Şanlı tarihimiz size ibret vermez mi?

Bu konuyu okuyanlar

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,324
Puanları
113
Şanlı tarihimiz size ibret vermez mi?

Devlet adamları doğru ve haklı olduklarını bildikleri zamanlarda inisiyatif almaktan çekinmemelidir. Aldıkları karar aleyhlerine tecelli edecek olsa dahi cesur ve mert olmalıdırlar...

Bugünlerde Boğaziçi Üniversitesinde "Gezi-vâri bir kalkışma"nın beklentisi içinde bulunanlar ellerini ovuşturmaktadır.

Cumhurbaşkanımızın atadığı yeni rektör bahane edilerek polise “katil” diye sloganlar atılmakta devlet acziyete düşürülmek istenmektedir.
Terör grupları ilk günden itibaren organize bir şekilde hadiseyi körüklemişlerdir.

CHP İstanbul İl Başkanı, polisimize katil diyenlerin önünde gösteri yapmıştır. Sorumsuz bazı politikacılar rektör atanmasını tenkit etmişlerdir.
Yabancı basının muhabirleri tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi derhâl "görev mahalli"ne geçmişlerdir!..

Alman uşağı Can Dündar ilk günden itibaren bölücülere mesajlar çakmaya başlamıştır.

Boğaziçi Üniversitesinin bir kısım akademisyenleri devir-teslim töreninde sırtlarını dönerek protesto yolunu tutmuşlardır. Aslında bu protesto, devlete sırtını dönmek bölücüye ve polisimize katil diye bağıranlara yüz vermektir.

Peki, bu tayinde uygunsuz bir taraf var mıdır? Bu suale verilecek cevap kesin bir şekilde hayırdır.
Öyle ise ilk günden itibaren milletinin ve polisinin yanında olan gerek siyaset ve gerekse akademik camiaya da büyük görev düşmektedir.
Bölücü siyasetçiler ve akademisyenler tavrını derhâl belli ederken onların susması acizliktir!..
Maalesef bu durum her meselede babasına bakan süt emen çocuk tavrından öteye geçmemektedir. Cumhurbaşkanı konuşmadan hiç mi fikir belirtemezsiniz?

Anlı şanlı siyasetçiler, YÖK Başkanı, Rektörler, Akademisyenler neredesiniz?..

Şanlı tarihimiz size hiç mi ibret vermez?

Buyurun anlamayanlar için Ahmed Vefik Paşa’dan bir anekdot daha!
Ahmed Vefik Paşa’nın araba meselesine Fransız İmparatoru III. Napolyon son derece içerlemişti. Hatta Paşa’nın neticede haklı çıkması ve kendisine bir şey yapılamaması daha da canını sıkmıştı...

Nihayet bir baloda karşı karşıya geldiğinde Paşa’dan intikamını almak için vesile kolladı. Bir fırsatını bularak Ahmed Vefik Paşa’ya yaklaştı. Hâl hatır sorduktan sonra sözü o zaman bir vilayetimiz olan ve karışıklıklar içerisinde bulunan Beyrut’a getirerek;
“Paşa, Osmanlı İmparatorluğu çatırdamaktadır. Neler oluyor?” dedi.
Etrafındakiler istihza ile Vefik Paşa’yı süzüyorlardı.

Ahmed Vefik Paşa gayet sakindi. Bir krala gösterilmesi gereken ağırbaşlı ve saygılı tavrını hiç bozmadan şöyle konuştu:
“İmparator cenapları! Beyrut, Paris’e çok uzak durumdadır. Adamlarınız siz Majestelerini yanlış bilgilendirmiş olabilirler. Fakat ben Paris’te bulunduğum için Fransız İmparatorluğu’nun sonunu çok daha yakından ve bizatihi görebiliyorum. Çatırdayan Zat-ı devletlerinin imparatorluğudur...”

Bu sözler karşısında İmparator ve yanındakilerin istihzai bakışları bir anda yok olacaktı.
Evet, 15 Temmuz 2016’dan sonraki süreç ve atlatılan badireler asla unutulmamalıdır. ABD, Rusya, Fransa ve Almanya’nın ülkemiz üzerindeki emellerinin bitmediği her vesile ile görülmektedir. Buna karşılık devletimizin dik duruşu ve çelik iradesi bütün oyunları bozmuştur. Hâl böyle olunca içten karıştırma çabaları her zaman olduğu gibi yine vizyona sokulmak istenmektedir.

Aylardır "sarı yelekliler"in gösterilerine sahne olan Fransa, nereye doğru yol aldığı belli olmayan ABD ve korona karşısında perişan hâldeki Avrupa hâlâ birilerini ve bilhassa aydınlarımızı eziklik duygusundan kurtarmayacak mı?


TEFEKKÜR

Âlem ol âyine-i ibret-nümâdır kim düşer
Günde yüz bin şekille bir vakt ü zamânın sureti
Tabîb Mustafa
(Dünya o ibretler gösteren aynadır ki/Zamanın görüntüsü günde yüz bin biçimde içine düşer...)

Ahmet ŞİMŞİRGİL/Türkiye gazetesi
 
Üst