Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Karanlık gecede Karasu'dan Zap Suyu'na giden yol, Dolunay azaplığında vatanımın
Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm.
Alın yazımıza vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış...
En güzel türküyü kurşun söyler özüme
Ola ki Tendürek ağıdı; Cudi, Gabar türkülerinde Muhabbeti bulurum bir zaman...
Şahadetse aslanların savaşında...
Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde...
Can veren, kan veren yiğitler,
Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına
Karanlık gecede el uzattık hilâle
Vurgun yedik seher rüzgarında,
Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına
Savaş türkülerinde kendimizi bulduk
Vatan türküsüyle toy eyledik her zaman...
Kürşat baskınlarında şahadetime destur verilirken, Tekbir-i ilahi ki bayrağımdaki iman,
Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül,
Neylerim, neylerim sensiz acep?
Seninle gezerim Şavşat'ı, Kars'ı,
Seninle inerim Bingöl'den Van'a,
Muş'tan el ederim Adıyaman'a.
En deli sevdaları yaşarım pusuyu geçerken
Keleş sesinde yas tutarım ölen şehitlerin ardından. Divanesi olduğum Anadolu'yu gezerken,
Nasibim bir kurşun olup da, düşersem toprağa,
Eğer, eğer toprak ana açmış ise bağrını,
Damla damla düşüyorsa toprağa kan,
Bayraklara sarılıyorsa tabutlar,
Analar... Analar ağlıyorsa yiğit erlerinin ardı sıra, Gelinler... Gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerinin ardından,
Ki Türk devleti öksüz kalacaksa eğer,
Koyuver şahin misali saldırsın,
İbrahim'in delilerini Mehmetçesine, çakal sürüsüne...
Ay gökte kaldıkça Ulu kocaların, ak sakalların duası Üstüne olsun...