Şapkayı alıp gidenlerle kalıp direnenler

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Sayın Süleyman şapkayı alıp gittiği yıllarda da, bugün de, darbe
ufukta belirdi mi şapkayı alıp gitmekle suçlanır.
Tayyip Bey ise, darbe hissedersem, şapkayı alıp gitmem, gereğini yaparım!” diyor.
Demirel, “Ben 1971’de parlamentoyu açık tutabilmek için gittim!” yanıtını veriyor.
Buna Allende’yle,
örneğin Neville Chamberlain farkı diyebilir miyiz?
Salvador Allende, Şili’de darbecilere karşı direndi; Cumhurbaşkanlığı önünde, elinde silahı kimsenin hâlâ unutamadığı bir yiğitlik gösterisi sergiledi ve darbecilerin kurşunlarıyla öldürüldü.
Chamberlain ise, İngiltere
Başbakanı’ydı.
Sırasıyla Sudetenland, Ruhr Bölgesi ve en vahimi bağımsız bir devlet olan Çekozlovakya’yı, altın bi tepsi de Nazilere teslim etti. Avusturya’nın zorla Almanya’ya ilhak edilmesi karşısında, “Ne yapalım efendim? Bu ülkelerin ikisinin de ortak dili Almanca... Kültürleri bir. Biz ne karışırız...” dedi. Ve sonuçta yüz milyona yakın insanın hayatını yitirdiği İkinci Dünya Savaşına gidildi. Chamberlain ve Fransız Başbakanı Deladier, biraz cesaretli davransalar, zamanında “hayır!” diyebilseler, belki Nazi’ler al aşağı edile
cek, demokrasi Almanya’ya egemen olacak ve milyonlar canını yitirmeyecekti. Acaba Süleyman Bey, 1971’de direnseydi, Tağmaç, Gürler, Batur ve Eyicioğlu Paşaları emekli etseydi darbe gerçekleşebilir miydi? Belki de Süleyman Bey’i silah zoruyla al aşağı ederlerdi. Bilemem... Siz de bilemezsiniz. İşte şapkayı alıp gitmekle direnmek arasında, böylesi uzun ince bi yol var. Kimi rahatca geçebiliyor kimi, belki de yapısının gereği, erkekliğin onda dokuzuna sığınıyor. Hangisi daha doğru? Siz karar verin!


Kaynak
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst