karasoy
Asistan
- Katılım
- 29 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 470
- Reaksiyon puanı
- 3
- Puanları
- 0
Alacak yol kenarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım bu yüzden en çok denizden alacaklıyım. |
Sunay Akın Bilerek mi yanına almadın giderken, başının yastıkta bıraktığı çukuru.. Güveniyordum oysa ben sevgimize, vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar Beni senin gibi birde annem terk etmişti, ki göbeğimde durur onun yokluğundan, bana kalan çukuru Sunay Akın |
Bağlanmayacaksın
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
O olmazsa yaşayamam. demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
O benim. diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak
Eğer
o kadar önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakmasaydı eğer...
dayanılması o kadarda zor değildir, büyük ayrılıklar bile
en güzel yerde başlamasaydı eğer...
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer...
yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer...
korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerinden soyunabilseydi eğer...
o kadarda yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer...
daha çabuk unutulurdu belki belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdaya sarıp sarmalanmasaydı eğer...
belirsizliğe yelken açardı iri kahve gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer...
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belkide,
kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer...
yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer...
düşlere bile kar yağmazdı hiç bir zaman,
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer...
su gibi akıp giderdi hiç geçmeyecek gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan sonunda gelecekse eğer...
rengi bile solardı düşlerdi saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer...
o büyük, o görkemli son,ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası herşey yaşanmış olsaydı eğer...
o kadarda çakilmez olmazdı yalnızlıklar,
son unut ışığıda sönmemiş olsaydı eğer...
bu kadar ısıtmazdı belkide bahar güneşleri,
her gidişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer...
kahvaltıdan önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belkide,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer...
anılarda kalırdı belkide zamanla ince bel,
çay bile ince belli bardaktan içilmeseydi eğer...
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi,kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzukta olmasaydı eğer...
ıssız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi,
sıcak bir güneşle ısıtısaydı eğer...
yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer...
inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılığın gizlendiğine belkide,
kartvizitinde'onca ayrılığın birinci dereceden faili' denmeseydi eğer...
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlarda payını almasaydı eğer...
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller kendi belirsiz sahillerinde,
amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer...
sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorumda,ya; canım ellerini tutmak isterse...
evet sevgili
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi inca parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı EĞER...
(CAN YÜCEL)
- - - Mesaj Güncellendi - - -
Otlarım yanar
Sensizlik nadasında toprağım
Birazcık dinlensin
Büyüsün yeşersin
Gelmeyişin....
Nadas
Hiçbir şey diyen bir cümlenin
Ortasına terkedilmiş bir kelimeyim
Öznesiz,zamansız,zarfsız...
Mektupsuz,adressiz..
Seni arar durur bir kör ebeyim
Çık ortaya ne olur yaralarım iyileşsin
Çok zaman geçti,çok zaman geçti
Haber vermeden gelme zor olur
Ürker tenhalığım kıskanır ağlar belki
Ama ben ağlayamazsam gücenme ne olur..
Gözlerim bitti,gözlerim bitti...
Feridun Düzağaç