orcagada
Doçent
- Katılım
- 8 Temmuz 2007
- Mesajlar
- 521
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
heyula07 dedi ki:Bana mutasyona uyrayıp uçabilen bir insan, yada mutant ve daha güçlü bir sinek hatta mutant ve yararlı bir özellik kazanan bir bakteriye örnek ver. Seninle tartışayım. Makale istiyosan bu konuda bende çok var. Al istersen oku. Lütfen baştan sona oku öyle tartış.
http://www.darwinizminsonu.com/mekanizmalar06.html
Heyula,
Kardeş senin istediğin X-Men filminden çıkma bir karakterse işimiz zor hakkaten. ;D
Mutasyonlar mikroskopik boyutta oluşuyor ki zaten bu da evrimin iddiası.Hiç yoktur ve olamaz kanısından uzaklaştığını umarım.
Gendeki mutasyon için yakın bir örnek vereyim istersen hemen bir bak.
(alıntı)
**GENLER ÜZERİNE EĞİLME
Şempanze genomu bulunmadan bile önce, araştırmacılar bizim genetik farklılıklarımızı çıkarmaya başladılar. 1998 gibi uzun bir süre önce, glikobiyolog Ajit Varki ve meslektaşkarı, Kaliforniya Üniversitesi'nden, insanların hücrelerinin yüzeyinde sialic asit bulunduğunu bildirdi. Bu dark insanlarda "hasarlı" olan bir gen tarafından kodlanmış. Sialic asitler pek çok patojen bakterinin üremesi için ortam oluşturur, bu da insanların hastalıklara karşı mesela şempanzelerden daha dayanıksız olduklarını açıklayabilir.Birkaç yıl sonra, Pääbo önderliğindeki bir takım FOXP2 isimli genin insan versiyonunun, ki konuşma ve dil gibi yeteneklerimizin gelişmesinde rol oynar bu gen, geride bıraktığımız 200.000 yıl içinde -anatomik olarak modern insanın ilk çıktığı zamanlarda evrimleştiğini açıkladı. Bu proteinin insandaki FOXP2 geni, aynı proteinin değişik maymun türleri ve farelerdeki hali ile kıyaslanması sonucu, aminoasit diziliminin diğer hayvanlarınki ile 715 bölgenin sadece ikisinde değişiklik gösterdiği keşfedilmiştir. Son derece küçük olan bu değişiklik insanların konuşmasının her şeklini açıklar, bir bebeğin ilk kelimelerinden Robin Williams monoloğuna kadar. Hatta, bozulmuş FOXP2 geni bulunduran insanlar kelimeleri ayırt etmekte ve grameri anlamakta sorunlar yaşarlar.Daha sonra, 2004 yılında, Pensilvanya Üniversitesi'nde Hansell Stedman önderliğindeki bir grup kromozom 7'deki ufak bir mutasyonu tanımlamışlardır, ki bu kromozom miyozin üretimini etkiler. Miyozin, kas dokusunun kasılmasını sağlar. Mutant gen, MYH16 olarak bilinen, ısırma ve çiğnemede kullanılan çene kaslarınında bulunan, miyozin çeşidinin işlevini azaltır. Bu mutasyonun tüm insanlarda varolmasına, lakin yedi çeşit insan olmayan primatlarda varolmamasından yola çıkarak araştırmacılar MYH16'nın eksikliğinin atalarımızın daha küçük çene kaslarına sahip olacak şekilde evrilmiş olmalarına (2 milyon yıl önce) sebep olabileceği fikrini öne sürdüler. Bu kas gücündeki kayıp, beyne ayrılan yerin büyümesine, bunun da beynin büyümesine imkan sağladığını düşünüyorlar.**
Burda araştırmanı tavsiye edeceğim ana kelime "MYH16"
Şimdi bir de mekanizmalara değineyim,
Evrimsel değişikliklerin oluşma süreci göz önüne alındığında iki temel mekanizmayla karşılaşırız.
1.Gradualizm..Değişiklikler göreceli olarak yavaş bir şekilde ortaya çıkar
2.Nokta değişimler(gelişimler)
Evrimin iç dinamiklerini anlamak ise ancak "mikroevrim"mekanizmalarıyla anlaşılabilir.
Mikroevrimin ise 4 komponenti vardır:
1.Doğal seleksiyon
2.Mutasyonlar
3.Gen akışı, akışkanlığı
4.Genetik drift
Doğal seleksiyon evrim teorisinin babası Charles Darvin tarafından ortaya atılan,bu teorinin can damarıdır.Doğal seleksiyonun 4 komponenti vardır.
A.Bütün türler doğal kaynakların yeterliliğine göre,doğal çevrenin desteklediği ölçüde yeni döller,kuşaklar meydana getirir.
B.Bütün populasyonlarda bir iç dinamik vardır. Bütün bireyler tek tek özdeş ve tamamen bütün özellikleriyle aynı değildir, yani hiçbirisi diğerinin tamamen aynısı değildir.(şimdiye kadar klonlaşma yoktu, bu yeni bir süreç)
C.Bireyler var olmak, hayatta kalmak mücadelesi içindedirler. Bu mücadele sonrası kazanımları önemlidir zira kendilerine önceki kuşaklardan miras kalan yaşamda varolabilme kazanımları ve avantajlarını kullanarak kendi hayat mücadelelerini sürdürürler.
D.bireyler kendi kazanımlarını ,bu mücadeleden kazandıklarını ve geliştirdikleri özelliklerini dölleriyle kendinden sonraki kuşaklara aktarırlar.
Mutasyonlar özellikle son genetik araştırmalarla gittikçe daha anlaşılır bir şekilde açıklanan evrim teorisinin en gerekli komponentlerindendir ve spontan ve random değişikliklerin mekanizmaları ve canlının mutasyonla kazanımları bugün asla red edilmeyecek en temel biyoloji gerçeklerinden biridir.Bunla ilgili sayısız örnekler verilebilir.Basitçe biri,Akdenizlilerde gözlenen glukoz 6p dehidrogenaz eksikliğine bağlı görülen anemi,sıtmaya karşı vücut direncini arttırmak üzerine meydana gelen bir mutasyonun sonucudur.
Devamı aşağıda...