Özlem

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

by efsane

Rektör
Cezalı
Emektar
Katılım
10 Aralık 2008
Mesajlar
14,680
Reaksiyon puanı
2,135
Puanları
113
Hani beyazlara bürünüp
Bir Haziran sabahı
Gittin ya hayatımdan ansızın
O beyazlar yakışmadı sana..
Sen yeşilini severdin köyünün
Mavisini gökyüzünün

Burada ağacın yeşili kalmamış
Gökyüzünün mavisi de yok
Bu göl, o göl değil
Rüzgarın nefesi de balık kokmuyor artık
Anladım onu da sen götürdün mutlak beraberinde

Şimdi oradan çok uzak ufuklardan bak
İnadına açmış bahçede çiçekler
İnadına uzamış incir ağacının dalları
İnsanlar yine telaş etmekte işe yetişebilmek için

Ah.. Bense, hani senin Kocaçınarın
Erişemediğimiz uçurumlarda
Yalnız başıma yürümekteyim şimdi.
Fakat sen gizemlisin Küçükuşak
Bir muska gibi taşıyorum seni
Tenimin sıcaklığında

Neresinde kalmıştık yaşanmamış gençliğin
Neresinde idik ölüme yürüdüğümüz tenhalığın
Umutlarımız kaldı o dağlarda
Çocukluğumuzun masumiyeti kaldı o ırmaklarda
Sahi gitsem bulabilirmiyim seni o topraklarda

Ah.. Küçükuşak...
İncinmiş bir sesi var şimdi yağan yağmurun
Yanaklarıma vurduğunda hissederim
Ve bir veda sözcüğü,
Titreyen bir sesle dudaklarımdan döküldüğünde
Bu anı dondurmaya yetmez nefesim

Bir film şeridi gibi akar gider geçmişim
Lakin ölüm hak, ayrılık başucumuzda imiş
Neylersin.​
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst