maxxdump
Dekan
- Katılım
- 2 Nisan 2008
- Mesajlar
- 6,377
- Reaksiyon puanı
- 6
- Puanları
- 218
- Yaş
- 40
Türkiye Milli Futbol takımı ülke insanları üzerinde farklı duygular uyandırıyor.
Takım mağlup olduğunda ya da elendiğinde insanlarımız doyasıya üzülebiliyorlar.
Galip gelip tur atladığında ise gönül dolusu sevinemiyorlar.
Neden?
Spor basını ile takımın idarecileri ve futbolcuları arasındaki “sorunlar” bütün ülkeyi kapsar hale getiriliyor.
İşte son örneği önümüzde duruyor.
Fatih Terim, Avrupa Şampiyonası"nda Çeyrek Final yolunu açan Çek Cumhuriyeti maçının ardından yaptığı basın toplantısındaki konuşmasına bakın…
Tribün ağzıyla, satır aralarında ve alenen şöyle diyor:
-Nasıl geçirdik size!!!
Görüyoruzki Terim için esas rakip maçlarda yenip yenildikleri futbol takımları değil.
Önde spor medyası arkasında Terim"i beğenmeyen, onu komedi yıldızına dönüştüren mimiklerinden hazzetmeyen herkese dümdüz gidiyor.
Futbol bir oyundur.
İçinde teknik, taktik olduğu kadar şans da vardır.
Ünlü futbolcular “galip gelmek için” derler:
-Top sizi sevecek!
Yani biraz da kısmetli olacaksınız.
Bu turnuvada top bizi (biraz) seviyor. İsviçre"ye 90+2"de galibiyet golü atmak önceden planlanmış bir taktiğin sonucu olamaz her halde?!!
Çek Cumhuriyeti maçında 88. dakikanın ilk saniyelerinde Çek"ler Viyana rezervasyonlarını bitirmişlerdi. Ama arkadan gelen iki “kabus” dakikası onları saf dışı etti.
Top Çekleri sevmedi.
Kısmetleri yokmuş.
Bunun için Çek Cumhuriyet"inde kimse futbol takımını “hain” ilan etmedi:
-Maçın 90 dakika olduğunu Türkler hatırlattı dediler.
Biz televizyonları başında hop oturup hop kalkanlar bu “kısmetli” galibiyetler için neden Fatih Terim"den azar işitiyoruz?
Bir teknik direktör çok geniş bir kitleyi bu iki galibiyetle karşısına alır, ağız dolusu hakaret yağdırırsa bu ülke insanı onun başında bulunduğu Milli Takım ile gönül bağı kurabilir mi?
Hırvatistan maçını kaybedersek üzüleceğiz.
Peki onları da yenersek yarı finalli Fatih Terim"in hakaretlerine nasıl dayanacağız?
Türkiye yense de yenilse de biz televizyon başındakiler kaybediyoruz.
Fatih Terim ise her iki koşulda da çok kazanıyor!
Nazım Alpman
kaynak: http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=7036
Takım mağlup olduğunda ya da elendiğinde insanlarımız doyasıya üzülebiliyorlar.
Galip gelip tur atladığında ise gönül dolusu sevinemiyorlar.
Neden?
Spor basını ile takımın idarecileri ve futbolcuları arasındaki “sorunlar” bütün ülkeyi kapsar hale getiriliyor.
İşte son örneği önümüzde duruyor.
Fatih Terim, Avrupa Şampiyonası"nda Çeyrek Final yolunu açan Çek Cumhuriyeti maçının ardından yaptığı basın toplantısındaki konuşmasına bakın…
Tribün ağzıyla, satır aralarında ve alenen şöyle diyor:
-Nasıl geçirdik size!!!
Görüyoruzki Terim için esas rakip maçlarda yenip yenildikleri futbol takımları değil.
Önde spor medyası arkasında Terim"i beğenmeyen, onu komedi yıldızına dönüştüren mimiklerinden hazzetmeyen herkese dümdüz gidiyor.
Futbol bir oyundur.
İçinde teknik, taktik olduğu kadar şans da vardır.
Ünlü futbolcular “galip gelmek için” derler:
-Top sizi sevecek!
Yani biraz da kısmetli olacaksınız.
Bu turnuvada top bizi (biraz) seviyor. İsviçre"ye 90+2"de galibiyet golü atmak önceden planlanmış bir taktiğin sonucu olamaz her halde?!!
Çek Cumhuriyeti maçında 88. dakikanın ilk saniyelerinde Çek"ler Viyana rezervasyonlarını bitirmişlerdi. Ama arkadan gelen iki “kabus” dakikası onları saf dışı etti.
Top Çekleri sevmedi.
Kısmetleri yokmuş.
Bunun için Çek Cumhuriyet"inde kimse futbol takımını “hain” ilan etmedi:
-Maçın 90 dakika olduğunu Türkler hatırlattı dediler.
Biz televizyonları başında hop oturup hop kalkanlar bu “kısmetli” galibiyetler için neden Fatih Terim"den azar işitiyoruz?
Bir teknik direktör çok geniş bir kitleyi bu iki galibiyetle karşısına alır, ağız dolusu hakaret yağdırırsa bu ülke insanı onun başında bulunduğu Milli Takım ile gönül bağı kurabilir mi?
Hırvatistan maçını kaybedersek üzüleceğiz.
Peki onları da yenersek yarı finalli Fatih Terim"in hakaretlerine nasıl dayanacağız?
Türkiye yense de yenilse de biz televizyon başındakiler kaybediyoruz.
Fatih Terim ise her iki koşulda da çok kazanıyor!
Nazım Alpman
kaynak: http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=7036