- Katılım
- 9 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 2,699
- Reaksiyon puanı
- 47
- Puanları
- 228
1.Kısım için http://forum.shiftdelete.net/istemenin-sirlari-1-t21709.0.html
Kuldan istemenin bile bir âdâbı, bir erkânı bir usulü varken, bütün kâinatın yaratıcısından istemenin bir âdâbı, bir usulü olmaz mı?
Ettiğimiz dualar,
Allah'a gönderdiğimiz mektupsuz zarflara benziyorlar.
Zarf var ama mektup yok
Ceset var ama ruh yok,
Kabuk var ama öz yok,
Maske var ama yüz yok.
Yaşarmayan bir gözle,
Ürpermeyen bir kalple
Huşu duymayan bir gönülle
Kızarmayan bir yüzle,
Hissetmeyen bir özle,
Eyleme dönüşmeyen bin bir sözlerle
Allah'a yazılan davetiyelerin nasıl yerine varmasını beklersiniz?
Yanmayan, özlemeyen,
Sızlamayan, inlemeyen,
duymayan bir yüreğin feryadı olur mu hiç?
Dua;
Bir çocuğun annesinden ısrarla bir şeyler isteyişi gibi,
İlahi kapının eşiğine başımızı koyup “Ver YA RABBİ” demektir.
Diyelim ki
Rabbimiz duamıza icabet edecek. Yüreğimizin gönlümüzün isteklerini yerine getirecek.
Peki, bizim yüreğimiz kalbimiz gönlümüz buna hazır mı?
Öyle bir kalbimiz var ki;
Dünyalık lezzet ve eğlencelerden başka bir şeyle meşgul olmayan,
Öyle bir gönlümüz var ki,
Geçici ve maddi olan herşeye bağlanmış.
Peki, Rabbimiz böyle bir gönüle, böyle bir yüreğe böyle bir kalbe icabet eder mi?
Ama onun rahmeti ve merhameti o kadar büyük ki;
O kadar rahmeti gazabını geçmiş ki;
Hala bizim gibilere teneffüs edecek hava, yiyecek ekmek ve içecek su veriyor.
Rabbim cümlemizi kendine layık kullar eylesin!
Âmin
Saygılarımla
Kuldan istemenin bile bir âdâbı, bir erkânı bir usulü varken, bütün kâinatın yaratıcısından istemenin bir âdâbı, bir usulü olmaz mı?
Ettiğimiz dualar,
Allah'a gönderdiğimiz mektupsuz zarflara benziyorlar.
Zarf var ama mektup yok
Ceset var ama ruh yok,
Kabuk var ama öz yok,
Maske var ama yüz yok.
Yaşarmayan bir gözle,
Ürpermeyen bir kalple
Huşu duymayan bir gönülle
Kızarmayan bir yüzle,
Hissetmeyen bir özle,
Eyleme dönüşmeyen bin bir sözlerle
Allah'a yazılan davetiyelerin nasıl yerine varmasını beklersiniz?
Yanmayan, özlemeyen,
Sızlamayan, inlemeyen,
duymayan bir yüreğin feryadı olur mu hiç?
Dua;
Bir çocuğun annesinden ısrarla bir şeyler isteyişi gibi,
İlahi kapının eşiğine başımızı koyup “Ver YA RABBİ” demektir.
Diyelim ki
Rabbimiz duamıza icabet edecek. Yüreğimizin gönlümüzün isteklerini yerine getirecek.
Peki, bizim yüreğimiz kalbimiz gönlümüz buna hazır mı?
Öyle bir kalbimiz var ki;
Dünyalık lezzet ve eğlencelerden başka bir şeyle meşgul olmayan,
Öyle bir gönlümüz var ki,
Geçici ve maddi olan herşeye bağlanmış.
Peki, Rabbimiz böyle bir gönüle, böyle bir yüreğe böyle bir kalbe icabet eder mi?
Ama onun rahmeti ve merhameti o kadar büyük ki;
O kadar rahmeti gazabını geçmiş ki;
Hala bizim gibilere teneffüs edecek hava, yiyecek ekmek ve içecek su veriyor.
Rabbim cümlemizi kendine layık kullar eylesin!
Âmin
Saygılarımla
SON