cabbarcan
Profesör
- Katılım
- 19 Ocak 2007
- Mesajlar
- 1,477
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
Zorla yaptırlan şeylerden ( [size=7pt]ne olursa olsun[/size] ) hayatım boyunca nefret etmişimdir. Benim iyiliğim için olduğu iddia edilsede ([size=7pt]benim için iyi olana kendileri nasıl karar veriyor diyede düşünmüşümdür[/size] ) asla bundan hoşlanmam.
Nihayetinde sadece başına buyruk bi hayatım var ki kimseyide kazımadığım resmi kayıtlara geçmiş bi gerçektir. ( [size=7pt]bu kısmı açamam[/size]
)
Kendinizi etkilere karşı nötr kılmak ve etkilenmemek için ilgilenmemek mi gerekir? Bu sosyal zorlamalara karşı beyninizi meşgul eden bir savunma mekanizmasıdır. Ve eğer gerçekten zorunluluk hissederek yapıyorsanız aslında özgür değilsinizdir. Kendi savunma yetinizin kurbanısınızdır. Düşünce yapınızın etkilenmemesini sağlamak için önce kendinize karşı samimi olup kendi atmosferinizi yaratmanız için engelleri kaldırmanız gerekir. Vereceğiniz tek savaş işi çözmelidir. Yoksa hayat boyu savaşın esiri olursunuz
Sonra dönüp baktığımda acaba benim sıradışı özgür olmama ne sebep oldu? Bana zorla yaptırılan ilk şey neydi diye düşündüm. Bi anımı hatırladım. İşte başlıyorum, belki eğlenirsiniz
,
Dişçi Süleyman
Küçücüktüm ufacıktım, ilk okukula bile başlamamıştım.
Anneminde babamında işi olduğu için beni dişçiye dedem götürmüştü. Ağzımda azı dişlerimden biri çürük. Doktor çekecek ama beni razı edemiyorlar. İğne istemem diyorum. İğne yapmam lazım hiç acımıcak dediler ama nafile.
En sonunda doktor pes etti. "Peki tamam o zaman bak bıraktım iğneyi" dedi. Bende rahatladım. "Şimdi sende gözlerini kapa bende dişini çekeyim. Acırsa söz bırakıcam" dedi.Bu numarayı kim yer ki?
Sonunda ne dese boş ikna olmuyorum eliyle kapadı gözlerimi. Ve yavaşça bekle diyor bana. Ellerimle hızla çektim elini bir gördümki :R iğneyi çekmiş ve ağzından bir damla akmış vurmak üzere! :O Küçcük ellerime yumruk yapıp iğneye yanından öyle bi vurdumki iğne fakirin salatası gibi yamuldu. ;D Doktor bu kez hiç bozulmadan hızla aldı yeni şırıngayı çekti içine sıvıyı "tutun!" dedi. Dedem tuttu kollarımı bide yanımızda çocukluk kız arkadaşım var oda beni seyrediyor.
%( Bağırıyorum duyan var, yardım yok... Baktım olacak gibi değil doktorun işaret parmağı ağzımdayken bir kenetledimki çenemi... Bu kez o bağırıyor ;D . Hemde ne bağırma. Hemşire ile kızı geldi "ne oluyor" diye. Herkes kollarımı bıraktı ama ben adamı bırakmadım. "Bırak aman Allah'ım !" diye bağırıyor adamcağız. ;D Ve bıraktım nihayetinde. Doktor :^) yüz ifadesiyle baktı işaret parmağına eli titriyor. Ve bana dediki "Evlatçık bu parmağım olmadan ben iş yapamam. Kopardın parmağımı. Tüm dişlerin çürüyüp dökülse hiç dokummam artık sana" dedi.
Ve kız arkadaşım geçti koltuğa o kontrole geldi olaysız bi şekilde kalktı.( :$ [size=7pt]bi kız bile olay çıkarmıyor ama ben kıyameti koparıyorum[/size] ) Ve eve geri döndük
Dedem birazda gülerek anlattı olan biteni ;D... Annem duyduğunda tam bir zebaniye dönüştü ve beni öyle bir haşladıki. İkinci kez annemle gittik doktora. Doktor yok o çok yaramaz ben bakmam artık dişlerine diyor. (şakayla karışık) Annemde "Yok doktor amcası Bahadır paşa çocuk oldu,uslu uslu dişini çektirecek değilmi bahadır?" diye soruyor bana... Bend çaresiz bir şekilde başımı sallıyorum. ( Ne diş çektirmesi be zehir verse içecem öyle bir dayak yedim. :$ )
İlk Firar
İlerki aylarda herşey zorla yaptırılıyor. Ne kadar dirensemde sonuçta kaybeden taraftayım. Her halt o kadar diretilip içimde birikti ki çıkacak bi yer arıyorum. Ve anaokuluna yazdırıldım. Ama bu kes hakkaten ısrarcıyım ve anlaşma yapıyorum annemle, "Sende benimle gelip orada oturursan, orada ki salaklarla otururum" diyorum. Anlaşma yerinde ve uygulanıyor ;D . Annem benimle okula geliyor ve öğretmenle birlikte oturuyor. Ve zavallı annem buna bi gün alışıp vazgeçeceğimi düşünüyor. Günler geçiyor işte ve öğretmenin verdiği aptal işleri yaparken daldığımda bi gün baktım annem orada yok!. Bırakıp gitmiş beni. :L
Küçük masum bi çocuğun sinirli halini düşünün. ( [size=7pt]masumluk tartışmaya açık değildir [/size] (&
) Anlaşma bozulmuştu ve aldatılmıştım. Bi bedeli olmalıydı. Bi anda içimde bişey belirdi. Ufak ufak adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Ve ana sınıfından dışarı çıktım. Ana sınıfı en üst kattaydı. Ve alt katlara inerken önüme büyük çocuklar çıkıyor bana geriyi işaret ediyor "Ama ben bu tarafa gidiyorum" diye geçip gidiyorum. Hoca hanım arkamdan hızla koşmuş yukarıdan bağırıyor. Çocuklardan biri önümü kesti. İşaret parmağımla gözüne parmak attım.
Artık önüm açıktı. Öğretmenler odası, müdürün odasının önünden rüzgar gibi geçtim.
Ve okul bahçesi ardından bahçe kapısı. ;D . Ama benim koşarak geçtiğimi gören müdür/öğretmenler ne varsa arkamda . Bahçe kapısındna ötesi özgürlük ama uzun sürmeyeceği kesin. Koşarak okul bahçesinin duvarı boyunca giden kaldırımın ucuna kadar gittim. Ve durdum ;D çünkü yolu bilmiyorum.( [size=7pt]plânsız programsız işin sonu budur tecrübesizlik diyorum kısaca[/size] ;D ) Etrafıma bakıyorum. Ama beni kovalayanlarda durdu. Çünkü aramızda epey bi mesafe var ve arabalar falanda geçiyor. Bana yaklaşmaya kalktıkları anda kopuk uçurtmayım, farkındalar. Geri gelmem için bağırıyorlar. Sonra 4-5 dakika etrafıma baktım ne düşündüm. Dedim kaçak hayatının sonu yok.(
) Gel efendi efendi teslim ol cezanı çek.
Hayatmda ilk ve son kez disipline gittim. ;D Babamı çağırmışlar bereket. Babam "Gel bakalım küçük kaçak" diye beni omuzlarına aldı gülüyor. Eve doğru giderken "Anneme söyleme" diyorum tabe. ;D Omuzlardayım güneşli gün. Ve o omuzlarda taşındaığım anda kendimde gereksiz vıcık bi gurur/kibir duygusu hissetim ki anlatamam.
Baktılarki zırt/pırt kaçacak gibi duruyorum. Başıma bişey gelmesindense gitmememi daha hayırlı gördüler. Çünkü daha küçük yaşlarda gelişimci bi çocuktum. ;D Önce hamurdan oyuncak sonra yastıklardan ev yapardım. Sonrada çocukluk kız arkadaşımla; .... :* ... evcilik oynardık tabiki
Dediğim gibi işi hep geliştirmeye/büyütmeye yönelik davranışlar sergilerdim. Önce tankımın içinden elektrik motorunu çıkartıp pille çalıştırırdım... Sonrada prizin deliklerine soktuğum tellere plastik saplı bıçak değdirip mavi kıvılcım çıkartırdım. ;D
Sonuç:
O gün ana okulununa gittiğim son gündü. ;D
Ve bilmiyorum ama hayatımın dönüm noktası belkide budur. Zorlamaların iyi yada kötü niyetli olması önemli değildir. Önemli olan buna kimin karar verdiğidir Ne olursa olsun kendi dediğimi sonuna kadar yaptırtma taraftarıyım. Bu olayın bana öğrettiği şey yakalanmamam gerektiğiydi :* yani "legal ol ciğerimi ye" ;D felsefesiyle hareket ettiğin sürece her haltı etme "özgürlüğüne" sahipsin.
cabbarcan


Kendinizi etkilere karşı nötr kılmak ve etkilenmemek için ilgilenmemek mi gerekir? Bu sosyal zorlamalara karşı beyninizi meşgul eden bir savunma mekanizmasıdır. Ve eğer gerçekten zorunluluk hissederek yapıyorsanız aslında özgür değilsinizdir. Kendi savunma yetinizin kurbanısınızdır. Düşünce yapınızın etkilenmemesini sağlamak için önce kendinize karşı samimi olup kendi atmosferinizi yaratmanız için engelleri kaldırmanız gerekir. Vereceğiniz tek savaş işi çözmelidir. Yoksa hayat boyu savaşın esiri olursunuz

Sonra dönüp baktığımda acaba benim sıradışı özgür olmama ne sebep oldu? Bana zorla yaptırılan ilk şey neydi diye düşündüm. Bi anımı hatırladım. İşte başlıyorum, belki eğlenirsiniz

Dişçi Süleyman
Küçücüktüm ufacıktım, ilk okukula bile başlamamıştım.

Anneminde babamında işi olduğu için beni dişçiye dedem götürmüştü. Ağzımda azı dişlerimden biri çürük. Doktor çekecek ama beni razı edemiyorlar. İğne istemem diyorum. İğne yapmam lazım hiç acımıcak dediler ama nafile.
En sonunda doktor pes etti. "Peki tamam o zaman bak bıraktım iğneyi" dedi. Bende rahatladım. "Şimdi sende gözlerini kapa bende dişini çekeyim. Acırsa söz bırakıcam" dedi.Bu numarayı kim yer ki?

Sonunda ne dese boş ikna olmuyorum eliyle kapadı gözlerimi. Ve yavaşça bekle diyor bana. Ellerimle hızla çektim elini bir gördümki :R iğneyi çekmiş ve ağzından bir damla akmış vurmak üzere! :O Küçcük ellerime yumruk yapıp iğneye yanından öyle bi vurdumki iğne fakirin salatası gibi yamuldu. ;D Doktor bu kez hiç bozulmadan hızla aldı yeni şırıngayı çekti içine sıvıyı "tutun!" dedi. Dedem tuttu kollarımı bide yanımızda çocukluk kız arkadaşım var oda beni seyrediyor.
%( Bağırıyorum duyan var, yardım yok... Baktım olacak gibi değil doktorun işaret parmağı ağzımdayken bir kenetledimki çenemi... Bu kez o bağırıyor ;D . Hemde ne bağırma. Hemşire ile kızı geldi "ne oluyor" diye. Herkes kollarımı bıraktı ama ben adamı bırakmadım. "Bırak aman Allah'ım !" diye bağırıyor adamcağız. ;D Ve bıraktım nihayetinde. Doktor :^) yüz ifadesiyle baktı işaret parmağına eli titriyor. Ve bana dediki "Evlatçık bu parmağım olmadan ben iş yapamam. Kopardın parmağımı. Tüm dişlerin çürüyüp dökülse hiç dokummam artık sana" dedi.
Ve kız arkadaşım geçti koltuğa o kontrole geldi olaysız bi şekilde kalktı.( :$ [size=7pt]bi kız bile olay çıkarmıyor ama ben kıyameti koparıyorum[/size] ) Ve eve geri döndük

İlk Firar
İlerki aylarda herşey zorla yaptırılıyor. Ne kadar dirensemde sonuçta kaybeden taraftayım. Her halt o kadar diretilip içimde birikti ki çıkacak bi yer arıyorum. Ve anaokuluna yazdırıldım. Ama bu kes hakkaten ısrarcıyım ve anlaşma yapıyorum annemle, "Sende benimle gelip orada oturursan, orada ki salaklarla otururum" diyorum. Anlaşma yerinde ve uygulanıyor ;D . Annem benimle okula geliyor ve öğretmenle birlikte oturuyor. Ve zavallı annem buna bi gün alışıp vazgeçeceğimi düşünüyor. Günler geçiyor işte ve öğretmenin verdiği aptal işleri yaparken daldığımda bi gün baktım annem orada yok!. Bırakıp gitmiş beni. :L
Küçük masum bi çocuğun sinirli halini düşünün. ( [size=7pt]masumluk tartışmaya açık değildir [/size] (&


Ve okul bahçesi ardından bahçe kapısı. ;D . Ama benim koşarak geçtiğimi gören müdür/öğretmenler ne varsa arkamda . Bahçe kapısındna ötesi özgürlük ama uzun sürmeyeceği kesin. Koşarak okul bahçesinin duvarı boyunca giden kaldırımın ucuna kadar gittim. Ve durdum ;D çünkü yolu bilmiyorum.( [size=7pt]plânsız programsız işin sonu budur tecrübesizlik diyorum kısaca[/size] ;D ) Etrafıma bakıyorum. Ama beni kovalayanlarda durdu. Çünkü aramızda epey bi mesafe var ve arabalar falanda geçiyor. Bana yaklaşmaya kalktıkları anda kopuk uçurtmayım, farkındalar. Geri gelmem için bağırıyorlar. Sonra 4-5 dakika etrafıma baktım ne düşündüm. Dedim kaçak hayatının sonu yok.(

Hayatmda ilk ve son kez disipline gittim. ;D Babamı çağırmışlar bereket. Babam "Gel bakalım küçük kaçak" diye beni omuzlarına aldı gülüyor. Eve doğru giderken "Anneme söyleme" diyorum tabe. ;D Omuzlardayım güneşli gün. Ve o omuzlarda taşındaığım anda kendimde gereksiz vıcık bi gurur/kibir duygusu hissetim ki anlatamam.
Baktılarki zırt/pırt kaçacak gibi duruyorum. Başıma bişey gelmesindense gitmememi daha hayırlı gördüler. Çünkü daha küçük yaşlarda gelişimci bi çocuktum. ;D Önce hamurdan oyuncak sonra yastıklardan ev yapardım. Sonrada çocukluk kız arkadaşımla; .... :* ... evcilik oynardık tabiki

Dediğim gibi işi hep geliştirmeye/büyütmeye yönelik davranışlar sergilerdim. Önce tankımın içinden elektrik motorunu çıkartıp pille çalıştırırdım... Sonrada prizin deliklerine soktuğum tellere plastik saplı bıçak değdirip mavi kıvılcım çıkartırdım. ;D
Sonuç:
O gün ana okulununa gittiğim son gündü. ;D
Ve bilmiyorum ama hayatımın dönüm noktası belkide budur. Zorlamaların iyi yada kötü niyetli olması önemli değildir. Önemli olan buna kimin karar verdiğidir Ne olursa olsun kendi dediğimi sonuna kadar yaptırtma taraftarıyım. Bu olayın bana öğrettiği şey yakalanmamam gerektiğiydi :* yani "legal ol ciğerimi ye" ;D felsefesiyle hareket ettiğin sürece her haltı etme "özgürlüğüne" sahipsin.
cabbarcan