besiktask1903
Asistan
- Katılım
- 27 Mart 2009
- Mesajlar
- 272
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
Vedat Okyar: "Sergen koşmadığın için çok eleştiriliyorsun, ne diyorsun bu konuda?"
Sergen: "Ya Vedat Abi, ben koşunca yoruluyorum, bunu kimseye anlatamıyorum bir türlü."
* "Medya için koşmak ne demektir, hâlâ anlamadım. Benim için koşmak topla hareket yapmak, gol atmak, attırmaktır. Topsuz hareketler daha çok diğer arkadaşların yapacağı işler."
* "2.7 kilo verdim, kendimi kuş gibi hissediyorum."
* Muhabir: "Sergen yeni transferler Gökhan ve Bobo için neler söyleyeceksin?"
Sergen: "Gökhan genç bir arkadaş, iyi topçu, Beşiktaş'a daha uzun yıllar hizmet eder. Bobo... Bobo'nun da adı güzel."
* Barbie skandalında adının geçmesiyle ilgili haberlerle ilgili olarak: "Ne yani karaoke bara mı gitseydim?" "Bekâr bir insanım. Telefonum birçok insanda var. Beni herkes arayabiliyor açık açık. Her türlü de konuşabiliyor. O yüzden verilecek bir hesap yok. Bu benim özel hayatım. Beni aramış olabilirler, ben de konuşmuş olabilirim, çok doğal bir şey bu."
* Futbol yorumcusu ve Milli Gazete yazarı Kemal Belgin kendisini eleştiriyor:
Sergen: "Ya kardeşim, iyi güzel de ben futbol oynuyorum sen ne iş yapıyorsun, bana onu bi söylesene."
Kemal Belgin: "Ne demek 'Ne iş yapıyorum?' Türkiye'ye üç puanlık sistemi ben getirdim."
Sergen: "İyi yapmışsın."
* Serhat Ulueren: "Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktör olacak mısın?"
Sergen: "Teknik direktörlükle ilgili bir şey söylemiyorum. O zaten kolay bir meslek."
-Hakan Ünsal: bence yunan takımının b planı yok...
-Sergen: bence yunan takımının a planı da yok...
-Bu turnuvada oyun planı olmayan tek bir takım var. Malesef o da Türkiye.
-Gökhan Zan çok dengesiz, ne yapacağı belli olmuyor.
-İsviçre de kek degil ki öyle gidip yenelim.
-Tuncay Şanlı kendine has özelliği olan bir futbolcu, tabiri caizse saçma sapan goller atıyor.
Galatasaray’dayken çıktığı bir Beşiktaş maçı sonrası Yasin’in formasını sırtında gören bir muhabirin gönlünün eski takımında olup olmadığını sorması üzerine verdiği cevap hem basit, hem de esprilidir: “VAllahi Yasin formamı istedi, ben de çıplak dolaşacak değildim herhalde”
Bir de 11 Ekim’deki sansasyonel İngiltere-Türkiye maçı öncesi İngiliz Independent gazetesinden bir muhabirin, rakip futbolcuların maça çıkmama ihtimali için ne düşündüğünü sorması üzerine, Sergen’in adalılara verdiği orijinal cevap, gazetelerde geniş yer bulmuştu:
“Who cares?” the midfielder Sergen Yalcin said, “If they don’t come, that’s better for us because we’ll get three points without getting tired” (Kim takar? Gelmezlerse, üç puanı yorulmadan almış oluruz!)
Ali Eren kırmızı Ferrari'si ile tesislerden çıkarken muhabir mikrofonu uzatır cam açıır ve son ses arabesk müzik gelir
Ali Eren: bir dakika bi sesi kısayım
Muhabir: dünkü maç hakkındaki görüşlerin nelerdir
Ali Eren: yendik işte... daha ne istiyorsunuz
Sergen: "Ya Vedat Abi, ben koşunca yoruluyorum, bunu kimseye anlatamıyorum bir türlü."
* "Medya için koşmak ne demektir, hâlâ anlamadım. Benim için koşmak topla hareket yapmak, gol atmak, attırmaktır. Topsuz hareketler daha çok diğer arkadaşların yapacağı işler."
* "2.7 kilo verdim, kendimi kuş gibi hissediyorum."
* Muhabir: "Sergen yeni transferler Gökhan ve Bobo için neler söyleyeceksin?"
Sergen: "Gökhan genç bir arkadaş, iyi topçu, Beşiktaş'a daha uzun yıllar hizmet eder. Bobo... Bobo'nun da adı güzel."
* Barbie skandalında adının geçmesiyle ilgili haberlerle ilgili olarak: "Ne yani karaoke bara mı gitseydim?" "Bekâr bir insanım. Telefonum birçok insanda var. Beni herkes arayabiliyor açık açık. Her türlü de konuşabiliyor. O yüzden verilecek bir hesap yok. Bu benim özel hayatım. Beni aramış olabilirler, ben de konuşmuş olabilirim, çok doğal bir şey bu."
* Futbol yorumcusu ve Milli Gazete yazarı Kemal Belgin kendisini eleştiriyor:
Sergen: "Ya kardeşim, iyi güzel de ben futbol oynuyorum sen ne iş yapıyorsun, bana onu bi söylesene."
Kemal Belgin: "Ne demek 'Ne iş yapıyorum?' Türkiye'ye üç puanlık sistemi ben getirdim."
Sergen: "İyi yapmışsın."
* Serhat Ulueren: "Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktör olacak mısın?"
Sergen: "Teknik direktörlükle ilgili bir şey söylemiyorum. O zaten kolay bir meslek."
-Hakan Ünsal: bence yunan takımının b planı yok...
-Sergen: bence yunan takımının a planı da yok...
-Bu turnuvada oyun planı olmayan tek bir takım var. Malesef o da Türkiye.
-Gökhan Zan çok dengesiz, ne yapacağı belli olmuyor.
-İsviçre de kek degil ki öyle gidip yenelim.
-Tuncay Şanlı kendine has özelliği olan bir futbolcu, tabiri caizse saçma sapan goller atıyor.
Galatasaray’dayken çıktığı bir Beşiktaş maçı sonrası Yasin’in formasını sırtında gören bir muhabirin gönlünün eski takımında olup olmadığını sorması üzerine verdiği cevap hem basit, hem de esprilidir: “VAllahi Yasin formamı istedi, ben de çıplak dolaşacak değildim herhalde”
Bir de 11 Ekim’deki sansasyonel İngiltere-Türkiye maçı öncesi İngiliz Independent gazetesinden bir muhabirin, rakip futbolcuların maça çıkmama ihtimali için ne düşündüğünü sorması üzerine, Sergen’in adalılara verdiği orijinal cevap, gazetelerde geniş yer bulmuştu:
“Who cares?” the midfielder Sergen Yalcin said, “If they don’t come, that’s better for us because we’ll get three points without getting tired” (Kim takar? Gelmezlerse, üç puanı yorulmadan almış oluruz!)
Ali Eren kırmızı Ferrari'si ile tesislerden çıkarken muhabir mikrofonu uzatır cam açıır ve son ses arabesk müzik gelir
Ali Eren: bir dakika bi sesi kısayım
Muhabir: dünkü maç hakkındaki görüşlerin nelerdir
Ali Eren: yendik işte... daha ne istiyorsunuz