Said Nursi'nin Hayatı

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan mehmet
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın Cavcav sen bu sorularını Şeytana ya da şeytan gibi olan arkadaşına sorabilirsin....Onlar seni ikna ederler......

Sual : Kur'an-ı Kerim hakkında şek ve şüpheleri olanlar, Kur'an'ın bazı terkip ve kelimeleri güya nahiv ilminin kaidelerine muhalefet etmiş gibi şüphe ika etmişlerdir?

Cevap : Bu gibi heriflerin, ilm-i nahvin kaidelerinden haberleri yoktur. Sekkaki'nin dediği gibi, efsah-ı füseha olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, Kur'an-ı Kerimi uzun uzun zamanlarda tekrar tekrar okuduğu halde o hataların farkında olmamış da bu cahil herifler mi farkında olmuşlardır? Bu, hangi akla girer ve hangi kafaya sığar? Sekkaki, Miftah'ının sonunda, bu gibi cahilleri iyi taşlamıştır.

Evet, bir şairin dediği gibi, "Her üren kelbin ağzına bir taş atacak olsan dünyada taş kalmaz."


Sayın Cavcav, boşuna iftira edip durma, kendinden başka kimseyi kandıramazsın.....Saçma saçma sorularına senin samimi arkadaşlarına daha çok güzel cevap verebilirler..Lütfen Şeytani sorularınıza bizden cevap beklemeyiniz....
Melekler Şeytanlarla Barışmaz öğrenemediysen öğrenmiş ol bari....
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı günler arkadaşlar,

Sizlere yemin etsem herhalde inanırsınız,
Şu an kendimi gülmekten alamıyorum.

Hakikaten Kitab'ımızı ve Efendimizi savunmak bir ateiste kaldı ya;

Ha bu arada hacicavcav arkadaşım;
Bence iddiaları tek tek sunmak yerine o pdf dosyasını forumumuza kopyalasak daha iyi olmaz mı?
Böyle uğraşıpta kendini neden zahmete sokuyorsun?

Select All-Copy-Paste

Saygılar
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Deeğerli Arkadaşım,
Yutma muhakeme et,
bir asker genel kurmay başkanıyla istediği zaman görüşemiyorsa...Arada uğramsı gereken başka rütbeli subaylar varsa.....diğeri niye garip görüp altında bişeyler arayalım ki.....
selamlar..
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili Mehmet,

Ama şimdi size de ben gülüyorum.Ersen64'ün hangi yazısı kendine ait?

O risale-i nur saçmalığından copy-paste yapınca gıkınız çıkmıyor.

Eğer dürüst davranmak gerekiyorsa size-bize olmaz herkese olur.

Saygılar...
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Mehmet dedi ki:
Hayırlı akşamlar arkadaşlar;
İnanın iki günden beri iki defa müsvedde yazı yazdım,tam yayınlayayım dedim,işim çıktı,yayınlayamadım.Konuya her bakışımda farklı yorumlar ve farklı iddialarla karşılaştım.

Ama üzüldüğüm bir nokta var;
Acaba bu hacicavcav arkadaşlarım şunu bilmiyorlar mı?;

Bu zatın eserleri zaten zamanında yeteri kadar kelimesi kelimesine,harfi harfine kadar incelenmiş,tedkik edilmiş,suç araştırılmış,mahkemelere verilmiş,zamanın büyük feylosofları ve ilim adamları herkes bu eserleri tedkik etmiş.
Sizin ve T.Dursun'un ettiği iddiaların yüzlercesi binlercesi yapılmış.

Adamın ömrü hapishanelerde,hücrelerde ve sürgünlerde geçmiş.
Adamın dünyalık üç beş kap kacakdan başka bir şeyi yokmuş.
Adam şan,şöhret,makam ve para peşinde koşmuş olsaydı,bence ve inanın sizce de şu anda altından bir mezarı olurdu.

Sizler şurdan burdan alıntı yaparak bir meseleyi halletmiş,bir iddiayı çürütmüş,bir zafer kazanmış edasında olmayın.

Sizin deli dediğiniz adamın hayatına bir bakın,eğer çok derin araştırmacı iseniz mahkeme kayıtlarına bir bakın,o zamanın şartlarına bir bakın,hiçbir şeye bakmıyor iseniz veya bakmayacaksanız alın eserlerinden okuyun.Sizce gerçekten her kelimesi her cümlesi saçma mı?

Şimdi düşünüyorum;hacicavcav ve onun fikir yandaşı arkadaşlar diyecekler;
"Mehmet bırak duygu sömürüsünü de sadede gel,bizim yazdığım iddialara bir cevap ver,eğer veremiyorsan bari sözünü yerine getirde millete rezil olma"

Bunu yazmasanızda aklınızdan geçireceğinizi adım gibi biliyorum.

Onun için burda hacicavcav arkadaşımın 93 nolu mesajına atfen yazıyorum.

Bir kere ilk iddia Bediüzzamana ait değil. Ahmet Husrev Abi'ye ait.O da doğal olarak üstadını ve eserlerini methediyor.

İkinci iddiada ise var mı aksini isbat edebilen,gerçi hacicavcav arkadaşım önce o kitapları bir okuyacak,sonra kanaat getirecek,bu eser gibi bir eser daha olmadığına.

Allah için burdan Kuran'dan üstünmüş gibi bir mana nasıl çıkartabilirsiniz.
Mevcut anayasamızda bile değiştirilmez,değiştirilemez,değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerimiz mevcut.Ben şimdi anayasamız Kuran'dan üstün desem ne kadar manasız olur değil mi?

Tekrar soruyorum bu iddiaların hangisinde Kuran'dan bir üstünlük görüyorsunuz?

O kadar kitapların neresinde kuran okumayın,bunu okuyun,bunlar kurandan üstündür diye bir yazı var?
Adam deli olunca bence kendini mehdi veya peygamber ilan etmesi lazım.

Ama anlaşılıyor ki,
"Bediüzzaman Hazretlerinin dinsizlik akımlariyle mücadeleye başlamasına esas teşkil eden olaylardan biri de, o zamanın (1900 yılı) süpergücü olan İngiltere’nin Sömürgelerden mesul Bakanı Gladstone’un beyanatıydı. Bu bahis kendisinin Tarihçe-i Hayat kitabında şu şekilde anlatılmaktadır:

«Bediüzzaman, Van’daki ikameti esnasında Âlem-i İslâm’ın vaziyetini bir derece öğrenmiş bulunu­yordu. Bir gün Tahir Paşa bir gazetede şu müdhiş haberi ona gös­termişti. Haber şu idi:

İngiliz Meclis-i Meb’usanında Müstemlekât Nâzırı, elinde Kur’an-ı Kerim’i göstererek söylediği bir nutukta:

Bu Kur’an, İslâmların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalı­yız, bu Kur’an’ı on­la­rın elinden kaldırmalıyız yahut Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız, diye hitabede bulunmuş.

İşte bu müdhiş haber, onda tarifin fevkinde bir te­sir uyan­dırmıştı. İstidadı şimşek gibi alevli, duyguları ve bü­tün letaifi uyanık ve ilim, irfan, ihlâs, cesaret ve şe­caat gibi hârika inayet ve seciyelere mazhar olan Bediüzzaman’ın bu havadis üzerine:

“Kur’an’ın sön­mez ve söndürülmez manevî bir güneş hük­münde olduğunu, ben dünyaya is­bat edeceğim ve gös­tereceğim!”

diye kuvvetli bir niyet ruhunda uyanır ve bu sâikle çalışır.» (Tarihçe-i Hayat sh: 51)

bu zatta "Kur’an’ın sön­mez ve söndürülmez manevî bir güneş hük­münde olduğunu ben dünyaya is­bat edeceğim ve gös­tereceğim" diye kainata meydan okuyor.

Ama T.Dursun veya herkimseler onun eserlerini kurandan üstün gördüğünü iddia ediyor.
Amacı Kuranın hakikatlarini anlatmak olan bir kimse onu kendine alet edermi?Böyle bir ahmaklığa düşer mi?

Ve daha da fazlası için o eserleden 25.söz adlı eserinde tamamen kuranın mucizeliğinden bahsediyor.

İşte değerli arkadaşlarım;
Nihayet bu yazımı bir mani olmadan gönderebildim.
Gecikmemden dolayı özellikle hacicavcav ve yandaşı arkadaşlarımdan helallik dileyeceğim.
İnanın vaktim müsade etse idi, diğer iddialarada tek tek cevap verecektim.

Ama Rabbim ömür nasip ederse ileriki günlerde veya aylarda bir sabit konu açıp T.Dursun'un iddilarının hergün bir tanesine cevap vermeyi sizin vesilenizle niyet ettim.

Değerli arkadaşlarımda bana bu konu ile ilgili fikir ve düşüncelerini özel mesajla yazabilirlerse inşallah daha isabetli kararlar vermeme vesile olurlar.

Şimdilik herkesi Rabbime emanet ederek;

Saygılarımı sunuyorum.

Evet hacicavcav arkadaşım bu mesajım hakkında yorum yazmamışsın.
Sadece katılmıyorum demekle yetinmişsin.
Sizlerden aynen diğer mesajlarınız gibi ciddi ve araştırmacı yazılarınızı bekliyorum.

Saygılarımla
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Mehmet Arkadaşım,
Turan Dursunun Mesajları adı aldında bir başlık açın da bu arkadaşları oraya gönderelim....Görsünler bakalım kaç tane takipçileri var...
selamlar.....
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Mehmet Kardeş,

Sen ve biliyorsan Ersen64 nur tarikatı üyesi veya sempatizanı mısınız?

Saygılar...
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
Lütfen bildiğiniz konularda konuşun...
Risale-i Nur Tarikat değil, Hakikattır...


 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Arkadaşlarım burda konu başlığımız Said Nursi'nin hayatı;

Elbette konumuz o olduğu için onun sözlerini alıntı yapmaktan daha doğal ne olabilir ki;

Şimdi anlaşılan şu ki;
ersen64 arkadaşımda ardı arkasına onun eserlerinden copy/paste yapıyor,
sizin bir nevi temsilcinin olan hacicavcav arkadaşımda onun eserlerinden copy/paste yapıyor.

Ama dikkat ettim ki;
Eğer hacicavcav arkadaşım o eserleri okumuş olsa bence her kelimesine her cümlesine itiraz etmesi gerekti.

Dikkat ederseniz hemen hemen ersen64 arkadaşımın alıntı yaptığı Risale-i nur
eserlerinde bulunanların hiçbirisine itiraz yok.

Sizce bu kabullenmek veya tasdik etmek değil de nedir?

Eğer bir adam tımarhanelik ve deli ise sizce onun eserini kaç kişi okur?
Değerli arkadaşlarım;
Yanlış okumuyorsunuz tam 130-140 parça eser tamı tamına 35 dile çevrilmiş.
Anlamadıysanız tekrar yazayım,bırakın 35 dili 2-3 dile çevrilse,sizce o adamın aklının neresinden şüphe edersiniz?
O çevrilmiş olduğu iki üç dil bile o eserin makbuliyetini göstermez mi?

Yapmayın hacicavcav arkadaşım,
Araştırmacı ruhunuza gölge düşürüyorsunuz.
Bir deli adamın eseri kendisine bile menfaati olmazken;30 küsür dile çevrilmiş bir adamın eseri hakkında nasıl tımarhanelik veya delilik saikası yapıştırırsınız?

O zaman sizce bütün bu eserleri okuyanların hepsi ya tımarhanelik veya deli.
Ne okuduğunu,ne yaptığını bilmezler.

Bence siz yanlış yerden giriş yaptınız hacicavcav.
Eğer ben bu adamın eserlerini okumaktan dolayı deli veye tımarhanelik damgası yiyeceksem,sizlere veya herkese şu sözü haykırıyorum;

Ve yetkili arkadaşlara sesleniyorum


Ben deliyim ve tımarhaneliğim
Alın götürün beni BAKIRKÖY'E

Saygılarımla
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Mehmet bey;

Konuyu yanlış tartışıyoruz bence.Yada daha doğru bir şekilde söyleyecek olursak bir ateist olarak benden beklentileriniz yanlıştır.Şöyleki...
Ben ateist bir insanım.Tanrı inancım yok.Kurana da bir kutsallık atfetmiyorum.Diğer semavi din ve kitaplarada aynı şekilde.
Şimdi ben inanan bir insan olsa idim,Saidi Nursi için yapılan yorumları tek tek ele alıp,yanlışlıklarını delilleriyle ortaya koyar,eleştirenlerin tezlerini çürütürdüm.Aynı şekilde Kuranı,Allahı yada Muhammedi eleştiren birinede aynı şeyi yapardım.
Ama siz onu yapacak yerde(Özellikle ersen64)Bu zatın nasıl büyük bir alim olduğundan tutunda,saçmalık olduğu bilinen,hiç bir bilimsel değeri bulunmayan cifir ve ebced hesabına kadar her şeyini övüp duran yazılar yazıyorsunuz.
Bunu yapacak yerde sadece eleştirilere cevap verebilseydiniz.Onu ayrıca övmenize zaten gerek kalmayacaktı.
Bu durumda ne oluyor.
Bir tarafta bu zatı öven,kutsayan kişiler ve onların yazıları,
Diğer tarafta bu zatı eleştiren,yerin dibine sokan yazılar.Ve biz bu sorularımıza cevap alamadan öylece bakıyoruz.Saidi Nursinin yazdıkları ortada,Kurandan verdiğim ayetler ortada,bunların birbiriyle çeliştiği ayan beyan ortada,ama sizler bunlara cevap vereceğinize,yeni yeni savunmalar ve methiyeler diziyorsunuz.

Son olarak şunu söyliyeyim.Bir görüş,Bir düşünce,Bir insan bu şekilde savunulamaz.

Turan Dursun'la ilgili olarak hergün bir meseleyi buraya taşıyacağınızı yazmışsınız.
Buyrun meydan,yazın bakalım.
Size bir görüş,bir düşünce,bir insan nasıl savunulur göstereyim.

selamlar... :)

 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,

Merhum Mehmed Akif'in,
"Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı.
"
beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek Bediüzzaman'a müyesser olmuştur.....
Merak edenler hemen açıp okuyabilirler..
www.risaleara.com de kelime aramakta mümkündür..
2. 3. kişiden duymayın açın birkaç sayfa okuyun....
Risale-i Nur da, Türkçe, Osmanlıca, Arapça Kelimeler ard arda gelmektedir...Türkçe bilen arapça öğreniyor..Arapça bilen de Türkçe öğrenmektedir....Sadece dikkat gerektirir.....

Selam ve Saygılar
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ersen64 dedi ki:
Değerli Arkadaşlar,

Merhum Mehmed Akif'in,
"Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı.
"
beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek Bediüzzaman'a müyesser olmuştur.....
Merak edenler hemen açıp okuyabilirler..
www.risaleara.com de kelime aramakta mümkündür..
2. 3. kişiden duymayın açın birkaç sayfa okuyun....
Risale-i Nur da, Türkçe, Osmanlıca, Arapça Kelimeler ard arda gelmektedir...Türkçe bilen arapça öğreniyor..Arapça bilen de Türkçe öğrenmektedir....Sadece dikkat gerektirir.....

Selam ve Saygılar

Al işte yine said aşkı!!!,

Şİmdiye kadar bir dünya yazında niye bir tane kuran meali linki vermedin de illa ki risaleler?

Şimdi konu bu deme sakın.Bir önceki ateizm tartışmasında da habire risalelerden sallıyordun ama kuran 2. plandaydı.Biraz dürüst olmak çok mu zor.

Yazdıkça batıyorsun arkadaşım.
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
hacicavcav dedi ki:
Acı gerçek cevap veremeyince saldırmışsın.
Aferin ;
sana yakışanı yapıyorsun.

Biz Tımarhaneye Delilikten Girdik, Salaklıktan değil

Bende onu dedim.Tamda deliklikten girmiş tımarhaneye.
Anladığını sanıyorum Burda bahsi geçen Salakta *** oluyorsun !!! hacicavcav


Not: Mademki Alıntı Yapıp Bana Cevap vereceksin, Alıntı Yaptığın Cümlenin Sonundaki Ünlem( !!! ) İşaretinide Koysaydın ! (bi ünlem daha)
-------
Şimdide Said Nursi'nin Kendini Peygamber Zannettiğini söylüyorsun, Birazdan kendisini Allah sanıyordu(haşa) dersen hiç şaşırmam
Sen Said Nursi Zamanında varmıydın !!! , (Utanmasa diyecek Çocukluk Arkadaşımdı,Ben bilirim)
Yaw bu kadar bilmiş bilmiş niye konuşuyorsun ya, YAPTIĞIN BÖLÜCÜLÜK, YA İSTEYEREK YA İSTEMEYEREK, AMA KİMİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜĞÜN AÇIKÇA ORTADA !!! , Biyerden bi saçmalık okuyorsun sonra daha fazla araştırmadan zaten sana yarayacak birşey olduğu için, Hemen öyledir diyorsun !

Siz hep böylesiniz, Önce dersinizki
"Ben Kuran'ı Okudum Bitirdim Sen bitirdinmi?"(misal)
Ondan sonra
Yalan Dolan aklına ne eserse at, Nasılsa sana uyan bir Cahil Mutlaka bulunur, Cevap alır gene direnir, Başka bişey bulur !!!

Sonuç; Psikolojik Savaş,İnsanlarda Yılgınlık Hissi'ni uyandırıp, Sonunda Kazandım demek
-----------------
Hadi diyelimki Maksat bu değil !!!
Sende biliyorsunki, Bu Ülke İslam'dan Doğan Cesaretle, Şehit olurum en fazla Hevesiyle, Korkusuzca Mücadele etti,Ve Hala Bu Hevesle Mücadele ediyor,Bu Mücadele Hevesimizle şuan Bu Ülkede yaşıyoruz(Elhamdülillah)
Eğer bu Ülke'de Bu Cesaret Bu Korkusuzluk olmasaydı, Türkiye diye biryer yoktu !!!
Tüm Dünya; Mustafa Kemal Atatürk'e hayran !
Mustafa Kemal Atatürk; Halkına hayran !!!

Ama Ateistlerin Tek derdi Dünya olduğu için, Ölmekten Korkarlar, Sonuç Firar yada Beyaz Bayrak olurdu ve Düşman Eliyle Koyduğu gibi Vatanımızı ele geçirirdi
Dolayısıyla Atatürk Ateistlere; "Ben Size Savaşmayı değil, Ölmeyi Emrediyorum" deseydi,
Cevap: Beyaz Bayrak yada Gizlice Firar olurdu


Çünkü Öbür Dünyanızdan bir Beklentiniz yok,Öbür Dünyanızda yok

Biz Müslümanların İçindeki Ruhtan Korkan, Bazı dış güçler, Bişekilde sizlerin Beynini(Ruhunu) yıkıyor ve Bu Halka böyle devam ediyor

Çok Şükür Hiçbir Ülke Bize Savaş açarak, Bizi yenemez-di("di" 'yi ayırdım çünkü hala yenemez,Bazılarının Titreyip Kendine gelmesi için ufak bi hatırlatmadır), İçimizdeki Savaşçı Ruhu, İslam Ruhu'nu yok etmeye çalışıyorlar

Mesela bi topluluktasın, Birisi Hapşırıyor ve Hiçkimse bi ÇokYaşa demiyor,Halbuki ÇokYaşa deseler, O insanın içinde bi sıcaklık oluşur,Arkadaşlık hissi oluşur, Bu Millet olarak birbirimize bağlanmamızı sağlar, Bak bu Korkuyu içimize soktular, Ya adam hapşırdı, Bi ÇokYaşa diyecek kadar Cesaretin yokmu,Hapşırmak kadar Doğal bişey varmı
Ama eskiden
Hapşıran: Elhamdülilah
Gören,Duyan: YerhamuKellah
Hapşıran: Yehdi Yedi kümüllah

derdi
Böylece birbirlerine daha çok bakmış olurlar,Daha sıkı bir bağ kurarlar!

Bak bu Küçük şey İnsanlara nasıl bir Bağ oluşturuyor !

Ey Türk Titre ve Kendine Gel, Aklının başına Gelmesi için İlla Bir Musibet mi Lazım
Eskiden:
"Allah(c.c) Büyüktür" derlerdi,(Yani Umutsuz değilim,Güçsüz değilim!)
Şimdi:
"Naparız" diyorlar,(Yani Umutsuzum,Gücüm yok!)

Eskiden,Bir Mum yakarlardı, Şimdi Müslüm Baba(İsyan ede ede oldum Günahkar)

Akıllı Adam Çare Üretir, Salaklar İsyan eder,
İsyan etmek Günahtır !!! Al sana bir bağ daha, Sizler şarap kadehlerini tokuştururken, Bizler çare arıyorduk, İşte İslam dininin Bize verdiği Ruh budur !!!

Hainler Toplum'un Çarelerini Yok Etmek isterler !!!
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
Kur'an- Kerimin esas maksatları dört tanedir.
1.Tevhid
2.Nübüvvet
3.Haşir(Öldükten sonra dirilme)
4.Adalet ve İbadettir.
Şimdi size Risale-i Nurun 1.kitabı SÖZLER'in tek cümlelik fihristesini yapmağa çalışacağım..
Sözler Kitabı (792 sayfa)
1.Söz-Tevhid:herşeyin bismillah dediğinin ispatı
2.Söz-İman eden ve etmeyenin kıyası
3.Söz-İbadet eden ve etmeyenin kıyası
4.Söz-Namaz kılmayanın ne kadar zararlı olduğu
5.Söz-Rızık konusunda Allahın vazifesiyle, kulun vazifesini ayrılması
6.Söz-Allah'a kul olanın ne kadar kazançlı olduğunu
7.Söz-İnsanın neden inanmak zorunda olduğunu
8.Söz-Hak din olmassa, dünya bir zindan olduğunu
9.Söz-Namazın beş ayrı zamanda kılınmasını hikmet 5 nüktede anlatılmıştır.
10.Söz-Haşir Öldükten sonra dirilmenin ispatı (70 sahife)
11.Söz-Dünyanın yaratılış gayesi,insanın tılsımı ve namazın derin anlamı
12.Söz-Kur'anın hikmetiyle felsefe hikmetinin kıyası(4 esastır)
13.Söz-İki makamdır
1.Makam-Kur'nın en büyük mücizesi

2.Makam-Kabre giriş Şekilleri
14.Söz-Dünyanın altı günde yaratılmasını izahı
15.Söz-Melek ve şeytanın mücadelesi
16.Söz-Birtek, Allah bütün kainatı nasıl idare ettiğinin izahı
17.Söz-Hayatın güzellikleri içinde, ölüm ve ayrılıkların, güzelliklerle uyumları
18.Söz-Herşeyin güzel tarafı ve Risalet-i Ahmediyeye kuvvetli bir delil..
19.Söz-Risalet-i Ahmediyyeyi anlatan 14 reşhadan ibarettir..
20.Söz-İki Makamdır
1.Makam- Bazı itiraz edilen ayetlerin izahı
2.Makam-Muzicat-ı Enbiya yüzünde parlayan Kur'anın Mucizeliği
21.Söz İki Makamdır
1.Makam-Namaz için beş ikazdır.
2.Makam-Şeytanın vesvesine karşı beş vecih

22.Söz-İki Makamdır.
1.Makam-Oniki Bürhan(delil) vahdaniyeti ilahiyyeyi keskin ispat.
2.Makam-Yine oniki Lema ile hakiki imanı ispat..
23.Söz-Beş NokTa ve Beş nüktede İnsan-İman -Kainatın İrtibatları

24.Söz-Hadis İlminin Ayrıntıları(Beş daldan ibarettir.)
25.Söz-Mucizat-ı Kur'aniye Risalesi (98 sayfa)
26.Söz-Kader Risalesi (Dört Mebhastır)
27.Söz-İçtihad Risalesi ve Sahabeler Hakkındadır
28.Söz-Cennet hakkında bazı sorulara cevaplardır.
29.Söz- Bekay-ı Ruh VeMelaike Ve Haşre Dairdir..( otuz Sayfadır)

30.Söz-İki Maksattır.
1.Maksat-İnsanlık mahiyeti olan 'Ene'İzahı
2.Maksat-Atomların yer değiştirmelerinin gerçek anlamı
31.Söz-Mirac Mucizesi
32.Söz-Sevgi Ve Aşk-ı İlahi Risalesi (60 Sayfa)
33.Söz-33 adet Allah'ın varlık ve birliğne baktıran pencerelerden ibarettir..

Değerli Arkadaşlar,
İmanın esasları bir çekirdek gibidir. Birbirinde ayrılmaz, birbirini ispat eder...Birisi hepsini içinde bulundurur.Yukarıda direk alakalara göre tanzim yapılmıştır..Yoksa hiçbirisi birbirinde ayrılamaz..
Yine yukarıdan da anlaşılacağı gibi, Risale-i Nurun maksatı, Kur'anın maksatları izah ve ispattır...Said Nursinin maksadı da, Peygamberimizin(A.S.M.) maksadıdır...Bir insan Zat-ı için sevilmez sıfatı için sevilir...Said Nursi Peygamberimize en çok benzediği için sevilir..Peygamberimize benziyen, bütün insanlar Allah için sevilirler...Risale-i Nur Kur'an denizinde sadece bir damladır...Varın siz O Kur'an denizinin büyüklüğünü düşününüz....Ayrıca www.risaleara.com bu kısa fihristenin doğruluğunu teyid edebilirsiniz..

Bütün Arkadaşlara Hayırlı Cumalar dilerim......Devam edecek
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı sabahlar arkadaşlar,

Bu mesajımı hacicavcav arkadaşımın 145nolu mesajına atfen yazıyorum.
Bir kere o sözde Said Nursi'ya ait değil ait değil
Husrev abinin kaleme aldığı bir yazıdır.Vermiş olduğum linkteki sayfanın bir öncesine bakıldığı takdirde görülecektir.

Bu asla Allah'a şirk koşmak değildir.
Sizler ve bizler bile bir işimizin,bir hallimizin yerine getirilmesi için,araya o işi yapacak kimse tarafında kabul görmüş bir kimseyi aracı yapmıyor muyuz?
Bu ona şirk koşmak olur mu?
Hatta dua ederken bile "Yarabbi masumlar hürmetine,şehitler hürmetine,efendimizin yüzü suyu hürmetine bizi bağışla"diye niyazda bulunmuyor muyuz?

@ 146
nolu mesaja atfen,

Şiirde Said Nursi'ya ait değil;
Şiirin tamamına burdan bakabilirsiniz.Şiir Hasan Feyzi abiye ait.
Yine kendimizden misal vereyim.
Siz işinizde bir kusur işleseniz kimden af dilersiniz.
Allah'tan mı?yoksa patronunuzdan mı?
Allah'a karşı bir kusur işlerseniz onu da Allah'tan af dilersiniz.
Şimdi Patronunuzdan af dilemek "Kusura bakmayın efendim,bir yanlışlık yaptım,bir daha yapmamaya çalışırım" demek şirk koşmak mı?

@ 147 nolu mesaja atfen;
Said nursi ne güzel açıklamış,o isim bana ait değil diye."
Peki kendisi böyle demiş ise,Şakirtleri ona Bediüzzaman dediyseler kendisinin ne suçu var.Ben size bir lakap taksam suç sizin mi benim mi olur?
Ayrıca şu paragrafta onun eserlerinden kendine ait;
"Benim için medâr-ı fahr ve gurur olacak bir liyakatim ve istihkakım olmadığını kasemle itiraf ediyorum.
Ben çekirdek gibi çürüdüm ve kurudum. Bütün kıymet ve hayat ve şeref, o çekirdekten çıkan şecere-i Risale-i Nur ve mucize-i mâneviye-i Kur'âniyeye geçmiş biliyorum. Ve öyle itikad ettiğimden, i'câz-ı Kur'ânî hesabına izhar ederim. Bütün kıymet, bir mucize-i Kur'âniye olan Risale-i Nur'dadır. Hattâ, eskiden beri taşıdığım Bediüzzaman ismi onun imiş, yine ona iade edildi. Risale-i Nur ise, Kur'ân'ın malıdır ve mânâsıdır. kaynak

@ 148 nolu mesaja şimdilik açıklama yapmıyacağım.Sebebi ise kendimce kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı.
Ama ileride inşallah açıklayacağım.Merak etmeyin.

Evet hacicavcav arkadaşım;
Dediğim gibi her iddianın elbette cevabı var.Ama lütfen iddiaları tek tek yazarsanız benimde vaktim elverdiği müddetçe cevap yazabilirim.
Ama inanın birikince cevaplaması zor oluyor.

Saygılarımla
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
acı gerçek,

Anladığını sanıyorum Burda bahsi geçen Salakta *** oluyorsun hacicavcav

seviyeyi düşürmemek için o kısma cevap vermedim.Ama madem ısrar ediyorsun,misli ile sana iade ediyorum.

Mehmet bey'e;
yanıtlarınız için teşekkürler.
İddiaları verdiğim kısımda Nur şakirdlerinin bu tür iddiları ve lakapları taktığını,Saidi Nursinin de buna sessizce rıza gösterdiğini zaten yazdım.Sizin söyledipinizi doğru kabul ettiğimizde;
Bu durumda kendisini övüp duran bir zat Saidi nursi,diğer tarafta risalei nur ve müellifinini Allaha ve Kurana şirk koşan Nur şakirdleri var demektir.

Bunun ötesinde yaptığınız savunmalar Saidi Nursinin böyle bir iddiası olmadığını ispat yeteneğinden mahrumdur.Zira Nur şakirdleri Saidi Nursiden icazet almadan bu tür iddialarda bulunamazlar.Saidi Nursi dediğiniz kadar mütevazi bir insan olsaydı Şakirdlerin bu benzetme ve lakaplarına karşı çıkması gerekirdi.Oysa o tam tersini yapmış.Hem kendisi kendisini övmüş,hemde şakirdleri kendisini övme konusunda teşvik etmiştir.Nur Risalelerini okuyan herkes bunu kolaylıkla görür.

Birkaç örnekle meseleyi açıklamak daha doğru olur sanırım.

İkinci dünya savaşına girmeyip,büyük bir yıkımdan kurtulmamaızın nedeni sizce nedir?
İngiliz başbakanı Adana'da İsmet paşayla görüşmüş ve İsmet paşa savaşa girmeyi reddetmişti.
Ama Saidi Nursiye göre asıl neden daha farklı,Okuyalım bakalım...

Anadolu'nun bir meydan-ı harp olmamasının sebebi, kelime-i kudsiyesinin hakikatini fevkalade bir surette yüz bin insanın kalblerine tahkiki bir tarzda ders veren Risale-i Nur olduğunu, pek çok emareler ve şakirtlerinden binler ehl-i hakikat ve dikkatin kanaatleri ispat eder.
kaynak ersen64'ün verdiği linkten.Birde beni okumuyorsun diye eleştiriyor...
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3381

Anladınız mı şimdi?Savaşa girmememizin nedeni meğer risalei nurmuş...Acaba bunu nasıl yapmış?
Bilemiyoruz.mucize kabilinden bir şey...biz anlayamayız.

Anadolu'ya aynı rahmet olan Risale-i Nur'a

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3383

Neymiş efendim.Ne Allah,Ne Kuran ne de Muhammet .Anadoluya rahmet olan risale-i nur muş.

Pekiyi,diyelim ki bir yangın meydana geldi,birkaç saat süren bu dehşetli yangından kurtulmanın bir yolu varmıdır?

Saidi Nursiye göre vardır.
Nasıl mı?Linki ersen64 beyin yardımlarıyla buldum.Kendisine teşekkür ederim.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3498&a=ma%F0azaya

Size, manidar ve acip ve Risale-i Nur'un talebeleriyle ve Risale-i Nur a ve Ayetü'l-Kübrâ nın kerametiyle ve ehl-i dünyanın ilişmek niyetleriyle alakadar karşımda eskiden belediye bulunan hükumet dairelerinden birisi, hiçbirşey kurtulmayarak, hiç görmediğimiz acip bir parlamakla gecenin en soğuk bir vaktinde üç saat cehennem gibi yandığı halde, tam bitişiğinde, Risale-i Nur'un Çalışkanlarından bir talebesi, yine iki kardeşinin, masum Ceylan ın sermayelerinin kısm-ı azamı bulunan büyük mağazaları, o yangın yeriyle iki küçük dükkan fasıla ile o dehşetli yangın bütün şiddetiyle mağazaya doğru gelirken biçare Ceylan yanıma geldi, dedi: "Biz yanıyoruz, mahvolduk."
Ben de iki gün evvel mağazalarında bulunan Ayetü'l-Kübrâ nın bir kısım matbu nüshalarını yanıma getirmek için söyledim, fakat getirmedi. Demek o ateşi söndürmek için orada kalmıştı.
Ben de Risale-i Nur u ve Ayetü'l-Kübrâ yı şefaatçı yapıp, "Ya Rabbi, kurtar" dedim. Üç saat o dehşetli yangın hücumunda bütün o büyük daireyi mahvetti. Altında ve bitişiğindeki dükkanları bütün yaktı, yıktırdı. Risale-i Nur'un ve Ayetü'l-Kübrâ nın hıfzında olan mağazaya katiyen ilişmedi ve altındaki şakirdin dükkanı da müstesna olarak sağlam kaldı.

Anladınız mı? ey cemaati müslümin.Risalei nur'u ve ayetül kübrayı şefaatçi göstereceksiniz.Kuran ,Allah hikaye...Diyorum size bu said peygamber olacak adam yahu.

Uzatmaya gerek varmı?Linkleri verdim,saidin söylediklerini alıntı olarak verdim.Kendimde naçizane ufak bir iki yorum yaptım.
Şimdi bir soru.Ben arabama,evime bu risalei nuru koysam kazalardan korunmuş olurmuyum?Ne diyorsunuz?Bu bir tedbir şeklimidir? (:



 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
Sözler Kitabınının 10. Sözünde Bediüzzaman Hz.leri öldükten sonra dirilmeyi Anlatır...

Yani, insan der: "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" Sen, de: "Kim onları bidâyeten(başlangıçta) inşâ edip hayat vermiş ise, o diriltecek.'"

Onuncu Sözün Dokuzuncu Hakikatinin üçüncü temsilinde tasvir edildiği gibi: Bir zât, göz önünde bir günde yeniden büyük bir orduyu teşkil ettiği halde, biri dese, "Şu zât, efrâdı istirahat için dağılmış olan bir taburu bir boru ile toplar; tabur nizâmı altına getirebilir." Sen, ey insan, desen: "İnanmam"; ne kadar divânece bir inkâr olduğunu bilirsin. Aynen onun gibi, hiçlikten, yeniden ordu-misâl bütün hayvanât ve sâir zîhayatın tabur-misâl cesedlerini kemâl-i intizamla ve mîzan-ı hikmetle o bedenlerin zerrâtını ve letâifini emr-i "Kün Fe Yekün" -2- ile kaydedip yerleştiren ve her karnda, hattâ her baharda rûy-i(yüzünde) zeminde yüz binler ordu-misâl zevi'l-hayatın envâlarını ve tâifelerini icad eden bir Zât-ı Kadîr-i Alîm, tabur-misâl bir cesedin nizâmı altına girmekle birbiriyle tanışan zerrât-ı esâsiye ve eczâ-i asliyeyi bir sayha ile Sûr-u İsrâfilin borusuyla nasıl toplayabilir, istib'âd sûretinde, denilir mi? Denilse, eblehcesine(akılsızca) bir divâneliktir.

Hem Kur'ân, kâh oluyor ki, Cenâb-ı Hakkın âhirette hârika ef'âllerini kalbe kabul ettirmek için ihzâriye(hazırlık) hükmünde ve zihni tasdike müheyyâ etmek için bir i'dâdiye sûretinde, dünyadaki acâib ef'âlini zikreder. Veyahut, istikbâlî ve uhrevî olan ef'âl-i acîbe-i İlâhiyeyi öyle bir sûrette zikreder ki, meşhudumuz olan çok nazîreleriyle onlara kanaatimiz gelir.

Meselâ: -3- tâ, sûrenin âhirine kadar. İşte şu bahiste, haşir meselesinde, Kur'ân-ı Hakîm haşri ispat için, yedi sekiz sûrette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor.

Evvelâ: Neş'e-i Ulâyı(ilk yaratılışı) nazara verir. Der ki: Nutfeden alakaya(kan pıhtısı), alakadan mudğaya(et parcasına), mudğadan, tâ hilkat-i insânîyyeye kadar olan neş'etinizi görüyorsunuz... Nasıl oluyor ki: "Neş'e-i Uhra"(ikinci yaratılışı) yı inkâr ediyorsunuz?.. O, onun misli, belki dâva ehvenidir(kolayıdır). Hem, Cenâb-ı Hak, insâna karşı ettiği ihsânat-ı azîmeyi: kelimesiyle işaret edip der: Size böyle ni'met eden bir zât, sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız. Hem remzen der: Koca ağacı idare eden, o ağacın meyvesine ehemmiyet vermeyip başkasına mal eder mi? BüÖlmüş ağaçların dirilip yeşillenmesini görüyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasını kıyas edemeyip istib'âd ediyorsunuz. Hem, Semâvat ve Arzı halkeden, Semâvat ve Arzın meyvesi olan insânın hayat ve mematından âciz kalır mı? tün ağacın neticesini terketmekle, bütün eczasıyla hikmetle yoğrulmuş hilkat neticesini terketmekle, bütün eczasıyla hikmetle yoğrulmuş hilkat şeceresini abes ve beyhûde yapar mı zannedersiniz? Der: Haşirde sizi ihya edecek Zât, öyle bir Zâttır ki, bütün kâinat O'na emirber nefer hükmündedir. Emr-i "Kün Fe Yekün" 'e karşı kemâl-i inkıyad ile serfürû eder. Bir baharı halketmek, bir çiçek kadar O'na ehven gelir. Bütün hayvanatı îcad etmek, bir sinek îcadı kadar kudretine kolay gelir bir Zâttır. Öyle bir Zâta karşı: deyip kudretine karşı ta'ciz ile meydan okunmaz!

Evet Arkadaşlar 'Kim insana baştan hayat verdiyse, ikinci defa da O diriltecek'..Amenna ve Saddakna...
Selam Hürmetlerimle...
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
Haa Misliyle İade edince ordaki Herşeye cevap vermiş oldun öylemi? ! hacicavcav
Vay beee !!
Senin ateistlik dediğinin Toplumumuza ne yararı var, Onu söylesene,
Yani buna cevap vermeye çekiniyorsun, Çünkü Hertürlü Pislik Ateistlerde Mevcut,Hep Zararı var
Yararı yok

Ben ne dedim, Mücadeleci Ruhumuzu yoketmeye çalışıyorlar!


 

sessizce

Öğrenci
Katılım
16 Mart 2008
Mesajlar
68
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
baştan beri okuyorum ve gördüüm şey ateistlerin oyununa geldiğimiz...bırakın arkadaşlar kime ne anlatmaya çalışıyoruz...ne kadar anlatırsan anlat karşının anlayabildiği kadardır anlatabildiklerin demiş mevlana hzrtleri..şimdi buna bile bişi derler ...bırakın anlamasınlar yaaa...kalp gözleri karamış insanlara ne anlatılabilirki...saygılar ersen64 ve mehmet ve diğer inanan arkadaşlara
 

saha

Asistan
Katılım
12 Mart 2008
Mesajlar
123
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Hayırlı akşamlar

Bir sorum olacak ateistlere cevap vermek isterlerse.

Allah,a inanmanın bizlere bir zararı varmı.?
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlarım,
vesvese risalesinden bir kısım aktarıyorummm.
aramıza vesvese vermek isteyenlere de, bu nazarla bakarsak onlardan kurtuluruz...inş.
Ey maraz-ı vesvese ile mübtelâ! Biliyor musun vesvesen neye benzer? Musîbete benzer; ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen, küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Öyle ise, şu musîbetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü'l-vuku' olan yalnız beş vechini beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ, şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard(kaçırır) eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.

Değerli Arkadaşlarım,
Biz ilmimizi artırmaya çalışacağız.Sırrı imtihan gereği vesveseciler, her zaman çıkacaktır....Yukarıda dediği gibi vesvese teredütt verip esas maksattan uzaklaştırmağa çalışmaktadır..Başka bir yerde yine..
'Hayrı yaptırmamakla şerleri yapıyorlar, yani şerler oluyorlar. Çünkü mehâlik(kötülük) ve şer, tahribat(bozmak) nev'inden olduğu için, illetleri, mevcut bir iktidar ve fâil bir icad olmak lâzım değildir. Belki bir emr-i ademî(tereddüt verdirip) ile ve bir şartın bozulmasıyla koca bir tahribat olur. Halbuki bina gibi bir şeyin vücudu, bütün eczasının(şartların) mevcudiyetiyle(varlığıyla) takarrur eder. Halbuki onun harabiyeti ve ademi ve in'idâmı, bir rüknün(yokluğuyla) ademiyle hasıl olur.

Yine başka bir yerde 'İnsan kalben ve fikren hakaik-i İlâhiyeye bakıp düşündüğü zaman, bilhassa namaz ve ibadet esnasında, gerek şeytan tarafından, gerek nefsi tarafından pek fena, pis ve çirkin vesveseler, hatıralar, sinekler gibi kalbe, akla hücum ederler. Bu gibi hevâî, vehmî ve çirkin şeylerin def'iyle uğraşan adam, o vesveselere mağlûp olur. Ancak onları mağlûp edip kaçırmak çaresi, müdafaayı terk edip onlarla uğraşmamaktır. Evet, arılarla uğraşıldıkça onlar hücumlarını arttırırlar. Onlara karışılmadığı takdirde, insanı terkeder, giderler.....İnsanın vazifesi ise Allah'ı tanımak iman etmek ve ibadet etmektir..Çünkü; İmân insanı ebediyete, Cennete lâyık bir cevhere kalb eder............Hakka Ve hakikata destek veren arkadaşlara sonsuz teşekkürler...
Tekrar görüşmek üzere
Allaha Emanet Olunuz..
 

saha

Asistan
Katılım
12 Mart 2008
Mesajlar
123
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Psikyatrist Gözüyle Ateistlerin İç Dünyası



Prof.Dr. Recep Doksat (Nöropsikyatri)



Dinsiz, inançsız, kainata hakim bir kuvvete inanmayan, Allah’sız hiçbir insan yoktur. ‘Ate’ler ve ateistler dahil! Bunlar, ‘Biz Tanrı tanımayız, ateistiz’ derken, Tanrı yerine ikame ettiği başka bir şeye inanırlar. Mesela ‘Materlayistim ben’ diyor. Maddeye inanıyor. Maddenin ezeli ve ebedi olduğunu, kendi arasında birtakım kanunları bulunduğunu, tesadüflerin bu kanunlar vasıtasıyla canlıları ve diğer varlıkları ortaya çıkardığını, ölünce yok olacağımızı iddia eden bir görüş bu. Ne oluyor? Bizim Allah inancımız yerine, maddeden ve tesadüften ibaret bir kainat fikrini Tanrı gibi kabul ediyorlar. Yine bir Tanrı inancı var. Ama bizim anladığımız manada bir Allah değil bu. Belki şunu demek istiyorlar: “Biz sizin inandığınız Allah’a inanmıyoruz. Böyle bir şey yok. Bizim inandığımız başka şeydir.” O zaman Kur’an’ın tavrını takınacaksınız: “Sizin inancınız size, bizimki bize” diyeceksiniz, o kadar.


İnsanlar neden ate (Allah’ı tanımaz) olur meselesine gelince… Yaşa göre ortaya çıkabilen psikolojik gelişmeler vardır. Mesela gençlerin zaman anlayışı ile, yaşlılarınki birbirinden farklıdır. Psikanalizden ayrılarak kendi ekolünü kuran Carl Gustav Jung, bunu çok iyi işlemiştir. Hayatı bir güne benzetiyor Jung ve diyor ki; sabahleyin önünüzde uzun bir gün vardır. Elinizde, yapacağınız işlere dair bir sürü proje mevcuttur. Fakat öğleden sonra olur, güneşin batacağı vakit yaklaşmıştır. Olacak şeyler olmuş, yapılamayanların yapılmasına da vakit kalmamıştır ve başka imkan da yoktur. İnsanın içini bir karamsarlık kaplar. İnsan ömrü de böyle, diyor. Eğer güneşin tekrar doğacağına dair bir inanç, bir ümit olmazsa insanın içinde, bu akşamın kasvetini nasıl giderebiliriz? Orta yaşların sonunda erkek intiharlarının çoğunun sebebi, bu dünya görüşündeki zevaldir, sona ermedir. Yani öte alem inancı, öldükten sonra tekrar dirileceği inancı olmasa, insanın 40 yaşından sonra, ömrünün son senelerinde zihin ruh sağlığını nasıl ayakta tutarız? diye soruyor. Bu inançların ben hijyen mantal (akıl sağlığı) bakımından lüzumuna ve zaruretinin gerekliliği kanaatindeyim diyor, bir psikyatr gözüyle.


Bazı insanlar, ani bir affektif, emotif şok neticesi, yani üzüntü veya heyecanla alakalı v şok uyandırıcı bir olay neticesi, bakıyorsunuz dinsizken dindar oluyor. Allah’sızken imana geliyor. Aksi de vardır. İnançlarını kaybediyor. Bütün inançları yerinde ama, üzerinde fazla düşünmemiş, mesela bir yakını vefat ettiği zaman ‘Allah nasıl kıydı benim yakınıma’ diye isyan ediyor. İnkara sapıyor.


Böyle ani şoklar neticesi inanç değiştirenler olduğu gibi, uzun araştırmalar sonucunda inançlarını seçen kişiler de var. Mesela Jean Paul Sartre, ömrünü egzistansiyalizmin (varoluşçuluk) ateist kanadında geçirdi. Fakat ömrünün son senelerinde, “Ben yanıldım” diyor, “Allah var, inanıyorum” diyor. Ancak onun beraber yaşadığı Simone de Beauvoir, bunun açıklanmasını önlüyor.


Zaten bu ate akımlar, daha çok Batı’da ortaya çıkıyor. Çünkü Hıristiyanlığın getirdiği Allah anlayışı, yozlaşmış bir Allah anlayışıdır. Hz. İsa hem Allah, hem baba, hem oğul. Garip bir din anlayışı. Batılı aydınlarda buhrana sebep oluyor bu. Onların çoğunun inkar ettiği Allah, Hıristiyanlığın öğrettiği Allah’tır. Nitekim, İslam’ın Allah inancını öğrenince samimi bir kalple Müslüman olanlar var. İşte Maurice Bucaille, işte Roger Garaudy. Özellikle Abdülvahid Yahya adını alan Rene Guenon.

Firengililer herkese frengi bulaştırmaya çalışır. Şimdi Aids’liler var. Onlar da başkalarıyla düşüp kalkarak, ne kadar çok kişiye hastalığını bulaştırırsa o kadar rahat edecek gibi hisseder kendisini. Ateistler de, bu inkar mikrobunu zihinlerine girmiş, yerleşmiş ve yuvalanmış tipler de, başkaları da bizim gibi düşünsün diye, kendi olumsuz imanlarını, bir frengi gibi yayma ihtiyacı hissedebilirler. Ateizm ve ateist akımlar bundan çıkıyor.

Bir mesele daha var, insan bir sosyal varlıktır. Yani başkaları ile yediğini, içtiğini, zevkini, inandığını paylaşmak ihtiyacındadır. Tek başına kalamaz. “Herkes benim gibi düşünsün, benim gibi düşünmeyenlerin yanında ben rahatsızlıktan kurtulayım” der. Bunlar pek rahatsızdırlar. Allah’a, peygambere, dine inanmıyor. İnananların yanında rahatsızlık hissediyor. “Onları da inanmaz hale getirirsem, ben daha rahat olacağım” diyor.


Kendi içlerinde de rahatsızlık söz konusu. Öyle olmasa fikirlerinin müdafaasına, propagandasına kalkışır mıydı? Ate olarak kalırdı. Ayıbını gizler gibi kimseye bir şey söylemezdi. Ama ateist oluyor. İşin partizanı halinde; azılı bir propagandacısı ve mücadelecisi halinde ortaya çıkıyor: Kendini rahat hissetme ihtiyacı.




Kaynak: Zafer Derg., Eylül 1993, sayı: 201, s. 16-17.


 

saha

Asistan
Katılım
12 Mart 2008
Mesajlar
123
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Peki, bunca delil olduğuna inanmamıza rağmen tüm bu delilleri inkâr eden insanlar nasıl bir psikoloji içindeler. Tabi bu neredeyse inançsız kişi sayısınca farklı sebeplere dayanabilecek bir durumdur. Ancak genel itibariyle bakıldığında bu insanların gerçeği aramaktan ziyade gerçekten kaçmak ve beklide bir manada gerçeğe kulak tıkamak gibi bir halleri bulunmaktadır. Şayet bir yaratıcıya inanırsa o yaratıcının emrettiği şekilde yaşaması gerektiği gerçeğinin farkına varan ve kendi özgürlüğü üzerinde kimseyi otorite kabul etmeme cüretini gösteren pek çok inançsız insan vardır. Yani yokken var olan ve ölüp toprak olacak olan, üstelik kendi kendisini var ettiğini iddia dahi edemeyen insanların takınmış oldukları tavır ve göstermiş oldukları cesaret olsa olsa bilgisizlik cesaretinden ibarettir. Ateist kişilerin ateistlikleri zannedildiği gibi derin araştırmalar sonucunda varılmış bir kabul değildir. Çoğu ateistin aileden ya da çevresinden kaynaklanan bir hikâyesi vardır. Sevgilisinden ayrıldığı, bir yakınını kaybettiği ya da geçmişte bir din adamından kötü muamele gördüğü için bile insanların ateist oldukları göz önünde bulundurulduğunda sebeplerin çok da kayda değer olmadığı anlaşılacaktır. Allah’ın vermiş olduğu sayısız imkânın şükrünü yerine getirmeyen insan sahip olduğu bir şeyi kaybettiğinde ya da istediği bir şey gerçekleşmediğinde hemen nankörlük yaparak inançsız olabilmektedir. Allah’ın verdiği kalp ve beyin ile Allah’ı inkâr dil ile de bu inkârını tasdik etmektedir. Bir sperm damlasıyken kendini insan kılan ve çok çeşitli nimetlerle donatan Allah’a karşı bu kinin ve inkârın sebebi tamamen psikolojiktir.

alıntı: http://allah.gen.tr Neyse ben kaçar İnandığınıza emanet olun ..
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Saha Kardeşim Allah razı olsun güzel bilgilerin için...
Said Nursi İnsanlardan küfre gidenlerin yolunu şöyle çiziyor......
Azamet(büyüklük) ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya mâsiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli(çok büyük) meseleleri ihata(kavrayanmadıklarından) edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler. Evet, o mânen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve mâneviyatta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve derin ve ihatalı olan imanî mes'eleleri sığıştıramadıklarından, kendilerini küfre ve dalâlete atarlar, boğulurlar.

Eğer dikkatle kendi küfürlerinin iç yüzüne ve dalâletlerinin mâhiyetine bakabilseler, görecekler ki, imanda bulunan mâkul ve lâyık ve lâzım olan azamete karşı, yüz derece muhâl ve imkânsızlık ve imtinâ o küfrün altında ve içindedir. Risale-i Nur yüzer mizan ve muvazenelerle bu hakikatı iki kere iki dört eder derecesinde kat'î ispat etmiş.

Meselâ, Cenâb-ı Hakkın vücub-u vücûdunu ve ezeliyetini ve ihatalı sıfatlarını azametleri için kabul edemeyen adam, ya hadsiz mevcudata, belki nihayetsiz zerrelere, o vücub-u vücudu ve ezeliyetini ve ulûhiyet sıfatlarını vermekle küfrünü itikad edebilir.(Allah bir demesse,Herşey Allahtır demek zorundadır) Veyahut ahmak sofestâîler gibi, hem kendini, hem kâinatın vücudunu inkâr ve nefyetmekle akıldan istifa etmelidir. İşte, bunun gibi bütün hakaik-ı imaniye ve İslâmiye, kendilerinin şe'nlerini, muktezaları olan azamete istinad ederek, karşılarındaki küfrün dehşetli muhâlâtından ve vahşetli hurâfâtından ve zulmetli cehâlâtından kurtarıp kemâl-i iz'an ve teslimiyetle selîm kalblerde ve müstakim akıllarda yerleştirirler. ..İnanmayanlar, sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasına razı oluyorlar..Ama farkında değiller..
İyi Geceler
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Saha bey;

Bir sorum olacak ateistlere cevap vermek isterlerse.

Allah,a inanmanın bizlere bir zararı varmı.?

Var.

-Bir kere kendine karşı saygın olmalı.Olmayan bir şeye inanmanın sana faydası yoktur.
-Olmayan bir şey için dünyanın en ilkel ibedetini(namaz'dan bahsediyorum) günde beş vakit kılmanın sana hiçbir faydası yoktur.
-Olmayan bir şey için yılda yada ömründe bir kez hacca gidip dünyanın en belirgin putunun etrafında 7 defa dönmenin hiçkimseye yararı yoktur.Üstelik arabın cebine koyduğun dövizlerde cabası.
-Olmayan bir şey için şeytanı temsil ettiğine inanılan bir putu taşlamanın,sonrada korku ve dehşet içinde kaçarak yüzlerce insanın(üstelik hepside inanır)ezilerek ölmesinin hiç kimseye faydası yoktur.
-Olmayan bir şey için cihat ilan edip dünyayı kana bulamanın kimseye faydası yoktur.
-olmayan bir şey için yahudilik,hiristiyanlık ve islam milletleri arasında savaşmanın kimseye faydası yoktur.

Şu an aklımı ilk etapta gelenleri yazdım.
İstersen listeyi uzatabilirim... ^^

Yalnız Saidi Nursi ile ilgili yazdıklarım var yukarda,linkleride verdim.Hiçbir yorum yapmamışsın.
Yoksa verecek cevabın mı yok?

Haa ne dersin? :D
 

zatialim

Öğrenci
Katılım
2 Şubat 2008
Mesajlar
58
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
hacicavcav dedi ki:
-Bir kere kendine karşı saygın olmalı.Olmayan bir şeye inanmanın sana faydası yoktur.
-Olmayan bir şey için dünyanın en ilkel ibedetini(namaz'dan bahsediyorum) günde beş vakit kılmanın sana hiçbir faydası yoktur.
Namazı hakkıyla kılalar için
1.Günde 5 kere temizlenirler.Yane pis gezmezler
2.Küfürden uzak durulur
3.Kötü olan her şeyden uzak durulur.
4.Zina Yapılmaz
5.Harama el sürülmez
6.Namaz dinin direğidir.Bu liste uzar gider
SEn söle cavcav bu yukardakilerin hagisi kötü??
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı sabahlar arkadaşlar;

167
nolu mesaja atfen

Öncelikler bu mesajdan bir cevap beklemek deveyi hendekten atlatmakla eş değerdir.
Neden mi?
Bu meseleyi anlamak için önce imanın şartlarına inanmanız şart.
Bunun başka lamı cimi yok.
Siz ister cevap veremedi deyin,ister Allah'a ve Peygambere şirk deyin,ama bunu anlamanız için önce inanç gerekir.
Ve ben basit bir şekilde Risale-i nur ne olduğunu yine Said Nursi'nin yazısından bir aktarayım.

"İkincisi: Kur'ân-ı Hakîm bu zemin kafasının aklı ve kuvve-i müfekkiresidir. Eğer el-iyâzübillâh, Kur'an küre-i arz başından çık,a arz divane olacak, akıldan boş kalan kafasını bir seyyareye çarpması, bir kıyâmet arşı ferş ile bağlamış bir zincir, bir hablullahdır. Câzibe-i umumiyeden ziyâde, zemini muhâfaza ediyor. İşte bu Kur'ân-ı Azîmüşşân'ın hakikî ve kuvvetli bir tefsîri olan Risâle-i Nur; bu asırda bu vatanda bu millete, yirmi seneden beri te'sirîni göstermiş büyük bir ni'met-i İlahiyye ve sönmez bir mu'cize-i Kur'aniyedir."

İşte burada Risalelerin ne olduğunu basit bir şekilde Said Nursi yazıyor.

Demek ki neymiş;
Risalelerin ne olduğunu anlamak için önce Kitaba inanmak lazım.Kitaba inanmak içinde kitabın sahibinin varlığına ve birliğine inanmak gerek.

Risaleler;kuranın bir mcizesi olduğu,ancak yukarıdaki kriterler yerine getirildiği zaman anlaşılır.
Yoksa hacicavcav arkadaşımın da demek istediği gibi,Said Nursi'nin eserleri ve anlatılan doğa üstü olaylar hacicavcav ve onun fikirdaşı olan arkadaşlar için ancak bir masaldan öteye geçmez.

Saygılarımla
 

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
şeytani sorulara cevap vermek, şeytanın oyununa gelmektir.....Bırakınız bu şeytani sorularını kendi üstadlarına sorup onlardan öğrensinlen......Daha önce demiştim böylelere islamiyeti anlatmak öküzün boynuna gerdanlık takmak olur...Bu sorulara cevap yazarak onlarda bir hak varmış, havası vermek hakka karşı haksızlık yapmak olur...Lütfen bırakın kendileri sorup, kendileri cevap versinler...
Selamlar...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst