calvaria
Müdavim
- Katılım
- 25 Mart 2008
- Mesajlar
- 1,616
- Reaksiyon puanı
- 9
- Puanları
- 38
Az önce lise yıllarının özlemiyle google da fkmal die aramaya yaparken karşılaştıgım kimin yazdığını bilmediğim ama tahminimce benden bi dönem küçük bi arkadaşın yazdığı şiiri sizlerle paylaşmak istedim. Lise hayatını ironik bi şekilde kaleme almış tabi Yılmaz Erdoğandan biraz esinlenmiş. Bana ait birşeyler bulduğumdan dolayımı bilmiyorum ama ben çok beğendim.
Not: FKMAL=Fethiye Kemal Mumcu Anadolu lisesi.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Cebeci-FKMAL minibüslerinde vazgeçtim öğrenci olmaktan
ve siyah cüzdanımda yemekhane kartıydı babam
ben seninle bir gün kantinde hamburger yeme ihtimalini sevdim.
sarı katın erkek tuvaletinde sigara kokan yıllarda
fkmal de karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım ilkokul öğretmenlerimi
ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra
bizim samih hocamız vardı
bir de basketbol sahasına yazı yazma imkanı
tabldot kokan arkadaşlarla paylaşılan ikili sıralarda
batak oynamaya başladık
ben koz-maça diyordum sen karo
geri kalanlar kontur ihale
kırmızı boyalarla fkm ikliminde harfler yazılıyordu çukurun önüne ve
Türk dili hocasına inat bir Türkçeyle
abilerimizden öğrendik buz tutmuş karda düşmeden yürümeyi
fkm ye usul usul sulu kar yağıyordu
ve çok amaçlı spor salonunda sevişmeyi öneriyordu görmüş geçirmiş büyüklerimiz
oysa fkm de hiç sevişmedim ben,
disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
281 numarayla giden platonik aşkımı saymazsak.
fkm ye usul usul kar yağıyordu
ve belli bir saatten sonra derse girmemeyi öneriyordu görmüş geçirmiş büyüklerimiz
oysa hiç ders kaçamağım olmadı benim
ve hiç bir yoklama kağıdına yok yazılmadı adım.
ara sıra dalıp giden sevimli bir çocuk yüzüydüm derste,
sana şiirler biriktiriyordum çok amaçlı defterimde ama sen yoktun.
ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, 5 dakikalık tenefüs aralığında
281 numara seni hep zamansız amansızca bir dersane griliğine götürüyordu
Ben senin benimle pansiyonun arkasındaki parka gelebilme ihtimalini seviyordum.
ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
dağ başının sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
sonra 277 numara oluyordum kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü.
ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Etlik'in yalancı yeşilliğini
277 numara oluyordum bi süre, yanımızdan geçen 281 numarayla yarışıyordum
yanağım minibüs camının garantisinde.
minibüs oluyordum bir tepeden fkm ye..
okula yaklaştıkça üşüyordum
"çikita muz" u başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
korkuyordum
sonra iniyordum minibüsten duraktan bizim okula giden
ömrümün en dik
ömrümün en uzun
ömrümün en yokuş
ömrümün en büyük dağını koşarak çıkıyordum
çünkü sonunda geç kalıyordum, yok yazılıyordum sonunda
Cebeci-FKMAL minibüslerinde vzgeçtim öğrenci olmaktan ve
ve tabldotumun içinden yükselen sıcak bulgur pilavı kokusuydu babam
ben seninle birgün kızılaydaki bir simit sarayında
ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir öğrenci lokantasında
ben seninle fkm ye mistik ve sallama bir çay kıvamında bakan atakulenin deli gibi durmaksızın dönen tavanında
ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim."
Tam olarak bulduğum yer.
Not: FKMAL=Fethiye Kemal Mumcu Anadolu lisesi.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Cebeci-FKMAL minibüslerinde vazgeçtim öğrenci olmaktan
ve siyah cüzdanımda yemekhane kartıydı babam
ben seninle bir gün kantinde hamburger yeme ihtimalini sevdim.
sarı katın erkek tuvaletinde sigara kokan yıllarda
fkmal de karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım ilkokul öğretmenlerimi
ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra
bizim samih hocamız vardı
bir de basketbol sahasına yazı yazma imkanı
tabldot kokan arkadaşlarla paylaşılan ikili sıralarda
batak oynamaya başladık
ben koz-maça diyordum sen karo
geri kalanlar kontur ihale
kırmızı boyalarla fkm ikliminde harfler yazılıyordu çukurun önüne ve
Türk dili hocasına inat bir Türkçeyle
abilerimizden öğrendik buz tutmuş karda düşmeden yürümeyi
fkm ye usul usul sulu kar yağıyordu
ve çok amaçlı spor salonunda sevişmeyi öneriyordu görmüş geçirmiş büyüklerimiz
oysa fkm de hiç sevişmedim ben,
disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
281 numarayla giden platonik aşkımı saymazsak.
fkm ye usul usul kar yağıyordu
ve belli bir saatten sonra derse girmemeyi öneriyordu görmüş geçirmiş büyüklerimiz
oysa hiç ders kaçamağım olmadı benim
ve hiç bir yoklama kağıdına yok yazılmadı adım.
ara sıra dalıp giden sevimli bir çocuk yüzüydüm derste,
sana şiirler biriktiriyordum çok amaçlı defterimde ama sen yoktun.
ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, 5 dakikalık tenefüs aralığında
281 numara seni hep zamansız amansızca bir dersane griliğine götürüyordu
Ben senin benimle pansiyonun arkasındaki parka gelebilme ihtimalini seviyordum.
ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
dağ başının sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
sonra 277 numara oluyordum kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü.
ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Etlik'in yalancı yeşilliğini
277 numara oluyordum bi süre, yanımızdan geçen 281 numarayla yarışıyordum
yanağım minibüs camının garantisinde.
minibüs oluyordum bir tepeden fkm ye..
okula yaklaştıkça üşüyordum
"çikita muz" u başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
korkuyordum
sonra iniyordum minibüsten duraktan bizim okula giden
ömrümün en dik
ömrümün en uzun
ömrümün en yokuş
ömrümün en büyük dağını koşarak çıkıyordum
çünkü sonunda geç kalıyordum, yok yazılıyordum sonunda
Cebeci-FKMAL minibüslerinde vzgeçtim öğrenci olmaktan ve
ve tabldotumun içinden yükselen sıcak bulgur pilavı kokusuydu babam
ben seninle birgün kızılaydaki bir simit sarayında
ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir öğrenci lokantasında
ben seninle fkm ye mistik ve sallama bir çay kıvamında bakan atakulenin deli gibi durmaksızın dönen tavanında
ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim."
Tam olarak bulduğum yer.