Kış hastalıklarından korunmanın yolları

michuozawa

Guru
Emektar
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,602
Reaksiyon puanı
493
Puanları
7,263
Kış hastalıklarından korunmanın en basit yolu el hijyeni! Hastalık taşıyan kişinin hapşırık yoluyla 'kirlettiği' eli, virüslerin taşınmasına sebep oluyor
1452184173354_rs.jpg


Mevsimlerden kış olunca grip ve soğuk algınlığı hakkında her hafta yazsam yetmeyecektir. Özellikle okul çağında çocuğu olanlar, devamlı virüslü ortamlarda bulunan çocuklarını korumak için her yolu deniyorlar. Grip ve soğuk algınlığından korunmanın ilk kuralı, virüsü kendimizden uzak tutmayı başarmaktır. Toplumda yaygın bir inanış var; grip olan biriyle aynı ortamda bulunduğunuzda hastalığın size de geçeceği söylenir. Peki hastalık taşıyan virüsler hava yoluyla insandan insana geçebilir mi? Bu sorunun cevabı; belki! Hasta bir kimseyle aynı ortamı paylaşmak, -zaman zaman- taşınan virüsün kişiden kişiye geçmesine sebep olabilir. Sıklıkla soğuk algınlığına sebep olan virüsler, rhinovirüs olarak adlandırılırlar ve bu tip virüsler, temas yoluyla kişiden kişiye geçebilirler. Bahsedilen temas, illa kişilerin birbirine dokunması değildir. Hastalık taşıyan bireyin hapşırık veya öksürük yoluyla 'kirlettiği' eli ve dezenfekte etmeden dokunduğu eşyalara temas etmek, rihibovirüslerin kişiler arasında dolaşmasına sebep olur. El dezenfektasyonu, bu sebeple çok önemlidir. Bir şekilde 'kirlenen' elimizi ağız ya da burnumuza götürdüğümüzde bu tip virüslerin vücudumuza girebileceği yolu da açmış oluruz. Aslında kişiden kişiye hastalık geçmesinin öncelikli suçlusu, soğuk algınlığı virüslerini taşıyan mukoza kaplı ellerimizdir.


SOĞUK ALGINLIĞI İLE KARIŞIYOR
Bu konuda yapılan çalışmalar, soğuk algınlığı geçiren kişilerin taşıdıkları virüsleri, farklı yollarla da ortamlara bırakabildiğini gösteriyor. Aerosolized adı verilen virüsler, hapşırık vb. yollarla havaya bırakılarak minik -sıvı- damlacıklar halinde ortama yayılabiliyor. Bu tip bir yayılma söz konusu olduğunda hapşıran kişinin tükürüğüne, ağız ya da burnunuza temas edecek kadar yakın duruyorsanız, risk altındasınız demektir. Soğuk algınlığının gripten en önemli farkı, daha hafif semptomlar gösteriyor olmasıdır. Yani grip olduğunuzda işinize dahi gidemezken soğuk algınlığı yaşadığınızda hayatınıza devam edebilirsiniz. Bir diğer fark ise yüksek ateştir. Grip, yüksek ateşi de beraberinde getirir. Bu sebeple antibiyotik kullanımı grip vakalarında daha sık görülür. Ancak antibiyotik kullanımı söz konusu olduğunda en güvenilir merci, doktorunuz olmalıdır. Bulaşıcılığı sebebiyle girdiği ortamda bulunanları adeta sırayla etkisi altına alan gripten korunmanın yollarını bilmek ve okul gibi kontrolün zor olduğu ortamlarda kendilerini koruyabilmeleri için çocuklarınıza öğretmek gerekir.


GRİP AŞISI OLUN
Özellikle son yıllarda sıklıkla tartışılan bir konu olan grip aşısı, önerilerini araştırmalara dayandıran modern doktorlar tarafından tavsiye edilmeye devam ediyor. Grip aşıları virüsü taklit etme konusunda elbette her zaman kusursuz değil ancak bu durumda bile hastalığı olması gerekenden çok daha hafif atlatmanıza yardımcı oluyor. Elbette kesinlikle herkesin aşı olması gerekir diyemeyiz. Hangi grupta olduğunuzu, doktorunuza danışarak öğrenin ve aşı olmasında sakınca olmayan grupta iseniz mutlaka aşı yaptırın. Unutmayın, grip sebebiyle yaşanan ölümler, son derece ciddi bir konudur.


ELLERİNİZİ YIKAYIN!
Tüm bulaşıcı hastalıklardan korunmanın ilk ve altın kuralı ellerinizi temiz tutmaktan geçer. Bu konuda yapılan araştırmalar, kadınların ellerini erkeklerden daha fazla yıkadıklarını ancak her iki cinsin de aslında bu konuda yetersiz olduğunu gösteriyor. Buna göre, tuvaletten çıkan kadınların yaklaşık yüzde 78'i, erkeklerinse yüzde 50'si ellerini su ve sabunla yıkıyor. Bu, oldukça düşündürücü bir rakam. Ellerinizi yıkamak kadar doğru yıkıyor olmak da önemli. Yapılan araştırmalar, ellerinizi yeterince dezenfekte etmenin yolunun en az 30 saniye yıkamaktan geçtiğini gösterdi. Ellerini yıkadıklarını söyleyenler üzerinde yapılan bir diğer araştırmada, su ve sabunun sadece parmak uçlarına temas ettiği gösterildi. Bu araştırma esnasında en çok da baş parmağın yıkanmadığı ve mikrop yükünün en fazla bu parmakta olduğu tespit edildi.


BOL SU İÇİN
Su içmek, hemen hemen tüm hastalıkların tedavisinde tavsiye edilen bir davranıştır. Bedenin tamamı incelendiğinde cilt dışında tüm organların ıslak bir tabaka ile kaplı olduğu görülür. Bu ıslak tabaka, vücutta adeta bir kalkan vazifesi görür ve dışarıdan sızmaya çalışan her türlü istilacının içeri girmesini engellemeye yardımcıdır. Yapılan araştırmalar yeter miktarda su içmeyenlerin, enfeksiyonlara çok daha açık olduklarını gösterdi.


DOĞRU BESLENİN
Yedikleriniz, tüm vücut sağlığınızı korumak için son derece önemlidir. Doğru beslenmek, ihtiyaç duyulan vitamin ve mineralleri almak anlamına gelir. Bağışıklık sisteminizi yani hastalıklara karşı kullandığınız tek silahınızı, ihtiyacı olan vitamin ve minerallerle beslemeniz gerekir. Konu beslenme olduğunda altın kural, çeşitliliktir. Tabağınızda farklı renkte sebze- meyveler bulundurmaya çalışın ve bu karışıma biraz da çiğ kuruyemiş eklemeyi deneyin.


TIRNAKLARINIZI KESİN
Ellerinizi yıkamak, yetmez! Temas ettiğiniz her yüzeye tırnaklarınız da değer ve ellerinizi yıkarken tırnaklarınızı -tam manasıyla- dezenfekte etmeniz nerdeyse imkansızdır. Bu durumda, mikropların kolayca barınabileceği uzun tırnaklardansa ellerinizi yıkarken dahi dezenfekte edebileceğiniz kısa tırnaklarınız olmalı.


ORTAK KULLANILAN YÜZEYLERE DOKUNMAYIN
Uzmanlar, ortak kullanılan yüzeylerin çok kirli olduğunu, başkalarının elle dokunduğu yüzeylere dokunurken dikkat etmeniz gerektiğini söylüyorlar. Kapı açıp kapatırken kıyafetiniz veya kolunuzla ya da kağıt havluyla dokunun. Restoranlarda tepsi gibi servis gereçlerini tutarken peçete kullanın. Başkalarının dokunduğu yüzeylere dokunmaktan ne kadar uzak durursanız hastalıklardan da o kadar uzak durursunuz.

sabah
 

YiğitBey

Profesör
Katılım
9 Ağustos 2015
Mesajlar
1,167
Reaksiyon puanı
22
Puanları
218
O kadar yazıyı okumaya şahsen ben üşendim ama şunu söyleyeyim: Her şeyin başı keçiboynuzu pekmezi.
 

SmH51

Profesör
Katılım
27 Ocak 2010
Mesajlar
1,259
Reaksiyon puanı
61
Puanları
228
Eskilerin bir sözü vardır "Sakınan göze çöp batar" diye. Ne kadar önlem alırsan al, toplum ile etkileşim içinde olursan ne yaparsan yap kaçınılmaz. Ancak önlemlerinide almak lazım.
 

Absolut Milk

Profesör
Katılım
11 Ocak 2012
Mesajlar
1,171
Reaksiyon puanı
46
Puanları
228
ne kadar dikkat etsende bünye meselesi açıkçası.
Ama tabi önlem almanın da faydası var göz ardı etmemek lazım.
Şunu fark ettim yada bana iyi geldiği için anlatmak istiyorum boğaz ağrısı yada yutkunmada zorluk çekiyorsanız aman ha yumuşasın falan diyip sıcak şeyler içmeyin aksine ılık içecekler tüketin.Bende işe yarıyor.
yazılışıyla okunuşunun arasında dağlar kadar fark olan Taylot da günde bir kez olmak şartı ile içilirse sizi daha iyi yapabilir. Bol bol meyve ( C vitamini ) ve su tüketmek gerekir :)

Benim önerilerim bunlar.
Hasta olanlara geçmiş ola :)
 

nailasmu

Profesör
Katılım
6 Mayıs 2013
Mesajlar
2,166
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
Yaş
31
Bence de elleri yıkamak çok önemli, bakteri kaynağı elle bişey yemek boğaz ağrılarına yol açan en büyük etki bana göre, yazın bişey olmaz diyelim ama kışın öyle değil, arasıra elleri kolonya yada spirt ile temizlemek şart
 

Pupilla

Dekan
Katılım
17 Haziran 2009
Mesajlar
8,724
Reaksiyon puanı
139
Puanları
243
hiçbir şey yapamıyorsanız düzenli olarak elleri sabunla temiz bi şekilde yıkamak ve bulunduğunuz ortamı ara sıra havalandırmak hastalıkların %90'ını önler
 
Üst