Los cuerpos incorruptos / Bozulmayan bedenler

Bu konuyu okuyanlar

PatavatsiZ

Doçent
Katılım
15 Mart 2013
Mesajlar
719
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Hayatlarını inançlarına adamış bazı (Hristiyan) aziz ve azizelerin sıradan ölümlülerden farkı öldükten sonra da ortaya çıkmış. Zira; araştırma ya da nakil gibi sebeplerle mezarları açılan bu kutsal kişilerin cenazelerinin ya hiç bozulmadığı, ya da pek az bozulduğu görülmüş. Bu durumu bilimsel gerekçelerle açıklamak kimi zaman mümkünse de, inanç ve ona bağlı mucize olarak kabûl etmek daha çekici gelmiş insanlara, hoş bana da öyle geliyor ya. Kendileri için yapılan gayet süslü, özel kristal tabutlar içine, işlemeli ipek yastık ve yataklara uzatılarak yerleştirilen bu kutsal bedenler öldükleri zamanki kıyafetleri içinde, hâttâ başlarına ya da çevrelerine yerleştirilen çiçekler ve parmakları arasındaki tespihleri ile birlikte öylece durmaktalar. Bir tür masal çağrışımı bu elbette ama kimilerinin (özellikle de şehitlerin) taşıdığı yaraları gördüğünüzde sanki az önce düşüp ölmüşler gibi bir gerçeklik rüzgârıyla ürperiyorsunuz. Yahût; bazıları o kadar gerçek ve canlı görünüyor ki sağdan sola dönseler şaşırmayacaksınız sanki.

Tıpkı San Carlos de Sezze gibi; kendisi 1670 yılında ölmüş ve 1875'te ilk kez aziz ilân edildikten sonra 1959'un Nisan ayında yeniden aziz olarak kutsanmıştı. Ayaklarınızın ucuna basarak sessizce çıkma hissi veren bu sakin uykunun tam 337 yıldır sürdüğünü düşününce azizin sanki birazdan uyanıp kalkıverecekmiş gibi görünmesi hiç gerçekçi gelmiyor insana, tamam ama o kadar çok benzer örnek var ki araştırdıkça işin içinden çıkmak gerçekten güçleşiyor...

Roma%252520-%252520San%252520Francesco%252520d%252527Assisi%252520a%252520Ripa%252520Grande%252520-%252520San%252520Carlos%252520de%252520Sezze.jpg


Santa Verónica Giuliani de 1727'den bu yana uyumakta. Hayatını muhtaçlara yardım ve ibadetle geçiren bu kutsal bakire henüz 16 yaşındayken manastıra girmiş. Kayıtlara göre 67 yaşında vefat etmiş ama bana sanki daha gençmiş gibi göründü. Bu kutsal bedenler özel kristal tabutlar içinde muhafaza ediliyor ve üzerlerindeki giysiler tamamen orijinal. Kumaşların da bunca seneye hasarsız dayanmaları ayrıca enteresan, renk solmaları ya da kurdele ve dantellerin sararması hariç tabii. Bazı kişiler bu kristal tabutların içindeki havanın tamamen boşaltıldığını ya da içeriye koruyucu özellikte bazı gazlar verildiğini iddia ediyor. Bazı kutsal ölülerin cildinde kararmalar ve çökmeler olmuş, kimileri buruşup büzüşürken kimileri neredeyse tamamen dağılmış, kemiklerin üzerini örten kararmış kuru deri tabakası ile şatafatlı kıyafetler giydirilmiş iskeletler halindeler. Ama bazıları da var ki; biraz daha yakına gitseniz sanki camın yüzeyinde nefeslerinin bıraktığı buğuyu göreceksiniz, camı tıklatsanız gözlerini açıp bakacaklarmış gibi, sadece solgun ve bu nedenle yorgun görünüyorlar, o kadar.

St.Verónica'nın cilt rengi de biraz balmumu yardımı ile doğal görüntüye kavuşturulmuş. Ancak; çoğu kişinin iddia ettiği gibi bu bedenler özel tekniklerle tamamen mumyalanmış değil, hele Londra'daki meşhur mumya müzesindekiler gibi asla sonradan yapılmış değiller, havadan mı, sudan mı, inançtan mı bilemem, bir şekilde bozulmadan kalmışlar işte...
santa-veronica-giuliani.jpg



Fransa'da yaşayıp ölen ve Lourdes'in azizesi olarak bilinen Bernadette Soubirous'un hikâyesi 1844-1879 yılları arasındaki kısa hayatıyla sınırlı değil çünkü öldükten sonra da mucizeleri devam etmiş. Istıraplarla dolu hayatını ve Hz.Meryem ile karşılaşmalarını anlatan kitabı okuyalı epey olmuştu ama doğrusu böyle bir fotoğrafını bulmayı beklediğimi söyleyemeyeceğim. Bu kutsal bakirenin mezarı da çeşitli sebeplerle birkaç kez açılmış, genel olarak bozulmadığı ve hoş bir gül kokusu yaydığı görülmüş, ayrıca bu durum doktor raporları ile de belgelenmiş. Yıkandıktan sonra (niyeyse?) yeniden gömülen bedenin hava ile teması sonucu alt kısımlarında kararmalar başlayınca balmumu ve bazı kimyasallarla desteklendiği biliniyor.

Son olarak 1925'te, Nevers'daki St.Gildard Kilisesi'ne nakledilen beden için özel bir kristal tabut yapılmış ve ölümünden sonra bile çilesi bitemeyen azize artık bir daha rahatsız edilmemek üzere (umarım!) yerine yerleştirilmiş...
bernprof.jpg



1879'da vefat ettiğinde henüz azize olmayan çilekeş Bernadette işte böyle görünmekteymiş. Genç rahibenin ölüm halindeki yüzünü görüp Hz.Meryem tasvirlerine benzetenler epey fazlaymış, pek haksız sayılmadıkları ortada. Masabielle mağarasında Hz.Meryem ile defalarca karşılaşan ve O'ndan mesajlar alan bu yoksul köylü kızının rotası ansızın değişen mütevazı hayat hikâyesinin sonunda ''azize''likle buluşması mıdır asıl ilginç olan, yoksa ölümünden sonra ikide bir mezarından çıkarılan bedeninin tazeliğini muhafaza etmesi mi, bu kişiye göre değişebilir kuşkusuz ama, beni gördüğüm diğer bozulmamış kutsal bedenler içinde en fazla etkileyen St.Bernadette oldu diyebilirim.
 
Üst