- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 529
- Puanları
- 0
Hayatımızdaki sınav koşusu ÖSS'yle sona eriyor zannetsek de yanılıyoruz. Üniversiteyi kazanıp mezun olduktan sonra da birçok sınav çıkıyor karşımıza.
Bunların başında da Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) geliyor. KPSS'yi, hazırlanan öğrencilere sorduk; bir dokunduk, bin ah işittik.
KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) için, "ÖSS'den sonra eğitim hayatımızdaki en azılı sınav" desek yeri. Tam 'Okul bitti, rahatladım artık, şimdi çalışma ve kendi hayatımı kazanma vakti' diye sevinirken, korkulu bir rüya gibi giriyor hayatımıza. Genellikle haziran ayında yapılan bu sınav, 2002 yılından beri uygulanıyor.
Aslında üniversiteden sonra okuduğumuz bölüme göre farklı sınavlarla da karşılaşıyoruz. Ama hepsine giden yol öncesinde ya da sonrasında bir şekilde KPSS'den geçiyor. Tabii bu sınavdan geçerli bir puan almak sanıldığı kadar kolay değil. Lisans eğitimi boyunca unutulan test tekniğinin hatırlanması, matematik, tarih, coğrafya vs. derslerin tekrar edilmesi derken hem zaman hem de emek gerektiriyor. Yeniden dershane, testler, denemelerle birlikte neredeyse üniversite hazırlık zamanlarına geri dönülüyor. Bir de buna gelecek kaygısı ve devam eden lisans eğitimi ile onun sorumlulukları eklenince üniversite son sınıf öğrencilerinin hali hepten perişan oluyor. Kısacası, mesleğe başlamanın zorunlu adımı olan KPSS, ÖSS'yi bile mumla aratıyor!
KPSS'ye hazırlıkta çekilen sıkıntıları ne kadar yazsak da, sınava hazırlanan öğrenciler kadar anlatamayacağımız aşikâr. Haddimizi bilelim ve sözü öğrencilere verelim dedik. Dinledikçe haksız olmadığımızı anladık. Meğer yaraları ne kadar da derinmiş! Bir dokunduk bin ah işittik. En çok da bu sistemin alan becerisini yeterince ölçmediğinden şikayetçiler. İşte dertlilerinin dilinden KPSS...
Hakkım olan bir şeyi bana vermek için sınavı şart koşuyorlar
Şerife Çalışkan (Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Öğretmenliği): Hayatımız zaten sınavlarla geçti. Üniversiteye geldik, kurtulduk derken anladık ki öyle değilmiş. "Üniversiteye geldin ama öyle mezun olunca hemen çalışamazsın, dur bakalım, geçmen gereken bir sınav daha var" dediler ve KPSS çıktı önümüze. Zaten hakkım olan bir şeyi bana vermek için sınavı şart koşuyorlar. Şu an 50 sene önceki halimize döndük; para biriktir, kurs ayarla ve elinde kahveyle gecelerce ders çalış. Öğretmen adayı olarak bütün meslektaşlarım gibi, öğrencilerimle bir an önce buluşmanın hayalini kurarken, onlara kavuşmam için aşmam gereken bir engel daha çıktı.
İlla bir sınav yapılacaksa mezun olunan alana yönelik olsun
Ahmet Buğra Güzeller (Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Yöneticilik Bölümü): Devletin mezuniyet sonrası sınav yapması, kendi öğretim kurumlarına olan güvensizliğini gösteriyor. Bu sınavların okullardaki eğitim ve sınav sistemiyle farklı olmasının dershaneciliğe zemin hazırlıyor olması da ayrı bir gariplik! Öğretmen ihtiyacı olduğu halde atama yapmayıp okullarda ücretli öğretmenlerin çalıştırılması bence emek sömürüsü. Ama illa ki bir sınav yapılacaksa bu sınavın mezun olunan alana yönelik olması en azından daha mantıklı ve bir şeyleri ölçmeye yarar bir yöntem olur.
ÖSS her şey gibi görünse de KPSS daha önemli
Mükremin Küpdilli (Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği): Binlerce gencin olduğu gibi benim de en büyük hayalimdi üniversiteyi kazanmak. ÖSS gibi zorlu bir sınavı atlatarak hayalime ulaşmıştım, mutluydum. Ta ki son sınıfa gelene kadar! Şimdi bir gelecek kaygısı sardı beni. "KPSS'yi geçip atanamazsam bunca yıllık emeğim boşa mı gidecek? Üniversiteli işsizler kervanına ben de mi katılacağım?" diye düşünüyorum. ÖSS her şey gibi görünse de KPSS'nin daha önemli olduğu bir gerçek. Bunca yıllık emekten sonra hayatını birkaç saatlik bir sınavla kazanmak ne derece adil, tartışılır.
Adam olabilmek için KPSS şart
Ebru Akçağ (Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği): İnsanda 'üniversite bitecek mi acaba' korkusunu ve düşüncesini bile bitiren bir düzen bu. Atanma korkusu her şeyi yerle yeksan etti bizde. Küçükken 'Büyüyünce öğretmen olacağım' derdim. Ama şimdi öğretmenlik okuduğum halde 'Acaba öğretmen olabilecek miyim?' diye soruyorum kendime. Yalnız olmadığımı da biliyorum. Ayrıca bu tür bir sınav, alan becerisini ölçmüyor bence. Madem sınavla seçim yapılacak, alan ve eğitim becerisini yeterli derecede ölçebilen bir sınav yapılmalı. Kişiler böyle seçilmeli.
Büyüklerim ne zaman gerçek bir öğretmen olacağımı soruyor
Hafize Gözeller (İngilizce Öğretmeni): Ben özel bir dershanede öğretmen olarak çalışıyorum fakat büyüklerim hâlâ bana ne zaman gerçek bir öğretmen olacağımı soruyor. İngilizce öğretmenliği mezunuyum ancak hâlâ 'gerçek' bir öğretmen değilim. Öğretmenlik mezunu KPSS mağdurlarının yaşadığı en trajikomik soru bu olsa gerek. Öğretmen olarak mezun olan 'yalancıktan öğretmenler' ne zaman gerçek öğretmen olacak merak ediyorum!
Alternatif iş imkânları değerlendirilmeli
Psikolojik Danışman Hasan Ali Göncü: Maalesef ülkemizde kamu sektöründe iş sahibi olmak hem aileler hem de gençler için en iyi alternatif olarak görülüyor. Devletin güvencesi altında sahip olunacak ufak bir memurluk bile özel sektörde sahip olunabilecek daha iyi pozisyondaki birçok işe tercih ediliyor. Bu da her geçen gün yığılmaların büyümesine neden oluyor. Sınavlara hazırlanılan dönemde ve bekleme dönemlerinde alternatif iş imkânları değerlendirilmeli, şehir dışında ve yurt dışında doğabilecek imkânlar göz önünde bulundurulmalıdır. Günümüzde hâlâ gençler yaşanılan şehre ve aileye yakın iş imkânları noktasında ısrarcı olabilmekte. Ekonomik durumları müsaade eden gençler küçük sermayeler ile kendi işlerini kurma noktasında daha cesaretli olmalı ve bu noktada destek görmeliler.
ZAMAN
Bunların başında da Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) geliyor. KPSS'yi, hazırlanan öğrencilere sorduk; bir dokunduk, bin ah işittik.
KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) için, "ÖSS'den sonra eğitim hayatımızdaki en azılı sınav" desek yeri. Tam 'Okul bitti, rahatladım artık, şimdi çalışma ve kendi hayatımı kazanma vakti' diye sevinirken, korkulu bir rüya gibi giriyor hayatımıza. Genellikle haziran ayında yapılan bu sınav, 2002 yılından beri uygulanıyor.
Aslında üniversiteden sonra okuduğumuz bölüme göre farklı sınavlarla da karşılaşıyoruz. Ama hepsine giden yol öncesinde ya da sonrasında bir şekilde KPSS'den geçiyor. Tabii bu sınavdan geçerli bir puan almak sanıldığı kadar kolay değil. Lisans eğitimi boyunca unutulan test tekniğinin hatırlanması, matematik, tarih, coğrafya vs. derslerin tekrar edilmesi derken hem zaman hem de emek gerektiriyor. Yeniden dershane, testler, denemelerle birlikte neredeyse üniversite hazırlık zamanlarına geri dönülüyor. Bir de buna gelecek kaygısı ve devam eden lisans eğitimi ile onun sorumlulukları eklenince üniversite son sınıf öğrencilerinin hali hepten perişan oluyor. Kısacası, mesleğe başlamanın zorunlu adımı olan KPSS, ÖSS'yi bile mumla aratıyor!
KPSS'ye hazırlıkta çekilen sıkıntıları ne kadar yazsak da, sınava hazırlanan öğrenciler kadar anlatamayacağımız aşikâr. Haddimizi bilelim ve sözü öğrencilere verelim dedik. Dinledikçe haksız olmadığımızı anladık. Meğer yaraları ne kadar da derinmiş! Bir dokunduk bin ah işittik. En çok da bu sistemin alan becerisini yeterince ölçmediğinden şikayetçiler. İşte dertlilerinin dilinden KPSS...
Hakkım olan bir şeyi bana vermek için sınavı şart koşuyorlar
Şerife Çalışkan (Gazi Üniversitesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Öğretmenliği): Hayatımız zaten sınavlarla geçti. Üniversiteye geldik, kurtulduk derken anladık ki öyle değilmiş. "Üniversiteye geldin ama öyle mezun olunca hemen çalışamazsın, dur bakalım, geçmen gereken bir sınav daha var" dediler ve KPSS çıktı önümüze. Zaten hakkım olan bir şeyi bana vermek için sınavı şart koşuyorlar. Şu an 50 sene önceki halimize döndük; para biriktir, kurs ayarla ve elinde kahveyle gecelerce ders çalış. Öğretmen adayı olarak bütün meslektaşlarım gibi, öğrencilerimle bir an önce buluşmanın hayalini kurarken, onlara kavuşmam için aşmam gereken bir engel daha çıktı.
İlla bir sınav yapılacaksa mezun olunan alana yönelik olsun
Ahmet Buğra Güzeller (Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Yöneticilik Bölümü): Devletin mezuniyet sonrası sınav yapması, kendi öğretim kurumlarına olan güvensizliğini gösteriyor. Bu sınavların okullardaki eğitim ve sınav sistemiyle farklı olmasının dershaneciliğe zemin hazırlıyor olması da ayrı bir gariplik! Öğretmen ihtiyacı olduğu halde atama yapmayıp okullarda ücretli öğretmenlerin çalıştırılması bence emek sömürüsü. Ama illa ki bir sınav yapılacaksa bu sınavın mezun olunan alana yönelik olması en azından daha mantıklı ve bir şeyleri ölçmeye yarar bir yöntem olur.
ÖSS her şey gibi görünse de KPSS daha önemli
Mükremin Küpdilli (Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği): Binlerce gencin olduğu gibi benim de en büyük hayalimdi üniversiteyi kazanmak. ÖSS gibi zorlu bir sınavı atlatarak hayalime ulaşmıştım, mutluydum. Ta ki son sınıfa gelene kadar! Şimdi bir gelecek kaygısı sardı beni. "KPSS'yi geçip atanamazsam bunca yıllık emeğim boşa mı gidecek? Üniversiteli işsizler kervanına ben de mi katılacağım?" diye düşünüyorum. ÖSS her şey gibi görünse de KPSS'nin daha önemli olduğu bir gerçek. Bunca yıllık emekten sonra hayatını birkaç saatlik bir sınavla kazanmak ne derece adil, tartışılır.
Adam olabilmek için KPSS şart
Ebru Akçağ (Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği): İnsanda 'üniversite bitecek mi acaba' korkusunu ve düşüncesini bile bitiren bir düzen bu. Atanma korkusu her şeyi yerle yeksan etti bizde. Küçükken 'Büyüyünce öğretmen olacağım' derdim. Ama şimdi öğretmenlik okuduğum halde 'Acaba öğretmen olabilecek miyim?' diye soruyorum kendime. Yalnız olmadığımı da biliyorum. Ayrıca bu tür bir sınav, alan becerisini ölçmüyor bence. Madem sınavla seçim yapılacak, alan ve eğitim becerisini yeterli derecede ölçebilen bir sınav yapılmalı. Kişiler böyle seçilmeli.
Büyüklerim ne zaman gerçek bir öğretmen olacağımı soruyor
Hafize Gözeller (İngilizce Öğretmeni): Ben özel bir dershanede öğretmen olarak çalışıyorum fakat büyüklerim hâlâ bana ne zaman gerçek bir öğretmen olacağımı soruyor. İngilizce öğretmenliği mezunuyum ancak hâlâ 'gerçek' bir öğretmen değilim. Öğretmenlik mezunu KPSS mağdurlarının yaşadığı en trajikomik soru bu olsa gerek. Öğretmen olarak mezun olan 'yalancıktan öğretmenler' ne zaman gerçek öğretmen olacak merak ediyorum!
Alternatif iş imkânları değerlendirilmeli
Psikolojik Danışman Hasan Ali Göncü: Maalesef ülkemizde kamu sektöründe iş sahibi olmak hem aileler hem de gençler için en iyi alternatif olarak görülüyor. Devletin güvencesi altında sahip olunacak ufak bir memurluk bile özel sektörde sahip olunabilecek daha iyi pozisyondaki birçok işe tercih ediliyor. Bu da her geçen gün yığılmaların büyümesine neden oluyor. Sınavlara hazırlanılan dönemde ve bekleme dönemlerinde alternatif iş imkânları değerlendirilmeli, şehir dışında ve yurt dışında doğabilecek imkânlar göz önünde bulundurulmalıdır. Günümüzde hâlâ gençler yaşanılan şehre ve aileye yakın iş imkânları noktasında ısrarcı olabilmekte. Ekonomik durumları müsaade eden gençler küçük sermayeler ile kendi işlerini kurma noktasında daha cesaretli olmalı ve bu noktada destek görmeliler.
ZAMAN
