- Katılım
- 26 Temmuz 2016
- Mesajlar
- 1,258
- Reaksiyon puanı
- 1,339
- Puanları
- 358
- Yaş
- 34
OKUNMASI DİLEĞİYLE
Nerde HATA yapıyoruz, bu işte bir terslik var ama ne?
Şerefsiz baba, şerefli çocuk istiyor.
Namussuz koca, namuslu hanım istiyor.
Yalancı halk, yalansız siyasetçi istiyor.
Tembel öğretmen, çalışkan öğrenci istiyor
Zina yapmış genç, el değmemiş kız istiyor
Sahtekar amir, dürüst memur istiyor
Cumayı kılıyoruz ama beş vakit namazı kılmıyoruz.
Domuz etini yemeyiz ama faizi yeriz.
Çalışmak istemeyiz ama çok zengin olalım isteriz.
İnsanlar tarafından sevilmek isteriz ama biz kimseyi sevmeyiz.
Arabanın çarptığı çocuğa acıyoruz, internetin çarptığı çocuğa acımıyoruz.
Bakıyoruz, görmüyoruz; işitiyoruz, duymuyoruz; dokunuyoruz, hissetmiyoruz.
Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz ve çok iş yapanlara söz vermiyoruz.
Alim ile bileni karıştırıyoruz.
Çeyrek ekmek gibi çeyrek Müslümanlık istiyoruz.
Sünneti bir yaşam biçimi değil de, bir müdahele ismi sanıyoruz.
Yenildiğimizde kaybettiğimizi düşünüyoruz.
Duymayacak kadar sağır, görmeyecek kadar körüz.
Dirilişi , Ayet ve Hadislerden değil, dizilerden bekliyoruz.
Tarihin öznesi değil nesnesi oluyoruz.
Kahraman bekliyor, kahraman olmuyoruz.
Ölümlüyüz ama ölümsüz gibi yaşıyoruz.
“Gelin birlik olalım” deriz ama gidip birlik olmaya razı olmayız.
Faizi biz alır, zinayı biz yapar, kumarı biz oynar, çocuğu biz döver, hanıma biz bağırırız ama suçu ABD"ye , AB'ye , siyonizme atarız.
Okumayız ama milletin cahilliğinden bahsederiz.
Günah işlememek için değil, tekrar işlemek için tövbe ediyoruz.
Bilgimiz yok, ama fikrimiz çok.
Dünyada yaşıyoruz ama cennet rahatlığı bekliyoruz.
Cehennem’in var olduğunu söylüyoruz ama yokmuş gibi yaşıyoruz.
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.
Artan hastahanelerle beraber hastalıklarımız da arttı.
Artan adalet saraylarımızla beraber adalet arayışımız da arttı.
Artan iletişim cihazlarımızla beraber insanlarla iletişimimiz azaldı.
Artan paralarımızla beraber infakımız azaldı.
Kendi hocamıza asrın en iyi hocası muamelesini yapıyoruz ama başkası aynı şeyi yapınca ona kızıyoruz.
İçkinin sarhoş ettiğinden daha fazla dünyanın sarhoş ettiğinin farkına varmıyoruz.
Kendimizden, evimizden önce dünyayı değiştirmeye çalışıyoruz.
Müslümanız ama teslim olmuyoruz.
İman ediyoruz ama tereddüt etmekten geri durmuyoruz.
Başımızı kapatıyoruz ama diğer yerlerimizi açıyoruz.
Hanımımıza bakılmasın istiyoruz ama biz başkalarının hanımına veya kızına bakıyoruz.
Örtünüyoruz ama daha fazla görünmek için...!
Giyiniyoruz ama çıplak olan taraflarımız daha fazla...!
Evleniyoruz ama boşanmak için...
Okuyoruz ama diploma için...
Seviyoruz ama karşılık bekliyoruz.
Namaz kılıyoruz ama kötülükten geri durmuyoruz.
Oruç tutuyoruz ama sadece midemizle.
Zekat veriyoruz ama başa kakmasıyla.
Hac yapıyoruz ama turistik bir seyahat gibi.
Kelime-i Şehadet getiriyoruz ama sadece dilimizle...
Diziler fuhuş pazarlıyor. O dizilere reytingi biz yaptırıyoruz. Ama kızlarımızın namuslu olmasını istiyoruz.
Dini, kültür; ahlakı, bilgi olarak görüyoruz ama toplumun dört dörtlük olmasını istiyoruz.
Her şeyi biz yapıyoruz. Suçu şeytana atıyoruz
Konuşması gereken alimler susuyor, susması gereken siyasetçiler konuşuyor.
Sistemle bozulan ümmeti, sistemle değil de kişisel çabalarla düzeltmeye çalışıyoruz...
Nerde HATA yapıyoruz, bu işte bir terslik var ama ne?
Şerefsiz baba, şerefli çocuk istiyor.
Namussuz koca, namuslu hanım istiyor.
Yalancı halk, yalansız siyasetçi istiyor.
Tembel öğretmen, çalışkan öğrenci istiyor
Zina yapmış genç, el değmemiş kız istiyor
Sahtekar amir, dürüst memur istiyor
Cumayı kılıyoruz ama beş vakit namazı kılmıyoruz.
Domuz etini yemeyiz ama faizi yeriz.
Çalışmak istemeyiz ama çok zengin olalım isteriz.
İnsanlar tarafından sevilmek isteriz ama biz kimseyi sevmeyiz.
Arabanın çarptığı çocuğa acıyoruz, internetin çarptığı çocuğa acımıyoruz.
Bakıyoruz, görmüyoruz; işitiyoruz, duymuyoruz; dokunuyoruz, hissetmiyoruz.
Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz ve çok iş yapanlara söz vermiyoruz.
Alim ile bileni karıştırıyoruz.
Çeyrek ekmek gibi çeyrek Müslümanlık istiyoruz.
Sünneti bir yaşam biçimi değil de, bir müdahele ismi sanıyoruz.
Yenildiğimizde kaybettiğimizi düşünüyoruz.
Duymayacak kadar sağır, görmeyecek kadar körüz.
Dirilişi , Ayet ve Hadislerden değil, dizilerden bekliyoruz.
Tarihin öznesi değil nesnesi oluyoruz.
Kahraman bekliyor, kahraman olmuyoruz.
Ölümlüyüz ama ölümsüz gibi yaşıyoruz.
“Gelin birlik olalım” deriz ama gidip birlik olmaya razı olmayız.
Faizi biz alır, zinayı biz yapar, kumarı biz oynar, çocuğu biz döver, hanıma biz bağırırız ama suçu ABD"ye , AB'ye , siyonizme atarız.
Okumayız ama milletin cahilliğinden bahsederiz.
Günah işlememek için değil, tekrar işlemek için tövbe ediyoruz.
Bilgimiz yok, ama fikrimiz çok.
Dünyada yaşıyoruz ama cennet rahatlığı bekliyoruz.
Cehennem’in var olduğunu söylüyoruz ama yokmuş gibi yaşıyoruz.
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.
Artan hastahanelerle beraber hastalıklarımız da arttı.
Artan adalet saraylarımızla beraber adalet arayışımız da arttı.
Artan iletişim cihazlarımızla beraber insanlarla iletişimimiz azaldı.
Artan paralarımızla beraber infakımız azaldı.
Kendi hocamıza asrın en iyi hocası muamelesini yapıyoruz ama başkası aynı şeyi yapınca ona kızıyoruz.
İçkinin sarhoş ettiğinden daha fazla dünyanın sarhoş ettiğinin farkına varmıyoruz.
Kendimizden, evimizden önce dünyayı değiştirmeye çalışıyoruz.
Müslümanız ama teslim olmuyoruz.
İman ediyoruz ama tereddüt etmekten geri durmuyoruz.
Başımızı kapatıyoruz ama diğer yerlerimizi açıyoruz.
Hanımımıza bakılmasın istiyoruz ama biz başkalarının hanımına veya kızına bakıyoruz.
Örtünüyoruz ama daha fazla görünmek için...!
Giyiniyoruz ama çıplak olan taraflarımız daha fazla...!
Evleniyoruz ama boşanmak için...
Okuyoruz ama diploma için...
Seviyoruz ama karşılık bekliyoruz.
Namaz kılıyoruz ama kötülükten geri durmuyoruz.
Oruç tutuyoruz ama sadece midemizle.
Zekat veriyoruz ama başa kakmasıyla.
Hac yapıyoruz ama turistik bir seyahat gibi.
Kelime-i Şehadet getiriyoruz ama sadece dilimizle...
Diziler fuhuş pazarlıyor. O dizilere reytingi biz yaptırıyoruz. Ama kızlarımızın namuslu olmasını istiyoruz.
Dini, kültür; ahlakı, bilgi olarak görüyoruz ama toplumun dört dörtlük olmasını istiyoruz.
Her şeyi biz yapıyoruz. Suçu şeytana atıyoruz
Konuşması gereken alimler susuyor, susması gereken siyasetçiler konuşuyor.
Sistemle bozulan ümmeti, sistemle değil de kişisel çabalarla düzeltmeye çalışıyoruz...
Son düzenleme: