- Katılım
- 22 Nisan 2017
- Mesajlar
- 25,739
- Çözümler
- 8
- Reaksiyon puanı
- 24,994
- Puanları
- 113
Kendim de üniversite öğrencisi olduğum için bu durumdan oldukça şikayetçiyim. Bununla ilgili birçok araştırma yaptım acaba bu durum sadece benim üniversiteme özel bir durum mu diye. Halbuki Çukurova Üniversitesi, 70.000 binden fazla öğrenci sayısıyla Türkiye'nin köklü ve önde gelen üniversitelerinden birisi. Tıp, mühendislik, hukuk gibi önemli alanlarda genelde ilk 10 üniversite arasında. Hal böyleyken o zaman ülke genelinde bir sorun var diye düşündüm.
Scopus and Web of Science adlı kurumun istatistiklerine göre, Türkiye'de 130 devlet, 73 vakıf üniversitesi arasından 68 tanesinin rektörünün yaptığı toplam uluslararası yayın sayısı 0. 71 rektörün de aldığı atıf sayısı 0. Geriye kalanların rakamları da pek iç açıcı değil. Ayrıca, baktığım zaman ODTÜ ve İTÜ gibi yüksek üniversiteler de dahil, genel anlamda bir kalite düşüşü veya çağı yakalayamama mevcut. Önceden ODTÜ gibi 4-5 üniversitemiz Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında yer alırken bu sene bizden kimse yer almamış. Eğitim sistemi rezalet. Hocaların denetlenme mekanizması yok maalesef. Bence ana sorun, akademisyen olmak isteyen kişilerin aynı zamanda öğretmen olacağını kavrayamaması. Belki akademisyen olmuş kişilere aynı maaşla lise öğretmenliği teklif edilse çoğu kabul etmez. Çünkü o rahatlık yok. Canının istediği gibi ders anlat, istersen derse gelme, sınavları araştırma görevlisi okusun vs mis gibi iş. Elle tutulur hocaların sayısı çok az. Bakın hiç yok demiyorum az. Beyin göçünün bu denli artmasını da anlayabiliyorum zaten.
Mesela kendimden örnek vereyim. MIT, belki çok uç bir örnek olacak ancak bilgisayar müh. okuyan kişiler orada harika sınıflarda eğitim alıyor. Hoca geliyor Mac bilgisayarını bağlıyor devasal akıllı tahtalarına, hem dersini anlatıyor hemde canlı canlı kodunu yazıyor. Öğrenciler gelmiş mis gibi anfiye laptoplarıyla, hepsi bilgisayarında aynı kodu yazıyor sonra hocanın verdiği örnekleri çözmeye çalışıyor. Bizde, hoca geliyor slaytı koyuyor önüne oku oku geç. Ne bir uygulama, ne bir örnek çözme hiçbiri yok.
Tamam belki biz müthiş öğrenciler değiliz. Ancak kimse mi değil arkadaş. Ben şundan yoruldum. Hiçbir alanda insana kolaylık sunulmuyor bu ülkede artık. Bir yere geleceksen, tırnaklarınla kazıyarak değil deşerek gelmen gerek hatta tırnaklarının kopması gerek. Şikayetim budur. Yoksa çabalamayan insana en iyi şartları ver yine olmaz ancak bizde şart yok arkadaş. Öğrenciyi, insanı motive eden durumlar yok.
Scopus and Web of Science adlı kurumun istatistiklerine göre, Türkiye'de 130 devlet, 73 vakıf üniversitesi arasından 68 tanesinin rektörünün yaptığı toplam uluslararası yayın sayısı 0. 71 rektörün de aldığı atıf sayısı 0. Geriye kalanların rakamları da pek iç açıcı değil. Ayrıca, baktığım zaman ODTÜ ve İTÜ gibi yüksek üniversiteler de dahil, genel anlamda bir kalite düşüşü veya çağı yakalayamama mevcut. Önceden ODTÜ gibi 4-5 üniversitemiz Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında yer alırken bu sene bizden kimse yer almamış. Eğitim sistemi rezalet. Hocaların denetlenme mekanizması yok maalesef. Bence ana sorun, akademisyen olmak isteyen kişilerin aynı zamanda öğretmen olacağını kavrayamaması. Belki akademisyen olmuş kişilere aynı maaşla lise öğretmenliği teklif edilse çoğu kabul etmez. Çünkü o rahatlık yok. Canının istediği gibi ders anlat, istersen derse gelme, sınavları araştırma görevlisi okusun vs mis gibi iş. Elle tutulur hocaların sayısı çok az. Bakın hiç yok demiyorum az. Beyin göçünün bu denli artmasını da anlayabiliyorum zaten.
Mesela kendimden örnek vereyim. MIT, belki çok uç bir örnek olacak ancak bilgisayar müh. okuyan kişiler orada harika sınıflarda eğitim alıyor. Hoca geliyor Mac bilgisayarını bağlıyor devasal akıllı tahtalarına, hem dersini anlatıyor hemde canlı canlı kodunu yazıyor. Öğrenciler gelmiş mis gibi anfiye laptoplarıyla, hepsi bilgisayarında aynı kodu yazıyor sonra hocanın verdiği örnekleri çözmeye çalışıyor. Bizde, hoca geliyor slaytı koyuyor önüne oku oku geç. Ne bir uygulama, ne bir örnek çözme hiçbiri yok.
Tamam belki biz müthiş öğrenciler değiliz. Ancak kimse mi değil arkadaş. Ben şundan yoruldum. Hiçbir alanda insana kolaylık sunulmuyor bu ülkede artık. Bir yere geleceksen, tırnaklarınla kazıyarak değil deşerek gelmen gerek hatta tırnaklarının kopması gerek. Şikayetim budur. Yoksa çabalamayan insana en iyi şartları ver yine olmaz ancak bizde şart yok arkadaş. Öğrenciyi, insanı motive eden durumlar yok.