Mesnevi'den

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan llavinya
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Lokman iyi bir köle idi. Efendisi onda bereket sezdi de her yemeği önce ona verir sonra onun artığını yerdi. Bir gün karpuz aldı efendisi ve lokmana yollamadı, onu huzuruna çağırdı. 'Lokman al karpuz ye 'dedi bir dilim verdi. Lokman iştahla yedi. Bir daha kesti onu da yedi. Derken son dilime gelindi. Efendi 'Bunu da ben yiyeyim 'dedi. Isırması ile tükürmesi bir oldu. Efendi 'Lokman bu karpuz zehir, nasıl yedin, niye demedin bize ? 'dedi.

Lokman 'Efendim, bana bugüne değin öyle çok ihsan ettiniz ki, bu karpuz acı diyemezdim. Bu edebe ters olur, size nankörlük olurdu 'dedi.

Hak 'tan gelen belaları acı karpuz bil. Sana ne nimetler verdi. Acı karpuz verdi diye hemen kızacak mısın, yoksa Lokman olma niyetin var mı?

HZ. MEVLANA ( Mesnevi'den )
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Harikaydı...

Ders çıkarılması gereken bir hikaye.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
''Bunlar geçici güzellik verirler de geçici aşk alırlar. Sen şu iki kuru ırmağı geç de kendi kendinin ırmağı ol!
Bu dostlar, insanın elinden tutarlar da çeke çeke yokluğa kadar götürürler. Onlardan elini çek de kendi kendinin elini tut, kendinle yetin!
Şu dünyada gördüğümüz güzeller, gönüldeki güzeli gizleyen perdedeki esimlerdir. Perdeyi kaldır, içeri gir de, sevgilinle baş başa kal!
Sen kendi güzelliğin ile kal, güzelleş, güzel şeyler düşün! İki alemden de vazgeç, kendi aleminde ol!

Yürü, benliği artıran şarapla mest olma, aklını başına al da, o tertemiz yüzü görmeye çalış!''

HZ.MEVLANA
 

yavuz_4106

Dekan
Katılım
17 Aralık 2008
Mesajlar
6,118
Reaksiyon puanı
51
Puanları
228
Yani bir hastalık,musibet geldiği zaman sabretmeliyiz
 

googlog

Profesör
Katılım
21 Ağustos 2009
Mesajlar
2,402
Reaksiyon puanı
46
Puanları
0
Çok güzeldi gerçekten çıkarılması gereken büyük dersler var.Başımıza gelen herşeyden şikayet etmeye başladık.Günümüzün en büyük hastalıklarından biri.Ufacık şeylere sabredemez olduk.Şikayet etmeyi bırakıpta işimize bakmalıyız.

Onun için bizi sürekli meşgul edecek ,onu yaptığımız zaman bize cesaret,huzur.. verecek gerçek amaçlarla hedeflerle meşgul olmalıyız.

Hedefin İstanbul'dan Ankara'ya gitmek ise yolda giderken sağdaki soldaki gelip geçen güzelliklere değilde,seni Ankara'da bekleyen güzelliği düşünmeli,oraya giderken yol üstünde bize eziyet veren çakıl taşlarına,ufak kazalara -velev ki büyük kazada olabilir- takılmamak Anakara'ya vardığımızda olacakları düşünmek gerekir.

Aslında düşünmeliyiz ki oraya giderken başımıza gelenler bizim daha çok olgunlaşmamız ve bizim ne kadar samimi olduğumuzun ölçülmesi için verildiğinin unutmamalıdır.

Eğer gerçekten seviyorsak ya da sevmek istiyorsak!!!

Paylaşım için ALLAH (c.c.) razı olsun.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Öyle güzel düşünceleri bir araya getirmiş ki bazen okuduğumda öyle düşünemediğim için utanıyorum.
 
Üst