Hafiye
Profesör
- Katılım
- 30 Nisan 2009
- Mesajlar
- 2,092
- Reaksiyon puanı
- 14
- Puanları
- 38
İçlerindeki şeytanın, hayatlarının geri kalanında onlara aşk değil, esaret ve pişmanlıktan başka tat vermeyeceğini görememişlerdi...
Yaşadıkları aşkla kalpleri taşa dönmüş, gözleri mühürlenmiş, akılları tutulmuştu Mutluluğu kanlı ellerinde ararken herşeyi göze almışlardı Lise koridorlarında başlayan masum bir aşk hikayesinin aile katliamına dönüşebileceği kim bilebilirdi ki? Ankara Batıkentte yaşanan vahşi cinayetin çarpıcı ayrıntıları Olay Yerinde
2005 yılının son aylarında tanışmıştı Kamil ve Gülçin. Kamil 19 yaşında, Gülçin 16 yaşındaydı. Aynı lisede okuyan genç sevgililer kısa sürede birbirlerine öyle sıkı bağlanmışlardı ki, evlilik hayalleri kuruyor, mutluluklarının daim olduğunu düşünüyorlardı. Onların yaşadığı bu aşk, aslında bir katliamın sonunun başlangıcıydı Gülçin, Kamile duyduğu aşkı önce kendisinden 11 yaş büyük olan ablası Nilgüne anlattı. İlişkilerinin ciddi olduğunu ve liseyi bitirdikten sonra evlenmeyi planladıklarını söyledi. Abla duygularını incitmek istemediği kardeşine, yaşının henüz küçük olduğunu ve her şeyi zamana bırakması gerektiğini söyledi. Ailenin en küçük çocuğu Gülçin için ablasının bu sözleri hiçbir şey ifade etmemiş, aksine ablasına karşı içinde büyük bir öfkenin birikmesine neden olmuştu. Çünkü Gülçin, Kamille arasındaki tek engelin yaşının olduğunu biliyor ve bu gerçeğin yüzüne vurulmasından nefret ediyordu./_np/8196/17128196.jpg
Anne karşı çıktı
Sevgilisiyle okul dışında da gizli gizli bulaşan Gülçin, artık Kamille biran önce evlenip aynı evi paylaşmak istiyordu. Kaçamak buluşmalardan sıkılmış, herkesin karşısına çıkıp sevgisini anlatmak istiyordu. 2006 Mayıs ayının başlarında 61 yaşındaki annesi Fatmaya Kamille olan ilişkisini anlatan genç kız, evlenmek istediklerini söyledi. Kızının bu talebine karşı çıkan anne, diğer kızı Nilgün gibi Gülçinin evlilik için yaşının uygun olmadığını, Kamilden ayrılması gerektiğini söyledi. Gülçin için işler artık daha da karmaşık hale gelmiş, sevgisiyle ailesi arasında kalmıştı.
Vahşi plan
Annesi ve ablasının ilişkilerine karşı çıkmasını Kamille paylaşan Gülçin, kaçma hazırlığı yapıyor ancak yakalanacaklarını düşünerek bu plandan vazgeçiyordu. Gülçin artık her şeyi göze almıştı. İçindeki şeytanı büyütüyor, ailesine karşı büyük öfke duyuyordu. Kamille evlenmeleri için ailenin reisi baba Kadir Kayadan izin alabilirse yaşanan tüm sıkıntıların aşılacağını düşünüyordu. 25 Mayıs 2006da bir kafeteryada buluşan genç sevgililer, hayatlarının belki de en zor planını yapmaya başladı. Plana göre Gülçin, ertesi gün ablası ve annesini birlikte alışverişe gitmeleri için ikna edecek, baba evde tek kalacaktı. Kamil ise bir süre sonra eve gelerek babayı evlenmelerine izin vermesi için ikna edecekti. Her şey konuşulduktan sonra Kamil, Gülçine, Ya baban da ikna olmazsa ne yapacağız? diye sordu. Birkaç saniye sevgilisinin gözlerine bakan Gülçin, kin ve öfke dolu ses tonuyla, Hepsini öldüreceğiz yanıtını verdi. Kamil şaşırmış ancak, Hayır diyememişti. Birkaç dakika süren sessizliğin ardından, cinayet planları da konuşulmaya başlanmıştı. Buna göre Kamil, olumsuz yanıt alması halinde babayı öldürecek, ardından alışverişe giden anne ve ablanın eve gelmesini bekleyecekti. Daha sonra Gülçinle bir olup anne, abla ve akşam işten çıkıp eve gelecek olan ağabey öldürülüp cesetler saklanacaktı. Saatlerce konuşulan planın ardından sevgililer evlerini yolunu tuttu.
Gülçin akşam eve gittiğinde anne ve ablasını ertesi sabah alışverişe gitmek için ikna etti. Babasına, Sen sabah evde misin baba? diye soran genç kız, Evet yanıtını alınca, sevgilisine, Sorun yok. Konuştuğumuz gibi mesajı attı. Gece boyunca uyumayan Gülçin, sevgilisi Kamille telefonla görüşerek planı detaylarıyla tekrar konuştu.
Planı uygulamaya başladı
Sabah olduğunda Gülçin önce kahvaltıyı hazırladı ardından annesini ve ablasını uyandırdı. İşe giden ağabeyini yolcu eden genç kız, ablasına, Hava çok güzel hemen alışverişe çıkalım dedi. Genç kızın mutlu tavırları anne ve ablasının da dikkatini çekmişti. Ama bunun kendileri için kurulan sinsi bir planın parçası olduğu akıllarının ucundan dahi geçmiyordu. Ailesiyle son kez kahvaltı yapan Gülçin, anne ve ablasıyla alışveriş için dışarı çıktığında, sevgilisine, Biz çıktık eve geçebilirsin mesajını attı.
Babayı boğarak öldürdü
Kamil mesajı alır almaz Gülçinin evlerinin bulunduğu binaya gitti. Bir süre kapıda düşündükten sonra kapı zilini çaldı. Her şeyden habersiz olan baba Kadir, kapıyı açtığında katiliyle göz göze olduğundan habersiz, Buyurun dedi. Kamil, babaya, Ben kızınız Gülçinin okul arkadaşıyım sizinle konuşmak istiyorum dedi. Çok şaşıran baba, genci eve davet etti. Bir süre sohbet ettikten sonra Kamil, sevdiği kızın babasına yaşadıkları aşkı anlatmaya başladı. Kadir Kaya, her cümlede daha da öfkeleniyor ve Kamile evden gitmesini söylüyordu. Uzun süre kick boks yapan genç aşık, Gülçinle evleneceklerini ve buna kimsenin engel olamayacağını belirterek kendisine vurmak isteyen babayı engellemeye çalışıyordu. Baba bir türlü ikna olmuyor, Kamile küfürler ediyordu.
Hallettin mi?
Bir süre sonra Kamil, sevdiği kızın babasına yumruk atarak, Evleneceğiz, evleneceğiz, evleneceğiz demeye başladı. 63 yaşındaki adam yere düşünce tekmeler savurmaya devam eden Kamil, bu kez babanın boğazına sarıldı. Belinden kemeri çıkaran çılgın adam, Kadir Kayanın boğazına geçirerek öldürene kadar sıktı. Kontrolünü kaybeden Kamil, artık dönülmez bir yola girdiklerinin farkındaydı. Babanın cesedini, yatak odasındaki dolaba sürükledi. Bir süre sonra Gülçin sevgilisine, Ne yaptın hallettin mi? mesajı gönderdi. Kamil ise Evet yanıtını verdi. Evde beklemeye başlayan Kamil, korkuyor, pişmanlık duyuyor ama Gülçinle birlikte olmanın hayalini kurarak planı devam ettirmek istiyordu. Sık sık babanın cesedini kontrol etmek için dolabı açan Kamil, ailenin diğer bireylerinin biran önce eve gelmesini istiyordu.
Ablaya onlarca kez bıçak sapladı
Cinayetten yaklaşık bir saat sonra eve Gülçin eve annesi ve ablasıyla birlikte geldi. Gülçinin odasına gizlenen Kamil, bir anda dışarı çıkarak anne Fatma Kayanın üzerine yürüdü. Kamil yaşlı kadına vurmaya çalışırken, abla Nilgün Kaya, hırsız olduğunu düşündüğü kardeşinin aşığına saldırdı. Gözünü karartan Gülçin, mutfağa koşup daha önce sakladığı bıçağı alarak ablasının sırtına saplamaya başladı. Yere yığılan abla, kardeşinin ardı ardına devam eden bıçak darbelerine karşılık veremiyor, ölmeden önce gözünden akan bir damla yaşla yaşadıklarına adeta isyan ediyordu.
Vahşet 3 dakika sürdü
Anne ise kızını, küçük kardeşinin elinden kurtarmak istedikçe daha fazla acı çekiyor, Kamilin öldürmek için yüzüne kapattığı yastıktan kurtulmaya çalışıyordu. Bu sırada Gülçin, çoktan ölen ablasına bıçak saplamaya devam ederek, içindeki öfkeyi atıyordu. Annenin bayılması üzerine bıçağı Gülçinin elinden zorla alan Kamil, abla Nilgünü dört kez daha bıçakladıktan sonra, bu kez baygın anneyi bıçaklayarak öldürüyordu. 3 dakika süren vahşet, anne ve ablanın öldüğünün anlaşılmasıyla son bulmuştu. Cesetleri yatak odasındaki dolaba taşıyan sevgililer kan lekelerini temizledikten sonra, birbirlerine sarılarak son kurban ağabeyin eve gelmesi için beklemeye başlıyorlardı.
Abdest alıp namaz kıldı
Ancak, Kamil yaptığından büyük pişmanlık duymuş, içindeki şeytana teslim olduğunu düşünüyordu ve hiç konuşmuyordu. Banyoya gidip abdest alan çılgın aşık, salonda namaz kıldıktan sora şeytandan arındığını düşünüyor ancak yine de ağabeyi öldürmekten vazgeçmiyordu. Çünkü ağabeyin ölmüyle cinayetlerin bir sır olarak kalacağını sanıyordu. Gülçin ise öldürdükleri anne, baba ve ablasının cesetleri evdeyken televizyon izleyerek yaşadıklarını unutmaya çalışıyor, zaman zaman pencereden sokağı kontrol ediyordu.
Ağabeyi de öldüreceklerdi
Akşam saatlerinde vahşetten habersiz işten eve gelen ağabey Hüseyin Kaya, kapıda kendisini karşılayan kardeşine ailenin diğer bireylerinin nerede olduğunu soruyordu. Bunun üzerine Gülçin gülerek ağabeyine, Abi sana bir sürprizim var. Gözlerini kapat diyerek onu cesetlerin bulunduğu ve sevgilisinin bıçakla saklandığı odaya doğru götürüyordu. Gülçin, elinden tuttuğu ağabeyini yatak odasında getirdiği sırada kapının arkasına gizlenen Kamil, Hüseyin Kayaya bıçağı saplamaya çalışıyordu. Bıçağın sırtını sıyırması üzerine kardeşini iterek soluğu sokakta alan Hüseyin ise, bağırarak komşularından yardım istiyordu.
Planları bozulan iki sevgili ne yapacaklarını bilmiyor ve kapalı kaldıkları evden çıkamıyorlardı. Birkaç dakika sonra eve gelen polisler genç aşıkları yakalayarak vahşeti tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarıyor.
Aşkları için işledikleri vahşi cinayetlerin ardından genç sevgililer, ifadelerinde ağabey Hüseyin Kayayı da öldürdükten sonra cesetleri gömmeyi planladıklarını itiraf ederken, hakim karşısında çıkarıldıkları ilk duruşmada birbirlerini suçladılar. Duruşmalarda sık sık tartışan iki aşık, 3er kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Kaynak