İşte "Gerçek" Kıyamet Günü!

Bu konuyu okuyanlar

neskalii

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
3,932
Reaksiyon puanı
23
Puanları
38
Yaş
38
Allah imanlı yaşayıp son nefesimizde kelime i şahadet getirip imanlı can vermeyi nasip etsin..
Allah tüm inanan kardeşlerimin geleceğini aydınlık akıbetini hayırlı etsin..
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
dini, kıyamet gününü ve ahiret inancını hiç bilmeyenlerin yaptıgı ahmak bir video sadece!
dün meleklerin ölümü zaten abuk! ahiret inancını yok eden bir mantık..
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
İnancıma göre günü yaşarım bu tip videolar da hiç etkilemez zamanı gelince yaşarız yaşamamız gerekeni.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Hadisleri terkedersen dini de terk etmiş olursun.

Kur'an Allah'ın kelamıdır ve İslamın yasaları yazar ancak o yasaların nasıl yürütüleceği, nasıl uygulanacağı yazmaz.
İşte orada hadisler devreye girer ve yasama yürütme sağlanmış olur.

Uydurma hadisler elbet olabilir ancak herkesin güvendiği kaynakları okumak gerekir. Buhari, Tirmizi gibi.

En fazla uydurma hadis zaten bu Buhari'de, Ebu-Müslim'de, Tirmizi’de vb. kaynaklarda var. Din adına uydurmacılığın zirve yaptığı yıladır bu yıllar, Hadislerin parayla alınıp, parayla satıldığı yıllardır bu yıllar.

Ayrıca bu kişilerin hadisleri toplama metodolojisi de son derece tartışmalıdır. Zira bu metodoloji göre hadisin sahihliği ravinin “güverliliğine” bağlıdır. Örneğin Buhariye göre Hanefi Mezhebinin kuruyucu Ebu Hanife “güvenilmezdir”. Bu yüzden Ebu Hanife’den tek bir hadis dahi nakledilmemiştir.

Peygamberimizin hadis yazmasını yasakladığı; Dört halife döneminde, özelikle Hz. Ömer dönemimde, hadis nakileden Ebu Hureyre’nin ciddi şekilde cezalandırıldığı bilinen bir gerçek.

“Kur'an başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz” demek Kur’an’ın temel mantığına aykırıdır. Zira Kur’an “insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracağını" söyler. O “akıl sahipleri için gerçek bir rehberdir”. Peki detaylandırılmamış bir kitap nasıl karanlıklardan aydınlığa çıkarabilir? Nasıl rehber olabilir?
 

El Padrino

Dekan
Emektar
Katılım
15 Şubat 2007
Mesajlar
6,045
Reaksiyon puanı
70
Puanları
48
En fazla uydurma hadis zaten bu Buhari'de, Ebu-Müslim'de, Tirmizi’de vb. kaynaklarda var. Din adına uydurmacılığın zirve yaptığı yıladır bu yıllar, Hadislerin parayla alınıp, parayla satıldığı yıllardır bu yıllar.

Ayrıca bu kişilerin hadisleri toplama metodolojisi de son derece tartışmalıdır. Zira bu metodoloji göre hadisin sahihliği ravinin “güverliliğine” bağlıdır. Örneğin Buhariye göre Hanefi Mezhebinin kuruyucu Ebu Hanife “güvenilmezdir”. Bu yüzden Ebu Hanife’den tek bir hadis dahi nakledilmemiştir.

Peygamberimizin hadis yazmasını yasakladığı; Dört halife döneminde, özelikle Hz. Ömer dönemimde, hadis nakileden Ebu Hureyre’nin ciddi şekilde cezalandırıldığı bilinen bir gerçek.

“Kur'an başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz” demek Kur’an’ın temel mantığına aykırıdır. Zira Kur’an “insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracağını" söyler. O “akıl sahipleri için gerçek bir rehberdir”. Peki detaylandırılmamış bir kitap nasıl karanlıklardan aydınlığa çıkarabilir? Nasıl rehber olabilir?

Bende hadislere güvenmiyorum.Hadislerin amacının Kuranı doğru anlamak olduğunu iddaa eden insanlar var.Yani bu ne demek !? Allah Kuranı yanlış ve anlaşılmayan bir dille yazdı ve bazı kendini akıllı zanneden insanlar Allah'ın sözlerini kendi algılarına göre uyarlayıp bize tekrar anlatıyorlar.Tek kitap Kuranı Kerimdir.İslam, kainat, yaradılış ve aklınıza gelen her türlü soruya Kuranda cevap bulabilirsiniz.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
hala yok şöyle olcak, yok böyle olcak diye internetten arayıp duruyorsunuz, kırıcı sözlerle tartışıyorsunuz. ilk emir oku, açın okuyun ve okuyun öyle bilgilenin.
 

kgt1453

Asistan
Katılım
7 Şubat 2013
Mesajlar
158
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Namazın nasıl kılındiğını bana Kur'an ayetleri ile anlatabilir misiniz? @El Padrino

Sizler Hadis mevzusunu yanlis anlamissiniz.
.
 

Karargaht

Dekan
Katılım
14 Kasım 2007
Mesajlar
9,235
Reaksiyon puanı
112
Puanları
63
Namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, hacc'da tam olarak neler yapılır? vs gibi bir çok önemli konu Kuran'da geçmektedir ama nasıl yapılacağı söylenmemiştir. Onu açıklayanda peygamber efendimizdir. Hadislerin amacı budur. O kaynağa güvenme, bu kaynağa güvenme...e biz kime güvenerek namaz kılıp oruç tutuyoruz o zaman?
 

kgt1453

Asistan
Katılım
7 Şubat 2013
Mesajlar
158
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
En fazla uydurma hadis zaten bu Buhari'de, Ebu-Müslim'de, Tirmizi’de vb. kaynaklarda var. Din adına uydurmacılığın zirve yaptığı yıladır bu yıllar, Hadislerin parayla alınıp, parayla satıldığı yıllardır bu yıllar.

Ayrıca bu kişilerin hadisleri toplama metodolojisi de son derece tartışmalıdır. Zira bu metodoloji göre hadisin sahihliği ravinin “güverliliğine” bağlıdır. Örneğin Buhariye göre Hanefi Mezhebinin kuruyucu Ebu Hanife “güvenilmezdir”. Bu yüzden Ebu Hanife’den tek bir hadis dahi nakledilmemiştir.

Peygamberimizin hadis yazmasını yasakladığı; Dört halife döneminde, özelikle Hz. Ömer dönemimde, hadis nakileden Ebu Hureyre’nin ciddi şekilde cezalandırıldığı bilinen bir gerçek.

“Kur'an başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz” demek Kur’an’ın temel mantığına aykırıdır. Zira Kur’an “insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracağını" söyler. O “akıl sahipleri için gerçek bir rehberdir”. Peki detaylandırılmamış bir kitap nasıl karanlıklardan aydınlığa çıkarabilir? Nasıl rehber olabilir?

Hadis ilmi üzerine ne gibi bir eğitiminiz çalışmanız var da böyle kesin konuşabiliyorsunuz?
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
En fazla uydurma hadis zaten bu Buhari'de, Ebu-Müslim'de, Tirmizi’de vb. kaynaklarda var. Din adına uydurmacılığın zirve yaptığı yıladır bu yıllar, Hadislerin parayla alınıp, parayla satıldığı yıllardır bu yıllar.

Ayrıca bu kişilerin hadisleri toplama metodolojisi de son derece tartışmalıdır. Zira bu metodoloji göre hadisin sahihliği ravinin “güverliliğine” bağlıdır. Örneğin Buhariye göre Hanefi Mezhebinin kuruyucu Ebu Hanife “güvenilmezdir”. Bu yüzden Ebu Hanife’den tek bir hadis dahi nakledilmemiştir.

Peygamberimizin hadis yazmasını yasakladığı; Dört halife döneminde, özelikle Hz. Ömer dönemimde, hadis nakileden Ebu Hureyre’nin ciddi şekilde cezalandırıldığı bilinen bir gerçek.

“Kur'an başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz” demek Kur’an’ın temel mantığına aykırıdır. Zira Kur’an “insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracağını" söyler. O “akıl sahipleri için gerçek bir rehberdir”. Peki detaylandırılmamış bir kitap nasıl karanlıklardan aydınlığa çıkarabilir? Nasıl rehber olabilir?

İmam-ı Azam Ebu Hanife yanlış, Ona taabi olan, Hoca Ahmed Yesevi yanlış, Hacı Bektaş Veli yanlış, Hacı Bayram-ı Veli yanlış, Abdulkadir Geylani hazretleri yanlış, Akşemseddin yanlış, sen doğrusun öyle mi?

Açık ki sen mezhepsizliği savunan bir insansın.

Peygamberin sünnetini ve bu kadar alimi reddederek hamaset içinde olduğun ise kesin.

Hiçbir ilmin olmadığı halde, sırf hasetlik etmek uğruna ezbere yazdığın da kesin.

Rabbim sana Şems-i Tebriz'i gibi bir adamla karşılaşmayı nasip etsin.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Sevgili @kosasker,@kgt1453,@Karargaht Tartışmanın daha sağlıklı bir zeminde yürümesi için öncelikle zihninizdeki yanlış bir bilgiyi,yani "bunlar hadisi ve sünneti inkar ediyor” önyargısını yıkmamız gerekiyor. Zira hadisler Peygambere ait olmasına rağmen inkâr ediliyor değildir. Hadisler önce peygambere ait olmadığına Kur’an ayetlerine, akla ve bilime yapılan birçok göndermeyle temellendirildikten son inkar ediliyor.

Hadisler peygamberin vefatından çok sonra yazılmıştır. Ve hadisleri toplama metodolojisi son derece tartışmalıdır. Hadislerin doğru olup olmadığına karar verilirken temel kriter ravinin(hadisi nakleden kişi) “güvenilir” olup olmadığı esas alınmıştır. Ravi’nin naklettiği hadis,eğer ravi “güvenilirse”, Kur’an ayetleriyle, akılla çelişse dahi “vardır bir hikmet” denip kabul edilmiştir.Ancak “güven” son derece sübjektif bir ölçüdür.Nitekim Buhari’nin “güvenilir” ravi dediğine, öğrencisi ebu-Müslim “sika(güvenilir) değil” demiştir.

Hadislerde Peygamber aşağılanmakta, kadınlar aşağılanmakta; bazen midenizin kaldıramayacağı hadislere, bazen izanınızın donup kalacağı hadislere rastlarsınız. Üstelik hadislere göre Kuran eksik bir kitaptır.

Şimdi söylediklerimi ilgili hadislerle temellendirelim

Peygamberin aşağılandığı hadise örnek:

Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi
(Buhari, Hibe, 8).

Kadının aşağılandığı hadise örnek:
Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
(Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338;
Ebu Davud, Salat 110/720)

Midenizin kaldıramayacağı hadise örnek:

Hadis: “Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”
(Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163)

Kur-an’nın eksik bir kitap olduğuna dair hadisler.

Buna örnek olarak meşhur recm hadisi örnek gösterilir.(başka hasilerde var).Hadise göre; Kuran ayetleri sayfalara yazılı şekilde Hz. Aişe’nin evindedir.Ancak Peygamber’in vefatından sonra odaya giren aç bir keçi bu ayetleri yemiştir.Böylelikle bu günkü Kur’anda recm ayeti yer almamıştır.( İbni Mace Nikah 36, Hanbel 5/131,132, 183 ve 6/269
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
Buhari'ye, Ebu Davud' a, Tırmizi ye atfedilen her hadis onların yazması mıdır ?

Sizin bu yazdıklarınız, "hadis inkarcılarının" yüzyıllardır tipik olarak kullandığı, tahrip edilmiş, doğrunun içine yalanın katılmış olduğu, hadis olarak sunulan yazılar.

İçlerinde doğru olan ve yine cımbızlandığı için asıl anlamından uzaklaştırılmış olanlar da var.

Hakkınızdaki görüşüm geçerlidir. Size göre Besair-üd Derecat, Muhammed b. Hasan-ı Saffar, Usul-ül Kâfi, Muhammed b. Yakub-i Kuleyni hadisleri geçerlidir. Bunu da rahatlıkla söyleyebilirim.

Propaganda yapacaksanız, burası uygun bir yer değil.

Ne kadar çok alim varmış yav, bizde müslüman arıyoruz. Allah Allah.
 

Karargaht

Dekan
Katılım
14 Kasım 2007
Mesajlar
9,235
Reaksiyon puanı
112
Puanları
63
Yahu yalan yanlış sözleri hadis diye yayanlar illaki olmuştur ancak onlar kendini belli ediyor zaten. Nasıl ki peygamber efendimizin söylediğine inanmıyorsak bazı hadisleri, Buhari, Tirmizi vs.'nin de kaynak olarak yanlış gösterilmesi aşikardır.

Neyse, Velhasılı kelam herkes inandığı yolda yolcudur. Allah bizi en doğuya inananlardan eylesin.
 

kgt1453

Asistan
Katılım
7 Şubat 2013
Mesajlar
158
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Ebubekir SİFİL

Modern zamanlar, pek çok İslamî hüküm, değer ve inancın bizzat Müslümanlara tartıştırıldığı zaman dilimleri olarak kayda geçiyor. Her ne kadar biz benzer bir durumun Sahabe kuşağı henüz hayattayken yaşandığını görüyor isek de, arada önemli bir fark var: O dönemlerde bu meseleleri tartışanlar, Müslüman toplum tarafından hiçbir zaman benimsenmemiş, hep eğreti durmuş, hep “heretik/sapkın” olarak değerlendirilmiştir. Bugünse bilhassa Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte, bir devlet gücünü, bir sermaye birikimini arkasına alan bu tür yapılanmalar, elde ettikleri imkânlarla bid’atlarının propagandasını yapıyor; bu suretle her geçen gün daha fazla sayıda insana ulaşıyor. Şu hakikatin altını kalın çizgilerle çizelim: Bu akım ve kişiler ilim bakımından Ehl-i Sünnet’ten ileride olduklarından değil, bid’atlarının propagandasını etkin olarak yapma imkânına sahip bulunduklarından toplumun bir kesimi nezdinde itibar sahibi oluyor.

Usta bir propaganda dili kullanılarak insanımıza, asırlardır din adına yanlış bilgilendirildikleri telkin ediliyor ve bu telkini yapanlar, bu “tarihî arıza”yı (!) “Kur’an adına” düzeltmek için canla başla çalışıyor!!

Abdullah b. Abbâs (r.a)’ın naklettiğine göre Hz. Ömer (r.a) bir konuşmasında “recm”den bahsetmiş ve şunları söylemiştir: “Bu konuda sakın aldanmayın! Zira recm, Allah Teala’nın haddlerinden bir haddir. Dikkat edin! Resulullah (s.a.v) da recmetti; O’ndan sonra bizler de bu cezayı uyguladık. Eğer insanların, “Ömer, Allah’ın Kitabı’na, onda olmayanı ilave etti” deme ihtimali olmasaydı, recm hükmünü mushafın (bir sayfasının) kenarına yazardım. (…) Dikkat edin! Sizden sonra birtakım insanlar gelecek; recmi, şefaati, Deccal’ı, kabir azabını ve (günahkâr) bazı (mümin) kimselerin cehennemde (bir süre azap görüp) karardıktan sonra oradan çıkacağını yalanlayacaklar.”

Bu, son derece ilgi çekici bir rivayettir. Hz. Ömer (r.a)’ın, burada söylediklerini “kendi tahmini” olarak söylediğini düşünmek mümkün değildir. Burada ileride cereyan edecek bir durumdan haber verilmektedir ve Efendimiz (s.a.v)’den işitilmiş bir bilgiye dayandığında şüphe yoktur.

Hz. Ömer (r.a)’ın haber verdiği bu hususlar, ulema tarafından, Hz. Ali (r.a) döneminde ortaya çıkan Hariciler tarafından dile getirilen bid’at görüşlerle tefsir edilmiştir. Rivayetin böyle tefsir edilmesi elbette yanlış değildir. İslam tarihinde Sünnet konusunda arızalı ilk algı tarzı Hariciler’de görüldüğü için bu açıklama tarzı isabetlidir. Hadis şerhlerinde bu gibi durumlar zikredildikten sonra “Hamdolsun bugün artık bu türlü şeylere rastlanmamaktadır” tarzında cümleler okuduğumuz zaman hayıflanıyoruz. “Bir de bugünleri görseydiniz” diyoruz…

Bu bid’at tavrın, geçmişteki Sünnet inkârcılarının günümüzdeki uzantılarından da sadır olmasına şaşırmamalıdır. Asıl şaşırmamız gereken, bize 1400 sene önce haber verilmiş bulunan bu ve benzeri sapmaların teşhisi konusunda görülen tereddütlerdir.

Benzeri bir durumu “kader” meselesinde de görüyoruz. Bu meselede de ilgili Kur’an sıra hadislere geliyor ve kader konusundaki rivayetlerin “Emevi uydurması” olduğu büyük bir rehavet içinde söyleniyor…

Bu türlü meseleler söz konusun olduğunda evvel emirde yapılanın bir “zihin oyunu” olduğunu unutmamakta fayda var. Önce Kur’an’ın bu meselelere delalet etmediğine inandırılırsınız. İş hadis rivayetlerine kaldığında yapılacak şey bellidir: “Uydurma” der, meseleyi bitirirsiniz.

O halde öncelikle Kur’an’ın ilgili hususlara delaleti konusundaki illüzyonu fark etmeli, arkasından hadis rivayetlerine geçilmelidir…

Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 23.
 

Kurşun Kalem

Profesör
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,601
Reaksiyon puanı
58
Puanları
48
[MENTION=54792]kosasker[/MENTION] yanlış bir düşünce içerisindesin. Hadisler konusunda fikirlerine yorum yapmıyorum ama sırf seninle aynı düşüncede değil diye kimsenin müslümanlığını sorgulayamazsın. Lütfen buna dikkat edelim.
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
@kosasker yanlış bir düşünce içerisindesin. Hadisler konusunda fikirlerine yorum yapmıyorum ama sırf seninle aynı düşüncede değil diye kimsenin müslümanlığını sorgulayamazsın. Lütfen buna dikkat edelim.

Haddime değil kimsenin müslümanlığını sorgulamak, öyle birşey de yapmadım.
Tecrübe ettiğim bir durumdur ve ne yazdığımı biliyorum.
Uyarın için de teşekkür ederim.
 

Besonnen

Asistan
Katılım
2 Mayıs 2013
Mesajlar
322
Reaksiyon puanı
1
Puanları
16
Lütfen Tüm Kalbimizle...
"Eşhedu En La İlâhe İllâllah Ve Eşhedu Enne Muhammeden Abduhu Ve Resuluhu "
 

Karargaht

Dekan
Katılım
14 Kasım 2007
Mesajlar
9,235
Reaksiyon puanı
112
Puanları
63
Lütfen Tüm Kalbimizle...
"Eşhedu En La İlâhe İllâllah Ve Eşhedu Enne Muhammeden Abduhu Ve Resuluhu "

Güzel bir şey yazmışsın ancak belirtmek durumundayım ki bütün yazıyı kalın yazmıyoruz kardeşim :)
 

smnfrkn

Profesör
Katılım
11 Temmuz 2012
Mesajlar
1,283
Reaksiyon puanı
11
Puanları
38
Arkadaş! Şurada bile herkes "En iyisi en doğrusu benim bildiğim, senin bildiklerin yanlış!" mantığıyla konuşuyor. Fikrini söyle çekil, nedir bu "Herkes benim inandığım gibi inanacak!" dayatması? Allah yâr ve yardımcımız olsun, işimiz zor. Kıyameti görsek de görmesek de.
 

execute

Asistan
Katılım
15 Şubat 2011
Mesajlar
469
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
"Hayatının bir dakikasını boşa harcamaya cüret edebilen biri, İslamiyetle tanışmamıştır."

Charles Robert Darwin


Hadi inanın bakalım.
Yukarıdaki söz şimdi darwinin mi oldu ?

 

topalsolucan

Rektör
Katılım
25 Mart 2010
Mesajlar
15,674
Reaksiyon puanı
555
Puanları
113
Allah korusun eğer müslüman olmasaydım, dünya benim için hiç bir şey ifade etmiyor olacaktı. şu an çalıştığım işten hemen istifa eder ve hayatımı rezil bir şekilde devam ettirirdim. sonrası hiçlik olan bir hayatı ne diye zahmetler ve çabalar ile geçireyim ki? islamın adı bile düzen demek.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
"Hayatının bir dakikasını boşa harcamaya cüret edebilen biri, İslamiyetle tanışmamıştır."

Charles Robert Darwin


Hadi inanın bakalım.
Yukarıdaki söz şimdi darwinin mi oldu ?

Anlatmak istediğini tam olarak anlamadım. Yukarıda alıntıladığım hadislerin Buhari'nin kitabında yer almadığını mı düşünüyorsun? Bu örnekle neyi anlatmaya çalıştın? Biraz açabilir misin?
 

ksksersey

Öğrenci
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
24
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
--Arkadaşlar hadis dinin kaynağı mıdır konusunda herkes bişeyler söylüyor, şimdi biz susalım ve Allah tarafından kıyamete kadar korunacağı açıklanan Kuran-ı Kerim konuşsun,

Hadis olmazsa din de olmaz(!) diyenler için:

Enam Suresi 38
Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.



Ankebut Suresi 51
Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?



Enam Suresi 114
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?




Saffat Suresi 154-157
154- Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
155- Hiç mi öğüt almıyorsunuz?
156- Yoksa sizin apaçık olan bir deliliniz mi var?
157- Şayet doğru söylüyorsanız kitabınızı getirin.

Maide Suresi 45
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.

--Şimdi de burda diğer bir arkadaşa laf atıp da "koskoca hadis yazarları, din alimleri doğru bilmiyor da sen mi biliyorsun" diyenler için gelsin:

Bakara 170
Onlara, "Allah'ın indirdiğine (Kuran'a) uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...


Bakara 79
Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
@ksksersey e cevap

Kur’an-ı kerimin birçok yerinde Resulüme uyun buyuruluyor. Eğer Kur’anı herkes anlasaydı, (Resule uymaya lüzum yok, herkes Kur’andan anladığına uysun) denirdi. Aksine Kur’anın açıklanması istenerek buyuruluyor ki:
(İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]

Kur’an-ı kerimde, sadece (Allah’a uyun) denmiyor. Resulüne de uyulması emrediliyor. (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Demek ki Resulullaha uymak Allah’a uymaktan ayrı değildir.)

(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.)
[Ahzab 71]

(Resulüm de ki, “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”)
[Al-i İmran 31]

(O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.)
[Necm 3,4]

(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!)
[Araf 158]

(O ümmi Peygamber, temiz şeyleri helal, pis, çirkin şeyleri haram kılar.)
[Araf 157]

(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini
[İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]

Demek ki Resulü de haram etme yetkisine sahiptir. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizi]

(Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!)
[Haşr 7]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen kâfirler, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.)
[Enfal 13]

(Allah’ın yolu ile, peygamberlerin yolunu farklı göstermek isteyenler kâfirdir.)
[Nisa 150-1]

(De ki, “Allah’a ve Peygambere uyun! Eğer
[uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Yakında, “Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey tanımıyorum” diyenler çıkacaktır.) [Ebu Davud]

(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “bunu bırak, Kur’andan söyle” derler.)
[Ebu Ya’la]

(Bir zaman gelir, sünnetimi öldüren kimseler çıkacak. Allah bunlara lanet etsin!)
[Deylemi]
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]

(Bana uyan Cennete girer, uymayan, isyan eden Cennete giremez.)
[Buhari]
Resulullaha uymanın önemi anlaşılınca, Kur’an-ı kerimin açıklaması olan hadis-i şeriflere de uymanın gereği anlaşılır. Sünnet, [hadis-i şerifler] olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekatın, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Yani hiç kimse, bunları Kur’an-ı kerimden çıkaramazdı. Şu halde Kur’anı anlamak için, onun açıklaması olan hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır. Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor. ****** biz de anlarız diye inat ediyorlar. Herkes Kur’anı anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı? Eğer herkes Kur’an-ı kerimi doğru anlasaydı, 72 ***** fırka meydana çıkmazdı.

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Eğer onun hükmünü peygambere veya ülül-emre [yetkililere, âlimlere] sorsalardı, öğrenmiş olurlardı.) [Nisa 83]

(Verdiğimiz bu misalleri ancak âlim olanlar anlar.)
[Ankebut 43]

(Bilmiyorsanız âlimlere sorun.)
[Nahl 43]

(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.)
[Fatır 28]

Bu âyetler, Kur’anı anlamak için âlimlerin açıklamasına da ihtiyaç olduğunu bildirmektedir.
 

ksksersey

Öğrenci
Katılım
30 Eylül 2006
Mesajlar
24
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Vay beee, kendi fikrim olarak tek bir söz söylemeyip, sadece Kuran ayetlerini aktardığım halde yine de "sapık" oldum..!
Orda Alimler dediği akıl sahibi kişiler demektir, yani Kuran'ı okuyup düşünüp manasını ve mesajını anlayan kişilerdir onlar, evliya yada şeyhler değil. Peki Kuran okuyunca ve Kuran'dan ayetleri burda paylaşınca sapık mı oldum ben şimdi? O koca alimler o kadar zeki ki herşeyi anlıyorlar ama bizler o kadar salağız ve sapığız ki Kuran'dan hiçbirşey anlamayız, kesinlikle onların yardımına ihtiyacımız var öyle mi? Kusura bakma ama Kuran'da Allah bu kitabı biz indirdik ve bunu öğretici ve açıklayıcı biziz diyor. Haşa!! o alimler kendilerini Allah'ın ve Resul'un yerine koyuyolarsa o başka.
Hep aynı taktik, Kuran okuma! anlamazsın kafir olursun, Kuran okuma sapık olursun! Tabi tabi Kuran okumayalım da kendimizi sahte hocaların, şeyhlerin kucağına bırakalım da bizi sömürsünler dimi ama. Burda bir kelimesi dahi değişmemiş Kuran'a mı güvenebiliriz yoksa doğruluğu kanıtlanamayan yada kasıtlı olarak bazı yanlışlıklar yapılmış hadislere mi? Herkes kendi seçimini yapsın ama kimseye sapık yakıştırılması yapılmasın. Bunlar da son sözüm, saygılar.
 

aslanpayi

Doçent
Katılım
12 Ağustos 2009
Mesajlar
523
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Anlatmak istediğini tam olarak anlamadım. Yukarıda alıntıladığım hadislerin Buhari'nin kitabında yer almadığını mı düşünüyorsun? Bu örnekle neyi anlatmaya çalıştın? Biraz açabilir misin?

Her önüne gelenin hadis adı altında (araştırmadan) her şeyi yazmasına olan tepkisini böyle gösteriyor sanırım.
 

kgt1453

Asistan
Katılım
7 Şubat 2013
Mesajlar
158
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Mesele şu, Hadis ve Sünneti red mi ediyoruz? Yoksa bazı hadisleri mi red ediyoruz?

1. sorunun cevabı evet ise anlaşmamız mümkün değil.

2. sorunun cevabı evet ise, hangi hadisin sonradan ekleme olduğunu veya hangi hadis aliminin güvensiz olduğunu anlamak için bir hayli ilmi seviye olması gerekir.

Tek istediğimiz bu konuları konuşan kişilerin ilmi seviyelerinin yüksek seviyede olmasıdır. Okuduğu 3-5 kitap ile gelip burada ahkam kesmesinler veya kişisel görüşlerini aktarmasınlar.
 
Üst