Fantoma
Profesör
- Katılım
- 9 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 2,506
- Reaksiyon puanı
- 27
- Puanları
- 228
Gerilim filmleri gerer zaten, buna şaşmamak lazım. Hele günümüz teknolojileri ile ve ustaca yani emek vererek hazırlanan bu tür filmlerin daha da gerilimli olması çok doğal. Bu tür filmleri sinemada seyrederken gerilim sahnelerinde özellikle bu tür filmlerden çabuk etkilenenlerin bir an sağa veya sola bakıp, sinemada olduklarını düşünmelerini öneririm. Yani beyni kabustan kurtarmak adına uyanıp evinde olduğunu düşünmek gibi.
Çok uzun yıllar evvel, bir Ağustos günü Kadıköy'de Efes sinemasına iki film birden kuşağına gitmiştim. Yazlık kısa kollu gömleğim, bluıejeanım. Yazlık kıyafetler işte.
Filmlerden biri Doktor Jivagoydu. Filmde o kadar karlı plan vardı ki, arada üşür gibi iki elimi çapraz kollarıma sarılı olduğunu anlayıp, sağa sola baktığımı ve yaz ayında olduğumu anlayıp derin bir oh çektiğimi anımsıyorum.
Aradan çok yıllar, binlerce film geçti. Artık nerede olursam olayım o denli etkilenmiyorum. Ama bir iki sahne var gün ışığında bile tüylerimi ne zaman seyretsem diken diken eder. Öyle bol salçalı filmler de değil. Korku adına o tür filmleri de tutmam zaten.
Beni hala en fazla geren sahne, Alfred baba'nın Sapık filminde, eve gelen polis müfettişini üst kata çıktığında kuşbakışı bir planla Antony Perkins'in gerçekten o sapık müzikle gelip bıçaklamasıdır. Müzik mi etkiler, sahne mi bilemem ama vıyyy! yani.
Bir de Carpenterin Halloween, "Yabancı" filminde, Jamie Lee Curtis karanlıkta beklerken arkadan gölgeler arasından katilin yavaş yavaş görünmesi.
Tabii usta yönetmenlerin usta işi trükleri.
Sevgiler.
Çok uzun yıllar evvel, bir Ağustos günü Kadıköy'de Efes sinemasına iki film birden kuşağına gitmiştim. Yazlık kısa kollu gömleğim, bluıejeanım. Yazlık kıyafetler işte.
Filmlerden biri Doktor Jivagoydu. Filmde o kadar karlı plan vardı ki, arada üşür gibi iki elimi çapraz kollarıma sarılı olduğunu anlayıp, sağa sola baktığımı ve yaz ayında olduğumu anlayıp derin bir oh çektiğimi anımsıyorum.
Aradan çok yıllar, binlerce film geçti. Artık nerede olursam olayım o denli etkilenmiyorum. Ama bir iki sahne var gün ışığında bile tüylerimi ne zaman seyretsem diken diken eder. Öyle bol salçalı filmler de değil. Korku adına o tür filmleri de tutmam zaten.
Beni hala en fazla geren sahne, Alfred baba'nın Sapık filminde, eve gelen polis müfettişini üst kata çıktığında kuşbakışı bir planla Antony Perkins'in gerçekten o sapık müzikle gelip bıçaklamasıdır. Müzik mi etkiler, sahne mi bilemem ama vıyyy! yani.
Bir de Carpenterin Halloween, "Yabancı" filminde, Jamie Lee Curtis karanlıkta beklerken arkadan gölgeler arasından katilin yavaş yavaş görünmesi.
Tabii usta yönetmenlerin usta işi trükleri.
Sevgiler.