Kader gerçekten var mı?

muratcanberber

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2007
Mesajlar
2,033
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İnsanın iradesi vardır . Hayatını nasıl yaşayacağı tamamen insan'a bağlıdır. Çevresel etkenler olsa bile son karar insan'dan çıkmaktadır.

Kader tabiki var ama kader deyince daha önceden belirlenmiş birşeyleri yapıyoruz gibi algılanıyor bu yanlış. insan kendi kaderini kendisi belirlemiştir , belirliyordur , belirleyecektir
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
İnsanın İradesi Yoktur Tek bir irade mevcuttur o da Ahad olan ALLAH"a aittir
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
kader icin bir kisisel dini gorus bir de objektif bilimsel bir gorus vereyim

1) kader diye bir sey vardir: ama allah'in bizim kaderimizi bilmesi demek, o bildigi icin biz kaderimizi yasiyoruz demek degildir. mesela yurumesini yeni ogrenen bir bebegin dusecegini biliriz, ama biz bildigimiz icin o cocuk dusmez. bu bizim kisitli ongorumuzdur. allahin sonsuz ongorusu oldugu varsayilir.

2) determizm vs ozgur irade: determinizm demek tumevarim demektir. yani bir olaydaki degiskenler hakkinda bir bilgimiz varsa o olayin nasil sonuclanacagini biliriz. eger her olayin nasil sonuclanacagini biliyorsak o zaman ozgur iradenin felsefi bir anlami kalmaz, cunku zaten olacak olan herseyin sonucunu onceden biliyoruz. epistomolojinin bol tartisilan bir konusu...
 

kocaçınar

Asistan
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
155
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
KADER: Bildiğiniz gibi doğumdan ölüme kadar başımızdan geçecek olan olaylardır. Bunların tecellisine, yani gerçekleşmesine de KAZA diyoruz.

İmanın şartlarından biri de kadere ve hayır ve şerrin Allahü telâdan geldiğine inanmakdir. Kaderin manasını Türkçe de (alin yazısı) diye ifade ediyoruz. Allahü teâlâ, her kulunun başından geçecek her şeyi evvelden bilir. Kaderi değiştirmek kimsenin elinde değildir. Dilerse gene Allahü teâlâ değiştirir. Kader, Allahü teâlânin bir sırrıdır.

Hayır, ve şer Allahü teâlâdan gelir. Çünkü küllî irade Allahü teâlâdadir. Allahü teâlâ, kullarına da cüzi irade vermiştir. İste, bu cüzi iradeyi Allahü teâlânin emrettiği yolda kullananlar, mükâfatlanırlar. Fena yollarda kullananlar da, cezalandırılır. İnsanları Cennete veya Cehenneme götüren, iste bu cüz’ i iradedir. Bir müslimanin içki içmesi, cüz’ i iradesini Allahü teâlânin emrine muhalif olarak kullanmasıdır. Başka bir müslimanin içki içmemesi cüz’ i iradenin Allahü teâlânin emrine göre kullanılması demektir. Bunun gibi bir insanin cüz’ i iradesini iyi veya kötü istikamette kullanması kendi elindedir.

Kulun, cüz’ i iradesini kötü istikamette kullanması ile, Allahü teâlâ, o kula, şer getirir. O halde şerri hazırlayan gene kuldur. Allahü teâlâ, zalim değildir. Bilakis Allahü teâlânin merhameti, bir annenin evladına olan merhametinden çok üstündür. Bununla beraber, sebebini bilmediğimiz şerrin hikmetini ancak Allahü teâlâ bilir. Allahü teâlânin her iradesinin ve her tecellisinin sebebini ve hikmetini anlamak, kullar için çok zaman mümkün olmaz.!

Saygılarımla.


Kocaçınarım
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Sayın Saha,

Böyle bir deneyle kaderi nasıl birleştirmişler?Ayrıca ortada bir düğme varsa normal olarak beyin konuyla ilgili yorumunu zaten yapacaktır.

Yani deneklere o düğmeye basmaları söylenecek olsa da olmasa da beyin daha önceki değerlendirmelerini kullanarak belki 7 saniyeden bile daha önce şekillenen bir fiziki hareketi tasarlamaya başlamıştır bile.

Şu da bir gerçek ki kader bilim tarafından ispatlanması mümkün birşey değildir.

Gelecekte vuku bulacak bir olguyu önceden tahmin etmek kehanettir.Bilim öngörür,buna da aslında bilimsel kehanet diyebiliriz.Mesela küresel ısınma sonuçlarındaki öngörmeler gibi...

Özgür irade konusu daha ilginçtir;Geleceğin hiç bir şekilde değiştirilememesi, özgürlükle bağdaşmamaktadır. Özgür insan düşüncesi, kehaneti değiştiremezse, özgür değildir. Özgür kabul edilemez ve asla özgür olmamıştır.

Bu durumda şöyle bir sonuca varabiliriz:Tanrı geleceği biliyorsa, bu durum özgürlüğümüze olan bir müdahaledir.

Kaderle ilgili sorun da buna benzer.

Tanrıya ve kadere bütün kalbimizle inandığımızı düşünelim. Tanrı mükemmeldir. Asla yanlış olamaz. Sizin geleceğinizi bilmektedir. O geleceği siz bilmiyor olabilirsiniz ama, Tanrı bilmektedir. Ne yaparsanız yapınız, o geleceği değiştiremezsiniz.Bunlar inanırların iddialaridir değil mi?

O halde düşüncelerinizde özgür değilsiniz. İstediğiniz kadar reddedin... Bir kapan içindesiniz. Belli bir sona doğru ilerliyorsunuz. Geleceğinizi, kaderinizi değiştirme olanağından yoksunsunuz. Özgür değilsiniz!

Özgür iradeden bahsedemezsiniz.Mantıksız olur.

İşte tam burada Mutezile mecburen şöyle der : "Cüzi irade'yi Allah yaratmaz" ...

Yani işin nerelere vardığı ortada , yüzyıllar boyu ıvırtıp-kıvırtıp toparlamaya çalışmış binlerce kelamcı-felsefeci ama nasıl toparlayabilirler ki imkanı yok ...

Şimdide bilimi maskara etmeye çalışıyorlar...

Bu enstitünün kaderi incelediğini de hiç sanmıyorum ayrıca.Olsa olsa beyinle ilgili araştırmalar yapıyorlardır.
seni rengini belli etmeye davet ediyorum
mütezile şeytanını seviyorsan al senin olsun yakışır kaderle ilgili bilgi sahibi olmak isteyenler kur'an ve hadis size yeter ama terddüt şüphe duymayın imanı götürür
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
seni rengini belli etmeye davet ediyorum
mütezile şeytanını seviyorsan al senin olsun yakışır kaderle ilgili bilgi sahibi olmak isteyenler kur'an ve hadis size yeter ama terddüt şüphe duymayın imanı götürür

Şaka mı bu?

Rengim belli benim,

Bu yalanlara karnım tok.

Bana cevap hakkı doğurmayın,meydan okumayın AyhanAkyüz,

Baş edemezsiniz,

Herkes kendince doğru olanı savunuyor,siz hoşlanmak zorunda değilsiniz.,size yaranmak zorunda ise hiç değilim.

İşinize bakın...
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Şaka mı bu?

Rengim belli benim,

Bu yalanlara karnım tok.

Bana cevap hakkı doğurmayın,meydan okumayın AyhanAkyüz,

Baş edemezsiniz,

Herkes kendince doğru olanı savunuyor,siz hoşlanmak zorunda değilsiniz.,size yaranmak zorunda ise hiç değilim.

İşinize bakın...
canım sana kızdığımdan değil yanlış anladın acıdığımdan senin için endişelendiğimden
bir bişiyi kurtarmak 100 müşriğin boynunu vurmaktan efdaldir
seni don kişota benzetiyorum rabbine savaş açmış don kişotta olmaz diyorsan dakyanus deyim yani anadoluda yaşamış bir kral
en sondan başlayayım
benim işim bu elimden geldiğince aydınlatmak islama davet etmek ehlisünnet vel cemaat çizgisine davet etmek bu işide amatör çizgide yapmıyorum
her yorumunda islama karşı tavır alman sana yardım edebilecek tek yüce varlığı incitmendir yapma
bize kız hakaret et ne yaparsan yap ama islam karşıtı görüşlerini sil ha başka inanışlara sahip olabilirsin hürmet ederim ama başkasının inançlarınada sen hürmet et
kader konusunda o kadar çok ayet hadis varki yazmaya ne vakit ne sayfalar yeter tefsirinede ilmim yeter[kopyala yapıştır tefsir yapmam]
baş edemezsiniz
hitabına gelince kimseye üstünlük taslama gibi niyetimiz yoktur dediğim gibi hamdolsun bu işi profesyonel[fisebilillah]yaptığım altındanda layığıyla kalktığım halde seni yenmek seviyeni düşürmek değil seni kazanmak isterim
burada böbürlenmek [tekebbür ve kibir]gibi bir davranışı benden bekleme hamdolsun bilgi düzeyi çok yukarıda olanlara galebe çaldık biiznillah
herkez bildiğini savunuyor a gelince
bu olmaz mirim belki ben bildiğimi söylesem sen incineceksin ama ya bildiğim gerçek değilse o zaman buhtan olur
yani bildiklerimizi değil doğruları doğru yerde doğru zamanda doğru kişilere söyleyeceğiz her doğru her yerde söylenmez
google alimliğinde fayda yok
her bilgiye ulaşabileceğimizi zannediyoruz ama hatalı sadece kapitalist avrupanın bize dayattığına ulaşıyoruz özellikle dini konuları buradan öğrenme
bizzat tarikat kolumuzun adıyla yayın yapan site sapık itikatta daha niceleri var en donanımlı tevsir sitesini yahudiler kurmuş
canım kardeşim geç olmaz senden itidalli olmanı rica ediyorum sadece düşmanlık hınç gözüyle bakma Allah[cc]nefsimizi islah etsin o nefsini yen rabbine iltica et o anda insanları dünyayı başka göreceksin ve ne kapılar açılacak sana
size yaranmak zorunda değilim sözünüz
ha başlamışsın canım kardeşim yeni farkettim
zaten en doğrusu bu öyle yapsan rabbinden başka ilah edinirsinki şirke girersin tevbeside yoktur sen Allah[cc]için sev,buğz et bu sana amelisalihan olarak yeter
yani birilerine yaranmıyacağız ibadetlerimize ve salih amellerimize O ndan gayri kimseyi ortak etmeyeceğiz
selam ve dua ile
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
canım sana kızdığımdan değil yanlış anladın acıdığımdan senin için endişelendiğimden
bir bişiyi kurtarmak 100 müşriğin boynunu vurmaktan efdaldir

1- Siz önce kendinize acıyın,kimsiniz beni ne biliyorsunuz da acıyorsunuz.Kendinize gelin.

Bu hakaretinizi iade ediyorum.

2-Şu verdiğiniz örnek bile benim islamdan soğumama sebeptir.Bakalım şu örneğinize;
"bir bişiyi kurtarmak 100 müşriğin boynunu vurmaktan efdaldir"Buyurmuşsunuz,

Kim daha acınacak halde acaba?

Bana kafir derler ama bu şiddeti,böyle kötü bir örneği ben bile vermem.

Bu devirde bu yazdığınız "müşrik kafası kesme" artık utanç gerektirir."Profesyonel" olduğunu iddia eden biri için erken çöktünüz.

Günümüze buyrun bayım.Saatler 1400 yıl ileri alındı.

Ben de sizi "insanlığa" davet ediyorum.

herkez bildiğini savunuyor a gelince
bu olmaz mirim......

Böyle bir cevabım yok.Okumamışsınız.Zaten tamamı 6 satır etmez bir şey yazdım.Dikkatli okuyun.

Benimle boş yere de uğraşmayın,dininizi sizlerden iyi bilirim.Zaten o yüzden "müslüman" değilim.

İyi günler...
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı Sabahlar Orcagada arkadaşım;
"Halin Keyfin iyidir inşallah" diyeceğim.
Çünkü sizleri inanan arkadaşlarla uğraşmaktan dolayı fazla iyi görmedimde.

İnşallah ileride daha iyi ve güzel günler sizleri bekliyor olacak.

Bence (şahsi kanatim olarak) bu işlerle hiç uğraşmayın.
Yok din diyanetmiş,melek cinmiş,dünya ahiretmiş,cennet cehennemmiş.
Yok mezhebmiş,yok peygambermiş.........falanmış filanmış.

Bunlar boş işler orcagada arkaşım.
Bunlarla uğraşım şu bir daha geri dönmiyeceğin şu güzel,tatlı,mutlu ve huzurlu dünya hayatını rezil etme,
Bunlarla ve bunlara inanan insanlarla uğraşıp şu tatlı canını hiç mi hiç üzmeye değmez.

Madem dinimizi araştırmışsın.
Boş ve cahil insanların inandığı bir din olduğuna kanaat getirmişsin.
Madem bir daha gelmiyeceksin dünyaya.
Boş bir din ve boş insanlarla da uğraşmak abes olduğu için hayatını dolu dolu yaşamaya bak.(Gerçi yaşıyorsundur da)

Elmacık arkadaşım önceki yazılarında sizlere acizane bir tavsiyesi vardır.
Ağaçlar kuşlar ne güzel,bak kuşlar ne güzel ötüyorlar.Doğa bizlere geçmişte harikalar sunmaya devam ettiği gibi gelecekte de devam edecek.
Keyfini çıkarmaya bak.

Saygılarımla
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Mehmetim günaydın,

Ama beni uyaracağına yazılarımdan alıntı yapıp bana cevap zorunluluğu verenleri uyarmalısın.Bulaşmayana bulaşmıyorum.Sizler de öyle yapın,geçinip gidelim.

Yazmamaya gayret ediyorum ama üstüme gelinirse de pısmamı bekleyin.

Saygılar...
 

selef

Öğrenci
Katılım
16 Ekim 2008
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
kader elbette vardır yaptığımız yapacağımız her şey hayatın her anı saniyenin milyonda biri bile Hz Allah'ın bilmesi dir
bilmek ayrı şey irade etmek ayrı şeydir
anlaşılmakta zorluk çekiliyorsa kaderle ilgili çok soru sormamak gerekir
çünkü insanın aklı bazen insanı yanlışa götürür yanlış kıyaslarla (şeytanın yaptığı gibi) inkarcıların tuzağına düşülebilir saygılarımla
 

fish

Profesör
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
çok alakasız bir deney olmuş bence...ortada bir düğme varsa ve denekten bu düğmeye basması isteniyor ise beyin zaten hangi eli kullanmaya alışkınsa o eli kullanmaya yönelik talimatı verecektir..

bunun kaderle ne ilgisi var anlamadım...
 

kocaçınar

Asistan
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
155
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Aklın Kaderi Algılaması

Akıl, yaradılışta var olan bir özelliktir. Yaratılışında bu özelliğe sahip olmayan insan hiçbir şeyden sorumlu değildir. Akıl, bilmenin ve bilginin meydana çıkmasının imkanıdır. Yaradılıştan bu imkandan yoksun olanlar, başta Allah olmak üzere hiçbir şey bilemezler. Bilebilme özellikleri olamadığından dolayı da sorumlu tutulamazlar.

İnsan açısından değerlendirildiğinde aklın ve vahyin yalnız başlarına bir önemi ve anlamı yoktur. Birisinin olmaması diğerinin de anlamını ve önemini ortadan kaldırmaktadır. Her ikisinin aynı anda var olması gerekmektedir. Tıpkı ruh ve bedenin birlikteliği gibi. Akıl tek başına doğruyu bulma imkanına sahip değildir. Öyle olsaydı vahiy ve peygamber olmazdı. Akıl yanılabilme ve başka şeylerin etkisinde kalarak yanlışa düşme gibi zaaflara sahiptir.

Saygılarımla


Kocaçınarım
 

kocaçınar

Asistan
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
155
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Sayın Bulmeh,

Elle tutulur olmadğının zaten farkındayım.Ama sizi anlamıyorum.Yani kuran sadece ben ya da diğer ateistlerce inanılmıyor diye kaynak olarak kullanılaz mı?



ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayinin daha yaklaşmış olduğunu fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçısın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam; "TANRIM!!!" diye bağırmış.

Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yıllarca bana inanmadın, yaratılısı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş. Adam utanç içinde: "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksizlik, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Herşey eski haline dönmüş.Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru cevirmiş, ve konuşmaya başlamış: "Tanrım, senin rızkınla orucumu acıyorum,hamdolsun verdiğin nimetlere." :)

 

dervis

Asistan
Katılım
21 Kasım 2008
Mesajlar
140
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
bu mudur yani..

işte böyle insan oğlu daha Allahın varlığını tam idrak edememişken kaderi kazayı sorgular kendince de haklı çıkış yolları bulur.

ama öyle değil ilk olarak neden varedildik neden bu irade bize verildi ne kadar zaman varolacağız
onu bilmek lazım.

kuranı kaynak kabul edin veya etmeyin olayın aslı şu

cennette melekler çamurdan bir siluet yapıyorlar ve Allahu tealadan ona kendileri gibi can vermesini istiyorlar.
şeytan cennet meleklerinin asillerinden olduğu için olacakların farkına varıyor.
demekki şeytan da da hür irade var.
karar verme var.
ve daha yaratılmadan buna buğzediyor..
Allahu teala bilmez mi
tabiki bilir meleklerine buyuruyor ki
ben ona can veririm ama hepiniz ona secde edeceksiniz.
bilindiği üzere şeytan secdeden kaçınıyor cevap olarakta ben ondan üstünüm beni onlarla bir araya bırak ve bana biraz mühlet ver onların hepsinden üstün olduğumu sana ispatlayayım diyor (haşa)
Allahu teala ezeli ve ebedi değil midir?
ezelin ve ebedin yanında 5000-10000 yılın lafı mı olur.
işte bu mühlet Alah indinde göz açıp kapayıncaya kadar olan bir müddettir.
Allahu teala şuanı gördüğü gibi 1000 yıl önceyi 3000 yıl sonrayı da görür ve bilir
o bildiği için öyle olmaz öyle olacağı için o bilir.
ve bildiği içinde şeytana mühlet verir şeytan aleyhilane insanoğlunu ölümsüzlük vaadiyle yalan yere yemin ederek kandırır.
fakat insan Allah karşısında hatasının farkına varıp af dileme yoluna gider.
ve adem aleyhiselamın sülbünün imtihanı böyle başlar.
Allahu teala buyurur ben size çok kısa bir imtihan mühleti veriyorum (ki o da kişi başına en baba 100 yıl) bu müddet içinde şeytanın adımlarına uymayın.

yani çok kısa bir süre irademiz elimize verilmiştir.
bu kısa süre içinde türlü zulümler haksızlıklar olmuştur ama Allahu teala vaadinden dönmeyeceği için tabiri caizse hepsini deftere yazmıştır.
hatta kuranda kaç yerde Allahın verilmiş bir vaadi olmasaydı onlar yerle bir olurdu gibi insanoğlu için utanç duyulacak ifadeler vardır.

bizler adem a.s ın ve nuh a.s mın sülbleriyiz.
allah indinde şu göz açıp kapayıncaya kadar olan zamanda bile çoğumuz şeytana uymuş çoğumuz rabbini inkar etmiştir.
eğer ki rabbimizi görseydik veya onula konuşsaydık imtihanın ne anlamı olurdu.
zaten allah dileseydi hepimiz iman etmiş olurduk.
ama o adaletin yerini bulmasını ademin sülbünden cezayı hakeden kim varsa onun hak olmasını diledi

ve sonuçta böyle de olacak kim ne derse desin bir gün kendisini inkar ettiği rabbisinin karşısında bulacak.

kaderle ve allahın bilmesi ile ilgili bir örnek vermek istiyorum.

bir komutan nöbetci kulesine gizli kamera koyduruyor ve nöbette uyuyan askerini kayıt ediyor.
sonra o askeri huzuruna çağırıp ona yaptığı işi izlettiriyor.

işte kader mevzusu da bu askerin

-sen niye oraya kamera koydun sen niye beni gördün sen beni görmeseydin ne yaptığımı bilmeseydin ben nöbette uyumazdım demesine benzer.
 

HapS

Profesör
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,350
Reaksiyon puanı
63
Puanları
228
kader yok kadir var ayrıva kuranda bile çok fazla bahsi gecen bir mevzu değil 1-2 yerde ya gördüm ya görmedim hatta birtanesinde doğarsın ölürsün ikisinin arasında gecen zaman kaderdir gibi birşey yazıyor ama insanlar yıllardır kader kader diye tutturuyor kader yok yeğenim kader var diyenler seni kötü kaderini belirleyen politikacilar tarafından uydurulmuş bir balon kaderin kötü yersen tabi
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
orcagada
************************
düştüğün duruma acıyorum bu hakaret değildir inanmayan insanların haline hep acımışımdır boşuna çektikleri kürek için
verdiğim örnek haşa benim değil efendimizindir bir kişiyi kurtarman 100 tane müşriği öldürmenden efdaldir diyerek insana verdiği kıymeti belirtmiştir yani yaşatmayı
iddia etmiyorum öyleyim ve siz çaresiz acımasız yarınından korkan ahiret belki varsanın telaşındasınız
yazım gerçekten art niyetten arındırılmış yardım amaçlıydı ********************
ama sakın olaki tanrım(bizinm tanrımız yoktur islamiyet öncesi teng tengri miz vardı terkettik]beni niye yarattın diye hayıflanma bunda mutlaka bir hikmet vardır mesela *************
************
 

dervis

Asistan
Katılım
21 Kasım 2008
Mesajlar
140
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
aceleyle bulabildiğim bir iki ayet eğer gerçekten inanıyorsan yada gerçeği arıyorsan bu ayetlerin açılımından bahseder misin.

"şüphesiz ki biz, her şeyi bir kader (ölçü) ile yarattık." (Kamer/49),

"Allah her şeyi yaratmış ve her birine belirli bir nizam vererek, onun kaderini tayin ve takdir etmiştir." (Furkan/2),


"Yeryüzünde ve sizin başınıza gelen her hangi bir olay yoktur ki, biz onu yaratmadan önce o, kitapta bulunmasın. Doğrusu bunu bilmek Allah'a kolaydır." (Hadid/22),
 

nsgnc

Profesör
Katılım
6 Nisan 2008
Mesajlar
1,572
Reaksiyon puanı
10
Puanları
218
Buraya kadarki tüm yazıları okudum şunu demek istiyorum:

Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az...
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
orcagada
************************
düştüğün duruma acıyorum bu hakaret değildir inanmayan insanların haline hep acımışımdır boşuna çektikleri kürek için
verdiğim örnek haşa benim değil efendimizindir bir kişiyi kurtarman 100 tane müşriği öldürmenden efdaldir diyerek insana verdiği kıymeti belirtmiştir yani yaşatmayı
iddia etmiyorum öyleyim ve siz çaresiz acımasız yarınından korkan ahiret belki varsanın telaşındasınız
yazım gerçekten art niyetten arındırılmış yardım amaçlıydı ********************
ama sakın olaki tanrım(bizinm tanrımız yoktur islamiyet öncesi teng tengri miz vardı terkettik]beni niye yarattın diye hayıflanma bunda mutlaka bir hikmet vardır mesela *************
************
mehmet kardeşim bu olmadı
en ağır cümlelerle benim inançlarıma saldıracak yine yazılarında kin nefret ve aşağılama kusacak biz sevgi cümleleriyle karşılık vereceğiz saygısızlık veya hakaret kabul edilecek
ben türkçeyi çok çok iyi ingilizceyi normal eski türkçeyide yeterince bilirim iddia etmiyorum eski görevim gereği çok konuda detaylı açıklama yapacak kadar bunuda öğünmek için yazmıyorum Allah[cc]o duyguyu bana ve kardeşlerime nasib etmesin
fakat bu orcagadaya nasıl hitap edeyim nasıl cevap vereyim onun düzeyine inecek kelime bulamıyorum o yazdıklarım karşılık değil ama ne yapayım
kendisi islama değerlerimize a.......ça saldırılarını sürdürdükçe bizde zorda olsa onun seviyesine inerek cevap vereceğiz
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı akşamlar ayhan akyüz kardeşim;

Din kültürü ve Ahlak bilgisi bölümünde ateist olsun teist olsun,hakaret içeren cümlelere ve kelimelere elimden geldiği kadar müsade etmiyorum.

Eğer gözümden kaçanlar varsa hata benimdir,lütfen bildirin ki "zararın neresinden dönersek kardır" hesabı kara geçelim.

Saygılar
 

gokhankayaci

Doçent
Katılım
28 Şubat 2007
Mesajlar
550
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Orcagada galiba zor bir çocukluk geçirmişsin ki aileni genlerini sorguluyorsun. Şimdi zaten sen en başta Allah inancı olan bir insan olsaydın psikolojik olarak ne kadar sıkıntı çekersen çek bunların günahlarının kefarti olacağanın bilirdin. Ama sen ateist bir insan olarak çektiğin sıkıntılar yüzünden, olmadığını (çelişki) düşündüğün tanrıyı sorumlu tutuyorsun, onu bu yüzden sevmiyorsun ,ve cehennemde yanmaya hazırım diyorsun. Aslında sen bence Allahın varlığına inanıyorsun fakat ona olan nefretin gözlerini kör etmiş. Gerçekleri göremiyorsun. Daha doğrusu görmek istemiyorsun. Yazılarından anlaşılacağı üzerine zeki bir insansın. Ve mutlaka hayatın boyunca varlığını en azından bir kere sorgulamışsındır ve merak etmişsindir.
Tırnaklarımızdan, saçımıza kadar herşeyin nasıl özenle oluştuğunu, daha doğmadan önce boyumuzu, saç ve göz rengimizi dış görünüşümüzün nasıl olacağanın belirleyen genlerimizi, 2 yaşındaki bir bebeğin beynindeki sinir sayısı yetişkin bir insanınkinden 2 kat fazla olmasına rağmen zekasının henüz bir yunus balığı kadar olduğunu, hatta gelmiş geçmiş bütün insanların parmak izlerinin farklı (ikiz kardeşlerin bile farklıdır) olduğunu (daha sayamayacağım binlerce nedenden dolayı) görüpte hala Allahın varlığını sorguluyorsan bunun tek sebebi öfkedir. Başka hiçbirşey değil. Ama şunu bil. Bütün insanlar dünyada zeki, zengin, yakışıklı veya güzel, sağlıklı, başarılı olamaz. Her insanın katetmesi gereken yollar , aşması gereken zorluklar vardır. Çünkü insanlar mücadele ederek olgunlaşırlar.

Bir insan kolay para veya mevki kazanırsa onun değerini bilemez. Devamlı şikayet eder. Çünkü o insan zoru görmemiştir. Ama o parayı alnının teriyle zorluklarla kazanan bir insan harcarken bile eli titreyerek harcar. Çünkü değerini çok iyi bilir. Velhasılı kelam kolay kazanılan hiçbirşeyin aslında değeri yoktur.
Cennette işte böyledir. Onu kazanmak için birşeyler öğrenip olgunlaşman gerekir. Zorluklara karşı direnmen gerekir ki ancak öyle cennetin değerini bilesin. Umarım birgün oturur düşününür doğru kararı verirsin. Müslüman bir ülkede doğmanın ve müslüman olmanın ne kadar önemli olduğunu kavrar cenneti hakedersin. Çünkü Allah ne olursa olsun Muhammed ümmetinin eninde sonunda cennetine gireceğini müjdelemiştir.




pardon da arkadasımızın yazdıklarını detaylı okursan eger Allahın varlıgını sorgulamadıgını, sadece neden diye sordugunu gorebilirsin.Ki zaten bu kadar fazla cevap bulamayan acıklanamayan seyden sonra Allah ın varlıgını kabl etmemek aptallıktan baska bisey olamaz.
Ancak körlük olabilir.
ama o arkadasımız kendisi icin onemli olan hayatı icin onemli olan hicbir secimi kendisinin neden yapamadıgını sormus.
ve acıkcası senin ateist sin gibi bi tabiri kullanmaya en ufak bi hakkın dahi oldugunu sanmıyorum.madem inanclısın kendi inancınla kal oldugun yerde.insanların inancını da yargılayamazsın.ozellikle bole bi ortamda.bence sen kendi konusma tarzını duzeltmekle basla ilk is olarak.sonra boyundan büyük islere kalkıs.
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
fakat bu orcagadaya nasıl hitap edeyim nasıl cevap vereyim onun düzeyine inecek kelime bulamıyorum o yazdıklarım karşılık değil ama ne yapayım
kendisi islama değerlerimize a.......ça saldırılarını sürdürdükçe bizde zorda olsa onun seviyesine inerek cevap vereceğiz

Bakın arkadaşım,

Derdiniz nedir sizin?

Beni kışkırtmak mı istiyorsunuz?

Seviye meselesine gelince,siz bir umman olsanız ve tam ortasına beni atsalar anca topuklarımı ıslatırdınız.

Sıkıldım sizlere hiç birşey anlatamamaktan.Uğraşmayın benle.Cevap vermeye zorlamayın.

Gidin neye tapıyorsanız tapın,bana bulaşmayın yeter,

Hayır,tamam tartışalım,konuşalım desem "dinimeğğ saldırıyolağ" modunda direk düşmalık yapacaksınız.Sizin gibileri iyi bilirim,ilk değilsiniz.En ufak eleştiriye tahammül edemezsiniz.Zaten edemediğiniz,edemeyeceğiniz de yukarda ayan beyan görünüyor.

Boşverin,işinize bakın...

Mehmetim,başını ağrıttığım için kusura bakma.Elmacık'ın sözünü hatırlattığın için de sağol.

Saygılar "hak edenlere"...
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
gerçekler ilaç gibidir şifadır ama acıdır
kimseyle derdimiz yoktur
öyle yazılar yazki seni alkışlayalım senden birşey öğrenelim sende bizim yazdıklarımızı oku beğenmeyebilirsin ama yolu yordamınca anlatabilirsin sitemiz büyüktür hepimize ter var yeterki saygı sevgi eksik olmasın
 

mustafa0155

Asistan
Katılım
23 Temmuz 2008
Mesajlar
113
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
tartışan kardeşlerime.selam ve dua ile hürmetler.

Şefkat Müminlerin Mesleğinde Bir Esastır


Şimdi her inanan insan belli ölçüde şefkatten nasibi olması lazım, zaten şefkat mesleğimizde de bir esastır. Şefkatten azlığı ölçüsünde imandan da nasibi o ölçüdedir. Ne kadar şefkatten nasibiniz azsa imandan da o kadar bir kayıp ve hüsran içindesiniz demektir. Şefkati olmayanın tam bir imanı da yoktur.
Varlığı kucaklamayan, insanlığa açık durmayan, engin bir vicdanla herkesi bağrına basamayan bir insanın imandan nasibi de o kadardır. Bu açıdan bu aynı zamanda bizim mükellefiyetimizdir. Yunus Emre "dövene elsiz, sövene dilsiz, gönülsüz" demiş. Efendimiz'in de (sallallahu aleyhi vesellem) Taif dönüşü duasında ne dediğini biliyorsunuz. Yani taş atıyorlar, başı yarılıyor, ayakları kanlar içinde kalıyor. "Allahümme inni eşkû da'fe kuvvetî ve hevânî ale'n-nâs[2]" diyor. Orada horlanıyor, hakir görülüyor. Başı, dişi yaralanıyor. Bunun karşısında Allah'a yönelip "Allah'ım halimi sana arz ediyorum, bu mevzuda zayıf davrandım, mukavemetli olamadım. Bunlar beni bilmiyorlar, sen bunları affet" diyor. !!!!!!!!!


Ardından oranın halkının başına dağların konması teklifiyle gelen melaikeye karşı diyor ki "Hayır, yüz sene sonra da bunların içinden, neslinden iman eden bir insan gelecekse hayır" diyor. İşte insanlığa karşı bu şefkati vardı Efendimizin. Yunus'un dediği gibi dövene elsiz, sövene dilsiz ve hiç kırılmadan gönülsüz olmak lazım, bunlara bakarak biz de önümüzdeki imama uyma mecburiyetindeyiz. Ne kadar uyabiliyorsak, ne kadar iktida edebiliyorsak, ne kadar onun hislerini paylaşabiliyorsak o kadar paylaşacağız. Bu açıdan biz kendimizi merkeze oturtarak, her şeyi görüp bize yapılan şeylere mukabelede bulunma, bunlara cevap verme, onlara lanetli bedduada bulunma gibi şeylere yönelmeye hakkımız yoktur. Çünkü her şeyin merkezinde değiliz biz. Her şeyin merkezinde Allah vardır. Allah'ın teveccühü ve rızası vardır. Biz kendimizi esas olarak alamayız.
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Hayırlı akşamlar ayhan akyüz kardeşim;

Din kültürü ve Ahlak bilgisi bölümünde ateist olsun teist olsun,hakaret içeren cümlelere ve kelimelere elimden geldiği kadar müsade etmiyorum.

Eğer gözümden kaçanlar varsa hata benimdir,lütfen bildirin ki "zararın neresinden dönersek kardır" hesabı kara geçelim.

Saygılar
bir yerden yönlendirilen bir grup vardı birtanesi gerçekten oyuna getirilmiş çok iyi bir arkadaş o.m ile görüştük iletişimide koparmadık diğer ikisini hamdolsun sildik şimdi bir ikili çıktı keşke altyapıları olsa zevkle tartışsak tebliğin hasenesinden faydalansak yok olmayan ilimleriyle körleme saldırıyorlar alimlere saldırıyorlar
önce maksat cemaat olgusuyla parçalamak sonra hocaefendileri eleştirme değil yargılayarak fitne bulaştırmak
bir ara bizim sitemizede geldi bu tipler ayrımcılığa hocaefendilere cemaatlere[ayrım değil tanınmak amacıyla]lakap takılmasını ve orada bulunmayan kişinin iftira bombardımanına tutulmasını yasakladık özellikle ci cu ekiyle yapılanları
inanın böyle kişiler için gecelerimi harcıyorum helal olsun
alakana sevindim bu site hepimizin kapatılma ihtimalinide düşünüp kurallara uymak lazım
sadece bir yerlerden yönlendirilen ateist,inançsız din düşmanı taklidi yapan kişilere sesleniyorum [üç kişi kendilerini bilirler rolünüzü yapamıyorsunuz buradaki arkadaşlar bilinçli tuzağınıza düşmezler
sizi yönlendirenleri elinizin tersiyle itin yeni isimle vicdanınızla bir giriş daha yapın sizin gibi güzel arkadaşlar edinelim
 

kocaçınar

Asistan
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
155
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Kader konusunu anlamak için, önce İnanmış olmak lazım! Ateis birisine kader konusunu anlatamazsınız! Zira Dinimizde Tefekkür ve Teslimiyet esastır!
Var oluş sebebini kozmik bir doğa olayına bağlayanlar zaten Kader, iman gibi kavramları anlayamazlar!

Buradaki konumuz Kader'di. Mehmet bey'in dediği gibi ALLAH'ın varlığına ve birliğine olan bilimsel delilleri ilgili forumda paylaşabiliriz.


Kader, bizim için geçmişte yaşanmış ve gelecekte yaşanacak olan olayların tümü, zamana tabi olmayan, zamanı yoktan var eden Allah'ın bilgisi ve hakimiyeti dahilindedir. Zaman ve mekan mutlak olmayan, başlangıçları olan, Allah'ın yoktan var ettiği kavramlardır. Zamanı ve mekanı yaratan Allah, elbette ki bunlara tabi değildir.

Sonuç olarak, Kader yüce yaradan' nın bir sırrıdır her iradesinin ve her tecellisinin sebebini insanların idrak edebilmesi mümkün değildir!



Buna şöyele yalın bir örnek verebiliriz. Bilgisayarlarımızın hafızası sınırlıdır. Kapasitesinden fazlasını kaldıramaz çöker! Yada sisteme bir virüs bulaşır ve Bilgisayarımız sapıtır! İşte insanın bazı şeyleri idrakı de bu misal gibidir.


Saygılarımla



Kocaçınarım




 

gokhankayaci

Doçent
Katılım
28 Şubat 2007
Mesajlar
550
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
tartışan kardeşlerime.selam ve dua ile hürmetler.

Şefkat Müminlerin Mesleğinde Bir Esastır


Şimdi her inanan insan belli ölçüde şefkatten nasibi olması lazım, zaten şefkat mesleğimizde de bir esastır. Şefkatten azlığı ölçüsünde imandan da nasibi o ölçüdedir. Ne kadar şefkatten nasibiniz azsa imandan da o kadar bir kayıp ve hüsran içindesiniz demektir. Şefkati olmayanın tam bir imanı da yoktur.
Varlığı kucaklamayan, insanlığa açık durmayan, engin bir vicdanla herkesi bağrına basamayan bir insanın imandan nasibi de o kadardır. Bu açıdan bu aynı zamanda bizim mükellefiyetimizdir. Yunus Emre "dövene elsiz, sövene dilsiz, gönülsüz" demiş. Efendimiz'in de (sallallahu aleyhi vesellem) Taif dönüşü duasında ne dediğini biliyorsunuz. Yani taş atıyorlar, başı yarılıyor, ayakları kanlar içinde kalıyor. "Allahümme inni eşkû da'fe kuvvetî ve hevânî ale'n-nâs[2]" diyor. Orada horlanıyor, hakir görülüyor. Başı, dişi yaralanıyor. Bunun karşısında Allah'a yönelip "Allah'ım halimi sana arz ediyorum, bu mevzuda zayıf davrandım, mukavemetli olamadım. Bunlar beni bilmiyorlar, sen bunları affet" diyor. !!!!!!!!!


Ardından oranın halkının başına dağların konması teklifiyle gelen melaikeye karşı diyor ki "Hayır, yüz sene sonra da bunların içinden, neslinden iman eden bir insan gelecekse hayır" diyor. İşte insanlığa karşı bu şefkati vardı Efendimizin. Yunus'un dediği gibi dövene elsiz, sövene dilsiz ve hiç kırılmadan gönülsüz olmak lazım, bunlara bakarak biz de önümüzdeki imama uyma mecburiyetindeyiz. Ne kadar uyabiliyorsak, ne kadar iktida edebiliyorsak, ne kadar onun hislerini paylaşabiliyorsak o kadar paylaşacağız. Bu açıdan biz kendimizi merkeze oturtarak, her şeyi görüp bize yapılan şeylere mukabelede bulunma, bunlara cevap verme, onlara lanetli bedduada bulunma gibi şeylere yönelmeye hakkımız yoktur. Çünkü her şeyin merkezinde değiliz biz. Her şeyin merkezinde Allah vardır. Allah'ın teveccühü ve rızası vardır. Biz kendimizi esas olarak alamayız.



iste burada da arkadasın dedigi gibi olaya kendi cercevenden bakarsın ama asla yargılayıcı olamazsın.eger yargılamaya baslarsan yargıladıgın ve betimledigin seye dönüsürsün.bu yazı icin tesekkür ediyorum arkadasa.
 
Üst