Yüreğim

red-bird

Profesör
Katılım
1 Şubat 2008
Mesajlar
4,115
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
Yüreğim

Kan damlıyordu gözlerinden
Yüreğin yangın yeri olmuş
Can çekiştiğini görmek mutluluk vermeliydi oysa bana
Ama ben
Yine uzattım ellerimi sana
Sildim gözlerini once, kanlar bana bulaştı
Su döktüm yüreğine, benim üzerim ıslandı
Sen yine gittin onu sevdin, Yüreğim
Oysa peşin sıra, o başka kollara uzandı
Islaklığı sende, kanları gözlerinde kaldı, yüreğim
Ben sana nasıl söz geçireyim

red-bird
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Yürek bir kere sevdiyse sonu ne olursa olsun kimseleri duymaz bile...

Emeğine sağlık red-bird...
 

red-bird

Profesör
Katılım
1 Şubat 2008
Mesajlar
4,115
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
*SiRiNe* dedi ki:
Yürek bir kere sevdiyse sonu ne olursa olsun kimseleri duymaz bile...

Emeğine sağlık red-bird...

kimseleri duymayıp, dinlemediği gibi kendi kendine acı çektirmekten de vazgeçmez ! sonra yine sil baştan...
ah yüreğim...

 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Evet hep sil baştan baştan başlıyoruz tamiri mümkün değil çünkü olsa bile eskisi gibi ilk günki gibi olmuyor...

İşte bu yüzden ardına bakmada sil baştan....
 

kullanıcı

Profesör
Katılım
10 Mart 2008
Mesajlar
3,800
Reaksiyon puanı
2
Puanları
218
Gönül affeder her zaman,
Mantık düşman olur o zaman.
İnsana özgüyse hatalar,
Affetmek Yaratanın şanından.
Derler ki,
Gözler anlatır herşeyi.
Göremedin oysa gözlerimi.
Çözemedin içindeki gizemi.
Çünkü bir kez bile
Bakmadın bu gözlere.


Teşekkürler red-bird. %(
 

red-bird

Profesör
Katılım
1 Şubat 2008
Mesajlar
4,115
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
Ben teşekkür ederim kullanıcı ^^
 

wenus

Asistan
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
126
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
SUS YÜREĞİM

Aşağıdakilerden hangisi daha zordur?

a) gitmek
b) kalmak
c) mızıkçıyla oyun oynamak




“Sus yüreğim. Feryat etme.
Çığırtkanlara yaraşır bu yaptığın, bir de küçük kız çocuklarına. Oysa sen büyüdün, çığırtkan da olmadın hiçbir zaman.



Sen bilir miydin sormadığım soruların cevaplarını. Bir açık kapı olsaydı, güneşi de baharı da getirebilir miydin? Anlar mıydın dilimden, konuşmadan susar mıydık öylece. Yoksa yeni bir alfabe mi yazardın her harfi bir çiçekten.


Bilir miydin neden bu kadar korktuğumu. İçimdeki korkunç yalnızlığı, katran karası geceyi, düş düş sonu gelmeyen uçurumu. Okur muydun gözlerimdeki hüznü, kendime bile kapattığım kapıları açabilir miydin?


Sağlam dur yüreğim.
Etrafa saçma kıvılcımları.
Geldiğimiz gibi gideceğiz bu bahçeden.
Gitmeye de biliriz. Gitmeyi de biliriz.


Sağlam dur yüreğim..
Ne içindeki çığlığı büyüt dalga dalga, ne de yalnızlığı.



Bu sırrı açsaydık birbirimize. Gözlerimiz her karşılaştığında söylediklerimizi sözlere dökseydik…


Kalbimin sükun bulduğu yer dizinin dibi olur muydu? Sıcacık baktığında aradığım cevapları bulur muydum? İçim erir miydi gülümsediğinde, şimdiki gibi? Utanır mıydım yaptıklarımdan, yoksa mesut bahtiyar ölür müydüm son nefesimde?



Kendine sarıl kalbim. Sıkı tut kendini.
Üzerine sıçratma kuruntuları. Zaten giderek büyüyor gece…


Söylesene bu bir masal mı? Sorular üzerine kurulabilir mi hayatlar? Başlamadan biten masallar vardır hani, kahramanları ta en başından pes eden. Mızıkçılık mı yapmış olur onlar, yenilmeyi seçmekle. Saklambaç oynarken sıkılıp kendini sobeleten çocuklar gibi…


Kaç bahar olur bir ömürde kalbim? Her tohum başka bir çiçek midir, yoksa yeniden açan aynı çiçek mi?


Sorma artık yüreğim.
Sus yüreğim, feryat etme…”
 
Üst