Kahveniz şekerli mi yoksa tuzlu mu olsun?

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Yeni tanışmışlardı. Bir anda içi ısınmıştı kıza. Temiz bir yüz, tatlı ela bakışlar... Tutkulu ve hassas bir kalp. Aradığı ve umduğu her şey vardı. "Harika bir şey!" Bu çekingenlikle sevgisini ona hissettirmesi neredeyse imkansızdı. Dersten sonra bir fırsatını bulup kafeteryada kahve içmeye davet etti. Delikanlının davetine şaşırdığını gizlemedi kız. Üniversitedeki şehirli delikanlılardan biraz farklı olduğu belliydi. Yurtta kalıyordu, "hadi çıkalım" diyeceği tiplerden değildi. Tam bir kibarlık gösterisi yaparak daveti kabul etti. Kampüsün yeni taşlanmış yollarını yan yana yürüyerek kafeteryaya vardılar; köşede bir masaya oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı. "Ben artık gideyim" demeye hazırlanıyordu ki, delikanlı birden garsonu çağırdı:

"Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi. "Kahveme koyacağım da..."

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı...

Kahveye tuz!..

Delikanlı kıpkırmızı oldu mahcubiyetten; Biraz sonra tuz geldi. Olduğu gibi kahvesine döktü kağıt paketin içindeki tuzu. Herkesin şaşkın bakışları arasında afiyetle kahvesini içmeye başladı. Kiz, merakla, "Garip bir damak zevkiniz var" dedi...

Delikanli anlatti:

"Çocukken deniz kenarında yasardik. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam da bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum. Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki.."

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı.

İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri. Evcimen biri...

Derken kız da konuşmaya basladı. Onun da evi uzaklardaydı. O da ailesini çok seviyordu. Çocukluğunu anlattı uzun uzun. Delikanlı büyük bir samimiyetle kulak verdi kıza. Zamanı yeniden birlikte yaşadılar. Çocukça. İçten. Sevecen. Çok şirin bir sohbet olmuştu. Tatlı ve sıcak...

Bu sohbet tuzlu öykünün tatlı başlangıcı oldu. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses prensle evlendi. Gökten elmalar düştü. Muradlarına erdiler. Ömürlerinin sonuna kadar çok mutlu yasadilar.Prenses ne zaman prensine kahve yapsa kahvenin içine bir tutam tuz koydu hayat boyu... Eşinin böyle sevdiğini biliyordu çünkü...

40 yil sonra, adam dünyaya veda etti. "Ölümümden sonra aç" diye bir mektup bırakmıştı sevgili karisina. Prenses, prensinin ayrılık acısını yüreğinde derinlemesine yaşarken umulmadık bir teselli mesajı okuma beklentisiyle açtı mektubu. Şöyle diyordu satırlarda prens:

"Sevgilim, bir tanem; lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir hayal üzerine kurdugum için beni affet. İlk bulustugumuz günü hatirliyor musun? Öyle heyecanli ve gergindim ki, "seker" diyecekken "tuz" çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken, sözümü düzeltmeye o kadar utandim ki, tuz gelir gelmez çaresiz kahveme döktüm ve içtim. Sonra da sana bol tuzlu çocukluk hayallerimi anlattım. Bir yanlış üzerine anlattığım hayallerin ilişkimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm. Ama her defasinda korkudan vazgeçtim. Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiç bir sebep yok... İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem. O, garip ve rezil bir tat... Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerrece pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, her şeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim. İnan bana bu ikinci ömrümü de hep tuzlu kahve içerek geçirirdim."

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.

Bir gün lafı açıldığında yaşlı hanımın arkadaşlarından biri, "Rahmetli kahveyi tuzlu içermiş" dedi, "sen hiç tattın mı, nasıl bir şeymiş?"

Gözleri doldu kadının...
"Çok tatlı" dedi, "çok..."
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
yaa bu hikaye bende biraz daha farkli bir şekilde evdeki pc de kayıtlı her okuduğumda gözlerim dolar.... iki insanın bu denli güzel sevgi dolu bir beraberlik yaşamış olması çok güzel bir ömür boyu tuzlu kahve içmek çok zor bişey olsa gerek ama adam sevgisine o denli sahip ki hiç sesini çıkarmadan içmiş o tuzlu kahveyi Allah herkese böyle sevgi dolu bir beraberlik nasip etsin....

 

gokhan449

Öğrenci
Katılım
4 Ağustos 2007
Mesajlar
25
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
mehmet kardeş gerçekten güzel bi yazıydı
bizede duygulandırdın be kardeş %(
teşekkürler böyle yazıların devamını bekliyoruz.
 

otantic76

Doçent
Katılım
2 Eylül 2006
Mesajlar
868
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
o kadar anlamlı ki, bunun üzerine bir şey diyemem..
 

turoksin0

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
4,656
Reaksiyon puanı
0
Puanları
36
çok duygulu mükemmel bir yazı teşekkürler
 

RuNaL

Dekan
Katılım
11 Mart 2006
Mesajlar
6,898
Reaksiyon puanı
71
Puanları
48
Yaş
35
başka bi anlatımla okumuştum bu tuz hikayesini bu da güzelmiş tşkler
 

turoksin0

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
4,656
Reaksiyon puanı
0
Puanları
36
dün akşam aynı hikayeyi genco dizisinde anlattı adam :D
 

amesfa

Dekan
Emektar
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,863
Reaksiyon puanı
150
Puanları
63
Gerçekten güzelmiş, emeğine salık. :)
 
Üst