Guest Part
Profesör
- Katılım
- 5 Haziran 2009
- Mesajlar
- 1,475
- Reaksiyon puanı
- 42
- Puanları
- 0
Karaciğer sirozu (blier atrezi) olan 5 kilogramın altındaki 5 aylık bir bebeğe karaciğer nakli yapıldı.
ANKARA - Operasyon, Gazi Üniversitesi (GÜ) Transplantasyon Merkezi Öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Dalgıç ve Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Billur Demiroğulları tarafından Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı'nın desteği ile yapıldı.
Doç. Dr. Dalgıç, doğuştan karaciğer sirozu hastası olan 5 aylık Berkay Gül'ün, doğumundan bu yana çeşitli hastanelerde tedaviler denendiğini belirterek, bebeğin safra yolları yokluğunun ameliyatla düzeltilmeye çalışıldığını, ancak başarı bir sonuç elde edilemediğini anlattı. Gelişen karaciğer sirozunun bebeğin yaşamını tehdit ettiğini ve GÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne de bu tanıyla geldiğini belirten Dalgıç, ''Sirozla yaşam bağdaşmıyor, çünkü sirozlu bir insanın yaşaması mümkün değil. Bu nedenle ya karaciğer nakli yapılacak ya da kaybedeceğimiz bir hastaydı'' dedi.
Nakil şansı bulan hastalardan birinin de küçük Gül bebek olduğunu belirten Dalgıç, yaşanan süreci şöyle anlattı:
''Hastamız geldiği gibi nakil için gerekli hazırlıklar yapıldı ve organ bekleme listesine alındı. Bir ay kadar bekledik, ancak organ bağışı olmadığı için nakil yapılamadı. Bebeğimizin şansı, boyutlarının küçük olması ve ona karaciğer verebilecek bir yakının bulunmasıydı. Babasının karaciğerinin yedide birine denk gelen küçük bir parça alındı ve bebeğe nakledildi. Gül bebeğe ilk yaşamı annesi, ikinci hayat şansını ise babası verdi. Babasının karaciğeriyle tekrar yaşama döndü.
Şu an her ikisinin de sağlığı iyi. Baba taburcu oldu. En kısa sürede bebeğimiz de taburcu olacak.''
Türkiye'de 30'a yakın organ nakli merkezi olduğunu ve buralardaki tüm ekiplerin başarılı operasyonlara imza attığını ifade eden Dalgıç, ''Bu merkezlerdeki ameliyatlar, yurt dışından daha iyi yapılıyor. Bu ameliyat da bizim üniversitemiz dışında bu merkezlerden herhangi birinde de yapılsaydı aynı başarılı sonuç alınırdı. Çünkü, tüm arkadaşlarımız bu alanda çok başarılı. Burada önemli olan nokta, Türkiye'de ilk defa 5 kilogramın altında vücut ağırlığındaki bir bebeğe karaciğer naklinin gerçekleştirilmiş olmasıdır'' diye konuştu.
Dalgıç, bu kadar küçük bir bebeğe yapılan operasyonun risklerinin fazla olduğunu, bebeğin damarlarının çok ince olduğunu, sıvı verilirken çok ince hesaplamalar yapıldığını söyledi.
''NAKİL BEKLEYEN HASTALARIN YÜZDE 86'SI ÖLÜYOR''
Dalgıç, Türkiye'de karaciğer nakli bekleyen yaklaşık 100 bine yakın hasta bulunduğuna, bu hastaların ancak yüzde 14'ünün nakil şansına erişebildiğine dikkati çekerek, nakil bekleyen hastaların yüzde 86'sının yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Organ bağışı olduğu takdirde çok sayıda kişiye hayat verilebilineceğinin unutulmaması ve bu hassasiyetle hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Dalgıç, ''Yoğun bakımlarda gerçekleşen beyin ölümlerinin Bakanlığa bildirilmesinde sorun var. Zamanında bildirim yapıldığında, nakil listeleri büyük oranda azalacaktır ve çok sayıda kişi yeniden hayat bulacaktır'' dedi.
Dalgıç, herkesin kendisinin ya da bir yakının organa ihtiyacı olabileceğini gözardı etmemesi ve bu konuya duyarlı davranmaları gerektiğini kaydetti.
Kaynak
ANKARA - Operasyon, Gazi Üniversitesi (GÜ) Transplantasyon Merkezi Öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Dalgıç ve Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Billur Demiroğulları tarafından Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı'nın desteği ile yapıldı.
Doç. Dr. Dalgıç, doğuştan karaciğer sirozu hastası olan 5 aylık Berkay Gül'ün, doğumundan bu yana çeşitli hastanelerde tedaviler denendiğini belirterek, bebeğin safra yolları yokluğunun ameliyatla düzeltilmeye çalışıldığını, ancak başarı bir sonuç elde edilemediğini anlattı. Gelişen karaciğer sirozunun bebeğin yaşamını tehdit ettiğini ve GÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne de bu tanıyla geldiğini belirten Dalgıç, ''Sirozla yaşam bağdaşmıyor, çünkü sirozlu bir insanın yaşaması mümkün değil. Bu nedenle ya karaciğer nakli yapılacak ya da kaybedeceğimiz bir hastaydı'' dedi.
Nakil şansı bulan hastalardan birinin de küçük Gül bebek olduğunu belirten Dalgıç, yaşanan süreci şöyle anlattı:
''Hastamız geldiği gibi nakil için gerekli hazırlıklar yapıldı ve organ bekleme listesine alındı. Bir ay kadar bekledik, ancak organ bağışı olmadığı için nakil yapılamadı. Bebeğimizin şansı, boyutlarının küçük olması ve ona karaciğer verebilecek bir yakının bulunmasıydı. Babasının karaciğerinin yedide birine denk gelen küçük bir parça alındı ve bebeğe nakledildi. Gül bebeğe ilk yaşamı annesi, ikinci hayat şansını ise babası verdi. Babasının karaciğeriyle tekrar yaşama döndü.
Şu an her ikisinin de sağlığı iyi. Baba taburcu oldu. En kısa sürede bebeğimiz de taburcu olacak.''
Türkiye'de 30'a yakın organ nakli merkezi olduğunu ve buralardaki tüm ekiplerin başarılı operasyonlara imza attığını ifade eden Dalgıç, ''Bu merkezlerdeki ameliyatlar, yurt dışından daha iyi yapılıyor. Bu ameliyat da bizim üniversitemiz dışında bu merkezlerden herhangi birinde de yapılsaydı aynı başarılı sonuç alınırdı. Çünkü, tüm arkadaşlarımız bu alanda çok başarılı. Burada önemli olan nokta, Türkiye'de ilk defa 5 kilogramın altında vücut ağırlığındaki bir bebeğe karaciğer naklinin gerçekleştirilmiş olmasıdır'' diye konuştu.
Dalgıç, bu kadar küçük bir bebeğe yapılan operasyonun risklerinin fazla olduğunu, bebeğin damarlarının çok ince olduğunu, sıvı verilirken çok ince hesaplamalar yapıldığını söyledi.
''NAKİL BEKLEYEN HASTALARIN YÜZDE 86'SI ÖLÜYOR''
Dalgıç, Türkiye'de karaciğer nakli bekleyen yaklaşık 100 bine yakın hasta bulunduğuna, bu hastaların ancak yüzde 14'ünün nakil şansına erişebildiğine dikkati çekerek, nakil bekleyen hastaların yüzde 86'sının yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Organ bağışı olduğu takdirde çok sayıda kişiye hayat verilebilineceğinin unutulmaması ve bu hassasiyetle hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Dalgıç, ''Yoğun bakımlarda gerçekleşen beyin ölümlerinin Bakanlığa bildirilmesinde sorun var. Zamanında bildirim yapıldığında, nakil listeleri büyük oranda azalacaktır ve çok sayıda kişi yeniden hayat bulacaktır'' dedi.
Dalgıç, herkesin kendisinin ya da bir yakının organa ihtiyacı olabileceğini gözardı etmemesi ve bu konuya duyarlı davranmaları gerektiğini kaydetti.
Kaynak
