons yapti:
"bu güzel sevgililer gününde simdi yaninizdaki o güzel insana dönüp elini tutun ve seni seviyorum deyin" Arkadakilere bi göz attim oturan çiftler birbirlerinin elini tutup "seni seviyorum" dediler. Önüme dönerken soföre gözüm takildi ve soför bana aynen sunu dedi: - "Sakin aklina bile getirme"

--------------------------------------------------------------

Arkadas evde bangir bangir müzik dinliyormus. Annesi de çikarmis
elektrik süpürgesini bütün evi süpürüyomus. Tabi gürültüden
aletin sesini duymuyo... Müzigi kapatinca farketmisler ki kadin çalismayan süpürgeyle bütün evi dolasiyomus yarim saattir...



Kumkapı'da bir balıkçı bağırıyor:
- "Canlı balık,canlı balık..."
Yaşlı bir teyze yaklaşıp soruyor:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Canlı balık, canlı balık..."
Yaşlı Teyze:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Teyze, canlı diyoruz ya işte!.."
Yaşlı Teyze:
- "A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?"

************************************************** *****************
- Meraba ben Serkan nasıl yardımcı olabilirim?
- Benim telefonda bi problem var bankomatta işlem yapamadım
- Peki ilk önce telefonunuzun ''menü" tuşuna sonra da ''5'' tuşuna basın...
- Evet... Tamam...
- Ekranda ne var şimdi?
- Show tv... - ???

-İyi günler kredi kartı başvurunuz için aramıştım sizi...
- Tabi buyrun..
- Mesleğiniz nedir acaba?
- Hayat kadını...
- ... Özel sektör yazıyorum ben...
- O da olur!...

Kadın : Merhaba ben kredi kartınızla köpek almıştım...
Yetkili: Evet efendim?...
Kadın : Bu köpeğin kulakları duymuyor. Acaba sigorta kapsamına giriyor mü?
Yetkili: Ben bi üstüme danışayım !!!?!!...

İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
- Para çekemiyorum ben...
- Şifrenizi yanlış giriyormuşsunuz Ahmet bey!...
- Şifre mi? Benim şifrem hep aynıdır, İstanbul'un kurtuluşu...
- Lütfen, bana şifreyi söylemeyin efendim.
- Hah, tamam hatırladım, 1956!!!
- Efendim o İstanbul'un kurtuluşu değil ama...
- Yaaaa!... Kaçtı İstanbul'un kurtuluşu?
- Efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
- Niye sen de mi bilmiyosun?...
- Biliyorum, ama güvenlik açısından benim şifreyi bilmemem gerekiyor.
- Ben sana şifreyi sormuyorum ki!... İstanbul'un kurtuluşunu soruyorum.
- Evet, ama... ???!!!

- Alo ben Konya, Ya benim bu printer çalışmıyor!...
-Windows'ta mı çalışıyor?
- Evet
- Bilgisayar printerı görüyor mu Konya?
- Evet, karşı karşıyalar!...

- Şu an bankanızın ATM'sinden maaşımı çekemiyorum.
- Üzgünüz efendim geçici bir hatadan ötürü şu an tüm sistemlerimiz off'tadır.
(Bir saat kadar sonra yine arar)
- Ben şu an Of'dayım ve hala paramı çekemiyorum...

-Güvenliğiniz için bir kaç soru sormam gerekiyor.
-Doğum yeriniz?
- Erzurum...
- Doğum tarihiniz?
- 23 Ocak 1957
- Annenizin evlenmeden önceki soyadı?
- Anamı karıştırma bu işe
************************************************** ************
Malum servis söförümüz sikisan
trafikte haraket
edemez halde beklerken (gayetde
hakliydi çünkü önündeki
arabalar kuyruk olmustu) arkadan
kornaya abanan araç
sahibine camdan sarkarak;
-"Pokemon'muyum lan ben arabalarin
üzerinden
uçayim?"
diye bagirarak tüm servisi yere
yikmisti.
************************************************** **
Ben... ben... ben...
Haftasonu ÜSTÜ AÇIK SAHIN gördüm
ben...
Artik hiç bir sey beni sasirtamaz
************************************************** ***
küçük bir
lokantanin caminda
"23 saat açigiz" yaziyodu )
Hizmet hizmet biR yere kadar di mi,
biraz da
kendimize zaman ayiralim.
************************************************** ***
Dolmuşa binmiştim.Aracin
ön konsoluna harfli sticker'larla
sunlar yazilmisti:
TÜRK SOFÖRÜ EN IÇTEN DUYGULARIN
INSANIDIR
E, ne var ki bunda, demeyin; devamini
okuyun:
KEMAL ATATÜRK !!
************************************************** ****
Lisedeyiz...Geometri dersi... Ders
kaynasin diye
yapmadigimiz karaktersizlik yok. Hoca
tahtaya sekil
çizerken, okulun bayagi yakinindan bir
savas uçagi
geçti. Bizden biri:
- Aaa hocam uçak geçiyo!
Hocamizdan cevap:
- Elleme geçsin!!!
Sinif komple kisadevre...
**************************************************
coğrafya dersindeyiz.arkadaşın kalemi düşüyo eğilip alıyo.arkadan birinin defteri düşüyo o da alıyo.sonra birinin de defterinin arasından cd düşüyo.hoca dönüyo ve
aferin çocuklar.sınıfça yerçekimini kanıtladınız.şimdi derse geçebilirmiyiz artık.biz kopuyoruz tabii

garson; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 23; Ülke: İngiltere
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
"Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!

muhendisbasketci; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul
Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay, sınıfın güzel kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay
rütbelerini küçükten büyüğe doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum: "Teğmen,üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."

sonbahargüneşi; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: İstanbul
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen şöyle dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."

atillatheturk; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: Eskişehir Bugün radyoda duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu doldurmaya başladım. Soruların biri
"Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye girdiniz mi?" şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında karizmayı çizdirmek istemediğim için
"evet" cevabını işaretledim. Fakat testi hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış okumuşum. Meğer
"Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye soruyormuş. Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için saatlerce lobide oturdum.
Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de rezil oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git işte!

audrey hepburn; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 33; Ülke: ABD
Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis arabasındaki megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi, lütfen hareket ediniz.
" Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis arabasının megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa." Yurdum polisi yaaaa.

şirinmaggie; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 31; İl: Muğla
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız.´
diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu değilmiş.Tamam.´

uyurdagezerim; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 18; İl: İstanbul
Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den Beşiktaş´a doğru yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir polis arabası vardı.
Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu bir polis yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.

pıtırkurt; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: İstanbul
Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış. Nedenini sorduğumda "Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi.
Yanıtı öyle hoşuma gitti ki kızamadım...

gabrielversus; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; Ülke: Almanya
Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi ve sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini içtik."

içısıtan; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 39; İl: Ankara
Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla ödeme yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama bindiğini gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken kadın hızla istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan
tekrar geri döndü. Özür dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız benziyor muydu diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri beyaz, diğeri siyahtı

deremede; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl: İstanbul
Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´

skyonlife; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbulPolis anonslarına bir ek de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında, karşılıklı
iki şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden duyulan cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide alıyoruz.
" Gelen cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar ediyorum, komiserinkinde susam olmasın"

bir gün izmir'de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. bizim arkadaş
boş yer buldu ve oturdu. sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bir amca
geldi. arkadaş da kıllığına adama yer vermedi. adam o arkadaşın oturduğu
koltuğun yanına geldi ve ayakta arkadaşın yer vermesini bekliyor. fakat
arkadaş yerini vermedi. neyse adamcağızın da yazık bastonu otobüs hareket
ettikçe bir o tarafa bir bu tarafa kayıyor. arkadaş dayanamadı ve yaşlı
amcaya 'amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz' dedi. adam söyle baktı
sonra 'o lastiği zamanında baban taksaydı simdi sen olmazdın, ben de orda
oturuyor olurdum' deyince bütün otobüs koptu. arkadaş o gün bu gündür
belediye otobüsüne binmez...

motorla seyir halinde olan arkadasimiz, usutmemek amaciyla paltosunu sirti gogsune gelcek sekilde ters giymistir ve
kaskinin siyah camini kapatmistir. motorla dengesini kaybeden sahis, dusup bayginlik gecirmis ve onu baygin halde gorup
yardim etmeye calisan vatandaslar: "aman allahim bu adamin kafasi ters donmus" diyerek duzeltmeye calismak suretiyle
adamcagizin boynunu kirmislardir. haliyle adam olmustur.

üç gün önce servisin hareket etmesini beklerken hemen yanımda fena komedi bir olay oldu:
servise yeni binen bi eleman koltuga oturdu uyuklamaya başladı şoför abi telefonuyla servislerden sorumlu adamı aramayı çalıstı ama aradığı biraz önce servise yeni binen ögrenci elemandı.aralarında sadece iki oklavalık bir mesafe olmasına ragmen gerzekler birbirleriyle konustuklarını anlamadı tabi ben o sırada gülmekten yarılıyordum:
söfor:aloo ramazan abi!??
ögrenci(gerzek uyku sersemi bide):alo!? he!
söfor:abi ben kalkıyorum.
ögrenci:höö!? yanlış aradınız galiba ben ögrenciyim
söfor:hee...kusura bakma
ögrenci:önemli degil.
son iki diyalog yasanırken bi anda sessizlk oldu orda da ben gülmekten yarılarak bunu bozdum.

• Vize isteyen ülkelerin son bir senedir uygulamaları "arkası beyaz fon"lu resim. Müşteri göndermiş ama fon kırmızı. Açtık telefonu,
- (Biz) Beyefendi bu resmin arka fonu kırmızı...
- (Müşteri) Yok canım.. Bi dakka ben de çıkarayım cepten bir tane... (çıkarır) Eee arkası beyaz bunun kardeşim.!
- ( B ) Kırmızı..
- (M) Çevir kardeşim, beyaz bak.... (Resmin arkasına bakıyor)
- ( B ) !!!

• Vize için bir resim yeterli beyefendi (Mısır için) - Ertesi gün kuryeden "tek bir resim" gelir. Ama pasaport yok... Sorduk. Müşteri Haklı.. "Pasaport istemediniz ki kardeşim!".

• Uzakdoğu'da müşteri; "Benim küvetim delikli. Değiştirin".. (Jakuzi den bahsediyor)

• Kapadokya'da Alman müşterimiz; "Kapı açılmıyor" - (anahtarı sadece sola çevirmiş!) - Bir başkası; "Sıcak su akmıyor" - (Sadece kırmızı vanayı açmış!) - Unutmuşlar, Burası Türkiye!..

• Sochi, Yalta, Moskova, Minsk "eğitim!" turlarımız arttı. Rusça bilen eleman lazım. Filolojiyi yeni bitirmiş bir kızcağızı işe aldık. Ama ikide bir geliyor ;
"Bu grupla ben gidebilir miyim?
- Yok kızım, Olmaz!..

2 Gün sonra tekrar...

- "N'olur bu gruba ben rehber çıkabilir miyim?
Hayır.. Tekrar-Tekrar ve Tekrar..
"Ya N'olur yaaa-Ben gidiiim N'olur"
- Kızım N'apcan sen orda?
- Dilimi kullanacağım.
- !!!

• Olay aynen dış hatlar uçaklarından birinde yaşanmıştır.
Cep telefonlarının, göreceli olarak yeni çıktığı dönemde, uçak havada yolcu cep telefonu ile konuşmaya başlar. Hostes derhal, konuşma yapmaması konusunda uyarır yolcuyu...
Yolcu cevap verir:
- Hostes hanım Merak etmeyin, dışarı ile konuşmuyorum, Uçağın içinde, Ön taraftaki arkadaşımla konuşuyorum...

• Yolcu:
— Semiha Yankı Havalimanı'nın telefonunu alabilir miyim? (Sabiha Gökçen denilmek isteniyor.)

• Yolcu:
— Diyarbakır'a yer var mı acaba?
— Maalesef yok efendim?
— O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız?

• Yolcu:
— İyi günler iç hatlar.
— Bant kaydı mısınız, yoksa gerçek mi?
— Gerçeğim hanımefendi
— İyi o zaman, iyi günler.

• Yolcu:
— İstanbul'a son uçak kaçta?
— Nereden?
— Buradan.
— Nereden arıyorsunuz?
— Şehir içinden.
— Nereden?
— Erzurum'dan.

• (Adana uçağında yolcu karşılayan hostes koltuğunu bulamayan yolcuya sorar)
— Hangi numarada oturuyorsunuz beyefendi?
— Sanayi Mahallesi No: 14.

• Yolcu:
— Trabzon'dan İstanbul'a kaç saat acaba?
— Beklemeye alan görevli 'Bir Dakka efendim...'
— Sağolun iyi akşamlar.

• Acente:
- Fiyatlarımız iki kişilik odada tek kişi icin.
- Iki kisilik odada iki kisi icin fiyat rica edebilir miyiz?

• Müşteri : Ben otele kendi aracımla gidicem ama sizin otobüsleri mi takip etmem gerekiyor.

• Yıl 1999 Yer Kapadokya, Göreme Açık hava Müzesi : Rehber Kiliseler hakkında bilgi verirken yolcu sorar, Bu kiliseler İsa'dan önce mi sonra mı yapıldı… ( Rehber işi bırakır )

• Balayına gidecek bir adam otobüs kalkış saatlerini sorar, satış elemanı cevaplar efendim 23:30, Yolcu atılır "o saatte olmaz, gerdeğe giricem yetişemem…"

• Müşteri İstanbul'dan Fethiye'ye gidecek. Yoldan arkadaşlarımı alabilir miyiz diye soruyor. Tabi diyor görevli Arkadaşlarınız nerde oturuyor ?
Müşteri : Gaziantep'te

• Yıl 2003: Acente Gökova'da bir otele rezervasyon yapar. Eylül'ün sonudur. Müşteri otele gider. Otelin müdürü acenteyi arar : "Abi burada bi kadın var otelde kalacakmış,
Acente: Garip olan ne ki…
Otel : İyi de abi biz oteli kapadık,
Acente: Yapma yaaa ..

Kartal/Yalova hattı (deniz otobüsü)

Yanımda oturan kadının seyir halindeyken telefonu çalıyor..
-evt canım geliyorum
-tamam ben seni ararım
.....
-hanımefendi cep telefonuyla seyir halinde konuşmanız yasak
-aaa bilmiyordum özür dilerim
- ermm.gif
kadın cepten birini arıyor..
-canım ya cep telefonuyla konuşmak yasakmış denizotobüsünde ben telefonu kapatıyorum
-içimden(yuhhh) blink.gif

-Ön koltukta oturan adamın telefonu çalıyor
-alooo
-hallettik bastık imzayı abi
konuşması biterken..
-ya abi ceptelefonuyla konuşmak yasak biliyosun kapatıyorum...
- huh.gif

Yenikapı/Yalova hattı
Karşılıklı koltuklar karşımızda oturan bir çift kendi aralarında konuşurlarken duyuyoruzki adam mimarsinanda öğretim görevlisi..telefonu çalıyor konuşması bitiyor..yanındaki bayan
-canım sen telefonunu kapatmadınmı unsure.gif
adama bakıyoruz tuaf tuaf
adam bize bakıyor
-niye? ne olacak frenlerimi tutmaz
biz


dün Finike - Antalya - Ankara otobusundeyim.. yanıma da bi hacı amca denkgelmiş ne hikmetse.. acayip de uykum var amcamın da canı sıkılıyor muhabbet acmak istiyor e amcam edelim de söyle bi muhabbet ne kadar devam edebilir ki.. ?

a : amca
b : ben
d: yok böle bi şık tongue.gif

a-Evladım yolculuk nereye ?
b-Hakkariya amcacım.. ama ben manyagım Ankara otobüsüne bindim..
a-efendim ?
b-efendini yiyim amca böle muhabbet mi olur etme gözünü sevim..
a-Yok yok gençlerde hiç edep kalmamış..mır mır mır..

b-ee amca senin yaş kaç ?
a-ben sana küstüm ?
b-niye ya ?
a-nereye gidiceni sölemedin..
b-(içimden) Allahım bende mi yaşlanınca böle olucam ? crying.gif (dışımdan) Amca Ankara otobusundeyiz ankaraya gidicem..
a- ne baştan sölemiyon da lafı geveliyon o zaman keraneci..
b- peki amca sana hayırlı yolculuklar.. (koltugu arkaya yatırıp gözler kapatılır..)

he bide Otogara gitmek icin bindiğim minibüste gidiyoruz. yoldan iki tane nine yanlarında bi de amca bindi..amca sofore 1 ytl uzattı söför de sordu ne alıyoz amca burdan ? 3 kişi.. mellow.gif ama bi kisi bi milyon olmaz 2 milyon daha vercen deyince yaslı amca mır mır mır bisiler söledi anlamadım orayı.. tanısıylar sanırım önceden söförle

sofor : amca ne o almadın mı sen daha maası ?
amca : maasını skiyim..

diyince dolmus iptal haliylen

Sivasa giden arkadaşım başına gelmiş.

Yolculuğun yarısında otobüs arıza yapar.vakit gece olduğundan yolcuların hemen hepsi
uyumaktadır haliyle.Şöför otobüsü kenara çeker.diğer şöförü ve host'uda alıp
aşağıya inerler.

Biraz sonra host içeri girer.Arkadaşın yan tarafında oturan 21 , 22 deki yolcuları
uyandırır,yolcular şaşkın şaşkın kalkarlar yerlerinden ve beraber aşağı inerler.5 dk
sonra gecenin yarısında uyandırılan iki yolcu sinirli sinirli geri gelir.aşağıdanda kahkahalar
gelmektedir.
Sonradan anlaşılır ki şöför hosta '21 22 yi getiriver.' demiş.Hostta kalmış
21 22 de oturan yolcuları getirmiş.. blink.gif

21-22 anahtardan haberi yoksa napsın garibim!(lavuk herif)

ehliyet sınavı direksiyon testidir..
Hoca: Hadi bakalım kaldır arabayı
Kız:ıııı.. peki
Hoca: Ama öyle olmaz vitesi kawramalısın.."kawramadan kaldıramazsın"

Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek
meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde
Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı
alimli-çalımlı bir
bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak >başlamış dil dökmeye
"-Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin >inceliğine
bakın
Ya saçların omuzlara dökülüşü
Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını
çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey
kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
"-Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de> > hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..."
Ve daha>neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm!
Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunuyumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?

Hrant Dink cinayetinin ardından, insanların meydanlara dökülüp "hepimiz ermeniyiz, hapimiz Hrant Dink" sloganları attığı ve pek çok insanın buna tepki duyduğu günün ertesinde çok "iyiniyetli" bir hanım arkadaşıma yakın bir arkadaşından bir cep telefonu mesajı geliyor. Hanım arkadaşım gelen mesaja "nasıl olur böyle iş, ben hayatta öyle slogan atmam" diyerek çok sinirlenmiş, küplere binmiş ve olayı eşiyle paylaşmış. Eşinin mesajı okur okumaz gülmekten yerlere yatması ile hanım arkadaşım da şakaya kurban gittiğini anlamış tabii. Mesaj şöyle : "Sisi'ye yapılan elim bir saldırı sonucu, Sisi hayatını kaybetmiştir. Olayı protesto etmek için yarın saat 13.00'te Konak meydanında toplanıp 'hepimiz Sisi'yiz hepimiz eşcinseliz' (burada eşcinselin kaba tabirle ifadesi yazılmış) şeklinde slogan atıp, bu elim saldırıyı kınayacağız. Katılımınızı bekliyoruz"






Standart Cevap: Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li

>>>Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim
duyurularını
anons eden kişi şöyle dedi: "Pantolonları indirdik, orta reyonda
sizleri
bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!


>>>Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay,
sınıfın güzel
kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay rütbelerini
küçükten büyüğe
doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum:
"Teğmen,üsteğmen,
yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."
>>>

>>>Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden
şahıs aynen şöyle
dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."



>>>duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek
isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu
doldurmaya
başladım. Soruların biri "Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye
girdiniz
mi?"
şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında
karizmayı
çizdirmek istemediğim için "evet" cevabını işaretledim. Fakat
testi
hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış
okumuşum. Meğer
Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye
soruyormuş..
>>>Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için
saatlerce lobide
oturdum. Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu /komik-seyler/224548-yasanmis-komik-olaylar-turkce-nin-azizligi-02li.html
rezil
oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git
işte!
>>>

>>>Geçtiğimiz ramazanın Kadir Gecesi'nde teravih namazını kılmak
için camiye
gittim. Erkekler alt bölümde, kadınlar ise perdeyle ayrılmış
üst bölmede
hepbirlikte namaza durduk. Kadınlar her defasında secdeye 3-4
saniye geç
vardıklarından, üstten gelen ses ile bizim hareketlerimiz
arasında bir
uyumsuzluk başgösterdi. Bu keyfe keder "senkronizasyon sorunu"
mahalle
>>>imamımızın, akıllara ziyan bir şekilde duruma müdahale ederek
üst kata
seslenmesi ile son buldu: "Bayanlar! Geç kalmayın, erkeklerle
yatıp,
>>>erkeklerle kalkın!"
>>>

>>>Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis
arabasındaki
megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi,
lütfen hareket
ediniz." Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis
arabasının
megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa."
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li
Yurdum
polisi yaaaa.
>>>

>>>Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet
ederlerken
'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir
telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize
sarılıp
telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın
deyin biz
anlarız.´ diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz
anonsu ikisini
de
kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu
değilmiş.Tamam.´
>>>

>>>Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den
Beşiktaş´a doğru
yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir
polis
arabası vardı. Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu
bir polis
yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.
>>>

>>>Altı yaşındaki kızım, babaannesine anne karnındaki bebeğin
nasıl
geliştiğini sonrasında da doğumun nasıl gerçekleştiğini
ayrıntılarıyla
>>>anlattıktan sonra "Yalnız, o bebek oraya nasıl giriyor bak işte
bir tek
>>>onu bilmiyorum." demiş
>>>

>>>Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış.
Nedenini sorduğumda
Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi. Yanıtı
öyle hoşuma
gitti ki kızamadım...
>>>

>>>Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi
ve
sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini
içtik."
>>>

>>>Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla
ödeme
>>>yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama
bindiğini
gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken
kadın hızla
istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan tekrar geri döndü.
Özür
dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız
benziyor muydu
diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri
beyaz, diğeri siyahtı
>>>

>>>Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın
içinde yüzüp
çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da
cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´
>>>
>>>Okulumuza yeni atanan Gaziantepli stajyer Türkçe öğretmeninden
çıkma
teklifi aldım. Halini arz ediş cümlesini aynen aktarıyorum size:
"Bacım,
vaktiniz varsa özel bir konuda görüşebilir miyiz?" Birlikte
olalım mı
istiyorsun, "dünya ahiret bacımsın" mesajı mı veriyorsun be
adam, ne
acayip hitapmış o öyle...
>>>

anonslarına bir ek
>>>de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında,
karşılıklı iki
şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden
duyulan
cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide
alıyoruz." Gelen
cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar
ediyorum,
komiserinkinde susam olmasın."
>>>

>>>Cumartesi akşamı evimizin otoparkından arabamız çalındı.
Pazar sabahı
durumu fark edince hemen bölgemizde bulunan karakola gittik.
Müracaat
ettiğimiz karakolun amiri tarafından içinde bulunduğumuz durumu
tek
cümleyle açıklayan akıllara fikirlere zarar teşhisi aynen
aktarıyorum
Şimdi çalınan arabanız Mercedes; eğer bu çalışırak helal
parayla kazılan
bi arabasaysa üzülmeyin geri gelir yok, eğer helal parayla
alınmamış bi
arabaysa yapacak bi şey yok. Haydan gelen huya gider.´ Bu
cümlenin
üzerine
>>>ne mi yaptık? İşimizi Allah'a havale edip karakoldan çıktık

1) İzmit'te yaşıyoruz. Bir akşam, iş çıkışında eşim ile buluşup, minibüs ile eve doğru gitmeye başladık. Duraklardan birinde, elinde kocaman bir çuval olan bir adam, minibüse yönelip çuvalı basamağa bırakarak şoföre seslendi: "Otogara gidiyo mu abi?", hayır cevabını alınca bir an duraladı. "Eeee, önünde kocaman gidiyo yazmışsınız" dedi, şoför biraz sinirle: "Nerde yazıyo hemşerim!" diye çıkıştı. Adamcağız çuvalı bırakıp, minibüsün önüne yönelip o kocaman yazıyı, yani minibüsün markasını gösterdi: "OTOKAR". Eşim ve ben başta olmak üzere, yolcuların hemen hepsi kopmuştu... -Hüseyin KAHRAMAN-

2) Apartmanın kapıcısı bahçedeki dut ağacına çıkan çocukların önünü kesmek için ağaca elektrik döşemek gibi bir yol seçmiş ama Allah'ı var bi' de uyarı yazısı asmış,aynen aktarıyorum: ´´Duda çıhma.. Ceyran kapar,sona garışmam...´´
-Fatih Malcı-

3) Eczanemi ilk açtığım günlerdi, ögrencilik dönemimde bir eczanede staj yapmadığım için doktor reçetelerini okumakta epey zorlanıyordum, bana eczacılıkta hiç bilgisi olmayan erkek kardeşim yardım ediyordu. Birgün bir bayan gebelik testi için geldi o zaman gebelik testleride şimdiki kadar kolay yapılmıyordu. Biz kardeşimle arka tarafta idrarı çözetinin içine damlattık eğer çökelme olursa hamile , olmazsa hamile olmuyor idi fakat biz bir türlü çökelmenin olup olmadığına karar veremiyorduk ne çökelmiş nede değildi , birden kardeşim ön tarafa gidip '' siz biraz hamilesiniz '' demezmi...!!!! -A.Ayan-

4) Bir kaç yıl evvel sarılık olmuş bir arkadaşı ziyaret etmek için kütahya ssk hastanesine gittik.girişte görevli bize ayağımıza takmamız için onun tabiri poşet almamızı söyledi. bizde tabiki dedik ''ne kadar'' diye sordum ''500 000 tl'' dedi. parayı uzattım aldı ''tamam'' dedi. ben bekliyorum bana ne bekliyorsun dedi galoşu ver dedim adam bana döndü başhekim yok takmasanda olur geç dedi ve gitti.ben şoklar şokunda kalakaldım. -Ahmet Duman-

5) Enistem Rize den tasınalı bir sene olmus izmir'e..ilk defa izmirden rizeye otobusle gidecekmis,otobuse binmis gecenin yarisinda,cay servisi yapilmis..hani biliriz ya otobuslerde sallama cay olur.enistemde ne bilsin rizeliya:)uyku sersemi poset caya soyle bi bakmis allah allah demis,demesiyle birlikte poseti yırtıp icindeki cayi suya bosaltmis.az sonra hostes gelip "pardon efendim posetiniz delik galiba değiştireyim "deyince enistem sinirlenmis ve soylenmiş "kizim ben rizeliyim, cay icmesini bana mi ogretiyosun "demez mi !!! -Hakan Erişken-

6) Ben kastamonu da ogrencıyım zaten olay burda kopuyor kendılıgındengecen gun bır duragın onunden gecıyordum heryerdekı durakların durumunu bılırsınız ask ılanları,kinler,nefretler hep oralara dökülür gelelim sadede herneyse yürüyorduk duragın önünden geçerken bir baktık çok güzel bir sekilde durak boyanmıs ama gel gelelım bu boyamanın uzerıne duragı boyayan elemanımız GENÇLE DURAGIMIZI LÜTFEN TÖMÜZ DUTALIM! diye devasa harflerle dipnot bırakmıs eee soyleyın sımdı dumur kim? -Deniz Deniz-

Yine bir gün Canakkale'ye merkez kampüse gitmistik arkadaslarla.Vapurla karsiye geçtikten sonra vapurdan iner inmez iskelede bir kokoreççi dikkatimi çekti.Amcam aynen sunlari yazmis kokoreç arabasının üzerine; "No mac donald Yez kokareç.isxir W.W.W.KOKAREÇÇİ.COM.tr. "

9) Yine ayni gün Canakkale'de dolasirken bir pasaja girdik arkadaslarla.O sirada tuvalete gitmem gerekti.Tuvaleti buldum ve bir anda tuvaletin kapisindaki yaziyla karsi karsiya geldim : "Bu is bedava olmaz!"

10) Bizim siniftan bir arkadas geçenlerde kiz arkadasiyla beraber minibüse biniyor.Gelibolu'daki minübüslerde elli bin lira ögrenci indirimi vardir.Elemanin kiz arkadasi ögrenci degil.Arkaya geçip oturuyorlar ve parayi uzatiyorlar; "Bir ögrenci,bir tam".Soför arkaya söyle bir dönüyor ve; "Her saçini uzatan,küpe takan ögrenci oluyor kardesim!,hani senin kravatin ceketin?" Arkadas yanitliyor ,"Iyi de abi ben üniversite ögrencisiyim". Adam sinirleniyor, "En azindan bi kravat tak bari".Neyse mevzu kapaniyor.Soför elli bin lira daha istiyor elemandan.Daha sonra yol boyunca soför sinirinden kendi kendine söyleniyor.Biraz ileride bastonlu yasli bir amca minübüse biniyor ve soför lafi patlatiyor; "Ne o amca yoksa sen de mi ögrencisin?" -Emre Durmaz/ Gelibolu-

BU OLAYLAR GERÇEK
Aynı turizm şirketine ait iki otobüs, yolda karşılastı şoförler ellerini bırakıp birbirini selamladı 52 kişi öldü.
Bitlis

Asabi çoban ot yemeyen koyununu tüfeğin dipçiğiyle dövmeye başladı,tüfek ateş aldı çoban öldü.
Bitlis

Odun kesmek için ağaca çıkan çiftçi , Nasreddin hoca fıkrasındaki gibi bindiği dalı kesmeye başladı. Farkettiğinde iş işten geçmişti dalla birlikte yere çakıldı hastanede öldü.
Antalya

ıki odayı yıkıp tek oda yapmak isteyen bir evsahibi , işi abarttı.Tek duvar için kazma yerine dinamit kullandı.Mahalleyi havaya uçurdu .yaralandı
Trabzon

şaşkın köylü üç katlı evinin terasındaki kömürlükte buzağı beslemeye basladı.buzağı büyüdü ,250 kiloluk dev bir inek oldu.bulunduğu odaya sığmayan inek,3 katlı evden vinçle indirildi.
Izmir

Karadenizli iki kardeş , çatıdaki hurdaları satmak istedi.Ağabey çatıya çıktı,demir yığınlarını asağıdaki kardeşine atmaya basladı.kardeşi ise hepsini tuttu biri hariç: Buzdolabı...onun da altında kalıp ağır yaralandı. Hastanede,"hızlı attı tutamadım" dedi.
Izmir

Askerden yeni dönen genç dünya evine girdi.gerdek gecesi eşine askerlik anılarını anlatmaya başladı.bir ara kendini kaptırdı yanında getirdiği el bombasını gösterdi.bak "bunu çekince patlıyo dedi" ve pimi çekmiş oldu.yeni evli çift öldü.(Askerden onu nasıl kaçırdı tamam kaçırdı peki gerdek te bunları birimi dinliyormuş)
Edirne

CD SÜRÜCÜSÜ VE KAHVE TUTACAĞI



Su hadiseleri hepiniz duymuşsunuzdur: CD sürücüler Japonya`da üretilip Amerikan piyasasına ilk girdiğinde Amerikalılar`in ”Su Japonlar ne pratik insanlar, kolaylık olsun diye bilgisayarlara 'mug holder' (seramikten yapılan büyük bardaklar ki Amerikalılar kahve ve çorba içmek için çok kullanırlar) ilave etmişler” diyerek bir çok CD sürücünün 'tray' (CD sürücünün CD-ROM koymak için dışarıya çıkan kısmı, CD tepsisi) kısmını içi dolu ağır bardakları koymak suretiyle kırdıklarını;



Bilgisayarda ”Press any key to continue” yazısı çıkınca fellik fellik klavyede 'any' yazılı tuşu aradıklarını duymayan yoktur.
:durdur un


MCDONALDS'İN TUVALETİ



Bir arkadaş anlattı. Geçenlerde Taksim'de yürürken sıkısınca

McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya

sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri arkasından seslenmiş:

"Bir gün yemeğe de bekleriz..."
:durdur un


YAŞLI TEYZE VE KENT KART UYGULAMASI



İzmirliler bilir, toplu taşımada Kent kart uygulaması vardır.



Karta para yüklersiniz,otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi



Kent kart uygulamasının ilk yılı idi.Yaslı ama çok tonton bir teyze elinde Kent kartla otobüse bindi. Nedense kartı şoförün suratına doğru tuttu (Herhalde paso gibi gösterilecek zannetti).



Şoför iki-uç saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan sonra, "Biiiiip!" dedi.



Teyze biç şey olmamış gibi geçip şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki herkes kahkahalarla gülerken bense şoförün zekasına hayran olmuştum.


Fıkra Gibi Adı..:Babaanne

Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- Babaannesi aradı dersiniz.

Fıkra Gibi Adı..Düzen

Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor:
-Bu düzen değişecektir.
Bir vatandaş bağırmış:
-Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?

Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?

Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp kasaya yanaşıyor.Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira.'
Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...

Fıkra Gibi Adı..:Sınav Soruları

Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:
-Soru Mide ne iş yapar?
-Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.
-Soru 'Akciğer ne iş yapar?'
-Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır.
-Soru Kalp ne iş yapar?
-Cevap Dolaşım yapar.
-Soru Beyin ne iş yapar?
-Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.

Fıkra Gibi Adı..:Ne Doktormuş be!

Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da :
'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, dötümdekini gördü.'

gercek 1- ktü farabi hastanesinden gerçek bir olay rahatsızlıgı yuzunden hasataneye gelen rizeli arkadaş (not rizeliler alınmasın ) basur sorunu vardır ve muane odasına girer doktor elindeki evraklarla uraşırken hasta derdini anlatır ve doktor secde pozisyonu almasını söler ve evraklara bakmaya devam eder o sırada hastaya bakar ve hastanın hiç bir şey yapmadıgını görür ve tekrar secde pozizyonu almasını söyler 10-15 sn sonra bakar ve yıne hasta ayakta doktora bakmaktadır ve doktor neden secde pozuzyonu almıyorsun der ve işte korkunç cevap doktor bey kıble ne tarafta

aziranın başlarında gittiğimiz bi yerde yemek yiyeceğiz. açık büfe... aldık alacağımızı daha sonra bana ekmek alsana dediler. ben de haliyle tamam dedim. o sırada da uykudan yeni kalkmış olmam evlere şenlik bir durum yarattı...

gittim ekmeklerin olduğu yere ama kesmemişler. kesmeye çalıştım olmadı. sonra da dilimli kepek ekmeklerden almaya karar verdim. kepek ekmek istemiyorum diye geri bıraktım ve somun ekmeklere geri döndüm. yalnız bildiğimiz somun ekmek elimde bi avuç haline geldi. uykuluyum haliyle sinirliyim ve ekmek kesilmiyo. bıçakla ekmek arasında ateşi bulmak üzereyim derkeennnn arkadan biri geldi;
- ablacım ben keseyim istersen?
- çok iyi olur valla
- yarım saattir seni izliyorum dayanamadım geldim valla
- bence çok iyi ettiniz ( ki tam bu sırada kocasının gülerek bizi izlediğini farkettim )
- evde hiç ekmek kesmedin galiba?
- yok ya keserdim ama noldu anlamadım :s
- bak böyle keseceksin...

bakmamla kıpkırmızı olmam bir oldu; kadın bıçağı diğer tarafına çevirdi ve gayet rahat bi şekilde kesti...
:D:D :( :D:D


pazartesi günü dersaneye gittiğimde sınıfta kimse yoktu. sınıfa girdim tam dışarıya bakarken müdür geldi;
- ee nasıl gidiyo dersane
- şu ana kadar iyi
- bi şikayetin yok yani
- ııımmmm' yok
- açık ol ya söyle
- tamam o zaman; biyolojici! kimse anlaşamıyo ayrıca anlatamıyo ayrıca sorularımın hiçbirine cevap alamıyorum ayrıca ne dediği de belli olmuyo ve şakalarına da kimse bi mantık veremiyo...
- yapma ya ali bey fakülteyi 3.lükle bitirdi
- maşallah amaaaa bilgisi kendine demek ki sadece sınıf değil dersane şikayetçi zaten herkes tahir beye şikayet etti ama siz sordunuz diye söylüyorum ağustosta yeni biyolojici gelecekmiş zaten onun için sorun yapmıyo kimse
- hmmm ağustosta gelecek evet.. hayırlısı iyi dersler...

neden bu kadar bozularak çıktığını anlamamıştım. ta ki 2. derse kadar. 2. derste öğrendim ki bahsettiğim ve yerden yere vurduğum ali bey bu müdür beyin kardeşiymiş... :( :D:D:D

geçen hafta arkadaş sewgilisini askere uğurluyodu nese bunlar wedalaşıo falan bende bunlardan ilerde arkadaşı bekliorum çocuk otobüse bindi arkadaş ağlayarak yanıma geldi bi baktık sewgilisi otobüsten indi koşarak bize doğru geliyo arkadaşım ayyy aşkımmmmm dedii we çocuk yanımıza gelip dediki ya selin sigaramı senin çantada unuttum wersene

geçen gün öğle arası okulda servis bekliyodum servis kaza yapmış gelemiyomuş. doğal olarak okulda kaldım vee büyük bi olay kaçırdım :)
bizim apartmanda 3 numarada bi mafya vardı herkes biliyodu ama klasik mafya işte polis götüremiyodu :)
derken evin az ilerisinde biri vurulmuş
bu vuran salak da bu mafyanın adamı ve mafyanın evine kaçmış doğal olarak da görenler hemen söylemişler buraya girdi deri ceketi vardı diye :D
polisler de 4 nummaraya girmişler ve şansılarına da kapıyı 4 numaranın oğlu açmış ve o da dışarı çıkacakmış veeee üstünde deri ceket varmış :D
polis de bunu almış götürmüş :D
tabi sonra 3 numarayı iyice arayıp taramışlar ama
vuran mal da arka balkondan kaçmış :D:D:D

pamuğum annem odama gelip bakar napıyo bu çoocuk pc başında diye
annem = o acayip şekiller ne
ben = smile (sımayl) =P
annem = aa ismail kim
ben = :S hönk nerden çıktı ya
annem = sen dedin
ben = yoo ben demedim ( dank etti )
ben = canım o şekillere deniyo ismail değil sımayl deniyo :)
annem = şunu baştan desene yavrum
ben = dedim ya :S


Bimeks e gidip 60 gb lık ipod görüp ve fiyatını 17 dolar olarak görüp çıldıran ve kasaya doğru ilerleyen ve ardından onun ipod kılıfı olduğunu öğrenmesi ile dumur olan insan kim acaba? :D

ufaklık, matarasının kapağını sıkı kapatamamış ve okula gelene kadar tüm suyu çantasına döklmüş, tümmm defterleri sırılsıklam olmuş....
birden sınıfta bi kıyamet kopmuş:
- öğretmeniiiiiiimmmm, suyum dökülmüş!
- üzülme canım, kurur defterlerin, bak ben sana veririm kuru defter bi şey olmaz....
- ben ondan ağlamıyorum ki, öğlene kadar susuz napıcaaam şimdiiiiiiiii ?

Mutfağa girip önce su içmek için raftan bardak alıp,sürahiden suyu koyup içen ve ardından bardağı sürahinin yerine koyup,sürahiyide bardağın yeri olan rafa koyup,ardından sürahinin düşmesi ile kafası sırılsıklam olan insan benim...

Genel Başkanımız sizleri Esparkta kucaklayacak diye bas bas bagıran seçim otobüsünde küfrederken, pek muhterem bi partimizin saygın genel başkanıyla esparkın dönen kapısında sıkışıp kalmamız, adamın mecburiyetten nasılsınız gençler diye sorup gülümsemeye çalışması, saniyeler geçtikçe gerilimin artması, dısardaki sivillerin ve korumaların çıldırmış vaziyette ordan oraya koşuşturması, tüm kameraların bizi çekmesi, flashların patlaması...
kapı tekrar hareket ettiginde, alkış kıyamet kopması...
Atiyle en önde olmamız, mala bağlamamız...pek muhtemel, yerel gazetelere çıkmamız...

evet fazla komik değil aslında daha çok hazin bir olaydı benim için..lisenin ikinci yılıydı...arkadaşlarımla lisemizin hemen karşısındaki cafeye oturmaya gitmiştik..tam masaya oturdum ,aynı sayılabilecek bir anda başka bir adam da benim oturduğum masaya oturdu...(arkadaşlarım hala ayakta)dialog aynen şöyle..
-hayırdır?
-önce ben geldim..
-hayır önce ben oturdum.
-bakın yan masa da boş.
-oraya gidin o zaman.
-ben gitmem bana ne isterseniz beraber otururuz.
-düdük müsünüz beyefendi?

bu cümle üzerine benim ve onun arkadaşları gülmeye başlar.okula döndüğümde matematik hocasının değiştiği haberini alır ve sevinirim matematekçiyle aramız iyi değildir çünkü...ertesi gün yeni matematikçimiz sınıfa girer...kimdir peki?

düdüktür...

3-5 sene önceydi sıcak bi yaz akşamı evin altında bulunmak suretiyle sinek avlayan bakkal amcanın yanında oturuyoruz muhabbet güzel gençliğin verdiği ve yazın getridiği sıcaklık kanımızı kaynatmış durumda arkadaşlardan biri bakkaldan vileda sopasını almış parmağı üserinde dengede tutarak akrobasi yapmaya çalışıo :D ordan diğer bi arkadaş elinden vilade sopasını kaptı oda serçe parmağında oynatarak daha yetenekli olduğunu ispatlamaya çalışıo :D bendeniz durur mu bende onun elinden kaptım orta parmağamın üzerinde durdurucam hemde onlara işaret çekecem derken birden parmağım sopanın içine kaçtı :) aksilik bu ya bide çıkmıyo tam bi çizgi film sahnesi gibi herkes yarılıyo gülmekten :) benim arkadaşları ciddiyete davet etmem üzerine herkes bi toparlandı 35 dakkaya yakın uğraştık ama çıkmadı öle elimde kaldı :) derken içerden çıkan bakkal amca hayatım boyunca unutamıyağım o sözü söledi ki hala aklıma geldiğinde.....

- Serhat korkma giren herşey bir gün geri çıkar :)

sozlusabotaj

sanırım lise 2 ye gidiyodum rehberlik dersi öğretmen tutturdu biyografi yazıcaz neyse ben yazdım o gün D.G isimli arkadaşım okula gelmemişti bizde 2-3 kafadar paçavra gibi bir kağıda D.G nin ağzından biyografi yazmaya başladık ..

Ben D.G çok mutsuzum annem alkolik babam ise bir kumarbaz sürekli annemi dövüyo babam beni maça götürmek için sürekli söz veriyo ama hiç götürmüyo :)
artık yaşamak istemiyorum kapansın gözlerim bitsin bu hayat hakkını helal et helal et usta :)

yukarıdaki gibi bi saçmalığı paçavra bir kağır eşliğinde hocaya verdik neyse güldük eğlendik üzerinden 2 aylık bi zaman dilimi geçti o gün herzamanki gibi arkadaşlar kaynatıyoruz sınıfa bir kadın girdi sonra dışarı çıktı sınıf kapısının önünde oğlum oğlum diye ağlamaya başladı sonra hocalar felan bende sanki bilir kişi gibi yanına gittim ne yapacaksam :p

- Hayırdır teyze ne oldu ?
- D. nerde okulda mı ?
- yok teyze okulu astı kesin hep yapıyo :p (maksat gıcıklık olsun )

sonra diyalog uzadıkça öğretmenin biyografiyi okuduğunu öğrendim annesi çocuğu arıyomuş fakat ulaşamıyormuş telefonu kapalı tabi nası bi mantık kurdu yazdıklarımız gerçek miydi asla öğrenemedik ama annesi intihar ettiğini düşünmüş sonra yüreğimiz el vermedi de gerçeği söledik sonuç dürüslüğümüz karşısında müdür ve rehberlik servisi yanında 1 ay sahte belge düzenlemekten yazılı uyarı :)


geçen okulda arkadaşımla konuşuyoduk. arkamızda da iki kız vardı. dönüp onlarla konuşmaya başladık. böööyyyle devam ederken. laf azıcık (artı) 18 konulara geldi :D :p :D
ama bu kızlardan biri kapalı. :D ve fem e gidiyo :D
ben de
=>;aaaaa bu kız fem li onun yanında olmaz
=>;(diğer kız) niye ki onların yaşamaya hakkı yok mu ...


sozlusabotaj
birgün arkadaşın dükkanında oturuyorum (internet kafe kırması bi teknik servis) arkadaş beş dakikalığına içeri gitti 1 dakika geçmeden içeri bi kız girdi bi hayli güzel elinde bilgisayar kasası var halinden anladığım kadarıyla bi hayli sıkıntılı
yanıma doğru geldi:
-pardon burayla sizmi ilgileniyorsunuz ?
-hayır :)
-???

sonra gitti dedim tüh geyik yapıcam diye müşteriden ettik adamı diye üzülüyorum :) arkadaşımla 1 saat felan oturdum derken mekanı bana emanet etti işi varmış gitti biraz vakit geçmeden aynı kız geri geldi

-pardon burayla siz mi ilgileniyorsunuz ?
-evet
-ya benim bilgisayarımla bir sorunum var
-ne gibi ?
-windowsum çöktü galiba format atarmısınız?
-tabiki bırakın ben bi bakıyım
-ama msn listem silinmesin
-:S :S :S

bir gün kapı önünde oturuyorum 15-16 yaşlarından bi çocuk başka bir çocuğu kovalıyo arkasından küfür kıyamet onların arkasındanda topal yaşar lakaplı bi şahsiyet var elinde satırla bu 2 sini kovalıyo derken önüme doğru geldiler 2 çocukta durdu yaşarda durdu kovalayan çocuğa sordu :
-nie kovalıon la bunu
-anama küfür o.çucuğu
elindeki satırı çocuğa uzatarak
-al yigenim bunla kovala daha iyi döversin :)



BİZİM BURADA İNTERNET ÇEKMİYOR!!!



Az önce iş icabı Isparta'da bir müşterimizi aradım. Telefonu

açan kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanımefendi

gayet kibarca "Bizim burada internet çekmiyor!!!" dedi.


KESKİN ZEKA


Geçenlerde Mc Donalds`ta 3. 01$ tutan borcumu ödemek için 5$ verdim, 1cent daha verdim. Herif, önce 5$`dan ne kadar para ustu vermesi gerektiğini hesap makinesi ile hesapladı, önce hesap makinesinin gösterdiği 1. 99$`i bana bir suru bozukluk olarak geri verdi, sonra 1 cent daha verdi.


MİKRODALGA FIRIN, KADIN VE KEDİSİ



Su olayı da bir arkadaştan duydum, gerçek olduğunu söyledi:



Kadının, biri evine yeni bir mikrodalga fırın almış. Kadının, bir de çok sevdiği bir kedisi varmış. Bir gün kadının, kediyi yıkaması gerekmiş. Tabi kediyi yıkadıktan sonra bir de kurutmak lazım. Aklına bu isi çabucak halledebileceği parlak(!) bir fikir gelmiş. Islak kediyi alıp, mikrodalganın içine koymuş. Tabi zavallı kedi, mikrodalganın kapağı tekrar açıldığında ölü bir şekilde fırının içinde boyluca yatıyormuş. Bu durum karsısında kadın, sevgili kedisini kaybetmenin intikamını almak için mikrodalga üreticisi firmanın aleyhinde yüklü bir tazminat davası açmış.


Mahkemenin kararı ise su: Üretici firma, fırının kullanma kılavuzunda ”İçinde kedinizi kurutmayınız” yazmadığı için suçludur ve istenen tazminatı ödemekle yükümlüdür.


TAKSİCİ



Cuma aksamı gecenin bir yarısı Arnavutkoy'de taksi arıyordum. Fakat

etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir taksi

şoförü gördüm. Adama yaklaşıp, "Abi müsait misin?" dedim. O da,

"Ehliyetin var mı?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben kullandım, o
basa basa yemeğini yedi.

TİNERCİ ÇOCUĞUN EVİ



İstiklal'in oralarda, 9-10 yaşlarında , büyük olasılıkla tinerci, iki

çocukla konuşuyor polis. Birisine sordu, "Nerede

oturuyorsun sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,orada burada
uyuyorum". Polis öbürüne dondu: "Peki sen?". İkinci çocuk:"Komşuyuz!":)


12 eylül darbesinde yaşanmış komik olaylar

Yıl 1980. Güvenlik güçlerinin ev baskınları had safhada. O günlerde polis bir ihbar üzerine solcu olarak bilinen birinin evini basmış. Tabii ilk iş olarak evdeki kitapları karıştırmaya başlamışlar. Polislerden biri kütüphanede Lenin'in kitaplarından birini bulmuş. Artık hangisiyse kitabın üzerinde Vladimir İlyiç Lenin'in kısaltılmış hali olarak VI Lenin yazıyormuş. Eleman heyecana kapılıp başlarındaki amirine gidip "Amirim" demiş, "Biz bunun birincisiyle başa çıkamadık, bakın herifler altıncısını çıkarmışlar!"

Yine aynı dönem. Bu kez başka bir eve baskın düzenlenmiş. Bu baskında güvenlik güçlerinin amiri bastıkları evin sahibini karşısına almış azarlıyormuş: "Ulan vatan haini, ulan Moskof uşağı, hadi anandan babandan utanmadın, bari şu duvarına resmini astığın ak sakallı dedenden utan!" Duvardaki ak sakallı dede ise, Karl Marx'ın o çok bilinen resmiymiş.

1980 öncesi Ankara - Keçiören'de bir marketin camında "Nefis Rus salatası geldi" yazıyormuş. Bu yazıyı gören ülkücüler marketi basmışlar ve sahibini "Bu yazı yarın ordan inecek" diye tehdit etmişler. Ertesi gün marketin vitrininde yeni bir yazı varmış: "Nefis Amerikan salatası geldi!"

Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne *** ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu

Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor dama. "Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: " Katı, Sıvı, Gaz." Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:
- Katır, Sığır, Kaz

Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz "Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. CocaCola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Bizde bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. Maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi. Davadan haberdar olan CocaCola yönetimi adına açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına " Başka şişede inşallah " yazmayı düşündüklerini söyledi

Bir firmaya bilgisayar kurmak için Adana'ya gitmiştik. Arkadaşımla sigara almak için büfeye girdik.
Arkadasim: "bi kısa Camel verir misiniz" dedi.
Gelen cevapla dumurun doruklarındaydık:
-Ne yalvarıyon lan adam gibi istesene.

sultanbeyliye tiyatro gelmis. islamci oyun oynuyorlar elemanlar. Neyse oyunun
bir yerinde rol icabi israil askeri kiligina girmis elemanlar filistin genci
rolündeki gencin kolunu kiriyoRlar. oyunun basindan beri
gaza gelen haci amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayip
"tekbiiiir allahu ekbeeer " diye bagirarak firliyor ve ayakkabisini
cikarip israil askerlerinden birine firlatiyor. asker rolundeki herifin
surati kan icinde kaliyor. oyun iptal ediliyor ama isin komigi ayakkabiyi
firlatan haci amcaya anlatamiyorlar bunun bir oyun oldugunu. o hala
"munafiklar birakmadiniz digerlerini de devireyim" falan
diyormus.


en yazılısının birinde "hacim nedir?" diye sormuştum...bir öğrencimin verdiği cevap beni bayağı güldürmüştü...

cevap: "haca gidenlere hacım denir" -i- nin üstündeki noktayı görmedi sanırım

Öğrenci değil ama öğretmenlerin sorduğu komik sorular oluyor.

Örnek Hocam benim bilgisayarda internet bağlantısı kesildi. Ağınızı yöneten kişiye başvurun diyor. Benim bilgisayarı siz kurmuştunuz ya kusura bakmayın geç vakit ama nolcak şimdi?
Pc Teknik Destek Forumu


Soru: Anakart nedir

Cevap: Başkarttır.


Öğretmen: Word belgelerinizi disketlerinize kaydettiniz mi?

Öğrenci: Hocam bu kaydetmiyo

Öğretmen: Disketi yerleştirdin mi?

Öğrenci: Hayırrr. Yerleştirmemiz mi gerekiyo hocamm. Böyle olmaz mı?

Bir ingilizce öğretmenimiz anlattı dün ,aynen aktarıyorum;

Öğretmen :

-Zeynep,kaç sattir bakıyorsun arka sıraya ,yeter artık!

-Hocam,bakıyorumda sanki anlıyor muyum ,hepsi de ingilizce yazdıkalrının...

Nece olacaksa artık...

Biyoloji (Lise 1)

Soru: Omurgalı hayvanların "sıcak kanlılar" ve "soğuk kanlılar" olarak ikiye ayrılmasını nasıl açıklarsınız?

Cevap: Çok güzel açıklarım. Şöyle oluyor bazı insanlar herkesi sever kimseyi üzmezler bunlara sıcak kanlı denir bazılarıda hiç gülmez herkesi üzerler bunlarda soğuk kanlı oluyor. Öğretmenlerimizde böyledir sıcak kanlı olanda var soğuk kanlı olanda.

İlköğretim 1. sınıf öğrencileri:

1-Atatürk'ün mezarı nerededir?

Cevap:Anıtka 1'de.

2-Atatürk'ün babasının adı nedir?

Cevap:Ali Rıza Beyefendi

3-Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a niçin gitmiştir?

Cevap:Gezmek için


İlköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin İngilizce sınav sorusu mesleklerle ilgiliydi.Mesleklerin adlarını resimlerin karşısına yazmaları gerekiyordu.Yazmışlar da...

polisman

hemşireman

doktorman

mühendisman....


öğrencim sınavda hiç bir sora
Uya dokunmadan kağıdın en altına şunu yazmıştı

sorular sorduğunuz gibi

cevaplar da bildiğiniz gibi




Okulların açıldığı gün...

6. sınıflarla ilk dersimiz ve tanışıyoruz...

En önde oturan kızdan başladık...

"Hadi bakalım, kendini tanıt"

"Örtmenim, gerçekten mi, şakadan mı?"

"O ne demek şimdi kızım"

"Öğretmenim siz beni zaten tanıyorsunuz ya"

(Evet,doğru abilerini de ben okuttum. Mahallemizde oturur. Neyse bozuntuya vermemek lazım...)

"Tamam tanıyorum ama kural böyle, hadi bakalım"

" Örtmenim, ne diyeceğimi unuttum. Yarına hazırlanıp gelsem olur mu?"


Ünlülerle İlgili Yaşanmış Komik Olaylar

'Seda SAYAN' yine bi sabah elleri belinde, programını sunuyor. O sırada bi canlı bağlantı olur
ve...
Seda SAYAN:
- AAloooğğğ kiminle görüşüyoruz ?
- Ben Mustafa
- Naber lan Mustafa ?
- Nerden arıyosun bizi Mustafa ?
- Şişli'den.
- Ne iş yapıyon lan Mustafa?
- Belediye başkanıyım... (Mustafa SARIGÜL)



Esra Ceyhan'ın programında da böle anlardan çok yaşanmıştır şöyle ki,
yeni piyasaya çıkmış birini konuk etmiştir Esra hanım, sohbet ederler,
Esra hanım her zamanki gibi başlar yalakalıklarına, kasetiniz çok güzel olmuş geçen hafta aldım evde
arabada her yerde dinliyorum demesi
üzerine yeni yetme ? kasetim daha çıkmadı haftaya çıkacak? demesi



Müslüm Gürses filminden bir sahne; Müslüm Gürses kadını kollarından
tutmuş sarsa sarsa sormaktadır;
Müslüm: Seviyor musun?
Kadın: Hayır!!
Müslüm: Seviyor musun?!!!!
Kadın: Hayırrr!!!!!!
Müslüm: Seviyor muusuunnnnn!!!!!!!!
Kadın: Eveett!!
Müslüm: Yalannnnn!!! (deyip kadına bir tokat atmıştır)



Sokakta kurban kesen insanlarla röportaj yapan NTV muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-Burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-Yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.



Jean Claude Van Damme'ın BBG evine girmesi. Akabinde oradaki bir yarışmacıyla diyalogu:
Jean Claude Van Damme: Do you speak english?
03 hede: maybe



Reha Muhtar'ın tavanda yürüyen sirk cambazı ile konuşurken ekranda kendi görüntüsünü ters çevirtmesi
ve röportajı 2-3 dakika boyunca baş aşağı yapması



Mustafa Denizli'nin ATV de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan Erman Toroğlu'nu
anons ederken "tartışmasız Türkiye'nin en büyük düdüğü" demesi Erman Toroğlu'nun afallaması.



Bir Cevizkabuğu programı, konuk Zekeriya Beyaz
ZB: Şimdi, sayın cevizkabuğu...
HC: Cevizoğlu efendim.



Reha muhtar telefondaki adama fırça atıyor.
-Bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
-Bakın efendim şöyle izah edeyim...
-Sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun.. cevap versene??!
-......??



Arena'da Uğur Dündar'ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok
buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki
temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz
Uğur Bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilk kez Afrika'dan muzun içinde geldi" diye
cevap verdiği an.



Acun firarda programında, Acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen
kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip, "görüyorsunuz sayın
seyirciler magandalık sadece Türklere özgü değil, Avrupa'da da
magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? Ben de türküm" demesi.

Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli… Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı… Ama tek canın var…"


Kayıp aranıyor
Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize sokmaya yetti: "Bu kadar insan hala bulamadınız mı?"

Giyim kuşam
Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar gibi olmuşsun!"

Cadaloz kaynana
Okul arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler kesiliyor. Biz hep beraber "Aaaa!" diye tepki gösterirken, damadın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor. "Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı."


Sütün faydaları
Sabah erken okula gidecek yeğenimi uyandırmadan önce, kalkar kalkmaz içsin diye hazırladığım sütün bardak ebadını o kadar abartmışım ki, henüz uyanmaya çalışan, tek gözü açık oğlumdan gelen cümle: "İneğin kendisini getirseydin bari."

Emniyet kemeri
Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet kemerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."

Arabam çalındı
2 gece önce okul dönüşünde arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: "Gördün mü bizim müşterileri… Hey maşallah!" dedi.

Ne münasebet !
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"

Yanlış telefon
İşe giderken cep telefonumu evde unutmuşum, ama televizyon kumandasını almayı ihmal etmemişim.


(Gerçek Olay) Amcam ile mahkeme arasındaki gerçek diyalog'tan: Muhtar olan amcam,bir gurup köylüler tarafından "rüşvet alıyor!"diye şikayet edilir.Dava açılır ve amcama duruşma için celp gelir.Duruşma günü bütün şikayetçiler ve amcam kasabaya giderler.Duruşma başlar ve Hakim amcama iddianameyi okuduktan sonra-şikayetçileri eliyle göstererek-"Bak,Muhtar rüşvet aldı diyorlar ne diyeceksin..!"der.Söz alan amcam "Hakim bey bana da hep zaman zaman Hakimler rüşvet alıyor derler amma ben inanmam..!" der. Bunu duyan Hakim öfkeyle ve hiddetle müştekilere döner ve "çıkın dışarı BERAAT" der.


Bir hukuk talebesinin en sıkkın anı ve sitayişi: *ÖFF BE NE ZOR ŞEY ŞU DERSLER.HAYATIM MUTLAK BUTLAN OLDU BEE!İŞBU SAİKTEN HARBİ KAFAYI KIRMAYA EKSİK TEŞEBBÜS KALMAK ÜZEREYİM..NE YAPMALIYIM ACABA?NERDEN GİRDİM ŞU OKULA?TAAMÜDEN HOCALARIN KAMPÜSTE GEÇECEĞİ YERLERE DERİN ÇUKURLAR MI KAZSAK YOKSA BİLİNÇLİ TAKSİR YOLUYLA OKULU BASIP VİZE KAĞITLARINI MI DEĞİŞTİRSEK!YOK YOK BU DA YETERSİZ.EE NE YAPAYIM YAA??İNEKLEMEKLE GEÇİYOR ÖMRÜM YAA!GENÇLİĞİMİ YEDİ BU OKUL RE'SEN YANİ.HAH BULDUM 5-6 YILLIK ARKADAŞLARDAN "YALVARMA KOMİTESİ" VE AF'TAN YARARLANMIŞ BİKAÇ ARKADAŞTAN DA "İNTİHARA TEŞEBBÜS KOMİTESİ" KURSAK TA OLUR.İNTİHAR KOMİTESİNDEKİ ARKADAŞLARA BİRER "GAZ BİDONU" VERİRİZ.BELKİ HOCALAR "MERHAMET KARİNESİ" NE GİRİP BİZE YETERLİ NOTLARI VERİRLER DE KURTULURUZ ŞU "HUKUK FAKÜLTESİ NEZARETHANESİ"NDEN NE DERSİNİZ.not:ben 8 yıllık bir hukuk fakültesi talebesi olarak geçen sene yalvar yakar malülen okuldan mezun olmanın haala sarhoşluğunu yaşayan stajı bitmek üzere olan gariban bir awukatın tekiyim.Bu siteyi ve yayınlananları tam teşebbüs halinde zevkle ve kasten okumaktayım.Umarım bu metnim de olduğu gibi yayımlanır. (M.Erkam Tatoğlu)


Karadenizli olan mübaşir, bir gün hakim beyin evine giderek hanımına "Hakim pey evdemidırlar ?" diye sorar. Hakimin hanımı sinirli bir şekilde "Ne münasebet, o sadece mahkemede dırlar" diye cevap verir. (Av.Zühtü Kazancı)


(Gerçek Olay) Herkesçe tanınan ve sevilen bir ses sanatçısı yaralamaya azmettirme suçundan yargılanıyordu. Olayın tanıkları, sanığın diğer sanıklara VURUN diye bağırdığını ifade ettiler. Bu arada ses sanatkarının Avukatı söz alarak, "Efendim, tanıklar yanlış ifade ediyorlar, müvekkilim, VURUN demememiştir, DURUN demiştir. Fakat bu VURUN şeklinde anlaşılmıştır". (Av.Nusret Kadri Soycan)


(Gerçek Olay) İpsala Adleyesi'nde Savcı zorla kız kaçırma davasının soruşturmasını yapıyordu. Ben, ortağım Av.Murat'la beraber sanık vekiliydik. Mağdure de kendisini bir Avukatla temsil ettiriyordu. İfadeler alınırken birtakım müdahalelerde bulunup, olayın manevi unsurunun gerçekleşmediğini ispatlamaya çalışıyorduk. Nihayet üç sanığın ifadesi alındı, ancak Savcı, mağdurenin kaçıranların dört kişi olduğunu söylediğini, dördüncü kişinin ortaya çıkarılmasının gerektiğini ifade ediyordu. Müvekkillerimiz özellikle bu dördüncü kişiyi ifşa etmeye yanaşmıyorlardı. Bu ise delillerin toplanmamış olması demekti ki, tutuklanma için yeterli bir neden olarak karşımızda duruyordu. Savcıdan izin isteyerek müvekkillerimizle konuştuk ve dördüncü kişinin Hakkı isminde biri olduğunu bildirdik. Bu arada soruşturmaya ara verilmişti. Savcı, hepimize çay söyledi ve aramızda tatlı bir sohbet başladı. Ben, "Efendim eğer sanıklardan birinin adı Rıza olsaydı, kız rızayla kaçırılmış olacaktı, değil mi?" diyerek kendimce bir espri savurdum. Geçen zaman içinde Jandarmalar dördüncü sanığı getirdiler. Kendisiyle hiç konuşmamıştık ve üç kişinin ne ifade verdiklerini bilmiyordu. Ancak, özel bir görüşme yaparsak sanığa kendisinden öncekilerin ne ifade verdiklerini söyleyebilirdik. Ancak sanık, Avukat istemediğini, savunmasını kendisinin yapacağını ifade etti. Savcı da büyük bir nüktedamlıkla "Avukat Beyler, Hakkı da geldiğine göre lütfen odayı terkedin de ifade alalım, rızayla kız kaçırılırsa, hakkıyla da ifade alınır".


(Gerçek Olay) Bursa'da Ağır Ceza Mahkemesinde stjajımı yaparken Reis bey sanığa sordu: 'oğlum adamı kaçırmışsınız, dövmüşsünüz, parasını almışsınız, hakkında iddialar var, ne diyorsun bu iddialara' diye sorunca sanığın verdiği cevap : 'Valla hakim bey benim böyle bir iddiam yoktur, tahliyemi isterim'


(Gerçek Olay) Bursa'da asliye hukuk mahkemesinde stajımı yaparken bir boşanma davası sırasında davalı söz aldı ve: 'Efendim ben karımı deliler gibi, çılgınlar gibi seviyorum' dedi. Davacı hanımın vekili de : 'Efendim işte sorun burada davalı eşini deliler gibi, çılgınlar gibi seviyor. Normal değil bu, normal sevemiyor' diye cevap verince salonda herkesi bir gülme tuttu.


Avukat, cezaevinde sanıkla görüşmektedir. Sanık: "-Aman abi, ne olursun beni kurtar, beni savun". Avukat, "-Seni savunacağım ama, bana ödeyecek paran var mı?". Sanık, "-Ne demek abi, iki milyarlık çeki hemen yazayım, daha sonra da bi beş milyarlık çek daha keseyim, sen onu merak etme." Avukat, "-E o zaman davanı alabilirim, söyle bakalım, seni neyle suçluyorlar?" Sanık, "-Karşılıksız çek kesmek..


(Gerçek Olay) "Askerliği bitirip İpsala'da hazine Avukatı olarak göreve başlamıştım. Heyecanlıydım. İlk duruşmama girecektim. Vatani görevim sırasında stajda edindiğim yarum yurum bilgiler de kafamdan gitmişti. Duruşmaya girdim, Hakim, nezaketle oturmamı işaret etti. Daha sonra "keşif yapacağız ne diyorsun" diye sordu, ben de oturduğum yerden "ben keşif istemiyorum" siz taleple bağlısınız, bu dosyaya derhal karar verin diyerek hakime karşılık verdim. Hakim bu cevabım karşısında epeyce hiddetlenmişti, babacan tavırları bırakıp hiddetle bir iç çektikten sonra, sert bir sesle "gereği düşünüldü" dedi, ben oturduğum yerde istifimi hiç bozmadan duruyordum. Hakim, aynı şiddetti bir defa daha "gereği düşünüldü" diyerek tekrar etti, ben de "düşünün hakim bey, ben de düşünüyorum" diyerek istifimi hiç bozmadan karşılık verdim. Hakim, patlayacak vaziyete gelmişti, "Avukat bey, Avukat bey, karar veriyorum, gereği düşünüldü dendiği zaman ayağa kalkılır" diye şiddetle bağırdı. Ben de askerden alıştığım bir çeviklikle esas duruşta ayağa kalkıp "emredersiniz komutanım" diyerek bağırdım. Diğer Avukatlar ve hakim gülüşmeye başlamışlardı. Bu benim için iyi bir ders oldu. (Av.K.Soycan)


(Gerçek Olay) "K.Çekmece 3.As.Huk. Mahkemesindeki duruşmamı beklerken, hakim başka bir davaya geçti.Dava BOŞANMA davasıydı .Davacı vekili hakime dönerek "-efendim şimdi dinleteceğimiz tanık, TARAFLARIN MÜŞTEREK ÇOCUKLARIDIR" açıklamasını yaptı, hakim "-tamam anladım" dedi. Tanık çağrıldı,hakim sordu :"- TARAFLARI TANIR MISIN? AKRABALIK VAR MI?" (Ben kendimi dışarıya zor attım)." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "Fatih Adliyesinde, bir Asliye Ceza Davası için sıramı bekliyordum. Hakim, başka bir davanın duruşmasına geçti. Bu davada "Müşteki" olduğunu söyleyen bir vatandaş geldi ve hakim kendisine sordu. - Şikayetçi misin? - Evet şikayetçiyim Hakim Bey. - Tanığın var mı? - (Kendinden son derece emin bir şekilde) VARDIR Hakim Bey .- İsmini söyle de çağırıp dinleyelim.- CENABI ALLAH'TIR Hakim Bey." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "4650 sayılı kamulaştırma kanununda değişiklik yapan kanunun 14. maddesinin son cümlesi: "Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez."
Alıntıdır..


Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşandı. Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile
çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici.
Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan politikayla
uğraşmış ve halen Kayseri'de yasayan işadamı
22 Şubat 2001 tarihinde Bünyan sınırında Kayseri Malatya kara yolu üzerinde bir benzin istasyonuna girer.
Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için
lokantadan çıkar.
Ancak dışarısı hem zifiri
karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık
300 metre mesafedeki Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır.
Oradan gecen bir arabaya binip Bünyan'a ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir.
Adam bir-kaç adim ötesini bile görememektedir. Gelip-gecen bir araba da yoktur.
Nihayet karanlıklar içerisinde hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder.
Arabanın tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır araba yeniden
hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi direksiyonda da kimse yok.
Birden paniğe kapılır. Korkuyla hemen arabadan atlayıp oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem
araba hızlanmış hem de korku ile dizleri bağlanmış hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır.
Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır. Tam bu esnada pencereden
bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştıkça Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni..." deyip kapıyı açmasıyla birlikte
kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir
Elham okuyarak Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve sok haldedir. Kendisini
tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir cay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip sesi titreyerek
başına gelen doğaüstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de anlatan kişinin akli başında
ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden herkeste derin bir sessizlik oluşur. yaklaşık
yarım saat sonra ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak cay söylerler.
Bu arada gelenlerden birisi diğerine şunları söyler:

-Ahmet baksana şu sobanın başında oturan geri zekalı bizim araba yolda kalınca biz arabayı iterken
arabaya binip-inen kişi değil mi?-


Bir gun yolda giderken kaset satan bir dukkanin caminda aynen soyle bir yazi gormustum: "Arabalar icin cistakli muzik gelmistir"
Boylesine asiri guzelliklerle dolu bir ulkeyi ve insanlari sevmemek mumkun mu ?


--EN ÖZEL ÖSS...(YENİ)--

Üniversite sınavlarının en komik olayı Alanya'da yaşandı.. Koca okulda tek başına sınava giren bir genci 12 görevli bekledi. Büyük sınavın yapıldığı saatlerde ÖSYM'nin hataları yüzünden ilginç olaylar yaşandı. Günün en komik olayının yaşandığı yer Alanya'ydı. Toplam 550 öğrencinin eğitim gördüğü Şükrü Mülazımoğlu İlköğretim Okulu'na sadece bir adayın ismi yazılmıştı. Okula gittiğinde kimseyi göremeyen Gökhan Gök isimli genç, önce geç kaldığını sandı. Ancak kısa süre sonra gerçek anlaşıldı. Gök, koca okulda tek başına sınava girecekti. Gök için sınav boyunca 6 polis, 2 öğretmen, 2 gözetmen ve iki hizmetli görev yaptı. Türkiye'nin en özel ÖSS'sini yaşayan talihli genç için görevlilere, 280 milyon lira ödendi. Kaynak:havadis.net
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

--Film Gibi(YENİ)--

Baba Zula’nın Duble Oryantal adlı albümündeki 5 şarkı, TRT denetimine takıldı. Denetime takılan şarkılar, adeta birer porno yayını gibi.. Geleneksel Türk müzik aletlerini elektronik öğelerle birleştirip değişik bir tını yaratarak Halk Müziği’ne yepyeni bir soluk getiren Baba Zula grubunun beş şarkısı, TRT denetiminden geçemedi. İşte geçmeyen şarkı sözlerinden biri... EYVAH DAYIM GELDİ... Eyvah dayım geldi dayım Senin saklanman lazım Kalk çabuk üzerimden Atla git pencereden Vallahi görür seni Hemen giyinmen lazım Al çabuk eteğini Tut bari sutyenini Boşver şimdi giyinmeyi Dayım geliyor dayım Çabuk saklan şu dolaba Sesini hiç çıkarma


--Doğuştan Fanatik--

Denizli'de oturan fanatik Beşiktaşlı Hasan Kiriş, doğan çocuğuna 'Beşiktaş Deniz Murat' ismini verdi, nüfus cüzdanını da aldı...

--Telekomdan Özel Tarife istedi--

Zonguldak'ta bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışan Hasan Basar'ın başı yüklü telefon faturalarıyla dertte! Kekeme olduğu için uzun süren görüşmelerinin kabarık faturalarından sıkılan Basar, Türk Telekom'dan özel bir indirim istemiş, ancak kabul görmemiş. O da Telekom aleyhine 50 bin YTL'lik yeni bir dava açmış. Sonucu merakla bekliyoruz...

--Yürüyorum,Yürüyorum!!--

Yeşilçam filmlerinde sık sık gördüğünüz, 'Araba çarpması sonucunda gözlerin açılması' klişesi bu kez gerçek oldu. 15 yıl önce geçirdiği trafik kazasından ötürü koltuk değneklerine mahkum olan 70 yaşındaki Memiş Yalçın, sandalyeden düştü ve eskisi gibi yürümeye başladı

--Colarado'da Vahşet--

Colorado'daki bir polis merkezinde vahşet... Yaşlı bir kadını öldürmek suçundan ifade veren ABD'li psikopat, 7 polisi katlettikten sonra kaçtı. (inanması garip ama gerçek!)

--Donunu Unuttu--

Otobüste uyuyakalan Gönül adindaki kadin, bacaklarinda bir serinlik hissedince külotunun çalindigini farketti. Durumu soföre bildiren Gönül,"Külot giydigime eminim. Iyi ki baska seyimi çalmamislar" dedi.

--Deprem Hattına Sapık Dayandı--

Saglik Bakanligi'nin Deprem Hatti olarak kullandigi telefon hatti cinsi sapiklar yüzünden kilitlendi. Sapiklar, uzmanlara "Cinsel iliski nasil oluyor","Benimle sicak saatler geçirmek ister misin"seklinde garip sorular soruyorlardi

--69 Yüzünden Boguldu--
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

Sevgilisi Deniz'in fantezilerine ayak uydurmaya çalisan manav Nihat,canindan oldu.Silivri'deki yazligin bahçesinde seks yaparken"illede suyun altinda 69'u yapalim "diyen Deniz'e uyan Nihat, yüzme bilmediði için boguldu.

--Takmadı diye kaçtı--

Takilara çok meraklı olan Selma Aknur, kocasi takmayinca evden kaçti. Polise başvuran dertli koca Ali Aktur, "Ben ona fazla takamadim,param yoktu. O zengin birine taktiracak galiba. Ama onu seviyorum,onu bana bulun" dedi.

--Boruda Sabahladilar--
Karisi ile geç vakte kadar eglenen Nedim Mimar, anahtarlarini bulamayinca kapida kaldi.Evin önündeki dev su borularinin içinde sabahlamaya kalkan Mimar ailesi sabaha karsi polis, uygunsuz vaziyette yakaladi.

--Boga Kadina saldirdi--

Kirmizi bir elbise çarsiya alisverise giden Dürdane Tokmak, birden karsisýna kara bir boga çikinca çok korktu. Burnundan dumanlar çikan azgýn boga Tokmak a saldirdi. Yaralanan kadin hasteneye kaldirildi.

--Otobüste İçki Servisi--

V.... Turizm'in İstanbul - Ankara hattında hizmet veren bistro otobüslerindeki alkollü içecek servisi, geçen ay kaldırıldı. İçki servisi için, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alınması şartı kondu. Bistro otobüslerinde 1994 yılından beri devam eden alkollü içecek servisi, geçen ay bir şikâyet üzerine kaldırıldı. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu, şikâyet üzerine Varan Turizm'e, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alındığı takdirde içki servisi yapabileceğini bildirdi.

--Karı-koca Çıktılar--

Ürdün'de internet aracılıyla tanışıp birbirini seven çiftin sanal aşkı, ilk buluşmanın ardından, karı-koca olduklarını anlamalarıyla son buldu. Petra haber ajansı, Bekir Melhim ve eşinin fikir ayrılığı nedeniyle aylardır ayrı olduklarını, ancak sıkıntı ve şansın çifti internetteki bir sohbet ortamında yeniden buluşturduğunu duyurdu. İnternette kendini bekar, kültürlü, dindar ve okumayı seven biri olarak tanıtan, Adnan takma adını kullanan Bekir, Cemile takma adıyla sohbet ettiği eşi Sana'ya aşık oldu. Giderek büyüyen sanal aşkın ardından çift, evlilik planları yapmaya başladı. Ancak evlenmeden önce yüz yüze görüşmek gerekiyordu ve çift buluşmaya karar verdi. Çift, daha ilk buluşmasında büyük sürprizle karşılaştı. Bekir, Sana'yı gördüğünde 3 kez ''boş ol'' diye bağırırken, Sana bayılmadan önce ''Sen sadece bir yalancısın'' diyebildi.

--Cem Yılmaz Giyindi!--

Okul yıllarından beri ilk kez kravat takan ünlü şovmen, ''K.çım büyük ondan 501 bile giyemedim'' dedi Cem Yılmaz erkek dergisi Boxer'e kapak oldu. Ünlü komedyen okul yıllarından sonra ilk kez kravat bağladı, siyahtan vazgeçti. "Bana hiç bi b.k yakışmıyor. Moda olan hiçbir şey giyemedik biz ya. Hayatımda bir kere 501 giyemedim. Deli gibi moda olduğunda bile." diyen Cem Yılmaz 'Neden?' sorusunada şu şekilde cevap verdi: K.çım büyük. Sadece bu giydiklerim yakışıyor galiba. Giydirdiniz gördük. Aslında ben sizin yerinizde olsam o resimlerin altına şöyle yazarım: "Niye hep siyah giydiğini anladınız mı şimdi?"

--Türüt Yargıtay'dan Kovuldu--

Sahne aldığı programda espri yapmaya çalışan İsmail Türüt’ün “Lamba Kafa” şeklinde seslendiği kişi başsavcı çıktı. Yargıtay’a kadar giderek özür dileyen türkücü, özrü kabahatinden büyük olduğu için kendini affettiremedi. Türüt’ün “Bizim oralarda saygın kişilere lamba kafa denir” açıklaması hemşehrisi olduğunu bilmediği başsavcıyı daha da kızdırdı. Memleketi Rize’de özel bir gecede sahne alan İsmail Türüt, protokol masasını horon tepmeye davet etti. Tanıdığı isimleri “Sayın valim, sayın milletvekilim” şeklinde saygılı bir üslupla sahneye çağıran Türüt, aynı masada oturan başsavcıyı tanıyamadı ve kelliğine gönderme yaparak “Uy, lamba kafa sen de gel” dedi. Ankara ziyaretinde Yargıtay’a giderek “Lamba kafa” dediği savcıdan özür dilemek istedi ama işleri daha da karıştırdı. Başsavcı, eğilip bükülerek “Efendim, siz benim sözlerimi anlamadınız. Bizim memlekette önde gelen saygın isimlere ‘lamba kafa’ denir diyen Türüt’ü “Ben de Hopa’lıyım. Kimi kandırıyorsun? Özrün kabahatinden büyük. Asabımı bozmadan çık git” sözleriyle odasından kovdu.

u olay gerçekten yaşanmış...

Kral TV'nin sarışın, albenili sunucularından biri programında
"Bana ne kadar değer biçersiniz yani benimle evlenmek için ne kadar başlık
parası
verirsiniz?" diye soruyor, ağzını yayarak...
Telefona bağlananlar,"milyarlarımı, evimi, arabamı, varımı, yoğumu, her
şeyimi"
diye sayıp döküyor...
Orta yaş civarında bir bey arıyor; ?
150-160 milyon lira veririm" diyor.
Sarışın sunucu şaşkın, önerilen bu düşük değerin nedenini soruyor, bey de
cevaplıyor;
-"Sen aşağı yukarı 50-55 kilo çekersin değil mi??
-"Eeeee..?"
-"Eeeee'si... Kaşarın kilosu da üç milyon lira civarında...!!!?

Değişik kişilerin başından geçen komik olaylar

1
Bi gün anatomi pratigindeyiz. Ilk defa kadavra
diseksiyonu yapicaz.Hocamiz nasil yapicagimizi
anlatiyo, deriden bahsediyor filan.Ingilizce
tiptayiz
ama herkes Türkçe Ingilizce karisik konusuyor. O
sirada arkalarda duran yabanci bir arkadas, 'How
thick
is the skin?' (derinin kalınlığı nedir) diye
sordu. Hoca da
'Duyamadim çocuklar,
arkadasiniz ne sordu?' dedi. Yanindaki arkadas da
gayet
sakin 'Skin`in kalinligini soruyo.' dedi hocaya.
O da ne dedigini,hoca dahil, herkes kopunca
anladi.

2
Bilirsiniz, bi ara gençlerde cüzdana zincir takip
sarkitma modasi vardi. Istiklal'de yürürken,
yanimdan
bu model bi tip geçiyodu ki adamin teki bombayi
patlatti: "Ne o lan? Köpegin giccina mi kaçti?"
3
Bir gün, belediye otobüsünde giderken, belediye
otobüslerinde pek sik raslayamayacaginiz türden,
çok
güzel ve bakimli bir bayan,oturan bir adamin
ayagina
basti. Kadin gayet üzgün, adama "Kusura bakmayin
beyfendi! Çok özür dilerim!" dedi. Adam, bir
yandan
basilan ayakkabisina bakarken, kadina: "Tamam da
bacim,ayakkabinin a...na koydun!" dediginde biz
zaten olay
yerinde yerde sürünüyorduk.
6
Devlet Tiyatrosundan bi arkadas, bi oyun için mi
ne,
Akçaabat'a gitmis.Ekip olarak sehir merkezine
gelmisler. Kafalarini kaldirinca, koca bir bez
afis
görmüsler.. Söyle yaziyo: "Ben de sporcunun zeki,
çevik
ve ahlakli olanini severim. Akçaabat Belediye
Baskani"
7
Kisa anlatacam; üzerine düsünmeye vaktiniz kalsin.
Bi turist kiralik jipini parketmeye çalisiyor, bir
abimiz de yardim ediyo: "Come with the ball, come
with
the ball". Ne diyim?
8
Ya olmaz böyle bir firlamalik, dinleyin:
Istiklal'in
oralarda, 9-10 yaslarinda, büyük olasilikla
tinerci,
iki çocukla konusuyor polis. Birisine sordu,
"Nerede oturuyorsun
sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,
orada burada uyuyorum".
Polis öbürüne döndü: "Peki, sen?". Ikinci çocuk:
"Komsuyuz!"
9
Hisarüstü-Eminönü otobüsü. Orta yasli bir adam
bindi. Özel halk otobüsü degil. Adam, soföre:
"Biletim
yok, binebilir miyim?". Söför: "Yolculara sor".
Adam
bize döndü: "Binebilir miyim?"

Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma !
- Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.)
- Ha evet.
- Baban kızmıyor mu ?
- yok kızmıyor.
- Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi..
- Hmm ben sağda iniyim.


Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: "Bu düzen değisecektir" Bir vatandaş bağırmış: "Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?"


Hastanenin "Tıbbı Atık" bölümünde görevli; turuncu tulumlu, sırtında
kocaman tıbbi atık yazan ve oldukça çirkin olan yaşlı adama asansör
beklerken: "Ayyy tipe bak valla tam bir tıbbi atık." diyerek laf atan
yapay zekalı kişi benim ablam olur. Bunun üzerine ablamın şişman olduğunu
görüp, "Yük asansörü öbür tarafta, burada boşuna bekleme." diyerek cevap
veren eli öpülesice kişilik ise tıbbi atıktır.


2,5 yaşındaki yeğenimin sütyen görünce verdiği tepki: "Aaaa, meme külodu!"


e münasebet
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"


Çocuklar kimden?
Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.



Toplamda
Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor. Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda gülüşerek konuyu kapatıyoruz.


Köpük köpük
8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...


*Araba sevdası
Annem arabasını torpidosu için dantel örecek kadar çok seviyor. Geçenlerde arabayı çarpmış ve farı kırılmış. Babamın anlattığına göre trafik polisinin önünde "Yavrumun gözü çıktııııı!" diye ağladığı için polisler heyecanlanıp ambulans çağırmışlar.


Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama tek canın var..."


Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: ''Gördün mü bizim müşterileri... Hey maşallah!'' dedi.



M : Ben para çekecektim.
B : Hangi hesaptan
M : Benimkinden.
B : Tamam beyefendi de sizin hesap nosu kaç?
M : Bilmiyorum.
B : İsim neydi?
M :Benim gendimin mi?
B : YOK Ebenin ki... (demiyolar tabii böyle şeyler.. : ) )

********

Banka Memuru : Günaydın. sizin işlem neydi?
(bir arkada bekleyen bayan ) : Sohbet etmeyi bırak da işini yap be kardeşim. !

********

MÜŞTERİ : Ben Aycell faturasını bankadan yatırdım. ama hattım borcundan dolayı kapandı.
- nasıl olur? biz aycell tahsilatı yapmıyoruz ki?
- ben oyak'dan yatırdım zaten.
- ?
- ona bi baksak. olmuyo mu? oyak çok kalabalık da...
- olurmu kardeşim. ben nasıl görürüm oyağın hesaplarını?
- şundan baksan?(bilgisayarı gösteriyor.) hani onlar da oradan bakıyo da. olmuyo mu öyle?
- oluyo canım. hatta elim değmişken tapu da, muhtarda falan işin de varsa onu da aradan çıkaralım.

************
- doğum tarihiniz?
- 57
-tam tarih alıyım?
- 1957

***********
(kredi kartları için call center genelde anne kızlık soyismini ve mezun olunan ilk okulu güvenlik şifresi olarak kullanıyor)
- mezun olduğunuz ilk okul?
- ben lise mezunuyum.
- tamam da bana ilkokul adı lazım.
- iyi de ben liseyi bitirdim!
- ?

********
- anne kızlık soyismi?
- bilmiyorum.
- (pratiğiz ya!) dayınız soyismi ne?
- ya bi kart vereceniz taa dayımı karıştırıyonuz. istemem kart mart. (hışımla şubeyi terk eder.)


Nur topu
İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"


Helallik
Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem, veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."

Un merakı Komşumuzun kızı ilk fırıncıya kaçtı. Geri geldi, 5 ay sonra un fabrikasının sahibine kaçtı. Bunlara annesinin yorumu; "Ben bu gızı una doyaramadım!"

Arabam çalındı
2 gece önce arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Direksiyon eğitimi
Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı öğretiyorum. İzmir'in o zamanki halini bilenler bilir. Üçkuyular-Narlıdere yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın, panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi direğe?"

Kan ve gözyaşının eksik olmadığı 2005 yılında bir nebze de olsa tebessüm ettiren, bazen acaba dedirten bazen de başımıza daha neler gelecek diye düşündüren olaylar meydana geldi.

Tarih boyunca trajedi ve komediyi birarada yaşayan insanoğlu 2005'te de bunlara tanık oldu. İşte duyup da kulaklarımıza inanamayacağımız, görüp de ayık olduğumuzdan şüpheleneceğimiz olaylardan bir demet:

- Almanya'da bir mucit, tabuta cep telefonu monte edilerek geride kalanların gidenlerle hasret gidermesi fikrini ortaya attı.

- Japonya'da trafik kazası sonrası yolun tıkanması üzerine bir öğrencinin çok önemli bir sınava geç kaldığını öğrenen polis, öğrenciye eskortluk ederek 10 dakika içinde sınava yetişmesini sağladı.

- Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesic'e hediye edilen tablonun yerel bir sergiden çalındığı ortaya çıktı.

- İsrail'de eşiyle para konusunda tartışan adam, evdeki kasadan 680 bin doları alıp bahçede yaktı.

- Japonya'da bir bayan, evli olan sevgilisinin hamile olan eşini öldürtmek için 136 bin dolar karşılığında kiralık katil tuttu. Ancak kiralık katil, üstlendiği işte başarılı olamadı. Bunun üzerine bayan, polise giderek kiralık katil hakkında şikayetçi oldu.

- Ay'da arsa satan ABD merkezli Ay Elçiliği adlı sözde emlak şirketi, başarılı uzay çalışmaları yapan Çin'de 8. bürosunu açtı. Ay'daki arsanın dönümünü yaklaşık 10 dolara satışa sunuldu.

- ABD'de taksicilik yapan Afganistanlı bir kişi, yolcunun takside unuttuğu 350 bin doları polise teslim etti.

- Danimarka'da, hapishane görevlilerini atlatarak mahkumların arasına karışan ve gönüllü olarak 1 geceyi içeride geçiren 43 yaşındaki Per Thorbjoern Lonka, ertesi gün yakayı ele verince 2 ay hapse mahkum edildi. Mahkemede, eşek şakası yaptığını söylemesine rağmen ceza almaktan kurtulamayan Per Thorbjoern Lonka bu sefer zorunlu olarak, hem de 2 ay içeride kalacak.

- İsviçre'de Zürih Mahkemesi, küçük arabası olanların indirimli park cezası ödemesine karar verdi. Kararın gerekçesinde 2 küçük otomobilin ancak 1 büyük otomobil kadar yer kapladığı belirtildi.

- Almanya'nın batısında bulunan Monheim şehrinde sarhoş halde araba sürerken lastiği patlayan 31 yaşındaki bir adam telefon edip tamirci yerine polis çağırınca yakayı ele verdi. Sarhoş memur, yanlışlıkla karşısına çıkan polise, "Aracım arızalandı, gelip tamir edin. Elinizi çabuk tutsanız iyi olur; çünkü şu anda oldukça alkollüyüm ve ehliyetim de yok. Her an bir polis otomobili geçebilir" dedi.

EŞEKLERE TATİL

- İngiltere'nin Bournemouth şehrinde görevli polisler araçlarına çarpan otomobilin içinde sadece 3 yaşında bir erkek çocuk görünce oldukça şaşırdı. Daily Telegraph Gazetesi'nin haberine göre 3 yaşındaki Oliver Willment-Coster'ın babası Jeffrey oğlunu yanındaki koltuğa oturttuktan sonra emniyet kemerini bağlayıp kendisine çikolata almak için mağazaya gitti. Bu esnada boş durmayarak el frenini indiren meraklı afacan, vites koluna ve direksiyona yapışarak aracın yokuş aşağı hareket etmesine sebep oldu. Proton marka beyaz araba, 100 metre ötedeki devriye gezen polis aracına çarparak durdu.

- İskoçya'da farklı suçlardan aynı hapishanede yatan ikiz kardeşlerden biri yanlışlıkla diğerinin yerine tahliye edildi. Hapishane idaresi, cezası dolan ve tahliyesini isteyen asıl kişiyi de serbest bırakmak zorunda kaldı.

- İngiltere'de 11 yaşındaki David Dyas adlı öğrenci, yediği elmanın artığını yere attığı gerekçesiyle 50 sterlin (117 YTL) para cezasına çarptırıldı. Doncaster şehrinde okul çıkışı hızlı adımlarla evine gitmekte olan David Dyas, cebinden yanlışlıkla yere düşürdüğü elma artığını ikaz edildikten sonra almasına rağmen evine gelen 50 sterlin ceza makbuzunu görünce gözyaşlarına boğuldu. David Dyas 35 sterlini annesinden geri kalanı da yılbaşında toplayacağı harçlıktan biriktirerek cezasını ödeyecek.

- Çek Cumhuriyeti'nde taksicilerin taksimetrenin ayarıyla oynayarak müşterilerden çok fazla para aldığı şikayetlerinin artması üzerine, Prag Belediye Başkanı, İtalyan turist kılığına girerek bindiği takside taksimetrenin 6 kat daha fazla para yazdığını görünce neye uğradığına şaşırdı. Belediye Başkanı, "Taksimetrenin fazla yazmasını bekliyordum; ama bu kadarına da pes doğrusu" dedi.

- İngiltere'de turistik kasaba olan Blackpool'da belediye meclis üyeleri, eşeklerin çalışma sürelerini belirledi. Buna göre, sahil boyunca turistleri taşıyan eşekler, mesai saatleri dışında çalıştırılamayacak ve haftada 1 gün izin kullanabilecek.

- Almanya'da yanlışlıkla öldü diye kaydedilen bir kadına, yerel idare gerçekten yaşadığını belgelerle ispatlamasını istedi.

- Tayland'da askere giriş sınavında ayakkabılarına gizledikleri cep telefonlarıyla kopya çekmeye çalışan 46 öğrenci, ömür boyu askerlik görevinden men edildi.

- Almanya'da genç bir kadın, eski sevgilisiyle birlikte olan yakın arkadaşının şampuanına tüy dökücü epilasyon kremi koyduğu için 'yaralamaya kast' suçundan 6 ay hafif hapis cezasına çarptırıldı.

- Güney Asya ülkelerinden Myanmar'ın başkenti Yangon'da bir kadın kaplan yavrularını emzirince küçük yavruların ikisi de canlarından oldu.

- Kenya'da bir köpek, terk edilmiş bir bebeği bularak kendi yavrularının yanına götürdü. Daha sonra bulunan bebek hastanede tedavi altına alındı.

- İngiltere'de seyir halindeyken rayda aniden karşısına çıkan keçiyi ezen bir makinist, olayın etkisiyle sürekli kabus gördüğünü belirterek sorumlular hakkında tazminat davası açtı. Davayı kazanan makiniste 66 bin dolar tazminat ödendi.

- İngiltere'de bir postacı çantasına koyduğu zarflardan birinin hareket ettiğini fark edince zarfı açmaya karar verir. Zarfı açan postacı hamster diye bilinen canlı bir tür fareyle karşılaştı.



Sınıf gürültü yapmakta,sınıfta kimse kimsenin dediğini anlamamaktadır…hoca bağırır…
Grup Hepsi Fan Club - yaşanmış komik olaylar *Coğrafyacı: Arkadaşlar aranızda Ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı?
*Sınıf:Espri mi şimdi bu?ııııyykkk..al sustuk hadi…


Yine coğrafya dersi ve yine espri yapma çabası içinde öğretmenimiz…
*Hoca:Bazı ormanlar vardır.Her çeşit ağaç bulunur.Bunlara karma ya da karışık ormanlar denir.Yani karmakarışık orman diye geçmez de karma ve ya karışıktır…
*Sınıf:peki hocam öyle olsun.Devam edelim…


Coğrafya dersi,hoca dersi anlatıyor her zamanki çabalar içerisinde…iğne yapraklı bitkilere örnek vermekte…
*Hoca:Kızılçam,karaçam,sarıçam,yeşilçam vb..Yeşilçam’da genelde film çekiliyor ama neyse…heheheh..
*Sınıf:Aaaa hoca yine espri yaptı bak bak...yazın bunu da


Merdivenlerden çıkarken,bu arada hocalar derse giriyorlar…Geç kaldık derse..Coğrafyacı (yine coğrafyacı,hep coğrafyacı)arkadan derse yetişmeye çalışan telaşlı öğrencilere seslenir…
*Hoca:Hadi hadi uçak gidiyo,çufff çuff…
*Öğrenciler:…!? Uçak ve çuf çuf artık nasıl bi bağlantı kurduysa aralarında…


Coğrafya dersi.Hoca Garig türü bitkilere örnek vermektedir…örnekler ilk dörtle sınırlı kalmalı aslında…
*Hoca:Lavanta çiçeği,kekik otu,yasemin,funda,emine,ayşe …hehehehe emineyle ayşeyi yazmayın sakın…
*X:Hocaaam az kalsın yazıyorduk.ne şakacısınız öyle…(cenabül rabbül alemin)…
*Y:Sabır sabır az kaldı zile…






Dil ve anlatım dersi yine…hoca öğrenciye ödevi yapıp yapmadığını sorar ve devamı işte…
*Hoca:Ödevi niye yapmadın evladım?
*X:Hocam unutmuşum…
*Hoca:Sen dün akşam ne yediğini de unutmuşsundur şimdi…
*X:Yok hocam o kadar da değil onu hatırlıyorum…
*Hoca:Ne yedin bakalım?...
*X:Tavukla pilav yedim hocam…
*Hoca:Tavuk karşında mı oturuyodu yoksa tavuklu pilav mı yedin?..



*X:Hocam günaydın…Nasılsınız?
*Ahmet hoca:Sanane!...
*X:peki…




Coğrafya dersindeyiz.Bildiğiniz üzere her ülkenin nüfusuna göre ayrı yarı nüfus piramitleri var..işte hoca bunu anlatıyor..
*Coğrafyacıemek ki sadece Mısır’ın piramitleri yokmuş.Her ülkenin piramidi varmış…
*Sınıf:!?ııııykkk yani …bunu da yazın!
(bunları yazmak için düzenli bi defter tutuyoruz da…

Olay ODTÜ´de geçiyor...
Dişarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan anca 15-20 kişi var içerde onlar da kâat falan oynuyolar. Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo. Aklina bişey takiliyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye... Hoca eyvallah diyo dönüyo başliyo bütün konuyu yeniden ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyo kiza dönüyosimdi anladin mi diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bi Türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi." Hoca dumur amfi yerlerde...

Helikopterdeki Adam
Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. Kalabaliktan uzak bir fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaşti. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. Biz biraz şaşirdik nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş.

Kampanya

izmir konakta bi köfteci gördüm adam aaagahini açmiş çiğ köfte satiyor. Kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdiği... Aynen iletiyorum: Kampanya ...
TANE: 125 bin
2 TANE 300 bin

Çaycinin prensibi
Abi çaycinin prensibi olur mu demeyin. Bizim çaycinin cama yazdiği yazilar bunlar: 1. Sicak çay 150.000.TL. 2. Saat beşten sonra çay yoktur israrci olmayiniz. 3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin.
Abi sen bunları üşenmeden nasıl yazdın?:D
 

LinuxIsNotUniX

Doçent
Katılım
27 Şubat 2021
Mesajlar
936
Reaksiyon puanı
963
Puanları
93
Yaş
17
Birgün marketin birinde meyve reyonunda meyvelerden tadiyordum. Iste kirazseftali vs vs... Görevli de bana bakiyor ama ben hiç aldırmadan yemeye devam ediyorum. Sonunda görevli yavaşca yaklaştı ve : Abi Karpuz da keselim mi ?
--------------------------------------------------------------

Bankada staj yaparken kredi karti basvurularini inceliyordum. Hepsi iyi hos güzeldi ama bir formu okumaya basladiktan kisa bir süre sonra gülmekten koptum. Hatunun biri cinsiyet bölümünde bulunan kadin erkek seçeneklerine bir de kiz seçenegini eklemis ve onu isaretlemis. Bunuyapan kizimiz da bu arada 43 yasinda...
--------------------------------------------------------------

Bu olay Trabzon Farabi tip fakültesinde aynen
yasanmis bir olaydir.Acil kapisinin önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. Içinden insanlar firlayarak klasik "doktorlar nerde sedye getirin" seklinde bagirmalar oluyor. Öndeki arabadan çikan bir kisi arkadaki arabaya hastayi arabadan çikarmasini söylüyor. Ve
arkadakinin yaniti: "SIZIN ARABADA DEGIL MIYDI?" Yani vatandaslar hastayi Rizede birakip diger arabada oldugunu sanarak Rize'den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmisler...

--------------------------------------------------------------

2 sene önce Sevgililer gününde dolmusla Kadiköy'e gidiyordum.
Önkoltukta oturuyorum çalan radyoda dj söyle bi anons yapti:
"bu güzel sevgililer gününde simdi yaninizdaki o güzel insana dönüp elini tutun ve seni seviyorum deyin" Arkadakilere bi göz attim oturan çiftler birbirlerinin elini tutup "seni seviyorum" dediler. Önüme dönerken soföre gözüm takildi ve soför bana aynen sunu dedi: - "Sakin aklina bile getirme"

--------------------------------------------------------------

Arkadas evde bangir bangir müzik dinliyormus. Annesi de çikarmis
elektrik süpürgesini bütün evi süpürüyomus. Tabi gürültüden
aletin sesini duymuyo... Müzigi kapatinca farketmisler ki kadin çalismayan süpürgeyle bütün evi dolasiyomus yarim saattir...



Kumkapı'da bir balıkçı bağırıyor:
- "Canlı balık,canlı balık..."
Yaşlı bir teyze yaklaşıp soruyor:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Canlı balık, canlı balık..."
Yaşlı Teyze:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Teyze, canlı diyoruz ya işte!.."
Yaşlı Teyze:
- "A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?"

************************************************** *****************
- Meraba ben Serkan nasıl yardımcı olabilirim?
- Benim telefonda bi problem var bankomatta işlem yapamadım
- Peki ilk önce telefonunuzun ''menü" tuşuna sonra da ''5'' tuşuna basın...
- Evet... Tamam...
- Ekranda ne var şimdi?
- Show tv... - ???

-İyi günler kredi kartı başvurunuz için aramıştım sizi...
- Tabi buyrun..
- Mesleğiniz nedir acaba?
- Hayat kadını...
- ... Özel sektör yazıyorum ben...
- O da olur!...

Kadın : Merhaba ben kredi kartınızla köpek almıştım...
Yetkili: Evet efendim?...
Kadın : Bu köpeğin kulakları duymuyor. Acaba sigorta kapsamına giriyor mü?
Yetkili: Ben bi üstüme danışayım !!!?!!...

İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
- Para çekemiyorum ben...
- Şifrenizi yanlış giriyormuşsunuz Ahmet bey!...
- Şifre mi? Benim şifrem hep aynıdır, İstanbul'un kurtuluşu...
- Lütfen, bana şifreyi söylemeyin efendim.
- Hah, tamam hatırladım, 1956!!!
- Efendim o İstanbul'un kurtuluşu değil ama...
- Yaaaa!... Kaçtı İstanbul'un kurtuluşu?
- Efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
- Niye sen de mi bilmiyosun?...
- Biliyorum, ama güvenlik açısından benim şifreyi bilmemem gerekiyor.
- Ben sana şifreyi sormuyorum ki!... İstanbul'un kurtuluşunu soruyorum.
- Evet, ama... ???!!!

- Alo ben Konya, Ya benim bu printer çalışmıyor!...
-Windows'ta mı çalışıyor?
- Evet
- Bilgisayar printerı görüyor mu Konya?
- Evet, karşı karşıyalar!...

- Şu an bankanızın ATM'sinden maaşımı çekemiyorum.
- Üzgünüz efendim geçici bir hatadan ötürü şu an tüm sistemlerimiz off'tadır.
(Bir saat kadar sonra yine arar)
- Ben şu an Of'dayım ve hala paramı çekemiyorum...

-Güvenliğiniz için bir kaç soru sormam gerekiyor.
-Doğum yeriniz?
- Erzurum...
- Doğum tarihiniz?
- 23 Ocak 1957
- Annenizin evlenmeden önceki soyadı?
- Anamı karıştırma bu işe
************************************************** ************
Malum servis söförümüz sikisan
trafikte haraket
edemez halde beklerken (gayetde
hakliydi çünkü önündeki
arabalar kuyruk olmustu) arkadan
kornaya abanan araç
sahibine camdan sarkarak;
-"Pokemon'muyum lan ben arabalarin
üzerinden
uçayim?"
diye bagirarak tüm servisi yere
yikmisti.
************************************************** **
Ben... ben... ben...
Haftasonu ÜSTÜ AÇIK SAHIN gördüm
ben...
Artik hiç bir sey beni sasirtamaz
************************************************** ***
küçük bir
lokantanin caminda
"23 saat açigiz" yaziyodu )
Hizmet hizmet biR yere kadar di mi,
biraz da
kendimize zaman ayiralim.
************************************************** ***
Dolmuşa binmiştim.Aracin
ön konsoluna harfli sticker'larla
sunlar yazilmisti:
TÜRK SOFÖRÜ EN IÇTEN DUYGULARIN
INSANIDIR
E, ne var ki bunda, demeyin; devamini
okuyun:
KEMAL ATATÜRK !!
************************************************** ****
Lisedeyiz...Geometri dersi... Ders
kaynasin diye
yapmadigimiz karaktersizlik yok. Hoca
tahtaya sekil
çizerken, okulun bayagi yakinindan bir
savas uçagi
geçti. Bizden biri:
- Aaa hocam uçak geçiyo!
Hocamizdan cevap:
- Elleme geçsin!!!
Sinif komple kisadevre...
**************************************************
coğrafya dersindeyiz.arkadaşın kalemi düşüyo eğilip alıyo.arkadan birinin defteri düşüyo o da alıyo.sonra birinin de defterinin arasından cd düşüyo.hoca dönüyo ve
aferin çocuklar.sınıfça yerçekimini kanıtladınız.şimdi derse geçebilirmiyiz artık.biz kopuyoruz tabii

garson; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 23; Ülke: İngiltere
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
"Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!

muhendisbasketci; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul
Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay, sınıfın güzel kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay
rütbelerini küçükten büyüğe doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum: "Teğmen,üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."

sonbahargüneşi; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: İstanbul
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen şöyle dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."

atillatheturk; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: Eskişehir Bugün radyoda duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu doldurmaya başladım. Soruların biri
"Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye girdiniz mi?" şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında karizmayı çizdirmek istemediğim için
"evet" cevabını işaretledim. Fakat testi hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış okumuşum. Meğer
"Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye soruyormuş. Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için saatlerce lobide oturdum.
Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de rezil oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git işte!

audrey hepburn; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 33; Ülke: ABD
Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis arabasındaki megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi, lütfen hareket ediniz.
" Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis arabasının megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa." Yurdum polisi yaaaa.

şirinmaggie; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 31; İl: Muğla
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız.´
diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu değilmiş.Tamam.´

uyurdagezerim; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 18; İl: İstanbul
Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den Beşiktaş´a doğru yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir polis arabası vardı.
Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu bir polis yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.

pıtırkurt; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: İstanbul
Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış. Nedenini sorduğumda "Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi.
Yanıtı öyle hoşuma gitti ki kızamadım...

gabrielversus; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; Ülke: Almanya
Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi ve sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini içtik."

içısıtan; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 39; İl: Ankara
Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla ödeme yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama bindiğini gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken kadın hızla istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan
tekrar geri döndü. Özür dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız benziyor muydu diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri beyaz, diğeri siyahtı

deremede; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl: İstanbul
Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´

skyonlife; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbulPolis anonslarına bir ek de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında, karşılıklı
iki şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden duyulan cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide alıyoruz.
" Gelen cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar ediyorum, komiserinkinde susam olmasın"

bir gün izmir'de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. bizim arkadaş
boş yer buldu ve oturdu. sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bir amca
geldi. arkadaş da kıllığına adama yer vermedi. adam o arkadaşın oturduğu
koltuğun yanına geldi ve ayakta arkadaşın yer vermesini bekliyor. fakat
arkadaş yerini vermedi. neyse adamcağızın da yazık bastonu otobüs hareket
ettikçe bir o tarafa bir bu tarafa kayıyor. arkadaş dayanamadı ve yaşlı
amcaya 'amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz' dedi. adam söyle baktı
sonra 'o lastiği zamanında baban taksaydı simdi sen olmazdın, ben de orda
oturuyor olurdum' deyince bütün otobüs koptu. arkadaş o gün bu gündür
belediye otobüsüne binmez...

motorla seyir halinde olan arkadasimiz, usutmemek amaciyla paltosunu sirti gogsune gelcek sekilde ters giymistir ve
kaskinin siyah camini kapatmistir. motorla dengesini kaybeden sahis, dusup bayginlik gecirmis ve onu baygin halde gorup
yardim etmeye calisan vatandaslar: "aman allahim bu adamin kafasi ters donmus" diyerek duzeltmeye calismak suretiyle
adamcagizin boynunu kirmislardir. haliyle adam olmustur.

üç gün önce servisin hareket etmesini beklerken hemen yanımda fena komedi bir olay oldu:
servise yeni binen bi eleman koltuga oturdu uyuklamaya başladı şoför abi telefonuyla servislerden sorumlu adamı aramayı çalıstı ama aradığı biraz önce servise yeni binen ögrenci elemandı.aralarında sadece iki oklavalık bir mesafe olmasına ragmen gerzekler birbirleriyle konustuklarını anlamadı tabi ben o sırada gülmekten yarılıyordum:
söfor:aloo ramazan abi!??
ögrenci(gerzek uyku sersemi bide):alo!? he!
söfor:abi ben kalkıyorum.
ögrenci:höö!? yanlış aradınız galiba ben ögrenciyim
söfor:hee...kusura bakma
ögrenci:önemli degil.
son iki diyalog yasanırken bi anda sessizlk oldu orda da ben gülmekten yarılarak bunu bozdum.

• Vize isteyen ülkelerin son bir senedir uygulamaları "arkası beyaz fon"lu resim. Müşteri göndermiş ama fon kırmızı. Açtık telefonu,
- (Biz) Beyefendi bu resmin arka fonu kırmızı...
- (Müşteri) Yok canım.. Bi dakka ben de çıkarayım cepten bir tane... (çıkarır) Eee arkası beyaz bunun kardeşim.!
- ( B ) Kırmızı..
- (M) Çevir kardeşim, beyaz bak.... (Resmin arkasına bakıyor)
- ( B ) !!!

• Vize için bir resim yeterli beyefendi (Mısır için) - Ertesi gün kuryeden "tek bir resim" gelir. Ama pasaport yok... Sorduk. Müşteri Haklı.. "Pasaport istemediniz ki kardeşim!".

• Uzakdoğu'da müşteri; "Benim küvetim delikli. Değiştirin".. (Jakuzi den bahsediyor)

• Kapadokya'da Alman müşterimiz; "Kapı açılmıyor" - (anahtarı sadece sola çevirmiş!) - Bir başkası; "Sıcak su akmıyor" - (Sadece kırmızı vanayı açmış!) - Unutmuşlar, Burası Türkiye!..

• Sochi, Yalta, Moskova, Minsk "eğitim!" turlarımız arttı. Rusça bilen eleman lazım. Filolojiyi yeni bitirmiş bir kızcağızı işe aldık. Ama ikide bir geliyor ;
"Bu grupla ben gidebilir miyim?
- Yok kızım, Olmaz!..

2 Gün sonra tekrar...

- "N'olur bu gruba ben rehber çıkabilir miyim?
Hayır.. Tekrar-Tekrar ve Tekrar..
"Ya N'olur yaaa-Ben gidiiim N'olur"
- Kızım N'apcan sen orda?
- Dilimi kullanacağım.
- !!!

• Olay aynen dış hatlar uçaklarından birinde yaşanmıştır.
Cep telefonlarının, göreceli olarak yeni çıktığı dönemde, uçak havada yolcu cep telefonu ile konuşmaya başlar. Hostes derhal, konuşma yapmaması konusunda uyarır yolcuyu...
Yolcu cevap verir:
- Hostes hanım Merak etmeyin, dışarı ile konuşmuyorum, Uçağın içinde, Ön taraftaki arkadaşımla konuşuyorum...

• Yolcu:
— Semiha Yankı Havalimanı'nın telefonunu alabilir miyim? (Sabiha Gökçen denilmek isteniyor.)

• Yolcu:
— Diyarbakır'a yer var mı acaba?
— Maalesef yok efendim?
— O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız?

• Yolcu:
— İyi günler iç hatlar.
— Bant kaydı mısınız, yoksa gerçek mi?
— Gerçeğim hanımefendi
— İyi o zaman, iyi günler.

• Yolcu:
— İstanbul'a son uçak kaçta?
— Nereden?
— Buradan.
— Nereden arıyorsunuz?
— Şehir içinden.
— Nereden?
— Erzurum'dan.

• (Adana uçağında yolcu karşılayan hostes koltuğunu bulamayan yolcuya sorar)
— Hangi numarada oturuyorsunuz beyefendi?
— Sanayi Mahallesi No: 14.

• Yolcu:
— Trabzon'dan İstanbul'a kaç saat acaba?
— Beklemeye alan görevli 'Bir Dakka efendim...'
— Sağolun iyi akşamlar.

• Acente:
- Fiyatlarımız iki kişilik odada tek kişi icin.
- Iki kisilik odada iki kisi icin fiyat rica edebilir miyiz?

• Müşteri : Ben otele kendi aracımla gidicem ama sizin otobüsleri mi takip etmem gerekiyor.

• Yıl 1999 Yer Kapadokya, Göreme Açık hava Müzesi : Rehber Kiliseler hakkında bilgi verirken yolcu sorar, Bu kiliseler İsa'dan önce mi sonra mı yapıldı… ( Rehber işi bırakır )

• Balayına gidecek bir adam otobüs kalkış saatlerini sorar, satış elemanı cevaplar efendim 23:30, Yolcu atılır "o saatte olmaz, gerdeğe giricem yetişemem…"

• Müşteri İstanbul'dan Fethiye'ye gidecek. Yoldan arkadaşlarımı alabilir miyiz diye soruyor. Tabi diyor görevli Arkadaşlarınız nerde oturuyor ?
Müşteri : Gaziantep'te

• Yıl 2003: Acente Gökova'da bir otele rezervasyon yapar. Eylül'ün sonudur. Müşteri otele gider. Otelin müdürü acenteyi arar : "Abi burada bi kadın var otelde kalacakmış,
Acente: Garip olan ne ki…
Otel : İyi de abi biz oteli kapadık,
Acente: Yapma yaaa ..

Kartal/Yalova hattı (deniz otobüsü)

Yanımda oturan kadının seyir halindeyken telefonu çalıyor..
-evt canım geliyorum
-tamam ben seni ararım
.....
-hanımefendi cep telefonuyla seyir halinde konuşmanız yasak
-aaa bilmiyordum özür dilerim
- ermm.gif
kadın cepten birini arıyor..
-canım ya cep telefonuyla konuşmak yasakmış denizotobüsünde ben telefonu kapatıyorum
-içimden(yuhhh) blink.gif

-Ön koltukta oturan adamın telefonu çalıyor
-alooo
-hallettik bastık imzayı abi
konuşması biterken..
-ya abi ceptelefonuyla konuşmak yasak biliyosun kapatıyorum...
- huh.gif

Yenikapı/Yalova hattı
Karşılıklı koltuklar karşımızda oturan bir çift kendi aralarında konuşurlarken duyuyoruzki adam mimarsinanda öğretim görevlisi..telefonu çalıyor konuşması bitiyor..yanındaki bayan
-canım sen telefonunu kapatmadınmı unsure.gif
adama bakıyoruz tuaf tuaf
adam bize bakıyor
-niye? ne olacak frenlerimi tutmaz
biz


dün Finike - Antalya - Ankara otobusundeyim.. yanıma da bi hacı amca denkgelmiş ne hikmetse.. acayip de uykum var amcamın da canı sıkılıyor muhabbet acmak istiyor e amcam edelim de söyle bi muhabbet ne kadar devam edebilir ki.. ?

a : amca
b : ben
d: yok böle bi şık tongue.gif

a-Evladım yolculuk nereye ?
b-Hakkariya amcacım.. ama ben manyagım Ankara otobüsüne bindim..
a-efendim ?
b-efendini yiyim amca böle muhabbet mi olur etme gözünü sevim..
a-Yok yok gençlerde hiç edep kalmamış..mır mır mır..

b-ee amca senin yaş kaç ?
a-ben sana küstüm ?
b-niye ya ?
a-nereye gidiceni sölemedin..
b-(içimden) Allahım bende mi yaşlanınca böle olucam ? crying.gif (dışımdan) Amca Ankara otobusundeyiz ankaraya gidicem..
a- ne baştan sölemiyon da lafı geveliyon o zaman keraneci..
b- peki amca sana hayırlı yolculuklar.. (koltugu arkaya yatırıp gözler kapatılır..)

he bide Otogara gitmek icin bindiğim minibüste gidiyoruz. yoldan iki tane nine yanlarında bi de amca bindi..amca sofore 1 ytl uzattı söför de sordu ne alıyoz amca burdan ? 3 kişi.. mellow.gif ama bi kisi bi milyon olmaz 2 milyon daha vercen deyince yaslı amca mır mır mır bisiler söledi anlamadım orayı.. tanısıylar sanırım önceden söförle

sofor : amca ne o almadın mı sen daha maası ?
amca : maasını skiyim..

diyince dolmus iptal haliylen

Sivasa giden arkadaşım başına gelmiş.

Yolculuğun yarısında otobüs arıza yapar.vakit gece olduğundan yolcuların hemen hepsi
uyumaktadır haliyle.Şöför otobüsü kenara çeker.diğer şöförü ve host'uda alıp
aşağıya inerler.

Biraz sonra host içeri girer.Arkadaşın yan tarafında oturan 21 , 22 deki yolcuları
uyandırır,yolcular şaşkın şaşkın kalkarlar yerlerinden ve beraber aşağı inerler.5 dk
sonra gecenin yarısında uyandırılan iki yolcu sinirli sinirli geri gelir.aşağıdanda kahkahalar
gelmektedir.
Sonradan anlaşılır ki şöför hosta '21 22 yi getiriver.' demiş.Hostta kalmış
21 22 de oturan yolcuları getirmiş.. blink.gif

21-22 anahtardan haberi yoksa napsın garibim!(lavuk herif)

ehliyet sınavı direksiyon testidir..
Hoca: Hadi bakalım kaldır arabayı
Kız:ıııı.. peki
Hoca: Ama öyle olmaz vitesi kawramalısın.."kawramadan kaldıramazsın"

Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek
meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde
Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı
alimli-çalımlı bir
bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak >başlamış dil dökmeye
"-Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin >inceliğine
bakın
Ya saçların omuzlara dökülüşü
Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını
çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey
kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
"-Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de> > hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..."
Ve daha>neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm!
Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunuyumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?

Hrant Dink cinayetinin ardından, insanların meydanlara dökülüp "hepimiz ermeniyiz, hapimiz Hrant Dink" sloganları attığı ve pek çok insanın buna tepki duyduğu günün ertesinde çok "iyiniyetli" bir hanım arkadaşıma yakın bir arkadaşından bir cep telefonu mesajı geliyor. Hanım arkadaşım gelen mesaja "nasıl olur böyle iş, ben hayatta öyle slogan atmam" diyerek çok sinirlenmiş, küplere binmiş ve olayı eşiyle paylaşmış. Eşinin mesajı okur okumaz gülmekten yerlere yatması ile hanım arkadaşım da şakaya kurban gittiğini anlamış tabii. Mesaj şöyle : "Sisi'ye yapılan elim bir saldırı sonucu, Sisi hayatını kaybetmiştir. Olayı protesto etmek için yarın saat 13.00'te Konak meydanında toplanıp 'hepimiz Sisi'yiz hepimiz eşcinseliz' (burada eşcinselin kaba tabirle ifadesi yazılmış) şeklinde slogan atıp, bu elim saldırıyı kınayacağız. Katılımınızı bekliyoruz"






Standart Cevap: Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li

>>>Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim
duyurularını
anons eden kişi şöyle dedi: "Pantolonları indirdik, orta reyonda
sizleri
bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal!


>>>Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay,
sınıfın güzel
kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay rütbelerini
küçükten büyüğe
doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum:
"Teğmen,üsteğmen,
yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı."
>>>

>>>Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden
şahıs aynen şöyle
dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir."



>>>duyduğum kan anonusu üzerine kan vermek için hasteneye gittim.
Kan vermek
isteyenlere doldurtulan ve içinde bir çok sorunun olduğu formu
doldurmaya
başladım. Soruların biri "Son iki yıl içinde cinsel ilişkiye
girdiniz
mi?"
şeklindeydi. Kan alacak hemşireyi beğendiğim ve karşısında
karizmayı
çizdirmek istemediğim için "evet" cevabını işaretledim. Fakat
testi
hemşireye verirken gözüm o soruya takıldı. Soruyu yanlış
okumuşum. Meğer
Son iki yıl içinde eşcinsel ilişkiye girdiniz mi?" diye
soruyormuş..
>>>Sonuç: Blimum HIV testlerinin yapılmasını beklemek için
saatlerce lobide
oturdum. Üstelik bu da yetmiyormuş gibi o güzelim hemşireye de
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu /komik-seyler/224548-yasanmis-komik-olaylar-turkce-nin-azizligi-02li.html
rezil
oldum. Neyime benim elin hemşiresini etkilemek. Ver kanını git
işte!
>>>

>>>Geçtiğimiz ramazanın Kadir Gecesi'nde teravih namazını kılmak
için camiye
gittim. Erkekler alt bölümde, kadınlar ise perdeyle ayrılmış
üst bölmede
hepbirlikte namaza durduk. Kadınlar her defasında secdeye 3-4
saniye geç
vardıklarından, üstten gelen ses ile bizim hareketlerimiz
arasında bir
uyumsuzluk başgösterdi. Bu keyfe keder "senkronizasyon sorunu"
mahalle
>>>imamımızın, akıllara ziyan bir şekilde duruma müdahale ederek
üst kata
seslenmesi ile son buldu: "Bayanlar! Geç kalmayın, erkeklerle
yatıp,
>>>erkeklerle kalkın!"
>>>

>>>Yer Bahariye, İstanbul. Ana yoldan geçmekte olan bir polis
arabasındaki
megafondan bir anons yükseliyor: "X plakalı aracın sahibi,
lütfen hareket
ediniz." Karşı taraftan geçmekte olan diğer bir polis
arabasının
megafonundan duyulan anons ise şu: "Lütfenini yiyimm Mistafaaaa."
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu Yaşanmış komik olaylar..türkçe nin azizliği.........02Li
Yurdum
polisi yaaaa.
>>>

>>>Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet
ederlerken
'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir
telsiz
anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize
sarılıp
telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın
deyin biz
anlarız.´ diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz
anonsu ikisini
de
kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu
değilmiş.Tamam.´
>>>

>>>Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den
Beşiktaş´a doğru
yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir
polis
arabası vardı. Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu
bir polis
yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.
>>>

>>>Altı yaşındaki kızım, babaannesine anne karnındaki bebeğin
nasıl
geliştiğini sonrasında da doğumun nasıl gerçekleştiğini
ayrıntılarıyla
>>>anlattıktan sonra "Yalnız, o bebek oraya nasıl giriyor bak işte
bir tek
>>>onu bilmiyorum." demiş
>>>

>>>Öğrencim,verdiğim ödevin son sayfasını tamamlamamış.
Nedenini sorduğumda
Öğretmenim Aliye başladı, annem bitiremedi" dedi. Yanıtı
öyle hoşuma
gitti ki kızamadım...
>>>

>>>Yıllar önce sahilde arabayla turlarken bir ekip otosu bizi cevirdi
ve
sordu: "Gençler alkol var mı?", cevabımız: "Yok valla, hepsini
içtik."
>>>

>>>Benzin istasyonunda arabamın deposunu doldurdum. Kredi kartımla
ödeme
>>>yapmak için arabamın yanından ayrılmıştım ki bir kadının
arabama
bindiğini
gördüm. Ben şaşkın bir şekilde arabama doğru koştururken
kadın hızla
istasyondan ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadan tekrar geri döndü.
Özür
dileyerek "Arabaları karıştırmışım." dedi. Arabalarımız
benziyor muydu
diye merak edenler için sadece şunu söylemek istiyorum:
Arabalardan biri
beyaz, diğeri siyahtı
>>>

>>>Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın
içinde yüzüp
çırpınan balıklara bakıp, ´Bunlar taze mi?´diye sormuştu.
Balıkçı da
cevabı hemen yapıştırdı: ´Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.´
>>>
>>>Okulumuza yeni atanan Gaziantepli stajyer Türkçe öğretmeninden
çıkma
teklifi aldım. Halini arz ediş cümlesini aynen aktarıyorum size:
"Bacım,
vaktiniz varsa özel bir konuda görüşebilir miyiz?" Birlikte
olalım mı
istiyorsun, "dünya ahiret bacımsın" mesajı mı veriyorsun be
adam, ne
acayip hitapmış o öyle...
>>>

anonslarına bir ek
>>>de benden. Yer Amasya, Ramazan ayı. Meydan tarafında,
karşılıklı iki
şeritten birbirlerine doğru gelen polis arabalarının birinden
duyulan
cümle: "İftara üç tane büyük, sahura da iki küçük pide
alıyoruz." Gelen
cevap evlere şenlik: "Komiserinkinde susam olmasın. Tekrar
ediyorum,
komiserinkinde susam olmasın."
>>>

>>>Cumartesi akşamı evimizin otoparkından arabamız çalındı.
Pazar sabahı
durumu fark edince hemen bölgemizde bulunan karakola gittik.
Müracaat
ettiğimiz karakolun amiri tarafından içinde bulunduğumuz durumu
tek
cümleyle açıklayan akıllara fikirlere zarar teşhisi aynen
aktarıyorum
Şimdi çalınan arabanız Mercedes; eğer bu çalışırak helal
parayla kazılan
bi arabasaysa üzülmeyin geri gelir yok, eğer helal parayla
alınmamış bi
arabaysa yapacak bi şey yok. Haydan gelen huya gider.´ Bu
cümlenin
üzerine
>>>ne mi yaptık? İşimizi Allah'a havale edip karakoldan çıktık

1) İzmit'te yaşıyoruz. Bir akşam, iş çıkışında eşim ile buluşup, minibüs ile eve doğru gitmeye başladık. Duraklardan birinde, elinde kocaman bir çuval olan bir adam, minibüse yönelip çuvalı basamağa bırakarak şoföre seslendi: "Otogara gidiyo mu abi?", hayır cevabını alınca bir an duraladı. "Eeee, önünde kocaman gidiyo yazmışsınız" dedi, şoför biraz sinirle: "Nerde yazıyo hemşerim!" diye çıkıştı. Adamcağız çuvalı bırakıp, minibüsün önüne yönelip o kocaman yazıyı, yani minibüsün markasını gösterdi: "OTOKAR". Eşim ve ben başta olmak üzere, yolcuların hemen hepsi kopmuştu... -Hüseyin KAHRAMAN-

2) Apartmanın kapıcısı bahçedeki dut ağacına çıkan çocukların önünü kesmek için ağaca elektrik döşemek gibi bir yol seçmiş ama Allah'ı var bi' de uyarı yazısı asmış,aynen aktarıyorum: ´´Duda çıhma.. Ceyran kapar,sona garışmam...´´
-Fatih Malcı-

3) Eczanemi ilk açtığım günlerdi, ögrencilik dönemimde bir eczanede staj yapmadığım için doktor reçetelerini okumakta epey zorlanıyordum, bana eczacılıkta hiç bilgisi olmayan erkek kardeşim yardım ediyordu. Birgün bir bayan gebelik testi için geldi o zaman gebelik testleride şimdiki kadar kolay yapılmıyordu. Biz kardeşimle arka tarafta idrarı çözetinin içine damlattık eğer çökelme olursa hamile , olmazsa hamile olmuyor idi fakat biz bir türlü çökelmenin olup olmadığına karar veremiyorduk ne çökelmiş nede değildi , birden kardeşim ön tarafa gidip '' siz biraz hamilesiniz '' demezmi...!!!! -A.Ayan-

4) Bir kaç yıl evvel sarılık olmuş bir arkadaşı ziyaret etmek için kütahya ssk hastanesine gittik.girişte görevli bize ayağımıza takmamız için onun tabiri poşet almamızı söyledi. bizde tabiki dedik ''ne kadar'' diye sordum ''500 000 tl'' dedi. parayı uzattım aldı ''tamam'' dedi. ben bekliyorum bana ne bekliyorsun dedi galoşu ver dedim adam bana döndü başhekim yok takmasanda olur geç dedi ve gitti.ben şoklar şokunda kalakaldım. -Ahmet Duman-

5) Enistem Rize den tasınalı bir sene olmus izmir'e..ilk defa izmirden rizeye otobusle gidecekmis,otobuse binmis gecenin yarisinda,cay servisi yapilmis..hani biliriz ya otobuslerde sallama cay olur.enistemde ne bilsin rizeliya:)uyku sersemi poset caya soyle bi bakmis allah allah demis,demesiyle birlikte poseti yırtıp icindeki cayi suya bosaltmis.az sonra hostes gelip "pardon efendim posetiniz delik galiba değiştireyim "deyince enistem sinirlenmis ve soylenmiş "kizim ben rizeliyim, cay icmesini bana mi ogretiyosun "demez mi !!! -Hakan Erişken-

6) Ben kastamonu da ogrencıyım zaten olay burda kopuyor kendılıgındengecen gun bır duragın onunden gecıyordum heryerdekı durakların durumunu bılırsınız ask ılanları,kinler,nefretler hep oralara dökülür gelelim sadede herneyse yürüyorduk duragın önünden geçerken bir baktık çok güzel bir sekilde durak boyanmıs ama gel gelelım bu boyamanın uzerıne duragı boyayan elemanımız GENÇLE DURAGIMIZI LÜTFEN TÖMÜZ DUTALIM! diye devasa harflerle dipnot bırakmıs eee soyleyın sımdı dumur kim? -Deniz Deniz-

Yine bir gün Canakkale'ye merkez kampüse gitmistik arkadaslarla.Vapurla karsiye geçtikten sonra vapurdan iner inmez iskelede bir kokoreççi dikkatimi çekti.Amcam aynen sunlari yazmis kokoreç arabasının üzerine; "No mac donald Yez kokareç.isxir W.W.W.KOKAREÇÇİ.COM.tr. "

9) Yine ayni gün Canakkale'de dolasirken bir pasaja girdik arkadaslarla.O sirada tuvalete gitmem gerekti.Tuvaleti buldum ve bir anda tuvaletin kapisindaki yaziyla karsi karsiya geldim : "Bu is bedava olmaz!"

10) Bizim siniftan bir arkadas geçenlerde kiz arkadasiyla beraber minibüse biniyor.Gelibolu'daki minübüslerde elli bin lira ögrenci indirimi vardir.Elemanin kiz arkadasi ögrenci degil.Arkaya geçip oturuyorlar ve parayi uzatiyorlar; "Bir ögrenci,bir tam".Soför arkaya söyle bir dönüyor ve; "Her saçini uzatan,küpe takan ögrenci oluyor kardesim!,hani senin kravatin ceketin?" Arkadas yanitliyor ,"Iyi de abi ben üniversite ögrencisiyim". Adam sinirleniyor, "En azindan bi kravat tak bari".Neyse mevzu kapaniyor.Soför elli bin lira daha istiyor elemandan.Daha sonra yol boyunca soför sinirinden kendi kendine söyleniyor.Biraz ileride bastonlu yasli bir amca minübüse biniyor ve soför lafi patlatiyor; "Ne o amca yoksa sen de mi ögrencisin?" -Emre Durmaz/ Gelibolu-

BU OLAYLAR GERÇEK
Aynı turizm şirketine ait iki otobüs, yolda karşılastı şoförler ellerini bırakıp birbirini selamladı 52 kişi öldü.
Bitlis

Asabi çoban ot yemeyen koyununu tüfeğin dipçiğiyle dövmeye başladı,tüfek ateş aldı çoban öldü.
Bitlis

Odun kesmek için ağaca çıkan çiftçi , Nasreddin hoca fıkrasındaki gibi bindiği dalı kesmeye başladı. Farkettiğinde iş işten geçmişti dalla birlikte yere çakıldı hastanede öldü.
Antalya

ıki odayı yıkıp tek oda yapmak isteyen bir evsahibi , işi abarttı.Tek duvar için kazma yerine dinamit kullandı.Mahalleyi havaya uçurdu .yaralandı
Trabzon

şaşkın köylü üç katlı evinin terasındaki kömürlükte buzağı beslemeye basladı.buzağı büyüdü ,250 kiloluk dev bir inek oldu.bulunduğu odaya sığmayan inek,3 katlı evden vinçle indirildi.
Izmir

Karadenizli iki kardeş , çatıdaki hurdaları satmak istedi.Ağabey çatıya çıktı,demir yığınlarını asağıdaki kardeşine atmaya basladı.kardeşi ise hepsini tuttu biri hariç: Buzdolabı...onun da altında kalıp ağır yaralandı. Hastanede,"hızlı attı tutamadım" dedi.
Izmir

Askerden yeni dönen genç dünya evine girdi.gerdek gecesi eşine askerlik anılarını anlatmaya başladı.bir ara kendini kaptırdı yanında getirdiği el bombasını gösterdi.bak "bunu çekince patlıyo dedi" ve pimi çekmiş oldu.yeni evli çift öldü.(Askerden onu nasıl kaçırdı tamam kaçırdı peki gerdek te bunları birimi dinliyormuş)
Edirne

CD SÜRÜCÜSÜ VE KAHVE TUTACAĞI



Su hadiseleri hepiniz duymuşsunuzdur: CD sürücüler Japonya`da üretilip Amerikan piyasasına ilk girdiğinde Amerikalılar`in ”Su Japonlar ne pratik insanlar, kolaylık olsun diye bilgisayarlara 'mug holder' (seramikten yapılan büyük bardaklar ki Amerikalılar kahve ve çorba içmek için çok kullanırlar) ilave etmişler” diyerek bir çok CD sürücünün 'tray' (CD sürücünün CD-ROM koymak için dışarıya çıkan kısmı, CD tepsisi) kısmını içi dolu ağır bardakları koymak suretiyle kırdıklarını;



Bilgisayarda ”Press any key to continue” yazısı çıkınca fellik fellik klavyede 'any' yazılı tuşu aradıklarını duymayan yoktur.
:durdur un


MCDONALDS'İN TUVALETİ



Bir arkadaş anlattı. Geçenlerde Taksim'de yürürken sıkısınca

McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya

sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri arkasından seslenmiş:

"Bir gün yemeğe de bekleriz..."
:durdur un


YAŞLI TEYZE VE KENT KART UYGULAMASI



İzmirliler bilir, toplu taşımada Kent kart uygulaması vardır.



Karta para yüklersiniz,otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi



Kent kart uygulamasının ilk yılı idi.Yaslı ama çok tonton bir teyze elinde Kent kartla otobüse bindi. Nedense kartı şoförün suratına doğru tuttu (Herhalde paso gibi gösterilecek zannetti).



Şoför iki-uç saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan sonra, "Biiiiip!" dedi.



Teyze biç şey olmamış gibi geçip şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki herkes kahkahalarla gülerken bense şoförün zekasına hayran olmuştum.


Fıkra Gibi Adı..:Babaanne

Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- Babaannesi aradı dersiniz.

Fıkra Gibi Adı..Düzen

Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor:
-Bu düzen değişecektir.
Bir vatandaş bağırmış:
-Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?

Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?

Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp kasaya yanaşıyor.Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira.'
Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...

Fıkra Gibi Adı..:Sınav Soruları

Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:
-Soru Mide ne iş yapar?
-Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.
-Soru 'Akciğer ne iş yapar?'
-Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır.
-Soru Kalp ne iş yapar?
-Cevap Dolaşım yapar.
-Soru Beyin ne iş yapar?
-Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.

Fıkra Gibi Adı..:Ne Doktormuş be!

Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da :
'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, dötümdekini gördü.'

gercek 1- ktü farabi hastanesinden gerçek bir olay rahatsızlıgı yuzunden hasataneye gelen rizeli arkadaş (not rizeliler alınmasın ) basur sorunu vardır ve muane odasına girer doktor elindeki evraklarla uraşırken hasta derdini anlatır ve doktor secde pozisyonu almasını söler ve evraklara bakmaya devam eder o sırada hastaya bakar ve hastanın hiç bir şey yapmadıgını görür ve tekrar secde pozizyonu almasını söyler 10-15 sn sonra bakar ve yıne hasta ayakta doktora bakmaktadır ve doktor neden secde pozuzyonu almıyorsun der ve işte korkunç cevap doktor bey kıble ne tarafta

aziranın başlarında gittiğimiz bi yerde yemek yiyeceğiz. açık büfe... aldık alacağımızı daha sonra bana ekmek alsana dediler. ben de haliyle tamam dedim. o sırada da uykudan yeni kalkmış olmam evlere şenlik bir durum yarattı...

gittim ekmeklerin olduğu yere ama kesmemişler. kesmeye çalıştım olmadı. sonra da dilimli kepek ekmeklerden almaya karar verdim. kepek ekmek istemiyorum diye geri bıraktım ve somun ekmeklere geri döndüm. yalnız bildiğimiz somun ekmek elimde bi avuç haline geldi. uykuluyum haliyle sinirliyim ve ekmek kesilmiyo. bıçakla ekmek arasında ateşi bulmak üzereyim derkeennnn arkadan biri geldi;
- ablacım ben keseyim istersen?
- çok iyi olur valla
- yarım saattir seni izliyorum dayanamadım geldim valla
- bence çok iyi ettiniz ( ki tam bu sırada kocasının gülerek bizi izlediğini farkettim )
- evde hiç ekmek kesmedin galiba?
- yok ya keserdim ama noldu anlamadım :s
- bak böyle keseceksin...

bakmamla kıpkırmızı olmam bir oldu; kadın bıçağı diğer tarafına çevirdi ve gayet rahat bi şekilde kesti...
:D:D :( :D:D


pazartesi günü dersaneye gittiğimde sınıfta kimse yoktu. sınıfa girdim tam dışarıya bakarken müdür geldi;
- ee nasıl gidiyo dersane
- şu ana kadar iyi
- bi şikayetin yok yani
- ııımmmm' yok
- açık ol ya söyle
- tamam o zaman; biyolojici! kimse anlaşamıyo ayrıca anlatamıyo ayrıca sorularımın hiçbirine cevap alamıyorum ayrıca ne dediği de belli olmuyo ve şakalarına da kimse bi mantık veremiyo...
- yapma ya ali bey fakülteyi 3.lükle bitirdi
- maşallah amaaaa bilgisi kendine demek ki sadece sınıf değil dersane şikayetçi zaten herkes tahir beye şikayet etti ama siz sordunuz diye söylüyorum ağustosta yeni biyolojici gelecekmiş zaten onun için sorun yapmıyo kimse
- hmmm ağustosta gelecek evet.. hayırlısı iyi dersler...

neden bu kadar bozularak çıktığını anlamamıştım. ta ki 2. derse kadar. 2. derste öğrendim ki bahsettiğim ve yerden yere vurduğum ali bey bu müdür beyin kardeşiymiş... :( :D:D:D

geçen hafta arkadaş sewgilisini askere uğurluyodu nese bunlar wedalaşıo falan bende bunlardan ilerde arkadaşı bekliorum çocuk otobüse bindi arkadaş ağlayarak yanıma geldi bi baktık sewgilisi otobüsten indi koşarak bize doğru geliyo arkadaşım ayyy aşkımmmmm dedii we çocuk yanımıza gelip dediki ya selin sigaramı senin çantada unuttum wersene

geçen gün öğle arası okulda servis bekliyodum servis kaza yapmış gelemiyomuş. doğal olarak okulda kaldım vee büyük bi olay kaçırdım :)
bizim apartmanda 3 numarada bi mafya vardı herkes biliyodu ama klasik mafya işte polis götüremiyodu :)
derken evin az ilerisinde biri vurulmuş
bu vuran salak da bu mafyanın adamı ve mafyanın evine kaçmış doğal olarak da görenler hemen söylemişler buraya girdi deri ceketi vardı diye :D
polisler de 4 nummaraya girmişler ve şansılarına da kapıyı 4 numaranın oğlu açmış ve o da dışarı çıkacakmış veeee üstünde deri ceket varmış :D
polis de bunu almış götürmüş :D
tabi sonra 3 numarayı iyice arayıp taramışlar ama
vuran mal da arka balkondan kaçmış :D:D:D

pamuğum annem odama gelip bakar napıyo bu çoocuk pc başında diye
annem = o acayip şekiller ne
ben = smile (sımayl) =P
annem = aa ismail kim
ben = :S hönk nerden çıktı ya
annem = sen dedin
ben = yoo ben demedim ( dank etti )
ben = canım o şekillere deniyo ismail değil sımayl deniyo :)
annem = şunu baştan desene yavrum
ben = dedim ya :S


Bimeks e gidip 60 gb lık ipod görüp ve fiyatını 17 dolar olarak görüp çıldıran ve kasaya doğru ilerleyen ve ardından onun ipod kılıfı olduğunu öğrenmesi ile dumur olan insan kim acaba? :D

ufaklık, matarasının kapağını sıkı kapatamamış ve okula gelene kadar tüm suyu çantasına döklmüş, tümmm defterleri sırılsıklam olmuş....
birden sınıfta bi kıyamet kopmuş:
- öğretmeniiiiiiimmmm, suyum dökülmüş!
- üzülme canım, kurur defterlerin, bak ben sana veririm kuru defter bi şey olmaz....
- ben ondan ağlamıyorum ki, öğlene kadar susuz napıcaaam şimdiiiiiiiii ?

Mutfağa girip önce su içmek için raftan bardak alıp,sürahiden suyu koyup içen ve ardından bardağı sürahinin yerine koyup,sürahiyide bardağın yeri olan rafa koyup,ardından sürahinin düşmesi ile kafası sırılsıklam olan insan benim...

Genel Başkanımız sizleri Esparkta kucaklayacak diye bas bas bagıran seçim otobüsünde küfrederken, pek muhterem bi partimizin saygın genel başkanıyla esparkın dönen kapısında sıkışıp kalmamız, adamın mecburiyetten nasılsınız gençler diye sorup gülümsemeye çalışması, saniyeler geçtikçe gerilimin artması, dısardaki sivillerin ve korumaların çıldırmış vaziyette ordan oraya koşuşturması, tüm kameraların bizi çekmesi, flashların patlaması...
kapı tekrar hareket ettiginde, alkış kıyamet kopması...
Atiyle en önde olmamız, mala bağlamamız...pek muhtemel, yerel gazetelere çıkmamız...

evet fazla komik değil aslında daha çok hazin bir olaydı benim için..lisenin ikinci yılıydı...arkadaşlarımla lisemizin hemen karşısındaki cafeye oturmaya gitmiştik..tam masaya oturdum ,aynı sayılabilecek bir anda başka bir adam da benim oturduğum masaya oturdu...(arkadaşlarım hala ayakta)dialog aynen şöyle..
-hayırdır?
-önce ben geldim..
-hayır önce ben oturdum.
-bakın yan masa da boş.
-oraya gidin o zaman.
-ben gitmem bana ne isterseniz beraber otururuz.
-düdük müsünüz beyefendi?

bu cümle üzerine benim ve onun arkadaşları gülmeye başlar.okula döndüğümde matematik hocasının değiştiği haberini alır ve sevinirim matematekçiyle aramız iyi değildir çünkü...ertesi gün yeni matematikçimiz sınıfa girer...kimdir peki?

düdüktür...

3-5 sene önceydi sıcak bi yaz akşamı evin altında bulunmak suretiyle sinek avlayan bakkal amcanın yanında oturuyoruz muhabbet güzel gençliğin verdiği ve yazın getridiği sıcaklık kanımızı kaynatmış durumda arkadaşlardan biri bakkaldan vileda sopasını almış parmağı üserinde dengede tutarak akrobasi yapmaya çalışıo :D ordan diğer bi arkadaş elinden vilade sopasını kaptı oda serçe parmağında oynatarak daha yetenekli olduğunu ispatlamaya çalışıo :D bendeniz durur mu bende onun elinden kaptım orta parmağamın üzerinde durdurucam hemde onlara işaret çekecem derken birden parmağım sopanın içine kaçtı :) aksilik bu ya bide çıkmıyo tam bi çizgi film sahnesi gibi herkes yarılıyo gülmekten :) benim arkadaşları ciddiyete davet etmem üzerine herkes bi toparlandı 35 dakkaya yakın uğraştık ama çıkmadı öle elimde kaldı :) derken içerden çıkan bakkal amca hayatım boyunca unutamıyağım o sözü söledi ki hala aklıma geldiğinde.....

- Serhat korkma giren herşey bir gün geri çıkar :)

sozlusabotaj

sanırım lise 2 ye gidiyodum rehberlik dersi öğretmen tutturdu biyografi yazıcaz neyse ben yazdım o gün D.G isimli arkadaşım okula gelmemişti bizde 2-3 kafadar paçavra gibi bir kağıda D.G nin ağzından biyografi yazmaya başladık ..

Ben D.G çok mutsuzum annem alkolik babam ise bir kumarbaz sürekli annemi dövüyo babam beni maça götürmek için sürekli söz veriyo ama hiç götürmüyo :)
artık yaşamak istemiyorum kapansın gözlerim bitsin bu hayat hakkını helal et helal et usta :)

yukarıdaki gibi bi saçmalığı paçavra bir kağır eşliğinde hocaya verdik neyse güldük eğlendik üzerinden 2 aylık bi zaman dilimi geçti o gün herzamanki gibi arkadaşlar kaynatıyoruz sınıfa bir kadın girdi sonra dışarı çıktı sınıf kapısının önünde oğlum oğlum diye ağlamaya başladı sonra hocalar felan bende sanki bilir kişi gibi yanına gittim ne yapacaksam :p

- Hayırdır teyze ne oldu ?
- D. nerde okulda mı ?
- yok teyze okulu astı kesin hep yapıyo :p (maksat gıcıklık olsun )

sonra diyalog uzadıkça öğretmenin biyografiyi okuduğunu öğrendim annesi çocuğu arıyomuş fakat ulaşamıyormuş telefonu kapalı tabi nası bi mantık kurdu yazdıklarımız gerçek miydi asla öğrenemedik ama annesi intihar ettiğini düşünmüş sonra yüreğimiz el vermedi de gerçeği söledik sonuç dürüslüğümüz karşısında müdür ve rehberlik servisi yanında 1 ay sahte belge düzenlemekten yazılı uyarı :)


geçen okulda arkadaşımla konuşuyoduk. arkamızda da iki kız vardı. dönüp onlarla konuşmaya başladık. böööyyyle devam ederken. laf azıcık (artı) 18 konulara geldi :D :p :D
ama bu kızlardan biri kapalı. :D ve fem e gidiyo :D
ben de
=>;aaaaa bu kız fem li onun yanında olmaz
=>;(diğer kız) niye ki onların yaşamaya hakkı yok mu ...


sozlusabotaj
birgün arkadaşın dükkanında oturuyorum (internet kafe kırması bi teknik servis) arkadaş beş dakikalığına içeri gitti 1 dakika geçmeden içeri bi kız girdi bi hayli güzel elinde bilgisayar kasası var halinden anladığım kadarıyla bi hayli sıkıntılı
yanıma doğru geldi:
-pardon burayla sizmi ilgileniyorsunuz ?
-hayır :)
-???

sonra gitti dedim tüh geyik yapıcam diye müşteriden ettik adamı diye üzülüyorum :) arkadaşımla 1 saat felan oturdum derken mekanı bana emanet etti işi varmış gitti biraz vakit geçmeden aynı kız geri geldi

-pardon burayla siz mi ilgileniyorsunuz ?
-evet
-ya benim bilgisayarımla bir sorunum var
-ne gibi ?
-windowsum çöktü galiba format atarmısınız?
-tabiki bırakın ben bi bakıyım
-ama msn listem silinmesin
-:S :S :S

bir gün kapı önünde oturuyorum 15-16 yaşlarından bi çocuk başka bir çocuğu kovalıyo arkasından küfür kıyamet onların arkasındanda topal yaşar lakaplı bi şahsiyet var elinde satırla bu 2 sini kovalıyo derken önüme doğru geldiler 2 çocukta durdu yaşarda durdu kovalayan çocuğa sordu :
-nie kovalıon la bunu
-anama küfür o.çucuğu
elindeki satırı çocuğa uzatarak
-al yigenim bunla kovala daha iyi döversin :)



BİZİM BURADA İNTERNET ÇEKMİYOR!!!



Az önce iş icabı Isparta'da bir müşterimizi aradım. Telefonu

açan kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanımefendi

gayet kibarca "Bizim burada internet çekmiyor!!!" dedi.


KESKİN ZEKA


Geçenlerde Mc Donalds`ta 3. 01$ tutan borcumu ödemek için 5$ verdim, 1cent daha verdim. Herif, önce 5$`dan ne kadar para ustu vermesi gerektiğini hesap makinesi ile hesapladı, önce hesap makinesinin gösterdiği 1. 99$`i bana bir suru bozukluk olarak geri verdi, sonra 1 cent daha verdi.


MİKRODALGA FIRIN, KADIN VE KEDİSİ



Su olayı da bir arkadaştan duydum, gerçek olduğunu söyledi:



Kadının, biri evine yeni bir mikrodalga fırın almış. Kadının, bir de çok sevdiği bir kedisi varmış. Bir gün kadının, kediyi yıkaması gerekmiş. Tabi kediyi yıkadıktan sonra bir de kurutmak lazım. Aklına bu isi çabucak halledebileceği parlak(!) bir fikir gelmiş. Islak kediyi alıp, mikrodalganın içine koymuş. Tabi zavallı kedi, mikrodalganın kapağı tekrar açıldığında ölü bir şekilde fırının içinde boyluca yatıyormuş. Bu durum karsısında kadın, sevgili kedisini kaybetmenin intikamını almak için mikrodalga üreticisi firmanın aleyhinde yüklü bir tazminat davası açmış.


Mahkemenin kararı ise su: Üretici firma, fırının kullanma kılavuzunda ”İçinde kedinizi kurutmayınız” yazmadığı için suçludur ve istenen tazminatı ödemekle yükümlüdür.


TAKSİCİ



Cuma aksamı gecenin bir yarısı Arnavutkoy'de taksi arıyordum. Fakat

etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir taksi

şoförü gördüm. Adama yaklaşıp, "Abi müsait misin?" dedim. O da,

"Ehliyetin var mı?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben kullandım, o
basa basa yemeğini yedi.

TİNERCİ ÇOCUĞUN EVİ



İstiklal'in oralarda, 9-10 yaşlarında , büyük olasılıkla tinerci, iki

çocukla konuşuyor polis. Birisine sordu, "Nerede

oturuyorsun sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,orada burada
uyuyorum". Polis öbürüne dondu: "Peki sen?". İkinci çocuk:"Komşuyuz!":)


12 eylül darbesinde yaşanmış komik olaylar

Yıl 1980. Güvenlik güçlerinin ev baskınları had safhada. O günlerde polis bir ihbar üzerine solcu olarak bilinen birinin evini basmış. Tabii ilk iş olarak evdeki kitapları karıştırmaya başlamışlar. Polislerden biri kütüphanede Lenin'in kitaplarından birini bulmuş. Artık hangisiyse kitabın üzerinde Vladimir İlyiç Lenin'in kısaltılmış hali olarak VI Lenin yazıyormuş. Eleman heyecana kapılıp başlarındaki amirine gidip "Amirim" demiş, "Biz bunun birincisiyle başa çıkamadık, bakın herifler altıncısını çıkarmışlar!"

Yine aynı dönem. Bu kez başka bir eve baskın düzenlenmiş. Bu baskında güvenlik güçlerinin amiri bastıkları evin sahibini karşısına almış azarlıyormuş: "Ulan vatan haini, ulan Moskof uşağı, hadi anandan babandan utanmadın, bari şu duvarına resmini astığın ak sakallı dedenden utan!" Duvardaki ak sakallı dede ise, Karl Marx'ın o çok bilinen resmiymiş.

1980 öncesi Ankara - Keçiören'de bir marketin camında "Nefis Rus salatası geldi" yazıyormuş. Bu yazıyı gören ülkücüler marketi basmışlar ve sahibini "Bu yazı yarın ordan inecek" diye tehdit etmişler. Ertesi gün marketin vitrininde yeni bir yazı varmış: "Nefis Amerikan salatası geldi!"

Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne *** ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu

Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor dama. "Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: " Katı, Sıvı, Gaz." Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:
- Katır, Sığır, Kaz

Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz "Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. CocaCola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Bizde bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. Maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi. Davadan haberdar olan CocaCola yönetimi adına açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına " Başka şişede inşallah " yazmayı düşündüklerini söyledi

Bir firmaya bilgisayar kurmak için Adana'ya gitmiştik. Arkadaşımla sigara almak için büfeye girdik.
Arkadasim: "bi kısa Camel verir misiniz" dedi.
Gelen cevapla dumurun doruklarındaydık:
-Ne yalvarıyon lan adam gibi istesene.

sultanbeyliye tiyatro gelmis. islamci oyun oynuyorlar elemanlar. Neyse oyunun
bir yerinde rol icabi israil askeri kiligina girmis elemanlar filistin genci
rolündeki gencin kolunu kiriyoRlar. oyunun basindan beri
gaza gelen haci amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayip
"tekbiiiir allahu ekbeeer " diye bagirarak firliyor ve ayakkabisini
cikarip israil askerlerinden birine firlatiyor. asker rolundeki herifin
surati kan icinde kaliyor. oyun iptal ediliyor ama isin komigi ayakkabiyi
firlatan haci amcaya anlatamiyorlar bunun bir oyun oldugunu. o hala
"munafiklar birakmadiniz digerlerini de devireyim" falan
diyormus.


en yazılısının birinde "hacim nedir?" diye sormuştum...bir öğrencimin verdiği cevap beni bayağı güldürmüştü...

cevap: "haca gidenlere hacım denir" -i- nin üstündeki noktayı görmedi sanırım

Öğrenci değil ama öğretmenlerin sorduğu komik sorular oluyor.

Örnek Hocam benim bilgisayarda internet bağlantısı kesildi. Ağınızı yöneten kişiye başvurun diyor. Benim bilgisayarı siz kurmuştunuz ya kusura bakmayın geç vakit ama nolcak şimdi?
Pc Teknik Destek Forumu


Soru: Anakart nedir

Cevap: Başkarttır.


Öğretmen: Word belgelerinizi disketlerinize kaydettiniz mi?

Öğrenci: Hocam bu kaydetmiyo

Öğretmen: Disketi yerleştirdin mi?

Öğrenci: Hayırrr. Yerleştirmemiz mi gerekiyo hocamm. Böyle olmaz mı?

Bir ingilizce öğretmenimiz anlattı dün ,aynen aktarıyorum;

Öğretmen :

-Zeynep,kaç sattir bakıyorsun arka sıraya ,yeter artık!

-Hocam,bakıyorumda sanki anlıyor muyum ,hepsi de ingilizce yazdıkalrının...

Nece olacaksa artık...

Biyoloji (Lise 1)

Soru: Omurgalı hayvanların "sıcak kanlılar" ve "soğuk kanlılar" olarak ikiye ayrılmasını nasıl açıklarsınız?

Cevap: Çok güzel açıklarım. Şöyle oluyor bazı insanlar herkesi sever kimseyi üzmezler bunlara sıcak kanlı denir bazılarıda hiç gülmez herkesi üzerler bunlarda soğuk kanlı oluyor. Öğretmenlerimizde böyledir sıcak kanlı olanda var soğuk kanlı olanda.

İlköğretim 1. sınıf öğrencileri:

1-Atatürk'ün mezarı nerededir?

Cevap:Anıtka 1'de.

2-Atatürk'ün babasının adı nedir?

Cevap:Ali Rıza Beyefendi

3-Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a niçin gitmiştir?

Cevap:Gezmek için


İlköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin İngilizce sınav sorusu mesleklerle ilgiliydi.Mesleklerin adlarını resimlerin karşısına yazmaları gerekiyordu.Yazmışlar da...

polisman

hemşireman

doktorman

mühendisman....


öğrencim sınavda hiç bir sora
Uya dokunmadan kağıdın en altına şunu yazmıştı

sorular sorduğunuz gibi

cevaplar da bildiğiniz gibi




Okulların açıldığı gün...

6. sınıflarla ilk dersimiz ve tanışıyoruz...

En önde oturan kızdan başladık...

"Hadi bakalım, kendini tanıt"

"Örtmenim, gerçekten mi, şakadan mı?"

"O ne demek şimdi kızım"

"Öğretmenim siz beni zaten tanıyorsunuz ya"

(Evet,doğru abilerini de ben okuttum. Mahallemizde oturur. Neyse bozuntuya vermemek lazım...)

"Tamam tanıyorum ama kural böyle, hadi bakalım"

" Örtmenim, ne diyeceğimi unuttum. Yarına hazırlanıp gelsem olur mu?"


Ünlülerle İlgili Yaşanmış Komik Olaylar

'Seda SAYAN' yine bi sabah elleri belinde, programını sunuyor. O sırada bi canlı bağlantı olur
ve...
Seda SAYAN:
- AAloooğğğ kiminle görüşüyoruz ?
- Ben Mustafa
- Naber lan Mustafa ?
- Nerden arıyosun bizi Mustafa ?
- Şişli'den.
- Ne iş yapıyon lan Mustafa?
- Belediye başkanıyım... (Mustafa SARIGÜL)



Esra Ceyhan'ın programında da böle anlardan çok yaşanmıştır şöyle ki,
yeni piyasaya çıkmış birini konuk etmiştir Esra hanım, sohbet ederler,
Esra hanım her zamanki gibi başlar yalakalıklarına, kasetiniz çok güzel olmuş geçen hafta aldım evde
arabada her yerde dinliyorum demesi
üzerine yeni yetme ? kasetim daha çıkmadı haftaya çıkacak? demesi



Müslüm Gürses filminden bir sahne; Müslüm Gürses kadını kollarından
tutmuş sarsa sarsa sormaktadır;
Müslüm: Seviyor musun?
Kadın: Hayır!!
Müslüm: Seviyor musun?!!!!
Kadın: Hayırrr!!!!!!
Müslüm: Seviyor muusuunnnnn!!!!!!!!
Kadın: Eveett!!
Müslüm: Yalannnnn!!! (deyip kadına bir tokat atmıştır)



Sokakta kurban kesen insanlarla röportaj yapan NTV muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-Burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
-Yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.



Jean Claude Van Damme'ın BBG evine girmesi. Akabinde oradaki bir yarışmacıyla diyalogu:
Jean Claude Van Damme: Do you speak english?
03 hede: maybe



Reha Muhtar'ın tavanda yürüyen sirk cambazı ile konuşurken ekranda kendi görüntüsünü ters çevirtmesi
ve röportajı 2-3 dakika boyunca baş aşağı yapması



Mustafa Denizli'nin ATV de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan Erman Toroğlu'nu
anons ederken "tartışmasız Türkiye'nin en büyük düdüğü" demesi Erman Toroğlu'nun afallaması.



Bir Cevizkabuğu programı, konuk Zekeriya Beyaz
ZB: Şimdi, sayın cevizkabuğu...
HC: Cevizoğlu efendim.



Reha muhtar telefondaki adama fırça atıyor.
-Bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
-Bakın efendim şöyle izah edeyim...
-Sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun.. cevap versene??!
-......??



Arena'da Uğur Dündar'ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok
buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki
temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz
Uğur Bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilk kez Afrika'dan muzun içinde geldi" diye
cevap verdiği an.



Acun firarda programında, Acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen
kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip, "görüyorsunuz sayın
seyirciler magandalık sadece Türklere özgü değil, Avrupa'da da
magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? Ben de türküm" demesi.

Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli… Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı… Ama tek canın var…"


Kayıp aranıyor
Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize sokmaya yetti: "Bu kadar insan hala bulamadınız mı?"

Giyim kuşam
Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar gibi olmuşsun!"

Cadaloz kaynana
Okul arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler kesiliyor. Biz hep beraber "Aaaa!" diye tepki gösterirken, damadın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor. "Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı."


Sütün faydaları
Sabah erken okula gidecek yeğenimi uyandırmadan önce, kalkar kalkmaz içsin diye hazırladığım sütün bardak ebadını o kadar abartmışım ki, henüz uyanmaya çalışan, tek gözü açık oğlumdan gelen cümle: "İneğin kendisini getirseydin bari."

Emniyet kemeri
Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet kemerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."

Arabam çalındı
2 gece önce okul dönüşünde arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: "Gördün mü bizim müşterileri… Hey maşallah!" dedi.

Ne münasebet !
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"

Yanlış telefon
İşe giderken cep telefonumu evde unutmuşum, ama televizyon kumandasını almayı ihmal etmemişim.


(Gerçek Olay) Amcam ile mahkeme arasındaki gerçek diyalog'tan: Muhtar olan amcam,bir gurup köylüler tarafından "rüşvet alıyor!"diye şikayet edilir.Dava açılır ve amcama duruşma için celp gelir.Duruşma günü bütün şikayetçiler ve amcam kasabaya giderler.Duruşma başlar ve Hakim amcama iddianameyi okuduktan sonra-şikayetçileri eliyle göstererek-"Bak,Muhtar rüşvet aldı diyorlar ne diyeceksin..!"der.Söz alan amcam "Hakim bey bana da hep zaman zaman Hakimler rüşvet alıyor derler amma ben inanmam..!" der. Bunu duyan Hakim öfkeyle ve hiddetle müştekilere döner ve "çıkın dışarı BERAAT" der.


Bir hukuk talebesinin en sıkkın anı ve sitayişi: *ÖFF BE NE ZOR ŞEY ŞU DERSLER.HAYATIM MUTLAK BUTLAN OLDU BEE!İŞBU SAİKTEN HARBİ KAFAYI KIRMAYA EKSİK TEŞEBBÜS KALMAK ÜZEREYİM..NE YAPMALIYIM ACABA?NERDEN GİRDİM ŞU OKULA?TAAMÜDEN HOCALARIN KAMPÜSTE GEÇECEĞİ YERLERE DERİN ÇUKURLAR MI KAZSAK YOKSA BİLİNÇLİ TAKSİR YOLUYLA OKULU BASIP VİZE KAĞITLARINI MI DEĞİŞTİRSEK!YOK YOK BU DA YETERSİZ.EE NE YAPAYIM YAA??İNEKLEMEKLE GEÇİYOR ÖMRÜM YAA!GENÇLİĞİMİ YEDİ BU OKUL RE'SEN YANİ.HAH BULDUM 5-6 YILLIK ARKADAŞLARDAN "YALVARMA KOMİTESİ" VE AF'TAN YARARLANMIŞ BİKAÇ ARKADAŞTAN DA "İNTİHARA TEŞEBBÜS KOMİTESİ" KURSAK TA OLUR.İNTİHAR KOMİTESİNDEKİ ARKADAŞLARA BİRER "GAZ BİDONU" VERİRİZ.BELKİ HOCALAR "MERHAMET KARİNESİ" NE GİRİP BİZE YETERLİ NOTLARI VERİRLER DE KURTULURUZ ŞU "HUKUK FAKÜLTESİ NEZARETHANESİ"NDEN NE DERSİNİZ.not:ben 8 yıllık bir hukuk fakültesi talebesi olarak geçen sene yalvar yakar malülen okuldan mezun olmanın haala sarhoşluğunu yaşayan stajı bitmek üzere olan gariban bir awukatın tekiyim.Bu siteyi ve yayınlananları tam teşebbüs halinde zevkle ve kasten okumaktayım.Umarım bu metnim de olduğu gibi yayımlanır. (M.Erkam Tatoğlu)


Karadenizli olan mübaşir, bir gün hakim beyin evine giderek hanımına "Hakim pey evdemidırlar ?" diye sorar. Hakimin hanımı sinirli bir şekilde "Ne münasebet, o sadece mahkemede dırlar" diye cevap verir. (Av.Zühtü Kazancı)


(Gerçek Olay) Herkesçe tanınan ve sevilen bir ses sanatçısı yaralamaya azmettirme suçundan yargılanıyordu. Olayın tanıkları, sanığın diğer sanıklara VURUN diye bağırdığını ifade ettiler. Bu arada ses sanatkarının Avukatı söz alarak, "Efendim, tanıklar yanlış ifade ediyorlar, müvekkilim, VURUN demememiştir, DURUN demiştir. Fakat bu VURUN şeklinde anlaşılmıştır". (Av.Nusret Kadri Soycan)


(Gerçek Olay) İpsala Adleyesi'nde Savcı zorla kız kaçırma davasının soruşturmasını yapıyordu. Ben, ortağım Av.Murat'la beraber sanık vekiliydik. Mağdure de kendisini bir Avukatla temsil ettiriyordu. İfadeler alınırken birtakım müdahalelerde bulunup, olayın manevi unsurunun gerçekleşmediğini ispatlamaya çalışıyorduk. Nihayet üç sanığın ifadesi alındı, ancak Savcı, mağdurenin kaçıranların dört kişi olduğunu söylediğini, dördüncü kişinin ortaya çıkarılmasının gerektiğini ifade ediyordu. Müvekkillerimiz özellikle bu dördüncü kişiyi ifşa etmeye yanaşmıyorlardı. Bu ise delillerin toplanmamış olması demekti ki, tutuklanma için yeterli bir neden olarak karşımızda duruyordu. Savcıdan izin isteyerek müvekkillerimizle konuştuk ve dördüncü kişinin Hakkı isminde biri olduğunu bildirdik. Bu arada soruşturmaya ara verilmişti. Savcı, hepimize çay söyledi ve aramızda tatlı bir sohbet başladı. Ben, "Efendim eğer sanıklardan birinin adı Rıza olsaydı, kız rızayla kaçırılmış olacaktı, değil mi?" diyerek kendimce bir espri savurdum. Geçen zaman içinde Jandarmalar dördüncü sanığı getirdiler. Kendisiyle hiç konuşmamıştık ve üç kişinin ne ifade verdiklerini bilmiyordu. Ancak, özel bir görüşme yaparsak sanığa kendisinden öncekilerin ne ifade verdiklerini söyleyebilirdik. Ancak sanık, Avukat istemediğini, savunmasını kendisinin yapacağını ifade etti. Savcı da büyük bir nüktedamlıkla "Avukat Beyler, Hakkı da geldiğine göre lütfen odayı terkedin de ifade alalım, rızayla kız kaçırılırsa, hakkıyla da ifade alınır".


(Gerçek Olay) Bursa'da Ağır Ceza Mahkemesinde stjajımı yaparken Reis bey sanığa sordu: 'oğlum adamı kaçırmışsınız, dövmüşsünüz, parasını almışsınız, hakkında iddialar var, ne diyorsun bu iddialara' diye sorunca sanığın verdiği cevap : 'Valla hakim bey benim böyle bir iddiam yoktur, tahliyemi isterim'


(Gerçek Olay) Bursa'da asliye hukuk mahkemesinde stajımı yaparken bir boşanma davası sırasında davalı söz aldı ve: 'Efendim ben karımı deliler gibi, çılgınlar gibi seviyorum' dedi. Davacı hanımın vekili de : 'Efendim işte sorun burada davalı eşini deliler gibi, çılgınlar gibi seviyor. Normal değil bu, normal sevemiyor' diye cevap verince salonda herkesi bir gülme tuttu.


Avukat, cezaevinde sanıkla görüşmektedir. Sanık: "-Aman abi, ne olursun beni kurtar, beni savun". Avukat, "-Seni savunacağım ama, bana ödeyecek paran var mı?". Sanık, "-Ne demek abi, iki milyarlık çeki hemen yazayım, daha sonra da bi beş milyarlık çek daha keseyim, sen onu merak etme." Avukat, "-E o zaman davanı alabilirim, söyle bakalım, seni neyle suçluyorlar?" Sanık, "-Karşılıksız çek kesmek..


(Gerçek Olay) "Askerliği bitirip İpsala'da hazine Avukatı olarak göreve başlamıştım. Heyecanlıydım. İlk duruşmama girecektim. Vatani görevim sırasında stajda edindiğim yarum yurum bilgiler de kafamdan gitmişti. Duruşmaya girdim, Hakim, nezaketle oturmamı işaret etti. Daha sonra "keşif yapacağız ne diyorsun" diye sordu, ben de oturduğum yerden "ben keşif istemiyorum" siz taleple bağlısınız, bu dosyaya derhal karar verin diyerek hakime karşılık verdim. Hakim bu cevabım karşısında epeyce hiddetlenmişti, babacan tavırları bırakıp hiddetle bir iç çektikten sonra, sert bir sesle "gereği düşünüldü" dedi, ben oturduğum yerde istifimi hiç bozmadan duruyordum. Hakim, aynı şiddetti bir defa daha "gereği düşünüldü" diyerek tekrar etti, ben de "düşünün hakim bey, ben de düşünüyorum" diyerek istifimi hiç bozmadan karşılık verdim. Hakim, patlayacak vaziyete gelmişti, "Avukat bey, Avukat bey, karar veriyorum, gereği düşünüldü dendiği zaman ayağa kalkılır" diye şiddetle bağırdı. Ben de askerden alıştığım bir çeviklikle esas duruşta ayağa kalkıp "emredersiniz komutanım" diyerek bağırdım. Diğer Avukatlar ve hakim gülüşmeye başlamışlardı. Bu benim için iyi bir ders oldu. (Av.K.Soycan)


(Gerçek Olay) "K.Çekmece 3.As.Huk. Mahkemesindeki duruşmamı beklerken, hakim başka bir davaya geçti.Dava BOŞANMA davasıydı .Davacı vekili hakime dönerek "-efendim şimdi dinleteceğimiz tanık, TARAFLARIN MÜŞTEREK ÇOCUKLARIDIR" açıklamasını yaptı, hakim "-tamam anladım" dedi. Tanık çağrıldı,hakim sordu :"- TARAFLARI TANIR MISIN? AKRABALIK VAR MI?" (Ben kendimi dışarıya zor attım)." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "Fatih Adliyesinde, bir Asliye Ceza Davası için sıramı bekliyordum. Hakim, başka bir davanın duruşmasına geçti. Bu davada "Müşteki" olduğunu söyleyen bir vatandaş geldi ve hakim kendisine sordu. - Şikayetçi misin? - Evet şikayetçiyim Hakim Bey. - Tanığın var mı? - (Kendinden son derece emin bir şekilde) VARDIR Hakim Bey .- İsmini söyle de çağırıp dinleyelim.- CENABI ALLAH'TIR Hakim Bey." (Av.Muzaffer Sarı)


(Gerçek Olay) "4650 sayılı kamulaştırma kanununda değişiklik yapan kanunun 14. maddesinin son cümlesi: "Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez."
Alıntıdır..


Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşandı. Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile
çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici.
Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan politikayla
uğraşmış ve halen Kayseri'de yasayan işadamı
22 Şubat 2001 tarihinde Bünyan sınırında Kayseri Malatya kara yolu üzerinde bir benzin istasyonuna girer.
Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için
lokantadan çıkar.
Ancak dışarısı hem zifiri
karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık
300 metre mesafedeki Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır.
Oradan gecen bir arabaya binip Bünyan'a ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir.
Adam bir-kaç adim ötesini bile görememektedir. Gelip-gecen bir araba da yoktur.
Nihayet karanlıklar içerisinde hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder.
Arabanın tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır araba yeniden
hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi direksiyonda da kimse yok.
Birden paniğe kapılır. Korkuyla hemen arabadan atlayıp oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem
araba hızlanmış hem de korku ile dizleri bağlanmış hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır.
Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır. Tam bu esnada pencereden
bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştıkça Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni..." deyip kapıyı açmasıyla birlikte
kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir
Elham okuyarak Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve sok haldedir. Kendisini
tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir cay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip sesi titreyerek
başına gelen doğaüstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de anlatan kişinin akli başında
ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden herkeste derin bir sessizlik oluşur. yaklaşık
yarım saat sonra ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak cay söylerler.
Bu arada gelenlerden birisi diğerine şunları söyler:

-Ahmet baksana şu sobanın başında oturan geri zekalı bizim araba yolda kalınca biz arabayı iterken
arabaya binip-inen kişi değil mi?-


Bir gun yolda giderken kaset satan bir dukkanin caminda aynen soyle bir yazi gormustum: "Arabalar icin cistakli muzik gelmistir"
Boylesine asiri guzelliklerle dolu bir ulkeyi ve insanlari sevmemek mumkun mu ?


--EN ÖZEL ÖSS...(YENİ)--

Üniversite sınavlarının en komik olayı Alanya'da yaşandı.. Koca okulda tek başına sınava giren bir genci 12 görevli bekledi. Büyük sınavın yapıldığı saatlerde ÖSYM'nin hataları yüzünden ilginç olaylar yaşandı. Günün en komik olayının yaşandığı yer Alanya'ydı. Toplam 550 öğrencinin eğitim gördüğü Şükrü Mülazımoğlu İlköğretim Okulu'na sadece bir adayın ismi yazılmıştı. Okula gittiğinde kimseyi göremeyen Gökhan Gök isimli genç, önce geç kaldığını sandı. Ancak kısa süre sonra gerçek anlaşıldı. Gök, koca okulda tek başına sınava girecekti. Gök için sınav boyunca 6 polis, 2 öğretmen, 2 gözetmen ve iki hizmetli görev yaptı. Türkiye'nin en özel ÖSS'sini yaşayan talihli genç için görevlilere, 280 milyon lira ödendi. Kaynak:havadis.net
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

--Film Gibi(YENİ)--

Baba Zula’nın Duble Oryantal adlı albümündeki 5 şarkı, TRT denetimine takıldı. Denetime takılan şarkılar, adeta birer porno yayını gibi.. Geleneksel Türk müzik aletlerini elektronik öğelerle birleştirip değişik bir tını yaratarak Halk Müziği’ne yepyeni bir soluk getiren Baba Zula grubunun beş şarkısı, TRT denetiminden geçemedi. İşte geçmeyen şarkı sözlerinden biri... EYVAH DAYIM GELDİ... Eyvah dayım geldi dayım Senin saklanman lazım Kalk çabuk üzerimden Atla git pencereden Vallahi görür seni Hemen giyinmen lazım Al çabuk eteğini Tut bari sutyenini Boşver şimdi giyinmeyi Dayım geliyor dayım Çabuk saklan şu dolaba Sesini hiç çıkarma


--Doğuştan Fanatik--

Denizli'de oturan fanatik Beşiktaşlı Hasan Kiriş, doğan çocuğuna 'Beşiktaş Deniz Murat' ismini verdi, nüfus cüzdanını da aldı...

--Telekomdan Özel Tarife istedi--

Zonguldak'ta bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışan Hasan Basar'ın başı yüklü telefon faturalarıyla dertte! Kekeme olduğu için uzun süren görüşmelerinin kabarık faturalarından sıkılan Basar, Türk Telekom'dan özel bir indirim istemiş, ancak kabul görmemiş. O da Telekom aleyhine 50 bin YTL'lik yeni bir dava açmış. Sonucu merakla bekliyoruz...

--Yürüyorum,Yürüyorum!!--

Yeşilçam filmlerinde sık sık gördüğünüz, 'Araba çarpması sonucunda gözlerin açılması' klişesi bu kez gerçek oldu. 15 yıl önce geçirdiği trafik kazasından ötürü koltuk değneklerine mahkum olan 70 yaşındaki Memiş Yalçın, sandalyeden düştü ve eskisi gibi yürümeye başladı

--Colarado'da Vahşet--

Colorado'daki bir polis merkezinde vahşet... Yaşlı bir kadını öldürmek suçundan ifade veren ABD'li psikopat, 7 polisi katlettikten sonra kaçtı. (inanması garip ama gerçek!)

--Donunu Unuttu--

Otobüste uyuyakalan Gönül adindaki kadin, bacaklarinda bir serinlik hissedince külotunun çalindigini farketti. Durumu soföre bildiren Gönül,"Külot giydigime eminim. Iyi ki baska seyimi çalmamislar" dedi.

--Deprem Hattına Sapık Dayandı--

Saglik Bakanligi'nin Deprem Hatti olarak kullandigi telefon hatti cinsi sapiklar yüzünden kilitlendi. Sapiklar, uzmanlara "Cinsel iliski nasil oluyor","Benimle sicak saatler geçirmek ister misin"seklinde garip sorular soruyorlardi

--69 Yüzünden Boguldu--
Kaynak: Wardom yurdumdan yaşanmış komik olaylar - Wardom.Org

Sevgilisi Deniz'in fantezilerine ayak uydurmaya çalisan manav Nihat,canindan oldu.Silivri'deki yazligin bahçesinde seks yaparken"illede suyun altinda 69'u yapalim "diyen Deniz'e uyan Nihat, yüzme bilmediði için boguldu.

--Takmadı diye kaçtı--

Takilara çok meraklı olan Selma Aknur, kocasi takmayinca evden kaçti. Polise başvuran dertli koca Ali Aktur, "Ben ona fazla takamadim,param yoktu. O zengin birine taktiracak galiba. Ama onu seviyorum,onu bana bulun" dedi.

--Boruda Sabahladilar--
Karisi ile geç vakte kadar eglenen Nedim Mimar, anahtarlarini bulamayinca kapida kaldi.Evin önündeki dev su borularinin içinde sabahlamaya kalkan Mimar ailesi sabaha karsi polis, uygunsuz vaziyette yakaladi.

--Boga Kadina saldirdi--

Kirmizi bir elbise çarsiya alisverise giden Dürdane Tokmak, birden karsisýna kara bir boga çikinca çok korktu. Burnundan dumanlar çikan azgýn boga Tokmak a saldirdi. Yaralanan kadin hasteneye kaldirildi.

--Otobüste İçki Servisi--

V.... Turizm'in İstanbul - Ankara hattında hizmet veren bistro otobüslerindeki alkollü içecek servisi, geçen ay kaldırıldı. İçki servisi için, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alınması şartı kondu. Bistro otobüslerinde 1994 yılından beri devam eden alkollü içecek servisi, geçen ay bir şikâyet üzerine kaldırıldı. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu, şikâyet üzerine Varan Turizm'e, güzergâhtaki tüm ilçe belediyelerinden izin alındığı takdirde içki servisi yapabileceğini bildirdi.

--Karı-koca Çıktılar--

Ürdün'de internet aracılıyla tanışıp birbirini seven çiftin sanal aşkı, ilk buluşmanın ardından, karı-koca olduklarını anlamalarıyla son buldu. Petra haber ajansı, Bekir Melhim ve eşinin fikir ayrılığı nedeniyle aylardır ayrı olduklarını, ancak sıkıntı ve şansın çifti internetteki bir sohbet ortamında yeniden buluşturduğunu duyurdu. İnternette kendini bekar, kültürlü, dindar ve okumayı seven biri olarak tanıtan, Adnan takma adını kullanan Bekir, Cemile takma adıyla sohbet ettiği eşi Sana'ya aşık oldu. Giderek büyüyen sanal aşkın ardından çift, evlilik planları yapmaya başladı. Ancak evlenmeden önce yüz yüze görüşmek gerekiyordu ve çift buluşmaya karar verdi. Çift, daha ilk buluşmasında büyük sürprizle karşılaştı. Bekir, Sana'yı gördüğünde 3 kez ''boş ol'' diye bağırırken, Sana bayılmadan önce ''Sen sadece bir yalancısın'' diyebildi.

--Cem Yılmaz Giyindi!--

Okul yıllarından beri ilk kez kravat takan ünlü şovmen, ''K.çım büyük ondan 501 bile giyemedim'' dedi Cem Yılmaz erkek dergisi Boxer'e kapak oldu. Ünlü komedyen okul yıllarından sonra ilk kez kravat bağladı, siyahtan vazgeçti. "Bana hiç bi b.k yakışmıyor. Moda olan hiçbir şey giyemedik biz ya. Hayatımda bir kere 501 giyemedim. Deli gibi moda olduğunda bile." diyen Cem Yılmaz 'Neden?' sorusunada şu şekilde cevap verdi: K.çım büyük. Sadece bu giydiklerim yakışıyor galiba. Giydirdiniz gördük. Aslında ben sizin yerinizde olsam o resimlerin altına şöyle yazarım: "Niye hep siyah giydiğini anladınız mı şimdi?"

--Türüt Yargıtay'dan Kovuldu--

Sahne aldığı programda espri yapmaya çalışan İsmail Türüt’ün “Lamba Kafa” şeklinde seslendiği kişi başsavcı çıktı. Yargıtay’a kadar giderek özür dileyen türkücü, özrü kabahatinden büyük olduğu için kendini affettiremedi. Türüt’ün “Bizim oralarda saygın kişilere lamba kafa denir” açıklaması hemşehrisi olduğunu bilmediği başsavcıyı daha da kızdırdı. Memleketi Rize’de özel bir gecede sahne alan İsmail Türüt, protokol masasını horon tepmeye davet etti. Tanıdığı isimleri “Sayın valim, sayın milletvekilim” şeklinde saygılı bir üslupla sahneye çağıran Türüt, aynı masada oturan başsavcıyı tanıyamadı ve kelliğine gönderme yaparak “Uy, lamba kafa sen de gel” dedi. Ankara ziyaretinde Yargıtay’a giderek “Lamba kafa” dediği savcıdan özür dilemek istedi ama işleri daha da karıştırdı. Başsavcı, eğilip bükülerek “Efendim, siz benim sözlerimi anlamadınız. Bizim memlekette önde gelen saygın isimlere ‘lamba kafa’ denir diyen Türüt’ü “Ben de Hopa’lıyım. Kimi kandırıyorsun? Özrün kabahatinden büyük. Asabımı bozmadan çık git” sözleriyle odasından kovdu.

u olay gerçekten yaşanmış...

Kral TV'nin sarışın, albenili sunucularından biri programında
"Bana ne kadar değer biçersiniz yani benimle evlenmek için ne kadar başlık
parası
verirsiniz?" diye soruyor, ağzını yayarak...
Telefona bağlananlar,"milyarlarımı, evimi, arabamı, varımı, yoğumu, her
şeyimi"
diye sayıp döküyor...
Orta yaş civarında bir bey arıyor; ?
150-160 milyon lira veririm" diyor.
Sarışın sunucu şaşkın, önerilen bu düşük değerin nedenini soruyor, bey de
cevaplıyor;
-"Sen aşağı yukarı 50-55 kilo çekersin değil mi??
-"Eeeee..?"
-"Eeeee'si... Kaşarın kilosu da üç milyon lira civarında...!!!?

Değişik kişilerin başından geçen komik olaylar

1
Bi gün anatomi pratigindeyiz. Ilk defa kadavra
diseksiyonu yapicaz.Hocamiz nasil yapicagimizi
anlatiyo, deriden bahsediyor filan.Ingilizce
tiptayiz
ama herkes Türkçe Ingilizce karisik konusuyor. O
sirada arkalarda duran yabanci bir arkadas, 'How
thick
is the skin?' (derinin kalınlığı nedir) diye
sordu. Hoca da
'Duyamadim çocuklar,
arkadasiniz ne sordu?' dedi. Yanindaki arkadas da
gayet
sakin 'Skin`in kalinligini soruyo.' dedi hocaya.
O da ne dedigini,hoca dahil, herkes kopunca
anladi.

2
Bilirsiniz, bi ara gençlerde cüzdana zincir takip
sarkitma modasi vardi. Istiklal'de yürürken,
yanimdan
bu model bi tip geçiyodu ki adamin teki bombayi
patlatti: "Ne o lan? Köpegin giccina mi kaçti?"
3
Bir gün, belediye otobüsünde giderken, belediye
otobüslerinde pek sik raslayamayacaginiz türden,
çok
güzel ve bakimli bir bayan,oturan bir adamin
ayagina
basti. Kadin gayet üzgün, adama "Kusura bakmayin
beyfendi! Çok özür dilerim!" dedi. Adam, bir
yandan
basilan ayakkabisina bakarken, kadina: "Tamam da
bacim,ayakkabinin a...na koydun!" dediginde biz
zaten olay
yerinde yerde sürünüyorduk.
6
Devlet Tiyatrosundan bi arkadas, bi oyun için mi
ne,
Akçaabat'a gitmis.Ekip olarak sehir merkezine
gelmisler. Kafalarini kaldirinca, koca bir bez
afis
görmüsler.. Söyle yaziyo: "Ben de sporcunun zeki,
çevik
ve ahlakli olanini severim. Akçaabat Belediye
Baskani"
7
Kisa anlatacam; üzerine düsünmeye vaktiniz kalsin.
Bi turist kiralik jipini parketmeye çalisiyor, bir
abimiz de yardim ediyo: "Come with the ball, come
with
the ball". Ne diyim?
8
Ya olmaz böyle bir firlamalik, dinleyin:
Istiklal'in
oralarda, 9-10 yaslarinda, büyük olasilikla
tinerci,
iki çocukla konusuyor polis. Birisine sordu,
"Nerede oturuyorsun
sen, evin nerede senin?". Çocuk: "Evim filan yok,
orada burada uyuyorum".
Polis öbürüne döndü: "Peki, sen?". Ikinci çocuk:
"Komsuyuz!"
9
Hisarüstü-Eminönü otobüsü. Orta yasli bir adam
bindi. Özel halk otobüsü degil. Adam, soföre:
"Biletim
yok, binebilir miyim?". Söför: "Yolculara sor".
Adam
bize döndü: "Binebilir miyim?"

Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma !
- Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.)
- Ha evet.
- Baban kızmıyor mu ?
- yok kızmıyor.
- Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi..
- Hmm ben sağda iniyim.


Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: "Bu düzen değisecektir" Bir vatandaş bağırmış: "Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?"


Hastanenin "Tıbbı Atık" bölümünde görevli; turuncu tulumlu, sırtında
kocaman tıbbi atık yazan ve oldukça çirkin olan yaşlı adama asansör
beklerken: "Ayyy tipe bak valla tam bir tıbbi atık." diyerek laf atan
yapay zekalı kişi benim ablam olur. Bunun üzerine ablamın şişman olduğunu
görüp, "Yük asansörü öbür tarafta, burada boşuna bekleme." diyerek cevap
veren eli öpülesice kişilik ise tıbbi atıktır.


2,5 yaşındaki yeğenimin sütyen görünce verdiği tepki: "Aaaa, meme külodu!"


e münasebet
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"


Çocuklar kimden?
Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.



Toplamda
Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor. Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda gülüşerek konuyu kapatıyoruz.


Köpük köpük
8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...


*Araba sevdası
Annem arabasını torpidosu için dantel örecek kadar çok seviyor. Geçenlerde arabayı çarpmış ve farı kırılmış. Babamın anlattığına göre trafik polisinin önünde "Yavrumun gözü çıktııııı!" diye ağladığı için polisler heyecanlanıp ambulans çağırmışlar.


Hevesli
Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama tek canın var..."


Potansiyel müşteri
Kırmızı ışıkta durduğum anda yanımdan iki motosikletli ışık hızında ve tek tekerlek üzerinde geçti. Ben ağzım açık olayı izlerken yanıma yanaşan 112 ambulansından doktor camı açtı ve bana: ''Gördün mü bizim müşterileri... Hey maşallah!'' dedi.



M : Ben para çekecektim.
B : Hangi hesaptan
M : Benimkinden.
B : Tamam beyefendi de sizin hesap nosu kaç?
M : Bilmiyorum.
B : İsim neydi?
M :Benim gendimin mi?
B : YOK Ebenin ki... (demiyolar tabii böyle şeyler.. : ) )

********

Banka Memuru : Günaydın. sizin işlem neydi?
(bir arkada bekleyen bayan ) : Sohbet etmeyi bırak da işini yap be kardeşim. !

********

MÜŞTERİ : Ben Aycell faturasını bankadan yatırdım. ama hattım borcundan dolayı kapandı.
- nasıl olur? biz aycell tahsilatı yapmıyoruz ki?
- ben oyak'dan yatırdım zaten.
- ?
- ona bi baksak. olmuyo mu? oyak çok kalabalık da...
- olurmu kardeşim. ben nasıl görürüm oyağın hesaplarını?
- şundan baksan?(bilgisayarı gösteriyor.) hani onlar da oradan bakıyo da. olmuyo mu öyle?
- oluyo canım. hatta elim değmişken tapu da, muhtarda falan işin de varsa onu da aradan çıkaralım.

************
- doğum tarihiniz?
- 57
-tam tarih alıyım?
- 1957

***********
(kredi kartları için call center genelde anne kızlık soyismini ve mezun olunan ilk okulu güvenlik şifresi olarak kullanıyor)
- mezun olduğunuz ilk okul?
- ben lise mezunuyum.
- tamam da bana ilkokul adı lazım.
- iyi de ben liseyi bitirdim!
- ?

********
- anne kızlık soyismi?
- bilmiyorum.
- (pratiğiz ya!) dayınız soyismi ne?
- ya bi kart vereceniz taa dayımı karıştırıyonuz. istemem kart mart. (hışımla şubeyi terk eder.)


Nur topu
İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"


Helallik
Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem, veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."

Un merakı Komşumuzun kızı ilk fırıncıya kaçtı. Geri geldi, 5 ay sonra un fabrikasının sahibine kaçtı. Bunlara annesinin yorumu; "Ben bu gızı una doyaramadım!"

Arabam çalındı
2 gece önce arabasını otoparkta unutup eve dolmuşla dönen ve sabah "Arabam çalındı!" diye ortalığı kasıp kavuran salak benim.

Direksiyon eğitimi
Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı öğretiyorum. İzmir'in o zamanki halini bilenler bilir. Üçkuyular-Narlıdere yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın, panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi direğe?"

Kan ve gözyaşının eksik olmadığı 2005 yılında bir nebze de olsa tebessüm ettiren, bazen acaba dedirten bazen de başımıza daha neler gelecek diye düşündüren olaylar meydana geldi.

Tarih boyunca trajedi ve komediyi birarada yaşayan insanoğlu 2005'te de bunlara tanık oldu. İşte duyup da kulaklarımıza inanamayacağımız, görüp de ayık olduğumuzdan şüpheleneceğimiz olaylardan bir demet:

- Almanya'da bir mucit, tabuta cep telefonu monte edilerek geride kalanların gidenlerle hasret gidermesi fikrini ortaya attı.

- Japonya'da trafik kazası sonrası yolun tıkanması üzerine bir öğrencinin çok önemli bir sınava geç kaldığını öğrenen polis, öğrenciye eskortluk ederek 10 dakika içinde sınava yetişmesini sağladı.

- Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesic'e hediye edilen tablonun yerel bir sergiden çalındığı ortaya çıktı.

- İsrail'de eşiyle para konusunda tartışan adam, evdeki kasadan 680 bin doları alıp bahçede yaktı.

- Japonya'da bir bayan, evli olan sevgilisinin hamile olan eşini öldürtmek için 136 bin dolar karşılığında kiralık katil tuttu. Ancak kiralık katil, üstlendiği işte başarılı olamadı. Bunun üzerine bayan, polise giderek kiralık katil hakkında şikayetçi oldu.

- Ay'da arsa satan ABD merkezli Ay Elçiliği adlı sözde emlak şirketi, başarılı uzay çalışmaları yapan Çin'de 8. bürosunu açtı. Ay'daki arsanın dönümünü yaklaşık 10 dolara satışa sunuldu.

- ABD'de taksicilik yapan Afganistanlı bir kişi, yolcunun takside unuttuğu 350 bin doları polise teslim etti.

- Danimarka'da, hapishane görevlilerini atlatarak mahkumların arasına karışan ve gönüllü olarak 1 geceyi içeride geçiren 43 yaşındaki Per Thorbjoern Lonka, ertesi gün yakayı ele verince 2 ay hapse mahkum edildi. Mahkemede, eşek şakası yaptığını söylemesine rağmen ceza almaktan kurtulamayan Per Thorbjoern Lonka bu sefer zorunlu olarak, hem de 2 ay içeride kalacak.

- İsviçre'de Zürih Mahkemesi, küçük arabası olanların indirimli park cezası ödemesine karar verdi. Kararın gerekçesinde 2 küçük otomobilin ancak 1 büyük otomobil kadar yer kapladığı belirtildi.

- Almanya'nın batısında bulunan Monheim şehrinde sarhoş halde araba sürerken lastiği patlayan 31 yaşındaki bir adam telefon edip tamirci yerine polis çağırınca yakayı ele verdi. Sarhoş memur, yanlışlıkla karşısına çıkan polise, "Aracım arızalandı, gelip tamir edin. Elinizi çabuk tutsanız iyi olur; çünkü şu anda oldukça alkollüyüm ve ehliyetim de yok. Her an bir polis otomobili geçebilir" dedi.

EŞEKLERE TATİL

- İngiltere'nin Bournemouth şehrinde görevli polisler araçlarına çarpan otomobilin içinde sadece 3 yaşında bir erkek çocuk görünce oldukça şaşırdı. Daily Telegraph Gazetesi'nin haberine göre 3 yaşındaki Oliver Willment-Coster'ın babası Jeffrey oğlunu yanındaki koltuğa oturttuktan sonra emniyet kemerini bağlayıp kendisine çikolata almak için mağazaya gitti. Bu esnada boş durmayarak el frenini indiren meraklı afacan, vites koluna ve direksiyona yapışarak aracın yokuş aşağı hareket etmesine sebep oldu. Proton marka beyaz araba, 100 metre ötedeki devriye gezen polis aracına çarparak durdu.

- İskoçya'da farklı suçlardan aynı hapishanede yatan ikiz kardeşlerden biri yanlışlıkla diğerinin yerine tahliye edildi. Hapishane idaresi, cezası dolan ve tahliyesini isteyen asıl kişiyi de serbest bırakmak zorunda kaldı.

- İngiltere'de 11 yaşındaki David Dyas adlı öğrenci, yediği elmanın artığını yere attığı gerekçesiyle 50 sterlin (117 YTL) para cezasına çarptırıldı. Doncaster şehrinde okul çıkışı hızlı adımlarla evine gitmekte olan David Dyas, cebinden yanlışlıkla yere düşürdüğü elma artığını ikaz edildikten sonra almasına rağmen evine gelen 50 sterlin ceza makbuzunu görünce gözyaşlarına boğuldu. David Dyas 35 sterlini annesinden geri kalanı da yılbaşında toplayacağı harçlıktan biriktirerek cezasını ödeyecek.

- Çek Cumhuriyeti'nde taksicilerin taksimetrenin ayarıyla oynayarak müşterilerden çok fazla para aldığı şikayetlerinin artması üzerine, Prag Belediye Başkanı, İtalyan turist kılığına girerek bindiği takside taksimetrenin 6 kat daha fazla para yazdığını görünce neye uğradığına şaşırdı. Belediye Başkanı, "Taksimetrenin fazla yazmasını bekliyordum; ama bu kadarına da pes doğrusu" dedi.

- İngiltere'de turistik kasaba olan Blackpool'da belediye meclis üyeleri, eşeklerin çalışma sürelerini belirledi. Buna göre, sahil boyunca turistleri taşıyan eşekler, mesai saatleri dışında çalıştırılamayacak ve haftada 1 gün izin kullanabilecek.

- Almanya'da yanlışlıkla öldü diye kaydedilen bir kadına, yerel idare gerçekten yaşadığını belgelerle ispatlamasını istedi.

- Tayland'da askere giriş sınavında ayakkabılarına gizledikleri cep telefonlarıyla kopya çekmeye çalışan 46 öğrenci, ömür boyu askerlik görevinden men edildi.

- Almanya'da genç bir kadın, eski sevgilisiyle birlikte olan yakın arkadaşının şampuanına tüy dökücü epilasyon kremi koyduğu için 'yaralamaya kast' suçundan 6 ay hafif hapis cezasına çarptırıldı.

- Güney Asya ülkelerinden Myanmar'ın başkenti Yangon'da bir kadın kaplan yavrularını emzirince küçük yavruların ikisi de canlarından oldu.

- Kenya'da bir köpek, terk edilmiş bir bebeği bularak kendi yavrularının yanına götürdü. Daha sonra bulunan bebek hastanede tedavi altına alındı.

- İngiltere'de seyir halindeyken rayda aniden karşısına çıkan keçiyi ezen bir makinist, olayın etkisiyle sürekli kabus gördüğünü belirterek sorumlular hakkında tazminat davası açtı. Davayı kazanan makiniste 66 bin dolar tazminat ödendi.

- İngiltere'de bir postacı çantasına koyduğu zarflardan birinin hareket ettiğini fark edince zarfı açmaya karar verir. Zarfı açan postacı hamster diye bilinen canlı bir tür fareyle karşılaştı.



Sınıf gürültü yapmakta,sınıfta kimse kimsenin dediğini anlamamaktadır…hoca bağırır…
Grup Hepsi Fan Club - yaşanmış komik olaylar *Coğrafyacı: Arkadaşlar aranızda Ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı?
*Sınıf:Espri mi şimdi bu?ııııyykkk..al sustuk hadi…


Yine coğrafya dersi ve yine espri yapma çabası içinde öğretmenimiz…
*Hoca:Bazı ormanlar vardır.Her çeşit ağaç bulunur.Bunlara karma ya da karışık ormanlar denir.Yani karmakarışık orman diye geçmez de karma ve ya karışıktır…
*Sınıf:peki hocam öyle olsun.Devam edelim…


Coğrafya dersi,hoca dersi anlatıyor her zamanki çabalar içerisinde…iğne yapraklı bitkilere örnek vermekte…
*Hoca:Kızılçam,karaçam,sarıçam,yeşilçam vb..Yeşilçam’da genelde film çekiliyor ama neyse…heheheh..
*Sınıf:Aaaa hoca yine espri yaptı bak bak...yazın bunu da


Merdivenlerden çıkarken,bu arada hocalar derse giriyorlar…Geç kaldık derse..Coğrafyacı (yine coğrafyacı,hep coğrafyacı)arkadan derse yetişmeye çalışan telaşlı öğrencilere seslenir…
*Hoca:Hadi hadi uçak gidiyo,çufff çuff…
*Öğrenciler:…!? Uçak ve çuf çuf artık nasıl bi bağlantı kurduysa aralarında…


Coğrafya dersi.Hoca Garig türü bitkilere örnek vermektedir…örnekler ilk dörtle sınırlı kalmalı aslında…
*Hoca:Lavanta çiçeği,kekik otu,yasemin,funda,emine,ayşe …hehehehe emineyle ayşeyi yazmayın sakın…
*X:Hocaaam az kalsın yazıyorduk.ne şakacısınız öyle…(cenabül rabbül alemin)…
*Y:Sabır sabır az kaldı zile…






Dil ve anlatım dersi yine…hoca öğrenciye ödevi yapıp yapmadığını sorar ve devamı işte…
*Hoca:Ödevi niye yapmadın evladım?
*X:Hocam unutmuşum…
*Hoca:Sen dün akşam ne yediğini de unutmuşsundur şimdi…
*X:Yok hocam o kadar da değil onu hatırlıyorum…
*Hoca:Ne yedin bakalım?...
*X:Tavukla pilav yedim hocam…
*Hoca:Tavuk karşında mı oturuyodu yoksa tavuklu pilav mı yedin?..



*X:Hocam günaydın…Nasılsınız?
*Ahmet hoca:Sanane!...
*X:peki…




Coğrafya dersindeyiz.Bildiğiniz üzere her ülkenin nüfusuna göre ayrı yarı nüfus piramitleri var..işte hoca bunu anlatıyor..
*Coğrafyacıemek ki sadece Mısır’ın piramitleri yokmuş.Her ülkenin piramidi varmış…
*Sınıf:!?ııııykkk yani …bunu da yazın!
(bunları yazmak için düzenli bi defter tutuyoruz da…

Olay ODTÜ´de geçiyor...
Dişarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan anca 15-20 kişi var içerde onlar da kâat falan oynuyolar. Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo. Aklina bişey takiliyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye... Hoca eyvallah diyo dönüyo başliyo bütün konuyu yeniden ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyo kiza dönüyosimdi anladin mi diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bi Türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi." Hoca dumur amfi yerlerde...

Helikopterdeki Adam
Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. Kalabaliktan uzak bir fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaşti. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. Biz biraz şaşirdik nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş.

Kampanya

izmir konakta bi köfteci gördüm adam aaagahini açmiş çiğ köfte satiyor. Kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdiği... Aynen iletiyorum: Kampanya ...
TANE: 125 bin
2 TANE 300 bin

Çaycinin prensibi
Abi çaycinin prensibi olur mu demeyin. Bizim çaycinin cama yazdiği yazilar bunlar: 1. Sicak çay 150.000.TL. 2. Saat beşten sonra çay yoktur israrci olmayiniz. 3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin.
mübarek destan yazmış
 
Üst