Kötü anıları silen yöntem

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
Kötü anıları silen yöntem


kotu-anilari-silen-yontem_225259_mansetSpr.jpg



Acı, ölüm, stres, üzüntü, hastalıklar, depresyon... Ya da hepsini birden yaşamış olabilirsiniz.


Olumsuz hayat deneyimleri, beynin biyokimyasal dengesini bozup, psikiyatrik rahatsızlıkları tetikliyor. Ancak çözümü var. Kötü anılar, EMDR yani 'Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme' tekniğiyle siliniyor.

Arka arkaya gelen şiddetli travmalar günümüzde çoğu insanın sorunu. Şiddetli travmaların beynin doğal bilgi işleme sürecini tıkayabildiğini, bu durumda travmatik deneyimlerle ilgili algı, duygu, inanış ve anlamların sinir sistemi içinde kilitlenip kaldığını vurgulayan Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nden Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray, EMDR terapisiyle travmanın beyinde yarattığı fizyolojik sıkıntıyı gidermede etkin sonuçlar alınabildiğini açıkladı.


Geçmişle hesaplaşma bitiyor

EMDR terapisi tamamlandığında beynin hastanın başa çıkamadığı, donmuş halde duran bilişsel çarpıtmaları, çarpık algılamaları, içinde yaşanılan zamana ait pozitif bakış açışıyla değiştirmesini sağladığını belirten Eray, "Böylece yeni ve doğru bilgiler bilince akmaya devam edebilir. Travma tedavi edildiğinde geçmişle hesaplaşma biter, bireyin daha normal bir yaşam sürdürebilmesi sağlanır. EMDR terapisi, kişinin kendisine ait iyileşme mekanizmalarını harekete geçirmesini sağlar" diye ifade etti.


Hızla iyileşme sağlıyor


EMDR'nin bütün iyi işleyen psikoterapi yaklaşımlarında olduğu gibi tedavinin sonunda hastalarda davranış değişikliğine neden olabildiğini aktaran Eray, şunları söyledi: "En önemli özelliği ise iyileşmeyi daha hızlı gerçekleştirebilmesi. Özellikle ilk başlarda travma tedavisi yönünde geliştirilmiş ve etkinliği kanıtlanmış olmasına karşın günümüzde birçok ruhsal rahatsızlığın tedavisinde de etkin bir şekilde kullanılıyor."


Herkesin travması kendine


İnsan beyninde travmaya neden olabilecek konu ve olaylarla ilgili olarak; doğal afetler, savaş, cinsel ya da fiziksel saldırı, işkence, trafik/iş kazası, kanser gibi kronik hastalık teşhisi, bir yakının ya da yakınların kaybı gibi örnekleri veren Ayşegül Önk Eray, her travmatik olayın herkeste aynı etki ve sonuca neden olmayacağı konusuna dikkat çekti.


Genetik yatkınlık, aile hikayesi, sosyal destek faktörleri etkili


Travmanın şiddeti yanında kişinin genetik yatkınlığı, ruhsal olgunluğu, stresle başa çıkabilme kapasitesi, aile hikayesi, sosyal destekler gibi faktörlerin travma yaşayan bireyde ileride psikiyatrik rahatsızlıkların gelişip gelişmeyeceğini belirlediğine dikkat çeken Eray, şöyle devam etti: "Travma çok farklı psikiyatrik belirtilere ve rahatsızlıklara neden olabilir. Akut stres tepkisi, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik yas, depresyon, alkol-madde kullanım bozuklukları, anksiyete ile ilgili rahatsızlıkları ortaya çıkarabilir veya eski psikiyatrik rahatsızlıkları alevlendirebilir. Bunların içinde sık görülen rahatsızlık ise 'Travma Sonrası Stres Bozukluğu'. 'Travma Sonrası Stres Bozukluğu' olan hastaların yüzde 80'inde başta depresyon olmak üzere, panik bozukluk, sosyal fobi gibi rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir."


kaynak
 
Üst