MARDİN’in Nusaybin İlçesi’nde sınırdan kaçak olarak Suriye’ye geçmek isterken, Demirkurt Jandarma Sınır Karakolu'ndaki askerler tarafından gözaltına alınan 67 yaşındaki Halil Kılıç’ın, karakolda öldüğü iddia edildi. İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, olayın gözaltında ölüm olduğu kanaatine vardıklarını belirterek “Bu ölümün, eldeki bulgu ve verilere göre darp ve cebire bağlı geliştiği kanaati ağırlık kazanmıştır” dedi. Halil Kılıç’ın ablası Rabia Keskin ise, kardeşinin akli dengesinin yerinde olmadığını, gözaltındayken askerler tarafından dövülerek öldürüldüğüne inandığını iddia etti
Mardin’in Nusaybin İlçesi'nde 12 Aralık 2007 tarihinde sınırı kaçak geçerek Suriye’ye gitmek isterken, sınırda görevli jandarmalar tarafından yakalandıktan sonra ölen Halil Kılıç’ın ablası Rabia Keskin, “Kardeşim gözaltında öldürüldü” diyerek İHD'ye başvurdu. Bu başvuru üzerine İHD Genel Merkezi inceleme heyeti oluşturdu. Heyet 26 Aralık 2007’de Mardin’in Nusaybin İlçesi’ne giderek olay yerinde incelemede bulundu. Kılıç’ın yakınları, tanık ve resmi kurumlarla görüşmeler yapan 5 kişilik heyetin hazırladığı raporu, İHD Diyarbakır Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyen İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek okudu.
‘GÖZALTINDA DÖVÜLMÜŞ’
Yaptıkları araştırmada, Halil Kılıç’ın 12 Aralık 2007’de ölümünün ‘gözaltında ölüm’ olduğu kanaatinde olduklarını iddia eden Mihdi Perinçek, şunları söyledi:
“Halil Kılıç, olay yeri tespit tutanağına göre, 8'inci Piyade Hudut Bölüğü Demirkurt Karakolu görevlilerince mukavemetsiz olarak gözaltına alınmıştır. Hazırlık soruşturması dosyası kapsamındaki genel adli muayene raporuna göre bu ölümün, eldeki bulgu ve verilere göre darp ve cebire bağlı geliştiği kanaati heyetimizce ağırlık kazanmıştır. Gözaltına alınan Halil Kılıç’ın uygun olmayan ortamlarda tutulmamasını, kafasına aldığı darbelere rağmen tıbbi müşahede altına alınmamasını, ‘görevi kötüye kullanma ve hukuk dışı işlemler’ olduğu heyetimizin bir diğer kanaati olmuştur. Bu olaya ilişkin belirttiğimiz kanaatlerimizi güçlendiren önemli belge ve tanıklar mevcuttur. İdari ve adli makamlar tarafından etkin bir şekilde soruşturma yapılması halinde, olay bütün boyutları, tüm gerçekliğiyle açığa çıkarılacaktır.”
Hükümet ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nu göreve davet ettiklerini söyleyen Mihdi Pirinçek, “İnsan hakları örgütü ve savunucuları olarak, yaşanan bu olayın hukuki takipçisi olacağız. Başta yaşam hakkı olmak üzere hiçbir insan hakkının ihlal edilmediği bir ortama ulaşıncaya kadar çabalarımız devam edecektir” diye konuştu.
Basın toplantısına katılan Halil Kılıç’ın ablası Rabia Keskin ise, kardeşinin sınırı geçmek isterken askerler tarafından gözaltına alındığını belirterek, “Kardeşim 67 yaşında olup akli dengesi yerinde değildi. Hiç kimseye zararı yoktu. Sınırı geçmek isterken askerler tarafından gözaltına alınmış. Kendisinin karakolda gördüğü muamele ve dyak yünden öldüğüne inanıyorum” dedi.
Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7955953.asp
Mardin’in Nusaybin İlçesi'nde 12 Aralık 2007 tarihinde sınırı kaçak geçerek Suriye’ye gitmek isterken, sınırda görevli jandarmalar tarafından yakalandıktan sonra ölen Halil Kılıç’ın ablası Rabia Keskin, “Kardeşim gözaltında öldürüldü” diyerek İHD'ye başvurdu. Bu başvuru üzerine İHD Genel Merkezi inceleme heyeti oluşturdu. Heyet 26 Aralık 2007’de Mardin’in Nusaybin İlçesi’ne giderek olay yerinde incelemede bulundu. Kılıç’ın yakınları, tanık ve resmi kurumlarla görüşmeler yapan 5 kişilik heyetin hazırladığı raporu, İHD Diyarbakır Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyen İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek okudu.
‘GÖZALTINDA DÖVÜLMÜŞ’
Yaptıkları araştırmada, Halil Kılıç’ın 12 Aralık 2007’de ölümünün ‘gözaltında ölüm’ olduğu kanaatinde olduklarını iddia eden Mihdi Perinçek, şunları söyledi:
“Halil Kılıç, olay yeri tespit tutanağına göre, 8'inci Piyade Hudut Bölüğü Demirkurt Karakolu görevlilerince mukavemetsiz olarak gözaltına alınmıştır. Hazırlık soruşturması dosyası kapsamındaki genel adli muayene raporuna göre bu ölümün, eldeki bulgu ve verilere göre darp ve cebire bağlı geliştiği kanaati heyetimizce ağırlık kazanmıştır. Gözaltına alınan Halil Kılıç’ın uygun olmayan ortamlarda tutulmamasını, kafasına aldığı darbelere rağmen tıbbi müşahede altına alınmamasını, ‘görevi kötüye kullanma ve hukuk dışı işlemler’ olduğu heyetimizin bir diğer kanaati olmuştur. Bu olaya ilişkin belirttiğimiz kanaatlerimizi güçlendiren önemli belge ve tanıklar mevcuttur. İdari ve adli makamlar tarafından etkin bir şekilde soruşturma yapılması halinde, olay bütün boyutları, tüm gerçekliğiyle açığa çıkarılacaktır.”
Hükümet ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nu göreve davet ettiklerini söyleyen Mihdi Pirinçek, “İnsan hakları örgütü ve savunucuları olarak, yaşanan bu olayın hukuki takipçisi olacağız. Başta yaşam hakkı olmak üzere hiçbir insan hakkının ihlal edilmediği bir ortama ulaşıncaya kadar çabalarımız devam edecektir” diye konuştu.
Basın toplantısına katılan Halil Kılıç’ın ablası Rabia Keskin ise, kardeşinin sınırı geçmek isterken askerler tarafından gözaltına alındığını belirterek, “Kardeşim 67 yaşında olup akli dengesi yerinde değildi. Hiç kimseye zararı yoktu. Sınırı geçmek isterken askerler tarafından gözaltına alınmış. Kendisinin karakolda gördüğü muamele ve dyak yünden öldüğüne inanıyorum” dedi.
Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7955953.asp
