"Kur'an bize yeter!"

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Bir gün dersten çıkmış ve altın kullanmanın erkeklere haram olmadığını çünkü Kuran'da geçmediğini öğrenmişti. Hadislerde geçiyormuş. Hadislerde Peygamber efendimizden(sav) iki yüz yıl sonra yazılmışmış... Önceleri kafaya takmadığı bu bilgiyi nişanlı olunca fark etti. Altın yüzük almışlardı. Takmalı mı takmamalı mı?
Takmaya karar verdi çünkü Kuran'da böyle bir yasak yoktu.

Sonra ipeğin de erkeklere haram olmadığını öğrendi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu. İpek bir kravat aldı ve onu iştahla taktı.

Kuran okuyordu. İyi meal takip ediyordu. Sonra Kuran'da bir gün ve gecede beş vaktin olmadığını da öğrendi.Ayetler iki, üç ve beş vakit için müsait manalar taşıyordu. Madem Kuran'da net bir vakit yoktu. Öyleyse iki de üç de beş de kılabilirdi. Bir sabah bir de akşam yeterli idi onun için. Bu şekilde bir müddet devam etti.

Sonra namazı bozan şeyler arasında konuşmanın, yemek yemenin, su içmenin olmadığını gördü. Kuran'da bunların namazı bozduğuna dair bir bilgi yoktu. Bundan sonra namazda telefonu çalınca "alo ben namazdayım, sonra ararım" demeye başladı. Bazen de namazın içinde telefon ile görüşüp sonra kaldığı yerden devam etmeye başladı. Namazda yorulunca bir yudum su da içiyordu. Çünkü namazı bozan bir durum değildi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu.

Herkes onun namazını konuşurken Kur'an'da namazın belli bir tertiple olmadığını gördü. Yani tüm Kuran ayetlerini yanyana getirse de önce tekbir alması, kıyam yapması, rukü, secde ve oturma ile namazın bir düzeni Kuran'da yer almıyordu. Demek ki şimdiye kadar hep taklidi olarak namaz kılmış. Artık bundan sonra Kuran'ın dediği gibi namaz kılmalıydı. Fakat önce rukü ile mi yoksa direk secde ile mi yoksa kıyam ile mi karar veremedi. Değişik şekillerde kıldı. Bazen kıyamda başladı tahiyyat ile bitirdi. Bazen de tahiyyat ile başlayıp kıyam ile bitirdi.

Kendisi de bu halinden memnun değildi. Ne yapıyorum diye sordu kendisine? Tam bu sorunun cevabını ararken birden namazda neden her zaman Fatiha Sûresi sonra da kısa bir Sûre veya ayetler okuyorum diye sordu. Rukü ve secdede hep önceden ezberlemiş olduğu duaları okuyordu. Tahiyyatta ise aynı dualar.. Fatiha okumak, sûre okumak, bu dualar Kuran'ın emri değildi. Karar verdi. Her zaman farklı bir Sûre okumalıydı. Hem niye Fatiha? Niye Ettehiyyatu? Kuran'da geçen duaları namazın her tarafına yerleştirdi. Böylece kendisine has bir namaz şekli ortaya çıktı. Ama kafasında soru işaretleri de başlamıştı. Bu nereye kadar gidecek?

Bir gün sabah kıldığı iki rekat ve yatsı kıldığı dört rekatı düşündü. Neden biri iki diğeri dört? Kuran'da aradı. Ama bulamadı. Ya yatsıyı iki kılacak ya da sabahı dört kılacaktı? Ya da Niye iki veya dört? Beş altı yedi olamaz mı? Kafası iyice karışmıştı?

Namaz konusunda o kadar kafası karıştı ki ne yapacağını bilemez oldu. Bir gün bir hocanın namaz aslında duadır. Otururken, ayakta iken, uzanırken yapılan bir duadır sözünü işitti. Tamam dedi. Demek ben yıllarca kendimi bu şekillerde hep yanlış yapmışım. Doğrusu bu olmalı diyerek namazı bu şekilde eda etmeye başladı. Bu yeni namaz kolaydı.

Vakit yok. İstediğin vakitte yapabilirsin. Rekat sayısı yok. Eğilmeye kalkmaya, oturmaya, Fatiha ya da başka bir şey okumaya gerek yok. Günün istediğin vaktinde kalbinde Allah'ı anıyorsun ve bu Kuran'da Salat diye ifade edilen namazdı. Bu şekilde yapmaya başladı. Yani artık namaz kılmıyordu sadece dua ediyordu.

Tüm bu aşamaya nerden gelmişti?

Kur'an'da yok ve Hadisler Peygamber efendimizin (sav) vefatından iki yüz yıl sonra yazılmış çoğu da Emevi- Abbasi işi hadislerdir sözünden sonra olmuştu.

Simdi Kuran bize yeter diyenler kusura bakmasınlar. Eğer namazı bizim gibi vakitli, rekatlı, tertipli, namazı bozan ve bozmayan şeyler ile eda ediyorsanız demek ki Kuran size yetmiyor. Yok namaz kılmıyorsanız da sizi gerçekten tebrik ederim.
Fikrinizde samimisiniz.

Murat Padak
 

AynŞTAyn

Öğrenci
Cezalı
Katılım
4 Şubat 2020
Mesajlar
98
Reaksiyon puanı
99
Puanları
18
Yaş
45
Bende namazı kaç rekat kıldığımı bilmiyorum kalbim de nasıl huzur bulursa o vakte kadar kılıyorum,ister mucize diyin ister deli ama insanların yüzüne bakınca kalbindeki kötülüğü yada iyiliği görebiliyorum,
ben her namazımda Rabbim bana hidayet ver Hayvanları anlama yetisi ver,ümmetimizi koru hayırlı rızıklar ve insanlara denk düşür diye dua ederim ,
eskiden para ver şunu bunu diye derdim anladım ki çok yanlış öğrenmişim,inanın bana 1 avuç insandan başka inanan yok çünkü kalperdekini görüyorum . Bazıları o kadar edepli ve hayalı insanlar ki önünde saygıdan eğilmek geliyor içimden, 1 an olsun bile bakmıyor ve kalpleride tertemiz.
 

BehzatAmirim

Dekan
Katılım
5 Ocak 2019
Mesajlar
8,764
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
6,971
Puanları
293
Bir gün dersten çıkmış ve altın kullanmanın erkeklere haram olmadığını çünkü Kuran'da geçmediğini öğrenmişti. Hadislerde geçiyormuş. Hadislerde Peygamber efendimizden(sav) iki yüz yıl sonra yazılmışmış... Önceleri kafaya takmadığı bu bilgiyi nişanlı olunca fark etti. Altın yüzük almışlardı. Takmalı mı takmamalı mı?
Takmaya karar verdi çünkü Kuran'da böyle bir yasak yoktu.

Sonra ipeğin de erkeklere haram olmadığını öğrendi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu. İpek bir kravat aldı ve onu iştahla taktı.

Kuran okuyordu. İyi meal takip ediyordu. Sonra Kuran'da bir gün ve gecede beş vaktin olmadığını da öğrendi.Ayetler iki, üç ve beş vakit için müsait manalar taşıyordu. Madem Kuran'da net bir vakit yoktu. Öyleyse iki de üç de beş de kılabilirdi. Bir sabah bir de akşam yeterli idi onun için. Bu şekilde bir müddet devam etti.

Sonra namazı bozan şeyler arasında konuşmanın, yemek yemenin, su içmenin olmadığını gördü. Kuran'da bunların namazı bozduğuna dair bir bilgi yoktu. Bundan sonra namazda telefonu çalınca "alo ben namazdayım, sonra ararım" demeye başladı. Bazen de namazın içinde telefon ile görüşüp sonra kaldığı yerden devam etmeye başladı. Namazda yorulunca bir yudum su da içiyordu. Çünkü namazı bozan bir durum değildi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu.

Herkes onun namazını konuşurken Kur'an'da namazın belli bir tertiple olmadığını gördü. Yani tüm Kuran ayetlerini yanyana getirse de önce tekbir alması, kıyam yapması, rukü, secde ve oturma ile namazın bir düzeni Kuran'da yer almıyordu. Demek ki şimdiye kadar hep taklidi olarak namaz kılmış. Artık bundan sonra Kuran'ın dediği gibi namaz kılmalıydı. Fakat önce rukü ile mi yoksa direk secde ile mi yoksa kıyam ile mi karar veremedi. Değişik şekillerde kıldı. Bazen kıyamda başladı tahiyyat ile bitirdi. Bazen de tahiyyat ile başlayıp kıyam ile bitirdi.

Kendisi de bu halinden memnun değildi. Ne yapıyorum diye sordu kendisine? Tam bu sorunun cevabını ararken birden namazda neden her zaman Fatiha Sûresi sonra da kısa bir Sûre veya ayetler okuyorum diye sordu. Rukü ve secdede hep önceden ezberlemiş olduğu duaları okuyordu. Tahiyyatta ise aynı dualar.. Fatiha okumak, sûre okumak, bu dualar Kuran'ın emri değildi. Karar verdi. Her zaman farklı bir Sûre okumalıydı. Hem niye Fatiha? Niye Ettehiyyatu? Kuran'da geçen duaları namazın her tarafına yerleştirdi. Böylece kendisine has bir namaz şekli ortaya çıktı. Ama kafasında soru işaretleri de başlamıştı. Bu nereye kadar gidecek?

Bir gün sabah kıldığı iki rekat ve yatsı kıldığı dört rekatı düşündü. Neden biri iki diğeri dört? Kuran'da aradı. Ama bulamadı. Ya yatsıyı iki kılacak ya da sabahı dört kılacaktı? Ya da Niye iki veya dört? Beş altı yedi olamaz mı? Kafası iyice karışmıştı?

Namaz konusunda o kadar kafası karıştı ki ne yapacağını bilemez oldu. Bir gün bir hocanın namaz aslında duadır. Otururken, ayakta iken, uzanırken yapılan bir duadır sözünü işitti. Tamam dedi. Demek ben yıllarca kendimi bu şekillerde hep yanlış yapmışım. Doğrusu bu olmalı diyerek namazı bu şekilde eda etmeye başladı. Bu yeni namaz kolaydı.

Vakit yok. İstediğin vakitte yapabilirsin. Rekat sayısı yok. Eğilmeye kalkmaya, oturmaya, Fatiha ya da başka bir şey okumaya gerek yok. Günün istediğin vaktinde kalbinde Allah'ı anıyorsun ve bu Kuran'da Salat diye ifade edilen namazdı. Bu şekilde yapmaya başladı. Yani artık namaz kılmıyordu sadece dua ediyordu.

Tüm bu aşamaya nerden gelmişti?

Kur'an'da yok ve Hadisler Peygamber efendimizin (sav) vefatından iki yüz yıl sonra yazılmış çoğu da Emevi- Abbasi işi hadislerdir sözünden sonra olmuştu.

Simdi Kuran bize yeter diyenler kusura bakmasınlar. Eğer namazı bizim gibi vakitli, rekatlı, tertipli, namazı bozan ve bozmayan şeyler ile eda ediyorsanız demek ki Kuran size yetmiyor. Yok namaz kılmıyorsanız da sizi gerçekten tebrik ederim.
Fikrinizde samimisiniz.

Murat Padak
Çok güzel bir konu :)
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Bende namazı kaç rekat kıldığımı bilmiyorum kalbim de nasıl huzur bulursa o vakte kadar kılıyorum.

Sevgili AynŞTAyn, sana bir sual sorabilir miyim?
Namazı emreden kimdir? Allahtır değil mi?
İyi ama o namazın belli kriterlerde kılınmasını istememiş midir?
Elçi olarak gönderdiği sevgili Peygamberimiz bunu vakitleri, rekat sayıları, kılınış şekli vb. gibi... göstermemiş mi? Bunu ona öğreten kimdi? Elbette vahiy meleği Cebrail as. Bu durum ortada bilinen, belli bir şeyken...

Eğer herkes sizin yaptığınız gibi kendi kafasına göre istediği gibi -huzur bulduğunu zannettiği- şekilde kılmış olsaydı ortada namaz diye birşey kalır mıydı? Yukarıdaki hikayede de anlatılan tam buydu işte. Keşke doğru bir şekilde okuyup vicdan muhasebesi yapabilseydiniz!
 

AynŞTAyn

Öğrenci
Cezalı
Katılım
4 Şubat 2020
Mesajlar
98
Reaksiyon puanı
99
Puanları
18
Yaş
45
Bir k
Sevgili AynŞTAyn, sana bir sual sorabilir miyim?
Namazı emreden kimdir? Allahtır değil mi?
İyi ama o namazın belli kriterlerde kılınmasını istememiş midir?
Elçi olarak gönderdiği sevgili Peygamberimiz bunu vakitleri, rekat sayıları, kılınış şekli vb. gibi... göstermemiş mi? Bunu ona öğreten kimdi? Elbette vahiy meleği Cebrail as. Bu durum ortada bilinen, belli bir şeyken...

Eğer herkes sizin yaptığınız gibi kendi kafasına göre istediği gibi -huzur bulduğunu zannettiği- şekilde kılmış olsaydı ortada namaz diye birşey kalır mıydı? Yukarıdaki hikayede de anlatılan tam buydu işte. Keşke doğru bir şekilde okuyup vicdan muhasebesi yapabilseydiniz!
Bir nebze haklısın ama bir nokta eksik namaz vardı ama uygulamada unutulmuştu Hz. İbrahim a.s da namaz kılıyordu, kılmıyordu yada yoktu diyen açsın ikra sını yapsın.

“Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Haram’ın (Kâbe) yanında, ekin bitmez bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler!”

“Ey Rabbim! beni ve soyumdan gelecekleri, namazı dosdoğru kılanlar eyle! Ey Rabbimiz! Duâmı kabul et!”
(İbrahim, 14/37 ve 40).
Mesaj otomatik birleştirildi:

Benim vicdanım ve kalbim Rabbimin hikmeti ile tüy gibi.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
24
Kur'an'a göre namaz hangi hareketlerle nasıl kılınır?


Kur'an'a göre cuma namazı, bayram namazı nasıldır

Kur'an'a göre kandil nasıl kutlanır?
 
Son düzenleme:

AynŞTAyn

Öğrenci
Cezalı
Katılım
4 Şubat 2020
Mesajlar
98
Reaksiyon puanı
99
Puanları
18
Yaş
45
Bende bilmiyorum, bilen cevaplasın bakalım. Benim bildiğim tek önemli gece kutsal kitabımız da Kadir gecesidir.Namaz
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Bir nebze haklısın ama bir nokta eksik namaz vardı ama uygulamada unutulmuştu Hz. İbrahim a.s da namaz kılıyordu, kılmıyordu yada yoktu diyen açsın ikra sını yapsın.

AynŞTAyn, bak şimdi güzel kardeşim.
Bana ayet yazıyorsun ya, ben o ayetlerin cümlesini daha çocukken ezberlemişim. 37 yıllık bir din görevlisiyim. Hz. İbrahim değil sadece taa Hz. Adem as. bile namaz kılmıştı. İnsan var olduğu günden bu yana -farklı şekillerde olsa da- namaz vardı. Bunu bilmeyen zaten yok.

Peki söyle bakalım, sen Hz. İbrahim'in ya da ondan önceki peygamberlerin nasıl ve ne şekilde namaz kıldıkları hakkında bir fikrin, bilgin var mı? Peygamberimizin öğrettiği, bildirdiği şekil olmasaydı sen nereden ve nasıl kılındığını bilebillecek miydin?

Sana şunu söyleyim, "Kur'an bize yeter" diyenlerin hiç birinin hayatında İslam yoktur. Adı var da, ruhu yoktur. Sünnetin olmadığı bir hayatın adına sen İslâm mı diyorsun? Bişey daha var, tarih boyunca Allah ve Kur'an düşmanlarının, İslâm düşmanları hiçbir zaman saldırılarını Allah ve Kur'an üzerinden yapmadılar, direkt sünnete giydirdiler. Çünkü bildikleri bişey vardı, eğer sünneti yok eder, peygamberi aradan çıkarırlarsa İslam diye bişey kalmazdı. Ve ne acıdır ki bu ülkede bu faaliyetlerinde çok başarılı oldular. Sizin gibi İslam'ın ruhundan, özünden arındırılmış bir nesil yetiştirdiler. Bunu da çok iyi yetiştirdikleri islâm alimi kisvesine büründürülmüş dalkavuklara yaptırdılar.

Neyse, belli ki siz de bunlardan ziyadesiyle şerbetlenmişsiniz. Ne desek boş.
 

BJKolik

Dekan
Katılım
31 Aralık 2016
Mesajlar
6,419
Reaksiyon puanı
6,757
Puanları
293
Dini emirler ve vecibeler kuran-ı kerimde anlatılmış olsaydı sayfalar yetmezdi, o yüzden peygamberimiz yapılması gerekenleri insanlara anlatmış. Benim anladığım bu konu ile ilgili, kuran-ı kerimde emirler ve yasaklar söyleniyor detaylar belirtilmiyor, yapılması ve yapılmaması gereken tüm detaylar peygamber tarafından icra edilerek örnek alınması istenilmiştir.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
24
Dini emirler ve vecibeler kuran-ı kerimde anlatılmış olsaydı sayfalar yetmezdi, o yüzden peygamberimiz yapılması gerekenleri insanlara anlatmış. Benim anladığım bu konu ile ilgili, kuran-ı kerimde emirler ve yasaklar söyleniyor detaylar belirtilmiyor, yapılması ve yapılmaması gereken tüm detaylar peygamber tarafından icra edilerek örnek alınması istenilmiştir.
nerden biliyorsun onun söylediğini ?

hadisler onun ölümünden onlarca sene sonra yazılmış hatta yüzyıl
 

BJKolik

Dekan
Katılım
31 Aralık 2016
Mesajlar
6,419
Reaksiyon puanı
6,757
Puanları
293
nerden biliyorsun onun söylediğini ?

hadisler onun ölümünden onlarca sene sonra yazılmış hatta yüzyıl
ben böyle inanıyorum bu şekilde düşünüyorum, mantığıma da uygun geliyor doğru değilse de yapacak bir şey yok getiren götüren utansın o zaman.
 

AynŞTAyn

Öğrenci
Cezalı
Katılım
4 Şubat 2020
Mesajlar
98
Reaksiyon puanı
99
Puanları
18
Yaş
45
Ben bir şey yazmak istemiyorum, beni de seni de Rabbimiz biliyor o yüzdendir ki ben senin ibadetine karışmıyorum, dinde zorlama yoktur, bana Allah(C.C) ve Kur'an yeter, aklını kullanmayan ve kalbleri kapalı olanları Rabbim affetsin.


O zaman Rabbim kitabı eksik mi yazdı diyorsun, hiç Allah'tan korkmuyorsun.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
24
Ben bir şey yazmak istemiyorum, beni de seni de Rabbimiz biliyor o yüzdendir ki ben senin ibadetine karışmıyorum, dinde zorlama yoktur, bana Allah(C.C) ve Kur'an yeter, aklını kullanmayan ve kalbleri kapalı olanları Rabbim affetsin.


O zaman Rabbim kitabı eksik mi yazdı diyorsun, hiç Allah'tan korkmuyorsun.
allah korkuyla ayakta kalıyorsa korkmamak en doğrusudur

ayrıca eksikmi değilmi onu siz söyleyeceksiniz bak yukarıda yazdım


söyle bana kurana göre namaz nasıl kılınır paylaş madem namaz bu kadar önemli
 

AynŞTAyn

Öğrenci
Cezalı
Katılım
4 Şubat 2020
Mesajlar
98
Reaksiyon puanı
99
Puanları
18
Yaş
45
O zaman Rabbim kitabı eksik mi yazdı diyorsun, hiç Allah'tan korkmuyorsun.
Dini emirler ve vecibeler kuran-ı kerimde anlatılmış olsaydı sayfalar yetmezdi, o yüzden peygamberimiz yapılması gerekenleri insanlara anlatmış. Benim anladığım bu konu ile ilgili, kuran-ı kerimde emirler ve yasaklar söyleniyor detaylar belirtilmiyor, yapılması ve yapılmaması gereken tüm detaylar peygamber tarafından icra edilerek örnek alınması istenilmiştir.
 
Son düzenleme:
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Kur'an'a göre namaz hangi hareketlerle nasıl kılınır?
Kur'an'a göre cuma namazı, bayram namazı nasıldır
Kur'an'a göre kandil nasıl kutlanır?

Kur'an sadece savaş esnasında kılınacak olan namaz (Nisa/101) haricinde hiçbir namaz için detay anlatılmamıştır. Bu namazın ayrıntısı hakkında detay verilmesinin sebebi de "Kefen koltukta bile olsa namazı terkedemezsin" mesajı vermek içindir. Diğer namazların hepsi Peygamberimizin uygulamalarıyla öğretilmiştir.
Dini emirler ve vecibeler kuran-ı kerimde anlatılmış olsaydı sayfalar yetmezdi, o yüzden peygamberimiz yapılması gerekenleri insanlara anlatmış. Benim anladığım bu konu ile ilgili, kuran-ı kerimde emirler ve yasaklar söyleniyor detaylar belirtilmiyor, yapılması ve yapılmaması gereken tüm detaylar peygamber tarafından icra edilerek örnek alınması istenilmiştir.

Tam isabet, en doğru anlatım bu. Allah razı olsun BJKolik.

Bende bilmiyorum, bilen cevaplasın bakalım. Benim bildiğim tek önemli gece kutsal kitabımız da Kadir gecesidir.Namaz

Kadir gecesi Kur'an'ın önem ve ehemmiyetine vurgu için müstakil bir sûre olarak yer alır. Diğer kandiller ise tıpkı namazın sünnet ile öğretilip anlatılması gibi Peygamberimizin anlatımı ve uygulamasıyla varittir.

nerden biliyorsun onun söylediğini ?
hadisler onun ölümünden onlarca sene sonra yazılmış hatta yüzyıl

Sardacık hadislerin onlarca yıl sonra yazılmış olmasının nedeni Kur'an ile karıştırılma endişesinden dolayıdır. Kur'an kesin olarak noktasına virgülüne kadar yüzlerce, binlerce hafızın hıfzına alınıp, iyice bellenip kayıtlara alındıktan sonra hadislerin yazımına geçilmiştir. Bir yanlış olmasının önüne geçilmesi için de çok sağlam metotlar uygulanmıştır. Mesela bir hadisin kabulü için birden fazla kişinin duymuş olması, eğer tek kişi bunu naklettiyse de hayatı boyunca hiçbir şekilde yalanına şahitlik edilmemiş olması gibi şartlar aranmıştır. Ayrıca hadis dil, gramer gibi onlarca ilmi kritere tabi tutularak bir peygamber sözü olmasında en ufak bir şek, şüphe bulunması halinde dahi kaale alınmamıştır.

Diyebilirim ki dünya tarihi boyunca hadislerin derlenmesindeki dikkat, hassasiyet hiçbir şeye gösterilmemiştir.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
24
Kur'an sadece savaş esnasında kılınacak olan namaz (Nisa/101) haricinde hiçbir namaz için detay anlatılmamıştır. Bu namazın ayrıntısı hakkında detay verilmesinin sebebi de "Kefen koltukta bile olsa namazı terkedemezsin" mesajı vermek içindir. Diğer namazların hepsi Peygamberimizin uygulamalarıyla öğretilmiştir.


Tam isabet, en doğru anlatım bu. Allah razı olsun BJKolik.



Kadir gecesi Kur'an'ın önem ve ehemmiyetine vurgu için müstakil bir sûre olarak yer alır. Diğer kandiller ise tıpkı namazın sünnet ile öğretilip anlatılması gibi Peygamberimizin anlatımı ve uygulamasıyla varittir.



Sardacık hadislerin onlarca yıl sonra yazılmış olmasının nedeni Kur'an ile karıştırılma endişesinden dolayıdır. Kur'an kesin olarak noktasına virgülüne kadar yüzlerce, binlerce hafızın hıfzına alınıp, iyice bellenip kayıtlara alındıktan sonra hadislerin yazımına geçilmiştir. Bir yanlış olmasının önüne geçilmesi için de çok sağlam metotlar uygulanmıştır. Mesela bir hadisin kabulü için birden fazla kişinin duymuş olması, eğer tek kişi bunu naklettiyse de hayatı boyunca hiçbir şekilde yalanına şahitlik edilmemiş olması gibi şartlar aranmıştır. Ayrıca hadis dil, gramer gibi onlarca ilmi kritere tabi tutularak bir peygamber sözü olmasında en ufak bir şek, şüphe bulunması halinde dahi kaale alınmamıştır.

Diyebilirim ki dünya tarihi boyunca hadislerin derlenmesindeki dikkat, hassasiyet hiçbir şeye gösterilmemiştir.
e bir sürü kuran yakılmış zamanında ayrıca şu an yüzbinlerce hadis olduğu söyleniyor onun söylediği ne malum ?

belki adam aldı uydurdu için menfaati için salladı bir kaç tane sonrada peygamber söyledi dedi
 

akilli55

Asistan
Katılım
24 Ekim 2010
Mesajlar
156
Reaksiyon puanı
41
Puanları
28
hadislerin sonradan yazildigini soyluyorsunuz da Kuran yeter dediginiz kitap ne zaman kaleme alinmiş, mevcut en eski Kuran neden emevi devleti donemine ait, birazda bunu kurcalayın bakem
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,129
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
24
hadislerin sonradan yazildigini soyluyorsunuz da Kuran yeter dediginiz kitap ne zaman kaleme alinmiş, mevcut en eski Kuran neden emevi devleti donemine ait, birazda bunu kurcalayın bakem
bir sürü kuranda yanmış yakılmış hangisinin doğru olduğu belli değil hani tevrata değiştirilmiş diyorlarda binlerce yıl öncesinde çıkan tevratta aynı şeyleri yazıyor bugünkide aynı şeyi yazıyor
 

numerik

Öğrenci
Katılım
16 Şubat 2020
Mesajlar
5
Reaksiyon puanı
9
Puanları
3
Yaş
34
@|SeYYaH| Hocam ve @BJKolik boşuna yormayın kendinizi :) Bazıları samimi değil, sorularla konuyu sabote etmeye, çoklukla zehirli fikirlerini konuda bulundurmaya, İslam'a zerre kadar değer verilmesine bile tahammül edemeyen ama inanmış gibi yazan çoook kendini, haddini bilmez var... Sizler burada bunları samimi görüp de cevap yetiştirmeye kalkarsanız ömrünüz yetmez... :D Siz bunları muhattap bile almayın da gerçek inananların, samimi derecede inanmak isteyenlerin sorularını cevaplayın bence ki onlar da pek azdır. Konu pek güzel, kirletenler (kirletmeye çalışanlar) dışında.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Gerçekten ama gerçekten sosyal medya bir çöp, leş...
 

kitapseverX

Öğrenci
Katılım
16 Şubat 2020
Mesajlar
5
Reaksiyon puanı
6
Puanları
3
Yaş
33
Yani kısaca Allah korkusu gerek, Allah korkusu olmayan ayetteki gibi kendini beğenmiş kişilere anlatmanın hiç bir faydası yok hocalarım...


Abese Suresi - 1-10 . Ayet Mealen:

﴾1﴿
Suratını astı, yüzünü çevirdi.
﴾2﴿
Çünkü ona gözü görmeyen biri gelmişti.
﴾3﴿
Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı.
﴾4﴿
Yahut o öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecekti.
﴾5-6﴿
Sen ise kendini her şeye yeterli görenle ilgileniyorsun.
﴾7﴿
Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin!
﴾8-10﴿

Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelenle ilgilenmiyorsun!

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hz. Peygamber putperest önderlerin ikna edilmesi halinde onları izleyen halkın İslâm’ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla da meşgul oluyordu. Böyle birine yaptığı konuşmanın ortasında yanlarına gelen bir âmânın zamansız sorularından rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş ve ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teâlâ, resulünü sitemli bir ifadeyle uyardı; onun, kimlere verilecek emeğin daha verimli olacağını kesin olarak bilemeyeceğini, topluluğun ileri gelenlerinden de sorumlu olmadığını bildirdi. Bundan etkilenen Hz. Peygamber’in, daha sonra zaman zaman Abdullah’ı gördüğünde, “Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba!” diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilmektedir. Bu vb. bazı iltifatlarının yanında, iki defa gazâya çıktığında yerine Medine’de kalanlara namaz kıldırmak üzere Abdullah’ı görevlendirdiği de rivayet edilmiştir (Zemahşerî, IV, 217).

Birkaç âyette Hz. Peygamber’in “zelle” denilen bazı hataları hatırlatılmış ve düzeltilmiştir (meselâ buna yakın bir uyarı örneği için bk. Tevbe 9/43). Ancak bunlar içinde nisbeten sert bir üslûp taşıyan tek öğüt ve uyarı konumuz olan âyetlerdedir. Bu âyetler, vahyin objektifliğini ve peygamberin insanlığa kendi istek ve düşüncelerini değil, ilâhî vahyi tebliğ ettiğini, ayrıca onun bir ilâh gibi yanılgısız sayılmaması gerektiğini göstermesi bakımından son derece anlamlıdır. Bunun kadar önemli bir husus da Resûlullah’ın, kendi tutumunu eleştiren bu âyetleri, en ufak bir kaygı ve komplekse kapılmadan halka okuması, duyurmasıdır. Bu da onun dâvetindeki samimiyetini, hakikat sevgisini ve üstün ahlâkını gösterir.

“Kendini her şeye yeterli gören” diye çevirdiğimiz 5. âyet Mekke’nin ileri gelen zenginlerini ve kabile reislerini ifade eder. Bunlar mal ve adamlarının çokluğu sebebiyle büyüklük taslayarak inkârcılıkta devam ediyor, Allah ve peygamberinin kendilerine doğru yolu göstermelerine ihtiyaçlarının olmadığını söylüyorlardı. Allah korkusu ile huzuruna gelen âmâ ise Kur’an’ın nuruyla aydınlanarak cehaletten kurtulmak ve günahlardan arınmak istiyordu.


Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 555

 

kmurat

Dekan
Katılım
8 Şubat 2014
Mesajlar
8,488
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
3,712
Puanları
1,358
İnternet ortamında kasıtlı hatalı çevirilere rastlayabilirsiniz. Güvenli (bulduğunuz) kaynaklardan bilgi edinin. Ve mantığınızı kullanın.
 

KamtariR

Profesör
Katılım
2 Nisan 2019
Mesajlar
2,507
Reaksiyon puanı
2,699
Puanları
293
Kur'an'ın Hz. Osman döneminde çoğaltılmış nüshaları hala mevcut, bir tanesi bir ara Topkapı Sarayı müzesinde idi, şu anda nerede teşhir ediliyor bilmiyorum, ama bu bilgi hatalı bir bilgi.

mevcut en eski Kuran neden emevi devleti donemine ait

Gelelim hadislere:

Hadis Usulü denilen bir ilim dalı vardır. Bir hadisin "sahih" olabilmesi için hadis usulünde bahsi geçen oldukça zor şartların tamamını sağlaması gerekir. Örneğin, hadisin senedinin muttasıl olması (yani ravilerinde kopma olmaksızın peygambere nispet edilmesi), ravilerinin her birinin;

1- Müslüman olması
2- Büluğa ermiş olması
3- Akıl sağlığının yerinde olması
4- Fasık olmaması
5- Yalancı olmaması
6- Yalancılıkla itham dahi edilmemiş olması
7- Çevresi tarafından tanınmayan birisi olmaması
8- Günahkar olmaması
9- Hafızasının bozuk olmaması
10- Bidat ehli olmaması gibi özellikleri taşıması,

Hadisin metninin Kur'an'ın temel kavramlarıyla çelişmiyor olması vb. kriterlerin "tamamını" taşınması gerekmektedir. Bu kriterlerden birinin bulunmaması durumunda hadis "sahih" likten çıkar ve hasen, lizatihi hasen, ligayrihi hasen, mevzu vb. sınıflandırmalara tabi olur.

Yani hadis "ben ortaya attım lafımı hadi bakalım" diye yayabileceğiniz bir kavram değildir.

---

Gelelim hadislerin yüzyıllar sonra yazılması olayına:

@|SeYYaH| üstadın da dediği gibi

hadislerin onlarca yıl sonra yazılmış olmasının nedeni Kur'an ile karıştırılma endişesinden dolayıdır.

Hadisin tarihsel olarak 3 süreci vardır: tespit dönemi, tedvin ve tasnif.

Burada her birini uzun uzun yazabiliriz, ama bizim asıl konumuz kitabet ve tedvin.

Hadisler Hz. Peygamber hayatta iken yazılmaya başlanmıştır, fakat Kur'an ile karıştırılma ihtimali sebebiyle bu çalışma KURUMSALLAŞMAMIŞTIR bireysel çalışmalarla kalmıştır. Mesela biz bazı sahabelerin yazılı olarak hadisleri kaydettiğini ama bunları kendilerine sakladıklarını biliyoruz. Saklama gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi. Daha sonra Kur'an kitap haline getirildiğinde bu sayfalar yayılmıştır.

Bu Hz. Peygamberin hayatta olduğu hadislerin yazıdan çok şifahen dolaştığı döneme tespit dönemi diyoruz.

Peygamberin vefatından sonra da aynı hassasiyet ile halifeler döneminde de hadis yazıya geçirilmemiştir. Fakat gündelik hayatta sürekli kullanılmıştır.

Özellikle Hz. Ali döneminden itibaren tedvin (hadisleri bir araya getirme) faaliyetleri başlamıştır, ta ki hicri 2. yüzyıla kadar.

Hicri 2. yüzyıldan itibaren ise tasnif (sınıflandırma) ve kitaplaştırma çalışmaları başlamıştır.

Ezcümle: Hadislerin kitap olarak neşri her ne kadar 2. yüzyıla dayansa da, bunun arka planındaki çalışma sahabe döneminde başlamıştır. ve bu çalışma yukarıda bahsi geçtiği üzere çok titiz bir çalışmadır.
 

akilli55

Asistan
Katılım
24 Ekim 2010
Mesajlar
156
Reaksiyon puanı
41
Puanları
28
kitaptan bahsediyorum. bir kaç nusha yani sayfadan bahsetmiyorum.

Ayrica her hadis Aliminin sahih veya zayif gibi kriterleri birbirleri ile farklilik arzeder. O yüzden birinin sahih kabul ettigini bir baska hadis Alimi zayif veya uydurma olarak red edebilmektedir. Ayni sekilde raviler içinde birbirleri arasinda red/kabul farklılık arzeder

Kisaca mezhep veyo hadis ekol sahipleri işine geldiği gibi kullanabilir, ortam gayet müsait.
 

kmurat

Dekan
Katılım
8 Şubat 2014
Mesajlar
8,488
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
3,712
Puanları
1,358
kitaptan bahsediyorum. bir kaç nusha yani sayfadan bahsetmiyorum.

Ayrica her hadis Aliminin sahih veya zayif gibi kriterleri birbirleri ile farklilik arzeder. O yüzden birinin sahih kabul ettigini bir baska hadis Alimi zayif veya uydurma olarak red edebilmektedir. Ayni sekilde raviler içinde birbirleri arasinda red/kabul farklılık arzeder

Kisaca mezhep veyo hadis ekol sahipleri işine geldiği gibi kullanabilir, ortam gayet müsait.
Örnek ver, hak verelim.
 

akilli55

Asistan
Katılım
24 Ekim 2010
Mesajlar
156
Reaksiyon puanı
41
Puanları
28
Sen inkar ediyorsan kitaplari, neti karistirip bulayim. Sen hadiscilerin hadis kabul sartlarinin hepsinde aynı oldugunu mu iddia ediyorsun? İmam buhari, ibn mace, imam muslim vb. hadis kriterlerinin aynı oldugunu mu ve ravilerin guvenilir olma sartlarinda ittifak yaptiklarini mi soyluyorsun?
 

kmurat

Dekan
Katılım
8 Şubat 2014
Mesajlar
8,488
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
3,712
Puanları
1,358
Örnek sordum. Sen bir örnek ver, burada çelişki var dediğin.
 

zirkonyum

Öğrenci
Cezalı
Katılım
15 Şubat 2020
Mesajlar
17
Reaksiyon puanı
14
Puanları
3
Yaş
34
"Peygambersiz bir İslam" bir projedir, bu tuzağa düşmemek gerekir. Hadis, sünnet kavramları unutturulmaya, yozlaştırılmaya, yalanlanmaya çalışılıyor...
 

akilli55

Asistan
Katılım
24 Ekim 2010
Mesajlar
156
Reaksiyon puanı
41
Puanları
28
Örnek sordum. Sen bir örnek ver, burada çelişki var dediğin.
celiski yazmadım ki "isine geldiği gibi kullanabilir, ortam müsait" dedim Ayrica önceden yazayım "kullandılar" değil "kullanabilirler, ortam gayet müsait"
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Son mesajlar

Üst