Sosyeteyi sarsan siyahi bebek skandalı!

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan AliA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Hürriyet Kelebek yazarı Onur Baştürk, bütün İstanbul'un konuştuğu bir hikayeyi köşesine taşıdı dün. Baştürk'ün anlattığı ve İstanbul'un iki tanınmış ailesiyle ilgili öyküyü okuyan herkes şimdi tartışıyor: Kim bu aileler....

Baştürk, dün köşesinde İstanbul sosyetesinin konuştuğu ilginç bir hikayeyi anlattı. Başrolde iki tanınmış ailenin yeni evli oğlu ve kızı var. Genç çift dillere destan bir düğünle evleniyor. Kız hamile kalıyor. Bebek doğana kadar her şey yolunda gidiyor. Ama ne olursa işte bebek doğduğunda oluyor... Yeni evli çiftin zenci bir bebeği oluyor. Ve işte ondan sonra fırtınalarkopuyor... Baştürk'ün yazısı dünden beri çok tartışılıyor, çok konuşuluyor. Şimdi herkesin aklındaki soru şu: Kim bu aileler?

İŞTE BAŞTÜRK'ÜN O YAZISI:

''Tüm şehrin konuştuğu bir acayip hikaye

İlk duyduğumda o klişe tepkiyi ben de verdim, “Yok artık, bu kadarı filmlerde bile olmaz!”

Ama farklı kişilerden aynı hikayeyi duymaya başlayınca, “Şehir efsanesi değil, gerçekten gerçek” denilince bu romantik komedi tadındaki eğlenceli hikayeyi anlatmaya karar verdim.

Eğlenceli dediysem, bana eğlenceli geldi tabii.

Yaşayanlar için zaman zaman gerilim filmi tadında olması hayli doğal.

Hazırsanız, başlıyorum:

Bir kadın ve bir erkek. İkisi de tanınmış ailelerin çocukları.

Evlenmeye karar veriyorlar. Tüm hazırlıklarını tamamlıyorlar.

Düğün iddialı bir yerde: Çırağan’da...

Heyecanlılar, hem de çok.

Düğünden bir-iki gün önce hem kadın hem de erkek ayrı ayrı bekarlığa veda partisi düzenliyor.

Kendi arkadaşlarıyla, kendi gruplarıyla...

Zaten ne oluyorsa o bekarlığa veda partisinde oluyor!

Söylenene göre kadın, kendi bekarlığa veda partisinde alkol duvarını aşıyor, aşıyor, aşıyor ve o gece yaşadıklarını ertesi gün katiyen hatırlamıyor!

Sonraki gün her şey normal seyrinde: Düğün gerçekleşiyor. Balayına çıkılıyor. Çok geçmeden kadın hamile olduğunu öğreniyor. Herkes mutlu, herkes sevinçli...

Doğum için Amerika ayarlanıyor. Orada doğurmak moda ya!

Tüm aile doğuma beş kala Amerika’ya uçuyor.

Ve doğum gerçekleşiyor. Bebek sağlıklı, bebeğin gözleri gülüyor.

Ama kadın şokta, erkek şokta, dahası aileler şokta! Çünkü bebeğin rengi siyah.

Kadın şoku atlatır atlatmaz, ayrıntılarını hatırlayamadığı bekarlığa veda gecesinin kayıtlarına ulaşmaya çalışıyor belleğinde...

Partiye gelen dansçılar... O siyah dansçı... Onunla dans edişi... Onunla tekrar dans edişi... Peki ya sonra?

Anlıyor ki bebek o gecenin meyvesi!

Kocası apar topar Türkiye’ye geri dönüyor.

Ailesi kızlarının bir süre daha Amerika’da kalması için ona yeni bir yaşam/düzen ayarlıyor.

Ve işte bu acayip hikaye şimdi şehrin kafelerinde, pilates salonlarında, ofislerinde dilden dile dolaşıyor.

Filme çekseler ben en çok şunları merak ederdim:

- Siyahi dansçının durumdan haberi oldu mu?

- Kadın, Amerika’daki yaşamına nasıl devam etti?

- Ve koca... Acaba bu olayı nasıl atlattı?''

Onur Baştürk / Hürriyet



Sosyetik gelinin bekarlığa veda gecesinin meyvesi olan siyahi bebeğin babasını TAKVİM buldu. Skandal geceyi anlatan Nijeryalı dansçı, 'Evladıma sahip çıkmazlarsa onu alır, giderim' dedi...

24582713024.jpg


Sosyetenin nur topu gibi skandalı oldu. Çırağan'da evlenen ünlü çiftin bebeği siyahi doğdu. TAKVİM o bebeğin babasını buldu. Bebek şokunu yaşayan siyahi baba, skandal geceyle ilgili konuştu.

'GELİN SARHOŞTU'

"Yok artık" dedirten olay, geçen yaz patlak verdi. Türkiye'nin en tanınmış ailelerinin çocukları, Çırağan Sarayı'nda evlenme kararı aldı. Düğün arifesinde gelin ve damat "bekarlığa veda gecesi" düzenledi. Sarhoş olan gelin, siyahi bir dansçıyla birlikte oldu. Ertesi gün hiçbir şey hatırlamayan gelin, Çırağan'da rüya gibi bir düğünle dünyaevine girdi.

Mutluluklarını bir bebekle taçlandıran çift, doğum için ABD'ye gitti. Bebeğin doğacağı gün bütün aile Amerika'ya uçtu. Ancak mutlu haberi bekleyen aile acı sürprizle yıkıldı. Siyahi bebeği gören damat ve yakınları ilk uçakla İstanbul'a döndü. Boşanmak için avukatına talimat verdi. Partide alkol duvarını aşan gelin ise gözyaşlarına boğuldu. TAKVİM, herkesin merak ettiği biyolojik babaya ulaştı. Skandala imza atan Nijeryalı dansçı A.Y. o gece yaşanan tüm rezaleti ayrıntılarıyla şöyle anlattı: "Boğaz'daki o eve çılgınca şov sergilemek için gittik. Bekarlığa veda partisi olduğunu orada öğrendik. Alkol su gibi akıyordu. Bayanlar müzikle kendilerinden geçmişti. Herkesin delice eğlenirken gelin adayı elimden tutarak boş bir odaya götürdü. Birden öpmeye başladı. Birileri görecek ve işimden olacağım korkusuyla panikledim. Ancak o ısrar edince ben de dayanamadım.

500 DOLAR BAHŞİŞ VERDİ

Çok sarhoştu. Herşey birkaç dakika içinde olup bitti. Gecenin sonunda elime 500 dolar sıkıştırdı. Bir daha kendisini hiç görmedim. Olayı bilen arkadaşlarım gazeteyi görünce beni aradı. Şoke oldum. Bebeğimin olduğunu böyle öğrendim. Çocuğumu istemezlerse, ben sahip çıkarım."

'VAY BAŞIMA GELENLER'

Tam 3 yıldan beri Türkiye'de yaşayan Nijeryalı baba A.Y., başına gelenler için "Kader" dedi. Siyahi baba, "Kimseye konuşmam. Yeter ki çocuk sahipsiz kalmasın" diye konuştu.

TRAJiKOMiK

* Skandal, twitter'da böyle konuşuldu.
* Dansçı zenci olmasa olay arada kaynayıp gidecekti.
* Marjinal insanlar yakışır size ve sizin gibilere...
* Bekarlığa veda partilerinin ismi "siyahi bebeğe merhaba partisi" olarak değiştirildi.
* Bebekler değil, damatlar karışmış.
* Trajikomik...
* Siyahilerin sosyete çıktığı yerde, ırkçılıktan bahsedilemez.
* Sosyetenin bekarlığa vedası böyle olur işte...

MEVLÜT YÜKSEL / Takvim
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Büyük rezalet.
 

pesimist

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Eylül 2005
Mesajlar
18,662
Reaksiyon puanı
2,157
Puanları
3,358
Yaş
41
Zencilerden korkucan arkadaş :D
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Çocuk beyaz olsaymış mutlu mesut yaşamaya devam edeceklermiş anlaşılan. :)

Gerçekten rezalet bir olay.
 

tambjk

Müdavim
Müdavim
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218

Boşanırsın, tazminat davası açarsın sorun hallolur. Size tavsiyem insanları bu şekilde yanlış yönlendirmeyin, günahına ortak olmayın! Hiç kimsenin hayatını almaya hakkın yok!
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Geçende de kocasını döven, aldatan kadını savunuyordun. Feministik var gibi sende biraz :)
 

oslun

Dekan
Katılım
2 Aralık 2008
Mesajlar
7,665
Reaksiyon puanı
33
Puanları
228
Belki damatta o gün garson kızlardan birini hamile bırakmıştır ama kız korkusundan konuşamıyordur? Bekarlığa veda partisinden kasıt başkalarıyla ilişkiye girmekse, kalsın istemez..
 

Kadima

Rektör
Katılım
17 Mart 2011
Mesajlar
11,958
Reaksiyon puanı
841
Puanları
293
olaya mı acırsın geldiğimiz durumlara mı? :thumbdown:

Düğünden bir-iki gün önce hem kadın hem de erkek ayrı ayrı bekarlığa veda partisi düzenliyor.

Bekarlığa veda partisi nedir arkadaş!
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,896
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Boşanırsın, tazminat davası açarsın sorun hallolur. Size tavsiyem insanları bu şekilde yanlış yönlendirmeyin, günahına ortak olmayın! Hiç kimsenin hayatını almaya hakkın yok!

Daha kimlerin nelere hakkı yok bir bilsen.. :) Burada "cinayet sebebi"ni bir deyim olarak kullanmış arkadaş, bu tür deyimleri çok kullanırız; deyimi böyle yorumlamak çok yanlış olduğu gibi, "yumurta kapıya dayanınca özgürlük" talebinde bulunmak da bir acayip. Her şey serbest her şey özgür, her şey normal; en son yaptıklarınla yüzleşmeye gelince, "ee özgürüz ben özgürüm ama?". Elbette.. Yalnız o özgürlüğe sonuçlarına katlanma özgürlüğü de dahil. :)
 

HRNKC

Profesör
Katılım
1 Ağustos 2008
Mesajlar
4,155
Reaksiyon puanı
20
Puanları
218
"Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin."
 

tambjk

Müdavim
Müdavim
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Daha kimlerin nelere hakkı yok bir bilsen.. :) Burada "cinayet sebebi"ni bir deyim olarak kullanmış arkadaş, bu tür deyimleri çok kullanırız; deyimi böyle yorumlamak çok yanlış olduğu gibi, "yumurta kapıya dayanınca özgürlük" talebinde bulunmak da bir acayip. Her şey serbest her şey özgür, her şey normal; en son yaptıklarınla yüzleşmeye gelince, "ee özgürüz ben özgürüm ama?". Elbette.. Yalnız o özgürlüğe sonuçlarına katlanma özgürlüğü de dahil. :)

Bu namus cinayetlerini işleyenlerin birçoğu bu tür yalan yanlış deyimlerle yetiştirilen gençler, bunu da unutmamak gerek. Bu tür deyimleri çok kullanıyor olmamız bir mazeret değil, kullanmamamız gerekli. Benim yanlış(sana göre) yorumlamam konusunda gösterdiğin hassasiyeti, bu deyimin ortaya çıkartabileceği faleketler konusunda da göstersen daha doğru olurdu bence:) Nihayetinde benim yaklaşımımım belki hayat kurtarır bilemem, ama sizin ki için öyle birşey söyleyebilir miyiz, kime ne faydası olabilir?
 

Hello Kitty.

Müdavim
Müdavim
Katılım
14 Ağustos 2008
Mesajlar
12,240
Reaksiyon puanı
104
Puanları
3,243
İyide gerdek gecesinde herif fark etmemiş mi?? kadının, kendisinden önce bir başkası ile ilişkiye girdiğini :blink:
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,896
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Bu namus cinayetlerini işleyenlerin birçoğu bu tür yalan yanlış deyimlerle yetiştirilen gençler, bunu da unutmamak gerek. Bu tür deyimleri çok kullanıyor olmamız bir mazeret değil, kullanmamamız gerekli. Benim yanlış(sana göre) yorumlamam konusunda gösterdiğin hassasiyeti, bu deyimin ortaya çıkartabileceği faleketler konusunda da göstersen daha doğru olurdu bence:) Nihayetinde benim yaklaşımımım belki hayat kurtarır bilemem, ama sizin ki için öyle birşey söyleyebilir miyiz, kime ne faydası olabilir?


Deyimlerle kimse cinayet işlemez, paranoyak olmayalım. Bu şekil pamuk şekerinden düşünceler kimsenin hayatını kurtarmaz. Fakat benim söylediğim fikir ise şöyle; özgürlüğün ölçülü ve doğru tanımı uygulandığında, bizler insan olarak yaşamayı öğreneceğiz; eşlerimizi başkasından çocuk yaptığında "medenice" boşamayı değil; aldatmamayı öğreneceğiz; böylece bu saçma sorunlar ve başkasının hakkına tecavüz hiç olmayacak. Çok daha iyi bir çözüm değil mi?

Yani sen diyorsun ki kadın erkek istediğimizi yapalım, birbirimizi özgürce aldatalım, ortaya çıktığında da medenice boşanmayı bilelim. Ben ise diyorum ki bu saçmalıklar hiç olmasın.

Dilediğini yap, başkasının hakkını gasp et ve fakat bu yaptığının sonuçlarıyla yüzleşince kendi haklarını hatırlat. Maalesef, geçersiz işlem. :)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,896
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Hocam daha dün ben savaşsa savaş diye insani bir tepkiyle haykırırken keşke bu kadar anlayışlı olabilseydiniz. :)

Var bir empoze durumu ama çözeriz elbet... :)

Güzel kardeşim, toplumun büyük kesiminin "savaşsa savaş" demesi, bir ülkeyi savaşa sokar. Toplumun büyük kesiminin evli kişinin başkasından çocuk yapmasını normal karşılaması, sosyal hayatın çöküşünü ve toplu boyun eğmeyi getrir. Bütün bunlara karşılık neredeyse herkesin kullandığı "cinayet sebebi" deyimi ise günlük dilde kullanılan sıradan bir sözdür; toplumları yönlendiren sosyal bir olgu değildir.
 

topalsolucan

Rektör
Katılım
25 Mart 2010
Mesajlar
15,673
Reaksiyon puanı
555
Puanları
293
"Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin."

hepsi bir yana da bu söz canımı acıttı ya la.
 

drjacob

Müdavim
Müdavim
Katılım
7 Mayıs 2013
Mesajlar
4,193
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
771
Puanları
293
bu da haberin devamı part 2
Sosyetik gelinin bekarlığa veda gecesinin meyvesi olan siyahi bebeğin babasını konuştu. Skandal geceyi anlatan Nijeryalı dansçı, ‘Evladıma sahip çıkmazlarsa onu alır, giderim’ dedi.
Sosyetenin nur topu gibi skandalı oldu. Çırağan Sarayı’nda evlenen ünlü çiftin bebeği siyahi doğdu. Takvim gazetesi o bebeğin babasını buldu. Bebek şokunu yaşayan siyahi baba, skandal geceyle ilgili konuştu.


‘GELİN SARHOŞTU’
“Yok artık” dedirten olay, geçen yaz patlak verdi. Türkiye’nin en tanınmış ailelerinin çocukları, Çırağan Sarayı’nda evlenme kararı aldı. Düğün arifesinde gelin ve damat “bekarlığa veda gecesi” düzenledi. Sarhoş olan gelin, siyahi bir dansçıyla birlikte oldu. Ertesi gün hiçbir şey hatırlamayan gelin, Çırağan’da rüya gibi bir düğünle dünyaevine girdi. Mutluluklarını bir bebekle taçlandıran çift, doğum için ABD’ye gitti. Bebeğin doğacağı gün bütün aile Amerika’ya uçtu. Ancak mutlu haberi bekleyen aile acı sürprizle yıkıldı. Siyahi bebeği gören damat ve yakınları ilk uçakla İstanbul’a döndü. Boşanmak için avukatına talimat verdi. Partide alkol duvarını aşan gelin ise gözyaşlarına boğuldu.

Herkesin merak ettiği biyolojik babaya ise ulaşıldı. Skandala imza atan Nijeryalı dansçı A.Y. o gece yaşanan tüm rezaleti ayrıntılarıyla şöyle anlattı:
“Boğaz’daki o eve çılgınca şov sergilemek için gittik. Bekarlığa veda partisi olduğunu orada öğrendik. Alkol su gibi akıyordu. Bayanlar müzikle kendilerinden geçmişti. Herkesin delice eğlenirken gelin adayı elimden tutarak boş bir odaya götürdü. Birden öpmeye başladı. Birileri görecek ve işimden olacağım korkusuyla panikledim. Ancak o ısrar edince ben de dayanamadım.
500 DOLAR BAHŞİŞ VERDİ
Çok sarhoştu. Her şey birkaç dakika içinde olup bitti. Gecenin sonunda elime 500 dolar sıkıştırdı. Bir daha kendisini hiç görmedim. Olayı bilen arkadaşlarım gazeteyi görünce beni aradı. Şoke oldum. Bebeğimin olduğunu böyle öğrendim. Çocuğumu istemezlerse, ben sahip çıkarım.”
‘VAY BAŞIMA GELENLER’
Tam 3 yıldan beri Türkiye’de yaşayan Nijeryalı baba A.Y., başına gelenler için “Kader” dedi. Siyahi baba, “Kimseye konuşmam. Yeter ki çocuk sahipsiz kalmasın” diye konuştu.
 

tambjk

Müdavim
Müdavim
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Deyimlerle kimse cinayet işlemez, paranoyak olmayalım. Bu şekil pamuk şekerinden düşünceler kimsenin hayatını kurtarmaz. Fakat benim söylediğim fikir ise şöyle; özgürlüğün ölçülü ve doğru tanımı uygulandığında, bizler insan olarak yaşamayı öğreneceğiz; eşlerimizi başkasından çocuk yaptığında "medenice" boşamayı değil; aldatmamayı öğreneceğiz; böylece bu saçma sorunlar ve başkasının hakkına tecavüz hiç olmayacak. Çok daha iyi bir çözüm değil mi?

Yani sen diyorsun ki kadın erkek istediğimizi yapalım, birbirimizi özgürce aldatalım, ortaya çıktığında da medenice boşanmayı bilelim. Ben ise diyorum ki bu saçmalıklar hiç olmasın.

Dilediğini yap, başkasının hakkını gasp et ve fakat bu yaptığının sonuçlarıyla yüzleşince kendi haklarını hatırlat. Maalesef, geçersiz işlem. :)

Bu deyimler senin dediğin kadar masum değil, bağnaz bir zihniyetin yansıması, birbirimizi kelime oyunlarıyla kandırmayalım. Benim düşüncem pamuk şekeriyse senin ki olsa olsa pamuk şekeri görünümlü kabak tatlısı olur. Yoksa "özgürlük" dediğin şeyin aslında ne olduğunu forumda seni tanıyanlar az çok bilir.

Ayrıca ben bu forumda hiçbir zaman kadın ve erkeğin istediklerini yapmalarını ve birbirlerini aldatmalarını savunmadım, " yani sen diyorsun ki" diyerek vermek istediğin "cici" fikirlerine karşılık beni karşıt pozisyona koyman hoş olmamış.

Demek istediğim şey gayet basit, eğer hata yapan olursa bunu ona canıyla ödetmeye kimsenin hakkı yok.
 

Hafiye

Profesör
Katılım
30 Nisan 2009
Mesajlar
2,092
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Hancı sarhoş, yolcu sarhoş, ne halt etsin odabaşı :D

i8P4trB.gif
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Biraz şehir efsanesi gibi geldi bana birde Doğru ise işler yaş babasız Çocuk yıkılan bir aile acı gözyaşı .
 

evowinds

Dekan
Katılım
2 Kasım 2008
Mesajlar
9,100
Reaksiyon puanı
174
Puanları
243
Kimmiş bunlar merak ettim. Artık yeni doğan çocuklara DNA testi yaptırmak farz oldu...
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Sosyetik geline tuzak mı kuruldu?

Hepinizin bildiği gibi sosyete ve iş dünyası birkaç gündür, zenci bebek skandalıyla çalkalanıyor. Yazar Onur Baştürk'ün köşesinde yer verdiği ve ertesi gün neredeyse tüm medyada yer alan, inanması güç ama bir o kadar da gerçek olan bu olay, ne günlere geldik, diyecek kadar da ağzımızı açık bırakacak türden bir haberdi. Aslında olayın yazılış amacı, pek çok zengin insanın ikili ilişkilerini ne kadar da dejenere yaşadığını gözler önüne seren bir durumdu. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bence çok daha ciddi bir durum söz konusu...

Olay, Türkiye'nin önde gelen iki ailesinin çocuklarının başına gelen üzücü bir durum. Kısaca hatırlatmak gerekirse, bu mutlu çift, düğün öncesinde bekarlığa veda partisi yapmak ister. Gelin ve damat ayrı ayrı parti düzenler. Fazla alkol alan güzel gelin, partisindeki dansçılarla çılgınlar gibi dans ederken, olayı bir adım daha ileriye götürerek, ne yazık ki bu dansçılardan biriyle birlikte olur. Ertesi gün hiçbir şey hatırlamayan gelin kızımız çok özel bir mekanda düzenlenen düğün töreni ile sevdiği adamla evlenir. Düğünden bir süre sonra kızımız hamile olduğunu anlar ve eşiyle birlikte, yeni gelecek olan bebek sevinciyle doğum için Amerika'ya gider. Doğum olur ama bebek, tam anlamıyla herkesi şaşkına çevirir. Masum bebeğin, anne ya da babaya benzemesini bırakın, ten rengi siyahtır.

Kızımız ise düğünden önce ki gece bekarlığa veda partisinin sonunda olanları hatırlar. İki ailenin de dünyası kararır ve güzel bir yuva dağılır. Asıl sıkıntı ise medyaya düşen ve herkesi şaşırtan bu olayın tabii ki sosyetik mekanlarda anında dilden dile dolaşmaya başlaması ve film tadında daha da büyütülerek gündeme oturması.

Allah kimseye böyle bir durum yaşatmasın. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri. Söz konusu olaya bakıldığında bende herkes gibi "Yok canım, o kadar da değil, çivisi çıktı artık bu gençliğin ve gözü doymaz bir kesimin eğlencelerinin." dedim. Şunu da belirtmek isterim ki, olay gerçektende böyle ise...

Ancak olaya bir başka taraftan da bakmak gerekir diye düşünüyorum. Eğlencenin dozu ne kadar kaçarsa kaçsın, ne olursa olsun, sarhoş olup, hatırlamamak diye bir şey olamaz. Bence bu kızımızın da -her kimse- gözünün önünü görmeyecek kadar bu şekilde düğün arifesinde sarhoş olması, yaşadığı olay sonrası da bir erkek gibi düşünerek –dansçı erkeğin yaptığı açıklamaya göre- 500 Dolar vererek olayı kapatmaya ve unutturmaya çalışması bana çok da mantıklı gelmiyor. Belki de, bir bayan olarak gerçekten bu kadarına inanmak istemiyorum.

Düşünün, her genç kızın rüyası, telli-duvaklı evlenmektir. Sevdiği gençle evlilik hazırlığı içerisinde bulunan bir kız, bunu isteyerek yapabilir mi? Ya da velev ki mutluluktan çok sarhoş oldu. Bu kızın etrafında hiç mi bir seveni, arkadaşı, akrabası ya da çalışanı yoktu da engel olmadı? Açıkçası bunun kıza ya da damada hazırlanmış bir komplo olduğunu düşünüyorum ya da öyle düşünmek istiyorum.

Zaman çok kötü. Her ne kadar çok dost gibi görünen insanların olduğu bir dünyada yaşıyor olsak da, mutluluğu kıskanan, yerine geçmek için uğraşan, öncesinde ya da sonrasında kuyruk acısı olan kızda ya da erkekte gözü olabilecek insanların da olabileceği bir dünyada yaşıyoruz maalesef.

Belki gerçekten kıza dost gibi görünen ama gözü müstakbel eşinde olan bir arkadaşının oyununa getirilmiş olabilir. Kim bilir?

Kızın hiçbir şey hatırlayamaması, aklıma, acaba kızın içkisine bir şey katılmış olabilir mi, sorusunu getiriyor. Kızın belki de hiçbir suçu, günahı yok, belki de oyuna getirildi. Kim bilebilir? İnanın, öyle şeytan düşünceli insanlar var ki, her şeyi yapabilirler. Bu yüzden, bence bu konu, kim - hangi aile olduğundan çok, nasıl ve kimler tarafından bu hale getirildiği araştırılmalı ve açıklanmalı. Bu durum için medyatik olmasından ziyade, suç teşkil eden bir konuda olabilir. Düşünsenize bu işi yapan ve karşılığında 500 dolar aldığını söyleyen, olayın diğer kahramanı susması gerekirken, gazetelere çıkıp, açıklama yapıyor. Bu adam, daha kişilerin adı bile açıklanmamışken, nasıl oluyor da hemen, o kişi bendim, diyebiliyor. Bugün bunu konuşan, yarın biraz daha fazla verene neler anlatmaz.

Bunlar bana hep sanki birileri tarafından daha önceden hazırlanmış, planlanmış bir organizasyon gibi geliyor. Aileye ya da bu gençlere zarar vermek isteyen biri, dönüşü olmayan bir şekilde bu mutluluğu kıskanan, intikam almayı isteyen ya da bu güzel evliliği bozmaya çalışan biri olabilir. Medyada yazılanlara ve konuşulanlara göre kızın yaptığı, yenilir, yutulur şeyler değil. Ancak, bunların kaçta kaçı doğru diye düşünmek lazım. Bir genç kızın da böylesine bir olayı yaşayacak ve hatırlamayacak kadar, hatta bırakın hatırlamayı para verip bir erkek gibi üstünü kapatacak kadar dejenere olmasının, hala bana çok inandırıcı gelmediğini söyleyebilirim.

Belki de ben olayı, bu yönünden görmek istiyorum. Üzgünüm, bu konulardaki cahilliğime ya da geri kafalılığıma verin ama hala bu işin kıza hazırlanmış bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ve bu konunun yasal çerçeve doğrultusunda, gizlilik şerhi kararında incelenip, gerçeğin bulunması - ki belki de doğrudur- asıl kişilerin cezalandırılıp, hatta gençlere de bu kişilerin kim olduğu söylenmelidir.

Bence konu burada, ne kızı, ne de damadı eleştirmek ya da suçlamak olmamalı. Onlar zaten şu anda içinde bulundukları durumdan yeteri kadar ceza aldılar ama suçlu ama suçsuz, bilinmez... Keza aileler de öyle. Ve unutulmamalı ki kimse, benim başıma gelmez, demesin lütfen. Bugün sevdiği adam tarafından uyutulup, kasetleri çekilerek internete ve tüm medyaya dağıtılmış ve bu konuda mağdur olmuş çok ciddi bir örnek ya da örnekler var. Bence, asıl bunları yapan ya da yapılmasına meyil veren kişiler bulunmalı ve cezalandırılmalı. Gerekirse gençlere, kimseye güvenilmemesi gerektiği defalarca anlatılmalı.

Eskiden bize, sakın ağzı açık şişeden ya da bardağa doldurulan bir sudan bile içme, derdi büyüklerimiz. Bu sözler hala da kulağıma küpedir. Ne kadar doğruymuş.

Bugün bu haberleri okudukça hala bu yaşta, bana neredesin, diye soran anneme kızamıyorum artık. Gerçekten yaş kaç olursa olsun belki de insanın hep korkacağı, sayacağı, hesap vereceği bir yerler olmalı diye düşünüyorum. Yoksa baksanıza, eğlence sınırları bile ne hale gelmiş ve neleri kabul edip, güler hale gelmiş dejenere bir toplum içerisinde yaşıyoruz. Bu mudur bizim çocuklarımıza ve geleceğe bırakacağımız örnekler? Bu mudur? Aile değerleri ar, namus, şahsiyet, kişilik, sadakat kavramları...

Çok acı, geçekten çok acı...

İsterdim ki her köşede yer alan bu haber bir de bu yönünden incelensin, yazılsın, çizilsin. Hatta gençlere örnek olabilecek hatalar üzerinde oturup, tartışılsın, programlar yapılsın. Burada amaç inanın, kimin ne yaptığından çok, nasıl bu duruma düşürüldüğü olmalı. Bence, bize ya da yeni nesle gerekli olan kısım bu. Bırakalım o iki genci, sosyetik aileyi. Onlar şu an zaten kendi dünyalarında bunun üzüntüsünü yaşıyorlar. Biz bu duruma neden ve hangi hatalar sonucu gelindiğini, örnek teşkil eden bu hayatları irdeleyelim ve anlatalım. Anlatalım ki diğer çocuklar bu hataları yapmasın. Diğer gençler bu tuzaklara düşürülmesin. Saçma sapan entrika dolu, reyting getiren diziler yerine, iyi bir nesil yetiştirmek adına örnek teşkil eden programlar yapılmalı, diye düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla...

Nilgün Çolak / Medyafaresi
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
[MENTION=57675]nilgün[/MENTION] Çolak pek inandırıcı gelmedi ortaya attıgın tez :)

Nilgün diye üye varmış :P
 
Üst