Risk faktörlerine karşı doğru beslenme alışkanlıklarıyla beyin kapasitemizi artırma ve beynimizi genç tutmanın olası olduğunu anlatım eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Günümüzde fast food, katkılı yağlar ve sosların yer aldığı beslenme şeklimiz; hipertansiyon, diyabet ve başka muhtelif metabolik hastalıklarda her geçen gün artışa sebep oluyor. Doğal besinlerden ırak, katkı maddelerinden varlıklı beslenme şeklimiz ve hayatımızı kolaylaştırırken bizi hareketsiz hayat tarzına teşvik eden teknoloji, beyni etkileyen hastalıklarda da gözle görülür bir artışı beraberinde getiriyor. Bu anlamda, risk faktörlerine karşı doğru beslenme alışkanlıklarıyla beyin kapasitemizi artırma ve beynimizi genç tutmanın olası olduğunu anlatım eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Balık yağı ile beynin düzenli işleyişi garanti altına alınıyor
Beyin hücrelerinin zarlarında yer meydan yağ bileşimleri, beyin fonksiyonlarının eksiksiz ve kusursuz işleyebilmesi açısından mühim bir görevde rol alıyor. Beyindeki bütün hücresel faaliyetlerin bu yağ bileşimlerinden varlıklı zarlar aracılığıyla yapılabildiğini anlatım eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, balık yağının adam beyni üzerinde mucizevi etkilere sahip olduğunu anlatım ediyor.
Dr. Mehmet Yavuz konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor: 'Beyinde hayati görevler üstlenen beyin hücre zarlarının iletkenlik kalitesi, beyin fonksiyonlarını doğrudan etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse; domuz yağıyla beslenen kişilerde hücre zarları kalınlaşmıştır ve iletkenlikleri de oldukça zayıftır. Balık yağı ile beslenmeye itina gösteren kişilerde ise, zarlar yumuşak ve oldukça esnek bir yapıdadır. Bu vaziyet, hücre zarlarının iletkenliği konusunda da müspet etkileri beraberinde getirir. Beynimizde yaklaşık 10 milyar civarında olan aktif hücrelerdeki sinir iletkenliği ve mesaj iletiminin verimliliği, sinaptik zarların içindeki mikroskobik yağ küreciklerinin kalitesine bağlıdır. Bu yağ kürecikleri ne kadar akışkan olursa, iletişim de o kadar hızlı ve kaliteli olacaktır. Eğer beynin margarin, tereyağı, domuz yağı, kızarmış patates, cips, fast food tarzı gıdalarla zar esnekliği bozulursa; öğrenme, algılama ve hafıza gibi bütün beyin faaliyetleri de tehlikeye atılmış olacaktır. Beynimizin randımanlı çalışması için, iki mühim kimyasal bileşiğin duygulu bir dengede olması gerekir. Bunlar; Omega 3 balık yağı ve Omega 6 sebze yağlarıdır.'
Beyin sağlığımız için yararlı ve zararlı besinler
Doymuş hayvan yağları, margarin ve mayonez gibi hidrojenle birleştirilmiş sebze yağları, fast food ve dondurmada bulunan trans yağ asitlerinin beyne ziyan verdiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, beynin sağlıklı gelişimine destek olacak besinleri ise şu şekilde sıralıyor:
? Linoleik asit: Yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu yemişler ve keten tohumunda bulunur.
? Zeytinyağı
? Kanola yağı
? DHA: Hamsi, somon balığı, sardalya, alabalık, ton balığında bulunur.
? EPA
? Maun cevizi
? Keten tohumu yağı
? Yağsız et (özelikle yağsız dana ve kuzu eti)
? Düşük yağlı peynir
? Fıstık yağı
? Antep fıstığı
? Ceviz
Antioksidanlar (oksit gidericiler), beyni serbest radikallere karşı koruyor
Beynin ve bedenin yaşlanmasında aktif rol meydan serbest radikallerin etkisini antioksidanlar, yani oksit gidericilerle durdurmanın olası olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini aktarmayı sürdürüyor: 'Hücre zarlarının bol miktarda LDL ve sağlıksız doymuş yağ ya da doymamış (Omega 6 gibi) yağları içermesi halinde serbest radikallere gün doğar. Çünkü atık moleküller yani serbest radikaller, en basit bunlarla tepkimeye girer. Ancak bu tepkimeler, hücre zarlarının işleyişini bozarak, hücre dışına kalsiyum verilip, hücre içine glikoz alınmasına mani olur. Böylece, yeterince glikoz alamayan hücrede enerji problemleri başlar. Hücre dışına atılamayan kalsiyum ise, hücre içinde agu etkisi yapan glutamatı harekete geçirir. Enerjisiz kalan hücre, glutamatın da etkisiyle bütün işlevselliğini yitirecek duruma gelir.'
Ömrümüz yediklerimize bağlı
Beden ve beyin ömrünü uzatmak isteyenlere bol antioksidan içerikli gıdalara ağırlık vermeleri önerisinde bulunan Dr. Mehmet Yavuz, düşüncelerini paylaşmayı sürdürüyor: 'Çilek ve ıspanak gibi antioksidan içeren gıdalarla beslenmek, hafızada yaşlanmayla meydana gelen gerilemeleri durdurmayı ve yavaşlatmayı olası kılar. Ispanak ve çileğin içinde bulunan ve kuvvetli oksit giderici olan flavanoidlerin, tıpkı balık yağında olduğu gibi, beyin hücre zarlarının akışkanlığını artırmaktadır. Yemeklerde sebze ve meyve miktarlarını biraz artırmak, antioksidan etkisinin %25 daha çok olması demektir. Dolayısıyla, oksit gidericiden varlıklı beslenmek, uzun ve sağlıklı bir hayatın anahtarıdır.'
Çay içerek beyninizi canlandırın
Beyinde sinsice ilerleyen unutkanlık sürecinin ufak bir diyet uygulamasıyla denetim altına alınabileceğini söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, çay içmenin oksit giderici etkisinden ötürü beyin fonksiyonlarını artıracağını da sözlerine ekliyor. Altı bin kadının üzerinde yapılan bir araştırmada düzenli çay içenlerde, içmeyenlere göre nüzul riskinin yarı yarıya azaldığının tespit edildiğini anlatım eden Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili sözlerini şu şekilde tamamlıyor: 'Düzenli olarak içilen çay, kan sulandırıcı etkisi nedeniyle beyin, yürek ve damar hastalıkları üzerinde müspet etkilere sahiptir. Çayın, beyin hücrelerinin vazife dışı kalmasının ilk adımı olan lipit peroksidasyonunu önlediği de düşünülmektedir.'
Çayı çikolatayla tatlandırarak, beyin ve ten sağlığınızı güçlendirin
Çikolata, hem kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan psikoaktif kimyasallar barındırıyor hem de kuvvetli oksit giderici maddeler içeriyor. Harvard Üniversitesi'nden bir küme araştırmacının az da olsa düzenli çikolata yiyen insanların, vasat 1 sene daha çok yaşadıklarını iddia ettiklerini belirten Dr. Mehmet Yavuz, sözlerini şu şekilde aktarmayı sürdürüyor: 'Çikolata aynı zamanda sevinç hormonu olan serotonini, keyif ve enerji veren feniletilamin ile endorfini de aktive etmektedir. Bu nedenle, çikolatanın zihni sakinleştirmenin yanı sıra, sevinç verici etkileri de vardır. Tek menfi nokta, çikolata ile beraber vücuda fazladan kalori alınmasıdır. Kilo sorunu olanların ve şeker hastalarının bu konuda dikkatli olmaları gerekir. Çayın yanında tatlandırıcı olarak çikolata kullanımı, beyin ve ten sağlığı için muhteşem bir kombinasyondur. Çayı kurutulmuş dut ya da kayısı ile birlikte içmek de aynı etkiyi sağlayacaktır. Böylelikle hem şekerin menfi etkilerinden korunmuş hem de kuvvetli antioksidan alınmış olacaktır.'
En kuvvetli antioksidan sebze ve meyveler
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, en kuvvetli antioksidan sebze ve meyveleri şu şekilde sıralıyor:
? Yaban mersini
? Ayı dutu
? Keçi yemişi
? Çilek
? Ispanak
? Böğürtlen
? Brüksel lahanası
? Karalahana
? Erik
? Brokoli
? Pancar
? Portakal
? Kırmızı üzüm ve üzüm suyu
? Kırmızı dolmalık biber
? Kiraz
? Kivi
? Kızılcık
? Patlıcan
? Domates
? Salatalık
? Çay
AktifMedya
Günümüzde fast food, katkılı yağlar ve sosların yer aldığı beslenme şeklimiz; hipertansiyon, diyabet ve başka muhtelif metabolik hastalıklarda her geçen gün artışa sebep oluyor. Doğal besinlerden ırak, katkı maddelerinden varlıklı beslenme şeklimiz ve hayatımızı kolaylaştırırken bizi hareketsiz hayat tarzına teşvik eden teknoloji, beyni etkileyen hastalıklarda da gözle görülür bir artışı beraberinde getiriyor. Bu anlamda, risk faktörlerine karşı doğru beslenme alışkanlıklarıyla beyin kapasitemizi artırma ve beynimizi genç tutmanın olası olduğunu anlatım eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Balık yağı ile beynin düzenli işleyişi garanti altına alınıyor
Beyin hücrelerinin zarlarında yer meydan yağ bileşimleri, beyin fonksiyonlarının eksiksiz ve kusursuz işleyebilmesi açısından mühim bir görevde rol alıyor. Beyindeki bütün hücresel faaliyetlerin bu yağ bileşimlerinden varlıklı zarlar aracılığıyla yapılabildiğini anlatım eden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, balık yağının adam beyni üzerinde mucizevi etkilere sahip olduğunu anlatım ediyor.
Dr. Mehmet Yavuz konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor: 'Beyinde hayati görevler üstlenen beyin hücre zarlarının iletkenlik kalitesi, beyin fonksiyonlarını doğrudan etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse; domuz yağıyla beslenen kişilerde hücre zarları kalınlaşmıştır ve iletkenlikleri de oldukça zayıftır. Balık yağı ile beslenmeye itina gösteren kişilerde ise, zarlar yumuşak ve oldukça esnek bir yapıdadır. Bu vaziyet, hücre zarlarının iletkenliği konusunda da müspet etkileri beraberinde getirir. Beynimizde yaklaşık 10 milyar civarında olan aktif hücrelerdeki sinir iletkenliği ve mesaj iletiminin verimliliği, sinaptik zarların içindeki mikroskobik yağ küreciklerinin kalitesine bağlıdır. Bu yağ kürecikleri ne kadar akışkan olursa, iletişim de o kadar hızlı ve kaliteli olacaktır. Eğer beynin margarin, tereyağı, domuz yağı, kızarmış patates, cips, fast food tarzı gıdalarla zar esnekliği bozulursa; öğrenme, algılama ve hafıza gibi bütün beyin faaliyetleri de tehlikeye atılmış olacaktır. Beynimizin randımanlı çalışması için, iki mühim kimyasal bileşiğin duygulu bir dengede olması gerekir. Bunlar; Omega 3 balık yağı ve Omega 6 sebze yağlarıdır.'
Beyin sağlığımız için yararlı ve zararlı besinler
Doymuş hayvan yağları, margarin ve mayonez gibi hidrojenle birleştirilmiş sebze yağları, fast food ve dondurmada bulunan trans yağ asitlerinin beyne ziyan verdiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, beynin sağlıklı gelişimine destek olacak besinleri ise şu şekilde sıralıyor:
? Linoleik asit: Yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu yemişler ve keten tohumunda bulunur.
? Zeytinyağı
? Kanola yağı
? DHA: Hamsi, somon balığı, sardalya, alabalık, ton balığında bulunur.
? EPA
? Maun cevizi
? Keten tohumu yağı
? Yağsız et (özelikle yağsız dana ve kuzu eti)
? Düşük yağlı peynir
? Fıstık yağı
? Antep fıstığı
? Ceviz
Antioksidanlar (oksit gidericiler), beyni serbest radikallere karşı koruyor
Beynin ve bedenin yaşlanmasında aktif rol meydan serbest radikallerin etkisini antioksidanlar, yani oksit gidericilerle durdurmanın olası olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini aktarmayı sürdürüyor: 'Hücre zarlarının bol miktarda LDL ve sağlıksız doymuş yağ ya da doymamış (Omega 6 gibi) yağları içermesi halinde serbest radikallere gün doğar. Çünkü atık moleküller yani serbest radikaller, en basit bunlarla tepkimeye girer. Ancak bu tepkimeler, hücre zarlarının işleyişini bozarak, hücre dışına kalsiyum verilip, hücre içine glikoz alınmasına mani olur. Böylece, yeterince glikoz alamayan hücrede enerji problemleri başlar. Hücre dışına atılamayan kalsiyum ise, hücre içinde agu etkisi yapan glutamatı harekete geçirir. Enerjisiz kalan hücre, glutamatın da etkisiyle bütün işlevselliğini yitirecek duruma gelir.'
Ömrümüz yediklerimize bağlı
Beden ve beyin ömrünü uzatmak isteyenlere bol antioksidan içerikli gıdalara ağırlık vermeleri önerisinde bulunan Dr. Mehmet Yavuz, düşüncelerini paylaşmayı sürdürüyor: 'Çilek ve ıspanak gibi antioksidan içeren gıdalarla beslenmek, hafızada yaşlanmayla meydana gelen gerilemeleri durdurmayı ve yavaşlatmayı olası kılar. Ispanak ve çileğin içinde bulunan ve kuvvetli oksit giderici olan flavanoidlerin, tıpkı balık yağında olduğu gibi, beyin hücre zarlarının akışkanlığını artırmaktadır. Yemeklerde sebze ve meyve miktarlarını biraz artırmak, antioksidan etkisinin %25 daha çok olması demektir. Dolayısıyla, oksit gidericiden varlıklı beslenmek, uzun ve sağlıklı bir hayatın anahtarıdır.'
Çay içerek beyninizi canlandırın
Beyinde sinsice ilerleyen unutkanlık sürecinin ufak bir diyet uygulamasıyla denetim altına alınabileceğini söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, çay içmenin oksit giderici etkisinden ötürü beyin fonksiyonlarını artıracağını da sözlerine ekliyor. Altı bin kadının üzerinde yapılan bir araştırmada düzenli çay içenlerde, içmeyenlere göre nüzul riskinin yarı yarıya azaldığının tespit edildiğini anlatım eden Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili sözlerini şu şekilde tamamlıyor: 'Düzenli olarak içilen çay, kan sulandırıcı etkisi nedeniyle beyin, yürek ve damar hastalıkları üzerinde müspet etkilere sahiptir. Çayın, beyin hücrelerinin vazife dışı kalmasının ilk adımı olan lipit peroksidasyonunu önlediği de düşünülmektedir.'
Çayı çikolatayla tatlandırarak, beyin ve ten sağlığınızı güçlendirin
Çikolata, hem kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan psikoaktif kimyasallar barındırıyor hem de kuvvetli oksit giderici maddeler içeriyor. Harvard Üniversitesi'nden bir küme araştırmacının az da olsa düzenli çikolata yiyen insanların, vasat 1 sene daha çok yaşadıklarını iddia ettiklerini belirten Dr. Mehmet Yavuz, sözlerini şu şekilde aktarmayı sürdürüyor: 'Çikolata aynı zamanda sevinç hormonu olan serotonini, keyif ve enerji veren feniletilamin ile endorfini de aktive etmektedir. Bu nedenle, çikolatanın zihni sakinleştirmenin yanı sıra, sevinç verici etkileri de vardır. Tek menfi nokta, çikolata ile beraber vücuda fazladan kalori alınmasıdır. Kilo sorunu olanların ve şeker hastalarının bu konuda dikkatli olmaları gerekir. Çayın yanında tatlandırıcı olarak çikolata kullanımı, beyin ve ten sağlığı için muhteşem bir kombinasyondur. Çayı kurutulmuş dut ya da kayısı ile birlikte içmek de aynı etkiyi sağlayacaktır. Böylelikle hem şekerin menfi etkilerinden korunmuş hem de kuvvetli antioksidan alınmış olacaktır.'
En kuvvetli antioksidan sebze ve meyveler
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, en kuvvetli antioksidan sebze ve meyveleri şu şekilde sıralıyor:
? Yaban mersini
? Ayı dutu
? Keçi yemişi
? Çilek
? Ispanak
? Böğürtlen
? Brüksel lahanası
? Karalahana
? Erik
? Brokoli
? Pancar
? Portakal
? Kırmızı üzüm ve üzüm suyu
? Kırmızı dolmalık biber
? Kiraz
? Kivi
? Kızılcık
? Patlıcan
? Domates
? Salatalık
? Çay
AktifMedya
