- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,456
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0

Atatürk'ün eşi latife hanim'ın ailesi 86 yıl sonra saklı gerçekleri açıklıyor! Bazı gerçekleri konuşmanın artık vakti geldi!
"Teyzem Latife, Mustafa Kemal ile karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri söz gereği hiç konuşmadı. Ancak o dönemde zaten bir kadının boşanmadan sonra konuşması ailemizde olmayan bir şeydi, ayrıca bu sözü de verdiği için hiçbir şekilde konuşmadı. Aile de, aslında onun vermiş olduğu bu sözü onurlandırarak bir vasiyet bildi, bu sebeple onlar da konuşmadı.
Ancak Latife teyzemin Mustafa Kemal'i, evliliğini, kocasını korumak için vermiş olduğu sözü tutması o zaman için Paşa'yı korumuş olabilir ama bugün artık korumuyor. Çünkü o kadar çok yanlış fikir, yanlış bilgi var ki, bugün artık bazı şeyleri konuşmak lazım. Latife teyzemin hayatı gizli, saklı bir şey değil. Nereye gittiği, ne yaptığı belli fakat yorumlamalar o kadar yanlış ki, bunlar hakkında yanlış bilinenleri açıklamayı bir görev olarak görüyor ve bir borç olarak biliyorum."
-Mehmet Sadık Öke
"Paşa kendisini öpmek için eğildiğinde tavana üç el ateş eden Latife Hanım, Mustafa Kemal'e 'Son kurşunu kendime sakladım. Siz memlekete lazımsınız,' demiş... Efsane değil gerçeklerle yüz yüzeyiz. Uşşakizade ailesinden Mehmet Sadık Öke, 90 yıldır aile içinde saklı tutulan değerli anlatıları okurlarla paylaşıyor. Mustafa Kemal-Latife Uşşaki izdivacının bilinmeyen yanlarına ayna tutan bir nehir söyleşi."
-İpek Çalışlar, yazar
"Mehmet Sadık Öke, 'Teyzem Latife' ile, mutluluğu ve acıyı da yaşamış Latife Hanım'ı, hak ettiği değerde ve samimi bir dille anlatan, zevkle ve beğenerek okuyacağımız bir eser ortaya koyuyor. 'Teyzem Latife' ile, Latife Hanım'ı daha iyi tanıyacağız ve onu daha iyi anlayacağız."
-Oğuz Akay, yazar
"Anne yarım Gülümser oğlu Mehmet'in ağzından iki sıradışı insanın ekseninde bir devrin ve bir ailenin, bizim ailemizin melodramını, o bildik hikâyeleri, tarihçi titizliği ile süzülmüş kelimelerde yeniden hatırlıyorum."
-M. Muammer Erboy, Latife Hanım'ın Yeğeni
Kitaptürk
Mehmet Sadık Öke, Haber 7 yazarlarından Gazeteci Fatih Bayhan’la birlikte kaleme aldığı “Teyzem Latife” isimli kitapta, Atatürk’ün eşi olan teyzesi Latife Hanım’ın bilinmeyenlerini anlattı.

Atatürk’le 2 yıl 5 ay evli kalan teyzesi Latife Hanım’ın, evlilik öncesinden sonrasına kadar yaşadıklarını detaylarıyla Fatih Bayhan’a aktaran Öke, çok önemli bir iddiayı da tekrar gündeme getirdi.
Mustafa Kemal Atatürk’e neredeyse tıpa tıp benzeyen ve Zübeyde Hanım tarafından büyütülen Abdurrahman Tuncak hakkındaki, “Atatürk’ün biyolojik oğlu” tartışması, Pegasus Yayınları'ndan çıkan “Teyzem Latife” kitabıyla yeniden alevleneceğe benziyor.
Atatürk’ün çok fazla bilinmeyen bir manevi oğlu olarak tanınan Abdürrahim Tuncak 1999 yılında 90 yaşında öldü. Benzerliği yüzünden onun Atatürk’ün gerçek oğlu olduğu söylentisi dilden dile dolaştı fakat bunu ne kendisi ne de Atatürk doğruladı.
Mehmet Sadık Öke’nin bu iddia için yaptığı yorum ise bir hayli çarpıcı. Öke’ye göre Tuncak, Atatürk’ün Fikriye Hanım’la birlikteliğinden dünyaya gelmiş. Öke’nin ifadeleri şöyle: “Fikriye Hanım Atatürk’ün üvey babası Ragıp Bey tarafından akrabası. Mesela Abdürrahim Tuncak, Mustafa Kemal’e çok benzer. Abdürrahim Tuncak, Mustafa Kemal kabakulak geçirdiği zaman Zübeyde Hanım tarafından Halep’e götürülüyor. Bu kadar küçük bir çocuk, bu kadar yaşlı bir kadın, oğlu ölecek diye on yaşındaki çocuğu yanında götürüyor, bırakmıyor. Zübeyde Hanım’ın niçin bu çocuğu oraya götürdüğü soru işareti. Bize göre bu Abdurrahim Tuncak’ın Mustafa Kemal’in oğlu olduğununun önemli bir işareti. Aralarındaki benzerliğe bakılırsa onun Fikriye Hanım ile Mustafa Kemal’in oğlu olma ihtimali de var.”
Vatan yazarı Reha Muhtar, “Atatürk'ün oğlunu bile merak etmeyenler!..” başlıklı bugünkü köşe yazısında medyayı bu konuyu araştırmamakla eleştirirken, “Abdurrahim Tuncak, Atatürk’e benzerliğiyle, insanları hayrete düşürüyor...” yorumunu yaptı.
Abdurrahman Tuncak’la yıllar önce ilk röportajı yapan gazeteci Mete Akyol, daha sonra bu konuyu tekrar Bütün Dünya dergisinde gündeme getirmişti. Akyol, Tuncak’a yönelttiği ““Atatürk’ün oğlu musunuz?” sorusuna aldığı yanıtı şöyle aktarıyor: “Ben kendimi hatırladığımda üç, üçbuçuk yaşlarımdaydım... Akaretler’deki evimizdeydik ve Zübeyde annemin dizlerindeydim. Bana kimse ‘Sen Mustafa Kemal’in oğlusun’ demedi ki, ben de şimdi size ‘Ben Mustafa Kemal’in oğluyum’ diyebileyim... O nedenle, bilmiyorum...”
Akyol, Tuncak’la ilgili şu çarpıcı bilgileri veriyor: Mustafa Kemal Ankara’da TBMM kurma çalışmaları yaparken, Beşiktaş’taki okulunda kimi arkadaşları, “Sen padişahımıza başkaldıran Mustafa Kemal’in oğlusun” diyerek Abdürrahim Tuncak’ın üzerine yürümüşler, onu hatta dövmüşlerdi. Bu haber Ankara’ya ulaştığında Mustafa Kemal, annesini ve küçük Abdürrahim’i İnebolu ve Çankırı üzerinden Ankara’ya getirtmiş, o günden sonra Abdürrahim’i, Çankaya’da bir okula göndermişti.
Mustafa Kemal Latife Hanım’la evlendikten sonra Abdürrahim’i, öğrenimini İzmir’de sürdürmesi için Latife Hanım’ın babası Muammer Bey’e emanet etmişti. Öğrenimi süresince Muammer Bey’in konağında kalan Abdürrahim’i Mustafa Kemal, Latife Hanım’dan ayrıldıktan sonra yeniden Ankara’ya getirtmiş, daha sonra da onu, silah arkadaşı Berlin Büyükelçisi Bekir Sami Paşa’nın yanına yollarak, öğrenimini Berlin Üniversitesi’nde tamamlamasını sağlamıştır.
İstanbul’da, Davut Paşa Kışlası’nda yedek subay olarak askerliğini yaptığı sürece Dolmabahçe Sarayı’nda kalan Abdürrahim Tuncak, görevine Dolmabahçe Sarayı’ndan gidip gelmiştir.”
Gazeteci Can Dündar’ın “Mustafa” belgelesinde yer verdiği Abdurrahman Tuncak’a yönelttiği soru karşısında aldığı yanıt ise “Atatürk’ün oğlu” iddialarını güçlendiriyor.
Can Dündar, Mehmet Ali Birand’ın “Abdürrahim Atatürk’ün gerçek oğlu muydu?” şeklindeki sorusu üzerine Tuncak’ın kendisine söylediklerini paylaştı: “Bazı sırlar vardır. Mezara kadar gider. Bu sır da benimle birlikte mezara kadar gidecek”
Haber7